Kültür Sanat Edebiyat Şiir

önyargı sizce ne demek, önyargı size neyi çağrıştırıyor?

önyargı terimi tarafından tarihinde eklendi

  • Cem Sagol
    Cem Sagol

    hepimiz yapıyoruz....
    engel olamıyoruz...

  • Kimse Siz
    Kimse Siz

    Birini tanımadan, bir olayı enine boyuna bilmeden, bir yeri görmeden onun hakkında kesinmiş gibi yorum yapmak.Bu (insanlar hakkında yargıya varma kısmı) , biraz insan sarrafı olma kompleksinden kaynaklanıyor.Ben adamı gözünden anlarım...Yok yeaa...

  • Umut Kaya
    Umut Kaya

    ön yargi birsey hakkinda tam bilgi edinmeden karsindaki insani yok etmeye calismak,suclamak,komik duruma düsürmek,

  • Mâi Eflatun
    Mâi Eflatun

    insanın ellerine ayaklarına prangalar vurur..gören gözleri görmez eder..varın gerisini siz düşünün..

  • Buraya Kadar
    Buraya Kadar

    Bazen mantığımız ne kadar iyi işlerse işlesin, bizi varmak istediğimiz sonuca götürür.

  • Meltem Gün
    Meltem Gün

    önyargi '' cahilligi cagristiriyor''
    kisi nekadar cahil ve anlayis kitligi cekerse o derecede önyargili olur
    yanlis ve bazen cok tehlikeli

  • Sanane Banane
    Sanane Banane

    insanların sonunu biliyormuş gibi olaya kendi bildiğini sonuç yapmasıdır

  • Ozan Ekin
    Ozan Ekin

    maymunluktan kalma bisey

  • Vedat Kocakaya
    Vedat Kocakaya

    çok yanlış abi...bide tampona bak öle yargıla...................:P

  • Yaşar Oglu
    Yaşar Oglu

    bence okunmalı.....

    O Zaman Oyun Biter

    İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; 'Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi...' Berber çocuğa seslenir: 'Ali, buraya gel! '. Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, 'bak şimdi' diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: 'Hangisini istiyorsan alabilirsin? '
    Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek: 'Gördün mü? Sana söylemiştim.' der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:
    - Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter! '

    Allah'ın bile insanlar hakkındaki hükmünü, ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken... Biz kim oluyoruz da insanları birkaç kez görmek, iki-üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz!

  • Ayca Şen
    Ayca Şen

    iç güdülerime güvenmem gerektiğini bilyorum.önyargının ise yanlışlığını. tek sorun, ikisinin ayırdını yapabilmekte..

  • Yeliz Türkkan
    Yeliz Türkkan

    Önü arkası yok bunun.. Kimse kimseyi yargılamamalı, yok böyle bir hak...

  • Zeynep Yılmaz
    Zeynep Yılmaz

    insanlardaki onyargiyi parcalamak atomu parcalamaktan daha zordur..

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Tecrübe sahibi insanlardan kaynaklı *olumsuz* sabit fikir.

    Genellikle çevremiz hakkında *tecrübe* adına olumsuz yansımaları biriktirip aktardığımızdan zararlıdır.

    Diyalog, sabır ve sağduyu ile (hem kendi içimizde hemde karşımızdaki kalıp) kırılabilir.

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    herzaman yanly? çykty?yny bildi?im halde bakmayy byrakmady?ym ?ey

  • Alp Tanhu
    Alp Tanhu

    çok tehlikeli bi insan için...
    insan önceden kapatır mı hiç yargılarını..

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    ‘En büyük düşmanımız ön yargı, en çok ihtiyacımız olan şey diyalogtur’
    Cemil Meriç

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    ''Ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur'``'
    Albert Einstein

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Dr. Paul RUSKİN; öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara yaşamakta olduğu şu durumu anlatır:

    “'Hasta ne konuşuyor ne de söylenenleri anlıyor. Bazan saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer yada kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor, ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerinin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürüyemiyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp cığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazan ortada bir sebep yokken sinirleni- yor, biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor.”'

    Bu olayı anlattıktan sonra, Dr. RUSKİN; öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar. Öğrencileri böyle bir şeyi yapamayacaklarını söylerler. Dr. RUSKİN; kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onlarında yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar. Daha sonra Dr. RUSKİN hastanın fotoğrafını öğrenciler arasında dolaştırmaya başlar.

    Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır.

    Dr. RUSKİN, Amerikan Tıp Birliği dergisindeki makalesinde, (günümüzde çok yaşandığı gibi) gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır. Belkide hayatta yaşadığımız birçok şey bize önyargılarımız ve bakış açılarımız tarafından dayanılmaz ve zor görünebilir...

  • Selin Sonsuz
    Selin Sonsuz

    Yılandan çok korkarım....
    Düz zeminde ve zigzaglar çizerek kaçmam gerektiğini öğrenecek kadar çok.....:=)))

    Ama yılandan korkmam.... önyargıdan korktuğum kadar.....

    Acaba huy çıkar can çıkmaz misali değiştirilemez bir unsur mudur? ?

    Siz gene de önyargılı birinden uzak durun...ne olur ne olmaz....

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Karşılaştığımız her olay, yeni, temiz, bir sayfa olsun hayatımızda... Yoksa önyargılarımız gözümüzün önündeki hazinelerin yerini gizler.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanindan bir an bile ayrılmaz.

    Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu dogar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır...

    Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne cıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir...Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür.

    Einstein'ın söylediği rivayet edilen bir söz var: 'insanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor'

  • Sıtar Karabil
    Sıtar Karabil

    'Öyle hazin bir çağda yaşıyoruzki bir önyargıyı yıkmak bir atomu parçalamaktan daha zor' A. Einstein.... Atom bombasını bulan mahlukattır aynı zamanda kendisi