Çocuğa Saygı, Bir Ülkenin Ruhu Olur (Toplumsal gözlem, psikolojik farkındalık ve iyileştirici bir çağrı)
Bir çocuğu yalnızca büyütmüyoruz, bir ülkenin geleceğini, bir insanın iç dünyasını da kuruyoruz. Çünkü en kalıcı inşa, insana yapılan yatırımdır. Ve o yatırım çoğu zaman oyuncaklı bir odada değil, duyulmuş bir cümlede, duyulmamış bir duygudadır.
Çocukluk, sadece anılardan ibaret değildir, gelecekteki yetişkinliğin harcıdır. Ve ne yazık ki en büyük kırılmalar, en masum yerden başlar.
Çocuğa küçük yaşlardan itibaren “sus” denilerek öğretilen şey, çoğu zaman saygı değil, içe kapanmadır. “Büyüklerin yanında konuşulmaz” gibi ezberlerle büyütülen çocuk, duyulmadığını zanneder, zamanla da kendi sesine yabancılaşır.
“Mahalle ne der?” korkusuyla, çocuk kendi duygusundan utandırılır. Oysa toplum, ancak “Ne hissediyorsun?” diye sorabilen bireylerle gelişir.
Ailede huzur yoksa, çocuk da kendiliğinden huzurlu olamaz. Çünkü çocuk, annesinin gözünden, babasının sesinden büyür.
Bugün çocuklara sadece “çevreye göre” kıyafet giydiriliyor. Ama içine, yaşam kıyafeti olarak endişe, korku ve sevilmeme duygusu giydiriliyor.
Ve sonra soruluyor: “Ne oldu bu çocuğa?” Asıl soru şu olmalıydı: “Biz neyi fark etmedik?”
Evde sevgiyi hissedemeyen çocuk, onu iyi olmayan ruhlarda aramaya başlar. Ve çoğu zaman oradan eksilerek, kendinden biraz daha uzaklaşarak döner.
Oysa sevgi sadece bir his değil, çocuğun dünyayı anlama biçimidir.
Bu yüzden hep söylüyorum: – Çocuğunuza saygı duyun. – Yalnızca sevin demiyorum; sevdiğinizi hissettirin. – Sözünü kesmeyin. – Ona kendini ifade edebileceği alanlar tanıyın.
Çünkü kendini anlatamayan bir çocuk, büyüdüğünde kendi içinde kaybolur. Ve toplum, o kayıplarla eksilir.
— Huri Çalışkan Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi
plastik bir enstrüman sıkıştılmış eline nefesini ince borudan üfleyerek duyacağımız notaları çıkarmaya çalışıyordu, yalın ayakta bırakılmıştı dramatize etmek adına kalplerimizi..... evet bir çoğumuzun yazılarına konu olan gerçeklerin haber bültenini izliyoruz sokaklarda.....bende bu olayı bize gösteren aileler için veya uzaktan takip eden tahsilatları toplayanlar için öylesi bir yazı hazırlarım ki..... taşların ağladığını duyarız, lakin tercih etmeyeceğim ve niyet edeceğim onun yerine.....
ÇIPLAK AYAKLI MİNİK AYAKLARA YAKIŞAN TEK ŞEY ÇİMENLERDİR, ELLERİNE GELİNCİK ÇİÇEKLEİRNİN BULAŞTIĞI...... :)))
Hayatlarını tribünde izleyici olarak geçirmek yerine sahada oyuncu olarak geçiren çocukların, sevgi ve güveni kalplerine ekebilmeyi başaran ebeveynlerin şahit olacağı şeyler şüphesiz hayallerini gerçekleştiren çocuklar olacaktır. Bu yolu açabilen ve fırsatı veren AİLEYE selamlar, başaran ÇOCUKLARIMIZA ise tebrikler!
Evet, şimdi kendi sahneni izle genç! Bu başarı senin. Bu bütünlükte kalabilmek, hayatı dolu dolu yaşamak için ebeveynlerin sağladığı güven ve sevgi, tüm bu yolculuğun en önemli parçalarıdır.
Sonuçta, sahnede parlayan yıldızlar, kendi hayallerinin peşinden koşan cesur çocuklardır.
bazen tek yapılması gereken öğüt vermek yerine Çocukları dinlemektir.
akılda tutulması gereken her çocuk, anlaşılmak ister. kendi dünyalarını bize açtıklarında, onları dikkatle dinlemek, sevgi ve güven dolu bir ilişkiyi güçlendirir. ebeveyn olarak her zaman çözüm sunmak zorunda değiliz; bazen, sadece dinlemek, en büyük destek olabilmekte.
İLETİŞİM Eski çağdan itibaren iletişim unsurları önem arz ediyor. Anne rahminde başlayan iletişim zamanla kendi boyutuna kendi karakterine bürünüyor. İletişim; En yalın haliyle kişilerin birbirini tanıyabilmesi ve anlayabilmesidir. Hayatta kalabilmek, kendini ifade edebilmesi için her bireyin vazgeçilmez aracıdır. Çocuklarda ana rahminde başlayan iletişim dünyaya geldiği andan itibaren birçok kapının kilidini açmada rol oynamaya başlar. Çocuklar iletişim aracını beden dili ve ses tonuna ekleyen akıllı bireylerdir.
Böylelikle ihtiyaç halinde bu araçları karşıt olarak kullanırlar..
,,hayır'' kelimesinin üslubu bana hep set gibi gelmiştir...
sebepleriyle ,,Hayır’ı'' kullanmak gerekir, buna inanıyoruz. Her şeye ,,hayır'' güvensizliği , her şeye ,,evet'' ise hazırcılığı öğretir. bunu kabul ediyoruz.
.......... samimiyet, doğru yaklaşım, dinlemek ama dinlerken asıl olan ,,duymak'' ,,duyabilmek''.........
........... onun yerine yürümek değil yürümeyi öğretmek........
........... onun yerine karar vermek değil alacağı kararları öğretmek........ önem arz etmektedir. konunun özeti ise : Çocukları tribünde seyirci olarak izletmek yerine, sahada oyuncu olarak oynamalarını teşvik etmek. bizlerde de öyle başlamadı hayat, mahalle aralarında oynadığımız, kızlı, erkekli unutamadığımız o oyunlar....
Sevgilerimle, Huri
...................... Önce Çocuk ................... sonra Yetişkinliğe Yürüyen Adımlar
Çocuğa Saygı, Bir Ülkenin Ruhu Olur
(Toplumsal gözlem, psikolojik farkındalık ve iyileştirici bir çağrı)
Bir çocuğu yalnızca büyütmüyoruz,
bir ülkenin geleceğini, bir insanın iç dünyasını da kuruyoruz.
Çünkü en kalıcı inşa, insana yapılan yatırımdır.
Ve o yatırım çoğu zaman oyuncaklı bir odada değil,
duyulmuş bir cümlede, duyulmamış bir duygudadır.
Çocukluk, sadece anılardan ibaret değildir,
gelecekteki yetişkinliğin harcıdır.
Ve ne yazık ki en büyük kırılmalar, en masum yerden başlar.
Çocuğa küçük yaşlardan itibaren “sus” denilerek öğretilen şey,
çoğu zaman saygı değil, içe kapanmadır.
“Büyüklerin yanında konuşulmaz” gibi ezberlerle büyütülen çocuk,
duyulmadığını zanneder, zamanla da kendi sesine yabancılaşır.
“Mahalle ne der?” korkusuyla,
çocuk kendi duygusundan utandırılır.
Oysa toplum, ancak “Ne hissediyorsun?” diye sorabilen bireylerle gelişir.
Ailede huzur yoksa, çocuk da kendiliğinden huzurlu olamaz.
Çünkü çocuk, annesinin gözünden, babasının sesinden büyür.
Bugün çocuklara sadece “çevreye göre” kıyafet giydiriliyor.
Ama içine, yaşam kıyafeti olarak endişe, korku ve sevilmeme duygusu giydiriliyor.
Ve sonra soruluyor:
“Ne oldu bu çocuğa?”
Asıl soru şu olmalıydı:
“Biz neyi fark etmedik?”
Evde sevgiyi hissedemeyen çocuk,
onu iyi olmayan ruhlarda aramaya başlar.
Ve çoğu zaman oradan eksilerek,
kendinden biraz daha uzaklaşarak döner.
Oysa sevgi sadece bir his değil,
çocuğun dünyayı anlama biçimidir.
Bu yüzden hep söylüyorum:
– Çocuğunuza saygı duyun.
– Yalnızca sevin demiyorum; sevdiğinizi hissettirin.
– Sözünü kesmeyin.
– Ona kendini ifade edebileceği alanlar tanıyın.
Çünkü kendini anlatamayan bir çocuk,
büyüdüğünde kendi içinde kaybolur.
Ve toplum, o kayıplarla eksilir.
— Huri Çalışkan
Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi
,, sevgiyle Çocuk '' çokça......
Önceliğimiz sevgi,Önceliğimiz çocuk
Sevgiyle,çocuk .))
plastik bir enstrüman sıkıştılmış eline nefesini ince borudan üfleyerek duyacağımız notaları çıkarmaya çalışıyordu, yalın ayakta bırakılmıştı dramatize etmek adına kalplerimizi..... evet bir çoğumuzun yazılarına konu olan gerçeklerin haber bültenini izliyoruz sokaklarda.....bende bu olayı bize gösteren aileler için veya uzaktan takip eden tahsilatları toplayanlar için öylesi bir yazı hazırlarım ki..... taşların ağladığını duyarız, lakin tercih etmeyeceğim ve niyet edeceğim onun yerine.....
ÇIPLAK AYAKLI MİNİK AYAKLARA YAKIŞAN TEK ŞEY ÇİMENLERDİR, ELLERİNE GELİNCİK ÇİÇEKLEİRNİN BULAŞTIĞI...... :)))
ÖnCe ÇoCuK.... :)))
Hayatlarını tribünde izleyici olarak geçirmek yerine sahada oyuncu olarak geçiren çocukların, sevgi ve güveni kalplerine ekebilmeyi başaran ebeveynlerin şahit olacağı şeyler şüphesiz hayallerini gerçekleştiren çocuklar olacaktır.
Bu yolu açabilen ve fırsatı veren AİLEYE selamlar, başaran ÇOCUKLARIMIZA ise tebrikler!
Evet, şimdi kendi sahneni izle genç! Bu başarı senin. Bu bütünlükte kalabilmek, hayatı dolu dolu yaşamak için ebeveynlerin sağladığı güven ve sevgi, tüm bu yolculuğun en önemli parçalarıdır.
Sonuçta, sahnede parlayan yıldızlar, kendi hayallerinin peşinden koşan cesur çocuklardır.
ÖnCe ÇoCuK..... :))
bazen tek yapılması gereken öğüt vermek yerine Çocukları dinlemektir.
akılda tutulması gereken her çocuk, anlaşılmak ister. kendi dünyalarını bize açtıklarında, onları dikkatle dinlemek, sevgi ve güven dolu bir ilişkiyi güçlendirir.
ebeveyn olarak her zaman çözüm sunmak zorunda değiliz; bazen, sadece dinlemek, en büyük destek olabilmekte.
İLETİŞİM
Eski çağdan itibaren iletişim unsurları önem arz ediyor.
Anne rahminde başlayan iletişim zamanla kendi boyutuna kendi karakterine bürünüyor.
İletişim;
En yalın haliyle kişilerin birbirini tanıyabilmesi ve anlayabilmesidir.
Hayatta kalabilmek, kendini ifade edebilmesi için her bireyin vazgeçilmez aracıdır.
Çocuklarda ana rahminde başlayan iletişim dünyaya geldiği andan itibaren birçok kapının kilidini açmada rol oynamaya başlar.
Çocuklar iletişim aracını beden dili ve ses tonuna ekleyen akıllı bireylerdir.
Böylelikle ihtiyaç halinde bu araçları karşıt olarak kullanırlar..
,,hayır'' kelimesinin üslubu bana hep set gibi gelmiştir...
sebepleriyle ,,Hayır’ı'' kullanmak gerekir, buna inanıyoruz. Her şeye ,,hayır'' güvensizliği , her şeye ,,evet'' ise hazırcılığı öğretir. bunu kabul ediyoruz.
.......... samimiyet, doğru yaklaşım, dinlemek ama dinlerken asıl olan ,,duymak'' ,,duyabilmek''.........
........... onun yerine yürümek değil yürümeyi öğretmek........
........... onun yerine karar vermek değil alacağı kararları öğretmek........ önem arz etmektedir.
konunun özeti ise : Çocukları tribünde seyirci olarak izletmek yerine, sahada oyuncu olarak oynamalarını teşvik etmek. bizlerde de öyle başlamadı hayat, mahalle aralarında oynadığımız, kızlı, erkekli unutamadığımız o oyunlar....
Sevgilerimle, Huri
...................... Önce Çocuk ................... sonra Yetişkinliğe Yürüyen Adımlar