Ölüm, yaşamanın karşıtı değil, yaşama karşın hep varolan ve beraber olduğumuz bir olgudur. Bir canlı dünyaya gelirken ölümü göze alarak gelir, tıpkı bir aşkta ayrılığı göze almak gibi ama yaşarken ölümü düşünmeyiz, korkmayız ölümden, çünkü er ya da geç gelecektir. Tüm bu imgelemlerin dışında sonsuz şeylerin varlığı ölümü anlamsız kılar, çünkü ölüm, birşeyin yokolması değil dönüşmesidir. 'Varolandan gelen her varlık dönüşecektir'. Ölüm, bu dönüşümün bir adımıdır.
'Her nefis ölümü tadıcıdır' (Al-i İmrân, 185; Enbiyâ, 35; Ankebût, 57) 'Ayetlerde 'Her nefis ölümü tadıcıdır' cümlesinden bir tatma fiilinin gercekleşecegini, bir deneyimin yaşanacagını, bir dönüşümün olacagını anlıyoruz. Yani ayetler ölümden bahsederken aslında ölümsüzlükten bahsediyor. Aksi halde şöyle ayetler olması gerekirdi; her nefis ölecek, her nefis yok olacak gibi...
Kur´an; “Her nefs ölümü tadacaktır,” der. Tatma fiili bir tadanı gerektirir, tatmak varsa ölüm yok demektir.
Hep başka şeyleri kendi gelişine bahane eder ölüm. İki yüzlüdür. Korkaktır. Alçaktır da bu yüzden. Üç kağıtçıdır hatta kimi zaman. Savaşlar, kazalar, hastalıklar... Hep bahane. Kendi başına kalkıp gelsede kolkola girip gitsek ya. Yok. Olmaz. Bahanelerin ardına sığınır. Bizi ala ala, bize baka baka bize mi benzedi, biz mi ona benzedik binyıllar içinde anlamadım. Var bu işte bir iş. Bir gün bahanesi kalmaz da kendini tadar mı, diyeceğim; Aklıma insanlar geliyor. Biz varken, ona yine bir şey olmaz herhalde. Onun bahanesi bitse, biz yenisini bulup buluşturur, yaratırız, yetiştiririz. Onu beceremezsek, birbirimizin bahanesi oluruz. Yaparız biz. Yapıyoruz da... Yoksa biz...!
UNUTMAYIN Kİ HER NEFİS ÖLÜMÜ BİR GÜN TADACAKTIR....BU BİR AYET-İ KERİME OLMASIYLA BIRLIKTE DÜNYADAKI HAYATIMIZDA MADDİ SEYLERIN boş oldugunu hatırlatan en BUYUK bır GERCEKTEN...PEYGAMBER EFENDIMIZ BILE BUYURUYOR KI::SIK SIK MEZARLIKLARA ZIYARETLERDE BULUNUN BULUNUN KI ÖLÜM AKLINIZA GELSIN...AKLINIZA GELIRDE KÖTÜ DAVRANISLARI TERKEDERSINIZ...
Ölüm insanın Kiyametidir.
Ölüm yeryüzünden yok olmaktir baska birsey degil.
Ölüm yeryüzünden yok olmaktir baska birsey degil.
iyiki ölüm var. ölüm bir geçiçtir.ölmeyi özlerim zaman zaman.
Tek başına sonsuzluğa yolculuktur ölüm...
'...ölüm tek kişiliktir! '
Ataol Behramoğlu
;)
yakın
Ölüm
İhanetleri kıskançlıkları
Hırsları, kusurları
Mal mülk davasını
Yok eder
Ölümde
Göğün maviliğini
Toprağın rengini
Gözlerde açılan
Yaprağın yeşilini
Bebeğin
Bir avuç gülünü
Gönüllerdeki seviyi
Gün batımındaki
Duyguyu
Çiçeklerin
Rengarenkliğini
Sevgideki huzuru
Bulamazsın
03.04.2008 22:28:20
Dilşade Güngör
'Her nefis ölümü tadıcıdır'
Ölüm, yaşamanın karşıtı değil, yaşama karşın hep varolan ve beraber olduğumuz bir olgudur. Bir canlı dünyaya gelirken ölümü göze alarak gelir, tıpkı bir aşkta ayrılığı göze almak gibi ama yaşarken ölümü düşünmeyiz, korkmayız ölümden, çünkü er ya da geç gelecektir. Tüm bu imgelemlerin dışında sonsuz şeylerin varlığı ölümü anlamsız kılar, çünkü ölüm, birşeyin yokolması değil dönüşmesidir. 'Varolandan gelen her varlık dönüşecektir'. Ölüm, bu dönüşümün bir adımıdır.
'Her nefis ölümü tadıcıdır' (Al-i İmrân, 185; Enbiyâ, 35; Ankebût, 57)
'Ayetlerde 'Her nefis ölümü tadıcıdır' cümlesinden bir tatma fiilinin gercekleşecegini, bir deneyimin yaşanacagını, bir dönüşümün olacagını anlıyoruz. Yani ayetler ölümden bahsederken aslında ölümsüzlükten bahsediyor. Aksi halde şöyle ayetler olması gerekirdi; her nefis ölecek, her nefis yok olacak gibi...
Kur´an; “Her nefs ölümü tadacaktır,” der. Tatma fiili bir tadanı gerektirir, tatmak varsa ölüm yok demektir.
bu dunyadakı sınavın bıtış zili
bu dunyadakı sınavın bıtış zili....
Sonsuzluğa açılan kapı...
Hep başka şeyleri kendi gelişine bahane eder ölüm. İki yüzlüdür. Korkaktır. Alçaktır da bu yüzden. Üç kağıtçıdır hatta kimi zaman. Savaşlar, kazalar, hastalıklar... Hep bahane. Kendi başına kalkıp gelsede kolkola girip gitsek ya. Yok. Olmaz. Bahanelerin ardına sığınır. Bizi ala ala, bize baka baka bize mi benzedi, biz mi ona benzedik binyıllar içinde anlamadım. Var bu işte bir iş. Bir gün bahanesi kalmaz da kendini tadar mı, diyeceğim; Aklıma insanlar geliyor. Biz varken, ona yine bir şey olmaz herhalde. Onun bahanesi bitse, biz yenisini bulup buluşturur, yaratırız, yetiştiririz. Onu beceremezsek, birbirimizin bahanesi oluruz. Yaparız biz. Yapıyoruz da... Yoksa biz...!
En zor ayrılıktır ölüm...
Bir Gün
Yaptığın hatayı düzeltmez isen,
Bozarlar çapını,ezerler birgün.
Kendi kendini hesaba çekmezen,
Hesabı önüne dizerler birgün!
Kalbindeki kiri,pası silmezsen,
Rabb'imin çizdiği yolu bilmezsen,
Yetim,yoksulun hakkını vermezsen,
Payı bulunanlar üzerler birgün!
Malın ve mülkünle hep övünürsün,
Geçici varlığa ne sevinirsin?
Böbürlenme,yükseklerden inersin,
Senin de havanı bozarlar birgün!
Dünyada güzel mekanı seçersin,
Garibanı görmez,ezer geçersin.
'Haram,helal' demez,yer ve içersin,
Lokmayı hesaba yazarlar birgün!
Ölümü düşünmez,ibret almazsın,
Zevki sefadan hiç geri kalmazsın,
Zekat,rekat,vakitleri bilmezsin,
Ecel çukurunu kazarlar birgün!
Fatma Alageyik
dul karılarda ölümü tadacaktır.......))))
FANİ DEMEK,YANİ SONU OLAN,
HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR,(HADİSİ ŞERİF)
yeniden doğuşunu dilimizdeki karşılığı.. geldiğimiz yere yeniden döneceğimiz anın adı.. sılaya kavuşmanın başka bir ifadesi..
Ne korkuyorsun
Uyanıp geceleri
Ölüm yaşayacağını yok edebilir
Yaşadığını değil
ölüm gerçek hayatın başlangıcıdır...her nefis ölümü tadacaktır..
SİZE CEMAL KURU'NUN ELVEDA İLAHİSİ İLE KABRİMİN İLK GECESİ İLAHİLERİNİ DİNLEMENİZİ TAVSIYE EDERIM
UNUTMAYIN Kİ HER NEFİS ÖLÜMÜ BİR GÜN TADACAKTIR....BU BİR AYET-İ KERİME OLMASIYLA BIRLIKTE DÜNYADAKI HAYATIMIZDA MADDİ SEYLERIN boş oldugunu hatırlatan en BUYUK bır GERCEKTEN...PEYGAMBER EFENDIMIZ BILE BUYURUYOR KI::SIK SIK MEZARLIKLARA ZIYARETLERDE BULUNUN BULUNUN KI ÖLÜM AKLINIZA GELSIN...AKLINIZA GELIRDE KÖTÜ DAVRANISLARI TERKEDERSINIZ...
Dünyada ki en büyük gerçek. Bütün canlılar mutlaka birgün ölümü tadacaktır. Kimse ondan kaçamaz ve de kurtulamaz.
tazelenmektir.
Ölür
Sakın zehir gibi güce güvenme;
Ormanlar kıralı aslan da ölür.
Yırtıcı kaplanım diye gerinme;
Böğürüp kükreyen kaplan da ölür.
Aldanma gördüğün düğün derneğe,
Üzülme yediğin yağsız yemeğe,
Aldırma yattığın çuldan döşeğe;
Atlas yataklarda yatan da ölür.
Gam yeme çarığın yırtılmış diye,
Gam yeme tozların atılmış diye,
Gam yeme makamlar tutulmuş diye;
Sarayda çalımlar satan da ölür.
Kaldı mı Süleyman fani dünyada?
Hazine sahibi bir Karun ya da?
Ölüm her an hazır sabah, akşamda;
Servete-samana batan da ölür.
Padişahın sonu mezar, değil mi?
Yel esince toprak tozar, değil mi?
Bu dünya geçici pazar, değil mi?
Altın kantarları tutan da ölür.
İnkar kabul etmez, ölüm gerçektir,
Önünde-sonunda o gelecektir,
Süreler sonludur, hep bitecektir,
Deveyi yüküyle yutan da ölür.
En sağlam sarayın deliği vardır,
O delik ecelin kendi kadardır,
Kullar hep geçici padişahlardır;
Tahtlarda keyifler çatan da ölür.
Güvenme sarayım dağlarda diye,
Fermanım dolaşır bağlarda diye,
Namım iz bırakır çağlarda diye;
Namına namları katan da ölür.
Barlıoğlu der ki; boşa yaşama,
Bu dünya her zaman senindir sanma,
Biraz da senden ver, her şeyi alma,
Sağların da ölür, hastan da ölür.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933-2003) ’nun
Mühürlü Kilit isimli Felsefi Şiirler ‘inden ] 35-37/412)
ÖLÜM VAR
Sürme böyle kervanları arasız,
Bir mola ver, bu kumlarda ölüm var,
Koyma eli kızgın çölde devasız,
Uyanık yat, uykularda ölüm var.
Süs arama, giydirdinse kendini,
Su birikir sonra yıkar bendini,
Hazıra koy her solukta dengini,
Unutma ki bu dünyada ölüm var.
Çok doğurma; döl bakması zor olur,
Haram yeme; her lokması zor olur,
Çok mal alma; bırakması zor olur,
Kaçamazsın, her bir yanda ölüm var.
Tutma sakın yetimlerin saçından,
Göz yumma ki; yoksul ölsün acından,
Namusu ölç anan ile bacından,
Dört kapılı yıkık handa ölüm var.
Gönüllere gülden ince hürmet et,
Boş kafanı doldurmaya gayret et,
Büyüklerin ayağına zahmet et,
En kibirli, nazik canda ölüm var.
Her 'aczane' sözcüğünde 'cenaze',
Her bayatın arkasında bir taze,
Her arlının bir yanı da kepaze,
Korunaklı her meydanda ölüm var.
Kibirlensen sen kibirlen bilginle,
Bir elinle alsan ver bir elinle,
Kimseleri yaralama dilinle,
Her karada, her ummanda ölüm var.
Gireceğin önü sonu bir çukur,
Öyle çukur nerde olsa bulunur,
Bugün ölen bugün kabre koyulur,
Damardaki damla kanda ölüm var.
Barlıoğlu söyler bunu mantıktan,
Beden çürür, cevher çıkar kabuktan,
Bir örnek al her verdiğin soluktan,
Her sabahta, her akşamda ölüm var.
(Hikmet BARLIOĞLU (1933 -2003) ‘nun
MÜHÜRLÜ KİLİT isimli Felsefi Şiirler’inden ] 51 -53/412)
'Ne vardı ansızın gelecek lüm?
Yıkanırdık,
Traş olurduk,
En yeni elbiselerimizi giyerdik,
Haber verseydin...'
Ümit Yaşar Oğuzcan.
Selam ve sevgilerimle.
Allah'ın emri
Cahiller için bir son. Alimler için yeni bir başlangıç. Sonu olmayan hayata...
biz şu anda uyuyoruz aslında bence ölüm asıl uykudan uyanma anı...
kimine göre düğün kimine göre büyük eziyet... Allah hepimize düğün etsin!