Kendisini çok destekliyorum, ailesinden, onların ahlaksız hayatından kendisini koparmış, düzgün, müslümanca bir hayat yaşıyor. Allah hepimize öyle olabilmeyi nasib etsin.Haklı mücadelesinde kendisine muvaffakiyetler diliyorum.
Oktar bey Mason bir babaya(Babası Cevat BABUNA Fransız Mason Locasına Kayıtlıdır) ve Sabetayist yasayan bir aileye rağmen İslamın güzellikleriyle tanışan ve kendini bu uğurda adamış bir mücahittir. Masonik medyanın tüm karalama kampanyalarına karsı dimdik ayakta durmuştur... Türkiyede ilik bankası kurulması için onbinlerce kan örneği toplatmış olan Beyin Cerrahı Sayın Oktar BABUNA devletin ödenek ayırmadığı için kanların hala ABD de rehin tutulmasına engel olamamaktadır...
cumhur başkanlığı seçimi yaklaşıyorya bir takım ne iduğu belirsiz ucubeler.. yok adnan oktar yok fetullah gülen yok filanca yok fulanca deyip beyin fıttığı olmuş beyinleri ile sözüm ona vatanı kurtarmaya çalışacaklar biz bunları çok gördük... ülke nezaman kritik bir dönemden geçer olsun bir takım ne iduğu belirsiz kişiler peydahlanyor...
örnek fadime şahin cevat babuna azmendi şehleri..ve bilimum zerzevatlar
nerdeler....bu şahışlar şimdi?
misyon bitti yok oldular yeni figüranlar yoldadır bekleyin...
sözde laikçilerin ekmekleri önümüzdeki dönem yağlanacak :))
Ailesi hakkında dedikleri doğruysa çok ibretlik bir durum. Allah yardımcısı olsun. Eğer Adnan Hoca bağlantısı sebebiyle bu söyledikleri iftira ise çok yazık ve korkulacak bir durum.
bana fazla bişey ifade etmiyor konuştukca toplum önünde bataga giriyor aynı zamanda belki hayırlı işler yapmaya ugraşan VAKFI da bataga sürüklüyor bu milletherşeyi kabul eder de saygısızlıgı asla namussuzluk konuşulmaz hemde senin anan sa temizlenir ondan sonra adam gibi konuşulurt SEN BU MİLLETİN GÖZÜNDE HASTALIUKKLARDAN KURTULMUŞ GERÇEK SEVİLEN BİRİYDİN ŞİMDİ SENİ BU TOPLUM NALETLİYOR KARDEŞ KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VER.
Ben Bilim Araştırma Vakfı'na üye değilim. Sayın Adnan Oktar'la da herhangi bir yakınlığım yoktur. Babam 5-6 sene önce Bilim Araştırma Vakfı'nın konferanslarına konuşmacı olarak katıldığında ben de birkaç defa vakfın bazı üyeleriyle görüştüm. Daha sonra babamın vakıfla ilişiği kesilince benim de bağlantım kesildi.
Ben Adnan Oktar'la şahsen görüşmüyorum. Ama eserlerini yıllardır çok yakından takip ediyorum. Kendisine çok büyük bir hayranlığım var. Şahsiyetine, düşüncesine, inancına derinden saygı duyuyorum. Takdir ediyorum. Gerçek İslam ahlakını ve ehli sünnet esaslarını öğrenmemde Sayın Harun Yahya'nın eserleri büyük vesile olmuştur. Bunlar benim şahsi kanaatlerimdir.
Babam 'kandırılmış', 'aklı çelinmiş' olduğumu iddia ediyor. Bana talimatla iş yaptırıldığını söylüyor. Ben 5 yaşında çocuk muyum ki aklım çelinsin. Böyle mantıksız bir iddiaya inanmak mümkün mü? 43 yaşında bir insanın aklının çelinmesi, kandırılması mümkün mü? Tabiki mümkün değil.
Babamın tüm iddialarının altında, kendisinin aslen Sabetaycı olması ve yıllardır büyük bir özenle sakladığı bu gerçeğin ortaya çıkması yatmaktadır.
OKTAR BABUNA: 'ADNAN OKTAR VE BAV CAMİASI HAKKINDA UYGULANAN KOMPLONUN İÇ YÜZÜ '
“Babuna Ailesi Sabetaycı’dır. Yani dışı Müslüman içi Yahudi’dir. Kendini Müslüman gibi gösteren ama gerçekte Müslümanlıkla da hiçbir ilgisi bulunmayan Yahudi bir ailedir.
Ailem, Sabetay Sevi’ye bağlı dindar bir Yahudi olarak görmek istedikleri biz evlatlarının Müslüman olmasına tahammül edememiştir. Kendilerinin Sabetaycı olduklarının gizlenmesine yarar sağlayacağı düşüncesiyle başta bizim namaz kılmamıza ve oruç tutmamıza karşı çıkmamışlardır. Ama bizim Müslümanlığımızın samimi olduğunu anladıklarında bunun müsebbibi olarak telakki ettikleri sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına kinlenip olmadık iftiralarla saldırmışlardır. Mahkeme ve kamuoyu önünde sergilenen vicdan sömürüsüne dayalı tiyatronun nedeni işte budur.”
başarısını takdir ettiğim biriydi lakin, şu günlerdeki duruşunu anlayabilmiş değilim. insanın hayatta arkasını döneceği son kişinin anne-babası olacağını düşünüyorum ve kendisi için üzülüyorum. yaşadıklarını ne evlat olark anne babama yaşatmak, ne de, anne olarak evladımdan görmek istemem. ailesine sabır diliyorum.
oktar babuna 40yaslarında basarılı bir adamr. oss de %0,1 lik dilime girmiş. ailesi yahudi kökenli olmasına rağmen.. dış gorunusu muslumandır. ama babası garip birisidir. ve sabetay sevi yi iyice benimsediği bellidir tavırlarından. ama oğlunun yaptıklarını hakettiğini düsünmüyorum. ve bir insan Adnan Ktarcı Diye ölümre terkedilemez...
Sabetaycılar için gerçek dinlerini gizlemek en önemli ibadettir. Sevi'nin protokollerinin 16. maddesi 'Müslüman Türklerin adetlerine onların gözlerini örtmek için riayet edilsin, Ramazan orucu ve kurban için sıkıntı gösterilmesin, zahiri olan her ibadet uygulansın' der. Bu amaçla Sabetaycılar Mevlevi, Bektaşi, Melami tarikatlarına gerçek kimliklerini saklayarak girmişler, mutasavvıf Müslüman görünümüyle kendilerini başarıyla gizlemişlerdir.
Bugün de birçok Yahudi dönmesi göstermelik olarak namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyor, hatta hacı oluyor. Bunların yanında namaz-oruç gibi İslami ibadetleri (göstermelik olarak dahi olsa) uygulamayanlar da vardır ki benim ailem de bunlardan biridir.
Babam kendisini namaz kılarak değil de muhafazakar TV kanallarına çıkıp dindar bir Müslüman gibi konuşarak kamufle etmektedir. Kendisinin Müslüman profesör zannedilmesi hoşuna gidince bu rolünü pekiştirmek amacıyla 'Bilimden İmana' isimli bir kitap yayınlamıştır. Tabii birçok yerini Sayyn Adnan Oktar'ın kitaplarından kelimesi kelimesine kopyalayarak. Babamın kitabındaki intihallerin bir dökümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Babamın gerçek yüzü ise evde ortaya çıkar. Babam, her gece yatmadan önce Tevrat'ın Mezmurlar bölümünü mum ışığında ayakta sağa sola sallanarak İbranice olarak gözyaşları içinde okur. Günde 3 vakit Tefila'yı (dönmelerin ibadeti) , haftasonları Sidur Duası'nı hiç aksatmaz. Annem de en az babam kadar Tevrat bilir, her ikisi de birçok bölümünü ezbere okurlar. Meyve Bayramını, Ağaç Bayramını ve Kuzu Bayramını düzenli kutlarlar. Babam bu bayramlara beni ve kardeşlerimi götürmez 'bunları ileride öğreneceksiniz' derdi.
Bunlardan her yıl 22 Martta kutlanan ve sadece evli olanlaryn katıldığı Kuzu Bayramı'nda akıl durdurucu rezillikler yaşanırdı. Şu kadarını söyleyeyim ki 22 Mart Kuzu Bayramı gecelerindeki Cevat Babuna, TGRT ekranlaryndan büyük müçtehit edasıyla ahkam belirleyen Cevat Babuna'dan çok farklıdır. Babamın gerçek halini gösteren bir fotoğrafına buradan ulaşabilirsiniz. Annemin de babamın da normal yaşantıları bu fotoğraftakinden 1000 kat daha dejeneredir.
Benim ailemin sebataycı kökenlerinin, kan kampanyasının büyümesinde ve sonra aniden durmasında büyük etkisi olmuştur. Başta 'Oktar Babuna Sabetayist aileden geliyormuş' diye kampanyaya destek veren dönmeler, benim göstermelik değil samimi Müslüman olduğumu öğrendiklerinde kampanyayı durdurmuşlar, beni de ölüme terk etmişlerdir.
Babam, Chicago'da ilk işe başladığında işten atılmıştı. İngilizcesi yetersizdi. Fakat sonra Chicago'da mason olmuş ve ardından gazetelerde 'Uçan Türk' diye haber olmuştur. Sonra kendisine tüm yollar açılmıştır.
Babam Chicago mason locasında, locaya kayıtlı bir masondur. Beyaz mason eldivenlerini hatıra olarak getirmiştir ve bunları kütüphanesinde masasının çekmecesinde saklamaktadır.
son olarak babasını organ taciri olmakla,annesini cinsel tacizde bulunmakla suçlayan,bir zamanlar -ki çok eski zamanlar değil- türkiyenin uğruna kan ve göz yaşı akıttığı (ismi şimdi bilmem kim olan) adnan hocanın müritlerinden...
ABD'de beyin cerrahisi üzerine ihtisas yaparken kan kanserine yakalanan ünlü jinekolog Cevat Babuna'nın oğlu Oktar Babuna, ilk olarak Mart 1999'da gazetelere kendisine uygun ilik bulmak için verdiği ilanla adını duyurdu. Babuna, test sonuçlarında kendisine uygun iliğe sahip olan kişiye 10 milyar lira ödül vereceğini belirtti.
Yugoslav göçmeni olan ve kendisine uygun iliğin bulunma şansı 50 binde bir olan Babuna için Türkiye seferber oldu. Tüm Türkiye'de konuşulmaya başlayan Babuna, kendisi için yapılan kampanyaların aslında tüm Türk halkı için yapıldığını ve bu kampanyalar sonucunda elde edilecek verilerle Türkiye'nin ilik bankasının kurulabileceğini açıkladı. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen ve sanatçılardan siyasetçilere 8 bin 500 kişinin katıldığı kan verme organizasyonuyla Babuna kampanyası doruk noktasına ulaştı.
Bu süreçte Babuna için defalarca uygun ilik bulunduğu haberleri ortaya atıldı. Ancak Babuna, bu iliklerin altıda altı uyumlu olmadığını öne sürdü. Kampanya çerçevesinde toplanan kan örnekleri ise Almanya ve Amerika'daki laboratuvarlara incelenmek üzere gönderildi.
Durmuş'tan tepki Babuna için düzenlenen kampanyalara ilk tepkiyi Sağlık Bakanı Osman Durmuş verdi. Toplanan 40 bin kan örneğine el konacağını ve kemik iliği bankasında toplanacağını söyleyen Durmuş, Babuna gönüllülerinin ellerindeki test sonuçlarını vermediklerini ve toplanan örneklerin bulunduğu laboratuvarları açıklamak istemediklerini belirtti. Durmuş, 'Devlet olarak bu örnekleri, milli servetimiz ve geleceğimiz umudu olarak devletin arşivlerine alacağız' açıklamasında bulundu.
Sağlık eski Bakanı Mustafa Güven Karahan da Babuna kampanyasında birçok soru işareti olduğunu ifade ederek, 'Bu kampanyanın arkasında ya Balkan ya Anadolu kökenli ünlü bir bilim adamı ya da Girit kökenli bir zengin var' dedi.
Devlet düzeyinde bu iki açıklamanın ardından kampanyayla ilgili kamuoyunda tartışma başladı. Kampanyanın hesaplarını basına açıklayan Babuna, bu hesapların yeminli mali müşavirlerce denetleneceğini belirtti. Kampanyayla ilgili 30 Haziran 1999'da toplanan etik kurul ise 'Yasal ve etik değil' diye nitelendirdikleri kampanya hakkında savcıların işlem başlatması gerektiği görüşünde birleşti ve yurtdışına gönderilen kanların geri istenmesine karar verdi.
İçişleri Bakanlığı el koydu İçişleri Bakanlığı ise İstanbul Valiliği'ne gönderdiği yazıda, basında ve kamuoyunda yer alan Babuna olayıyla ilgili iddiaların 'acil' olarak araştırılması ve yasaya aykırılık halinde gerekli işlemlerin yapılması talimatını verdi.
Babuna ise yaptığı açıklamada, sakıncalı bulunan kampanyayla ilgili, 'Devlet ne derse o olur. Biz sadece hizmet ürettik. Kampanyayı yapan devlet. Devlet yaptığı bir kampanyayı durdurmuş oldu' dedi.
İstanbul Valiliği'nin Babuna kampanyasını araştırmasının ardından Temmuz 1999'da 'irticai grup' şüphesi ve 'organize suç' boyutunu da içeren bir soruşturma başlatıldı. Banka hesapları da incelemeye alındı.
Babuna ise ortaya atılan olumsuz iddialarında bulunanların devlet içindeki çeteler olduğunu iddia etti. Söz konusu çeteleri kitap yazıp açıklayacağını söyleyen Babuna, yurtdışındaki laboratuvarlara ödemeyi taahhüt ettiği kan tahlili ücreti olan 2 trilyon lira için ise 'Kapıma dayanırlarsa öderim' diye konuştu.
Amerika'dan iyileşmiş döndü Başlatılan soruşturma kapsamında Oktar Babuna ve ailesi, emniyette birçok kez ifade verdi. Amerika'da tedavi gördüğü M. D. Anderson Hastanesi'ne kontrole giden Babuna, 25 Eylül 1999'da sapasağlam Türkiye'ye döndü. Yapılan kontrollerde kemik iliğinin tamamen temizlendiğinin belirlendiğini söyleyen Babuna, 'Doktorlar bunun mucize olduğunu söylüyor. İyi durumdayım' dedi.
Babuna'nın adı en son Adnan Hocacı olduğu yönündeki iddialarla gündeme geldi. Verdiği demeçlerde Adnan Oktar'dan etkilendiğini açıklayan Babuna'nın iki kızkardeşinin de Adnan Hoca'nın müridi olduğu biliniyor.
dini tercihleri beni zerre kadar ilgilendirmez...ama kabul edilmelidir ki..,ilik nakli için, kamuoyunun bilgilendirilmesinde, onun payı çok büyük...elini sıkmak isterdim...
Kedi canını...
Kendisini çok destekliyorum, ailesinden, onların ahlaksız hayatından kendisini koparmış, düzgün, müslümanca bir hayat yaşıyor. Allah hepimize öyle olabilmeyi nasib etsin.Haklı mücadelesinde kendisine muvaffakiyetler diliyorum.
Oktar bey Mason bir babaya(Babası Cevat BABUNA Fransız Mason Locasına Kayıtlıdır) ve Sabetayist yasayan bir aileye rağmen İslamın güzellikleriyle tanışan ve kendini bu uğurda adamış bir mücahittir.
Masonik medyanın tüm karalama kampanyalarına karsı dimdik ayakta durmuştur...
Türkiyede ilik bankası kurulması için onbinlerce kan örneği toplatmış olan Beyin Cerrahı Sayın Oktar BABUNA devletin ödenek ayırmadığı için kanların hala ABD de rehin tutulmasına engel olamamaktadır...
Kanları ne yaptı acaba? Merak ediyorum?
bu adam bizim kanlarımızı satmamış mıydı? ? ?
cumhur başkanlığı seçimi yaklaşıyorya bir takım ne iduğu belirsiz ucubeler.. yok adnan oktar yok fetullah gülen yok filanca yok fulanca deyip beyin fıttığı olmuş beyinleri ile sözüm ona vatanı kurtarmaya çalışacaklar biz bunları çok gördük...
ülke nezaman kritik bir dönemden geçer olsun bir takım ne iduğu belirsiz kişiler peydahlanyor...
örnek fadime şahin cevat babuna azmendi şehleri..ve bilimum zerzevatlar
nerdeler....bu şahışlar şimdi?
misyon bitti yok oldular yeni figüranlar yoldadır bekleyin...
sözde laikçilerin ekmekleri önümüzdeki dönem yağlanacak :))
türkiyden yüzbinlerce ilik toplayıp yabancı ilik bankalarını ve istihbaratçıları zevkten 4 köşe etmiş adan hocanın ayak öpücüsü.
Ailesi hakkında dedikleri doğruysa çok ibretlik bir durum. Allah yardımcısı olsun. Eğer Adnan Hoca bağlantısı sebebiyle bu söyledikleri iftira ise çok yazık ve korkulacak bir durum.
gereksiz biri
www.oktarbabuna.com
bana fazla bişey ifade etmiyor konuştukca toplum önünde bataga giriyor aynı zamanda belki hayırlı işler yapmaya ugraşan VAKFI da bataga sürüklüyor bu milletherşeyi kabul eder de saygısızlıgı asla namussuzluk konuşulmaz hemde senin anan sa temizlenir ondan sonra adam gibi konuşulurt SEN BU MİLLETİN GÖZÜNDE HASTALIUKKLARDAN KURTULMUŞ GERÇEK SEVİLEN BİRİYDİN ŞİMDİ SENİ BU TOPLUM NALETLİYOR KARDEŞ KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VER.
Çok cesurca bir çıkış yaptı.
Bu çıkışla, Sabetaycılar kendi aile üyeleri tarafından ilk kez 'gerçekten' ifşâ ediliyorlar.
Şimdi tabii dünyayı dar etmeye çalışacaklar Oktar'a.
Allah yardımcısı olsun. Sabrını arttırsın...
.
BAV'LA OLAN TANIŞIKLIĞIM
Ben Bilim Araştırma Vakfı'na üye değilim. Sayın Adnan Oktar'la da herhangi bir yakınlığım yoktur. Babam 5-6 sene önce Bilim Araştırma Vakfı'nın konferanslarına konuşmacı olarak katıldığında ben de birkaç defa vakfın bazı üyeleriyle görüştüm. Daha sonra babamın vakıfla ilişiği kesilince benim de bağlantım kesildi.
Ben Adnan Oktar'la şahsen görüşmüyorum. Ama eserlerini yıllardır çok yakından takip ediyorum. Kendisine çok büyük bir hayranlığım var. Şahsiyetine, düşüncesine, inancına derinden saygı duyuyorum. Takdir ediyorum. Gerçek İslam ahlakını ve ehli sünnet esaslarını öğrenmemde Sayın Harun Yahya'nın eserleri büyük vesile olmuştur. Bunlar benim şahsi kanaatlerimdir.
Babam 'kandırılmış', 'aklı çelinmiş' olduğumu iddia ediyor. Bana talimatla iş yaptırıldığını söylüyor. Ben 5 yaşında çocuk muyum ki aklım çelinsin. Böyle mantıksız bir iddiaya inanmak mümkün mü? 43 yaşında bir insanın aklının çelinmesi, kandırılması mümkün mü? Tabiki mümkün değil.
Babamın tüm iddialarının altında, kendisinin aslen Sabetaycı olması ve yıllardır büyük bir özenle sakladığı bu gerçeğin ortaya çıkması yatmaktadır.
Oktar Babuna
www.oktarbabuna.com
OKTAR BABUNA: 'ADNAN OKTAR VE BAV CAMİASI HAKKINDA UYGULANAN KOMPLONUN İÇ YÜZÜ '
“Babuna Ailesi Sabetaycı’dır. Yani dışı Müslüman içi Yahudi’dir. Kendini Müslüman gibi gösteren ama gerçekte Müslümanlıkla da hiçbir ilgisi bulunmayan Yahudi bir ailedir.
Ailem, Sabetay Sevi’ye bağlı dindar bir Yahudi olarak görmek istedikleri biz evlatlarının Müslüman olmasına tahammül edememiştir. Kendilerinin Sabetaycı olduklarının gizlenmesine yarar sağlayacağı düşüncesiyle başta bizim namaz kılmamıza ve oruç tutmamıza karşı çıkmamışlardır. Ama bizim Müslümanlığımızın samimi olduğunu anladıklarında bunun müsebbibi olarak telakki ettikleri sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına kinlenip olmadık iftiralarla saldırmışlardır. Mahkeme ve kamuoyu önünde sergilenen vicdan sömürüsüne dayalı tiyatronun nedeni işte budur.”
www.oktarbabuna.com
başarısını takdir ettiğim biriydi lakin, şu günlerdeki duruşunu anlayabilmiş değilim. insanın hayatta arkasını döneceği son kişinin anne-babası olacağını düşünüyorum ve kendisi için üzülüyorum. yaşadıklarını ne evlat olark anne babama yaşatmak, ne de, anne olarak evladımdan görmek istemem. ailesine sabır diliyorum.
TANIMAK İSTEDİĞİM BİRİ
oktar babuna 40yaslarında basarılı bir adamr. oss de %0,1 lik dilime girmiş. ailesi yahudi kökenli olmasına rağmen.. dış gorunusu muslumandır. ama babası garip birisidir. ve sabetay sevi yi iyice benimsediği bellidir tavırlarından. ama oğlunun yaptıklarını hakettiğini düsünmüyorum. ve bir insan Adnan Ktarcı Diye ölümre terkedilemez...
kim bu adam ya ustune bu kadar konusmaya degecek biri degil. sarlatanin teki. Denil Limbu dah makbul bi insan
oktar babunanın hikayesi bana sabeteyistlerle irticacıların nasıl iç içe geçtiklerine dair çarpıcı bir örnek.
Sabetaycılar için gerçek dinlerini gizlemek en önemli ibadettir. Sevi'nin protokollerinin 16. maddesi 'Müslüman Türklerin adetlerine onların gözlerini örtmek için riayet edilsin, Ramazan orucu ve kurban için sıkıntı gösterilmesin, zahiri olan her ibadet uygulansın' der. Bu amaçla Sabetaycılar Mevlevi, Bektaşi, Melami tarikatlarına gerçek kimliklerini saklayarak girmişler, mutasavvıf Müslüman görünümüyle kendilerini başarıyla gizlemişlerdir.
Bugün de birçok Yahudi dönmesi göstermelik olarak namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyor, hatta hacı oluyor. Bunların yanında namaz-oruç gibi İslami ibadetleri (göstermelik olarak dahi olsa) uygulamayanlar da vardır ki benim ailem de bunlardan biridir.
Babam kendisini namaz kılarak değil de muhafazakar TV kanallarına çıkıp dindar bir Müslüman gibi konuşarak kamufle etmektedir. Kendisinin Müslüman profesör zannedilmesi hoşuna gidince bu rolünü pekiştirmek amacıyla 'Bilimden İmana' isimli bir kitap yayınlamıştır. Tabii birçok yerini Sayyn Adnan Oktar'ın kitaplarından kelimesi kelimesine kopyalayarak. Babamın kitabındaki intihallerin bir dökümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Babamın gerçek yüzü ise evde ortaya çıkar. Babam, her gece yatmadan önce Tevrat'ın Mezmurlar bölümünü mum ışığında ayakta sağa sola sallanarak İbranice olarak gözyaşları içinde okur. Günde 3 vakit Tefila'yı (dönmelerin ibadeti) , haftasonları Sidur Duası'nı hiç aksatmaz. Annem de en az babam kadar Tevrat bilir, her ikisi de birçok bölümünü ezbere okurlar. Meyve Bayramını, Ağaç Bayramını ve Kuzu Bayramını düzenli kutlarlar. Babam bu bayramlara beni ve kardeşlerimi götürmez 'bunları ileride öğreneceksiniz' derdi.
Bunlardan her yıl 22 Martta kutlanan ve sadece evli olanlaryn katıldığı Kuzu Bayramı'nda akıl durdurucu rezillikler yaşanırdı. Şu kadarını söyleyeyim ki 22 Mart Kuzu Bayramı gecelerindeki Cevat Babuna, TGRT ekranlaryndan büyük müçtehit edasıyla ahkam belirleyen Cevat Babuna'dan çok farklıdır. Babamın gerçek halini gösteren bir fotoğrafına buradan ulaşabilirsiniz. Annemin de babamın da normal yaşantıları bu fotoğraftakinden 1000 kat daha dejeneredir.
Benim ailemin sebataycı kökenlerinin, kan kampanyasının büyümesinde ve sonra aniden durmasında büyük etkisi olmuştur. Başta 'Oktar Babuna Sabetayist aileden geliyormuş' diye kampanyaya destek veren dönmeler, benim göstermelik değil samimi Müslüman olduğumu öğrendiklerinde kampanyayı durdurmuşlar, beni de ölüme terk etmişlerdir.
Babam, Chicago'da ilk işe başladığında işten atılmıştı. İngilizcesi yetersizdi. Fakat sonra Chicago'da mason olmuş ve ardından gazetelerde 'Uçan Türk' diye haber olmuştur. Sonra kendisine tüm yollar açılmıştır.
Babam Chicago mason locasında, locaya kayıtlı bir masondur. Beyaz mason eldivenlerini hatıra olarak getirmiştir ve bunları kütüphanesinde masasının çekmecesinde saklamaktadır.
bir insanın evvelindense ahiri demişler ama bi de şunu demişler:
ne oldum demiyecen.
Allah sonumuzu hayr etsin.
kınamamak ve BÜYÜK konuşmamak lazım.
şu hayatta en çok özenilmesi gereken iki insandan biri olan adnan oktara, diğeri hasan sabbah, gönülden bağlanmış doktor adam.
bknz. salaklıktan faydalanarak para ve ün sahibi olmak
bknz. aile faciası
kafa kurcalayan soru: şimdilerde adnan oktarı kötüleyen baba kişisi (organ çaldığı iddia edilen) neden oğluna bu adı vermiş olabilir?
son olarak babasını organ taciri olmakla,annesini cinsel tacizde bulunmakla suçlayan,bir zamanlar -ki çok eski zamanlar değil- türkiyenin uğruna kan ve göz yaşı akıttığı (ismi şimdi bilmem kim olan) adnan hocanın müritlerinden...
ABD'de beyin cerrahisi üzerine ihtisas yaparken kan kanserine yakalanan ünlü jinekolog Cevat Babuna'nın oğlu Oktar Babuna, ilk olarak Mart 1999'da gazetelere kendisine uygun ilik bulmak için verdiği ilanla adını duyurdu. Babuna, test sonuçlarında kendisine uygun iliğe sahip olan kişiye 10 milyar lira ödül vereceğini belirtti.
Yugoslav göçmeni olan ve kendisine uygun iliğin bulunma şansı 50 binde bir olan Babuna için Türkiye seferber oldu. Tüm Türkiye'de konuşulmaya başlayan Babuna, kendisi için yapılan kampanyaların aslında tüm Türk halkı için yapıldığını ve bu kampanyalar sonucunda elde edilecek verilerle Türkiye'nin ilik bankasının kurulabileceğini açıkladı. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen ve sanatçılardan siyasetçilere 8 bin 500 kişinin katıldığı kan verme organizasyonuyla Babuna kampanyası doruk noktasına ulaştı.
Bu süreçte Babuna için defalarca uygun ilik bulunduğu haberleri ortaya atıldı. Ancak Babuna, bu iliklerin altıda altı uyumlu olmadığını öne sürdü. Kampanya çerçevesinde toplanan kan örnekleri ise Almanya ve Amerika'daki laboratuvarlara incelenmek üzere gönderildi.
Durmuş'tan tepki
Babuna için düzenlenen kampanyalara ilk tepkiyi Sağlık Bakanı Osman Durmuş verdi. Toplanan 40 bin kan örneğine el konacağını ve kemik iliği bankasında toplanacağını söyleyen Durmuş, Babuna gönüllülerinin ellerindeki test sonuçlarını vermediklerini ve toplanan örneklerin bulunduğu laboratuvarları açıklamak istemediklerini belirtti. Durmuş, 'Devlet olarak bu örnekleri, milli servetimiz ve geleceğimiz umudu olarak devletin arşivlerine alacağız' açıklamasında bulundu.
Sağlık eski Bakanı Mustafa Güven Karahan da Babuna kampanyasında birçok soru işareti olduğunu ifade ederek, 'Bu kampanyanın arkasında ya Balkan ya Anadolu kökenli ünlü bir bilim adamı ya da Girit kökenli bir zengin var' dedi.
Devlet düzeyinde bu iki açıklamanın ardından kampanyayla ilgili kamuoyunda tartışma başladı. Kampanyanın hesaplarını basına açıklayan Babuna, bu hesapların yeminli mali müşavirlerce denetleneceğini belirtti. Kampanyayla ilgili 30 Haziran 1999'da toplanan etik kurul ise 'Yasal ve etik değil' diye nitelendirdikleri kampanya hakkında savcıların işlem başlatması gerektiği görüşünde birleşti ve yurtdışına gönderilen kanların geri istenmesine karar verdi.
İçişleri Bakanlığı el koydu
İçişleri Bakanlığı ise İstanbul Valiliği'ne gönderdiği yazıda, basında ve kamuoyunda yer alan Babuna olayıyla ilgili iddiaların 'acil' olarak araştırılması ve yasaya aykırılık halinde gerekli işlemlerin yapılması talimatını verdi.
Babuna ise yaptığı açıklamada, sakıncalı bulunan kampanyayla ilgili, 'Devlet ne derse o olur. Biz sadece hizmet ürettik. Kampanyayı yapan devlet. Devlet yaptığı bir kampanyayı durdurmuş oldu' dedi.
İstanbul Valiliği'nin Babuna kampanyasını araştırmasının ardından Temmuz 1999'da 'irticai grup' şüphesi ve 'organize suç' boyutunu da içeren bir soruşturma başlatıldı. Banka hesapları da incelemeye alındı.
Babuna ise ortaya atılan olumsuz iddialarında bulunanların devlet içindeki çeteler olduğunu iddia etti. Söz konusu çeteleri kitap yazıp açıklayacağını söyleyen Babuna, yurtdışındaki laboratuvarlara ödemeyi taahhüt ettiği kan tahlili ücreti olan 2 trilyon lira için ise 'Kapıma dayanırlarsa öderim' diye konuştu.
Amerika'dan iyileşmiş döndü
Başlatılan soruşturma kapsamında Oktar Babuna ve ailesi, emniyette birçok kez ifade verdi. Amerika'da tedavi gördüğü M. D. Anderson Hastanesi'ne kontrole giden Babuna, 25 Eylül 1999'da sapasağlam Türkiye'ye döndü. Yapılan kontrollerde kemik iliğinin tamamen temizlendiğinin belirlendiğini söyleyen Babuna, 'Doktorlar bunun mucize olduğunu söylüyor. İyi durumdayım' dedi.
Babuna'nın adı en son Adnan Hocacı olduğu yönündeki iddialarla gündeme geldi. Verdiği demeçlerde Adnan Oktar'dan etkilendiğini açıklayan Babuna'nın iki kızkardeşinin de Adnan Hoca'nın müridi olduğu biliniyor.
hala anlayamıyorum, gerçekten neydi o olay? ? ? ?
valla kendilerini tanımıyorum...hiçde duymadım...yorumum yok...
dini tercihleri beni zerre kadar ilgilendirmez...ama kabul edilmelidir ki..,ilik nakli için, kamuoyunun bilgilendirilmesinde, onun payı çok büyük...elini sıkmak isterdim...
Büyük bir sahtekar ve daha acısı sağlık konusunda gerçek bir ihtiyacı sömüren gerçek bir vampir