Öfke bir korkma biçimidir. Karanlıktan, ölümden, kediden korkmak gibi; üzülmekten korkmaktır. Kaybetme korkusu taşımayan insanların öfkesi olmaz, planları olur. Birini öfkelendiriyorsanız sabırlı olun ona karşı. Sizi kaybetmekten korkuyor olabilir ve sizin kalın kafanız bunu idrakten yoksun olabilir. Azıcık insan evladı olun.
öfkeli olmak iyidir.. fakat bunu nasıl açığa vuracağımız can alıcı noktadır. eğer ki medeni bir birey gibi kendimizi rahat bir şekilde ifade ederek öfkemizi belirtirsek sorun kalmaz.. içine atınca ne olacak sanki be adam?
'anna kafalı, yeremia simith suratlı, düldül ağızlı! ' en hafifi hitap kısmı olduğu için sadece bu kısmı yazmış olayım. diğer kısmını yazarsam ruz-ı mahşerde ayağıma dolanır diye korkarım.
seni sepet gibi örerim sırtına lavlar yükleyip bi kutuptan bi kutuba sürerim. bu satırları öfkeli bi anımda söylemiştim.yani bu satırları öfke söylemişti.yada hasret çektiğimiz anlar olur o zaman da hasret konuşur her günün ardından nasıl karanlık basıyorsa hasretin içimi dağlıyorsa senin gönlünde kan ağlıyorsa sebebsiz çekiyoruz bu çileyi. bu kelimeleride hasret söyler.yani hal söyler. arabi derki bi kahramanlık hikayesini üç şekilde biliriz. 1. görerek yani şahit oluruz seyrederiz biliriz. neler yaptığımızı tanımlar biliriz 2. duyarak okuyarak anlatılanlar la biliriz mesela burda öfke konusunda yazılanlardan örnek verirsek keskin sirke kendi küpüne zarar verir.yada öfkeliyken konuş pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacak sın gibi öfkeyi bilip tanımlarız.3.bide öfke olduğumuz anlar vardır.sadece söyler ve yaparız öfkeyi hissettiğimiz anlarda öfkenin gereğini düşünmeyiz.ne yapmamız ilham oluyorsa onu yaparız. sevgide böyledir. tasauftada makbul olan bu yoldur der arabi.biz hangi hal içindeysek. o halin gerekleri içimizde ilham olur.bigün dayım avdan bi sürü kuş vurarak dönmüş yengemde kuşları temizlemeye koyulmuştu. bü süre sonra elinde yolunmuş kuşla sobanın başına geldi dayıma bak bu kuş daha önce vurulmuş deyip kuşun göğüs kısmını göstererek bak daha önce saçma gelen yerlerin içine çam sızması koymuş hayvanlar diyerek dayıma sitem etmişti yani kuş bile yaralı iken yaralarına çam sızması koymuş şifa aramış eskiden yaraları iyileştirmek için insanlarda çam sızması basmışlar yaralarına. yani bi halin içine girdiğimizde o halin gerekleri ilham oluyor. sanıyorum allah ı bilmek te bu yol la oluyor. ama eşşeğin karşılığında saman almak için kuran taşıması gibi değil. allah ın rızasını almak için oruç tutmak namaz kılmak allah ı anmak şükretmek. yani o halle hallenmek.temiz bi kalple bunları yatığımızda bırakın gerisi ilham olur diyorum ben.
Oy anam, oy anam oy! Başka dert yok, oy da oy! Ellerde tek telli saz, Gezerler konvoy konvoy... Vicdanlar iç ceptedir, Yeter ki, milyonu koy... Gıdası kan ve ilik; Leş kargası artık doy! ...
Beğendiğim bir nedir yazarı 'öfkemiz sevdadandır' demiş..acaba gerçekten öylemi? sevdadansa eğer, öfkenin ifadesi şık olmalıdır..kaba ve nezaketsizce olmamalı..hiç tarzım olmadığı gibi bu şekilde davrananları da ilkel tavırlara mensup gelişmemiş kişilikler olarak değerlendiririm...
Demek 'sertac'! ! ! Ne zamandan beri el konuşunca da sertac ediliyor. Sertac ha! Avuçta kelimeler, demek önünüze kim gelse, ona hediye. Eyvallah, Neyseler olsun...
ilk satırı yazabilsem, kaydımı düşebilsem zamana derken; kendimi kendimde senle kavga ederken buluyorum. sızlayan bileklerim, paslı kılıcım... duruyorum.
dilimi dilimliyorum, köpeklere sunuyorum. dilinin etekleri zil çalıyor...
Bir şey yapmalı... öyle ki bir acı mı, isyan mı, batıp kalan bir diken mi? her neyse içimden çekip çıkarmalı... bir şeyler kırmalı sonra tekrar yapmalı...
kellemi kurtarmak istiyorum kendimden... ellerimi, bileklerimi... yeşil vazoyu... kırıklarımı, kırıklıklarımı...
yere çaldığım, bakakaldığım bir şey şimdi -yeşil vazo- dağılırken serçe parmağımı derince ısırarak benden öcünü alan vazo... bileklerime doğru akan kan deresi... ya da küçük kırmızı ırmağım, benim kızıl ırmağım...
cinâyet işlemiş gibi suçlu suçlu bakıyorum kendime. hıçkıramıyorum. nefesimi aşırıyor bayramsız deliler... tam orta yerinde durup odamın, kan kusup gözyaşı püskürtüyorum.
neden sonra beni annemin soğuk kollarında buluyorum. irkilip atıyorum kendimi boşluğuma... veriyorum soluğumu, asıyorum yüzümü yüzüne... şöyle bir bakıyorum kurumuş, kızıl kahve kan lekelerime...
nicedir yitirdiğim kendimi sarımtrak bir öfkede buluyorum. büyümüş gibi, küçülmüş gibi, asılmış gibi, alınmış gibi duruyorum.
Öfke bir korkma biçimidir. Karanlıktan, ölümden, kediden korkmak gibi; üzülmekten korkmaktır. Kaybetme korkusu taşımayan insanların öfkesi olmaz, planları olur. Birini öfkelendiriyorsanız sabırlı olun ona karşı. Sizi kaybetmekten korkuyor olabilir ve sizin kalın kafanız bunu idrakten yoksun olabilir. Azıcık insan evladı olun.
Kontrolünden hayır gördüğüm duygu..İlk 10 saniyesi hayat kurtarır..
öfkeli olmak iyidir.. fakat bunu nasıl açığa vuracağımız can alıcı noktadır. eğer ki medeni bir birey gibi kendimizi rahat bir şekilde ifade ederek öfkemizi belirtirsek sorun kalmaz.. içine atınca ne olacak sanki be adam?
insana neler söyletmez efendiler. misal vereyim:
'anna kafalı, yeremia simith suratlı, düldül ağızlı! ' en hafifi hitap kısmı olduğu için sadece bu kısmı yazmış olayım. diğer kısmını yazarsam ruz-ı mahşerde ayağıma dolanır diye korkarım.
Gelince göz karartan öfkemin,gidince yüzümü kızartacağını bilemedim...
öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner; ama bir çok dal kırılmıştır bile...
Ben ölmek istemiyorum! Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum! ! !
öfkeyle kalkan,zararla oturur. 'ata sözü'
seni sepet gibi örerim sırtına lavlar yükleyip bi kutuptan bi kutuba sürerim. bu satırları öfkeli bi anımda söylemiştim.yani bu satırları öfke söylemişti.yada hasret çektiğimiz anlar olur o zaman da hasret konuşur her günün ardından nasıl karanlık basıyorsa hasretin içimi dağlıyorsa senin gönlünde kan ağlıyorsa sebebsiz çekiyoruz bu çileyi. bu kelimeleride hasret söyler.yani hal söyler. arabi derki bi kahramanlık hikayesini üç şekilde biliriz. 1. görerek yani şahit oluruz seyrederiz biliriz. neler yaptığımızı tanımlar biliriz 2. duyarak okuyarak anlatılanlar la biliriz mesela burda öfke konusunda yazılanlardan örnek verirsek keskin sirke kendi küpüne zarar verir.yada öfkeliyken konuş pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacak sın gibi öfkeyi bilip tanımlarız.3.bide öfke olduğumuz anlar vardır.sadece söyler ve yaparız öfkeyi hissettiğimiz anlarda öfkenin gereğini düşünmeyiz.ne yapmamız ilham oluyorsa onu yaparız. sevgide böyledir. tasauftada makbul olan bu yoldur der arabi.biz hangi hal içindeysek. o halin gerekleri içimizde ilham olur.bigün dayım avdan bi sürü kuş vurarak dönmüş yengemde kuşları temizlemeye koyulmuştu. bü süre sonra elinde yolunmuş kuşla sobanın başına geldi dayıma bak bu kuş daha önce vurulmuş deyip kuşun göğüs kısmını göstererek bak daha önce saçma gelen yerlerin içine çam sızması koymuş hayvanlar diyerek dayıma sitem etmişti yani kuş bile yaralı iken yaralarına çam sızması koymuş şifa aramış eskiden yaraları iyileştirmek için insanlarda çam sızması basmışlar yaralarına. yani bi halin içine girdiğimizde o halin gerekleri ilham oluyor. sanıyorum allah ı bilmek te bu yol la oluyor. ama eşşeğin karşılığında saman almak için kuran taşıması gibi değil. allah ın rızasını almak için oruç tutmak namaz kılmak allah ı anmak şükretmek. yani o halle hallenmek.temiz bi kalple bunları yatığımızda bırakın gerisi ilham olur diyorum ben.
Güçlü, güreşte gücünü gösteren değil, öfke anında nefsine (kendine) hakim olandır.
yağmur, sen de vurup durma şu cama!
bir tanımı olmalı ama bende yok.
Öfkenin girdiği vucüttan, akıl çıkar gider.
Sonrasında bizlere keşke dedirten an.
Oy anam, oy anam oy!
Başka dert yok, oy da oy!
Ellerde tek telli saz,
Gezerler konvoy konvoy...
Vicdanlar iç ceptedir,
Yeter ki, milyonu koy...
Gıdası kan ve ilik;
Leş kargası artık doy! ...
NFK
Öfkesini kontrol altına alamayanlardan, başka bir şey beklemeyin.
Çünkü öfke gelir, akıl uçar gider.
Öfkeliyken insan, hataya en yakın haldedir.
Öfkenin ateşi önce sahibini yakar,
sonra kıvılcımı düşmana ya varır ya varmaz.(Şeyh Şadi Şirazi)
Öfkeliyken konuş, göreceksin ki pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacaksın. AMBROSE BİERCE
Öfkesini yenemeyen neyi yenmiştirki.
Öfkeniz geçtikten sonra pişmanlık duyacağınız şeyleri yapmayınız.
Beğendiğim bir nedir yazarı 'öfkemiz sevdadandır' demiş..acaba gerçekten öylemi? sevdadansa eğer, öfkenin ifadesi şık olmalıdır..kaba ve nezaketsizce olmamalı..hiç tarzım olmadığı gibi bu şekilde davrananları da ilkel tavırlara mensup gelişmemiş kişilikler olarak değerlendiririm...
Öfkem sana değil kendime
Doğru dediğin yanlışı kabullenişime
İçimdeki seni kendi ellerimle öldürüşüme
Öfkem sana değil yalnızca kendime.
elinde kırılmayı bekleyen oyuncağız...
çoğunu öfkem layık bulmam..ökfem bana ait birşey..yakın hissetmediğim birine gösterilmez birşey..
Demek 'sertac'! ! !
Ne zamandan beri el konuşunca da sertac ediliyor.
Sertac ha!
Avuçta kelimeler, demek önünüze kim gelse, ona hediye.
Eyvallah,
Neyseler olsun...
...
sadece kendime...
kendimi sarımtrak bir öfkenin koynunda buluyorum.
ilk satırı yazabilsem, kaydımı düşebilsem zamana derken; kendimi kendimde senle kavga ederken buluyorum. sızlayan bileklerim, paslı kılıcım... duruyorum.
dilimi dilimliyorum, köpeklere sunuyorum. dilinin etekleri zil çalıyor...
Bir şey yapmalı... öyle ki bir acı mı, isyan mı, batıp kalan bir diken mi? her neyse içimden çekip çıkarmalı... bir şeyler kırmalı sonra tekrar yapmalı...
kellemi kurtarmak istiyorum kendimden... ellerimi, bileklerimi... yeşil vazoyu... kırıklarımı, kırıklıklarımı...
yere çaldığım, bakakaldığım bir şey şimdi -yeşil vazo- dağılırken serçe parmağımı derince ısırarak benden öcünü alan vazo... bileklerime doğru akan kan deresi... ya da küçük kırmızı ırmağım, benim kızıl ırmağım...
cinâyet işlemiş gibi suçlu suçlu bakıyorum kendime. hıçkıramıyorum. nefesimi aşırıyor bayramsız deliler... tam orta yerinde durup odamın, kan kusup gözyaşı püskürtüyorum.
halı emiyor kanımı, yatağım, kâğıtlarım... büyüyorlar, doyurmak bilmiyorum.
neden sonra beni annemin soğuk kollarında buluyorum.
irkilip atıyorum kendimi boşluğuma...
veriyorum soluğumu, asıyorum yüzümü yüzüne...
şöyle bir bakıyorum kurumuş, kızıl kahve kan lekelerime...
nicedir yitirdiğim kendimi sarımtrak bir öfkede buluyorum.
büyümüş gibi, küçülmüş gibi, asılmış gibi, alınmış gibi duruyorum.
Sinirli, asabi