II galaksilerin merkezi şu fena aleminin özünde patlayan, acılı yıldız...,
yaşam kadar yoksuldu aşk, ki sevda, yetinmiyor sevdayla..., ve artık melekler kırpıp tüylerini, noksan kanatlarla serpiştiriyor yıldız ölülerini boşluğa…,
kalbime yasladığım keman, büyülü tınısına metal kokular sızdırırken, incinmenin böylesi…, melek kalbinde patlayan acılı yıldız; ve kanayan dize, ah,
kıymetlim; bırak artık ses kayıtlı mesaj yollama, her sözcüğün, yüreğimin zırhına bir kara delik, son bulsun bu dara almalar, vur artık beni, en kanayan dizemden..., ah;
ki ab/şar çağıltısı ve su sesiydin kuytumda akan, künhüme vakıf hekim ırmağı…, ve şırıltısına kapadım gözlerimin kan çanağını; şelale hırsızı nazarın, yüksekten aşağı akan tepe taklak yaşamda, canımı yaktığından habersiz; çokluğunla…, hiç az düşkünün değildim ki senin, ve kabirde çürüyen en son tense, ömrümce taşırım, bakışının izlerini yüzümde…,
ah şimdi; herkes kendi yükünü taşısın, sonunda bölüştük kederi…, turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm; nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor, acele vedamıza…,
gözlerimden gemiler devriliyor kırmızı sulara, sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve bu tasalı musafahasızlığa, bakma ağladığıma…, ağlak bir güvercinim ben, keklik olmaktan uyandırdığın o güvercin ki, bozkırından koparılmış ve ellerin yurdunda garipler garibi, sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,
kaldır ayrılığın perdesini hekimim, gözlerimiz son kez kamaşsın ayniyetle, gözbebeklerimiz hicapla yere baksın, uzun sürmez bilirsin zaten, efsunkâr muhabbetler…, hızır ilyas tepesinde bir yetimhane türküsü gibi, şimdi ayrılık…,
kızıl yaprakları katmer katmer ayrılıp, mendile sarılmış goncanın; kış ikindisi akşam ayazında, göz yaşıyla ıslak kaldırımlara bırakılan bir gül dalı gibi, terkedilmiş ve ıssızım…,
ideolojisi olmaz ayaklar altında kalmanın, ve ah ki; evrensel bir buğu gibi göz pınarlarında, ölümsüzlüğe mütemayil bir nefesken, ve; kendisinden gayrısını istemez bir kafes müstakili, ve insanın hayatta bir kere öleceğine kaniyken, sadece tomurcuk gülleri değil, baharın en tazesini getirdin sen bana…, ve bir ölüyü dirilttin, her yanım kan kızılı gül içinde…, . ... .
canım esas hayatın kokutulmasında, ziyana uğratılmasında yanar benim; kadir bilmezler, şerefi on paralıklar, tıynetsiz, seciyesiz ve aşüfteler ve hamlar elinde…,
şu dramatik hayatların çilesini; bin taneli bir tesbihle vird çeker gibi, nice empatilerin sabır kuytularında nefesledim senelerce ibret ve hayretle, yanık ney nefesleri eşliğinde…, ve bakıyorum da şimdi yaş almak, biraz da hayret edilenlere artık daha bir az rastlamak galiba,
Yasadigimizin en onemli belirtilerindenndir. Nefes alip veriyorsaniz eger, yasiyorsunuz demektir. Aksi halde, olmussunuz de aglayaniniz yoktur. Belki de vardir, kimbilir...
nefesi alıp verenin kim olduğunu bilmemiz gerekir. bize nefesi veren ile yaşatan ve yaşayan biz bizim olduğumuzun farkı farketmemizi bilmemiz nefesi de yaşayıbiliriz
Ben seninle nefes alıyorum.Asi saçlarınla,kara elmas gözlerinle,esmerliğinle,ille de o çok özel gülümsemenle.Ben seninle,seninle,seninle nefes alıyorum.
alınan bir şeydir ama verildiği için alınır yani ki ne cebren ve hileyle bir nefes aşırılabilir kendinden yana, ne de para basıp edinilebilir... öyle bir şeydir... çok nefis bir şeydir...valla. :)
hayata dair en temel anlamları içinde saklar: nefes aldığın sürece yaşarsın ve tabii nefes verebildiğin sürece, hayattan beslendikçe varolursun ve de hayata katabildiğin sürece. ezelden gelen tecrübesini dinlesek şu bedenin, ruha neler anlatır... bir nefeste üfürülmüştür töz'ün tini insanoğluna ve bir nefesiyle ayrılacaktır ruhu bedenden öte yakaya...
içimden üflediğim havaya karışıor..havadaki nefesler birbirine...herkes tanış oluor nefesleriyle..hakkı geçior...hak peşine düşüp paylaşıor..insan oluor..insanlık bir oluor..tek bir yere dayanıor
>>>
II
galaksilerin merkezi şu fena aleminin
özünde patlayan,
acılı yıldız...,
yaşam kadar yoksuldu aşk,
ki sevda,
yetinmiyor sevdayla...,
ve artık melekler
kırpıp tüylerini,
noksan kanatlarla serpiştiriyor
yıldız ölülerini boşluğa…,
kalbime yasladığım keman,
büyülü tınısına metal kokular sızdırırken,
incinmenin böylesi…,
melek kalbinde patlayan acılı yıldız;
ve kanayan dize,
ah,
kıymetlim;
bırak artık ses kayıtlı mesaj yollama,
her sözcüğün,
yüreğimin zırhına bir kara delik,
son bulsun bu dara almalar,
vur artık beni,
en kanayan dizemden...,
ah;
ki ab/şar çağıltısı ve
su sesiydin kuytumda akan,
künhüme vakıf hekim ırmağı…,
ve şırıltısına kapadım gözlerimin kan çanağını;
şelale hırsızı nazarın,
yüksekten aşağı akan tepe taklak yaşamda,
canımı yaktığından habersiz; çokluğunla…,
hiç az düşkünün değildim ki senin,
ve kabirde çürüyen en son tense,
ömrümce taşırım,
bakışının izlerini yüzümde…,
ah şimdi;
herkes kendi yükünü taşısın,
sonunda bölüştük kederi…,
turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm;
nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor,
acele vedamıza…,
gözlerimden gemiler devriliyor
kırmızı sulara,
sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve
bu tasalı musafahasızlığa,
bakma ağladığıma…,
ağlak bir güvercinim ben,
keklik olmaktan uyandırdığın
o güvercin ki,
bozkırından koparılmış ve
ellerin yurdunda garipler garibi,
sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,
kaldır ayrılığın perdesini hekimim,
gözlerimiz son kez kamaşsın ayniyetle,
gözbebeklerimiz hicapla yere baksın,
uzun sürmez bilirsin zaten,
efsunkâr muhabbetler…,
hızır ilyas tepesinde bir yetimhane türküsü gibi,
şimdi ayrılık…,
kızıl yaprakları
katmer katmer ayrılıp,
mendile sarılmış goncanın;
kış ikindisi akşam ayazında,
göz yaşıyla ıslak kaldırımlara
bırakılan bir gül dalı gibi,
terkedilmiş ve ıssızım…,
ideolojisi olmaz ayaklar altında kalmanın,
ve ah ki;
evrensel bir buğu gibi göz pınarlarında,
ölümsüzlüğe mütemayil bir nefesken, ve;
kendisinden gayrısını istemez bir kafes müstakili,
ve insanın hayatta bir kere öleceğine kaniyken,
sadece tomurcuk gülleri değil,
baharın en tazesini getirdin sen bana…,
ve bir ölüyü dirilttin,
her yanım kan kızılı gül içinde…,
.
...
.
canım esas hayatın kokutulmasında,
ziyana uğratılmasında yanar benim;
kadir bilmezler, şerefi on paralıklar,
tıynetsiz, seciyesiz ve aşüfteler ve
hamlar elinde…,
şu dramatik hayatların çilesini;
bin taneli bir tesbihle vird çeker gibi,
nice empatilerin sabır kuytularında
nefesledim senelerce ibret ve hayretle,
yanık ney nefesleri eşliğinde…,
ve bakıyorum da şimdi yaş almak,
biraz da hayret edilenlere
artık daha bir az rastlamak galiba,
Hayat ölçü birimi.
Aldığı nefesten tanıdığın bir insan
var mı hayatında?.
Ne ölmek nefessiz Kalmaktir, Nede yasamak Nefes almaktir. Yasamak; Sevilmeyi Hak Eden Birine Yasamini Harcamaktir
Nâyzen için ömürdür.
Gitmem falan sorun değil de.
Hasta falan olduğumda, doktorun seni bana hatırlatması zoruma gidiyor.
Nefes al,
Nefes ver! ..
Canımdakı her nefes
Nefesine eklensin
Içindeki her heves
Hayalinle demlensin
Unutmayın ki yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefes kesen anların sayısıyla ölçülür.'
George Carlin
Bir nefes yâ hû..
nefes alamıyorum
umudun yoruyor beni..takatim kalmadı artık
ölüyorum sessizce..sezdirmeden hemde sana
Yasadigimizin en onemli belirtilerindenndir. Nefes alip veriyorsaniz eger, yasiyorsunuz demektir. Aksi halde, olmussunuz de aglayaniniz yoktur. Belki de vardir, kimbilir...
Gel olalım hem-nefes men ü sen
Râz-ı dil-ı zarın eyle rûşen
nefesi alıp verenin kim olduğunu bilmemiz gerekir. bize nefesi veren ile yaşatan ve yaşayan biz bizim olduğumuzun farkı farketmemizi bilmemiz nefesi de yaşayıbiliriz
nefes benim için ne oldugu önemli deyil nefesi alıp verenim...
Ben seninle nefes alıyorum.Asi saçlarınla,kara elmas gözlerinle,esmerliğinle,ille de o çok özel gülümsemenle.Ben seninle,seninle,seninle nefes alıyorum.
alabildiğim her hefese binlerce şükür
alınan bir şeydir ama verildiği için alınır yani ki ne cebren ve hileyle bir nefes aşırılabilir kendinden yana, ne de para basıp edinilebilir... öyle bir şeydir... çok nefis bir şeydir...valla. :)
Yazık...
'gün olur herşey biter..'
'inanmadım asla inanamam herşeyin bir sonu olduğuna..'
çelişik.
nefes al, nefes ver..
nefesim nefesine(zülfü l)
son nefesimde elimi sen tutacaksın(h.yalın)
nefesini tut gözünü hiç açma(koray c.)
nefes nefeseee(teo)
baya şarkı varmış:P
hayata dair en temel anlamları içinde saklar:
nefes aldığın sürece yaşarsın ve tabii nefes verebildiğin sürece,
hayattan beslendikçe varolursun ve de hayata katabildiğin sürece.
ezelden gelen tecrübesini dinlesek şu bedenin, ruha neler anlatır...
bir nefeste üfürülmüştür töz'ün tini insanoğluna
ve bir nefesiyle ayrılacaktır ruhu bedenden öte yakaya...
ney...
nefes insanın yaşamını çağrıştırıyor
nefes almak yada neyle almak? nefesiniz olanları kaybetmek! hepsinden daha mühimi kaybetmekle nefessiz kalmak..!
Alevilerin söylediği nasihatlerdir. Bu nefesleri büyük alevi ozanları yazarlar. Pir sultan Abdal,Nesimi,Yemini,Şah hatai...
içimden üflediğim havaya karışıor..havadaki nefesler birbirine...herkes tanış oluor nefesleriyle..hakkı geçior...hak peşine düşüp paylaşıor..insan oluor..insanlık bir oluor..tek bir yere dayanıor
Aldığım nefes yarım
Kesildi can damarım
Söyle bana bir tanem
Sensiz nasıl yaşarım
gökhan özenin tabir-i caizse şarkısından alıntıdır..
Yaşamak için ve ölmek için...
İkiside ince birer çizgi...