Nazım usta TÜRKİYE'nin en büyük sağcı liderlerinden sayılan Türkeş'ei 'dörtnala gelip uzak Asya'dan Akdeniz'ebir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim' dizelerini okutan Yoldaşlar nasip olmazsa görmek o günü ölürsem kurtuluştan önce yani alıp götürün Anadoluda bir köy mezarlığına gömün beni'diyecek kadar bu yurdu seven ve ' 'Yaşamak bir ağaç kadar tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine' diyecek kadar özgürlük ve kardeşlik aşığı gerçek bir VATANPERVER dir......
Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
efendim...'az sonra bu alnda iki karşıt sistemin burjuvazinin ve sostyalizmin boy ölçüşmeye başlıyacaklarını anlamıyorsunuz...şimdi türkler kazanırsa türkiyedeki faşistler 2koünizmi tepeledik diye yaygarayı basacaklardır'....
Kendi duvarların nasıl tutamadıysa kelimelerini, bizim duvarlarımız da tutamadı, kardeşim, kelimelerin buldu bizi. O gün cezaevinde geldi yanıma pek iyi bildiğin cezaevi fısıltısıyla o ince yazar, Albert Maltz... Hayatı anlatan şeyler söylemekti onun suçu da, barışı, umudu, özlenen şeyleri... Özgür olduğunu söyledi bana. Özgür, dedi, Nâzım Hikmet özgür artık, özgürlük içinde dolaşıyor kendi ülkesinde, açık alınla söylüyor türkülerini bütün insanlar için. Nasıl anlatırım dostum, yoldaşım, kardeşim, hiç görmediğim ama çok yakından bildiğim, başımın üstünde tuttuğum kardeşim benim... nasıl anlatırım bunun anlamını sana? O anda biz de kurtulmuştuk çünkü. Çünkü seninki gibi bir türkü tutturmuştu benim kalbim de, kimseyi senin kadar yakından tanımadım, senin kadar, senin gibiler, bizim gibiler kadar, ulusların üstünde bir kardeşlik kuran; bir de bizi susturacaklarını sanıyorlar, suspus edeceklerini duvarların ardında. Senin uğruna ufak bir tokat atmıştık bir zamanlar, ama sen oldun bizi kurtaran ülkenden millerce ötedeki bir ülkenin iki yazarını, kötülerin kötü işler çevirdikleri bir ülkenin, özgürlüğün utançla başını eğdiği bir ülkenin, ama uyanacak bir ülkenin yazarlarını. Sen kurtulunca anladık biz kısa süresini kendi duvarlarımızın, soytarıların, yılışık katillerin kurduğu duvarların; ışığa, zafere giden yolda kısa bir süredir bu... ama bunları anlatmanın ne gereği var, sen zaten biliyorsun yüreğimizin türkülerini!
'835 Satır Türk şiirindeki, hatta Türk dilindeki inkılabın ilk satırıdır. (...) O, yalnız Türk şiirinde çığır açmış bir edebiyat inkılapçısı değil, hiç görmeğe alışık olmadığımız yepyeni bir şair tipidir.'Yakup Kadri (1889-1974)
'Herhangi bir eserin güzel olup olmadığını anlamak için elimizde heyecanımızdan başka bir ölçü yoktur. Ben Şeyh Bedreddin Destanı'ndaki manzumeleri heyecandan sarsılarak okudum. Demek ki onlar benim için güzeldir. Bir insan için güzel olanın, daha birçok insanlar için de güzel olması pek muhtemeldir.' (28 Kasım 1936 tarihli 'Şeyh Bedreddin Dostum' başlıklı yazısından.) Nurullah Ataç (1898-1957)
Kısakürek: Ama hâfızlığın kıymetini ifâde için, yine İslâm’dan çalıyor meseleyi, “Hâfız-ı Kapital olmak istiyorum” diyor.... Zavallı “yanık kafa”, bir şiir nefesi olan adam...
Yav ben diyorum cehalet diye anlaşılamıyorum ah be Necip Fazıl sen de mi Uğur Mumcu'yu dinlemedin: 'bir konu üstünde önce bilgi sahibi olun; sonra fikir sahibi' Nazım Hikmet; komünistti, bu sebepten çok dinle diyanetle ilgilenmezdi ama Müslümanlığın Sosyalizmle benzeyen yanları olduğundan Müslümanlığa saygı duyardı hatta Hz. Muhammed'i ve diğer peygamberleri kitleleri peşlerinden sürükleyen, günün koşullarını iyi bilen; çağ değiştiren 'Devrimciler' olarak görürdü... Bu sebepten İslam terimlerini bilinçli olarak kullanırdı hep...
'Darağacına kadar savunacağım hakikat: Her düşünceye saygı! ' Cemil Meriç...
Necip Fazıl Bey'e Cemil Meriç ve Uğur Mumcu'dan bahsetmemişler heralde.. Hoş Uğur Mumcu çok küçük kalır ama...
İşte bizim ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen değer! ! ! Öldükten sonra değere biner, ancada Türkiyeye ölüsünü almak düşer... Nazım babam rahat uyu...
Nazım Hikmet şiir demek.ortaokulda onunla ilk tanıstıgımda bana aşık olmayı ögreten adam.ona hissettiğim ne baba sevgisi ne aşk ne arkadas sevgisi. Nazımı sevenler bilirler bu üçünün karısımıdır ona hissedilen. Ayrıca türk şiirini hece, kafiye kıskacından cıkaran adam. O olmasaydı siiri sevemezdim.
Nazım bir papatya olmuş seviyor(um) , sevmiyor(um) gibi yoluyoruz onu.
Belki çocukça bir duygu ama burada yazanları yazılmış tarihten uzak, sizleri vicdan muhasebesine çağırmak isitiyorum.
Bir dakkalığına Nazım'ı unututun, unuttun komunist olduğunu, unutun bir an için kim olduğunu ve sadece şiirlerini okuyun...
şu mısralara katılmıyor mu yürek. 'İnsanların içindeyim seviyorum insanları. Hareketi seviyorum. Düşünceyi seviyorum.' Hele bir mücadelede olan bir insan sevgilisine şu mısaraları söylemek istemez mi 'Kavgamı seviyorum. Sen kavgamın içinde bir insansın sevgilim, SENİ SEVİYORUM.'.
Bir dakika dolmadan bakın... 'yok edin insanın insana kulluğunu' hep bir ağızdan söylemiyor muyuz?
Tabi zaman yetmez buraya her şiirini koymaya ama eminim vardır size hitab eden yerleri ama nefs açken bir dakika bile nasıl uzak tutsun ki leş kokusunu akbabadan.
Neyse unutlmayalım ne mal olduğunu di mi, şu şiirlerinde ki düşüncelerimizi bile dile getirebilen zindan olmuş insanı siz de hapsedin, hain olarak damgalanmışı siz de dışlayın. Seçtiği yoldan dolayı Allah'tan önce onu siz yakın. Şiirleirnideki insan sömürüsine karşı olan temalarını, üç telden orkestraya çıkan mısralarını, zalmin kalelerine saldıran şiirlerini sevmeyin. Nefret edin de siz de bir tekme atın yere düşüne....
Nefret edilmekse bedeli, İşte böyle unutulmaz güzel atına binip giden güzel insanlar..
Nâzım ile yanyana söylenir oldu adın, Nerden geldi, bu ilham, söyle nedir maksadın? Çok şeyler yazıp çizdin, solcuya sola dair Bil ki bizden değildir, artık o kızıl şair! ...
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin bu şiirini Nâzım severlere ithaf ediyorum.
Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı, anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Nazım usta TÜRKİYE'nin en büyük sağcı liderlerinden sayılan Türkeş'ei 'dörtnala gelip uzak Asya'dan
Akdeniz'ebir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim' dizelerini okutan
Yoldaşlar nasip olmazsa görmek o günü
ölürsem kurtuluştan önce yani
alıp götürün
Anadoluda bir köy mezarlığına gömün beni'diyecek kadar bu yurdu seven ve '
'Yaşamak
bir ağaç kadar tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşcesine' diyecek kadar özgürlük ve kardeşlik aşığı gerçek bir VATANPERVER dir......
gerçek sanatçı, aydın
hasret
korkunç şehvetli bir gökyüzünün altında uyuyan kedinin suya yansıyan suretinin gölgesindeki çınar lekesi..
sana sakladığım şarabı içtim yarıya kadar..
Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
kimse karalayamaz nazım hikmet'in adını
adam aydın muhteşem şairliğini saymasak bile
sonra neden bende yahudi kanı yok diyede serzenişte bulunurmuş sevgii eşi vera ya...
sipariş üzerinde şiir yazmış..kuva-i milliye yi
baa baa baa baaaaa...
efendim...'az sonra bu alnda iki karşıt sistemin burjuvazinin ve sostyalizmin boy ölçüşmeye başlıyacaklarını anlamıyorsunuz...şimdi türkler kazanırsa türkiyedeki faşistler 2koünizmi tepeledik diye yaygarayı basacaklardır'....
tutma nedeni de ilginç...bakalım mı...
ve nazımın tuttuğu takım galip geldi...3-0
nazım hikmet türkiye milli maçında bizimkiler dediği sovyetleri tutmuş..öyle diyorlar ben demiyorum...
gece nin hatrına...
NÂZIM HİKMET'E
Kendi duvarların nasıl tutamadıysa kelimelerini,
bizim duvarlarımız da tutamadı, kardeşim,
kelimelerin buldu bizi.
O gün cezaevinde geldi yanıma
pek iyi bildiğin cezaevi fısıltısıyla
o ince yazar, Albert Maltz...
Hayatı anlatan şeyler söylemekti onun suçu da,
barışı, umudu, özlenen şeyleri...
Özgür olduğunu söyledi bana.
Özgür, dedi, Nâzım Hikmet özgür artık,
özgürlük içinde dolaşıyor kendi ülkesinde,
açık alınla söylüyor türkülerini bütün insanlar için.
Nasıl anlatırım dostum, yoldaşım, kardeşim,
hiç görmediğim ama çok yakından bildiğim,
başımın üstünde tuttuğum kardeşim benim...
nasıl anlatırım bunun anlamını sana?
O anda biz de kurtulmuştuk çünkü.
Çünkü seninki gibi bir türkü tutturmuştu benim kalbim de,
kimseyi senin kadar yakından tanımadım,
senin kadar, senin gibiler, bizim gibiler kadar,
ulusların üstünde bir kardeşlik kuran;
bir de bizi susturacaklarını sanıyorlar,
suspus edeceklerini duvarların ardında.
Senin uğruna ufak bir tokat atmıştık bir zamanlar,
ama sen oldun bizi kurtaran
ülkenden millerce ötedeki bir ülkenin iki yazarını,
kötülerin kötü işler çevirdikleri bir ülkenin,
özgürlüğün utançla başını eğdiği bir ülkenin,
ama uyanacak bir ülkenin yazarlarını.
Sen kurtulunca anladık biz
kısa süresini kendi duvarlarımızın,
soytarıların, yılışık katillerin kurduğu duvarların;
ışığa, zafere giden yolda kısa bir süredir bu...
ama bunları anlatmanın ne gereği var,
sen zaten biliyorsun yüreğimizin türkülerini!
Howard Fast (1914-199?) A.B.D.'li romancı
Çeviren: Ülkü Tamer
'835 Satır Türk şiirindeki, hatta Türk dilindeki inkılabın ilk satırıdır. (...) O, yalnız Türk şiirinde çığır açmış bir edebiyat inkılapçısı değil, hiç görmeğe alışık olmadığımız yepyeni bir şair tipidir.'Yakup Kadri (1889-1974)
'Herhangi bir eserin güzel olup olmadığını anlamak için elimizde heyecanımızdan başka bir ölçü yoktur. Ben Şeyh Bedreddin Destanı'ndaki manzumeleri heyecandan sarsılarak okudum. Demek ki onlar benim için güzeldir. Bir insan için güzel olanın, daha birçok insanlar için de güzel olması pek muhtemeldir.' (28 Kasım 1936 tarihli 'Şeyh Bedreddin Dostum' başlıklı yazısından.)
Nurullah Ataç (1898-1957)
3 Haziran 1963
bu şiirler var ya
vay başıma
yaşamiçre, ölümöte
akçazambak boynun bükmüş
bir gören şiir
kırılır da bir işçinin,
gecikmiş bir sevdanın elleri
ağlar o gülen şiir
üç haziran bindokuzyüzaltmışüç
susmuş
o
gürleyen
şiir...
Kısakürek: Ama hâfızlığın kıymetini ifâde için, yine İslâm’dan çalıyor meseleyi, “Hâfız-ı Kapital olmak istiyorum” diyor.... Zavallı “yanık kafa”, bir şiir nefesi olan adam...
Yav ben diyorum cehalet diye anlaşılamıyorum ah be Necip Fazıl sen de mi Uğur Mumcu'yu dinlemedin: 'bir konu üstünde önce bilgi sahibi olun; sonra fikir sahibi' Nazım Hikmet; komünistti, bu sebepten çok dinle diyanetle ilgilenmezdi ama Müslümanlığın Sosyalizmle benzeyen yanları olduğundan Müslümanlığa saygı duyardı hatta Hz. Muhammed'i ve diğer peygamberleri kitleleri peşlerinden sürükleyen, günün koşullarını iyi bilen; çağ değiştiren 'Devrimciler' olarak görürdü... Bu sebepten İslam terimlerini bilinçli olarak kullanırdı hep...
'Darağacına kadar savunacağım hakikat: Her düşünceye saygı! ' Cemil Meriç...
Necip Fazıl Bey'e Cemil Meriç ve Uğur Mumcu'dan bahsetmemişler heralde.. Hoş Uğur Mumcu çok küçük kalır ama...
Ahh babam, değerini bilemedi bu ülke...
NAZIM demek ınsanlık demek NAZIM demek siir demek NAZIM demek yasamak demek! ! !
İşte bizim ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen değer! ! !
Öldükten sonra değere biner, ancada Türkiyeye ölüsünü almak düşer...
Nazım babam rahat uyu...
Nâzım demek müfesih bir ruh demek.
Nazım Hikmet şiir demek.ortaokulda onunla ilk tanıstıgımda bana aşık olmayı ögreten adam.ona hissettiğim ne baba sevgisi ne aşk ne arkadas sevgisi. Nazımı sevenler bilirler bu üçünün karısımıdır ona hissedilen.
Ayrıca türk şiirini hece, kafiye kıskacından cıkaran adam.
O olmasaydı siiri sevemezdim.
Nazım bir papatya olmuş seviyor(um) , sevmiyor(um) gibi yoluyoruz onu.
Belki çocukça bir duygu ama burada yazanları yazılmış tarihten uzak, sizleri vicdan muhasebesine çağırmak isitiyorum.
Bir dakkalığına Nazım'ı unututun, unuttun komunist olduğunu, unutun bir an için kim olduğunu ve sadece şiirlerini okuyun...
şu mısralara katılmıyor mu yürek. 'İnsanların içindeyim seviyorum insanları. Hareketi seviyorum. Düşünceyi seviyorum.' Hele bir mücadelede olan bir insan sevgilisine şu mısaraları söylemek istemez mi 'Kavgamı seviyorum. Sen kavgamın içinde bir insansın sevgilim, SENİ SEVİYORUM.'.
Bir dakika dolmadan bakın... 'yok edin insanın insana kulluğunu' hep bir ağızdan söylemiyor muyuz?
Tabi zaman yetmez buraya her şiirini koymaya ama eminim vardır size hitab eden yerleri ama nefs açken bir dakika bile nasıl uzak tutsun ki leş kokusunu akbabadan.
Neyse unutlmayalım ne mal olduğunu di mi, şu şiirlerinde ki düşüncelerimizi bile dile getirebilen zindan olmuş insanı siz de hapsedin,
hain olarak damgalanmışı siz de dışlayın. Seçtiği yoldan dolayı Allah'tan önce onu siz yakın. Şiirleirnideki insan sömürüsine karşı olan temalarını, üç telden orkestraya çıkan mısralarını, zalmin kalelerine saldıran şiirlerini sevmeyin. Nefret edin de siz de bir tekme atın yere düşüne....
Nefret edilmekse bedeli, İşte böyle unutulmaz güzel atına binip giden güzel insanlar..
Nazım'ın niyeti nedir? Şiirlerine bunu hiç mi yansıtamamış ki bu tartışma uzayıp gidiyor? Bir İNSANın leşinin etrafına çökülmüş, nefsler aç...
İriş
Dede Sultanım iriş!
Nâzım ile yanyana söylenir oldu adın,
Nerden geldi, bu ilham, söyle nedir maksadın?
Çok şeyler yazıp çizdin, solcuya sola dair
Bil ki bizden değildir, artık o kızıl şair! ...
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin bu şiirini Nâzım severlere ithaf ediyorum.
nazım..gelmiş gelmiş en büyük bi şey sanılmış biri...sanılmış...sanılmış...
BEŞ SATIRLA
Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.
1946
NHR