Mor Mürekkeple tanıştım Nazan Bekiroğlu yazılarıyla.Sonra bir çırpıda diğerlerini okudum.Asla yaşamadığını yazmıyor hissi uyandırıyor bende.Bazı zamanlarda (özellikle geceleri gökyüzü ya da denizi seyrederken) birden Yusuf ile Züleyhanın yazıcısını özlüyorum.kalemiyle yazan göze hitabeder,ruhuyla yazan ruhlara.O yazmazsa ölür belki,biz okumazsak...
kelimeleri çk güzel kullanması bir yana kendi iniş ve çıkışlarına okuyucu da dahil edip mecburi düşünme durumunda bırakıo.sorgulayarak okuyusunuz.ama neyi? ? yazarı, konuyu,cümleyi,kelimeyi.insan hepsini ayrı ayrı yorumluyo.cümlenin kapısından içeri giriyosunuz yani
Kendisi asalet timsali.Edebiyatı bizlere ayrı bir damak tadında yaşattı.Edebiyat ve tarihimizin müthiş uyumunu ve ilişkisini ondan öğrendim.Birzamanlar onun öğrencisi olmuş olmaktan çok mutluyum...
Öğrencisi olmakla onur duyduğum bir HANIMEFENDİ. O'nu anarken önceliği, edebiyata değil HANIMEFENDİLİĞİ'ne vermek gerek. 1985 yılında, Fatih Eğitim Fakültesi'nde öğrenci iken yazdığım bir şiir için 'teknik, az da olsa var ama, ruh eksik' demişti. O zaman, bizim gibi öğrencilerinin şiirlerinde aradığı 'ruh' aslında, hocamızın yüreğinde sakladığı 'ASALET' idi. Atatürk gibi DAHİLER ve hocamız gibi ASİLLER çok az yetişiyor. Bir gün, kendimde cesaret bulabilirsem, kendisini dünya gözüyle bir kez daha görmek arzumu her zaman zinde tutuyorum. Kendisini saygıyla selamlıyorum.
Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol..... İşte Nazan Bekiroğlu ve aklıma gelenler Niye insanlar bildiklerini yaşamamakta ısrar ediyorlar veya yaşananlar bilinenlere muhalif oluyor. Nazan hanımı yazdıkları gerçekten kendi düşünceleri ve inandıkları ise tebrik ediyorum. Eğer değil ise inanmadığı düşünceleri bu kadar güzel bir şekilde ifade edebilen bir edebi şahsiyeti tekrar tekrar kutluyorum. Keşke düşüncelerimiz ile yaşadıklarımız bir olabilse........
bir kadının parmaklarında bir kalem bu kadar mı erkekleşir! ben okudugumdan cabuk etkılenırım inanmazsanız ınanmayın! ama bir kadının yazdıgına off ulan off diyorsam olay bitmiştir... şapkam yok olsa şu an başımda olmazdı...
okuduğum her kitabında bir ateşin kıvılcımlarını buldum. yangını,susuz kalmayı ve kana kana aşk şerbetinden yudumlamayı onun o şifreli satırlarının gizeminde buldum.benim için yeri doldurulmayan kaleminden ebru sanatının en güzel örneklerini gördüğüm duygu üstadı.nakkaşlık en çok size yakışıyor.herşey için sağolun.
kendisi de o masallarında anlattığı soyu tükenmiş istanbul laleleri kadar güzel, narin en az onlar kadar nedret hikayeci. arka bahcenin ic aydinliginda kendimi nihadenin yaninda hissettim. solugunu duydum..hattat in kamisindan cikan gicirti sesleriyle bolundu ruyalarim onu okurken. o bir yazar. odasına girdiğimde o mütevazı ve muhteşem havasını soluyup, karşımda durduğuna inanamadığım kadın, yazık ki sohbet ederken bu osmanlıca mucidinin yanında çokca 'falan' kelimesini kullandım
'çöl kırk bölü üçyüzbin ölçekli bir haritada sarıya bezenmiş bir alan ilk bakışta son bakışta ceylanların sevdası' anlatabilmem için benim tarafımdan bakabilmeniz lazım
Mor mürekkebbine aşık olduğum yazar. MOR MÜREKKEP Niçin.. Yıllar öncesine dönüş, Kaybettiğim şiirleri bulmak, Ödünç verdiklerimi almak için Her gün evden benimle beraber çıkan kitap
nazanı anlamak için bence sadece ve sadece resmine bakmak yeterli.resmi bence herşeyi anlatıyo saflığı temizliği edebiyatı başarıyı güzellik namına ne varsa herşeyi.....bitanesin
ASK 'in özürü olur mu bilemem ama. Benimkisi bir itiraftir... Bir dergi için yazi secmem için Mor Murekkep kitabi elime tutusturuldu... Okudum...Okundum...Inanin O oldum... Oyle bi tutkuyla doldul ki... Neyse Yaziyi sectim ' Narkissos & Ekho ' Ozür Diliyorum...Varliginiz en ulvi tesellilerim arasindandir! Hala ve Daima...Daima... Not: kendisinden yayin hakkı alinmişti.Benim özürüm bambaschka dedim ya aşkca!
o hormonlu edebiyatın herşeyi önüne katıp götüren tüfanında, gemisine aldığı okuyucularıyla mana alemlerine açılan kelimeler prensesidir. kaç kelime kalpleri par par yakabilirki ona sorarsanız her kelime. zerafet abidesi kalemi türk insanının ve gençliğinin iftiharıdır. iyi ki varsınız üstadım. iyi ki varsın nazan bekiroğlu.
bir hoca, islamın şartının altı olduğunu ileri sürmüş... bunu duyan bir hoca da gelmiş 'sen islamın şartının altı olduğunu söylüyormuşsun, herkes biliyor beş olduğunu, bunu nasıl yaparsın, neymiş altıncısı? ' diye sormuş hocaya. cevap hemen gelmiş: 'altıncısı elbetteki haddini bilmektir.' haddini bilmek te islamın şartları adar önemlidir demek istemiş sanıyorum. bu hikaye burada iki şekilde anlam ifade etti. birincisi: nazan bekiroğlunun değeri ortada, ben ne diyebilirim ki. ne kadar güzel söz yazsam, yazılarını ne kadar medhetsem bir anlam ifade etmeyecek. (belki tekrar olacak.) ikincisi(ve daha doğrusu) : itiraf etmek gerek ki bu terazi o sikleti çekmez. yazıdan ne anlıyorum, hatta daha ötesi, ufkum ne ki... ama pek çok insan adına söyleyebilirim: yüreğimizde kendisine karşı sevgi var.
bi dönem onun üslübundan kurtulmak için kitapları öldüğüm bittiğim halde okumamak zorunda kalmıştım. sonra yazıyı bıraktım da nazan bekiroğluna kavuştum...
nun masalları mor mürekkep mavi lale yitik lale yusuf ile züleyha ismimle ateş arasında cümle kapısı
Trabzon ilinin yetiştirdiği nadide insanlardar biridir. Halen Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde Bölüm Başkanlığı yapmaktadır. Son yıllarda çıkarmış olduğu kitaplar ile kültür dünyamıza kaliteli eserler kazandırmıştır. Öğrencisi olmak benim için mutluluk verici bir durum...Allah başımızdan eksik etmesin...
Evet..evet.. İsimle ateş arasında.. kitap bana çok yorucu geldi..Bir tarih ile bir şahsın hayatını birleştirip geriye ket vurmalar yapmış ama iki olayı ayrı kitapta anlatsa ve birine yoğunlaşsa belki daha berrak olurdu.. Elbette berrak olmak gibi bir dedi yoktu orada ama diğer kitaplarının akıcılığını bulamadım ve zorla bitirdim... Ayrıca bir erkeğin gözüyle baktığı için zaten sonıunda adamı cezlandırdığını düşünüyorum... Adamcağız eşini terkeder..sonra çocuğu ölür..ikinci hanımı da adamı terkeder..sonunda canından da olur.... Gizli bir ceza var bence burada...
Yazmak için yaratıldım diyen nadide bir şahsiyet. Kadın olmanın zarafetini kaleminde işleyen bir yazardır.
Mor Mürekkeple tanıştım Nazan Bekiroğlu yazılarıyla.Sonra bir çırpıda diğerlerini okudum.Asla yaşamadığını yazmıyor hissi uyandırıyor bende.Bazı zamanlarda (özellikle geceleri gökyüzü ya da denizi seyrederken) birden Yusuf ile Züleyhanın yazıcısını özlüyorum.kalemiyle yazan göze hitabeder,ruhuyla yazan ruhlara.O yazmazsa ölür belki,biz okumazsak...
BÜYÜK YALNIZLIK diyorum ben
kelimeleri çk güzel kullanması bir yana kendi iniş ve çıkışlarına okuyucu da dahil edip mecburi düşünme durumunda bırakıo.sorgulayarak okuyusunuz.ama neyi? ? yazarı, konuyu,cümleyi,kelimeyi.insan hepsini ayrı ayrı yorumluyo.cümlenin kapısından içeri giriyosunuz yani
Kendisi asalet timsali.Edebiyatı bizlere ayrı bir damak tadında yaşattı.Edebiyat ve tarihimizin müthiş uyumunu ve ilişkisini ondan öğrendim.Birzamanlar onun öğrencisi olmuş olmaktan çok mutluyum...
Öğrencisi olmakla onur duyduğum bir HANIMEFENDİ. O'nu anarken önceliği, edebiyata değil HANIMEFENDİLİĞİ'ne vermek gerek. 1985 yılında, Fatih Eğitim Fakültesi'nde öğrenci iken yazdığım bir şiir için 'teknik, az da olsa var ama, ruh eksik' demişti. O zaman, bizim gibi öğrencilerinin şiirlerinde aradığı 'ruh' aslında, hocamızın yüreğinde sakladığı 'ASALET' idi. Atatürk gibi DAHİLER ve hocamız gibi ASİLLER çok az yetişiyor. Bir gün, kendimde cesaret bulabilirsem, kendisini dünya gözüyle bir kez daha görmek arzumu her zaman zinde tutuyorum. Kendisini saygıyla selamlıyorum.
Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol.....
İşte Nazan Bekiroğlu ve aklıma gelenler
Niye insanlar bildiklerini yaşamamakta ısrar ediyorlar veya yaşananlar bilinenlere muhalif oluyor.
Nazan hanımı yazdıkları gerçekten kendi düşünceleri ve inandıkları ise tebrik ediyorum. Eğer değil ise inanmadığı düşünceleri bu kadar güzel bir şekilde ifade edebilen bir edebi şahsiyeti tekrar tekrar kutluyorum.
Keşke düşüncelerimiz ile yaşadıklarımız bir olabilse........
bir kadının parmaklarında bir kalem bu kadar mı erkekleşir! ben okudugumdan cabuk etkılenırım inanmazsanız ınanmayın! ama bir kadının yazdıgına off ulan off diyorsam olay bitmiştir... şapkam yok olsa şu an başımda olmazdı...
Hemen Hemen bütün kitaplarını okudum beni bu zamana kadar etkiiyen en önemli yazar
okuduğum her kitabında bir ateşin kıvılcımlarını buldum.
yangını,susuz kalmayı ve kana kana aşk şerbetinden yudumlamayı onun o şifreli satırlarının gizeminde buldum.benim için yeri doldurulmayan kaleminden ebru sanatının en güzel örneklerini gördüğüm duygu üstadı.nakkaşlık en çok size yakışıyor.herşey için sağolun.
bu güne kadar giç bir kitabını okumadım ama onun kelimelerin sultanı olduğunu biliyorum bence onun asıl ismi duygu çağı çocuğu olmalı
kendisi de o masallarında anlattığı soyu tükenmiş istanbul laleleri kadar güzel, narin en az onlar kadar nedret hikayeci.
arka bahcenin ic aydinliginda kendimi nihadenin yaninda hissettim. solugunu duydum..hattat in kamisindan cikan gicirti sesleriyle bolundu ruyalarim onu okurken. o bir yazar.
odasına girdiğimde o mütevazı ve muhteşem havasını soluyup, karşımda durduğuna inanamadığım kadın,
yazık ki sohbet ederken bu osmanlıca mucidinin yanında çokca 'falan' kelimesini kullandım
yazamadıklarımın yazarı....
'çöl kırk bölü üçyüzbin ölçekli bir haritada sarıya bezenmiş bir alan ilk bakışta son bakışta ceylanların sevdası' anlatabilmem için benim tarafımdan bakabilmeniz lazım
hattat rasıtı, padişaha kavuşmuşken cariyeye takıldığı için yazmayarak cezalandıran, 'yusuf ile züleyha' eserinin arka kapağında yusufu da züleyhayı da dillendirmeyip, kurdu dillendiren hocam, iyi ki tanımışım sizi.. yoksa kelimelerin yetmediği hallerde sonsuz kelimeyle konuşmayı keşfedemeyecektim. susamayacaktım...sayenizde sustum...
Mor mürekkebbine aşık olduğum yazar.
MOR MÜREKKEP
Niçin..
Yıllar öncesine dönüş,
Kaybettiğim şiirleri bulmak,
Ödünç verdiklerimi almak için
Her gün evden benimle beraber çıkan kitap
nazanı anlamak için bence sadece ve sadece resmine bakmak yeterli.resmi bence herşeyi anlatıyo saflığı temizliği edebiyatı başarıyı güzellik namına ne varsa herşeyi.....bitanesin
bence kalite demek. kelime hazinesi demek.
ASK 'in özürü olur mu bilemem ama. Benimkisi bir itiraftir...
Bir dergi için yazi secmem için Mor Murekkep kitabi elime tutusturuldu...
Okudum...Okundum...Inanin O oldum...
Oyle bi tutkuyla doldul ki... Neyse Yaziyi sectim ' Narkissos & Ekho ' Ozür Diliyorum...Varliginiz en ulvi tesellilerim arasindandir!
Hala ve Daima...Daima...
Not: kendisinden yayin hakkı alinmişti.Benim özürüm bambaschka dedim ya aşkca!
o hormonlu edebiyatın herşeyi önüne katıp götüren tüfanında, gemisine aldığı okuyucularıyla mana alemlerine açılan kelimeler prensesidir. kaç kelime kalpleri par par yakabilirki ona sorarsanız her kelime. zerafet abidesi kalemi türk insanının ve gençliğinin iftiharıdır. iyi ki varsınız üstadım. iyi ki varsın nazan bekiroğlu.
Bir ben gibisi olmayacak aranızda,
hiçbirinize benzemediğim kadar hiçbiriniz benzemeyeceksiniz bana.
bir hoca, islamın şartının altı olduğunu ileri sürmüş... bunu duyan bir hoca da gelmiş 'sen islamın şartının altı olduğunu söylüyormuşsun, herkes biliyor beş olduğunu, bunu nasıl yaparsın, neymiş altıncısı? ' diye sormuş hocaya. cevap hemen gelmiş: 'altıncısı elbetteki haddini bilmektir.'
haddini bilmek te islamın şartları adar önemlidir demek istemiş sanıyorum.
bu hikaye burada iki şekilde anlam ifade etti.
birincisi: nazan bekiroğlunun değeri ortada, ben ne diyebilirim ki. ne kadar güzel söz yazsam, yazılarını ne kadar medhetsem bir anlam ifade etmeyecek. (belki tekrar olacak.)
ikincisi(ve daha doğrusu) : itiraf etmek gerek ki bu terazi o sikleti çekmez. yazıdan ne anlıyorum, hatta daha ötesi, ufkum ne ki...
ama pek çok insan adına söyleyebilirim: yüreğimizde kendisine karşı sevgi var.
Harikadır...
www.nazanbekiroglu.net
bi dönem onun üslübundan kurtulmak için kitapları öldüğüm bittiğim halde okumamak zorunda kalmıştım. sonra yazıyı bıraktım da nazan bekiroğluna kavuştum...
nun masalları
mor mürekkep
mavi lale yitik lale
yusuf ile züleyha
ismimle ateş arasında
cümle kapısı
Trabzon ilinin yetiştirdiği nadide insanlardar biridir. Halen Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde Bölüm Başkanlığı yapmaktadır. Son yıllarda çıkarmış olduğu kitaplar ile kültür dünyamıza kaliteli eserler kazandırmıştır.
Öğrencisi olmak benim için mutluluk verici bir durum...Allah başımızdan eksik etmesin...
Evet..evet.. İsimle ateş arasında.. kitap bana çok yorucu geldi..Bir tarih ile bir şahsın hayatını birleştirip geriye ket vurmalar yapmış ama iki olayı ayrı kitapta anlatsa ve birine yoğunlaşsa belki daha berrak olurdu..
Elbette berrak olmak gibi bir dedi yoktu orada ama diğer kitaplarının akıcılığını bulamadım ve zorla bitirdim...
Ayrıca bir erkeğin gözüyle baktığı için zaten sonıunda adamı cezlandırdığını düşünüyorum... Adamcağız eşini terkeder..sonra çocuğu ölür..ikinci hanımı da adamı terkeder..sonunda canından da olur.... Gizli bir ceza var bence burada...
Ne güzel bir üsluptu o Yusuf ile Züleyha hikayesindeki Nazan Hanım'ın tarzı...Ne kadar şiir gibi ne kadar akıcıydı...
Son kitabında (bakın adı bile aklımda kalmamış...) ise hayal kırıklığı yaşadım...
Ama olsun... Nazan Bekiroğlu hoş bir sada bırakanlardan...