Allahın ayetlerini inkar edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar, ve adaleti emreden insanları öldürenler yok mu, onlara acı bir azabı haber ver. Münafıklara,kendileri için acı bir azab olduğunu müjdele.
“Rabbimiz Allah'tır deyip sonra doğru olanların dosdoğru bir istikamet tutanların üzerine melekler iner korkmayın, üzülmeyin size söz verilen cennetle sevinin derler
“Andolsunki sizi biraz korku biraz açlık ve mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile deneriz, Ey peygamber sabredenleri müjdele
““Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu) , Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.(Bu alışverişi yapanlar) tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, ruku edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele.”
“Şüphesiz bu Kur'an doğru yola iletir iyi davranışta bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdele.”
Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahiplerli de onlardır
“ Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın… Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın! ”
“ Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.”
“ Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”
“ Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“ Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir! ”
“ En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir! ”
“ İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar, laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu da başlayınca gayrı iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir.”
“ Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü zaman yok, süre az! ”
Çok yerler gezdim, giymedim başıma bir taç... Ne zenginini tok gördüm, ne fakirini aç... Ya rabbi öyle bir rızkı kanaat ver ki... Namarde değil, merde bile eyletme muhtaç..
Bak şu çeşmenin haline su içecek tası yok. Kırma kimsenin kalbini, yapacak ustası yok..
Büyüklerimizin bize,yapacağımız her davranışımız için ' Sakın öööyle yapma,şöööyle yap..' diye,uzuuun uzun anlattıkları,aslında zamanında kendilerine de aynı şeyleri,kendi büyüklerinden duyduklarını tekrar ettirmek suretiyle,zamanımıza taşıdıkları tecrübeler,deneyimler zincirlemesi....diyebilmekteyim...
Hintli bir yaslı usta, çıragınin sürekli herseyden sikayet etmesinden bıkmıstir. Birgün çıragıni tuz almaya gönderir.
Hayatındaki herseyden mutsuz olan çirak,döndügünde, yaşlı usta, ona bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler.
Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye baslar.
Tadı nasıl? ' diye soran yaşlı adama öfkeyle 'acı' diye cevap verir.
Usta çırağıni kolundan tutar ve dışarı götürür. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısina giderler ve çırağina bu kez de bir avuç tuzu göle atip, gölden su içmesini söyler.
Söyleneni yapan çırak, ağzinin kenarlarindan akan suyu koluyla silerken usta, ayni soruyu sorar: 'Tadi nasil? '
'Ferahlatici' diye cevap verir genç çirak.
'Tuzun tadini aldin mi? ' diye sorar yasli adam,
'hayir' diye cevaplar çiragi.
Bunun uzerine yasli adam, suyun yanina diz çökmüs çiraginin yanina oturur ve söyle der:
Yasamdaki acilar tuz gibidir, ne azdir, ne de çok.
Acinin miktari hep aynidir. Ancak bu acının şiddeti,neyin içine konulduguna bağlıdir. Acın oldugunda yapman gereken tek sey aci veren seyle ilgili hislerini genisletmektir.
Onun icin sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.'
Nasihat... *Mutlusun...Bana yakın olmaya çalışman anlamsız.Sevmediğin 'ben' den uzak ol. *Beni gördüğün zamanlarda çevremde dolaşman,iletişim kurmaya çalışman anlamsız.yine uzak ol benden. *Yıllar sonra bu yaptıklarını hatırlayıp utanmayla karışık birilerine karşı suçlu konumuna düşmemek adına..yine benden uzak ol *Aşk ve sevgi ayrı kavramlardır.Size derslerinizde bu kavramı mutlaka öğretmişlerdir.Sen de dilin,yüreğin ve ruhun döndükçe bana bunu ifade etmeye çalıştın.Ben ise bana düşenden daha fazlasını anladım.Aşık bile olmadığını düşünsem de..Hadi diyelim ki bana aşıksın.Asıl sevdiğin kişiye sadık kal.Benden yine uzak ol.. *Unut gitsin beni.Uzak ol
eğer kişi hem akıllı hemde çalışkansa takdir et akıllı değil çalışkan ise dikkat et akıllı ama tembel ise ikaz et hem akılsız hemde tembel ise imha et...
bir musibet bin nasihattan iyidir. ben bunu bilir bunu söylerim. neyin doğru neyin yanlış olduğunu ben sormadığım sürece zorla oturtup dizlerinin dibine söylemesinler. ben kendi doğrularımı bulurum.
Sağdan git; cüzdan bulursun..
Aklı çok verenin, kendine aklı kalmaz...
Her şeyi çok bilenin, her işi doğru olmaz...
Eline, diline, beline, sahip ol; ya olduğun gibi, yada göründüğü gibi ol..! ! ! (bu sözünde çılkını çıkardıya bu millet pes vallahi...)
“
MÜCDELE
Allahın ayetlerini inkar edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar, ve adaleti emreden insanları öldürenler yok mu, onlara acı bir azabı haber ver. Münafıklara,kendileri için acı bir azab olduğunu müjdele.
“Rabbimiz Allah'tır deyip sonra doğru olanların dosdoğru bir istikamet tutanların üzerine melekler iner korkmayın, üzülmeyin size söz verilen cennetle sevinin derler
“Andolsunki sizi biraz korku biraz açlık ve mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma ile deneriz, Ey peygamber sabredenleri müjdele
““Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu) , Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.(Bu alışverişi yapanlar) tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, ruku edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele.”
“Şüphesiz bu Kur'an doğru yola iletir iyi davranışta bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdele.”
Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahiplerli de onlardır
ŞEYH EDEBÂLİ’NİN OSMAN GAZİ’YE NASİHATLERİ
“ Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın… Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın! ”
“ Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.”
“ Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”
“ Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“ Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir! ”
“ En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir! ”
“ İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar, laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu da başlayınca gayrı iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir.”
“ Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü zaman yok, süre az! ”
Dedemin yaptırdığı çeşmede yazan kıtâlar...
Çok yerler gezdim, giymedim başıma bir taç...
Ne zenginini tok gördüm, ne fakirini aç...
Ya rabbi öyle bir rızkı kanaat ver ki...
Namarde değil, merde bile eyletme muhtaç..
Bak şu çeşmenin haline su içecek tası yok.
Kırma kimsenin kalbini, yapacak ustası yok..
'Dedem en büyük nasihatını ölümle verdi bana.
Ben küçüktüm..
Ve içimde onun hayalinden çok, ölümün gerçekliğini büyüttüm'
Büyüklerimizin bize,yapacağımız her davranışımız için ' Sakın öööyle yapma,şöööyle yap..' diye,uzuuun uzun anlattıkları,aslında zamanında kendilerine de aynı şeyleri,kendi büyüklerinden duyduklarını tekrar ettirmek suretiyle,zamanımıza taşıdıkları tecrübeler,deneyimler zincirlemesi....diyebilmekteyim...
Zarfın içinde piton yılanı varsa; pulu sakın yalama..
anlayan beri gelsin..
Sev!
tohum derdinde olmayan ağaç odundur....
vesselâm...
Söz sanatı ile ikna etme
renk güzellik,
güzellik
hoşgörü ise;
eyy yeşil renk!
al rengi de bas
bağrına!
günah
torban
dolmaz
meraklanma....
.....
- ;)) Pp
Hintli bir yaslı usta, çıragınin sürekli herseyden sikayet etmesinden bıkmıstir. Birgün çıragıni tuz almaya gönderir.
Hayatındaki herseyden mutsuz olan çirak,döndügünde, yaşlı usta, ona bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler.
Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez
ağzındakileri tükürmeye baslar.
Tadı nasıl? ' diye soran yaşlı adama öfkeyle 'acı' diye cevap verir.
Usta çırağıni kolundan tutar ve dışarı götürür. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısina giderler ve çırağina bu kez de bir avuç tuzu göle atip, gölden su içmesini söyler.
Söyleneni yapan çırak, ağzinin kenarlarindan akan suyu
koluyla silerken usta, ayni soruyu sorar:
'Tadi nasil? '
'Ferahlatici' diye cevap verir genç çirak.
'Tuzun tadini aldin mi? ' diye sorar yasli adam,
'hayir' diye cevaplar çiragi.
Bunun uzerine yasli adam, suyun yanina diz
çökmüs çiraginin yanina oturur ve söyle der:
Yasamdaki acilar tuz gibidir, ne azdir, ne de çok.
Acinin miktari hep aynidir. Ancak bu acının şiddeti,neyin içine
konulduguna bağlıdir.
Acın oldugunda yapman gereken tek sey aci veren seyle ilgili hislerini genisletmektir.
Onun icin sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.'
....
Merhem ve mum gibi ol!
İğne gibi olma!
Nasihat...
*Mutlusun...Bana yakın olmaya çalışman anlamsız.Sevmediğin 'ben' den uzak ol.
*Beni gördüğün zamanlarda çevremde dolaşman,iletişim kurmaya çalışman anlamsız.yine uzak ol benden.
*Yıllar sonra bu yaptıklarını hatırlayıp utanmayla karışık birilerine karşı suçlu konumuna düşmemek adına..yine benden uzak ol
*Aşk ve sevgi ayrı kavramlardır.Size derslerinizde bu kavramı mutlaka öğretmişlerdir.Sen de dilin,yüreğin ve ruhun döndükçe bana bunu ifade etmeye çalıştın.Ben ise bana düşenden daha fazlasını anladım.Aşık bile olmadığını düşünsem de..Hadi diyelim ki bana aşıksın.Asıl sevdiğin kişiye sadık kal.Benden yine uzak ol..
*Unut gitsin beni.Uzak ol
eğer kişi hem akıllı hemde çalışkansa takdir et
akıllı değil çalışkan ise dikkat et
akıllı ama tembel ise ikaz et
hem akılsız hemde tembel ise imha et...
dediğimi yap,yaptığımı yapma! ! ;)
etme başka ihsan istemem...
herkesin verdiği kimsenin tutmadığı
bir musibet bin nasihattan iyidir. ben bunu bilir bunu söylerim. neyin doğru neyin yanlış olduğunu ben sormadığım sürece zorla oturtup dizlerinin dibine söylemesinler. ben kendi doğrularımı bulurum.
'Balık ol,balıkçı ol,olta ol,ip ol,deniz ol,sis ol,HAİN OLMA! ...'
elini ver ama kolunu kurtaracağın şekilde!
'Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.'
..kızıldereli sözü
'Yağmur iyilerin üzerine de yağar, kötülerin de..'
..kızıldereli sözü
'Bir kere 'Al şunu' demek, iki kere 'Ben vereceğim' demekten iyidir.'
..kızıldereli sözü
'Nimette külfette 'Büyük Ruh' un elindedir. Bazen onun külfeti bizi nimetinden daha fazla akıllandırır.'
..kızıldereli sözü
Ahenden olsa da feleğin çek kemanını
Çekme cihanda siflelerin imtinanını.
Çalis tefeyyüz eyle yücel temeyyüz eyle! !
Nasihatin yolu uzun misalin yolu kisadir.