ömrümden ömrün geçer ömrüme…, ve ah ben şimdi kederliyim, kendi kendine konuşan bir deliyim, ölüyorum senden savruluşumdan, ve şu halimle, mecburum kapına dayanmaya şiirim, yürek tımarhanesinden bir serseri belle beni, bir şair bozuntusu desen de olur,
ey bütün rotalarımın sözleriyle istikamet bulduğu, sana attım demir ve varsın divânında boğulsun imlâsı kalemimin, ama sor bana neden, neden bir turuncu gülün suretiyle gelen, vuslat sabahının anısıyla böyle haşır neşirim…,
ah sevgili içim söyle bana; bu kendimden habersizlik gafletinden, beni paklasın istemezken teneşir bile, kurulduğun keder tahtında, bu yakınmasız halin ve asude memnuniyetli tavrın, hangi mukaddes kabulden gelir, söyle…,
ve zihnimde kandiller söndüğünde, kuytumdan bakınca insanlar, karınca misal, yüzümü cama yaslar izlerim onları, hayat; aynı filmi yüz milyon kez oynatır, herkes kendi yükünü taşır, sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,
pencereden bakar hislenirim, ufacık tefecik karınca insan…, hey hayat; ölüyorum an be an, ama sor bana neden, neden; iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar, sabah namazından dağılan cami cemaatinin en arkasında kalmışlığım neden…,
gün ağarırken huzur esenin avlusunda, nicedir süren muhatapsız bir yaşama, sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim; umur görmüş sesinden, nadaslı kalbime akan o kızıl ateş, ve işlerken içime gariplere has sesin, ah, ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,
'daha fazla söylenecek söz'ü olmayanlara(!) , susacak çok şeyi olanlar için, b tarafının sonunda bir de enstrümantal performansı bulunan derin şarkı, fd'nin sözleri olmadan bile çok güzel; kendi şarkısını yazıp kendi penceresinden söyleyebilenlere bir jest...
Nadas: Toprağın sürülerek ekilmeyip boş olarak dinlenmeye bırakılmasıdır. Toprağın bu dinlenme sonucunda içinde azot ve su birikir ve verimliliği artar. Bir sonraki yıl ekim mevsiminde ekilir. Yani Toprağın bir yıl ekilip biyıl boş bırakılarak dinlendirilmesidir.
Hiç bir şey diyen bir cümlenin Ortasına terkedilmiş bir kelimeyim; Öznesiz.. Zamansız.. Zarfsız... Mektupsuz... Adressiz...
Dört yanım hasret Unutulmuş bir ada gibiyim; Açıklarımda batmış yüz binlerce gemi Limanım yorgun yastan...
Seni arar durur bir körebeyim Çık ortaya nolur, yaralarım iyileşsin Çok zaman geçti... çok zaman geçti, Haber vermeden gelme, zor olur; Ürker tenhalığım, kıskanır ağlar belki Ama ben ağlayamazsam gücenme n'olur; Gözlerim bitti, Gözlerim... Bitti.
bana adet gören bir arkadasımın adet gününün bitmesini beklemek ne kadar zor geliyorsa nadas olayıda okadar zor.ama bazen beklemek ve dinlendirmekte güzel sanırım
ömrümden ömrün geçer ömrüme…,
ve ah ben şimdi kederliyim,
kendi kendine konuşan bir deliyim,
ölüyorum senden savruluşumdan,
ve şu halimle,
mecburum kapına dayanmaya şiirim,
yürek tımarhanesinden bir serseri belle beni,
bir şair bozuntusu desen de olur,
ey bütün rotalarımın
sözleriyle istikamet bulduğu,
sana attım demir
ve varsın divânında boğulsun imlâsı kalemimin,
ama sor bana neden,
neden bir turuncu gülün suretiyle gelen,
vuslat sabahının anısıyla böyle haşır neşirim…,
ah sevgili içim söyle bana;
bu kendimden habersizlik gafletinden,
beni paklasın istemezken teneşir bile,
kurulduğun keder tahtında,
bu yakınmasız halin ve
asude memnuniyetli tavrın,
hangi mukaddes kabulden gelir,
söyle…,
ve zihnimde kandiller söndüğünde,
kuytumdan bakınca insanlar,
karınca misal,
yüzümü cama yaslar izlerim onları,
hayat;
aynı filmi yüz milyon kez oynatır,
herkes kendi yükünü taşır,
sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,
pencereden bakar hislenirim,
ufacık tefecik karınca insan…,
hey hayat;
ölüyorum an be an,
ama sor bana neden,
neden;
iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar,
sabah namazından dağılan cami cemaatinin
en arkasında kalmışlığım neden…,
gün ağarırken huzur esenin avlusunda,
nicedir süren muhatapsız bir yaşama,
sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim;
umur görmüş sesinden,
nadaslı kalbime akan o kızıl ateş,
ve işlerken içime gariplere has sesin,
ah,
ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,
nadasa bıraktım kendimi,
her şey daha güzel olsun diye. :)
nadasa bıraktım senden kalan parça parça olmuş bedenimi...
ekin
sensizlik nadasında toprağım....
bırakmazsan seneye toprak yorgun olur.
topragın ekilip biçilmeden dinlenmeye bırakılması.........
'daha fazla söylenecek söz'ü olmayanlara(!) , susacak çok şeyi olanlar için, b tarafının sonunda bir de enstrümantal performansı bulunan derin şarkı, fd'nin sözleri olmadan bile çok güzel; kendi şarkısını yazıp kendi penceresinden söyleyebilenlere bir jest...
Nadas:
Toprağın sürülerek ekilmeyip boş olarak dinlenmeye bırakılmasıdır.
Toprağın bu dinlenme sonucunda içinde azot ve su birikir ve verimliliği artar. Bir sonraki yıl ekim mevsiminde ekilir.
Yani Toprağın bir yıl ekilip biyıl boş bırakılarak dinlendirilmesidir.
ümit ekmiştim nadasa bıraktığım tüm tarlalara.
topragın belli dönem birşey ekilmeden bırakılmasına denir
tarlayı dinlendirme ve ekim dikime hazırlama.sanırsam mineral depolasın diyeymiş. mineral de ne demekse?
Otlarım yanar
Sensizlik nadasında toprağım;
Birazcık dinlensin, büyüsün yeşersin...
gel-me-yişin..
Hiç bir şey diyen bir cümlenin
Ortasına terkedilmiş bir kelimeyim;
Öznesiz.. Zamansız.. Zarfsız... Mektupsuz... Adressiz...
Dört yanım hasret
Unutulmuş bir ada gibiyim;
Açıklarımda batmış yüz binlerce gemi
Limanım yorgun yastan...
Seni arar durur bir körebeyim
Çık ortaya nolur, yaralarım iyileşsin
Çok zaman geçti... çok zaman geçti,
Haber vermeden gelme, zor olur;
Ürker tenhalığım, kıskanır ağlar belki
Ama ben ağlayamazsam gücenme n'olur;
Gözlerim bitti,
Gözlerim...
Bitti.
bana adet gören bir arkadasımın adet gününün bitmesini beklemek ne kadar zor geliyorsa nadas olayıda okadar zor.ama bazen beklemek ve dinlendirmekte güzel sanırım
zamansız aglamama sebep olan iki şarkıdan biri...
haber vermeden gelme zor olur
ürkerten anım kıskanır ağlar belki..
ama ben ağlayamassam gücenme ne olur..
gözlerim bitti gözlerim bitti..
seni arar dururum bir körebeyim
çık ortaya ne olur yaralarım iyileşsin
çok zaman gecti çok zaman gecti...
f.d nadas şarkısı..
otlarım yanar sensizlik nadasında...; (
topragin bir sene dinlerdirilmesidir :))