kısa boyu, hafif tombalaklığı, yüzünde ki tane tane benleriyle*, perdedeki sıradan baş aktörleri ters yüz eden osman abi, kendini yönetmekten acizken (yada teorik olarak bütün hiyerarşik yapılanmaların karşısında, otonom) biraz kaderin tecellisi, azda mecburiyetten müdür oluvermişti.
insana olan inancı çelik bilek gibi olan osman abi, hayal ettiği, kolektif akılla, eşit, özgür bir daire yaratmak için bütün koşullarını zorlarken, memur (emekçi) arkadaşlarının osman abinin bu girişimlerini köylüce (oportinist-ce) yorumlayıp, davranması osman abinin jakobenliğe meyletmesine yol açmıştı. (hele, kendini koyun gibi hissettiği, yıllardan beri derin nefret duyarak, ilk kaldıracağım şey dediği imza sirküsünü kaldırma girişimi, memur arkadaşlarının geç gelişleri, uyarıdan anlamayışları, erken kaçışlarıyla, fiyaskoyla sonuçlanmış, osman abiyi derinden üzmüştü) her şeye rağmen çalışanlarıyla samimi kontak kurmaktan geri durmayan osman abi çok sevdiği şehrinden uzak kalmasının verdiği asabiyetle zaman zaman arkadaşlarına fevri davranabiliyordu. neyse ki arkadaşlarının büyük kısmı halden anlayan, olgun insanlardı ve osman abiyi gerçekten abi gibi görüp, seviyorlardı. yine bir gün…
osman abiyi bir entrye sığdıramayacağımız için don lastikli çocukluğundan, tan gazeteli ergenliğine, ergenliğinden gençliğindeki aşklarına, aşklarından orta yaştaki bunalımlarına kadar olan süreci parça parça anlatmak hem onu tanımak açısından, hem de saygısızlık etmemek açısından elzemdir.
*radyodan en çok dane dane benleri var yüzünde, parçasını istiyordu ama ela gözlerinden fırlattığı bakışları, gerçekten can alıcıydı.
Sponsorluğunu Eyüp Sabri Tuncer kolonyalarının üstlendiği semtimizin sevimli insanlarında bugünde müdür osman abimizden bahsedelim istedik osman müdür ellili yaşlarda hafif tombik kalendar meşreb sıfatlı canayakın sevimli hergün bindiği otobüsün 16 nolu cam tarafında daha araç haraket etmeden koltuk arkadaşı ali abiyla beraber uykuya dalan(tüpsüz) her çilekeş insan gibi feneri tutan bjk ve gs yenildiğinde çıkı çıkı yapıp oynayan arasıra kamil abiyle iş birliği yapıp beni madara eden(yada öyle zanneden) dürüstlüğü ve namı cihana yayılmış sevdiğimiz ender insanlardan biridir.
Sabahları otobüse binersiiiin Uyur uyur sonra inersin Bizleride ne çok seversiiiin Fenerlisin olmaaaz osman ağaaa Anladın sen onu osman ağaaaaaaa
kısa boyu, hafif tombalaklığı, yüzünde ki tane tane benleriyle*, perdedeki sıradan baş aktörleri ters yüz eden osman abi, kendini yönetmekten acizken (yada teorik olarak bütün hiyerarşik yapılanmaların karşısında, otonom) biraz kaderin tecellisi, azda mecburiyetten müdür oluvermişti.
insana olan inancı çelik bilek gibi olan osman abi, hayal ettiği, kolektif akılla, eşit, özgür bir daire yaratmak için bütün koşullarını zorlarken, memur (emekçi) arkadaşlarının osman abinin bu girişimlerini köylüce (oportinist-ce) yorumlayıp, davranması osman abinin jakobenliğe meyletmesine yol açmıştı. (hele, kendini koyun gibi hissettiği, yıllardan beri derin nefret duyarak, ilk kaldıracağım şey dediği imza sirküsünü kaldırma girişimi, memur arkadaşlarının geç gelişleri, uyarıdan anlamayışları, erken kaçışlarıyla, fiyaskoyla sonuçlanmış, osman abiyi derinden üzmüştü) her şeye rağmen çalışanlarıyla samimi kontak kurmaktan geri durmayan osman abi çok sevdiği şehrinden uzak kalmasının verdiği asabiyetle zaman zaman arkadaşlarına fevri davranabiliyordu. neyse ki arkadaşlarının büyük kısmı halden anlayan, olgun insanlardı ve osman abiyi gerçekten abi gibi görüp, seviyorlardı. yine bir gün…
osman abiyi bir entrye sığdıramayacağımız için don lastikli çocukluğundan, tan gazeteli ergenliğine, ergenliğinden gençliğindeki aşklarına, aşklarından orta yaştaki bunalımlarına kadar olan süreci parça parça anlatmak hem onu tanımak açısından, hem de saygısızlık etmemek açısından elzemdir.
*radyodan en çok dane dane benleri var yüzünde, parçasını istiyordu ama ela gözlerinden fırlattığı bakışları, gerçekten can alıcıydı.
Sponsorluğunu Eyüp Sabri Tuncer kolonyalarının üstlendiği semtimizin sevimli insanlarında bugünde müdür osman abimizden bahsedelim istedik osman müdür ellili yaşlarda hafif tombik kalendar meşreb sıfatlı canayakın sevimli hergün bindiği otobüsün 16 nolu cam tarafında daha araç haraket etmeden koltuk arkadaşı ali abiyla beraber uykuya dalan(tüpsüz) her çilekeş insan gibi feneri tutan bjk ve gs yenildiğinde çıkı çıkı yapıp oynayan arasıra kamil abiyle iş birliği yapıp beni madara eden(yada öyle zanneden) dürüstlüğü ve namı cihana yayılmış sevdiğimiz ender insanlardan biridir.
Sabahları otobüse binersiiiin
Uyur uyur sonra inersin
Bizleride ne çok seversiiiin
Fenerlisin olmaaaz osman ağaaa
Anladın sen onu osman ağaaaaaaa