Kültür Sanat Edebiyat Şiir

misyonerlik sizce ne demek, misyonerlik size neyi çağrıştırıyor?

misyonerlik terimi F tarafından tarihinde eklendi

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Neyseki;
    bu kadar çok uğraşmalarına bu kadar fazla çalışmalarına bu kadar çok para harcamalarına rağmen, Anadolu insanından gerekli ilgiyi görmemişlerdir.

    Onların harcadığı paranın ve çabanın yarısını müslümanlar gösterebilseydi,
    şu anda yeryüzündeki insanların % 90 ı müslüman olurdu.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Türk milletinin özüne en uygun olan islam dinini bu milletten topla tüfekle yok edemeyeceğini anlayan haçlı ordularının taktik değiştirerek bu yüz yılda yapmış olduğu yeni ve manevi haçlı seferlerinin adıdır.
    Kitap, sağlık ve gıda yardımı, maddi yardım gibi
    çeşitli adımları vardır.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Müslüman Türk milleti bu dolmayı yutar mı?

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Bütün dinlerde,günah olan eşcinsel evlilikler Avrupa inanç sistemini yerle bir etmiştir.Bu durumda misyonerler hangi dinin mensubunu kandırabilir.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Misyonerler,Hrıstıyanlığı ne kadar yayarlarsa yaysınlar,özellikle A.B ülkelerinde inanç bağlamında % 50'e-%60'a yakın bir azalma var.(A.B inanç raporu)

  • Hakan Cagman
    Hakan Cagman

    TÜKLERİ VE BİLHASSA İSLAM DİNİNİ NE PAHASINA OLURSA OLSUN YERYÜZÜNDEN KALDIRMAYI HEDEFLEYEN KÖKÜ 1600-1700 'LÜ YILLARA DAYANAN BİR GURUP KANSIZIN KURDUKLARI ÖRGÜT.

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Türkiyede bütün hızıyla ilerlemekte...ve bilinçli olarak...

    Şu anda anne ve baba olan kişilerin evlatları üzerinde kuş gibi titremeleri gerekmektedir...

    Çok planlı ve programlı bir şekilde ilerleme kaydetmekte, ama bunda kaybeden ' İSLAM ' Değil, İnsanların kendileridir...

    İnsanlarımıza kendi dinini öğrenmesi - öcü - diye gösterilmekte, Kuran kursları kapanmakta, Gençler kasıtlı olarak -İslam- konusunda cahil bırakılıp, beynindeki boş kısımlara malesefe - nifak - tohumları ekmektedirler...

    Hem İnsanların cahil bırakılması için çalışacaksın, hemde uydurduğun senaryolara onları inandırmaya çalışacaksın....

    -Hz.Peygamber bu zaman için çok sözler söylemiş, hatta bu zamanda kendisine inananlar için - kardeşlerim - demiştir...Çünkü bu zamanda iman en önemli hazinedir...

    Hem manen, hem maddi olarak yaptırımlar ve baskılar yaşayan - Ümmet-i Muhammedin - imanında devam etmesi gerçek bir mucizedir..! !

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Alevi gençlerini etkileri altına almaya çalışdıklarıda istihbarat birimleri tarafında ispatlanan bir gerçek... ! ! !

    Amma ateistlerin hıristiyan olmasını anlayamıyorum, İslam gibi bir din dururken inanacak din olarak ' Hıristıyanlığımı' bulmuşlar...

    eee... nede olsa misyonerler zengin, tanrılarıda güzel olur tabeee...

    Aslında burda çok somut bir gerçek yatıyor, bunların Ateist olmasın sebep, bilime inanmaları değil, İslamiyeti kendilerini sindiremediklerindendir...Yoksa kızıl Rusya'da bile Müslüman olanların sayısı gittikçe artıyor...! ! !

  • Ali Aydın
    Ali Aydın

    Akp nin Sonuna Kadar Desteklediği Oluşum..Öyleya AB Ye Gireciğiz Kolay mı AB li Olmak...Taviz Taviz...
    Artık Herkes Biliyor.Ama Hernedense Sandık Başına Gidince AKP Gene Birinci Parti Çıkıyor...Neden Peki Adamşlar Baş Düşmanımız ABD den Bilmem Kaç Milyar Doalrlık Silah Alıyor...İsrailin Emrinde Lübnana Asker Gönderiyor...
    Ama Gene AKP ye Sonuna Kadar Destek Veriliyor...
    Sanıyorlar ki AKP Türban Sorununu Çözecek...Yanılmaktalar Bu Zihniyetteki Bir Parti Sorun Felan Çözmez Anca Nutuk Atar Ama Çözüm Yok! ! !
    Milli Görüş Gömleğini Çıkardılar Şimdi İse Çıplak Geziyorlar Çünkü Kendilerine Gömlek Bulamadılar.

  • Akın Arda
    Akın Arda

    derhal üleden kovulması icab eden kişilerdir. ülkeyi bölüp parçalamak için uğaraşanlardır. bir düşünün bir ülke insanını kendi değerlerine düşmen etmek neler doğuracaktır. misyonlerlere karşı hazırlıklı olalım çocuklarımıza gençlerimizi dinimizi değerlerimizi eksiksiz öğretelim. yoksa bu bölücülerin tuzaklarına düşüp giderler. ve tarihi uydurma incile kanıp ebedi hayatınıda kaybederler.

  • Aydın Aydın
    Aydın Aydın

    Misyonerliğin panzehiri Tasavvuftur ! Ve özellikle Tasavvufun en büyük iki tarikati olan Bektaşilik ve Mevleviliktir.

  • Serdar Serdaroglu
    Serdar Serdaroglu

    bence misyonelik insanlarin dogru ve iyi bildigi inandigi butun bilgi birikimini ve davranis sekillerini diger insanlarla paylasmasidir diyorum ve asla katilmiyorum boluculuk yapildigina

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Ben misyonerliğe kötü gözle bakılmasına karşıyım.. Mesela bu sabah gelen din teklifi e-mailine hiç bir tepki göstermeden sildim..

    Konusu, Mutsuz musun? diye başlıyordu. Daha sonra tanrıya övgü vardı. Mutluluğun dinde olduğunu söylüyordu. En sonunda da Kuran'dan bir ayet yazmıştı. Herhalde islamiyete çağırmak istiyordu..

    Sanırım sahte olsa gerek teknolojitelevizyonu.com e-mail adresinden yollamıştı.

  • Beyza
    Beyza

    bknz:la havleleri pesi sira cektiresi yaratiklar..

  • Borahan Bilen
    Borahan Bilen

    TÜRKİYE KORELİ MİSYONERLER TARAFINDAN SARILDI.BUNLAR RESTORANT VE ACENTELER AÇARAK ÇALİŞMALARİNİ GELİŞTİRMEKTEDİRLER.İÇ ANADOLU'NUN NEVŞEHİRİNDE BİLE BİLDİĞİM 4TANE EVLERİ VAR.ÜNİVERSİTE GİBİ ÇALIŞIYORLAR..

  • Nilhan Cihan
    Nilhan Cihan

    HANGİ MİSYON'NUN ERLERİ
    Misyonerler açısından 19. yüzyıl Türkiye'si bir 'İncil Ülkesi'ydi (Bible Land) .Hristiyanlar için önemli pek çok merkez Anadolu'daydı. Misyonerlerin kendi ifadeleriyle 'Bu mukaddes ve vaad edilmiş topraklar, silahsız bir haçlı seferiyle geri alınacak'tı. Bir Amerikan misyonerinin 1880 yılındaki raporunda ifade ettiği gibi, 'Misyonerlik faaliyetleri açısından Türkiye, Asya'nın anahtarı'ydı. Peki, ya şimdi? Şimdi anahtar da, kilit de Türkiye... Misyonerler adeta cirit atıyor. Karadeniz, Kuzey Irak ve Güneydoğu'da papazlardan oluşan yabancı askerler, birşeylerin altını habire oyuyor. Milyonlarca İncil dağıtılıyor, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, çocuklar kilise kanalıyla Avrupa'ya götürüldü, eğitiliyor. Kuzey Irak'ta 2 bin aile Guam adasına yerleştirildi. Akıbetleri belli değil! Peki ama neden? Batı, Türkiye'de ne yapmaya çalışıyor? İnsanlarımızı, Avrupa'ya kimler,niçin götürüyor? Kendi ülkelerinde Hristiyanlık,yaşlılara mah-sus bir din olmuşken,neden bunun misyonerliğini yapıyor Batılılar? !

    Türkiye misyonerlerin 'ekmek sepeti' Papa 1999 yılında yaptığı Noel konuşmasında şöyle diyordu: 'Birinci bin yılda Avrupa'yı Hristiyanlaş-tırdık. İkinci bin yılda Afrika ve Amerika kıtasını Hristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda da hedefimiz Asya'dır.' Merkezi İngiltere'de bulunan Katolik, Anglikan, Protestan ve Ortodoks mezheplerini bünyesinde bulunduran ve bütün dünyada misyonerlik faaliyetlerini yürüten 'M.S. 2000 and Beyond Movement' (Birleşik Dua Yolu) isimli teşkilat 1990 yılında, bir harita ile Hristiyanlığın 2000'li yıllardaki hedeflerini tespit etmişti. Yaptıkları tespite göre, Misyonerlik faaliyetinin sıklet merkezi, kuzey 10 enlemi ile kuzey 40 enlemi arasındaki İslâm ülkeleri. Ne garip tecellidir ki, misyoner faaliyetlerin merkez üssü yine İstanbul. 1999 verilerine göre sadece İstanbul'da Hristiyanlaşan Türklerin sayısı 200. Son bir yıl içinde sadece İstanbul'da 19 kilise açıldı. Üstelik bu kiliselerin açıldığı yerlerde Hristiyan vatandaşlar yaşamıyor. İzmir Protestan 'İsa Mesih Cemiyeti'nin Türk asıllı lideri, 5 yıl içinde 2 misli çoğaldıklarını söylüyor. Son bir kaç yıldır Türkiye kadın misyonerlerin akınına uğruyor. Dikkat ederseniz şu anda Türkiye'ye çok fazla Filipinli kadın sokulmuş durumda. Bunlar, evlerde hizmetçi gibi çalışıyorlar. Fakat birçoğu Hristiyanlık propagandası yapmak için buradalar. Misyonerler Türkler'i, 'Dünyada ulaşamadıkları en büyük topluluk', Türkiye'yi ise 'Orta Doğu'nun ekmek sepeti' olarak tanımlıyorlar. Çığ gibi büyüyorlar Türkiye'de faaliyet gösteren yerli misyoner teşkilatlarının başında, Noel Baba Vakfı, Sev Vakfı, Robert Koleji, Tarsus Amerikan Koleji, Birliğe Çağrı Vakfı, İsa Mesih Cemiyeti ve Kutsal Kitapları Araştırma Derneği yer alıyor.Yabancı misyoner kuruluşların başında ise; 'Southern Baptist Convention İnternati-onal Mission Board', daha sonra 'Wycliffe Bible Translators USA', 'Assemblies of God', 'New Tribes Mission' ve 'Campus Crusade for Christ İnternational'gibi Amerikan misyoner teşkilatları önde geliyor. Resmi rakamlara göre, 2001 yılı içerisinde 14'ü yabancı uyruklu, 33'ü Türk vatandaşı olmak üzere toplam 47 misyoner yakalandı. Yakalanan misyonerlerin çoğunluğu İngiltere, Almanya, Norveç, Amerika ve Kanada vatandaşı. Patrik Johnstone tarafından hazırlanmış olan Operation World isimli esere göre ise, Türkiye'de başta Foreign Protestants, Minority İndig ve Groups başta olmak üzere, dört Protestan kilisesi faaliyet gösteriyor. Kürtler,Aleviler ve Lazlar öncelikli olarak hedefledikleri topluluklar.Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya'daki Türk cumhuriyetlerinde yoğunlaşan misyonerlik faaliyetleri geçtiğimiz yıl Milli Güvenlik Kurulu'nun Aralık ayı toplantısında gündeme alınmıştı. MGK için hazırlanan raporda, bir din propagandası yapmaktan öte, 'Türkiye'yi bölmek' olduğu vurgulanan misyonerlik faaliyetleri karşısında gereken tedbirlerin alınama-dığı, yasaların bu faaliyetleri önlemede yetersiz kaldığı vurgulanmıştı. Ayrıca raporda, Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinin, birçok ülkede faaliyette bulunan Ermeni Toprakları Merkezi, Avrupa Kiliseler Birliği, Ortodoks Kiliseler Birliği, Dünya Kiliseler Birliği üyesi kişiler tarafından sürdürüldüğüne de dikkat çekiliyor, misyonerlik faaliyetlerinin Karadeniz'de Pontus, Güneydoğu'da Yezidilik, Keldanilik ve Hristiyan Kürtler, Doğu Anadolu'da Ermenilik, Ege ve İstanbul'da ise Hristiyanlığın eski toprakları şeklinde gündeme geldiği açıklanıyordu. İşin garip tarafı, MGK raporunda dikkat çekilen hususlar bir bir gerçekleşiyor. Örneğin Adana'da mantar gibi çoğalan 'kilise evler'i İncirlik Üssü'nde görevli Amerikalılar'ın himaye ettiği ve Amerika Adana konsolosluğunun misyonerlik faaliyetlerine hız verdiği artık herkesce biliniyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İzmir, Nevşehir ve Karadeniz bölgesindeki bölücü misyoner faaliyetleri gün geçtikçe hızlanıyor. Daha açık bir ifadeyle; misyonerler Türkiye'de yeni çıban başları oluşturmakla kalmayıp, Kürdistan'a giden yolu da yavaş yavaş asfaltlıyorlar... Hükümet gaflet içinde Peki, hükümet uyuyor mu? Tabii ki, uyumuyor. Uyuyor gibi yapıyor o kadar. Bilinçsizliğin bilincinde yani... Yani Hükümet AB'yi gücendirmemek için bu tür faaliyetlere göz yumuyor. Biliyorum, burada 'göz yumuyor' fazla... Destek oluyor. Nasıl yani? İşte böyle: TCK'nın 529. maddesine aykırı olduğu halde kilise evler çığ gibi büyüyor. İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Türkiye'de her gün bir yenisi açılan kiliselerin yasadışı olduğunu kabul etmekle birlikte, bu kiliseler ve misyonerler hakkında bir şey yapamadıklarını da kerhen itiraf ediyor. Lozan Antlaşmasına göre, Türkiye'de kilise açmak, yapmak ve tamiri yasak. Yine aynı anlaşmaya göre Hristiyan din adamları Hristiyan mahallelerin dışında ikâmet ve hatta izinsiz seyahat bile edemiyor. Mevcut yasalara göre ise; kiliseler ve havralar kesinlikle mülk bağışı kabul edemiyorlar. Ayrıca, ellerindeki mülkleri de birbirlerine devredemiyorlar. Ancak, bu düzenleme artık tarihe karışıyor. Hükümetin yürürlüğe koymaya hazırlandığı ve önümüzdeki aylarda meclis başkanlığına sunulması beklenen Vakıflarla ilgili kanun tasarısı ile, azınlık cemaatlerine mülk edinme, yurt dışında kurulan cemaatlere ise Türkiye'de temsilcilik açma hakkı veriliyor. Tasarıda, 'Vakıfların satın alma, bağış, ölüme bağlı tasarruflar ve benzeri yolla ellerinde bulundurdukları tasarrufları 1936 listesine eklemelerine, bu vakıfların taşınmaz iktisap etmeleri ve taşınmazları üzerinde her türlü tasarrufta bulunmalarına Dişişleri ve İçişleri Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce karar verilir' deniliyor. Böylece, misyonerler yıkıcı ve bölücü faaliyetlerini -hoş! zaten gizlilikleri yok ya- alenen sürdürebilecekler. Hükümet, 'kimliklerdeki İslam hanesini kaldırma' hazırlıklarını da tamamlamış durumda. Konunun önümüzdeki ay Meclis gündemine getirilmesi hesaplanıyor. Afrikalı bir liderin şu sözü meşhurdur: 'Batı, Afrika'ya geldiğinde ellerinde İncil vardı. Bizim elimizde ise topraklarımızın tapusu. Bize sözde bağımsızlık verdiklerinde ise onların elinde arazilerimizin tapusu, bizim elimizde İncil bulunuyordu.' Kendi kaynaklarına göre bunlardan birincisinin 32 cemaat halinde 3.500, ikincisinin 17 cemaat halinde 950 ve diğerlerinin de 4 cemaat halinde 520 üyesi var. Diğer bir söyleyişle, toplam dört ayrı teşkilata bağlı 53 cemaat halinde 4.970 üye ve 12.564 kayıtsız sempatizanları var. Bunların yanı sıra, Ankara ve İstanbul'da TEE (Theological Education by Extension) programları ve yine İstanbul'da bir İncil okulu açıldı. Her gün yeni bir kilise, ev kilisesi ve İncil okuma kursu açılıyor. Resmi rakamlara göre Türkiye'de son yıllarda kapı kapı gezmek suretiyle, Protestan Hristiyanlık propagandası yapan, 8 milyon parça kitap ve broşür dağıtılmış. Sadece 2001 yılında 750 bin İncil propagandası yapan mektup posta ile yollanmış. Son yıllarda bu faaliyetlerin bir kısmı ithal misyonerler yerine, Protestanlaştırılmış Türkler marifetiyle yürütülüyor. Geçtiğimiz yıl Türk Protestanlar tarafından İstanbul'da'Kutsal Kitapları Araştırma Derneği'(Holy Books Research Association) kuruldu.Geçen yüzyılda açıldığıhalde Cumhuriyet döneminde kapatılmış Amerikan Protestan misyonerliğine bağlı eğitim müesseselerinin bir kısmı Sev Vakfı tarafından yeniden açılıyor. Tablonun asıl renkleri Misyonerler propaganda faaliyetlerini özellikle lise son sınıf ve üniversite öğrencileri üzerinde yoğunlaştırıyorlar. Maddi gücü olmayan vatandaşlar da iş ve para vaadiyle Hristiyan yapılıyor. Son üç yılda ücretsiz olarak dağıtılan İncil sayısı sekiz milyonu buldu. Bu kadar İncil'i dağıtmak büyük bir maddi güç gerektirdiği halde, misyonerlik yapan kuruluşların gelir kaynakları ve verdikleri vergi miktarı bilinmiyor. İnternette de Türkçe olarak misyonerlik faaliyeti yapan, www.sevgiyayınları.com., www.isamesih.org., www.müjde.org., www.kurtuluş.org., www.members.truepaht.com. gibi pek çok site bulunuyor. Misyonerler, başta geldikleri ülkelerin yönetimi olmak üzere, Dünya Kiliseler Birliği (JCC) , Vatikan, Amerikan Lüter Kilisesi, Alman Bremen Kilisesi, Yedi Gün Mesihçileri, Yehova Şahitleri, İsa Yolunda Haçlı Öğrencileri, Amerikan Ford şirketi ve Uluslararası Kızılhaç Örgütü gibi oluşumlardan siyasi ve parasal destek alıyorlar. PKK'nın temelini misyonerler atmıştı Esasen son yıllarda Türkiye'deki misyonerlik çalışmalarının bu derece artması bir tesadüf değil. Aksine sistemli ve programlı bir hareket söz konusu. ABD liderliğindeki yeni dünya düzeninde, İslâm dünyası iki kategoriye ayrılmış durumda. Bunlar, 'Müslümanların silineceği bölgeler' ve 'Müslümanların sindirileceği bölgeler'den oluşuyor. Balkanlar, Kafkasya Müslümanların silineceği; Ortadoğu ve Orta Asya ise Müslümanların sindirileceği bölgelere dahil. Yani bu iş sadece misyonerlik faaliyeti ile sınırlı değil. Başka bir deyişle; misyonerler Hristiyan Batı emperyalizminin, sömürgeciliğin ve sömürünün öncülüğünü yapıyorlar. Sanırım, tarihi bilgileri iyi olanlar rahatlıkla hatırlayacaklardır; Güneydogu Anadolu'daki ilk gizli ve teşkilatlı etnik ve mezhep ayrımcılığını esas alan istihbarat faaliyetlerini; 1962 yılında 'Barış Gönüllüleri' adıyla bölgeye gönderilen, çogunluğu Katolik ve Anglikan kiliselerine kayıtlı Amerikalı misyonerler ile CIA'ya bağlı uzman ajanlar başlatmışlardı Türkiye'nin gafletiyle bu ajan ve misyonerler,yogun misyonerlik ve bölücülük faaliyetlerinde bulundular. Çok sayıda vatandaşımıza Hristiyan olmaları için telkinde ve vaadlerde bulundular. Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyecek bölgesel inanç ve yaşayış farklılıklarını 'bilgi' haline dönüştürerek, ABD'deki çeşitli istihbarat birimlerine ve CIA'ya ulaştırdılar. Dış basında Sünni, Şii, Türk, Kürt köylerini gösteren haritalar neşredildi. Ve 'Barış Gönüllüleri'nin 1962-1965 yılları arasında attığı fitne tohumu 1983'te PKK olarak yeşerdi. Misyonerler emperyalizmin temsilcisi Bugün Adana ve Mersin'deki kiliselerin yanı sıra, Çekiç Güç'ün şemsiyesi altında yüzün üzerinde misyoner sivil toplum örgütü (NGO) faaliyet gösteriyor. Görünürde insani yardımda bulunuyorlar Oysa bu sivil toplum örgütleri henüz bebek yaştaki Kürt çocuklarını alıp Avrupa'ya götürüyorlar. (Tamamı, kiliseler kanalıyla) Resmi rakamlara göre Amerika, son 3 yıl içinde Kuzey Irak ve Türkiye'den 2 bin aileyi Guam Adası'na götürdü. Yurtdışına çıkarılmayan gençler ise Ankara'da misyoner kamplara götürülüp, özel olarak eğitiliyor. Bu kampların arkasında ABD ve AB ülkelerinin büyükelçilikleri var. 1999 yılı içinde, bu şekilde evlat edindirme amacıyla, çoğunluğu Türkiye'den olmak üzere, geri kalmış ülkelerdeki fakir ailelerden 23 bin çocuğun alındığı, konuyla ilgili haberlerde dile getiriliyor. Bu çocuklar ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, Avustralya ve İsviçre'ye götürülerek, oralardaki Hristiyan ailelere dağıtılıyor. Bu konudaki bilgiler ise BM'nin çocuklarla ilgili yan kuruluşu durumundaki UNICEF'in raporlarında yer alıyor. Misyoner teşkilatının en ileri kademelerinde yer alan Zwemer'in, Kudüs Cebelüs-Zeytun'da toplanan misyonerler kongresinde yaptığı konuşmanın son bölümü şöyledir: '... Hristiyan hükümetlerin, sizden İslâm ülkelerinde yerine getirmenizi istediği asıl göreviniz, Müslümanların Hristiyan yapılması değildir. Asıl göreviniz Müslüman nesillerin dinini öğrenmesine mani olmak, onları dinlerinden soğutmak, Allah ve peygamber ile irtibatları olmayan bir varlık haline getirmektir. Böylece yaşantılarında bütün milletleri ayakta tutan ahlâki bağlarını da koparacaksınız. Ve sizler bu çalışmalarınızla İslam ülkelerindeki emperyalist hareketin öncüleri olacaksınız...' Ve bela geliyorum diyor ABD Kuzey Irak'ta Kürtler'i Hristiyanlaştırıyor. Şu an Kuzey Irak'ta, Hristiyan dini eğitimi almış 122 kişilik askeri bir ekip bu amaçla çalışıyor. Hristiyanlaştırma birliği, Kuzey Irak'ta PKK'yı eğitmekle görevli Delta Force birliklerinin içinde mevzilenmiş durumda. Birlik, doğrudan Pentagon'a bağlı. Pentagon'daki yönetim merkezi de dolaylı olarak, merkezi New York'ta bulunan İnternational Bible Students Assocation'a (Uluslararası İncil Öğrencileri Birliği) bağlı. Depremden sonra ülkemizi terketmeyen Kızılhaç'a bağlı misyonerler de, fırsat buldukça Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi ile ilgilenmeyi ihmal etmiyorlar. Bu zamana kadar daha az ulaşılabilmiş Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde de faaliyetlerini hızlandırdılar. Batı, bugün hala misyoner faaliyetlerle, Afrika'daki sömürge siyasetini devam ettiriyor. Bugün Zimbabwe'nin verimli topraklarının % 70'i 4 bin İngiliz'in elinde bulunuyor. Tabi hal böyle olunca GAP'ın 2025'te bir Zimbabwe olmasından ve burnumuzun dibinde bir kürt devletinin kurulmasından endişelenmemek elde değil. Yugoslavya'yı misyoner faaliyetlerle parçaladılar. Rusya, misyonerlere karşı hızla önlem alıyor, protestan kiliselerini kapatıyor. Türkiye'de uzmanlar bas bas bağırıyor, vatandaş şikayetçi... Ama Ankara'nın üzerinde ölü toprağı var. Duymuyor, duymak istemiyor. Acaba Ankara... 'Olmaz, olmaz' demeyin! Olmaz olmaz...