anlamadığım bi olay var neden ülkeyi yada ülkedeki bir kaç yabancı piyonu basını hareketlendirdi bukadar.katillikse problem kapatılan bir partinin liderlerinin alayı katil bir iki kişi değil 30 bin canın sorumlusu bunlar neden serbest o basın o zaman neredeydi insan hakları falan filan diyorlardı şimdi aynı kişiler yargının kararını bozdurdu
mehmet ali abide derin devletin yap işlet devret modelllerinden biri kullanırken iyi, ama vatan hayinleri 30 bin kişinin katilleri dışarıda o içerde birgün ama birgün.....
Mehmet Ali Ağca'yı askerlik muayenesinde 'antisosyal kişilik bozukluğu' teşhisi konulup bırakıldıktan sonra Kartal'da 'Ocak'tan'tabir edilen arkadaşlarının sakladığı ortaya çıktı
Şükran Özçakmak - İstanbul
Mehmet Ali Ağca'nın, Kartal Cezaevi'nden 12 Ocak'ta tahliye edildikten sonra dört gün Samandıra'da, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde 'antisosyal kişilik bozukluğu' teşhisi konulduktan sonra da Kartal Uğur Mumcu Mahallesi'nde kaldığı belirlendi. İddiaya göre tahliyesinden sonra Ağca'yı, bazıları cezaevinden tanıdığı ülkücü arkadaşları karşıladı. 'Ocaktan' diye tabir edilen arkadaşları, 5-6 kez otomobil değiştirerek Ağca'nın izini kaybettirmeyi başardı. Ağca, GATA'dan ayrıldıktan sonra peşlerindeki gazeteci ordusunu, Kartal'da bulunan Aydos Orman İçi Dinlenme Tesisleri'ne girerek atlattı. Özel bir kulübede 1.5 saat kalıp kebap yedikten sonra da yanında yine 'Ocaktan' arkadaşlarıyla birlikte, başına bir bere geçirerek ayrıldı.
Daire 3 yıl önce alındı Ağca'nın yakalandığı Özoba Sitesi'nde de şaşkınlık yaşandı. Ağca'nın kaldığı A Blok 4 No'lu dairenin kapısının kilitli olduğu görülürken, dairenin sahibi Namık Altan'ın nerede olduğunu bilen olmadı. Altan'ın dairesinin kapısında sadece kızlarına ait olan bir ait bisiklet duruyordu. Karşı dairede oturan apartman yöneticisi Alaattin Aka, Ağca'nın yakalandığı dakikaları şöyle anlattı: 'Önce aile tartışması, kavga var sandım. Bir anda onlarca adam apartmanı doldurdu. Meğer sivil polislermiş. Ağca'yı alıp götürdüler. Daha sonra da komşumuz Namık Altan Bey'le ilgili sorular yönelttiler.'
Bulgar göçmeni Altan'ın eşi ile kendi eşinin görüştüğünü, ancak Altan'ın kimseyle konuşmadığı anlatan Aka, 'Kendi halinde biriydi. Daireye, üç yıl önce satın alıp yerleşti. Serbest meslek sahibi olduğunu biliyoruz. 6 ve 8 yaşlarında iki kızı var. Karısı Bulgaristan göçmeni. Kendisi nerelidir bilmeyiz' dedi.
Komşuları görmemiş Özoba Apartmanı'na 19.00 sıralarında su getiren Kardeşler Market'te çalışan Ayhan Doğdu da polis olduğunu söyleyen sivil giysili kişilerce bahçe kapısından geri çevrildiğini söyledi. Site sakinleri de 'Ağca, hiç görünmeden apartmana nasıl girip çıktı? ' sorusunun cevabını bulmaya çalıştı. Birçoğu, Ağca'nın kendi apartmanlarında misafir olarak kaldığını, televizyondan öğrendiğini belirtirken apartmanın kapısını kilitleyerek nöbet tutan ve adının Salih olduğu belirtilen kapıcı da 'Beni ekmeğimden edeceğiniz' diyerek gazetecilere ateş püskürdü. Apartmanın sekizinci katında oturan Mahmut Kılıç da ilginç rastlantıyı şöyle anlattı: 'Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçtığında, ben 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda askerlik yapıyordum. O zaman da nasıl firar ettiğine şaşırmıştım. Şimdi halktan kaçmak için oturduğum apartmana sığınmış ama bizim hiç haberimiz olmamış.'
Erdoğan: Ağca için yeni bir süreç başladı
İSTANBUL Milliyet Başbakan Erdoğan, terörist Mehmet Ali Ağca için yeni bir süreç başladığını söyledi. Erdoğan, dün, kendisine yöneltilen sorular üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: 'Yargı, kendi tasarruf alanı içinde yapması gerekenleri yaptı. Adalet Bakanlığı da, kendi tasarrufu içinde yapması gerekenleri yaptı. Emniyet teşkilatımız, anında atması gereken adımları attı. Bugün de Ağca için yeni süreç başlamış oldu.'
'Rahşan Ecevit'ten özür dilenmeli'
ANKARA Milliyet DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, 'Mehmet Ali Ağca'nın erken tahliyesi konusunda Ecevitleri haksız yere suçlayanların, linç girişimleri nedeniyle en azından bir özür borcu vardır' dedi. Sezer, dün yaptığı yazılı açıklamada, Ağca'nın tahliyesi konusunda yapılan yanlış hesabın Yargıtay'dan dönmesinin sevindirici olduğunu belirtti. Sezer, 'Yanlış hesabın hesabı da mutlaka sorulmalıdır' dedi.
Gebze'de çete operasyonu Mercedes'in sahibi gözaltında
Gebze'de AKP İlçe Başkanı'nın vurulmasıyla ilgili olarak başlatılan operasyonda 14 kişi gözaltına alındı. Zanlılar arasında Ağca'ya tahsis edilen Mercedes'in sahibi de var
Kocaeli DHA Gebze Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şubesi ekipleri, Gebze, Tuzla ve Pendik'te eşzamanlı operasyon düzenleyerek 14 kişiyi gözaltına aldı. Zanlılar arasında Mehmet Ali Ağca'ya tahliye edildiği sırada tahsis edilen Mercedes otomobilin sahibi Taner Çakıroğlu da bulunuyor. AKP Gebze İlçe Başkanı Mehmet Ali Okur'un 4 Ocak'ta silahlı saldırıya uğrayarak ayaklarından vurulması olayıyla ilgili soruşturma başlatan polis, dün Gebze, Pendik ve Tuzla'da eşzamanlı operasyon düzenledi. Okur'u kurşunladığı öne sürülen Muhammet Öztürk'ün yakalandığı operasyonlarda Mehmet Ali Ağca'nın 12 Ocak'ta tahliye edildikten sonra kendisine tahsis edilen 34 FK 828 plakalı Mercedes'in sahibi Taner Çakıroğlu da bulunuyor. Çete üyesi olmakla suçlanan Çakıroğlu'nun, Mehmet Fatih Kıral'ın adına kayıtlı görülen ve devri yapılmadan Turan Suner'e verilen 34 FK 928 plakalı Mercedes'i satın alan 3'üncü kişi olduğu belirtildi. Gözaltına alınanlar arasında Yüksel Şimşek ve Gebze'de haftalık yayımlanan bir yerel gazetenin sahibi Ercan Sarıçam da bulunuyor. Diğer zanlıların isimleri de şöyle: Çağdaş Büyükkaya, Murat Büyükkaya, İsmail Akıncı, Fatih Yavuz, Taner Çakıroğlu, İlhan Metin Çakıroğlu, Mehmet Doğan, Selim Denizoğlu, Ümit Polat, Akın Vural. Zanlıların ev ve üzerlerinde yapılan aramada 3 tabanca ve çok miktarda mermi ele
'Siyasetci ağzıyla konuşursak,Dış Mihraklarca kullanılan AĞCA ve avanesinden de bunlar beklenirdi ne olmasını bekliyorduk ki! Bu güne kadar zavallı vatandaşı hep aynı ninnilerle uyutmadılarmı! 'Vatan,Millet,Sakarya.Ezan,Kur'an,Cami' yada Ergenekonla başlayan tomturaklı konuşmalar.Eee ne oldu şimdi,yıllardır gerek Ülkemde gerekse dışarıdaki sayısız cinayetin Tetkçileri bu 'Ocaklar' menşeyli ortaya çıkınca neden şaşırıyoruzki,KURTLAR VADİSİNE HOŞ GELDİNİZ,,
Cezaevine dönmeden önce İstanbul Emniyeti’nde polis şefleriyle 1 saat kadar konuşan Abdi İpekçi’nin katili Ağca, ilginç sözlerine yenilerini ekledi. Ağca Papa’yı ayda bile olsa vuracağını söyledi, ardından da maviye düşkünlüğünün nedenini açıkladı: 'Mavi 3. dünya savaşı ordularının rengi. Ben de komutan olarak tabii ki bu rengi giyeceğim.'
YARGITAY’ın tahliye kararını bozmasının ardından önceki gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Mehmet Ali Ağca, polis şefleriyle konuştu. Ağca, yaklaşık 1 saat süren söyleşi sırasında 2 defa güldü; biri kendisinden imza isteyen kişileri anlattığında diğeri ise evlilik ile ilgili soru sorulduğunda. Mesih olduğunu sık sık yineleyen Ağca, bunu Papa’nın da onayladığını belirtti. Papa’yı ayda bile olsa vuracağını söyleyen Ağca, mavi rengi de komutan olduğu için tercih ettiğini anlattı.
Yasadışı sağ örgütler bürosuna getirilen Ağca’nın elleri titriyordu. Çevresindeki polis şeflerinin sakin olması yönündeki telkinleri üzerine rahatlayan Ağca, gazeteci ordusunu karşısında gördüğünde korktuğunu belirtti. İşte Ağca’nın söyledikleri:
BEN ÇOK YATTIM
Cezaevinde çok uzun süre kaldım. Gazeteleri dergileri cezaevinden takip ediyordum. Nihat Erim’i vuranlar çıktı. Erim bu ülkenin Başbakanı’ydı. Başsavcıları vuranlar çıktı. Sabancı’yı vuran bir kız var. Onu Türkiye alamadı bile. Ben sizce çok fazla yatmadım mı içeride?
İMZA VERDİM
Cezaevinden çıktıktan sonra yağmurda yürüdüm. Uzun uzun denizi seyrettim. Bir kez de lokantaya giderek yemek yedim. Çorba içip, acılı kebap yedim. Yemekle çok aram yoktur. Ama yine de özlemişim. Sokağa kendimi kamufle ederek çıktım. Atkı ve şapka taktım. Buna rağmen tanılıp, benden imza isteyenler oldu. 4-5 kişiye imza verdim. Bu çok hoşuma gitti.
1000 YILLIK KADER
(Papa suikastında kullandığı silahı nereden aldığı sorusu üzerine) Bunlar ayrıntı. Bu benim kaderime 1000 yıl önce yazılmış bir gerçek. Ben 1000 yıl önce yazılan görevi yerine getirdim. Papa’yı ayda bile olsa vuracaktım.
MESİHLİĞİM ONAYLI
Ben ilk defa Mesih olduğumu kime söyledim biliyor musunuz? Papa’ya söyledim. Papa’ya ben Mesih’im dedim. Papa hiçbir şey söylemedi. Başımı okşadı. Bu ne demek biliyor musunuz? Papa benim Mesih olduğumu kabul etti.
KURAN OKUMAM
Kuran okumadım. Namaz kılmam. Neden kılayım ki. Bunlar göstermelik şeyler. Bunları sizler yapacaksınız. Ben yol göstericiyim.
MAVİ KOMUTAN RENGİ
(Mavi kazak giymesinin sebebi sorulunca) Mavi 3’üncü dünya savaşı ordularının renkleri. Ben de komutanım. Komutan olarak tabii ki bu rengi giyeceğim. Bu ordunun bayrağı da Malazgirt Savaşı’ndaki bayrak olabilir. 3 hilalli bir bayrak olabilir. Bayrak olmasa da olur.
AMERİKA ÖNEMSİZ
3 tane Nükleer bomba atarsınız. Amerika’yı yerle bir edersiniz. Gözünüzde büyütecek bir şey yok.
EVLENECEĞİM
Cezaevinde 1500 kitap okudum. Bir çıkayım, kurtulayım da evlenmek istiyorum tabii.
SABETAYİST GÜÇLER
Sabetayist ve satanist güç odakları beni tekrar cezaevine geri gönderdiler. Bunlar gerçekleri de söylememi istemiyorlar.
ne kadar dipte olduğumuzu gösteren adam...uğruna kurban kesilen katil...devleti (!) için adam öldürecek hale getirilmiş zihin...ama hiçbir şey bizim oturup da lak lak konuşabildiğimiz kadar basit değil...iç acıtan salıvermeler ve yargıtay fazla mesailerinin kahramanı...6 çocuğunun da birer ağca olacağını söyleyen adamın abisi...malatyada yol gözleyen annenin oğlu...tarihimizin antikahramanı...mavi kazaklı adam...
MESİH'E BAK! 'Ben Mesih'im! Dünyanın sonu geldi ! Kıyameti ilan ediyorum! Dünya'nın sonunu ilan ediyorum! , Ben Tanrı değilim! , Ben tanrının oğlu değilim! I am not good! ' ve İtalyanca söylenmiş daha bir çok sözler. Akşam Ağca yakalandıktan sonra böyle bağırıyordu avazı çıktığı kadar. Sanki biri ona sen Mesih'misin, ya da Tanrı mısın diye sormuş da o da yanıtlıyor sanırsınız ilk bakışta! Ama öyle bir soru soran olmadığı gibi yine istediği gibi gündemi belirledi ve Şovunu yaptı Ağca. Sanırım askerlikten de böylece yırttı! Niye salıverildi? Nasıl salıverilir, hesap hatası yapıldı, oldu bittiye getirildi derken ve bu tartışmaya ülkece kilitlenmişken Yargıtay son noktayı koydu ve Ağca tekrar tutuklanarak cezaevine konuldu. Ülkemizde kuvvetler ayrılığını göstermesi açısından çok ilginç ve 'prototip' bir örnektir Ağca Vak'ası! Daha önce de böylesi örneklere alışık bir ülkede yaşıyoruz. 'Kuvvetler ayrılığı' ilkesi nedense hukukun üstünlüğü , demokrasi ve insan haklarından yana değil de böyle olaylarda, susurluk sanıklarında, Yüksek Ova çetesinde, Şemdinli olaylarında, derin devlet ile ilişkiler yaşamış 'Milli katiller' söz konusu olduğunda işlevini yerine getirir. Neler oluyor, ne oluyoruz, nereye gidiyoruz ya da yuvarlanıyoruz? Soran var mı? Ya da sorular doğru bir şekilde neden sorulmuyor? Kontrgerilla ne oldu? nerede, ne yapıyor? Devlet hala böylesi milli katilleri kullanıyor mu? Kahraman Maraş olaylarında kullanılan bu katiller daha sonra Sivas Madımak katliamında da kullanıldı mı? Neden medya hala 'tekil' olayların peşinden günlerce koşuyor ve 'aydınlar' Neden artık sistemi sorgulamak gerektiğini düşünmüyorlar? Günlerdir Ağca olayı için sarf edilen eforun yarısı Konrgerilla, için sarf edilseydi şimdiye çoktan bir çözüme ve aydınlanmaya varılamaz mıydı? Bazen açık bazen örtülü bir korumanın ve korunmanın var olduğunu, kaç örnek gördükten sonra anlayacağız? Daha doğrusu Demokrasi var, Hukuk Devleti var, Anayasa var, Hukukun üstünlüğü var! diye diye kendimizi ve toplumu aldatmaya devam edecek miyiz? Bu güne kadar Kontrgerilla'nın varlığına ulaşan ve deşifre eden araştırmacılar öldürüldü, bunlardan biri de Abdi İpekçi idi. Bu ülkeyi yöneten Başbakan'lar da dahil olmak üzere bu olgunun varlığını kabul ettiler, ama hiç biri gereğini yapmadı, belki de yapamadı. Bence yapamadılar, güçleri yetmedi. Sanki Milli politikayı derin bir yerden 'birileri' belirliyor, Hükümetten bağımsız bir şekilde de uyguluyor. Sonuçlardan yola çıkıldığında sebeplere ulaşılıyor ama, kimse oraya bakmak istemiyor. Medya şimdi çok sevinecek bir iş yaptı, artık bir zaman yeter bunlara. 'Ağca'yı tekrar içeri tıktırdık' diye ne kadar sevinseler azdır! Ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise Hükümetin Ağca'yı Yargıtay kararı açıklanır açıklanmaz jet hızı ile tutuklamasıdır! Bence bu çok önemli bir işarettir ve üzerinde durulmalıdır. Şahsen Ağca'nın yakalanacağını sanmıyordum! O'nu çıkaranların hemen bir başka ülkeye götüreceğini ve en azından yeni bir af çıkana kadar uzakta ve rahat içerisinde tutulacağını zannettim. Ama yanılmışım, hükümet yakın takibe almış ki hemen yakalandı! Peki hükümetin bu kadar dikkat etmesine sebep olan nelerdir acaba? Yanlış tahliyenin sorumluluğunu hafifletmek mi? Yada 'hükümete rağmen' tahliye edilmesi karşısında yürütme erkinin bir yanıtı mı? Bu 'derin devletin, siyasi tercih tahliyesi ' ise ve hükümet bunu görüp de 'olmaz artık hukukun dediği olacak! ' mı demek istiyor? Ya da 'Derin devlete' karşı, bir 'hukuk devleti' uygulaması ile mi karşı karşıyayız? Eğer son yazdığım gibiyse iyiye işaret, ama diğer 'komplo teorileri'nden biri gerçek ise daha çok su götüren bir demokrasimiz var demektir. Halbuki Demokrasi ' soytarılıklar düzeni' değildir. Ülkemiz ve halkımız bu tip 'Ali Cengiz ' oyunlarından çok çekmiştir ve bıkmıştır artık! Bataklığı kurutmanın zamanıdır. Ağca'nın tekrar tutuklanması, Demokrasinin kurum ve kuralları ile işlemesi için hepimize mücadele görevi vermektedir. KAZIM ENGİN
Mehmet Ali Ağaca bence devlet adına çalışan bir ajan böyle ali cengiz oyunları çok oynanıyor ülkücülere geldiğimde saten zamanında alparslan türkeşte bir mit ajanıydı
Bunca faili meçhul cinayetin açığa çıkmadığı bir yerde, tetiği çekenlerle uğraştığımız kadar tetiği çektirenle uğraşmayı göze alamadığımız için mi bütün bu kızılca kıyamet…
Abdi İpekçi cinayeti ile Türkiye’de aydın, yazar ve gazetecilerin öldürülmesinin yolu açıldı. Bu yüzden, bu sürecin başlangıç duraksaması olan Abdi İpekçi cinayeti son derece önemlidir. Ağca’nın bu olaydaki önemi, tetiği çeken bir piyon olmasıdır. Ağca’ya bundan farklı bir misyon yüklemek, bir anlamda gerçeklerin saklanmasına yardım eden laf kalabalığı içinde gerçeği saklama girişimi olur.
mavi kazaklı, yakalandı. bence çıkışında başka bi amaç vardı. yakında kokusu çıkar. iki kişinin bildiği sır değildir. sonunu düşünen kahraman olamaz. racon kesmem kafa keserim...kurtlar vadisinden sonra normal düşünemez oldum. evet bu adam bişey için salındı ve geri alındı.
3 kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazası devlet - mafya - polis üçgenini ortaya çıkardı.
3 kasım akşamı İstanbul yönünde giden 06 AC 600 plakalı Mercedes marka otomobil, Susurluk'ta benzin istasyonundan çıkan Hasan Gökçe yönetimindeki 20 RC 721 plakalı kamyona çarptı.
Kazada, otomobilde bulunan dört kişiden üçü öldü, biri yaralandı.
Kısa bir süre içinde kazada ölenlerin İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, 'Mehmet Özbay' adına düzenlenmiş kimlik taşıyan katliam sanığı Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us, yaralananın da DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak olduğu ortaya çıktı.
Bu bilgiler olayın seyrini tamamen değiştirdi ve Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu tarihten sonra 'derin devlet' tartışması Türkiye'nin gündemine oturdu. cnn türk
Bir çok örnekler belgelere dayalı yazılar ekledim karşı görüşlükle bunun bir alakası yok burada verdim örnekler çok kişin at gözlükleriyle bakmaları bu gözlükleri çıkarıp Dünyaya gerçeki bakmalarını sağlamak halen vatan millet kahramanlığı edebiyatı Yapanlar gençlerin beyinleri yıkamak özgürlüğe demokrasiye düşman etmek Şunu da belirtiyim belirtmek istiyorum il ebet bir gün güneş doğacak Özgürlük demokrasi çarkı bu akla fikre sığmayan yoz düşünceleri ezip gececek…
sayın ağca bana göre terörist değildir aksine vatansever biridir ağca gibi biri bidaha dünyaya gelmez ağca türkçülüğün,vatanseverliğin,cesaretin bir sembolüdür.
aslında yoksul, malatyalı köylü bir aileye mensuptur. zaafları onu sermayenin ve faşizmin tetikçisi yapmıştır. konuşulması gerekenler ona bu suçu işleten faşizmin ağababalarıdır.
Son günlerde milliyetçilik adına her türlü girişimin mubah olduğunu gösteren inanılmaz ama o ölçüde de kabul edilemez olaylarla karşı karşıya kaldık. Tescilli katiller, milliyetçi diye alkışlandı, İspanya'yı kana bulayan terör örgütü El Kaide'nin İspanya elebaşısı bir Türk çıktı. Van Üniversitesi Rektörü'nün tutuklanması, Orhan Pamuk aleyhine açılan dava ve yaşanan duruşma rezaleti ve en son kuş gribi krizinin yönetilmesinde yaşanan yetersizlikler bir anda Türkiye'nin dış dünyadaki imajı üzerine tam bir kâbus gibi çöktü.
Fırsattan yararlanan Alman Ermenileri, Alman bankalarında atalarından kalıp iade edilmediğini iddia ettikleri paralan talep etmeye başladılar. Biz kendimize bunca kötülük yapabilirken başkalarının kendi çıkar ve davalan için aleyhimize çalışmalarına kızmaya acaba hakkımız var mı?
Abdi İpekçi'nin kızının dünya edebiyatına girecek derinlikte yazdığı, vicdan ve adalet duygusunun asgarisine sahip herkese hitap ettiği mektubu ya da yazısında tanımladığı milli katil ve yandaşları, Türkiye'nin ve Türk insanının itibarına, haysiyetine ne büyük kötülük ettiklerinin farkındalar mı?
Bizi tüm dünyaya rezil etmiş, yıllarca Bati dünyasının bütün konumlarında eksikli kılmış, layık olmadığımız ama tarih boyunca üzerimizden silemeyeceğimiz kara bir lekeyi sürmüş bir cani, nasıl olur da Türk milliyetçiliğinle aynı anda anılabilinir, masum ve temiz şehit Mehmetçik kanının rengini taşıyan al bayrak nasıl olur da bir katil için açılır?
Türk milliyetçiliğinin arkasına sığınarak kendine yandaş kotarmaya çalışan Ağca'nın bu son oyununun, terör elebaşısı Öcalan'ın serbest kalmasına uzanacak yolun taşlarını döşemeye yönelik olduğunu nasıl farkedemezsiniz?
Bu duruma karşı ses çıkartamayan ama milliyetçilik şemsiyesi altında kendilerini vatandaşlanmıza pazarlamaya çalışıp seçim zamanı parti bayrağı altında oy isteyen bir kısım zevat, bu durumlardan kendileri için değilse de bir Ziya Gökalp adına da mı utanmadılar?
Vatan ve ulus sevgisi Kimdir milliyetçi? Milli katil gibi kimin uşağı, tetikçisi olduğu dahi belli olmayan bir zavallı mı? Yoksa Türkiye'nin, Türk ulusunun, Türk insanının, adı Türk'le anılan herşeyin haysiyet, itibar, şeref ve saygıyla anılmasına tüm hayatini adayan mı? Bu niteliklerinin hiç birine gölge düşmemesi için tüm varlığını ortaya koyan mı? Türkiye'nin hak ve hukukunu, üstün bilgi ve meziyetlerle donanmış olarak her ortamda ve en uygar biçimde savunmak için mücadele eden mi? Yüreğindeki vatan ve ulus sevgisinin ateşini bilim ve kültürle yoğurup, dünyanın dört bir tarafında takdir gören eserler veren mi?
Evet milliyetçilik, en asgarisinden bu saydıklarımdır. Vurarak, kırarak, döverek, söverek, öldürerek milliyetçi değil ancak ve ancak Türk milliyetçiliğinin haini ve katili, Türk milliyetçiliğini küçük düşürmek hatta yok etmek isteyenlerin maşası-tetikçisi olursunuz. Amerikan ve Avrupa internet sitelerine girin bakın, tüm Türk düşmanlan milli katilimiz sayesinde nasıl bayram ediyorlar, 'Papayı vuran elleri alkışlayanlar dün bizim dedelerimize-ninelerimize-çoluk çocuklarımıza neler yapmamışlardı ki' diye aleyhimizde en yoğun kampanyayı yürütüyorlar.
Ey milliyetçilik adına Papa'yı vuran caniyi alkışlayan, caninin uluslararası tanınmışlığını gizli gizli kıskanan gafil, sen yeni papanın daha bir kaç ay önce Talabani'yi bayram ve de seyran değilken neden ağırladığını dahi düşünmekten acizsin. Sen kuklası, tetikçisi olduğun karanlık efendilerin uğruna bir papa vurursan, bir başka papaya da sana vurmak için yol açmış olursun. Ama ne yazık ki bu durumda muhatap sen olmuyorsun, Türkiye'nin geleceği oluyor.
Ben bir Türk milliyetçisi olarak tüm halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum: Bu cani, Türk ulusundan af dileyip bağışlanmak için yalvarıncaya kadar tepkinizi ortaya koyunuz. Bu caninin serbest bırakılmasıyla yarın aynı af uygulamasının terör elebaşısı lehine yapılması için kampanya başlayacak. Bir Ağca uğruna Öcalan serbest kalacak! Bu oyunu göremeyecek kadar kör, anlayamayacak kadar idrakten uzak, karşı koyamayacak kadar korkak olmamalıyız.
bir kez daha ortaya çıktı ki, Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu tüm hakim ve savcılara Matematik dersi vermeli... Çok mu zor ya toplama çıkarma yapmak... Bir ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalı...
Ağca ne demek değil ki! ! ? Ellerinden kan damlayan sersem bir kukla.Vatan millet aşkıyla gencecik yurtseverleri katleden katillerin arasında kendine yer bulmuş,adam sırasına konmuş bir zavallı. Fazla mı abarttım? Sanırım evet... Ağca serbest kalmayacak da yazı yazarak devlet düzenine ' kast' eden kalemli katiller mi serbest kalacak? Yoksa haklarını aramak için sokaklarda eylem yapıp 'yolları' aşındıran devrimci gençler mi? Elbette hakkını demokratik yollardan arayanlar içerde kanlı katiller dışarıda....Var mı diyeceği olan?
Bahçeli, Ağca’nın cezaevi çıkışında kendini ülkücü olarak tanımlayan gruplar tarafından karşılandığının dikkat çekilmesi üzerine ise 'Bu basının yakıştırmasıdır' diye konuştu.
Bahçeli yukarda diyor ki tırnak içine alıyorum 'Bu basının yakıştırmasıdır')
Her şeyi basın abartıyor basın kopya yapıyor bayrakları işaretleri de fotomontaj yapıyordur tv dediğimiz görüntüde sahte gerçek değil 5 gün sonra basın açıklaması yap belki ağçadan ancak izin almıştır açıklama yapmak için.. yasaları istedikleri gibi kullanıyorlar kadrolarında kendi adamları var dümen öyle yada böyle çalışıyor Taşaklı esas bir yiğit gerekli Türkiye’nin başına M. Kemal ATATÜRK gibi…
bence mehmet ali agca herkes ce biliniyor ama iyi ama kötü.
mehmet ali agca eski bir dosya demek,
mehmet ali agca dosya sinnin kamu oyuna yayginlastirilmasi,duyrulmasi
T.C bir olan miletimizi bir birine düsürmek demek.
anlamadığım bi olay var neden ülkeyi yada ülkedeki bir kaç yabancı piyonu basını hareketlendirdi bukadar.katillikse problem kapatılan bir partinin liderlerinin alayı katil bir iki kişi değil 30 bin canın sorumlusu bunlar neden serbest o basın o zaman neredeydi insan hakları falan filan diyorlardı şimdi aynı kişiler yargının kararını bozdurdu
ben ce o cok şey bilen..hic birsey bilmeyen bir ulkücü.eski ülkücü.. am bildikleri şu an hic bir işe yaramaz.. sürünüyor
mehmet ali abide derin devletin yap işlet devret modelllerinden biri kullanırken iyi, ama vatan hayinleri 30 bin kişinin katilleri dışarıda o içerde birgün ama birgün.....
siyasi tutuklu bi adam..
zavallı, pisikopat, pislik, içerden hiç çıkamaz inşallah!
Kıyameti ilan ediyorum derken çok ciddiydi acaba kimlere mesaj gönderdi çok merak ettim?
ağca kendini mesih olduğunu söylüyor bi kere Kur'an-Kerîm'de mesihin kişiliği hakkında çok farklı alametler yer alıyor bu Tevratta da yer alıyor...
düdük..
uluslararsı terörist carlos'a özenen, şov yapmaya bayılan,beynini çalıştırmayıp maşa olarak kullanılan bir tetikçi...
bu adam ülkücü falan degil...
ülküdaslar savunmayin bu adami ya...
kendini mesih ilan eden biri ülkücü olamaz..
Ağca'yı saklayanlar Ocak'tan arkadaşları
Mehmet Ali Ağca'yı askerlik muayenesinde 'antisosyal kişilik bozukluğu' teşhisi konulup bırakıldıktan sonra Kartal'da 'Ocak'tan'tabir edilen arkadaşlarının sakladığı ortaya çıktı
Şükran Özçakmak - İstanbul
Mehmet Ali Ağca'nın, Kartal Cezaevi'nden 12 Ocak'ta tahliye edildikten sonra dört gün Samandıra'da, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nde 'antisosyal kişilik bozukluğu' teşhisi konulduktan sonra da Kartal Uğur Mumcu Mahallesi'nde kaldığı belirlendi.
İddiaya göre tahliyesinden sonra Ağca'yı, bazıları cezaevinden tanıdığı ülkücü arkadaşları karşıladı. 'Ocaktan' diye tabir edilen arkadaşları, 5-6 kez otomobil değiştirerek Ağca'nın izini kaybettirmeyi başardı.
Ağca, GATA'dan ayrıldıktan sonra peşlerindeki gazeteci ordusunu, Kartal'da bulunan Aydos Orman İçi Dinlenme Tesisleri'ne girerek atlattı. Özel bir kulübede 1.5 saat kalıp kebap yedikten sonra da yanında yine 'Ocaktan' arkadaşlarıyla birlikte, başına bir bere geçirerek ayrıldı.
Daire 3 yıl önce alındı
Ağca'nın yakalandığı Özoba Sitesi'nde de şaşkınlık yaşandı. Ağca'nın kaldığı A Blok 4 No'lu dairenin kapısının kilitli olduğu görülürken, dairenin sahibi Namık Altan'ın nerede olduğunu bilen olmadı. Altan'ın dairesinin kapısında sadece kızlarına ait olan bir ait bisiklet duruyordu. Karşı dairede oturan apartman yöneticisi Alaattin Aka, Ağca'nın yakalandığı dakikaları şöyle anlattı: 'Önce aile tartışması, kavga var sandım. Bir anda onlarca adam apartmanı doldurdu. Meğer sivil polislermiş. Ağca'yı alıp götürdüler. Daha sonra da komşumuz Namık Altan Bey'le ilgili sorular yönelttiler.'
Bulgar göçmeni
Altan'ın eşi ile kendi eşinin görüştüğünü, ancak Altan'ın kimseyle konuşmadığı anlatan Aka, 'Kendi halinde biriydi. Daireye, üç yıl önce satın alıp yerleşti. Serbest meslek sahibi olduğunu biliyoruz. 6 ve 8 yaşlarında iki kızı var. Karısı Bulgaristan göçmeni. Kendisi nerelidir bilmeyiz' dedi.
Komşuları görmemiş
Özoba Apartmanı'na 19.00 sıralarında su getiren Kardeşler Market'te çalışan Ayhan Doğdu da polis olduğunu söyleyen sivil giysili kişilerce bahçe kapısından geri çevrildiğini söyledi.
Site sakinleri de 'Ağca, hiç görünmeden apartmana nasıl girip çıktı? ' sorusunun cevabını bulmaya çalıştı. Birçoğu, Ağca'nın kendi apartmanlarında misafir olarak kaldığını, televizyondan öğrendiğini belirtirken apartmanın kapısını kilitleyerek nöbet tutan ve adının Salih olduğu belirtilen kapıcı da 'Beni ekmeğimden edeceğiniz' diyerek gazetecilere ateş püskürdü.
Apartmanın sekizinci katında oturan Mahmut Kılıç da ilginç rastlantıyı şöyle anlattı: 'Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçtığında, ben 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda askerlik yapıyordum. O zaman da nasıl firar ettiğine şaşırmıştım. Şimdi halktan kaçmak için oturduğum apartmana sığınmış ama bizim hiç haberimiz olmamış.'
Erdoğan: Ağca için yeni bir süreç başladı
İSTANBUL Milliyet
Başbakan Erdoğan, terörist Mehmet Ali Ağca için yeni bir süreç başladığını söyledi. Erdoğan, dün, kendisine yöneltilen sorular üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: 'Yargı, kendi tasarruf alanı içinde yapması gerekenleri yaptı. Adalet Bakanlığı da, kendi tasarrufu içinde yapması gerekenleri yaptı. Emniyet teşkilatımız, anında atması gereken adımları attı. Bugün de Ağca için yeni süreç başlamış oldu.'
'Rahşan Ecevit'ten özür dilenmeli'
ANKARA Milliyet
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, 'Mehmet Ali Ağca'nın erken tahliyesi konusunda Ecevitleri haksız yere suçlayanların, linç girişimleri nedeniyle en azından bir özür borcu vardır' dedi. Sezer, dün yaptığı yazılı açıklamada, Ağca'nın tahliyesi konusunda yapılan yanlış hesabın Yargıtay'dan dönmesinin sevindirici olduğunu belirtti. Sezer, 'Yanlış hesabın hesabı da mutlaka sorulmalıdır' dedi.
Gebze'de çete operasyonu
Mercedes'in sahibi gözaltında
Gebze'de AKP İlçe Başkanı'nın vurulmasıyla ilgili olarak başlatılan operasyonda 14 kişi gözaltına alındı. Zanlılar arasında Ağca'ya tahsis edilen Mercedes'in sahibi de var
Kocaeli DHA
Gebze Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şubesi ekipleri, Gebze, Tuzla ve Pendik'te eşzamanlı operasyon düzenleyerek 14 kişiyi gözaltına aldı. Zanlılar arasında Mehmet Ali Ağca'ya tahliye edildiği sırada tahsis edilen Mercedes otomobilin sahibi Taner Çakıroğlu da bulunuyor. AKP Gebze İlçe Başkanı Mehmet Ali Okur'un 4 Ocak'ta silahlı saldırıya uğrayarak ayaklarından vurulması olayıyla ilgili soruşturma başlatan polis, dün Gebze, Pendik ve Tuzla'da eşzamanlı operasyon düzenledi.
Okur'u kurşunladığı öne sürülen Muhammet Öztürk'ün yakalandığı operasyonlarda Mehmet Ali Ağca'nın 12 Ocak'ta tahliye edildikten sonra kendisine tahsis edilen 34 FK 828 plakalı Mercedes'in sahibi Taner Çakıroğlu da bulunuyor.
Çete üyesi olmakla suçlanan Çakıroğlu'nun, Mehmet Fatih Kıral'ın adına kayıtlı görülen ve devri yapılmadan Turan Suner'e verilen 34 FK 928 plakalı Mercedes'i satın alan 3'üncü kişi olduğu belirtildi.
Gözaltına alınanlar arasında Yüksel Şimşek ve Gebze'de haftalık yayımlanan bir yerel gazetenin sahibi Ercan Sarıçam da bulunuyor. Diğer zanlıların isimleri de şöyle:
Çağdaş Büyükkaya, Murat Büyükkaya, İsmail Akıncı, Fatih Yavuz, Taner Çakıroğlu, İlhan Metin Çakıroğlu, Mehmet Doğan, Selim Denizoğlu, Ümit Polat, Akın Vural. Zanlıların ev ve üzerlerinde yapılan aramada 3 tabanca ve çok miktarda mermi ele
'Siyasetci ağzıyla konuşursak,Dış Mihraklarca kullanılan AĞCA ve avanesinden de bunlar beklenirdi ne olmasını bekliyorduk ki! Bu güne kadar zavallı vatandaşı hep aynı ninnilerle uyutmadılarmı! 'Vatan,Millet,Sakarya.Ezan,Kur'an,Cami' yada Ergenekonla başlayan tomturaklı konuşmalar.Eee ne oldu şimdi,yıllardır gerek Ülkemde gerekse dışarıdaki sayısız cinayetin Tetkçileri bu 'Ocaklar' menşeyli ortaya çıkınca neden şaşırıyoruzki,KURTLAR VADİSİNE HOŞ GELDİNİZ,,
22 Ocak 2006
Komutanım mavi renk giyiyorum
Toygun ATİLLA
Cezaevine dönmeden önce İstanbul Emniyeti’nde polis şefleriyle 1 saat kadar konuşan Abdi İpekçi’nin katili Ağca, ilginç sözlerine yenilerini ekledi. Ağca Papa’yı ayda bile olsa vuracağını söyledi, ardından da maviye düşkünlüğünün nedenini açıkladı: 'Mavi 3. dünya savaşı ordularının rengi. Ben de komutan olarak tabii ki bu rengi giyeceğim.'
YARGITAY’ın tahliye kararını bozmasının ardından önceki gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Mehmet Ali Ağca, polis şefleriyle konuştu. Ağca, yaklaşık 1 saat süren söyleşi sırasında 2 defa güldü; biri kendisinden imza isteyen kişileri anlattığında diğeri ise evlilik ile ilgili soru sorulduğunda. Mesih olduğunu sık sık yineleyen Ağca, bunu Papa’nın da onayladığını belirtti. Papa’yı ayda bile olsa vuracağını söyleyen Ağca, mavi rengi de komutan olduğu için tercih ettiğini anlattı.
Yasadışı sağ örgütler bürosuna getirilen Ağca’nın elleri titriyordu. Çevresindeki polis şeflerinin sakin olması yönündeki telkinleri üzerine rahatlayan Ağca, gazeteci ordusunu karşısında gördüğünde korktuğunu belirtti. İşte Ağca’nın söyledikleri:
BEN ÇOK YATTIM
Cezaevinde çok uzun süre kaldım. Gazeteleri dergileri cezaevinden takip ediyordum. Nihat Erim’i vuranlar çıktı. Erim bu ülkenin Başbakanı’ydı. Başsavcıları vuranlar çıktı. Sabancı’yı vuran bir kız var. Onu Türkiye alamadı bile. Ben sizce çok fazla yatmadım mı içeride?
İMZA VERDİM
Cezaevinden çıktıktan sonra yağmurda yürüdüm. Uzun uzun denizi seyrettim. Bir kez de lokantaya giderek yemek yedim. Çorba içip, acılı kebap yedim. Yemekle çok aram yoktur. Ama yine de özlemişim. Sokağa kendimi kamufle ederek çıktım. Atkı ve şapka taktım. Buna rağmen tanılıp, benden imza isteyenler oldu. 4-5 kişiye imza verdim. Bu çok hoşuma gitti.
1000 YILLIK KADER
(Papa suikastında kullandığı silahı nereden aldığı sorusu üzerine) Bunlar ayrıntı. Bu benim kaderime 1000 yıl önce yazılmış bir gerçek. Ben 1000 yıl önce yazılan görevi yerine getirdim. Papa’yı ayda bile olsa vuracaktım.
MESİHLİĞİM ONAYLI
Ben ilk defa Mesih olduğumu kime söyledim biliyor musunuz? Papa’ya söyledim. Papa’ya ben Mesih’im dedim. Papa hiçbir şey söylemedi. Başımı okşadı. Bu ne demek biliyor musunuz? Papa benim Mesih olduğumu kabul etti.
KURAN OKUMAM
Kuran okumadım. Namaz kılmam. Neden kılayım ki. Bunlar göstermelik şeyler. Bunları sizler yapacaksınız. Ben yol göstericiyim.
MAVİ KOMUTAN RENGİ
(Mavi kazak giymesinin sebebi sorulunca) Mavi 3’üncü dünya savaşı ordularının renkleri. Ben de komutanım. Komutan olarak tabii ki bu rengi giyeceğim. Bu ordunun bayrağı da Malazgirt Savaşı’ndaki bayrak olabilir. 3 hilalli bir bayrak olabilir. Bayrak olmasa da olur.
AMERİKA ÖNEMSİZ
3 tane Nükleer bomba atarsınız. Amerika’yı yerle bir edersiniz. Gözünüzde büyütecek bir şey yok.
EVLENECEĞİM
Cezaevinde 1500 kitap okudum. Bir çıkayım, kurtulayım da evlenmek istiyorum tabii.
SABETAYİST GÜÇLER
Sabetayist ve satanist güç odakları beni tekrar cezaevine geri gönderdiler. Bunlar gerçekleri de söylememi istemiyorlar.
cürük cürük..
Maşadır! ! :))
ne kadar dipte olduğumuzu gösteren adam...uğruna kurban kesilen katil...devleti (!) için adam öldürecek hale getirilmiş zihin...ama hiçbir şey bizim oturup da lak lak konuşabildiğimiz kadar basit değil...iç acıtan salıvermeler ve yargıtay fazla mesailerinin kahramanı...6 çocuğunun da birer ağca olacağını söyleyen adamın abisi...malatyada yol gözleyen annenin oğlu...tarihimizin antikahramanı...mavi kazaklı adam...
MESİH'E BAK!
'Ben Mesih'im! Dünyanın sonu geldi ! Kıyameti ilan ediyorum! Dünya'nın
sonunu ilan ediyorum! , Ben Tanrı değilim! , Ben tanrının oğlu değilim! I am
not good! ' ve İtalyanca söylenmiş daha bir çok sözler.
Akşam Ağca yakalandıktan sonra böyle bağırıyordu avazı çıktığı kadar. Sanki
biri ona sen Mesih'misin, ya da Tanrı mısın diye sormuş da o da yanıtlıyor
sanırsınız ilk bakışta! Ama öyle bir soru soran olmadığı gibi yine istediği
gibi gündemi belirledi ve Şovunu yaptı Ağca. Sanırım askerlikten de böylece
yırttı!
Niye salıverildi? Nasıl salıverilir, hesap hatası yapıldı, oldu bittiye
getirildi derken ve bu tartışmaya ülkece kilitlenmişken Yargıtay son noktayı
koydu ve Ağca tekrar tutuklanarak cezaevine konuldu.
Ülkemizde kuvvetler ayrılığını göstermesi açısından çok ilginç ve
'prototip' bir örnektir Ağca Vak'ası! Daha önce de böylesi örneklere alışık
bir ülkede yaşıyoruz. 'Kuvvetler ayrılığı' ilkesi nedense hukukun üstünlüğü
, demokrasi ve insan haklarından yana değil de böyle olaylarda, susurluk
sanıklarında, Yüksek Ova çetesinde, Şemdinli olaylarında, derin devlet ile
ilişkiler yaşamış 'Milli katiller' söz konusu olduğunda işlevini yerine
getirir.
Neler oluyor, ne oluyoruz, nereye gidiyoruz ya da yuvarlanıyoruz? Soran
var mı? Ya da sorular doğru bir şekilde neden sorulmuyor? Kontrgerilla ne
oldu? nerede, ne yapıyor? Devlet hala böylesi milli katilleri kullanıyor
mu? Kahraman Maraş olaylarında kullanılan bu katiller daha sonra Sivas
Madımak katliamında da kullanıldı mı?
Neden medya hala 'tekil' olayların peşinden günlerce koşuyor ve 'aydınlar'
Neden artık sistemi sorgulamak gerektiğini düşünmüyorlar? Günlerdir Ağca
olayı için sarf edilen eforun yarısı Konrgerilla, için sarf edilseydi
şimdiye çoktan bir çözüme ve aydınlanmaya varılamaz mıydı?
Bazen açık bazen örtülü bir korumanın ve korunmanın var olduğunu, kaç örnek
gördükten sonra anlayacağız? Daha doğrusu Demokrasi var, Hukuk Devleti var,
Anayasa var, Hukukun üstünlüğü var! diye diye kendimizi ve toplumu
aldatmaya devam edecek miyiz?
Bu güne kadar Kontrgerilla'nın varlığına ulaşan ve deşifre eden
araştırmacılar öldürüldü, bunlardan biri de Abdi İpekçi idi. Bu ülkeyi
yöneten Başbakan'lar da dahil olmak üzere bu olgunun varlığını kabul
ettiler, ama hiç biri gereğini yapmadı, belki de yapamadı. Bence
yapamadılar, güçleri yetmedi. Sanki Milli politikayı derin bir yerden
'birileri' belirliyor, Hükümetten bağımsız bir şekilde de uyguluyor.
Sonuçlardan yola çıkıldığında sebeplere ulaşılıyor ama, kimse oraya bakmak
istemiyor. Medya şimdi çok sevinecek bir iş yaptı, artık bir zaman yeter
bunlara. 'Ağca'yı tekrar içeri tıktırdık' diye ne kadar sevinseler azdır!
Ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise Hükümetin Ağca'yı
Yargıtay kararı açıklanır açıklanmaz jet hızı ile tutuklamasıdır!
Bence bu çok önemli bir işarettir ve üzerinde durulmalıdır. Şahsen Ağca'nın
yakalanacağını sanmıyordum! O'nu çıkaranların hemen bir başka ülkeye
götüreceğini ve en azından yeni bir af çıkana kadar uzakta ve rahat
içerisinde tutulacağını zannettim. Ama yanılmışım, hükümet yakın takibe
almış ki hemen yakalandı!
Peki hükümetin bu kadar dikkat etmesine sebep olan nelerdir acaba? Yanlış
tahliyenin sorumluluğunu hafifletmek mi? Yada 'hükümete rağmen' tahliye
edilmesi karşısında yürütme erkinin bir yanıtı mı? Bu 'derin devletin,
siyasi tercih tahliyesi ' ise ve hükümet bunu görüp de 'olmaz artık hukukun
dediği olacak! ' mı demek istiyor? Ya da 'Derin devlete' karşı, bir 'hukuk
devleti' uygulaması ile mi karşı karşıyayız?
Eğer son yazdığım gibiyse iyiye işaret, ama diğer 'komplo teorileri'nden
biri gerçek ise daha çok su götüren bir demokrasimiz var demektir.
Halbuki Demokrasi ' soytarılıklar düzeni' değildir. Ülkemiz ve halkımız bu
tip 'Ali Cengiz ' oyunlarından çok çekmiştir ve bıkmıştır artık! Bataklığı
kurutmanın zamanıdır. Ağca'nın tekrar tutuklanması, Demokrasinin kurum ve
kuralları ile işlemesi için hepimize mücadele görevi vermektedir.
KAZIM ENGİN
küçük çocuklara tecavüz edip öldürenler 3 yıl veya 5 yıl sonra çıkıyor. ADAM 20 YILDIR YATIYOR CEZASINI CEKMİŞ.... RAHAT BIRAKSINLAR ARTIK AĞCA YI.
Mehmet Ali Ağaca bence devlet adına çalışan bir ajan böyle ali cengiz oyunları çok oynanıyor ülkücülere geldiğimde saten zamanında alparslan türkeşte bir mit ajanıydı
Bunca faili meçhul cinayetin açığa çıkmadığı bir yerde, tetiği çekenlerle uğraştığımız kadar tetiği çektirenle uğraşmayı göze alamadığımız için mi bütün bu kızılca kıyamet…
Abdi İpekçi cinayeti ile Türkiye’de aydın, yazar ve gazetecilerin öldürülmesinin yolu açıldı. Bu yüzden, bu sürecin başlangıç duraksaması olan Abdi İpekçi cinayeti son derece önemlidir. Ağca’nın bu olaydaki önemi, tetiği çeken bir piyon olmasıdır. Ağca’ya bundan farklı bir misyon yüklemek, bir anlamda gerçeklerin saklanmasına yardım eden laf kalabalığı içinde gerçeği saklama girişimi olur.
mavi kazaklı, yakalandı. bence çıkışında başka bi amaç vardı. yakında kokusu çıkar. iki kişinin bildiği sır değildir. sonunu düşünen kahraman olamaz. racon kesmem kafa keserim...kurtlar vadisinden sonra normal düşünemez oldum. evet bu adam bişey için salındı ve geri alındı.
Susurluk olayı
3 kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazası devlet - mafya - polis üçgenini ortaya çıkardı.
3 kasım akşamı İstanbul yönünde giden 06 AC 600 plakalı Mercedes marka otomobil, Susurluk'ta benzin istasyonundan çıkan Hasan Gökçe yönetimindeki 20 RC 721 plakalı kamyona çarptı.
Kazada, otomobilde bulunan dört kişiden üçü öldü, biri yaralandı.
Kısa bir süre içinde kazada ölenlerin İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, 'Mehmet Özbay' adına düzenlenmiş kimlik taşıyan katliam sanığı Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us, yaralananın da DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak olduğu ortaya çıktı.
Bu bilgiler olayın seyrini tamamen değiştirdi ve Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu tarihten sonra 'derin devlet' tartışması Türkiye'nin gündemine oturdu. cnn türk
Bir çok örnekler belgelere dayalı yazılar ekledim karşı görüşlükle bunun bir alakası yok burada verdim örnekler çok kişin at gözlükleriyle bakmaları bu gözlükleri çıkarıp
Dünyaya gerçeki bakmalarını sağlamak halen vatan millet kahramanlığı edebiyatı
Yapanlar gençlerin beyinleri yıkamak özgürlüğe demokrasiye düşman etmek
Şunu da belirtiyim belirtmek istiyorum il ebet bir gün güneş doğacak
Özgürlük demokrasi çarkı bu akla fikre sığmayan yoz düşünceleri ezip gececek…
sayın ağca bana göre terörist değildir aksine vatansever biridir ağca gibi biri bidaha dünyaya gelmez ağca türkçülüğün,vatanseverliğin,cesaretin bir sembolüdür.
aslında yoksul, malatyalı köylü bir aileye mensuptur. zaafları onu sermayenin ve faşizmin tetikçisi yapmıştır. konuşulması gerekenler ona bu suçu işleten faşizmin ağababalarıdır.
bütün üldücü camia yı islam yoluna hak yoluna adalet yokunu çağırıyor.o görevini yaptı ve bundan onur duyuyor..........
Bülent Akarcalı (17.01.2006)
Mehmet Ali Ağca uğruna Öcalan serbest mi kalacak?
Son günlerde milliyetçilik adına her türlü girişimin mubah olduğunu gösteren inanılmaz ama o ölçüde de kabul edilemez olaylarla karşı karşıya kaldık. Tescilli katiller, milliyetçi diye alkışlandı, İspanya'yı kana bulayan terör örgütü El Kaide'nin İspanya elebaşısı bir Türk çıktı. Van Üniversitesi Rektörü'nün tutuklanması, Orhan Pamuk aleyhine açılan dava ve yaşanan duruşma rezaleti ve en son kuş gribi krizinin yönetilmesinde yaşanan yetersizlikler bir anda Türkiye'nin dış dünyadaki imajı üzerine tam bir kâbus gibi çöktü.
Fırsattan yararlanan Alman Ermenileri, Alman bankalarında atalarından kalıp iade edilmediğini iddia ettikleri paralan talep etmeye başladılar. Biz kendimize bunca kötülük yapabilirken başkalarının kendi çıkar ve davalan için aleyhimize çalışmalarına kızmaya acaba hakkımız var mı?
Abdi İpekçi'nin kızının dünya edebiyatına girecek derinlikte yazdığı, vicdan ve adalet duygusunun asgarisine sahip herkese hitap ettiği mektubu ya da yazısında tanımladığı milli katil ve yandaşları, Türkiye'nin ve Türk insanının itibarına, haysiyetine ne büyük kötülük ettiklerinin farkındalar mı?
Bizi tüm dünyaya rezil etmiş, yıllarca Bati dünyasının bütün konumlarında eksikli kılmış, layık olmadığımız ama tarih boyunca üzerimizden silemeyeceğimiz kara bir lekeyi sürmüş bir cani, nasıl olur da Türk milliyetçiliğinle aynı anda anılabilinir, masum ve temiz şehit Mehmetçik kanının rengini taşıyan al bayrak nasıl olur da bir katil için açılır?
Türk milliyetçiliğinin arkasına sığınarak kendine yandaş kotarmaya çalışan Ağca'nın bu son oyununun, terör elebaşısı Öcalan'ın serbest kalmasına uzanacak yolun taşlarını döşemeye yönelik olduğunu nasıl farkedemezsiniz?
Bu duruma karşı ses çıkartamayan ama milliyetçilik şemsiyesi altında kendilerini vatandaşlanmıza pazarlamaya çalışıp seçim zamanı parti bayrağı altında oy isteyen bir kısım zevat, bu durumlardan kendileri için değilse de bir Ziya Gökalp adına da mı utanmadılar?
Vatan ve ulus sevgisi
Kimdir milliyetçi? Milli katil gibi kimin uşağı, tetikçisi olduğu dahi belli olmayan bir zavallı mı? Yoksa Türkiye'nin, Türk ulusunun, Türk insanının, adı Türk'le anılan herşeyin haysiyet, itibar, şeref ve saygıyla anılmasına tüm hayatini adayan mı? Bu niteliklerinin hiç birine gölge düşmemesi için tüm varlığını ortaya koyan mı? Türkiye'nin hak ve hukukunu, üstün bilgi ve meziyetlerle donanmış olarak her ortamda ve en uygar biçimde savunmak için mücadele eden mi? Yüreğindeki vatan ve ulus sevgisinin ateşini bilim ve kültürle yoğurup, dünyanın dört bir tarafında takdir gören eserler veren mi?
Evet milliyetçilik, en asgarisinden bu saydıklarımdır. Vurarak, kırarak, döverek, söverek, öldürerek milliyetçi değil ancak ve ancak Türk milliyetçiliğinin haini ve katili, Türk milliyetçiliğini küçük düşürmek hatta yok etmek isteyenlerin maşası-tetikçisi olursunuz. Amerikan ve Avrupa internet sitelerine girin bakın, tüm Türk düşmanlan milli katilimiz sayesinde nasıl bayram ediyorlar, 'Papayı vuran elleri alkışlayanlar dün bizim dedelerimize-ninelerimize-çoluk çocuklarımıza neler yapmamışlardı ki' diye aleyhimizde en yoğun kampanyayı yürütüyorlar.
Ey milliyetçilik adına Papa'yı vuran caniyi alkışlayan, caninin uluslararası tanınmışlığını gizli gizli kıskanan gafil, sen yeni papanın daha bir kaç ay önce Talabani'yi bayram ve de seyran değilken neden ağırladığını dahi düşünmekten acizsin. Sen kuklası, tetikçisi olduğun karanlık efendilerin uğruna bir papa vurursan, bir başka papaya da sana vurmak için yol açmış olursun. Ama ne yazık ki bu durumda muhatap sen olmuyorsun, Türkiye'nin geleceği oluyor.
Ben bir Türk milliyetçisi olarak tüm halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum: Bu cani, Türk ulusundan af dileyip bağışlanmak için yalvarıncaya kadar tepkinizi ortaya koyunuz. Bu caninin serbest bırakılmasıyla yarın aynı af uygulamasının terör elebaşısı lehine yapılması için kampanya başlayacak. Bir Ağca uğruna Öcalan serbest kalacak! Bu oyunu göremeyecek kadar kör, anlayamayacak kadar idrakten uzak, karşı koyamayacak kadar korkak olmamalıyız.
bir kez daha ortaya çıktı ki, Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu tüm hakim ve savcılara Matematik dersi vermeli... Çok mu zor ya toplama çıkarma yapmak...
Bir ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalı...
Ağca ne demek değil ki! ! ? Ellerinden kan damlayan sersem bir kukla.Vatan millet aşkıyla gencecik yurtseverleri katleden katillerin arasında kendine yer bulmuş,adam sırasına konmuş bir zavallı.
Fazla mı abarttım? Sanırım evet...
Ağca serbest kalmayacak da yazı yazarak devlet düzenine ' kast' eden kalemli katiller mi serbest kalacak? Yoksa haklarını aramak için sokaklarda eylem yapıp 'yolları' aşındıran devrimci gençler mi? Elbette hakkını demokratik yollardan arayanlar içerde kanlı katiller dışarıda....Var mı diyeceği olan?
Bahçeli, Ağca’nın cezaevi çıkışında kendini ülkücü olarak tanımlayan gruplar tarafından karşılandığının dikkat çekilmesi üzerine ise 'Bu basının yakıştırmasıdır' diye konuştu.
Bahçeli yukarda diyor ki tırnak içine alıyorum 'Bu basının yakıştırmasıdır')
Her şeyi basın abartıyor basın kopya yapıyor bayrakları işaretleri de fotomontaj yapıyordur tv dediğimiz görüntüde sahte gerçek değil
5 gün sonra basın açıklaması yap belki ağçadan ancak izin almıştır
açıklama yapmak için.. yasaları istedikleri gibi kullanıyorlar
kadrolarında kendi adamları var dümen öyle yada böyle çalışıyor
Taşaklı esas bir yiğit gerekli Türkiye’nin başına M. Kemal ATATÜRK gibi…
Mehmet Ali Ağca siyonistlerin bir maşasıdır Mehmet Ali Ağca bana Çakal Carlos'u çağrıştırıyor :)
sizcede öyle değil mi?