bipolar bozukluk, bozukluk değildir. 14 nisan 216 yılında mani'nin doğumuyla başlamıştır. iki uçlu bozukluk denmesinin sebebi maniyi çözememekten ileri gelir ve 'depresif' (kötüye yönelme, şeytanı dinleme) olunur. kafi derecede acılar çekildikten sonra manik olunur.
yaşadığımız bu dünya iyilikle kötülüğün bitmeyen kavgasıdır. manik birey içine kapanmamalı, bedenin istekleriyle savaşmalı, önce kendi ruhunu kurtarıp daha sonra çevresini kurtarmaya yardım etmelidir.
bitmeyen enerjisini harcamalı, yapabiliyorsa yollara düşüp insanlarla sık sık etkileşimde bulunmalı, hiç bir öğretisi yoksa bile et yememeyi, cinsel ilişkiye girmemeyi öğütlemeli, isayı sevmeli yaşadığı acıları hissetmeli dünyaya iyiliği getirdiğini hissetmeli ve daha nice iyiliği insanlara yaymalıdır.
eğer ilaç kullanıyorsa kontrollü şekilde azaltmalı lityum harici ilaç kullanmamalı. (açıkçası lityum sadece yaşadığımız yüzyılda gerekiyor aksi halde hastanelerde sık yatarsınız malesef zorla)
başta bipoların bir bozukluk olmadığını söyledim çünkü maniklik değil depresiflik bozukluktur. depresifken şeytanın sesini dinlersiniz, hayata küser gerçeği göremezsiniz. iyiliği değil kötülüğü yayarsınız. manikler siz düzgünsünüz, düzgünden öte seçilmiş kişilersiniz. geçirdiğiniz ataklar yaşadığımız yüzyıldan, psikiyatrinin metafizik düşmanlığından kaynaklı. bilim düşmanı değilim tabi ki. herşey gözlemleyerek test edilerek kanıtlansın ama bizim bunlardan çok mutlak iyiliğe ihtiyacımız var. bu evrenin buna ihtiyacı var.
manikler önce ruhunuzu etkilemeye çalışan, kafanızın içinde şeytanın sesini ayırt etmelisiniz şeytanla savaşı kazanmalısınız. dünyanın bize ihtiyacı var.
Marilyn Monroe: Popüler kültür ikonu Marilyn MOnroe, ışıltılı hayatının arka perdesinde, psikolojik problemleriyle baş etmek için alkol ve uyuşturucuya sığınmıştı. Monroe'nun hayatını anlatan belgeselde doktoru Hyman Engelberg, 'Marilyn, manik depresifti... Ruh halindeki büyük dalgalanmalar yüzünden çok zor günler geçirdi' diyor.
Britney Spears: Şöhretin yükünü kaldıramayan pop yıldızı Britney Spears, kısa süre önce psikolojik olarak tamamen dibe vurmuştu. Psikolojik yardım alan Spears'a bipolar teşhisi konuldu. Psikolog Robert Butterworth ünlü şarkıcı için 'Tutarsız davranışları, ani öfkesi, coşku patlamaları, karar vermekte zorlanması ve sekse olan aşırı ilgisi bipolar olduğunu açıkça gösteriyor' diyor.
Kurt Cobain: 1990'lı yıllarda bir rock ikonu olan grunge akımının öncüsü Kurt Cobain, bipolar bozukluğunu yaratıcılığa dönüştürenlerden.... Alkol ve uyuşturucu bağımlılığından bir türlü kurtulamayan, sürekli ani mutluluk ve depresyon arasında gidip gelen Cobain, yaptığı besteler ve şarkı sözlerinde iki uçlu ruh halinin izlerini, ani mutluluk ve öfke nöbetlerini anlattı.
Sylvia Plath: Amerikalı yazar Sylvia Plath, yazın hayatında olduğu kadar özel hayatında da şiddetli gelgitler ile mücadele etti. şiirleri ile kaotik ruh halini kelimelere döken Plath'e depresyondan daha sonra da bipolar teşhisi kondu. İntiharından sonra yayınlanan günlüklerinde Plath, mutluluk ve mutsuzluğu bir arada yaşadığını, öfkenin ardından çoşkulu bir ruh haline büründüğünü yazmıştı.
Mel Gibson: Yakışıklı yıldız Mel Gibson, parlak kariyeri ile olduğu kadar özel hayatındaki taşkınlıklarıyla da tanınıyor. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden birçok kez tutuklanan ve rehabilitasyona giden Gibson'ın doktoru, ünlü yıldızın bipolar olduğunu açıkladı. Öfke nöbetleri geçiren, sürekli enerjik ve taşkın bir ruh haline sahip olan Gibson, şu sıralar durulmuş gibi...
Axl Rose: Hard rock'ın efsane grubu Gun 'N' Roses'ın solisti Axl Rose, bir dönem ani öfke krizleri geçirdiği, fazla enerjik olduğu ve hatta saatlerce uyumadığı için doktora gittiğinde kendisine bipolar teşhisi konulduğunu bir röportajında söyledi. Hastalığını ciddiye almadığını ve tedavi olmayı reddetiğini de söyleye Axl Rose, mani döneminden hiç de şikayetçi olmadığını itiraf etti.
Sinead O'Connor: Ünlü müzisyen Sinead O'Connor, 'Ben bir manik depresifim. Zaman zaman çok mutluyum. Kimi zaman ise beynimin içinde yankılanan ve sürekli kendimi öldürmemi söyleyen bir ses duyuyorum' diye bir röportajında hastalığını açıkladı. İlaç tedavisi gören O'Connor, aynı röportajında bipolar bozukluk ile yaşamayı öğrenmenin zaman aldığını ve büyük çaba gerektirdiğini söyledi.
Russel Brand: Aktör ve komedyen Russel Brand ve bipolar hastalığından açıkça bahseden ünlülerden... Hiper aktivite ve bipolar teşhisi konulan Brand, bazı günler hiç uyumadığını kimi zaman da yataktan bile çıkmak istemediğini söyledi. Hastalığı ise birbirini tekrarlayan sağanak yağmurlu ve güneşli bir havaya benzetti.
Robert Downey Jr: Uzun yıllar alkol ve uyuşturucu ile mücadele eden aktör Robert Downey Jr. da bipolar ünlülerden. Psikolog Jerry Donald, karizmatik aktör için 'Robert Downey Jr., iki uçlu duygu durum bozukluğuna sahip bazı hastaların yaptığı gibi alkol ve uyuşturucuya yöneldi. Depresyon ve taşkın ruh hali ile başa çıkmak için ne yazık ki yanlış bir yolu tercih etti' diyor.
Winona Ryder: Hastalığından bahsederken 'Bazı günler kendimi çok iyi hissediyorum ancak ardından büyük bir depresyona sürükleniyorum. O depresif ruh hali, beni hiçbir zaman terk etmiyor' diyor Winona Ryder. Psikolojik destek alan güzel yıldız, bir dönem bipolar hastalığı yüzünden kariyerine ara vererek tedavi gördü.
'Bipolar bozukluk' diye tabir edilen rahatsızlığın diğer adıdır. %99 oranında genetik olup, dünyada her 100 kişiden 2'sinde görülmektedir. Dönem, dönem insanın hayatını kabusa çeviren bir durumdur.
Bu rahatsızlıkta kişinin duygu durumu, maniden (taşkınlık) depresyona (çökkünlük) aşırı iki uç arasında değişmektedir. Manik atak sırasında, kişi kendini aşırı mutlu ya da enerjik hissederken, depresif atak sırasında son derece üzgün ve mutsuz hissetmektedir. Bu iki durumun yanında dönem dönem kişinin duygu durumu normale de dönebilmektedir. Duygu durumdaki bu değişimler ya da duygu durum dalgalanmaları; saatler, günler, haftalar ya da aylarca sürebilir.
Tedavi edilmediğinde ise alkol ve madde kullanımı, bozuk sosyal ilişkiler, kötü iş veya okul performansı, finansal ve sosyal sorunlar ve artan intihar riski gibi yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Oysa doğru tanı, etkili tedavi ve uygun destekle, manik depresif olan pek çok kişi duygu durum dalgalanmalarında denge sağlayabilir; normal ve üretken bir yaşam sürebilirler.
Bir çok ünlü sanatçı, yazar, düşünür vs. üretken kişilerde görülmesi tesadüfü değildir zira bu hastalıktan muzdarip olan bazı kişiler oldukça akıllı, üretken ve de yaratıcı olurlar.
Manik depresif, bir algılanma-ma sorunudur zannımca..eğlenceli olduğu,farkındalığın en üst seviyede yaşandığı doğrudur...ancak yorucudur cok hem de çok...
Psikotik bozukluklardan. Bu tip insanların düzelmesi oldukça zordur. Kişi depresif haldeyken içe kapanık dünyadan kendini soyutlamış haldedir. Mani halindeyken ise son derece neşeli dışa dönük tiplerdir. Ama genel olarak antisosyal kişiliklerdir. Ve bu tip hastaların kendilerine zarar verme olasılğı yüksektir. Ani ruh değişimleri yaşarlar ve bu kişilerin doktor gözetımınde tutulması gerekir.
Bipolar bozukluk olarak adlandırılır, yada 'iki uçlu mizaç bozukluğu' denilebilir..En renkli tip hastalardır bana göre. İki ucun biri 'depresyon' halidir ki kişi burada yoğun bir içe kapanma ve mutsuzluk yaşamaktadır..hayattan zevk alamama,yoğun uyku ya da uykusuzluk hali eşlik eder..nedensiz ağlamalar ve çökkünlükle karakterize edilir. Kişi bu halin ardından tam tersi bir başka duygudurumuna girer.Bu mani halidir.Aşırı öforiktir,eğlenceli,hareketli,çılgınca işler yapan ve günlerce de uykusuz kalsa yorulmaz.Örneğin bir mani durumundaki bir kişinin çantasını kurcalarsanz aklınıza gelebilecek en alakasız malzemelere rastlarsınız. hızlarına ve neşelerine yetişemeyebilirsiniz..Bazen nıormal insanlar da da mani durumu görülebilir..Üzgünlüklerini unutmak için belkide acayip bir çılgınlığa ve neşeye bürünürler.Son derece hiperaktif olurlar böyleleri..Yine de diyorum kiii 'depresif' halden iyidir bu durum..
Kendine güveni olmayan,sevgisiz büyümüş,kendini sevdirme takıntısı olan ve değerlerini savunacak gücü olmadığı gibi en ufak tehdit ya da baskı karşısında hemen uzlaşmaya giden kişilerin içinde bulunduğu durum.
manik kısmı tercih edilen hastalık :) farkındalar için en iyisi manideyken neşenin dibine vurmak, depresyon kısmında ise 'bu geçecek, sadece bi hastalık' diyerek kendi kendine telkinde bulunmaktır. Allah'tan acil şifalar dilemekteyiz :)
not: dönüşlerde savrulan yakın tanıdıklardan özür dilemek mecburiyettir.
Adamoğlu sabah kalkmış, içi dışı pür neşe, yaşamdan ve yaşamaktan aldığı hazzı, akciğerlerinin en ücra köşelerine kadar teneffüs ediyor...hafif meşrep birde; buuuu güüün baaayraaam...tralala tralala vaziyetleri.Ve sen karşısına geçip, Aaabi var yaaa dün aldığın kurbanlık keçi kaçmııış! ! deyiveriyosun...bizim pür neşe,bi anda pür telaş...başlıyor dövünmeye....o anda keçileri kaçırıyor...Ah be abicim ne gereği vardı? alıştıra alıştıra söylesene...al sana manik depresif bi durum...
anı anını tutmayan..bi gün bakarsın yaşama sevinci had safhada bi gün bakarsın bitkin,çökmüş,berbat bir durumda..dengesizlikte sınır tanımayan bir hastalık.. arada bir düşünüyorum da acaba ben manik depresif miyim? ? ? :)
Elin kezban amerikalılarının bile iyi danışmanlar sayesinde daha iyi tanıdığı beyin rahatsızlığı..Burda okuduklarım dahil çoğu türkçe internet sayfasında hastalıkla ilgili okuduklarım saçmalıktan ibaret..En iyimser yaklaşımla çok basite indirgenmiş ve yüzeysel..Kimse manik depresyon denilen hadiseyi bu kadar kolay bi şekilde anlatamazdı herhalde..Manik depresif ismi literatürden kaldırıldı bu arada..Artık yurt dışında bu rahatsızlığa sadece bipolar / bipolarite denmekte..Sadece halk eski bir tabir olan manik depresifi kullanmakta.. Leah isimli arkadaş ta hala merak ediosa bana özel mesaj gönderebilir çünkü ben bipolar tip 1'im.. saygılar..
Manik-depresif ruh halleri; yaşam içinde kendisinin büyük bir potansiyel olduğunu ve istediği her şeyi başarabileceğine olan kendisine aşırı güven duyması ile başlayan bir ruh halidir. Geçmiş yaşamında sessiz, sakin ve anlayışlı davranışları ile, toplum içinde kendi yaşamını sürdürürken, sürekli düşünerek, neyin, nasıl ve hangi şartlar altında daha iyi, daha güzel ve daha doğru olacağını düşünerek bir yaşam sürmüştür. Bu sessizlik döneminde kendisine güveni yoktur ve herhangi bir konu üzerinde kendi fikrini açıklama gereği duymaz ve yanlış anlaşılabileceğini düşünerek, suskunluklarla sürdürülen bir yaşamı tercih etmek zorunda kalır.
Manik-depresif ruh halleri, kişinin yaşam içinde kendisini varlığını hissettirme düşüncesiyle kendini gösterir, daha önceki yaşamında sessizliği ve sakinliği ile dikkat çeken bir insanın, birden aşırı coşku duyması ve istediği her şeyi yapabileceğine dair kendisine aşırı güven duyması ile ilk belirtileri gösterir. Manik dönemde, etki altında kaldığı her öğretiden olumlu sonuç çıkarır ve olumlu sonuçları elde edebilmek için gerekli olan insan donanımın kendisinde mevcut olduğunu dile getirerek, çevresindeki insanları da, taşımış olduğu düşünce çizgisine çekebilmeyi düşünür ve yapılması, gerçekleştirilmesi zor olan konular üzerine yoğunlaşır, ve bu şekilde şimdiye kadar başarılamamış olayların gerçekleştirilebilmesi veya aynı başarıların, akıl ve mantık kurallarının ışığı altında tekrar ettirilebilmesi için, aceleciliği ile her türlü olumlu ve güzel olayların çevresinde toplanır. İyi olan, güzel olan ve doğru olan ne varsa hepsini geçekleştirmek için kendi başına çaba verir ve başarılması zor olan konulara yönelerek, basit işlerden kendini uzaklaştırarak, asıl olanın, zoru başarmak olduğunu gündeme getirerek, “istenilirse ve gerekli şartlar yerine getirilirse başarılabilir” düşüncesiyle çevresindeki insanları da etkilemeye çalışarak, birlik içinde başarıya koşmayı arzu eder.
Manik-Depresif; kitaplarda okuduğu yazı veya toplum içinde değer verdiği insanlardan duyduğu nasihat dolu sözlerin etkisi altında kalarak, okumuş veya duymuş olduğu nasihat dolu sözlerin karakteristik özelliklerin hepsinin kendinde mevcut olduğunu söyleyerek, aşırı coşku içinde kalarak, sevinç ve güven içinde yaşamı kucaklayan ve bu aşırı sevinç ve güven sebebiyle manik döneme giren ve tedavi edilmesi gereken bir tür ruhsal coşkudur. Aynı kişi, bakış açısının değişmesi sebebiyle, okuduklarını iyi yorumlayamaz ve kendinde varolan karakteristik eksiklikler sebebiyle, mani dönemi sırasında toplum içinde gerçekleştirdiği aşırılığa kaçan kendi hareketlerinin pişmanlığı ile ruhsal çöküntü içinde depresyonu yaşar.
Manik-depresif; ruhsal yönden aşırıya kaçan coşku veya çöküntü ile kendini gösteren inişli-çıkışlı ruh halleridir. Tedavisi zaman alır ve kişinin ayakları yere basması ve çevresindekilere yönelmek yerine kendi gelişimini sürdürmesi gerektiği inancı ile, kişi, sadece kendine bakar ve kendine yönelerek kendi ruhsal gelişimini tamamlamak için çaba verir hale gelir.
Tedavi sonucunda, kişi, kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu ve kendisine dikkat etmesi gerektiğini düşünerek, daha az ve temkinli konuşarak, yapmak istediklerini icraata koyar ve hasta kendisini, kendisinin anlaması gerektiğini düşünerek, kendisine arkadaşça davranarak, yaşam içinde karşılaşılan güçlüklerden kendini korumayı düşünerek bir yaşam sürmesi gerektiğini düşünerek, tedavisini sonuçlandırır. SAYGILARIMLA...
iki uçlu bozukluk. öncesinde ve sonrasında mani dönemlerinin geldiği depresyon dönemleri geçirir bireyler. maninin özellikleri sürekli şekilde kabarmış, taşkın ve kolay sinirlenilen duygudurum dönemlerini içerir. iki uçlu bozukluğu olan bireyler düşünceleri hızla geliyor veya yarışıyor olarak hissedebilirler. uyku gereksinimlerinde azalma olabilir, dikkatleri kolayca dağılabilir, kötü sonuçlar verme olasılığı yüksek geçici anlık mutluluk verecek etkinliklere aşırı eğilimleri olabilir. büyüklük hissi veya abartılı bir benlik saygısına ait bulgular göstermeleri olasıdır.
aslında bu bir hastalık değil de bir yaşam tarzı diyebiliriz.Yani o yakının bi dışadönük, her duygusunu coşkuyla yaşayan (manik) , bi içe kapanık, bunalım, hiçbişeyden zevk almadan (depresif) yaşıyodur..ve bu böyle kısır döngü gider...iyileşmez...ilaçla sabitlenir sadece...ama dedimya buna yaşam şekli demek daha mantıklı geliyo bana..
böyle bir terim olduğundan haberim bile yoktu taa ki çok yakınımdaki bir insana bu tani konuncaya kadar şuan tam olarak ne olduğunu anlayamadm umarm çabuk geçen birşeydir...........
Manik depresif; mani ve depresyon atakları ile tanımlanır. Hastanını duygulanımı mani dönemlerinde neşe, depresyon dönemlerinde umutsuzluk ve çökkünlükle açıklanır.Ara dönemlerde kişi normale döner. Bazı hastalarda mani ve depresyon belirtileri bir arada görülürken, bazı hastalarda belirtiler hafif düzeydedir ki buna da hipomani adı verilir.. Hastalar ilk atağı genelde yirmi yaşlarında geçirirler.Bazen ilk atak depresyondur, bu durumda tanı koymak zordur ve genelde gecikir.Hastalık taşkınlık yani mani döneminde ise aşırı para harcama cinsel ilgi ve aktivitede artma ile kişiye ve aileye ciddi maddi ve manevi zararlar verir. Çökkünlük dönemleri ise diğer depresyonlara göre daha ağırdır ve intihar riski daha yüksektir.Diğer psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçişi en fazla olan rahatsızlık manidir. Hastaların %50’sinin anne veya babasında aynı hastalık olduğuı tespit edilmiştir. Tek yumurta ikizlerinden birinde mani olduğunda diğerinde mani görülme oranı %70 tir. Yaniiiii; burdan hangi sonuca warıyoruz; aman ewlenirken ciddi bir tarama yapın...
Karsimda saatlerdir agliyordu; banyodaydik, fayanslarin soguklugu iyi gelir diye dusunuyordum icinde ki atesi biraz olsun dindirmeye, iyi gelmiyordu, hic bir sey iyi gelmiyordu... -Senem, icimde ben olan birisi vardi, onu yitirdigimi hissediyorum... bu cumleden sonra O'nu bir daha goremedim... Bazen dusunuyorum gozde yansiyan sey ne diye. Gecen gece yeni acilmis bir lokantadayiz. Duvarlar yumusacik kavunici, yesil; her yer yastiklarla kapli, rengarenk yastiklar... istemedigim bir konusmayi dinlemek zorundayim, anlatanin yuzune bakarken donuklasiyor gozlerim, bir fayansin soguklugu oturuyor... gece yildizla dolu, leylak kokuyor, kapinin her acilip kapanisinda leylaklarin kokusunu duyuyorum... gozlerime yildizlar gelip yerlesiyor, eflatun bir kadife sanki... O'nu... leylaklar kadar guzel olan o kadife bakislarini o gunden sonra bir daha hic goremedim; gozlerine ne zaman baksam ya alev alev yanan bir kordu nefret, ya da bir mezar tasiydi dunyadan kopuklugu...
Kavunicinin, yesilin, yastiklarin arasinda O'nu yitirdigim an geliyor aklima... Furug'un siirlerini bilen var mi?
'Yasam belki upuzun bir sokaktir bir kadinin elinde bir sepetle gectigi Belki yasam bir adamin kendini bir dala asarken kullandigi iptir Okuldan donen cocuktur belki yasam bir sigara icimidir belki iki sevisme arasinda... Olmektir bana 'ellerini seviyorum' diyen bir sesin kederinde...'
Belki de kisi kendisine cok yakin olani okumamali... dengede kalmayi basarabilmek icin... belki de birakmali ne olursa olsun... Asli Erdogan'da kendimi buluyorum... baska bir kadin bana nasil bu kadar yakin olabilir... Sindar'i okurken de ayni duygu var icimde...
'-Seni nasil boylesine hirpaladilar? Ask sozcugunu duyar duymaz karmakarisik korkulara kapilip gitmene, iki insanin birbirine en yakin olamsi gereken zamanlarda, ucuruma yuvarlanir gibi kendi icine donmene, bakman, istemen ve sorman gerektiginde basini one egmene, bedenin cirilciplakken kafani yastiklarin altina gommene kim neden oldu? Senden neyi esirgediler? '
Leylak kokusu sarhos ediyor beni... icmeden sarhosluk... icmeden bambaska bir yerde olmak... Hafiz'in Divan'inin ilk beyiti Arapca'dir, Farsca degil... gelmis gecmis en guzel beyitlerden birisi: 'Gel ey saki! Herkese sarap sun, bize de sun Once kolay gorundu ask, nice zor oldugu sonradan anlasildi'
Once kolay gozuktu hayat, zor oldugu nice sonradan anlasildi... 'Bahceye dikecegim ellerimi Ciceklenecegim, biliyorum, biliyorum, biliyorum Ve bembeyaz yumurtalarini birakacak kirlangiclar Avuclarimin murekkep lekeli cukurlarina...'
Gece bitmek uzere, ben ellerimi leylak agacinin altina birakiyorum... Furug seni bir yerden taniyorum diyor kulagima egilip... -Yeniden tarayabilecek misin saclarini ruzgarla? Menekseler dikebilecek misin yeniden bahcelere? Ve pencerenin ardinda duran gokyuzune sardunyalar dizebilecek misin? Acaba yeniden dansedebilecek misin kadehlerin ustunde? Yeniden bir cift yildiz olabilecek mi gozlerin? Yeniden eflatun bir leylak kokusuna takilip gidebilecek mi hayallarin? ....
O'nu o andan sonra bir daha hic goremedim... 'hicbirimiz bir digerinin aynisi degiliz...'
bipolar bozukluk, bozukluk değildir. 14 nisan 216 yılında mani'nin doğumuyla başlamıştır. iki uçlu bozukluk denmesinin sebebi maniyi çözememekten ileri gelir ve 'depresif' (kötüye yönelme, şeytanı dinleme) olunur. kafi derecede acılar çekildikten sonra manik olunur.
yaşadığımız bu dünya iyilikle kötülüğün bitmeyen kavgasıdır. manik birey içine kapanmamalı, bedenin istekleriyle savaşmalı, önce kendi ruhunu kurtarıp daha sonra çevresini kurtarmaya yardım etmelidir.
bitmeyen enerjisini harcamalı, yapabiliyorsa yollara düşüp insanlarla sık sık etkileşimde bulunmalı, hiç bir öğretisi yoksa bile et yememeyi, cinsel ilişkiye girmemeyi öğütlemeli, isayı sevmeli yaşadığı acıları hissetmeli dünyaya iyiliği getirdiğini hissetmeli ve daha nice iyiliği insanlara yaymalıdır.
eğer ilaç kullanıyorsa kontrollü şekilde azaltmalı lityum harici ilaç kullanmamalı. (açıkçası lityum sadece yaşadığımız yüzyılda gerekiyor aksi halde hastanelerde sık yatarsınız malesef zorla)
başta bipoların bir bozukluk olmadığını söyledim çünkü maniklik değil depresiflik bozukluktur. depresifken şeytanın sesini dinlersiniz, hayata küser gerçeği göremezsiniz. iyiliği değil kötülüğü yayarsınız. manikler siz düzgünsünüz, düzgünden öte seçilmiş kişilersiniz. geçirdiğiniz ataklar yaşadığımız yüzyıldan, psikiyatrinin metafizik düşmanlığından kaynaklı. bilim düşmanı değilim tabi ki. herşey gözlemleyerek test edilerek kanıtlansın ama bizim bunlardan çok mutlak iyiliğe ihtiyacımız var. bu evrenin buna ihtiyacı var.
manikler önce ruhunuzu etkilemeye çalışan, kafanızın içinde şeytanın sesini ayırt etmelisiniz şeytanla savaşı kazanmalısınız. dünyanın bize ihtiyacı var.
Manican
Bipolar yani Manik Depresif Ünlüler
Marilyn Monroe: Popüler kültür ikonu Marilyn MOnroe, ışıltılı hayatının arka perdesinde, psikolojik problemleriyle baş etmek için alkol ve uyuşturucuya sığınmıştı. Monroe'nun hayatını anlatan belgeselde doktoru Hyman Engelberg, 'Marilyn, manik depresifti... Ruh halindeki büyük dalgalanmalar yüzünden çok zor günler geçirdi' diyor.
Britney Spears: Şöhretin yükünü kaldıramayan pop yıldızı Britney Spears, kısa süre önce psikolojik olarak tamamen dibe vurmuştu. Psikolojik yardım alan Spears'a bipolar teşhisi konuldu. Psikolog Robert Butterworth ünlü şarkıcı için 'Tutarsız davranışları, ani öfkesi, coşku patlamaları, karar vermekte zorlanması ve sekse olan aşırı ilgisi bipolar olduğunu açıkça gösteriyor' diyor.
Kurt Cobain: 1990'lı yıllarda bir rock ikonu olan grunge akımının öncüsü Kurt Cobain, bipolar bozukluğunu yaratıcılığa dönüştürenlerden.... Alkol ve uyuşturucu bağımlılığından bir türlü kurtulamayan, sürekli ani mutluluk ve depresyon arasında gidip gelen Cobain, yaptığı besteler ve şarkı sözlerinde iki uçlu ruh halinin izlerini, ani mutluluk ve öfke nöbetlerini anlattı.
Sylvia Plath: Amerikalı yazar Sylvia Plath, yazın hayatında olduğu kadar özel hayatında da şiddetli gelgitler ile mücadele etti. şiirleri ile kaotik ruh halini kelimelere döken Plath'e depresyondan daha sonra da bipolar teşhisi kondu. İntiharından sonra yayınlanan günlüklerinde Plath, mutluluk ve mutsuzluğu bir arada yaşadığını, öfkenin ardından çoşkulu bir ruh haline büründüğünü yazmıştı.
Mel Gibson: Yakışıklı yıldız Mel Gibson, parlak kariyeri ile olduğu kadar özel hayatındaki taşkınlıklarıyla da tanınıyor. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı yüzünden birçok kez tutuklanan ve rehabilitasyona giden Gibson'ın doktoru, ünlü yıldızın bipolar olduğunu açıkladı. Öfke nöbetleri geçiren, sürekli enerjik ve taşkın bir ruh haline sahip olan Gibson, şu sıralar durulmuş gibi...
Axl Rose: Hard rock'ın efsane grubu Gun 'N' Roses'ın solisti Axl Rose, bir dönem ani öfke krizleri geçirdiği, fazla enerjik olduğu ve hatta saatlerce uyumadığı için doktora gittiğinde kendisine bipolar teşhisi konulduğunu bir röportajında söyledi. Hastalığını ciddiye almadığını ve tedavi olmayı reddetiğini de söyleye Axl Rose, mani döneminden hiç de şikayetçi olmadığını itiraf etti.
Sinead O'Connor: Ünlü müzisyen Sinead O'Connor, 'Ben bir manik depresifim. Zaman zaman çok mutluyum. Kimi zaman ise beynimin içinde yankılanan ve sürekli kendimi öldürmemi söyleyen bir ses duyuyorum' diye bir röportajında hastalığını açıkladı. İlaç tedavisi gören O'Connor, aynı röportajında bipolar bozukluk ile yaşamayı öğrenmenin zaman aldığını ve büyük çaba gerektirdiğini söyledi.
Russel Brand: Aktör ve komedyen Russel Brand ve bipolar hastalığından açıkça bahseden ünlülerden... Hiper aktivite ve bipolar teşhisi konulan Brand, bazı günler hiç uyumadığını kimi zaman da yataktan bile çıkmak istemediğini söyledi. Hastalığı ise birbirini tekrarlayan sağanak yağmurlu ve güneşli bir havaya benzetti.
Robert Downey Jr: Uzun yıllar alkol ve uyuşturucu ile mücadele eden aktör Robert Downey Jr. da bipolar ünlülerden. Psikolog Jerry Donald, karizmatik aktör için 'Robert Downey Jr., iki uçlu duygu durum bozukluğuna sahip bazı hastaların yaptığı gibi alkol ve uyuşturucuya yöneldi. Depresyon ve taşkın ruh hali ile başa çıkmak için ne yazık ki yanlış bir yolu tercih etti' diyor.
Winona Ryder: Hastalığından bahsederken 'Bazı günler kendimi çok iyi hissediyorum ancak ardından büyük bir depresyona sürükleniyorum. O depresif ruh hali, beni hiçbir zaman terk etmiyor' diyor Winona Ryder. Psikolojik destek alan güzel yıldız, bir dönem bipolar hastalığı yüzünden kariyerine ara vererek tedavi gördü.
ALINTIDIR..
'Bipolar bozukluk' diye tabir edilen rahatsızlığın diğer adıdır. %99 oranında genetik olup, dünyada her 100 kişiden 2'sinde görülmektedir. Dönem, dönem insanın hayatını kabusa çeviren bir durumdur.
Bu rahatsızlıkta kişinin duygu durumu, maniden (taşkınlık) depresyona (çökkünlük) aşırı iki uç arasında değişmektedir. Manik atak sırasında, kişi kendini aşırı mutlu ya da enerjik hissederken, depresif atak sırasında son derece üzgün ve mutsuz hissetmektedir. Bu iki durumun yanında dönem dönem kişinin duygu durumu normale de dönebilmektedir. Duygu durumdaki bu değişimler ya da duygu durum dalgalanmaları; saatler, günler, haftalar ya da aylarca sürebilir.
Tedavi edilmediğinde ise alkol ve madde kullanımı, bozuk sosyal ilişkiler, kötü iş veya okul performansı, finansal ve sosyal sorunlar ve artan intihar riski gibi yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Oysa doğru tanı, etkili tedavi ve uygun destekle, manik depresif olan pek çok kişi duygu durum dalgalanmalarında denge sağlayabilir; normal ve üretken bir yaşam sürebilirler.
Bir çok ünlü sanatçı, yazar, düşünür vs. üretken kişilerde görülmesi tesadüfü değildir zira bu hastalıktan muzdarip olan bazı kişiler oldukça akıllı, üretken ve de yaratıcı olurlar.
sürekli kendini büyük bi şey sanma etrafındakileri küçük görme,kendi kendine laf çıkarma,suç işleyince o suçu kapatmak için başkalarına iftira atma.
Manik depresif, bir algılanma-ma sorunudur zannımca..eğlenceli olduğu,farkındalığın en üst seviyede yaşandığı doğrudur...ancak yorucudur cok hem de çok...
hastalıklarımdan biri
Psikotik bozukluklardan. Bu tip insanların düzelmesi oldukça zordur. Kişi depresif haldeyken içe kapanık dünyadan kendini soyutlamış haldedir. Mani halindeyken ise son derece neşeli dışa dönük tiplerdir. Ama genel olarak antisosyal kişiliklerdir. Ve bu tip hastaların kendilerine zarar verme olasılğı yüksektir. Ani ruh değişimleri yaşarlar ve bu kişilerin doktor gözetımınde tutulması gerekir.
'Hazziniz, istirabinizin maskesiz halidir.
Ve kahkahanizin yükseldigi ayni kuyu,
sik sik gözyaslarinizla dolar. ' Cibran
Bipolar bozukluk olarak adlandırılır, yada 'iki uçlu mizaç bozukluğu' denilebilir..En renkli tip hastalardır bana göre. İki ucun biri 'depresyon' halidir ki kişi burada yoğun bir içe kapanma ve mutsuzluk yaşamaktadır..hayattan zevk alamama,yoğun uyku ya da uykusuzluk hali eşlik eder..nedensiz ağlamalar ve çökkünlükle karakterize edilir. Kişi bu halin ardından tam tersi bir başka duygudurumuna girer.Bu mani halidir.Aşırı öforiktir,eğlenceli,hareketli,çılgınca işler yapan ve günlerce de uykusuz kalsa yorulmaz.Örneğin bir mani durumundaki bir kişinin çantasını kurcalarsanz aklınıza gelebilecek en alakasız malzemelere rastlarsınız. hızlarına ve neşelerine yetişemeyebilirsiniz..Bazen nıormal insanlar da da mani durumu görülebilir..Üzgünlüklerini unutmak için belkide acayip bir çılgınlığa ve neşeye bürünürler.Son derece hiperaktif olurlar böyleleri..Yine de diyorum kiii 'depresif' halden iyidir bu durum..
Kendine güveni olmayan,sevgisiz büyümüş,kendini sevdirme takıntısı olan ve değerlerini savunacak gücü olmadığı gibi en ufak tehdit ya da baskı karşısında hemen uzlaşmaya giden kişilerin içinde bulunduğu durum.
manik kısmı tercih edilen hastalık :)
farkındalar için en iyisi manideyken neşenin dibine vurmak, depresyon kısmında ise 'bu geçecek, sadece bi hastalık' diyerek kendi kendine telkinde bulunmaktır.
Allah'tan acil şifalar dilemekteyiz :)
not: dönüşlerde savrulan yakın tanıdıklardan özür dilemek mecburiyettir.
Adamoğlu sabah kalkmış, içi dışı pür neşe, yaşamdan ve yaşamaktan aldığı hazzı, akciğerlerinin en ücra köşelerine kadar teneffüs ediyor...hafif meşrep birde; buuuu güüün baaayraaam...tralala tralala vaziyetleri.Ve sen karşısına geçip, Aaabi var yaaa dün aldığın kurbanlık keçi kaçmııış! ! deyiveriyosun...bizim pür neşe,bi anda pür telaş...başlıyor dövünmeye....o anda keçileri kaçırıyor...Ah be abicim ne gereği vardı? alıştıra alıştıra söylesene...al sana manik depresif bi durum...
anı anını tutmayan..bi gün bakarsın yaşama sevinci had safhada bi gün bakarsın bitkin,çökmüş,berbat bir durumda..dengesizlikte sınır tanımayan bir hastalık..
arada bir düşünüyorum da acaba ben manik depresif miyim? ? ? :)
Elin kezban amerikalılarının bile iyi danışmanlar sayesinde daha iyi tanıdığı beyin rahatsızlığı..Burda okuduklarım dahil çoğu türkçe internet sayfasında hastalıkla ilgili okuduklarım saçmalıktan ibaret..En iyimser yaklaşımla çok basite indirgenmiş ve yüzeysel..Kimse manik depresyon denilen hadiseyi bu kadar kolay bi şekilde anlatamazdı herhalde..Manik depresif ismi literatürden kaldırıldı bu arada..Artık yurt dışında bu rahatsızlığa sadece bipolar / bipolarite denmekte..Sadece halk eski bir tabir olan manik depresifi kullanmakta..
Leah isimli arkadaş ta hala merak ediosa bana özel mesaj gönderebilir çünkü ben bipolar tip 1'im..
saygılar..
Manik-depresif ruh halleri; yaşam içinde kendisinin büyük bir potansiyel olduğunu ve istediği her şeyi başarabileceğine olan kendisine aşırı güven duyması ile başlayan bir ruh halidir. Geçmiş yaşamında sessiz, sakin ve anlayışlı davranışları ile, toplum içinde kendi yaşamını sürdürürken, sürekli düşünerek, neyin, nasıl ve hangi şartlar altında daha iyi, daha güzel ve daha doğru olacağını düşünerek bir yaşam sürmüştür. Bu sessizlik döneminde kendisine güveni yoktur ve herhangi bir konu üzerinde kendi fikrini açıklama gereği duymaz ve yanlış anlaşılabileceğini düşünerek, suskunluklarla sürdürülen bir yaşamı tercih etmek zorunda kalır.
Manik-depresif ruh halleri, kişinin yaşam içinde kendisini varlığını hissettirme düşüncesiyle kendini gösterir, daha önceki yaşamında sessizliği ve sakinliği ile dikkat çeken bir insanın, birden aşırı coşku duyması ve istediği her şeyi yapabileceğine dair kendisine aşırı güven duyması ile ilk belirtileri gösterir. Manik dönemde, etki altında kaldığı her öğretiden olumlu sonuç çıkarır ve olumlu sonuçları elde edebilmek için gerekli olan insan donanımın kendisinde mevcut olduğunu dile getirerek, çevresindeki insanları da, taşımış olduğu düşünce çizgisine çekebilmeyi düşünür ve yapılması, gerçekleştirilmesi zor olan konular üzerine yoğunlaşır, ve bu şekilde şimdiye kadar başarılamamış olayların gerçekleştirilebilmesi veya aynı başarıların, akıl ve mantık kurallarının ışığı altında tekrar ettirilebilmesi için, aceleciliği ile her türlü olumlu ve güzel olayların çevresinde toplanır. İyi olan, güzel olan ve doğru olan ne varsa hepsini geçekleştirmek için kendi başına çaba verir ve başarılması zor olan konulara yönelerek, basit işlerden kendini uzaklaştırarak, asıl olanın, zoru başarmak olduğunu gündeme getirerek, “istenilirse ve gerekli şartlar yerine getirilirse başarılabilir” düşüncesiyle çevresindeki insanları da etkilemeye çalışarak, birlik içinde başarıya koşmayı arzu eder.
Manik-Depresif; kitaplarda okuduğu yazı veya toplum içinde değer verdiği insanlardan duyduğu nasihat dolu sözlerin etkisi altında kalarak, okumuş veya duymuş olduğu nasihat dolu sözlerin karakteristik özelliklerin hepsinin kendinde mevcut olduğunu söyleyerek, aşırı coşku içinde kalarak, sevinç ve güven içinde yaşamı kucaklayan ve bu aşırı sevinç ve güven sebebiyle manik döneme giren ve tedavi edilmesi gereken bir tür ruhsal coşkudur. Aynı kişi, bakış açısının değişmesi sebebiyle, okuduklarını iyi yorumlayamaz ve kendinde varolan karakteristik eksiklikler sebebiyle, mani dönemi sırasında toplum içinde gerçekleştirdiği aşırılığa kaçan kendi hareketlerinin pişmanlığı ile ruhsal çöküntü içinde depresyonu yaşar.
Manik-depresif; ruhsal yönden aşırıya kaçan coşku veya çöküntü ile kendini gösteren inişli-çıkışlı ruh halleridir. Tedavisi zaman alır ve kişinin ayakları yere basması ve çevresindekilere yönelmek yerine kendi gelişimini sürdürmesi gerektiği inancı ile, kişi, sadece kendine bakar ve kendine yönelerek kendi ruhsal gelişimini tamamlamak için çaba verir hale gelir.
Tedavi sonucunda, kişi, kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu ve kendisine dikkat etmesi gerektiğini düşünerek, daha az ve temkinli konuşarak, yapmak istediklerini icraata koyar ve hasta kendisini, kendisinin anlaması gerektiğini düşünerek, kendisine arkadaşça davranarak, yaşam içinde karşılaşılan güçlüklerden kendini korumayı düşünerek bir yaşam sürmesi gerektiğini düşünerek, tedavisini sonuçlandırır. SAYGILARIMLA...
iki uçlu bozukluk.
öncesinde ve sonrasında mani dönemlerinin geldiği depresyon dönemleri geçirir bireyler.
maninin özellikleri sürekli şekilde kabarmış, taşkın ve kolay sinirlenilen duygudurum dönemlerini içerir. iki uçlu bozukluğu olan bireyler düşünceleri hızla geliyor veya yarışıyor olarak hissedebilirler. uyku gereksinimlerinde azalma olabilir, dikkatleri kolayca dağılabilir, kötü sonuçlar verme olasılığı yüksek geçici anlık mutluluk verecek etkinliklere aşırı eğilimleri olabilir. büyüklük hissi veya abartılı bir benlik saygısına ait bulgular göstermeleri olasıdır.
aslında bu bir hastalık değil de bir yaşam tarzı diyebiliriz.Yani o yakının bi dışadönük, her duygusunu coşkuyla yaşayan (manik) , bi içe kapanık, bunalım, hiçbişeyden zevk almadan (depresif) yaşıyodur..ve bu böyle kısır döngü gider...iyileşmez...ilaçla sabitlenir sadece...ama dedimya buna yaşam şekli demek daha mantıklı geliyo bana..
böyle bir terim olduğundan haberim bile yoktu taa ki çok yakınımdaki bir insana bu tani konuncaya kadar şuan tam olarak ne olduğunu anlayamadm umarm çabuk geçen birşeydir...........
hastalık değil bi yaşam tarzıdır çoğu kez... hayat gibi... gibisi fazla, hayat manik depresifin önde gidenidir aslında...
bir hastalıktır.beynin size oyun oynadığı bir hastalık.
en azından sıkıcı değiller dimi ama:D
severim.. panik atagimi sevdigim kadar :)
Çekilmesi zor olan takıntılı insan...Sana da çektirir kendine de...
gah'i uslu gah'i deli
sunam senden ayrılalı...
elli kollu olunmaması gereken insan türü.
Kısaca dengesiz...
Manik depresif; mani ve depresyon atakları ile tanımlanır. Hastanını duygulanımı mani dönemlerinde neşe, depresyon dönemlerinde umutsuzluk ve çökkünlükle açıklanır.Ara dönemlerde kişi normale döner. Bazı hastalarda mani ve depresyon belirtileri bir arada görülürken, bazı hastalarda belirtiler hafif düzeydedir ki buna da hipomani adı verilir..
Hastalar ilk atağı genelde yirmi yaşlarında geçirirler.Bazen ilk atak depresyondur, bu durumda tanı koymak zordur ve genelde gecikir.Hastalık taşkınlık yani mani döneminde ise aşırı para harcama cinsel ilgi ve aktivitede artma ile kişiye ve aileye ciddi maddi ve manevi zararlar verir. Çökkünlük dönemleri ise diğer depresyonlara göre daha ağırdır ve intihar riski daha yüksektir.Diğer psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçişi en fazla olan rahatsızlık manidir. Hastaların %50’sinin anne veya babasında aynı hastalık olduğuı tespit edilmiştir. Tek yumurta ikizlerinden birinde mani olduğunda diğerinde mani görülme oranı %70 tir. Yaniiiii; burdan hangi sonuca warıyoruz; aman ewlenirken ciddi bir tarama yapın...
gerçektende yaşayan bilir doktorum bile beni anlamıyor....
bir biriyle tutarsiz, cogunlukla iceriksiz laflari ardarda siralarlar... Felaket neselidirler, aniden hüzünlenirler...
Karsimda saatlerdir agliyordu; banyodaydik, fayanslarin soguklugu iyi gelir diye dusunuyordum icinde ki atesi biraz olsun dindirmeye, iyi gelmiyordu, hic bir sey iyi gelmiyordu...
-Senem, icimde ben olan birisi vardi, onu yitirdigimi hissediyorum...
bu cumleden sonra O'nu bir daha goremedim...
Bazen dusunuyorum gozde yansiyan sey ne diye. Gecen gece yeni acilmis bir lokantadayiz. Duvarlar yumusacik kavunici, yesil; her yer yastiklarla kapli, rengarenk yastiklar... istemedigim bir konusmayi dinlemek zorundayim, anlatanin yuzune bakarken donuklasiyor gozlerim, bir fayansin soguklugu oturuyor... gece yildizla dolu, leylak kokuyor, kapinin her acilip kapanisinda leylaklarin kokusunu duyuyorum... gozlerime yildizlar gelip yerlesiyor, eflatun bir kadife sanki...
O'nu... leylaklar kadar guzel olan o kadife bakislarini o gunden sonra bir daha hic goremedim; gozlerine ne zaman baksam ya alev alev yanan bir kordu nefret, ya da bir mezar tasiydi dunyadan kopuklugu...
Kavunicinin, yesilin, yastiklarin arasinda O'nu yitirdigim an geliyor aklima... Furug'un siirlerini bilen var mi?
'Yasam belki upuzun bir sokaktir bir kadinin elinde bir sepetle gectigi
Belki yasam
bir adamin kendini bir dala asarken kullandigi iptir
Okuldan donen cocuktur belki yasam
bir sigara icimidir belki iki sevisme arasinda...
Olmektir bana 'ellerini seviyorum' diyen bir sesin kederinde...'
Belki de kisi kendisine cok yakin olani okumamali... dengede kalmayi basarabilmek icin... belki de birakmali ne olursa olsun...
Asli Erdogan'da kendimi buluyorum... baska bir kadin bana nasil bu kadar yakin olabilir... Sindar'i okurken de ayni duygu var icimde...
'-Seni nasil boylesine hirpaladilar? Ask sozcugunu duyar duymaz karmakarisik korkulara kapilip gitmene, iki insanin birbirine en yakin olamsi gereken zamanlarda, ucuruma yuvarlanir gibi kendi icine donmene, bakman, istemen ve sorman gerektiginde basini one egmene, bedenin cirilciplakken kafani yastiklarin altina gommene kim neden oldu? Senden neyi esirgediler? '
Leylak kokusu sarhos ediyor beni... icmeden sarhosluk... icmeden bambaska bir yerde olmak...
Hafiz'in Divan'inin ilk beyiti Arapca'dir, Farsca degil... gelmis gecmis en guzel beyitlerden birisi:
'Gel ey saki! Herkese sarap sun, bize de sun
Once kolay gorundu ask, nice zor oldugu sonradan anlasildi'
Once kolay gozuktu hayat, zor oldugu nice sonradan anlasildi...
'Bahceye dikecegim ellerimi
Ciceklenecegim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
Ve bembeyaz yumurtalarini birakacak kirlangiclar
Avuclarimin murekkep lekeli cukurlarina...'
Gece bitmek uzere, ben ellerimi leylak agacinin altina birakiyorum...
Furug seni bir yerden taniyorum diyor kulagima egilip...
-Yeniden tarayabilecek misin saclarini ruzgarla? Menekseler dikebilecek misin yeniden bahcelere? Ve pencerenin ardinda duran gokyuzune sardunyalar dizebilecek misin? Acaba yeniden dansedebilecek misin kadehlerin ustunde? Yeniden bir cift yildiz olabilecek mi gozlerin? Yeniden eflatun bir leylak kokusuna takilip gidebilecek mi hayallarin? ....
O'nu o andan sonra bir daha hic goremedim... 'hicbirimiz bir digerinin aynisi degiliz...'