yenisi de he? (kaderden kaçılmıyor öyleyse) eski sevgilerinden bir kaç tecrübe edinmişsindir diye umuyorum...manavlar iyidir güzel insanlardır annem gönlün rahat olsun....
aşağıdaki bi yorum dikkatimi çekti baba ya buba demiyok emme domatese domatis diyok doğrudur :))))))
Merhaba, benimde yeni tanıştığım sevgilimde manav olduklarını söyledi.Biz muhaciriz, uyum sağlayabilir miyiz?Sosyo-kültürel bakımdan.Manavların örf adetlerini hiç bilmiyorum çünkü..
Bende Düzce'nin Yığılca ilçesindenim ve bende manavım.Batı Karadeniz'de yaşıyoruz.Konuşmalarımız,oyun havalarımız,kültürümüz çok güzeldir.Yedi göbekten Türk'üz.Yörük hayattan yerleşik hayata geçmişiz.Bizde hem Karadeniz'in mertliği,hem Düzce-Yığılca'nın güzelliği vardır. Orta Asya'dan Anadolu'ya Gelen Türk, Oturursa ''Manav''gezerse Yörük...
Kocaeli nin Gebze İlçe Ahatlıköyünde atalarım yaşamlarını sürdürmüş ve Gebzenin yerlisi olduğumuz için MANAV diye hitap ediliriz.?
Manav Nedir? Kimlere Manav denilmiştir?
Manavlar, batı ve kuzeybatı Anadolu'da yaşayan göçebeliği asırlar önce bırakmış Hanefi Sünni yerleşik Türkmen grubudur. Yörükân Taifesi’ne bağlı bir topluluk olarak gösterilmektedir.Manavlar için yöredeki Yörükler yórúğúŋ yörümeẽ nǐ ne manav deriS («Yörüğün yürümeyenine Manav deriz») demektedir. Adapazarı, Bilecik, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Kastamonu, Kocaeli, Eskişehir, Afyon ve Zonguldak'ta yoğun olarak yaşayan Türkmenlere Yerli veya Manav denilmektedir.
Manavların Kökeni? Yörüklükten ayrılıp Yerleşik hayat düzenine geçen atalarımız Öz ve öz TÜRK'tür.
Manav Lehçesi ve Dili. Manavların ayrı bir dili söz konusu değildir. Manavlarda Lehçe söz konusudur? Bizlere Rum soyundan geliyor diyen tarihçiler 1 tane manav köyüne gitmişlermidir? Bir tane manav köyünde rumca kimse bilmez.Öz dilimiz TÜRKÇE dir. İnancı farklı olan bir manav yoktur. Hepsi Müslümanlığı ve İslamiyeti en iyi şekilde yaşamaktadır.
Lehçemize örnek: Baba kelimesi Gebzenin manav köylerinde buba diye söylenir. Domates kelime domatis - çağırıyor kelimesi çavırıyo v.b şekilde değişiklikler söz konusudur. Buda öz ve öz Türkçemizden kaynaklanmaktadır.
Biz manav milletinin özellikleri diğer toplumumuzdaki kişilere bakılarak değerlendirildiğinde Kavgadan gürültüden uzak durup sessiz bir milletiz. Devletimiz askerimize son derece bağlı ve sadık bir milletiz.
günümüzde bir insanın Türk Soyundan olup olmadığını bilmenin en kolay yolu konuştuğu lisandır. eğer konuştuğumuz ana dil Türkçe ise (anamızın ve babamızın konuştuğu ve bize aile içinde öğrettiği) Türk Kökenliğiyizdir. 1071 yılından itibaren yoğun olarak orta asyadan Anadoluya gelip yerleşen ırkımız araştırmalarmdan çıkan sonuca göre; 1000 yıllık süreçte zaman içerisinde kanaatimce de çeşitli zaman aralıkları ve coğrafi bölgelerde çeşitli isimler almıştır. burda ortak payda olarak ırk yada kavim için Anadil kıstası olmalıdır. bu bağlamda anadoluda yaşayan TÜRKLER; manav, yörük, avşar. türkmen, karakeçeli v.b. isimlerle anılıyor ve ortak bir lisanı konuşuyor (anadil olarak) .bu bakımdan ırk, olarak bu Türk dediğimiz grup, Kürt,zaza,çerkez,arap,arnavut,boşnak,ermeni,rum,gürcü,laz gibi anadolu da yaşayan diğer halklardan ayrılık ve farklılık gösteriyor.
Çocukluğumda bu kelimeyi duydum, Adapazarına bir düğüne gittiğinde Halama sen manavsın diyorlar. bana göre biz Türkmeniz. orta asyaya ait buğdaydan yapılan Sümelek tatlısı bizde de var adı uhud. cemal şenerin anadoluda Türkmen kelimesi bir dönemler farkli bir mezhebi çağrıştırdığı için kullanılmak istenmedi tespitide doğru olabilir..Eğer manav Kürtse, rumsa v.s. biz Göynüklüler manav değiliz..Keşir, kelem,palan v.s kullandığımız kelimelerimiz Fars topraklarından geçerek gelen Türkmenler olduğumuzun işareti..Kültür, folklor, keçi, koyun ve ipek böcekciliği hepsi gerçekten bizde de var... bu ülkede hizmet eden, sadık unsur olduğumuz gerçeğinede katılıyorum. ama adımız sadece Türk-Türkmen olmalıydı, Manav olmayan bir ırk.....
Bizde manavız ama ne demek olduğunu bilmiyorum... 1354 yılında Gelibolu'nun fethi ile Söğüt taraflarından geldiğimiz söyleniyor...Tek bildiğim bu kadar..
Buarada yazılanları okudum. Konu ile ilgisi olmayan bazılarının tarihi bir kaç bilgi kalabalığı yaparak hiç ilgisiz yorumlarla bilgi satmaya çalıştığını gördüm. Ben tam Söğüt Göynük arasında bir köyde doğup büyümüş birisi olarak kısa bazı şeyler söylemek isterim.
Köyümüzün kuruluşu 1300'lü yılların ilk yarısına tarihlenir. Bizim ailemizin köye biraz da uzakça bir vadide çok geniş arazileri var. Bu arazilerin bir bölümünün adı 'dutluk' tur. Bu dutluk denilen yerlerde geçler olmamakla birlikte birkaç tane çok yaşlı yapraklık dut ağacı (mevye vermez) vardı. Bir de 'böceklik' denilen bina kalıntısı olduğu belli duvarlar vardı. Dedemin söylediği bizim Osman zamanında gelen Türklerin bir kısmının bu bölgede yerleştiği ve bizimkilerin burada ipekböcekçiliği yaptıkları ve kozaları Bursa'ya sattıklarıdır. Buradan da Osman'ın yeni zaptedilen buraları yurt yapmak için bir kısım insanını buralara yerleştirdiğidir. Bu arada Osmanlı öncesinde burada yerleşik olanlarla ne denli karışıldığını ben bilemem. Bildiğim bir şey de Türkçülük yapma konusunda en kaygısız kesin manavlar olduduğudur. Türk olmayanların çok türkçülük yaptıkları dikkate alınırsa bu da onların Türklüğüne işaret sayılmalıdır. Kaldı ki Türk olmayanlar bu denli türkçülük yapması da aslında etnik kökenin önemli olmadığını göstermektedir. Ziya Gökalp'in adını anan arkadaş da ararştırırsa görecektir ki, kendisi türk değildir.
Bende Sakarya'nın Akyazı İlçesi Vakıf Köyü'nde doğup büyümüş katıksız manavım. Manavlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşamış, yaşamakta ve sonsuza kadar yaşayacak olan en katıksız Türklerdir ve Müslümandırlar. Gerisi laf-ı güzaf.
Anadolu'ya göç ederek gelen Türkler'den bazıları yerleşik hayata geçerek tarım faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır. Buna bağlı olarak manavlık, “Batı Anadolu’ya dışarıdan gelen (göçmen/muhacir) ve göçebelikten yerleşmiş (Yörük) nüfus dışında eskiden yerleşmiş köylere / köylülere verilen ad veya “Yerli Halk”, “Yerleşik Türk / Türkmen Topluluğu” ya da “Yerli olan, muhacir olmayan” ve yahut “hareketli nüfusa karşın yerini değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan “Türkçe dışında dil bilmeyen” topluluk üyeleri olarak tanımlanmaktadır.[1] Manavlar, Anadolu Selçuklu'nun bakiyesi olan Türkmen halkıdır.
Balkanlara Karadeniz'in kuzeyinden gelen ve Hıristiyanlığı kabul eden Peçenekler ve Kumanlar gibi Türk toplulukları da dönem dönem Bizans tarafından Anadolu'ya yerleştirilmiştir ve bu toplulukların, yerleşik hayata geçen Oğuz Türkleriyle kaynaşarak Manavları oluşturduğu da düşünülmektedir.
Cevdet Türkay'ın 'Osmanlı İmparatorluğu'nda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar' adlı eserinde belirtilene göre Manavlar 'İçel sancağı, Anamur kazası (İçel sancağı) , Manisa kazası (Saruhan sancağı) Düşenbe kazası (Ala iye sancağı) gibi yörelerindeki yörükan taifesidir.' Diğer bir deyişle, Manavlar aslında göçebe Türkmenler olup Anadolu'nun çeşitli yerlerine dağılmış bulunmaktadırlar.
Manav Sözcüğü
Manav kelimesi, öz-Türkçe bir sözcüktür.[2] Zira, Manav deyimine 'Orhun kitabeleri'nde de rastlanmaktadır ve Bey anlamına gelmektedir. Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve Sibirya’daki Yakut (Saha) Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap” ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır.
Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı, “Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak “Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim, takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü, bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda Kırgızlar’dan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü desteklemektedir.Kırgızistan'daki Manas destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi de bunlara ilave edilebilir.
Aynı zamanda manav sözcüğünün Yunan dilindeki 'manavis' sözcüğünden türediği de söylenir. Yunan dilinde manavis, '100 yıldan önce' anlamına gelmektedir. Uzun süredir belli bir bölgede yaşayan halk için, 'bilindi bilineli burada yaşayanlar' anlamında kullanılmaktadır.
Diğer bir yanda, 'manav' sözcüğü, Türkçe'de çiftçilikle uğraşan ve geçimini ürettikleri ürünleri satarak geçinen anlamına da gelmektedir. Anadolu'ya ilk göçen Türkmenler, yerleşik hayata geçip tarım faaliyetlerine başlamış olmalarından bu sözcük kullanılmış olabilir. Bu görüşü destekleyen bir durumda, Osmanlı kayıtlarında saraya ve İstanbul'a sebze-meyve temin eden köylere 'manav köyleri' tabiri kullanılmasıdır. Zira hayvancılığın yapıldığı köylere 'kasap köyleri', arıcılığın yapıldığı köylere 'kovan köyleri', ormancılığın yapıldığı köylere 'tahtacı köyleri' şeklinde tabirlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu görüşe göre manav sözcüğünden, tarımla uğraşan Türkmen köylerine takılan bir lakap kastedilmektedir. Daha sonra bu köyler, 18.yy'la birlikte muhacırlerden, hala konar-göçerliğe devam eden Türkmenlerden ve Anadolu'ya gelen diğer unsurlardan kendilerini ayırt etmek için manav lakabını ön plana çıkarmaya başladılar. Zira günümüzde Anadolu'da kendilerini Kasap, Kovan veya Tahtacı olduğunu söyleyen topluluklar da vardır.
Manavların Karakteristik Özellikleri
Türkologlar'a göre, Manavların, Türk soylu olduğunu gösteren en önemli delil, Mongolid karakteristikleridir; Manavlarda gözlerdeki çekiklik ve yuvarlak yüz hatları hemen farkedilebilir. Türkologlar'a göre başka bir delil ise, manavların eski sosyal yaşamda büyük önem tutan ipek böcekçiliğidir. Özellikle Marmara Bölgesi'ndeki manav köyleri Orta Asya'dan gelen alışkanlıklarıyla ipek böceği üreticiliği yapmaktadır. Örneğin; Osmanlı döneminde Bursa'daki ipek kumaşların üretiminde bu ipek böceği üretimini yapan manav köylerinin payı büyüktü. Son yıllara kadar manav köylerinin en büyük geçim kaynağı ipek böcek yetiştiriciliğiydi ve hala bunu sürdüren köyler mevcuttur.
Manavlar, Türkçe'den başka bir dil anlamazlar. Türkçe'den başka sözcükler-ünlemler kullanmazlar. İkinci dilleri ya da mahalli dilleri yoktur.
Geçmişte, yerleşik hayata geçen veya Yerleşik düzene adapte olan Türk toplulukları, Konar-Göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen toplulukları ile sorunlar yaşamışlardır. Hatta, Manavlar, konar-göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen grupları tarafından yerleşik hayata geçtikleri için küçümsenmişler ve her zaman alaya alınmışlardır. Çoğu zaman Konar-Göçer Yörük ve Türkmenler, göç yolunda karşılarına çıkan yerleşik (manav) Yörük ve Türkmen köyleriyle ters düşmüşlerdir. Bazı zamanlar, Konar-Göçer gruplar manav köylerini talan etmişler ve yerleşik köyler üzerinde baskı kurmuşlardır.
Son derece uysal, mülâyim ve başkası tarafından söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan”(yavaş davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini göstermektedir.
Manavlar, uzun yıllar Rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme konusunda son derece tutucu davranıp Rumlarla kaynaşmamış ve kendi geleneklerini koruyabilmişlerdir.
Birinci Dünya savaşı sonucunda Osmanlı'nın gittikçe toprak kaybetmesiyle, eski Osmanlı topraklarından Boşnak, Arnavut, Çerkez, Laz, Gürcü gibi anadili Türkçe olmayan göçmenler ile Muhacir diye adlandırılan ve Balkanlar'dan gelen Türk kökenli gruplar Anadolu'ya göçmüşlerdir. Bu dönemde yerli köyler kendilerini göçmenlerden ayırmak anlamında Manav olduklarını belirtmeye başlamışlardır.
Manavlar dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun yıllar bu müslüman göçmenlerle dahi evlilik yapmamışlardır. Manavlar geleneklerine bağlı olduklarından daha çok köy yaşamını tercih etmişlerdir. Şehirlerde yaşayanlar da azımsanmayacak kadar çoktur.
Umarım bu bilgiler yeterlidir ve inşallah herkes okuyup gerçekleri öğrenir
MANAV HALKI RUM DEĞİLDİR
NEDENLERİ
* 1. Bu görüşün temel tutarsızlığı, Anadolu'nun yerli ve medeni halkının nasıl olur da kendi dilini kaybedip asimile olabileceği sorusunun yanıtlanamamasıdır. Anadolu kültürüne göre daha düşük seviyede ve göçebe kültüre dayanan Türk kültürü, yerli kültürü nasıl ekarte edeceği sorusunun karşılığının olmamasıdır. İstanbulda bile hala Rumca konuşan Rumlar varken merkezden oldukça uzak köylerde yaşayan Manavların hiç bir zaman Rumca konuştukları gözlenmemiştir. Yıllarca Kürtler köylerinde Kürtçe, Rumların yerine gelen Boşnak, Laz, Çerkez ve Gürcüler kendi köylerinde kendi dillerini rahatlıkla konuşmaktadırlar.
* 2. Köklü bir geçmişi ve dili olan Rumlar, kendi dillerinden tamamen nasıl uzaklaşıp göçebe dilini kullanmaya başladılar? Hiç olmazsa pekçok Rum sözcüğün ve cümle yapılarının Manav köylerinde kullanılması gerekmez miydi?
* 3. Rumların Güçlü Ortodoks yapıları ve İstanbul Patrikhanesi, Türklerin asimilasyonuna ve istilasına karşılık veremedi mi? Manavların inançlarında Ortodoks-Hristiyan izlerine niye rastlanılmamaktadır?
* 4. Manav köylerinin son yıllara kadar en büyük geçim kaynağı ipek böceği yetiştiriciliğiydi. Özellikle İznik ve Bursa bölgesinde ipek böceği yetiştiriciliği yapan manavlar Bursadaki Koza hanın kurulmasını sağlayacak kadar çok üretim yapmaktaydılar. Herkesin bildiği gibi ipek böceği yetiştiriciliği Doğu Asya'dan gelişmiş bir meslektir. Ancak petrol ürünleriyle yapılan sentetik iplik ve kumaşlar ipek böcekçiliğini bitirmiştir.
Manav gerçek Türktür. Öztürklerin Yavuz Selim zamanında YÖRÜKLÜKTEN yerleşikliğe geçmiş en eski yerleşik Türk demektir. Türkmendir. Rumla alakası yoktur.Rumlar her milletin içinde asimile olmuştur. Ama Manav Türk demek Oğuz Türküdür öz Türktür. Manavların dillerine bakıldığında bugün Türkiye Türkçesinde kullanılmayan ancak ortaasya kökenli Öztürkçeyi görürsünüz. Kullanılan Türkçenin içinde hiçbir yabancı kelime olmayıp yemek kültürüne de bakıldığında akdeniz ve ege gibi yunanlıların yaşadığı yerlerle alakası yoktur. Genelde süt yoğurt tereyağı peynir ile gözleme gibi undan yapılan mamüller dikkati çekmektedir. Eskiden Rumların yaşadığı yerlere devlet kontrolünde yerleşip onlardan da öğrendikleriyle bildiklerini harmanlamış yerleşik hayata geçmiş ancak rum değildir. Hep ve daima müslümandılar.
Türkiyede etnik tartışma çıkaran insanların bizi birbirimize düşürmek için çaba gösterdiğinin göstergelerinden biride manavların türk olmadığını savunmaktır. Batı anadolunun çoğu bölgesinde yerleşik halk olan büyük te bir çoğunluğa sahip olan manavlar hakkında kimlik bunalımına sokacak ifadeler kullanılmaktadır. Bu tartışmayı yapanların Türkiyede yaşayıp kökeni türk olmayan insanların türkleri azınlık gibi gösterme çabalarından kaynaklanmaktadır. Neden Osmanlı Cumhuriyeti değilde Türkiye Cumhuriyeti? diye tartışma çıkarmak isteyenlerin düşünceleridir. Zaten günümüzde de etnik kökeni Türk olmayanların sanki kendi dillerini adetlerini koruyamadıkları düşüncelerini ortaya atmışlardır. Ancak Türkiyede etnik kökeni türk olmasada başbakan, cumhurbaşkanlarımız olmasına rağmen üzerlerinde Türk kimliğini taşımaktan utananlar bulunmaktadırlar. Aynı zihniyetteki insanlar açılım politikaları altında tartışmalarla Türk soylu insanların azınlıkta olmasını adeta ispatlamaya çalışarak Anayasadaki Türk kimliğini kaldırmaya çalışmaktadırlar. Ekonomiyi iyi yönetemeyip işsizlikten bunalıma düşmüş insanları türk kimliğinden kurtarmak karınlarını mı doyuracaktır. Ama kendi yönetim başarısızlıklarını kamufle etmek ve hatta unutturmak için dolayısıyla da oy toplamaya devam etmek için insanları Türk kimliğinden kurtarmak gibi bir hayal içine sokmuşlardır. İşte bu zihniyet özde Türk olan manav milletinin türklüğünü tartışmaktadırlar. Yarın yörüklerinde dadaşlarında türk olmadıklarını savunarak bu memlekette türk kavramını ortadan kaldırmak isteyenlerin zihniyetidir. Manavlar hakkında doktora mastır ve birçok akademik araştırma yapılmış ve kesin Türk oldukları bilinmektedir. Ama birilerinin işine gelmiyor diye manavları türk değil diyemezler. Onlar bu topraklarda türkleri silmek isterlerken esas kendilerinin adları silinip gidecektir.
Manavlar sessizdirler ama çok akıllıdırlar. Manav türkü olduğum için gurur duyuyorum
MANAVLAR YAŞADIKLARI BÖLGELERE ÇOK UZUN ZAMANLAR ÖNCE YERLEŞMİŞ,ÖYLE Kİ NEREDEN GELDİKLERİ,HANGİ SOYA AİT OLDUKLARI GİBİ EN UFAK BİR TAKINTISI OLMAYAN,KESİNLİKLE TÜRK OLDUKLARINI TARTIŞMA KONUSU DAHİ YAPMAYAN VE YİNE KESİNLİKLE TÜRKÇE KONUŞAN,TAMAMEN SÜNNİ İNANÇ VE GELENEKLERE SAHİP,ETNİK BİR TÜRK KAVMİDİR.LEHÇELERİ VE YERLEŞİM DÜZENLERİ İLE (ÖZELLİKLE KÖY KÖKENLİLERDE) RAHATÇA TANIYABİLİRSİNİZ.GANDIRA VE GAYNARCANIN(HOCAKÜV) KÖYLERİNDE BÜYÜDÜĞÜMÜZDEN MİDİR NEDİR BANA ENFES TATLI GELEN KABA KONUŞMALAR,ÖZELLİKLE İHTİYAR SOHBETLERİ HALA DAHA ARKADAŞLARIMIZLA PAYLAŞTIĞIMIZ GÜZEL ANLARDIR.
ben sivrihisarlıyım manavım babaannemler bozok dedemler çorukoğulları nasıl kürt oluyoruz anlamadım ilk dedemler yörükoğlu ali efe şunu unutmayalım kürtleşmiş çok sayıda türk boyu var.mesela osmanlı bağlı olduğu karakeçili boyu iki ayrılmış güneydoğuya gitmiş kürtleşmiş siverektedir.kürtçe konuşurlar.manav yerleşik türktür yani ilk türklerdir çeşitli türk boylarından oluşurlar sebze meyve yetiştirdikleri için manav denilmiştir.biz türk oğlu türküz devleti kuran biziz osmanlıyıda selçuklu devletinide türkiye cumhuriyetinide bizi geri bıraktılar devlet tarafından önemsenmedik.manav=oğuzdur tamam mı şaman özellikler taşırız buda türk olduğumuzu bal gibi gösterir istanbul türkçeside bizim dilimizdir en fazla şehit veren biziz bizi hafife almasınlar nasrettin hocayı yunuemrede çandarlıda bizde manav ziya gökalp manavdır yeter artık.
man- av demek man adam anlamına av ıse avcı anlamına gelıyor ben bu kelımenın anlamını su anda 98 yasında olan kuvaıı mıllıye ve tarıh uzmanı şükrü amcadan ögrendım ve bana anlattıklarının yuzde 99 ınanmaktayım kafanıza takılan sorular oldugun da cevap verebılırım saygılar sevgıler man-av kardeşlerime
Manav bizim yöremizde de yerleşik türk anlamında bilinir.Bende İvrindi,liyim; kasabamızda dil ve şive üzerinde araştırmalar yaparak bunları kasabamız forumunda yayınlıyoruz.Burada yazılanlarla benzeşen örneklere rastladık.Kasaba İnsanımız Neleri Nasıl Konuşuyor adı altında bu bilgileri topldık.
Balıkesir ili ve ilçelerinin de büyük bir kısmı manav kökenlidir ve yerleşik Türkmen olduklarını söylerler. Manavların Anadolunun gerçek yerli halkı olduğu iddiası ise Yunanlıların Anadoluyu işgali sırasında ortaya atılmış bir iddiadır. Manavların kökeni ile ilgili pek çok da tez yazılmıştır. Bu tezlerde ortaya çıkan Manavların, Anadolu Selçuklu devletinin bakiyesi şehirlere yerleşmiş ve köyler kurmuş Türkmenler olduğuna yöneliktir. Dil-fonetik araştırmaları ve folklor araştırmaları da Türki menşeli olduğunu göstermektedir.
Ben Kocaeli Kandıralıyım bende manavım.Benim bildiğim manav yerli Türk anlamına geliyor.Yapıvericem Edivericem Ori Buri şeklinde konuşulur bizim buralarda
s.a ben bursa karahıdır köyündenim manavım.manav demek yörük ün yerleşik olanı demek.batı anadoluya ilk gelen türkler hepsi yörük olarak geldi.kimi göçebeliğe devam etti yörük denmeye devam edildi onlara,bizde anadoluda ilk yerleşik hayata geçen türkleriz. bize de manav denir.yörükler dağda konar göçer yaşar biz dağın biraz daha eteklerinde vaya yakın yerlerde yaşarız.bide dağlılar vardır. bunların da aslı yörüktür.yörükler gibi dağda yaşarlar ama tek fark yörükler gibi göç etmezler.yani hepimiz aynıyız.yörük de manav da dağlı da aynı şey.kültür örf adet olarakda hiçbi fark yok zaten.sadece yaşam şekline göre sonradan verilmiş bi isim yada lakap
bende 'manav'lar hakkında bir kaç özellik yazmak istiyorum..bu yerli TÜRKLER sabırlı mert cömert inaçlarına bağlı ve insanı yaradan dan ötürü seven bir anlayış içerisindedirler..şöyleki kurtuluş savaşı ve diğer savaşlar ve sosyal baskılar yüzünden göç eden müslüman kardeşlerimize kucak açmış onlara hemen evinin yanında yer ver miş...adeta mekkeli muhacirleri karşılayan medineli ensar gibi yurdunu paylaşmıştır...saygılarımla....
Türk kökenli vatandaşların aslında Türk olmadıklarına dair bazı iddialarla Türkiye'de yaşayanların sadece % 10'nun Türk olduğu olduğunu söyleyen bazı kişiler internet sitelerinde dayanaksız bir şekilde bunu ısrarla savunmaktadırlar. Bu kişiler ısrarla bu tezi savunmaktadırlar. Amaçları Türkiye Cumhuriyeti'ndeki 'Türk' kelimesini kaldırmaktır. Bu düşüncelerde olan kişiler aynı zamanda Manav Türklerinin Türk olmadığını savunmaktadırlar. Bu tür iddaalar hiçbir bilimsel kaynaga dayanmayan ve de hakemli dergi olmayan ve akademik değeri olmayan bazı rastgele kitaplarda yine aynı art niyetli insanlar tarafından yazılmıştır. Manavların Türk olduğuyla ilgili ancak akademik çalışma olan yüksek lisans ve doktora tezleri kabul edilebilir ve bunlarda mevcuttur. Akademik değeri olmayan bazı kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bu kitapları dayanarak ısrarla aksini kanıtlamaya çalışan kişilerin amacı Türkiyeyi bölmek ve ortalığı karıştırmaktır. Bu tür iddialarda bulunan tarihci ve akademisyen olmayanlar kişilerdir. Hem anne hem de babası bir Manav Türkü olan biri olarak bu konudaki akademik olmayan hicbir iddaanın kabul edilemiyeceğini belirtmek isterim.Manavların kullandığı Türkçe içinde hiçbir rumca ve kürtçe kelime bulunmamaktadır. Bunun en canlı şahidi şahsım ve ailemdir.Ayrıca Manav Türkleri'nin açmış olduğu sitede Türkiyeden birçok şehirdeki manav kendilerinin Türk olduğunu ve gelenek ve göreneklerini tartışmaktadırlar.
Manavlar ve etnisite... Bu başlıkla yüklediğimiz yazımızın bir cümlesi (Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur!) içine Manavlar unsurunu koymayı unutmuşuz. Şimdi bu cümleyi (Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Manavlar, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur!) olarak düzeltiyoruz.
Anadolu'ya ilk yerleşen Türkler'e verilen addır.Batı Anadolu yöresine, Manavların (Yerli Türklerin) ilk yerleşimin 1291 tarihinden olduğu bilinmektedir. Balıkesir, Çanakkale, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Bilecik, Manisa, İzmir, Antalya-Manavgat, Konya,Afyon, Uşak, Kütahya,Düzce, Bolu, Ankara-Nallıhan, Zonguldak, Kastamonu, Mersin, Isparta ve bu şehirlerin birçok köyünde kendilerini manav olarak ifade eden türkler yaşamaktadırlar.
Manav Türkleri Batı Anadolu'da uzun yıllar rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme konusunda son derece tutucu davranıp rumlarla kaynaşmamış ve kendi geleneklerini koruyabilmişlerdir. Ancak Kurtuluş savaşından sonra rum köylerindeki yaşayanların mübadele ile Yunanistana göç etmelerinin ardından bu köylere Boşnak, Çerkez, Laz, Gürcü gibi anadili Türkçe olmayan göçmenler yerleştirilmişlerdir. Manavlar geleneklerine bağlı olduklarından ve dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun yıllar bu göçmenlerle de evlilk yapmamışlardır. Ancak son yıllarda dışa açılmaya başlamışlar ve diger göçmenlerle kız alıp vermeleriyle onlarla da kaynaşmışlardır. Manavlar daha çok köy yaşamını tercih ettiklerinden köylerinden pek dışarıya çıkmamışlardır. O yüzden şehirlerde manav sayısı daha azdır. Son derece çekingen, uysal, mülâyim ve başkası tarafından söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan”(yavaş davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini göstermektedir. Çekingen yapıları nedeniyle köylerinden pek çıkmayan ve geleneklerini koruyabilmiş bir topluluktur. Manav köylerinde özellikle Bursa'ya yakın köylerde Orta Asyadan gelen alışkanlıklarıyla ipek böceği üreticiliği yapılmaktadır. Bursa'daki ipek kumaşların üretiminde bu ipek böceği üretimini yapan manav köylerinin payı büyüktür.Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve Sibirya’daki Yakut (Saha) Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap” ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır. Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı, “Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak “Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim, takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü, bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda Kırgızlar’dan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü desteklemektedir.Kırgızistandaki Manas destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi Manavların Manas destanıyla ilgili olduklarını da gösterir. Manav deyimine 'Orhun hitabeleri'nde de rastlanmaktadır.
Manavlar ve etnisite... Az önce burada, adımıza (31.01.07 târih ve 'ciwanotti' rumuzlu) hitâben yazılmış iki kısa not gördük. Fakat, o kuşkuyla ilgili kısmı doğrusu anlayamadık. Öte yandan, Ülke’mizin Türklerden önceki unsurlarından Manav ve Kürt genleri benzerlik göstermekteyse, bu bizim Manav tezimizin doğruluğunu da göstermektedir. Esâsen, hiç bir zaman bunun aksini düşünmemişiz, fikrimizden sapmamışızdır. 'Ciwanotti' rumuzlu kimlik, sözlerini biraz daha açarsa ve bizim de bundan haberimiz olursa, kendisine cevap verip aydınlatmak isterdik. Ayrıca… Biz, bu etnik konulara sadece ve tamâmen ilmî açıdan bakmaktayız. Haklarında yazdığımız gruplardan Manavlar, Pomaklar ve Patriyotlar’ın (hattâ bir Pontuslunun) gösterdikleri duyarlıkları bu bakımdan haksız ve yersiz buluyoruz. Çünkü… Hiçbir yazımızda ayırıcı ve dışlayıp reddedici bir ifâdemiz görülmemiştir. Görülemez de zâten. Görülemez, çünkü her şeyden önce akılcı ve gerçekçi bulmadığımız ırkçılığa karşıyızdır. Irklar, elbette ki vardırlar. Ancak… Var oldukları için vardırlar, insanları bölüp parçalamak için değil! Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur! Bu da düşündürücü ve kendileri bakımından hüzün verici bir husustur. Milliyet, ırk ve ırkçılık değil, hangi etnik kökenden geliyorsa gelsin, belli bir millete âit olduğunu içinde duymak ve onu da yaşamaktır. Yâni kültürdür. 'Ne mutlu Türküm diyene! ' sözü de budur işte! ..
yenisi de he? (kaderden kaçılmıyor öyleyse) eski sevgilerinden bir kaç tecrübe edinmişsindir diye umuyorum...manavlar iyidir güzel insanlardır annem gönlün rahat olsun....
aşağıdaki bi yorum dikkatimi çekti baba ya buba demiyok emme domatese domatis diyok doğrudur :))))))
Merhaba, benimde yeni tanıştığım sevgilimde manav olduklarını söyledi.Biz muhaciriz, uyum sağlayabilir miyiz?Sosyo-kültürel bakımdan.Manavların örf adetlerini hiç bilmiyorum çünkü..
Bende Düzce'nin Yığılca ilçesindenim ve bende manavım.Batı Karadeniz'de yaşıyoruz.Konuşmalarımız,oyun havalarımız,kültürümüz çok güzeldir.Yedi göbekten Türk'üz.Yörük hayattan yerleşik hayata geçmişiz.Bizde hem Karadeniz'in mertliği,hem Düzce-Yığılca'nın güzelliği vardır.
Orta Asya'dan Anadolu'ya Gelen Türk,
Oturursa ''Manav''gezerse Yörük...
Kocaeli nin Gebze İlçe Ahatlıköyünde atalarım yaşamlarını sürdürmüş ve Gebzenin yerlisi olduğumuz için MANAV diye hitap ediliriz.?
Manav Nedir? Kimlere Manav denilmiştir?
Manavlar, batı ve kuzeybatı Anadolu'da yaşayan göçebeliği asırlar önce bırakmış Hanefi Sünni yerleşik Türkmen grubudur. Yörükân Taifesi’ne bağlı bir topluluk olarak gösterilmektedir.Manavlar için yöredeki Yörükler yórúğúŋ yörümeẽ nǐ ne manav deriS («Yörüğün yürümeyenine Manav deriz») demektedir. Adapazarı, Bilecik, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Kastamonu, Kocaeli, Eskişehir, Afyon ve Zonguldak'ta yoğun olarak yaşayan Türkmenlere Yerli veya Manav denilmektedir.
Manavların Kökeni?
Yörüklükten ayrılıp Yerleşik hayat düzenine geçen atalarımız Öz ve öz TÜRK'tür.
Manav Lehçesi ve Dili.
Manavların ayrı bir dili söz konusu değildir. Manavlarda Lehçe söz konusudur?
Bizlere Rum soyundan geliyor diyen tarihçiler 1 tane manav köyüne gitmişlermidir?
Bir tane manav köyünde rumca kimse bilmez.Öz dilimiz TÜRKÇE dir. İnancı farklı olan bir manav yoktur. Hepsi Müslümanlığı ve İslamiyeti en iyi şekilde yaşamaktadır.
Lehçemize örnek: Baba kelimesi Gebzenin manav köylerinde buba diye söylenir. Domates kelime domatis - çağırıyor kelimesi çavırıyo v.b şekilde değişiklikler söz konusudur. Buda öz ve öz Türkçemizden kaynaklanmaktadır.
Biz manav milletinin özellikleri diğer toplumumuzdaki kişilere bakılarak değerlendirildiğinde Kavgadan gürültüden uzak durup sessiz bir milletiz. Devletimiz askerimize son derece bağlı ve sadık bir milletiz.
günümüzde bir insanın Türk Soyundan olup olmadığını bilmenin en kolay yolu konuştuğu lisandır. eğer konuştuğumuz ana dil Türkçe ise (anamızın ve babamızın konuştuğu ve bize aile içinde öğrettiği) Türk Kökenliğiyizdir. 1071 yılından itibaren yoğun olarak orta asyadan Anadoluya gelip yerleşen ırkımız araştırmalarmdan çıkan sonuca göre; 1000 yıllık süreçte zaman içerisinde kanaatimce de çeşitli zaman aralıkları ve coğrafi bölgelerde çeşitli isimler almıştır. burda ortak payda olarak ırk yada kavim için Anadil kıstası olmalıdır. bu bağlamda anadoluda yaşayan TÜRKLER; manav, yörük, avşar. türkmen, karakeçeli v.b. isimlerle anılıyor ve ortak bir lisanı konuşuyor (anadil olarak) .bu bakımdan ırk, olarak bu Türk dediğimiz grup, Kürt,zaza,çerkez,arap,arnavut,boşnak,ermeni,rum,gürcü,laz gibi anadolu da yaşayan diğer halklardan ayrılık ve farklılık gösteriyor.
Çocukluğumda bu kelimeyi duydum, Adapazarına bir düğüne gittiğinde Halama sen manavsın diyorlar. bana göre biz Türkmeniz. orta asyaya ait buğdaydan yapılan Sümelek tatlısı bizde de var adı uhud. cemal şenerin anadoluda Türkmen kelimesi bir dönemler farkli bir mezhebi çağrıştırdığı için kullanılmak istenmedi tespitide doğru olabilir..Eğer manav Kürtse, rumsa v.s. biz Göynüklüler manav değiliz..Keşir, kelem,palan v.s kullandığımız kelimelerimiz Fars topraklarından geçerek gelen Türkmenler olduğumuzun işareti..Kültür, folklor, keçi, koyun ve ipek böcekciliği hepsi gerçekten bizde de var... bu ülkede hizmet eden, sadık unsur olduğumuz gerçeğinede katılıyorum. ama adımız sadece Türk-Türkmen olmalıydı, Manav olmayan bir ırk.....
Bizde manavız ama ne demek olduğunu bilmiyorum... 1354 yılında Gelibolu'nun fethi ile Söğüt taraflarından geldiğimiz söyleniyor...Tek bildiğim bu kadar..
Buarada yazılanları okudum. Konu ile ilgisi olmayan bazılarının tarihi bir kaç bilgi kalabalığı yaparak hiç ilgisiz yorumlarla bilgi satmaya çalıştığını gördüm.
Ben tam Söğüt Göynük arasında bir köyde doğup büyümüş birisi olarak kısa bazı şeyler söylemek isterim.
Köyümüzün kuruluşu 1300'lü yılların ilk yarısına tarihlenir. Bizim ailemizin köye biraz da uzakça bir vadide çok geniş arazileri var. Bu arazilerin bir bölümünün adı 'dutluk' tur. Bu dutluk denilen yerlerde geçler olmamakla birlikte birkaç tane çok yaşlı yapraklık dut ağacı (mevye vermez) vardı. Bir de 'böceklik' denilen bina kalıntısı olduğu belli duvarlar vardı.
Dedemin söylediği bizim Osman zamanında gelen Türklerin bir kısmının bu bölgede yerleştiği ve bizimkilerin burada ipekböcekçiliği yaptıkları ve kozaları Bursa'ya sattıklarıdır. Buradan da Osman'ın yeni zaptedilen buraları yurt yapmak için bir kısım insanını buralara yerleştirdiğidir.
Bu arada Osmanlı öncesinde burada yerleşik olanlarla ne denli karışıldığını ben bilemem.
Bildiğim bir şey de Türkçülük yapma konusunda en kaygısız kesin manavlar olduduğudur. Türk olmayanların çok türkçülük yaptıkları dikkate alınırsa bu da onların Türklüğüne işaret sayılmalıdır.
Kaldı ki Türk olmayanlar bu denli türkçülük yapması da aslında etnik kökenin önemli olmadığını göstermektedir. Ziya Gökalp'in adını anan arkadaş da ararştırırsa görecektir ki, kendisi türk değildir.
Bende Sakarya'nın Akyazı İlçesi Vakıf Köyü'nde doğup büyümüş katıksız manavım. Manavlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşamış, yaşamakta ve sonsuza kadar yaşayacak olan en katıksız Türklerdir ve Müslümandırlar. Gerisi laf-ı güzaf.
MANAV DENİR
Anadolu'ya göç ederek gelen Türkler'den bazıları yerleşik hayata geçerek tarım faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır. Buna bağlı olarak manavlık, “Batı Anadolu’ya dışarıdan gelen (göçmen/muhacir) ve göçebelikten yerleşmiş (Yörük) nüfus dışında eskiden yerleşmiş köylere / köylülere verilen ad veya “Yerli Halk”, “Yerleşik Türk / Türkmen Topluluğu” ya da “Yerli olan, muhacir olmayan” ve yahut “hareketli nüfusa karşın yerini değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan “Türkçe dışında dil bilmeyen” topluluk üyeleri olarak tanımlanmaktadır.[1] Manavlar, Anadolu Selçuklu'nun bakiyesi olan Türkmen halkıdır.
Balkanlara Karadeniz'in kuzeyinden gelen ve Hıristiyanlığı kabul eden Peçenekler ve Kumanlar gibi Türk toplulukları da dönem dönem Bizans tarafından Anadolu'ya yerleştirilmiştir ve bu toplulukların, yerleşik hayata geçen Oğuz Türkleriyle kaynaşarak Manavları oluşturduğu da düşünülmektedir.
Cevdet Türkay'ın 'Osmanlı İmparatorluğu'nda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar' adlı eserinde belirtilene göre Manavlar 'İçel sancağı, Anamur kazası (İçel sancağı) , Manisa kazası (Saruhan sancağı) Düşenbe kazası (Ala iye sancağı) gibi yörelerindeki yörükan taifesidir.' Diğer bir deyişle, Manavlar aslında göçebe Türkmenler olup Anadolu'nun çeşitli yerlerine dağılmış bulunmaktadırlar.
Manav Sözcüğü
Manav kelimesi, öz-Türkçe bir sözcüktür.[2] Zira, Manav deyimine 'Orhun kitabeleri'nde de rastlanmaktadır ve Bey anlamına gelmektedir. Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve Sibirya’daki Yakut (Saha) Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap” ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır.
Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı, “Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak “Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim, takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü, bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda Kırgızlar’dan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü desteklemektedir.Kırgızistan'daki Manas destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi de bunlara ilave edilebilir.
Aynı zamanda manav sözcüğünün Yunan dilindeki 'manavis' sözcüğünden türediği de söylenir. Yunan dilinde manavis, '100 yıldan önce' anlamına gelmektedir. Uzun süredir belli bir bölgede yaşayan halk için, 'bilindi bilineli burada yaşayanlar' anlamında kullanılmaktadır.
Diğer bir yanda, 'manav' sözcüğü, Türkçe'de çiftçilikle uğraşan ve geçimini ürettikleri ürünleri satarak geçinen anlamına da gelmektedir. Anadolu'ya ilk göçen Türkmenler, yerleşik hayata geçip tarım faaliyetlerine başlamış olmalarından bu sözcük kullanılmış olabilir. Bu görüşü destekleyen bir durumda, Osmanlı kayıtlarında saraya ve İstanbul'a sebze-meyve temin eden köylere 'manav köyleri' tabiri kullanılmasıdır. Zira hayvancılığın yapıldığı köylere 'kasap köyleri', arıcılığın yapıldığı köylere 'kovan köyleri', ormancılığın yapıldığı köylere 'tahtacı köyleri' şeklinde tabirlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu görüşe göre manav sözcüğünden, tarımla uğraşan Türkmen köylerine takılan bir lakap kastedilmektedir. Daha sonra bu köyler, 18.yy'la birlikte muhacırlerden, hala konar-göçerliğe devam eden Türkmenlerden ve Anadolu'ya gelen diğer unsurlardan kendilerini ayırt etmek için manav lakabını ön plana çıkarmaya başladılar. Zira günümüzde Anadolu'da kendilerini Kasap, Kovan veya Tahtacı olduğunu söyleyen topluluklar da vardır.
Manavların Karakteristik Özellikleri
Türkologlar'a göre, Manavların, Türk soylu olduğunu gösteren en önemli delil, Mongolid karakteristikleridir; Manavlarda gözlerdeki çekiklik ve yuvarlak yüz hatları hemen farkedilebilir. Türkologlar'a göre başka bir delil ise, manavların eski sosyal yaşamda büyük önem tutan ipek böcekçiliğidir. Özellikle Marmara Bölgesi'ndeki manav köyleri Orta Asya'dan gelen alışkanlıklarıyla ipek böceği üreticiliği yapmaktadır. Örneğin; Osmanlı döneminde Bursa'daki ipek kumaşların üretiminde bu ipek böceği üretimini yapan manav köylerinin payı büyüktü. Son yıllara kadar manav köylerinin en büyük geçim kaynağı ipek böcek yetiştiriciliğiydi ve hala bunu sürdüren köyler mevcuttur.
Manavlar, Türkçe'den başka bir dil anlamazlar. Türkçe'den başka sözcükler-ünlemler kullanmazlar. İkinci dilleri ya da mahalli dilleri yoktur.
Geçmişte, yerleşik hayata geçen veya Yerleşik düzene adapte olan Türk toplulukları, Konar-Göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen toplulukları ile sorunlar yaşamışlardır. Hatta, Manavlar, konar-göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen grupları tarafından yerleşik hayata geçtikleri için küçümsenmişler ve her zaman alaya alınmışlardır. Çoğu zaman Konar-Göçer Yörük ve Türkmenler, göç yolunda karşılarına çıkan yerleşik (manav) Yörük ve Türkmen köyleriyle ters düşmüşlerdir. Bazı zamanlar, Konar-Göçer gruplar manav köylerini talan etmişler ve yerleşik köyler üzerinde baskı kurmuşlardır.
Son derece uysal, mülâyim ve başkası tarafından söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan”(yavaş davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini göstermektedir.
Manavlar, uzun yıllar Rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme konusunda son derece tutucu davranıp Rumlarla kaynaşmamış ve kendi geleneklerini koruyabilmişlerdir.
Birinci Dünya savaşı sonucunda Osmanlı'nın gittikçe toprak kaybetmesiyle, eski Osmanlı topraklarından Boşnak, Arnavut, Çerkez, Laz, Gürcü gibi anadili Türkçe olmayan göçmenler ile Muhacir diye adlandırılan ve Balkanlar'dan gelen Türk kökenli gruplar Anadolu'ya göçmüşlerdir. Bu dönemde yerli köyler kendilerini göçmenlerden ayırmak anlamında Manav olduklarını belirtmeye başlamışlardır.
Manavlar dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun yıllar bu müslüman göçmenlerle dahi evlilik yapmamışlardır. Manavlar geleneklerine bağlı olduklarından daha çok köy yaşamını tercih etmişlerdir. Şehirlerde yaşayanlar da azımsanmayacak kadar çoktur.
Umarım bu bilgiler yeterlidir ve inşallah herkes okuyup gerçekleri öğrenir
MANAV HALKI RUM DEĞİLDİR
NEDENLERİ
* 1. Bu görüşün temel tutarsızlığı, Anadolu'nun yerli ve medeni halkının nasıl olur da kendi dilini kaybedip asimile olabileceği sorusunun yanıtlanamamasıdır. Anadolu kültürüne göre daha düşük seviyede ve göçebe kültüre dayanan Türk kültürü, yerli kültürü nasıl ekarte edeceği sorusunun karşılığının olmamasıdır. İstanbulda bile hala Rumca konuşan Rumlar varken merkezden oldukça uzak köylerde yaşayan Manavların hiç bir zaman Rumca konuştukları gözlenmemiştir. Yıllarca Kürtler köylerinde Kürtçe, Rumların yerine gelen Boşnak, Laz, Çerkez ve Gürcüler kendi köylerinde kendi dillerini rahatlıkla konuşmaktadırlar.
* 2. Köklü bir geçmişi ve dili olan Rumlar, kendi dillerinden tamamen nasıl uzaklaşıp göçebe dilini kullanmaya başladılar? Hiç olmazsa pekçok Rum sözcüğün ve cümle yapılarının Manav köylerinde kullanılması gerekmez miydi?
* 3. Rumların Güçlü Ortodoks yapıları ve İstanbul Patrikhanesi, Türklerin asimilasyonuna ve istilasına karşılık veremedi mi? Manavların inançlarında Ortodoks-Hristiyan izlerine niye rastlanılmamaktadır?
* 4. Manav köylerinin son yıllara kadar en büyük geçim kaynağı ipek böceği yetiştiriciliğiydi. Özellikle İznik ve Bursa bölgesinde ipek böceği yetiştiriciliği yapan manavlar Bursadaki Koza hanın kurulmasını sağlayacak kadar çok üretim yapmaktaydılar. Herkesin bildiği gibi ipek böceği yetiştiriciliği Doğu Asya'dan gelişmiş bir meslektir. Ancak petrol ürünleriyle yapılan sentetik iplik ve kumaşlar ipek böcekçiliğini bitirmiştir.
Manav gerçek Türktür. Öztürklerin Yavuz Selim zamanında YÖRÜKLÜKTEN yerleşikliğe geçmiş en eski yerleşik Türk demektir. Türkmendir. Rumla alakası yoktur.Rumlar her milletin içinde asimile olmuştur. Ama Manav Türk demek Oğuz Türküdür öz Türktür. Manavların dillerine bakıldığında bugün Türkiye Türkçesinde kullanılmayan ancak ortaasya kökenli Öztürkçeyi görürsünüz. Kullanılan Türkçenin içinde hiçbir yabancı kelime olmayıp yemek kültürüne de bakıldığında akdeniz ve ege gibi yunanlıların yaşadığı yerlerle alakası yoktur. Genelde süt yoğurt tereyağı peynir ile gözleme gibi undan yapılan mamüller dikkati çekmektedir. Eskiden Rumların yaşadığı yerlere devlet kontrolünde yerleşip onlardan da öğrendikleriyle bildiklerini harmanlamış yerleşik hayata geçmiş ancak rum değildir. Hep ve daima müslümandılar.
Selam
ya ben cok merak ediyorum okulda bi Hocam vardı o da Kandıra'lıydı manavLarın diLi varmıs qercekten var mı acaba bende manavım...?
biLen varsa yardımcı oLsun lütFen
bende sivrihisarlıyım ve manavım.yazılan yazılar icin mete bey ve manav kızı rumuzlu arkadaşlara teşekkür ederim çok güzel bilgiler paylaşıyorlar.
Türkiyede etnik tartışma çıkaran insanların bizi birbirimize düşürmek için çaba gösterdiğinin göstergelerinden biride manavların türk olmadığını savunmaktır. Batı anadolunun çoğu bölgesinde yerleşik halk olan büyük te bir çoğunluğa sahip olan manavlar hakkında kimlik bunalımına sokacak ifadeler kullanılmaktadır. Bu tartışmayı yapanların Türkiyede yaşayıp kökeni türk olmayan insanların türkleri azınlık gibi gösterme çabalarından kaynaklanmaktadır. Neden Osmanlı Cumhuriyeti değilde Türkiye Cumhuriyeti? diye tartışma çıkarmak isteyenlerin düşünceleridir. Zaten günümüzde de etnik kökeni Türk olmayanların sanki kendi dillerini adetlerini koruyamadıkları düşüncelerini ortaya atmışlardır. Ancak Türkiyede etnik kökeni türk olmasada başbakan, cumhurbaşkanlarımız olmasına rağmen üzerlerinde Türk kimliğini taşımaktan utananlar bulunmaktadırlar. Aynı zihniyetteki insanlar açılım politikaları altında tartışmalarla Türk soylu insanların azınlıkta olmasını adeta ispatlamaya çalışarak Anayasadaki Türk kimliğini kaldırmaya çalışmaktadırlar. Ekonomiyi iyi yönetemeyip işsizlikten bunalıma düşmüş insanları türk kimliğinden kurtarmak karınlarını mı doyuracaktır. Ama kendi yönetim başarısızlıklarını kamufle etmek ve hatta unutturmak için dolayısıyla da oy toplamaya devam etmek için insanları Türk kimliğinden kurtarmak gibi bir hayal içine sokmuşlardır. İşte bu zihniyet özde Türk olan manav milletinin türklüğünü tartışmaktadırlar. Yarın yörüklerinde dadaşlarında türk olmadıklarını savunarak bu memlekette türk kavramını ortadan kaldırmak isteyenlerin zihniyetidir. Manavlar hakkında doktora mastır ve birçok akademik araştırma yapılmış ve kesin Türk oldukları bilinmektedir. Ama birilerinin işine gelmiyor diye manavları türk değil diyemezler. Onlar bu topraklarda türkleri silmek isterlerken esas kendilerinin adları silinip gidecektir.
Manavlar sessizdirler ama çok akıllıdırlar. Manav türkü olduğum için gurur duyuyorum
MANAVLAR YAŞADIKLARI BÖLGELERE ÇOK UZUN ZAMANLAR ÖNCE YERLEŞMİŞ,ÖYLE Kİ NEREDEN GELDİKLERİ,HANGİ SOYA AİT OLDUKLARI GİBİ EN UFAK BİR TAKINTISI OLMAYAN,KESİNLİKLE TÜRK OLDUKLARINI TARTIŞMA KONUSU DAHİ YAPMAYAN VE YİNE KESİNLİKLE TÜRKÇE KONUŞAN,TAMAMEN SÜNNİ İNANÇ VE GELENEKLERE SAHİP,ETNİK BİR TÜRK KAVMİDİR.LEHÇELERİ VE YERLEŞİM DÜZENLERİ İLE (ÖZELLİKLE KÖY KÖKENLİLERDE) RAHATÇA TANIYABİLİRSİNİZ.GANDIRA VE GAYNARCANIN(HOCAKÜV) KÖYLERİNDE BÜYÜDÜĞÜMÜZDEN MİDİR NEDİR BANA ENFES TATLI GELEN KABA KONUŞMALAR,ÖZELLİKLE İHTİYAR SOHBETLERİ HALA DAHA ARKADAŞLARIMIZLA PAYLAŞTIĞIMIZ GÜZEL ANLARDIR.
ben sivrihisarlıyım manavım babaannemler bozok dedemler çorukoğulları nasıl kürt oluyoruz anlamadım ilk dedemler yörükoğlu ali efe şunu unutmayalım kürtleşmiş çok sayıda türk boyu var.mesela osmanlı bağlı olduğu karakeçili boyu iki ayrılmış güneydoğuya gitmiş kürtleşmiş siverektedir.kürtçe konuşurlar.manav yerleşik türktür yani ilk türklerdir çeşitli türk boylarından oluşurlar sebze meyve yetiştirdikleri için manav denilmiştir.biz türk oğlu türküz devleti kuran biziz osmanlıyıda selçuklu devletinide türkiye cumhuriyetinide bizi geri bıraktılar devlet tarafından önemsenmedik.manav=oğuzdur tamam mı şaman özellikler taşırız buda türk olduğumuzu bal gibi gösterir istanbul türkçeside bizim dilimizdir en fazla şehit veren biziz bizi hafife almasınlar nasrettin hocayı yunuemrede çandarlıda bizde manav ziya gökalp manavdır yeter artık.
man- av demek man adam anlamına av ıse avcı anlamına gelıyor ben bu kelımenın anlamını su anda 98 yasında olan kuvaıı mıllıye ve tarıh uzmanı şükrü amcadan ögrendım ve bana anlattıklarının yuzde 99 ınanmaktayım kafanıza takılan sorular oldugun da cevap verebılırım saygılar sevgıler man-av kardeşlerime
dersimiz meslekler
BÜYÜKYENİCE ŞİVESİ KELİME VE KARŞILIĞI
CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANILIŞI
A aşı = sütlaç
Konak a aşı olmadan olmaz,
alentrik = elektrik
Alentriklede bi kitdi. Bide gelmedi.
alfat = ahlat
Yarın alfat toplama kitçen,
Aş/ yimek = yemek
Yimekleri hiç yimemişle zere zebil olmuş,
aykırı = zıt
Dayağa aykırı aykırı gitme! Soguna garışmam bak.
bacilik = baca
Bacilik çekmedinden soba tütüyo.
badırcan = patlıcan
Bu gart gart badırcanları anagcebinemi topladıg,
biz = bez (tülbent)
Yarın aşam biz dizme gelin.
Bobuç = ayakkabı
Dost başa, düşman bobuca bakamış,
bön = bu gün
Bizim goyun hasta bön hiç yim yimedi.
buycuk = bir kerecik
Buycukda sölemeden yapsagya sende,
caba = bedava
Bön cabadan bi gönek gazandık.
cıran = cereyan
Dirig yanına sokulman, cıran çarpa!
çımıt = sıcak
Bön hava çok çımıt, Çıt çıkmıyo,
davranmak = hazırlanmak
Ben hayvanlara sulaken Siz davrana goyun
dıngılmak = olduğu yere devrilmek
Merdivenden aşa dıggılodu.
di ha = işte orada
Bizim goyunnarı gödün mü? - Bak.. - Di ha urdala…
Diğelmek = ayakta durmak
Sabahtan beri diğelmekten bacaklam koptu.
dimen = değirmen
Saçlagı dimende mi ağarttın,
dombi=manda
Ni bakım duryog dombi mala gibi,
donuz = domuz
Bön gece doguz bekleme gitçen.
dön = düğün
Bu dönde de toplip gelme buri.
emme = ama
Biz de gelcedik emme Arabi gaçırdık.
gaste = gazete
Bönkü gaztele gelmemiş.
gave = kahve
acele tarafından okgalı iki gave.
gıra = kırağı
Bön gece gar gibi gira yamış
gızag = çocuk
Şinciki gızagna hiç söz dignemiyo…
gine = tekrar
Salcanan gidin, gine gelin
goz = ceviz
Gozlagızı gapçıkladığız mı?
gabçıklamak=kabuğunu çıkarmak
hincik = şimdi
Bizim dani gödügüz mü. Hincik burdadın emme.
hurun = fırın
Hurunu hataşladıg mı?
ırat = rahat
Bu olanın başını balamadan, bize ırat yok.
ıscak = sıcak
Bönkü ıscak ni di be,
il = el
Gurban kesmesek, il alem bizi ayıpla.
ileşme = oyalanma
Mugarın başında ileşme barda doldur eve gel.
Kernebit =karnabahar
Kernebit tomu ekdig mi?
kugga = çöp
Kuggaları yigi süpürdüm, tavukla çabıcık eşelemiş,
natar = anahtar
kapınıg natarını dişuri goyodidim yirinde yok
nıgıda = ne kadar
Ezene (Ezan) nıgıda va. Beni nıgıda sevyon? bu guducuk. Gandırdım Aha bugıda.
olak = oğlak
Olak yime turpolu mu, gozderi mi giryoguz?
öleşmek = paylaşmak
Meresleri (Miras) öleştiğiz mi?
meres=miras
peşkir = havlu
Bu peşkiri kim kullandı leş gibi yapmış
pıçak = bıçak
Bu pıçak eşig g.tünden gurt bile çıkamaz.
pişi = bir şey
Bak sene pişi sölicen sakın kimsi söleme.
pontul = pantolon
Bizimkine de pontul dayanmıyo, hemen pontulun g.tünü delmiş.
püsküt = bisküvi
Ganım açıkdı da bi iki püsküt atodum azıma.
sancak = salıncak
Bu çocuk sanca yatmadan imkanı yok uyumaz.
siddirmek = koşturmak
Tükgana siddire siddire gidig, siddire siddire gelig
söven = büyük kazık
Senig sırtıg gaşınyo harelde.Şu söveni alırsam elime…
şişirgen = balon
Şişirgeni çok şişirme patladırsın
tarna = tarhana
Tarna aşı tali gıda, bulgur aşı öli gıda.
tize = teyze
Tizem evde yokmuş. Bakla çapalama kitmiş.
ünnemek = çağırmak
Bubaga ünnede çabuk gesin.
velense = dokuma, tente
Di şu velensi çocug üstüne atosagya, doga sona.
vesait = vasıta
Hiç vesait denk gelmedi çatal daldan beri yörüdüm.
vi = ver
(- Ne yiyon? Bene de visegya
yad = yabancı
Ge bakam yad yad durma öle.
yalım = galiba
Bön gece gıra yacak yalım.
yavuz = iyi/güzel
Bizim baça bu sene pek yavuz.
yilek = yelek
Hına bak dön del bayram del takım yilek gimiş,
yort = yoğurt
Kimse yordum işi dimez
yüklük = büyük dolap
Şu yüklüg perdesini katadıg bakam.
zitin = zeytin
Zitin yapra yeşil, altında gave pişir.
Manav bizim yöremizde de yerleşik türk anlamında bilinir.Bende İvrindi,liyim; kasabamızda dil ve şive üzerinde araştırmalar yaparak bunları kasabamız forumunda yayınlıyoruz.Burada yazılanlarla benzeşen örneklere rastladık.Kasaba İnsanımız Neleri Nasıl Konuşuyor adı altında bu bilgileri topldık.
Balıkesir ili ve ilçelerinin de büyük bir kısmı manav kökenlidir ve yerleşik Türkmen olduklarını söylerler. Manavların Anadolunun gerçek yerli halkı olduğu iddiası ise Yunanlıların Anadoluyu işgali sırasında ortaya atılmış bir iddiadır. Manavların kökeni ile ilgili pek çok da tez yazılmıştır. Bu tezlerde ortaya çıkan Manavların, Anadolu Selçuklu devletinin bakiyesi şehirlere yerleşmiş ve köyler kurmuş Türkmenler olduğuna yöneliktir. Dil-fonetik araştırmaları ve folklor araştırmaları da Türki menşeli olduğunu göstermektedir.
Ben Kocaeli Kandıralıyım bende manavım.Benim bildiğim manav yerli Türk anlamına geliyor.Yapıvericem Edivericem Ori Buri şeklinde konuşulur bizim buralarda
s.a ben bursa karahıdır köyündenim manavım.manav demek yörük ün yerleşik olanı demek.batı anadoluya ilk gelen türkler hepsi yörük olarak geldi.kimi göçebeliğe devam etti yörük denmeye devam edildi onlara,bizde anadoluda ilk yerleşik hayata geçen türkleriz. bize de manav denir.yörükler dağda konar göçer yaşar biz dağın biraz daha eteklerinde vaya yakın yerlerde yaşarız.bide dağlılar vardır. bunların da aslı yörüktür.yörükler gibi dağda yaşarlar ama tek fark yörükler gibi göç etmezler.yani hepimiz aynıyız.yörük de manav da dağlı da aynı şey.kültür örf adet olarakda hiçbi fark yok zaten.sadece yaşam şekline göre sonradan verilmiş bi isim yada lakap
bende 'manav'lar hakkında bir kaç özellik yazmak istiyorum..bu yerli TÜRKLER sabırlı mert cömert inaçlarına bağlı ve insanı yaradan dan ötürü seven bir anlayış içerisindedirler..şöyleki kurtuluş savaşı ve diğer savaşlar ve sosyal baskılar yüzünden göç eden müslüman kardeşlerimize kucak açmış onlara hemen evinin yanında yer ver miş...adeta mekkeli muhacirleri karşılayan medineli ensar gibi yurdunu paylaşmıştır...saygılarımla....
Kazıkçı olmalarıyla tanınırlar. :)
Türk kökenli vatandaşların aslında Türk olmadıklarına dair bazı iddialarla Türkiye'de yaşayanların sadece % 10'nun Türk olduğu olduğunu söyleyen bazı kişiler internet sitelerinde dayanaksız bir şekilde bunu ısrarla savunmaktadırlar. Bu kişiler ısrarla bu tezi savunmaktadırlar. Amaçları Türkiye Cumhuriyeti'ndeki 'Türk' kelimesini kaldırmaktır. Bu düşüncelerde olan kişiler aynı zamanda Manav Türklerinin Türk olmadığını savunmaktadırlar. Bu tür iddaalar hiçbir bilimsel kaynaga dayanmayan ve de hakemli dergi olmayan ve akademik değeri olmayan bazı rastgele kitaplarda yine aynı art niyetli insanlar tarafından yazılmıştır.
Manavların Türk olduğuyla ilgili ancak akademik çalışma olan yüksek lisans ve doktora tezleri kabul edilebilir ve bunlarda mevcuttur. Akademik değeri olmayan bazı kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bu kitapları dayanarak ısrarla aksini kanıtlamaya çalışan kişilerin amacı Türkiyeyi bölmek ve ortalığı karıştırmaktır. Bu tür iddialarda bulunan tarihci ve akademisyen olmayanlar kişilerdir.
Hem anne hem de babası bir Manav Türkü olan biri olarak bu konudaki akademik olmayan hicbir iddaanın kabul edilemiyeceğini belirtmek isterim.Manavların kullandığı Türkçe içinde hiçbir rumca ve kürtçe kelime bulunmamaktadır. Bunun en canlı şahidi şahsım ve ailemdir.Ayrıca Manav Türkleri'nin açmış olduğu sitede Türkiyeden birçok şehirdeki manav kendilerinin Türk olduğunu ve gelenek ve göreneklerini tartışmaktadırlar.
Manavlar ve etnisite...
Bu başlıkla yüklediğimiz yazımızın bir cümlesi (Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur!) içine Manavlar unsurunu koymayı unutmuşuz. Şimdi bu cümleyi (Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Manavlar, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur!) olarak düzeltiyoruz.
Mete Esin
Manavlar
Anadolu'ya ilk yerleşen Türkler'e verilen addır.Batı Anadolu yöresine, Manavların (Yerli Türklerin) ilk yerleşimin 1291 tarihinden olduğu bilinmektedir.
Balıkesir, Çanakkale, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Bilecik, Manisa, İzmir, Antalya-Manavgat, Konya,Afyon, Uşak, Kütahya,Düzce, Bolu, Ankara-Nallıhan, Zonguldak, Kastamonu, Mersin, Isparta ve bu şehirlerin birçok köyünde kendilerini manav olarak ifade eden türkler yaşamaktadırlar.
Manav Türkleri Batı Anadolu'da uzun yıllar rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme konusunda son derece tutucu davranıp rumlarla kaynaşmamış ve kendi geleneklerini koruyabilmişlerdir. Ancak Kurtuluş savaşından sonra rum köylerindeki yaşayanların mübadele ile Yunanistana göç etmelerinin ardından bu köylere Boşnak, Çerkez, Laz, Gürcü gibi anadili Türkçe olmayan göçmenler yerleştirilmişlerdir. Manavlar geleneklerine bağlı olduklarından ve dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun yıllar bu göçmenlerle de evlilk yapmamışlardır. Ancak son yıllarda dışa açılmaya başlamışlar ve diger göçmenlerle kız alıp vermeleriyle onlarla da kaynaşmışlardır. Manavlar daha çok köy yaşamını tercih ettiklerinden köylerinden pek dışarıya çıkmamışlardır. O yüzden şehirlerde manav sayısı daha azdır.
Son derece çekingen, uysal, mülâyim ve başkası tarafından söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan”(yavaş davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini göstermektedir. Çekingen yapıları nedeniyle köylerinden pek çıkmayan ve geleneklerini koruyabilmiş bir topluluktur. Manav köylerinde özellikle Bursa'ya yakın köylerde Orta Asyadan gelen alışkanlıklarıyla ipek böceği üreticiliği yapılmaktadır. Bursa'daki ipek kumaşların üretiminde bu ipek böceği üretimini yapan manav köylerinin payı büyüktür.Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve Sibirya’daki Yakut (Saha) Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap” ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır. Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı, “Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak “Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim, takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü, bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda Kırgızlar’dan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü desteklemektedir.Kırgızistandaki Manas destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi Manavların Manas destanıyla ilgili olduklarını da gösterir. Manav deyimine 'Orhun hitabeleri'nde de rastlanmaktadır.
Manavlar ve etnisite...
Az önce burada, adımıza (31.01.07 târih ve 'ciwanotti' rumuzlu) hitâben yazılmış iki kısa not gördük. Fakat, o kuşkuyla ilgili kısmı doğrusu anlayamadık. Öte yandan, Ülke’mizin Türklerden önceki unsurlarından Manav ve Kürt genleri benzerlik göstermekteyse, bu bizim Manav tezimizin doğruluğunu da göstermektedir. Esâsen, hiç bir zaman bunun aksini düşünmemişiz, fikrimizden sapmamışızdır.
'Ciwanotti' rumuzlu kimlik, sözlerini biraz daha açarsa ve bizim de bundan haberimiz olursa, kendisine cevap verip aydınlatmak isterdik.
Ayrıca… Biz, bu etnik konulara sadece ve tamâmen ilmî açıdan bakmaktayız. Haklarında yazdığımız gruplardan Manavlar, Pomaklar ve Patriyotlar’ın (hattâ bir Pontuslunun) gösterdikleri duyarlıkları bu bakımdan haksız ve yersiz buluyoruz. Çünkü… Hiçbir yazımızda ayırıcı ve dışlayıp reddedici bir ifâdemiz görülmemiştir. Görülemez de zâten. Görülemez, çünkü her şeyden önce akılcı ve gerçekçi bulmadığımız ırkçılığa karşıyızdır. Irklar, elbette ki vardırlar. Ancak… Var oldukları için vardırlar, insanları bölüp parçalamak için değil!
Fakat şurası da ilgi çekicidir ki, Pomaklar ve Patriyotlardan birilerinin, Türklük adına şu internet ortamında ırkçılık yaptıklarına şâhit olmuşuzdur! Bu da düşündürücü ve kendileri bakımından hüzün verici bir husustur.
Milliyet, ırk ve ırkçılık değil, hangi etnik kökenden geliyorsa gelsin, belli bir millete âit olduğunu içinde duymak ve onu da yaşamaktır. Yâni kültürdür. 'Ne mutlu Türküm diyene! ' sözü de budur işte! ..
Mete Esin