Malabadi Köprüsü Silvan Belediyesi'nin logosunu oluşturan ana unsurdur. Artuklu Beyliği döneminde, Timurtaş Bin-i İlgazi tarafından 1147 yılında yapılmıştır. Yedi metre eninde ve 150 metre uzunluğunda bir köprüdür. Renkli taşlarla inşa edilmiş, onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır.
Malabadi Köprüsü, dünyada taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olandır. Köprü, Diyarbakır il sınırları içerisindedir. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır. Köprü nöbetçileri tarafından da kullanılan bu odaları daha önceleri dehlizlerle yolun dipleri ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu söylenmektedir.
1071 Malazgirt meydan muharebesinden sonra Selçukluların Anadolu’ya girmesiyle birlikte bölgemizde kurulan ilk Türkmen beyliği olan Artuk Oğulları beyliğinin coğrafi alanlara Türkçe isimler verdikleri bilinmektedir. Abbasilerin bölgedeki hakimiyetleri döneminde ismi “Nehru Sadit” olan Batman Nehri, Artuk Oğulları saltanatının 140 yıllık hakimiyeti döneminde Nehrin ismi “Ab-i Karaman” olmuş, üzerinde kurulu bulunan köprüye de “Cisr-i Karaman” denmiştir. (Kaynak: İbn Ezrak “ölümü 1181” – Tarihi Meyyafarkin ve Amid – isimli eser.) Halen aslı Viyana milli kütüphanesinde bulunan Batman ve çevresinin en önemli kaynağı durumundaki “VAKAİ NAMEİ HISNKEYFA” aslı Arapça yazılmış 2 ciltlik eserde “Meyyafarkin (Silvan) civarındaki aşiretler ile Batman civarındaki aşiretlerin Batman Köprüsü yakınındaki çatışmalarından” bahsetmektedir. Batman ve Batman Köprüsünün ismi ilk defa bu eserde zikredilmiştir. (Kayıt No: Mxs. 355 V. 105 a-b, 106-a Viyana Milli Kütüphanesi / Avusturya) Bu eserde anlatıldığına göre Batman yerleşim birimi, o tarihlerde çok önemli tarihi bir yolun stratejik bir noktasında yer almaktaydı. Bu nedenle şöhreti ve önemi gittikçe artmış bulunuyordu. 14. Asrın başından itibaren nehre “Batman Nehri, üzerindeki köprüye de Batman Köprüsü” denmiş olması bu eserde zikredilmektedir. Yani Batman ismi Orta Çağdan günümüze kadar hep var olmuştur. Ayrıca Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı, 208 nolu (947/1540 tarihli Bitlis Vilayeti Timar İcmal Defteri 72/73 sayfalarında) Batman isminden bahsederek “Beşiri kazasına bağlı, geliri olan bir yerleşim yeri olduğu” anlatılmaktadır. Bu tarihten 60 yıl sonra, 1600 yılında İdris-i Bitlisi tarafından yazılan “ŞEREFNAME” isimli eserde (Ter. M. Emin Bozaraslan, İstanbul s. 211) Batman ve Batman Köprüsünden sıkça bahsetmektedir. (Kaynak: Burhan Zengin – BATMAN İSMİ – konulu araştırma yazısından.) Tanınmış Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi (Ölüm. 1684) 16. Asırda bölgemize yaptığı gezi sırasında Batman Nehrinden bahsederken bu nehrin üzerindeki köprüyü şöyle anlatmaktadır: “Batman Köprüsü, Abbasiler döneminde zengin bir tüccar tarafından hayrat için yapıldığı, içinde dinlenmek için odalar bulunduğu, üzerinden gelen geçen kervanların dinlenerek yattığı” konusunda Seyahatnamesinin 10. cilt, 450. sayfasında geniş bilgi vermektedir. Ayrıca Evliya Çelebi SEYAHATNAME’sinde, köprünün Artuk Oğulları döneminde değil, Abbasiler döneminde yapıldığını anlatır. Osmanlıların son dönemlerinde kaleme alınan “Diyarbakır Salnamelerinde” köprünün mevkii “Batman adındaki köyün yanında” şeklinde tarif edilmektedir. (Salname-i Vilayeti Diyarbekir 20-1323/1902 Diyarbekir s.199) Ayrıca www.gerty.net.gc.vk web sitesinde 1903-1911 yılları arasında Gerty Bell isimli İngiliz uyruklu bir bayanın bölgemize yaptığı seyahat esnasında, köprünün 3 kare fotoğrafını çekmiş ve köprü hakkında verdiği ingilizce bilgide “Batman Su Bridge” Batman Su Köprüsü başlığı altında tarihçesini anlatmaktadır. Bugün köprünün yanında bulunan Malabadi köyünde 50 yaşından yukarı yaşlarda kime sorulursa köprü isminin “Pıra Batmanê” yani Batman Köprüsü ismi ile bilindiğini söyleyecektir. Birbirinden habersiz 10 denek üzerinde tarafımca bu ispat yapılmıştır. Yukarda bilimsel kaynaklara, arşiv belgelerine ve Ortaçağ seyyahlarının eserlerine dayanılarak ifade edildiği gibi, 14. asırdan bu yana Batman ismi kullanılmakta ve bu ismin Batman Nehrinden alındığı ifade edilmektedir. Ayrıca Batman Nehri üzerindeki köprü adının da “Batman Köprüsü” olduğu anlatılmaktadır. Köprünün yanındaki Silvan tarafında kalan Malabadi köyü, 20. Yüzyılın başında yerleşime açılmış, 1950’li yıllarda yerleşim yerlerine Türkçe isimler verilince köyün ismi de “Çatakköprü” olmuştur.
Sonuç olarak hiçbir kaynak eserde, hiçbir tarihi belgede ve hiçbir seyyahın gezi notlarında veya yayınladıkları eserlerde söz konusu köprünün Diyarbakır, Silvan veya Malabadi isimleri ile birlikte zikredildiğine rastlanmamıştır. Ancak bu köprü ile ilgili ne zaman bir araştırma yapmak için tarihi kaynaklara başvurulursa 14. asırdan bu yana karşımıza “Batman Köprüsü” olarak çıkmaktadır. Adına türküler de yakılsa, şarkılar da bestelense bu köprünün ismi Batman Köprüsüdür. Bunu Türk ve Dünya kamuoyuna bu isimle tanıtmak görevimizdir. Atatürk'ün Doğu Cephesi'nde görevli olduğu günlerde Bitlis'e geldiğini, birkaç gün Bitlis'te kaldığını, sonradan yayınlanan (hatıra Defteri) nden okuyoruz. Hatıra Defteri'ndeki, 7 Kasım 1916 günü notlarında, 5.Fırka Komutanı miralay Ali Fuat (Cebesoy) , Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) , Neşet (Bora) ,Topçu Komutanı Osman Senai ile birlikte (Silvan'dan Bitlis'e gitmek üzere hareket ettim..) diyen Atatürk, Batman Köprüsü'nü geçerek, Ziyarete geldiğim sırada üşütmüş, rahatsız olmama rağmen, yol üzerindeki birliklerde konaklayarak 13 Kasım 1916 Pazartesi günü Bitlis'e Geldiğini söylemektedir. Batman Köprüsüyle ilgili sunduğum bu tarihi vesikalardan ayrı olarak Çatakköprü (Malabadı) köyünde şöyle bir anket yapılarak insanlara bu köprünün ismi nedir? diye sorulsun. Eminim ki bütün yaşlı denekler şu cevabı vereceklerdir. Bu köprünün ismi Batman Köprüsüdür.
DİYARBAKIR-BİTLİS karayolu üzerinde olan malabadi köprüsü,Diyarbakırın ilçsi olan Silvanın sınırları içerisinde olup Silvan merkezine 20 km uzakllıkta üzerindeki kitabesinde1147 yılında Timurtaş Bin-i İlgazi Bin-i Artuk tarafından yappıldıgı anlaşılmaktadır
silvan malabadi köprüsü dünyadaki taş kemerli köprüler arasında kemeri en geniş olanıdır 38.60m açıklıktasi sivri bir kemer ile sepet kulpu şeklinde 3m açıklıkta küçük bir kemer yer almaktadadır.Köprünün boyu 150m eni 7m yüksekligi 19m'dir Kemerin her iki yanında kışın soğuğudan yazın sıcagından korunmak için iki oda bulunmaktadır
Şarkıyı herkes bildiğine göre, Mala bildiğim kadarı ile kürtçede ev demek, Badi şarkıda adı geçen adam dolayısı ile Malabadi köprüsü, Badi'nin evinin köprüsü anlamına geliyor.
Malabadi Köprüsü: Malabadi Köprüsü dünyada taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olandır. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır. Köprü nöbetçileri tarafından da kullanılan bu odaları daha önceleri dehlizlerle yolun dipleri ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu söylenir. Her biri başka uzunluklarda ve kırık hatlar halinde üç bölümden oluşan köprü, doğu ve batıda hafif eğimlerle yollara bağlanmıştır. Orta bölüm kayalıklar üzerine oturtulmuş bir kitle halindedir. Burada sivri şekilde ve 38.60 m. açıklıkta çok büyük bir kemer ile sepet kulpu şeklinde, 3 m. açıklıkta küçük bir kemer vardır. Üçüncü bölüm fark edilir derecede birinci kısma paralel bir durum arzeder
malabadi köprüsü, malabadi köprüsü orda başladı bitti şu garibin öyküsü
karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi aşkı uğruna her gün o köprüye giderdi siirtin dağlarında uçan kuşu vururdu fatmayı okşadıkça gönlü huzur bulurdu of garibim of
karar hakkı şeyhteydi, fatmanın babasında katı ve insafsızdı bu aşkın karşısında kararlıydı zalim şeyh onları öldürmeye yine bir seher vakti pusu kurdu köprüye tabancalar patladı sevgililer susmuştu malabadi köprüsü aşka mezar olmuştu of garibim of
Parçada kullanılan karakteristik klavye ritimleri çok hoştur. Sanırım erken dönem synthesizer'larından Farfisa kullanılmış..
Rana ve Selçuk Alagöz kardeşlerin 1975 çıkışlı parçasıdır. Dönemin en çok satan 45'liklerinden olmuştur.
Malabadi Köprüsü Silvan Belediyesi'nin logosunu oluşturan ana unsurdur.
Artuklu Beyliği döneminde, Timurtaş Bin-i İlgazi tarafından 1147 yılında yapılmıştır. Yedi metre eninde ve 150 metre uzunluğunda bir köprüdür. Renkli taşlarla inşa edilmiş, onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır.
Malabadi Köprüsü, dünyada taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olandır. Köprü, Diyarbakır il sınırları içerisindedir. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır. Köprü nöbetçileri tarafından da kullanılan bu odaları daha önceleri dehlizlerle yolun dipleri ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu söylenmektedir.
Artuklular dan kalma bir şaheser..
22yıl önce gördüğüm, ama Türkiye'de inşaa edilmiş, en güzel mimari örneklerinden..
ŞU BİZİM KÖPRÜ MESELESİ
1071 Malazgirt meydan muharebesinden sonra Selçukluların Anadolu’ya girmesiyle birlikte bölgemizde kurulan ilk Türkmen beyliği olan Artuk Oğulları beyliğinin coğrafi alanlara Türkçe isimler verdikleri bilinmektedir. Abbasilerin bölgedeki hakimiyetleri döneminde ismi “Nehru Sadit” olan Batman Nehri, Artuk Oğulları saltanatının 140 yıllık hakimiyeti döneminde Nehrin ismi “Ab-i Karaman” olmuş, üzerinde kurulu bulunan köprüye de “Cisr-i Karaman” denmiştir. (Kaynak: İbn Ezrak “ölümü 1181” – Tarihi Meyyafarkin ve Amid – isimli eser.) Halen aslı Viyana milli kütüphanesinde bulunan Batman ve çevresinin en önemli kaynağı durumundaki “VAKAİ NAMEİ HISNKEYFA” aslı Arapça yazılmış 2 ciltlik eserde “Meyyafarkin (Silvan) civarındaki aşiretler ile Batman civarındaki aşiretlerin Batman Köprüsü yakınındaki çatışmalarından” bahsetmektedir. Batman ve Batman Köprüsünün ismi ilk defa bu eserde zikredilmiştir. (Kayıt No: Mxs. 355 V. 105 a-b, 106-a Viyana Milli Kütüphanesi / Avusturya) Bu eserde anlatıldığına göre Batman yerleşim birimi, o tarihlerde çok önemli tarihi bir yolun stratejik bir noktasında yer almaktaydı. Bu nedenle şöhreti ve önemi gittikçe artmış bulunuyordu. 14. Asrın başından itibaren nehre “Batman Nehri, üzerindeki köprüye de Batman Köprüsü” denmiş olması bu eserde zikredilmektedir. Yani Batman ismi Orta Çağdan günümüze kadar hep var olmuştur. Ayrıca Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı, 208 nolu (947/1540 tarihli Bitlis Vilayeti Timar İcmal Defteri 72/73 sayfalarında) Batman isminden bahsederek “Beşiri kazasına bağlı, geliri olan bir yerleşim yeri olduğu” anlatılmaktadır. Bu tarihten 60 yıl sonra, 1600 yılında İdris-i Bitlisi tarafından yazılan “ŞEREFNAME” isimli eserde (Ter. M. Emin Bozaraslan, İstanbul s. 211) Batman ve Batman Köprüsünden sıkça bahsetmektedir. (Kaynak: Burhan Zengin – BATMAN İSMİ – konulu araştırma yazısından.) Tanınmış Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi (Ölüm. 1684) 16. Asırda bölgemize yaptığı gezi sırasında Batman Nehrinden bahsederken bu nehrin üzerindeki köprüyü şöyle anlatmaktadır: “Batman Köprüsü, Abbasiler döneminde zengin bir tüccar tarafından hayrat için yapıldığı, içinde dinlenmek için odalar bulunduğu, üzerinden gelen geçen kervanların dinlenerek yattığı” konusunda Seyahatnamesinin 10. cilt, 450. sayfasında geniş bilgi vermektedir. Ayrıca Evliya Çelebi SEYAHATNAME’sinde, köprünün Artuk Oğulları döneminde değil, Abbasiler döneminde yapıldığını anlatır. Osmanlıların son dönemlerinde kaleme alınan “Diyarbakır Salnamelerinde” köprünün mevkii “Batman adındaki köyün yanında” şeklinde tarif edilmektedir. (Salname-i Vilayeti Diyarbekir 20-1323/1902 Diyarbekir s.199) Ayrıca www.gerty.net.gc.vk web sitesinde 1903-1911 yılları arasında Gerty Bell isimli İngiliz uyruklu bir bayanın bölgemize yaptığı seyahat esnasında, köprünün 3 kare fotoğrafını çekmiş ve köprü hakkında verdiği ingilizce bilgide “Batman Su Bridge” Batman Su Köprüsü başlığı altında tarihçesini anlatmaktadır. Bugün köprünün yanında bulunan Malabadi köyünde 50 yaşından yukarı yaşlarda kime sorulursa köprü isminin “Pıra Batmanê” yani Batman Köprüsü ismi ile bilindiğini söyleyecektir. Birbirinden habersiz 10 denek üzerinde tarafımca bu ispat yapılmıştır. Yukarda bilimsel kaynaklara, arşiv belgelerine ve Ortaçağ seyyahlarının eserlerine dayanılarak ifade edildiği gibi, 14. asırdan bu yana Batman ismi kullanılmakta ve bu ismin Batman Nehrinden alındığı ifade edilmektedir. Ayrıca Batman Nehri üzerindeki köprü adının da “Batman Köprüsü” olduğu anlatılmaktadır. Köprünün yanındaki Silvan tarafında kalan Malabadi köyü, 20. Yüzyılın başında yerleşime açılmış, 1950’li yıllarda yerleşim yerlerine Türkçe isimler verilince köyün ismi de “Çatakköprü” olmuştur.
Sonuç olarak hiçbir kaynak eserde, hiçbir tarihi belgede ve hiçbir seyyahın gezi notlarında veya yayınladıkları eserlerde söz konusu köprünün Diyarbakır, Silvan veya Malabadi isimleri ile birlikte zikredildiğine rastlanmamıştır. Ancak bu köprü ile ilgili ne zaman bir araştırma yapmak için tarihi kaynaklara başvurulursa 14. asırdan bu yana karşımıza “Batman Köprüsü” olarak çıkmaktadır. Adına türküler de yakılsa, şarkılar da bestelense bu köprünün ismi Batman Köprüsüdür. Bunu Türk ve Dünya kamuoyuna bu isimle tanıtmak görevimizdir. Atatürk'ün Doğu Cephesi'nde görevli olduğu günlerde Bitlis'e geldiğini, birkaç gün Bitlis'te kaldığını, sonradan yayınlanan (hatıra Defteri) nden okuyoruz. Hatıra Defteri'ndeki, 7 Kasım 1916 günü notlarında, 5.Fırka Komutanı miralay Ali Fuat (Cebesoy) , Kurmay Başkanı İzzettin (Çalışlar) , Neşet (Bora) ,Topçu Komutanı Osman Senai ile birlikte (Silvan'dan Bitlis'e gitmek üzere hareket ettim..) diyen Atatürk, Batman Köprüsü'nü geçerek, Ziyarete geldiğim sırada üşütmüş, rahatsız olmama rağmen, yol üzerindeki birliklerde konaklayarak 13 Kasım 1916 Pazartesi günü Bitlis'e Geldiğini söylemektedir. Batman Köprüsüyle ilgili sunduğum bu tarihi vesikalardan ayrı olarak Çatakköprü (Malabadı) köyünde şöyle bir anket yapılarak insanlara bu köprünün ismi nedir? diye sorulsun. Eminim ki bütün yaşlı denekler şu cevabı vereceklerdir. Bu köprünün ismi Batman Köprüsüdür.
Hoşça kalınız
DİYARBAKIR-BİTLİS karayolu üzerinde olan malabadi köprüsü,Diyarbakırın ilçsi olan Silvanın sınırları içerisinde olup Silvan merkezine 20 km uzakllıkta üzerindeki kitabesinde1147 yılında Timurtaş Bin-i İlgazi Bin-i Artuk tarafından yappıldıgı anlaşılmaktadır
silvan malabadi köprüsü dünyadaki taş kemerli köprüler arasında kemeri en geniş olanıdır 38.60m açıklıktasi sivri bir kemer ile sepet kulpu şeklinde 3m açıklıkta küçük bir kemer yer almaktadadır.Köprünün boyu 150m eni 7m yüksekligi 19m'dir
Kemerin her iki yanında kışın soğuğudan yazın sıcagından korunmak için iki oda bulunmaktadır
MALABADİ'DEN ESİNTİ
Buğday başakları tepeden soldu
Yaz sıcağını başımıza vurdu
Esti anlımdaki terim kurudu
Yar bu der gönlüm eserini buldum.
Adımız var diyarlardan duyanlar
Bir yudumu su gibi çağlayanlar
Sesi var yıldırımdan anlayanlar
Bir aşirettir yaşamlarımızdan.
Tatlı insan söyler dilinden kalpten
Çeşme çeşme akar dipten derinden
Dicle suyun karlı fırtınasıdır
Gidiyor durmadan Malabadi'den.
Köyümüzün çamurlu yollarından
Gidecektik serin yaylalarından
Akan derenin asi ırmağından
İçecektik buz gibi sularından.
Malabadi eserinin köprüsü
Kare taşlı duvarının kürsüsü
Batman'ımızın o tarihi süsü
Adıdır hasretin güzel türküsü.
Bir türkü çalar gönlüm deli deli
Bin yıl geçse yinede eder beli
Dicle'den akar gider yağmur seli
Unutulmaz bu cennetin güzeli.
Bizler geçmiştik karşıdan karşıya
Tarihin içinden geçercesine
Asırlardan beri kurmuş Artuklar
Duruyor o taşlı duvarlarıyla.
Bir hatıram kalsın sana cihana
Gözyaşlarımdan akan o son damla
Umarım sen unutmazsın resmini
Bir Dicle'yi birde Malabadi'yi.
Ahmet Dağ
MALABADİ'DEN ESİNTİ
Buğday başakları tepeden soldu
Yaz sıcağını başımıza vurdu
Esti anlımdaki terim kurudu
Yar bu der gönlüm eserini buldum.
Adımız var diyarlardan duyanlar
Bir yudumu su gibi çağlayanlar
Sesi var yıldırımdan anlayanlar
Bir aşirettir yaşamlarımızdan.
Tatlı insan söyler dilinden kalpten
Çeşme çeşme akar dipten derinden
Dicle suyun karlı fırtınasıdır
Gidiyor durmadan Malabadi'den.
Köyümüzün çamurlu yollarından
Gidecektik serin yaylalarından
Akan derenin asi ırmağından
İçecektik buz gibi sularından.
Malabadi eserinin köprüsü
Kare taşlı duvarının kürsüsü
Batman'ımızın o tarihi süsü
Adıdır hasretin güzel türküsü.
Bir türkü çalar gönlüm deli deli
Bin yıl geçse yinede eder beli
Dicle'den akar gider yağmur seli
Unutulmaz bu cennetin güzeli.
Bizler geçmiştik karşıdan karşıya
Tarihin içinden geçercesine
Asırlardan beri kurmuş Artuklar
Duruyor o taşlı duvarlarıyla.
Bir hatıram kalsın sana cihana
Gözyaşlarımdan akan o son damla
Umarım sen unutmazsın resmini
Bir Dicle'yi birde Malabadi'yi.
Ahmet Dağ
Şarkıyı herkes bildiğine göre, Mala bildiğim kadarı ile kürtçede ev demek, Badi şarkıda adı geçen adam dolayısı ile Malabadi köprüsü, Badi'nin evinin köprüsü anlamına geliyor.
merak eden gider köprü altında bekleyen köylü çocuklara 1 milyon verir, çocuklarda ona anlatır vesselam...
Malabadi Köprüsü: Malabadi Köprüsü dünyada taş köprüler içerisinde kemeri en geniş olandır. Kemerin her iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular tarafından, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır. Köprü nöbetçileri tarafından da kullanılan bu odaları daha önceleri dehlizlerle yolun dipleri ile bağlantılı olduğu, gelen kervanların ayak seslerinin bu dehlizler vasıtası ile daha uzaklarda iken duyulduğu söylenir. Her biri başka uzunluklarda ve kırık hatlar halinde üç bölümden oluşan köprü, doğu ve batıda hafif eğimlerle yollara bağlanmıştır. Orta bölüm kayalıklar üzerine oturtulmuş bir kitle halindedir. Burada sivri şekilde ve 38.60 m. açıklıkta çok büyük bir kemer ile sepet kulpu şeklinde, 3 m. açıklıkta küçük bir kemer vardır. Üçüncü bölüm fark edilir derecede birinci kısma paralel bir durum arzeder
malabadi köprüsü, malabadi köprüsü
orda başladı bitti şu garibin öyküsü
karşıki aşiretten bir kıza gönül verdi
aşkı uğruna her gün o köprüye giderdi
siirtin dağlarında uçan kuşu vururdu
fatmayı okşadıkça gönlü huzur bulurdu
of garibim of
karar hakkı şeyhteydi, fatmanın babasında
katı ve insafsızdı bu aşkın karşısında
kararlıydı zalim şeyh onları öldürmeye
yine bir seher vakti pusu kurdu köprüye
tabancalar patladı sevgililer susmuştu
malabadi köprüsü aşka mezar olmuştu
of garibim of
bildiğin köprü işte :)