Tut elimi tuttururlar, o kadarına izin verirler bir isyanın kelepçelenmiş aşkıdır sevdamız sen içerde ben dışarda Oyy maphusluk maphusluk Arkadaş Z. Özger
Akşam erken iner mahpushaneye. Ejderha olsan kar etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kar etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete.
Akşam erken iner mahpushaneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe. Karşıda, duvar dibinde, Üç dal gece sefası, Üç kök hercai menekşe...
Aynı korkunç sevdadadır Gökte bulut, dalda kaysı. Başlar koymağa hapislik. Karanlık can sıkıntısı... 'Kürdün Gelini'ni söyler maltada biri, Bense volta'dayım ranza dibinde Ve hep olmayacak şeyler kurarım, Gülünç, acemi, çocuksu...
Vurulsam kaybolsam derim, Çırılçıplak, bir kavgada, Erkekçe olsun isterim, Dostluk da, düşmanlık da. Hiçbiri olmaz halbuki, Geçer süngüler namluya. Başlar gece devriyesi jandarmaların...
Hırsla çakarım kibriti, İlk nefeste yarılanır cıgaram, Bir duman alırım, dolu, Bir duman, kendimi öldüresiye. Biliyorum, 'sen de mi? ' diyeceksin, Ama akşam erken iniyor mahpushaneye. Ve dışarda delikanlı bir bahar, Seviyorum seni, Çıldırasıya...
**ARİF Ahmet, 'Hasretinden Prangalar Eskittim', 35.Basım, Cem Yayınevi, Şubat 1995, S:26.
ben yine gözlerinin mahpusundayım...... :))))
bu da benim yeni uyarlamam olarak tarihe geçsin istedim....... :))
isteyen kabul eder...........isteyen etmez...... dedim gitti.....:())
mapushanenin türküleri,
hüzünlüdür biraz.......
oy mapusluk,mapusluk,
sen içerde ben dışarda,
oy mapusluk...........
Tut elimi tuttururlar, o kadarına izin verirler
bir isyanın kelepçelenmiş aşkıdır sevdamız
sen içerde ben dışarda
Oyy maphusluk maphusluk
Arkadaş Z. Özger
semantik için müracaat dö la Behremend Usta...
HaPiS....
düştüm mapus damlarına
öğüt veren çok olur
toplasam o öğütleri
bundan köye yol olur...
**AKŞAM ERKEN İNER MAPHUSHANEYE
Akşam erken iner mahpushaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.
Akşam erken iner mahpushaneye.
İner, yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden, ağlamaklı olur bahçe.
Karşıda, duvar dibinde,
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe...
Aynı korkunç sevdadadır
Gökte bulut, dalda kaysı.
Başlar koymağa hapislik.
Karanlık can sıkıntısı...
'Kürdün Gelini'ni söyler maltada biri,
Bense volta'dayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu...
Vurulsam kaybolsam derim,
Çırılçıplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların...
Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman alırım, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, 'sen de mi? ' diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya...
**ARİF Ahmet, 'Hasretinden Prangalar Eskittim', 35.Basım, Cem Yayınevi, Şubat 1995, S:26.