ölüm onları apansız yakalamadı ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında kentlerin yoksul mahallelerinde ve uğuldayan meydanlarında kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla ölümün üstüne yürüdü onlar tereddüt etmediler yok “biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik” diyerek türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü özgür ve eşit bir gelecek için canımızdan bir parça koparırcasına en iyilerimizi verdik toprağa onlar, yaratılan devrimci değerlerin onurun, erdemin, inancın simgeleri olarak yüreklerimizi dolduruyor bilincimizi aydınlatıyor bizi kopmaz bağlarla bağlıyor devrime...
1970'lerdeki devrimcilerden biri. Yanlış bilmiyorsam öldürülmüştür. Acaba bugün yaşıyor olsa ve hala genç olsa yine devrimci olur muydu? Hep bunu merak etmişimdir.
mahir çayan bence mert,korkusuz vatanını seven ama vatanın kurtuluşunu yanlış yerde arayan bir kişi.hayatını koyacak kadar bir davaya inanan kişiye saygı duymak lazım.
Elinde kumanda tv dizisi geyiği yapan, gelin-kaynana muhabbetinden başka herşeyi gereksiz niteleyen, meyhanede masa devirmeyi önemli bir illegal icraat zanneden takımın çenesini ve klavyesini yorma potansiyeli taşıyan DEVRİMCİ kimse.
her sehit! olmus devrimci gibi gereginden fazla yuceltieln ve onder lider kavramlarinin karsi olduklari sistematigin bir parcasini oldugunu anlamayan insanlanlarin cok sevdigi kisidir kendileri. turan feyzi miydi adi tam hatirlamiyorum mahir diye bir kitabi vardir, okunursa sanirim kendileri ve yasanilan donem daha yakindan taninabilir. kitabi oneririm.
bırakın...adamı mezarında rahat...sistemin 'kahramanlaştırdığı'bu adamı...davasını arkadaşlarını ve 'yoldaşlarını'görüyoruz..kalksa Çayan ilk o ben ondanım onun yolundayım diyenleri vururdu...rahat bırakın...
Oligarşi Mahir Çayan ve dönemin devrimcilerini katletmekle kalmadı; tam 30 yıldır onları unutturmaya çalıştı. Mahir Çayan'ın düşüncelerinde ve yaşamında cisimleşen devrimci özü boşaltmak ve kafaları bulanıklaştırmak için kampanyalar düzenledi. Oligarşinin ideolojik hizmetkarlığını yapan burjuva yazarlar bu kampanyalarda şu sözlerle saldırdılar: 'Çayan keşke eline silah alıp insanları öldüreceği bir 'savaş'a kalkışmasaydı. Keşke Çayan ölmeseydi.
'Belki bir akademisyen, belki meşru bir politikacı, belki bir işadamı, belki bir gazeteci olacaktı! İşi ne olursa olsun, kendini eşinin, çocuklarının geleceğine vakfetmiş bir aile babası olarak hayatını sürdürecekti.
'(...)
'Mahir Çayan, delikanlılıkta kapıldığı bir psikoloji yüzünden, hayatının bu değerlerinin tümünü gözden çıkarmıştır.' (Taha Akyol)
'Mahir Çayan ve onun gibi hedef edilmiş gençler bu ülkenin ızdırabıdır. Yüreği halk için bir şeyler yapma heyecanıyla dolu nice genç adam, kimi zaman heyecan ve cehalet sonucu, kimi zaman tahrikçi ajanların eliyle teröre saptı... Saptırıldı...' (Melih Aşık, Milliyet)
Mahir gerçekten 'delikanlılıkta kapıldığı bir psikoloji yüzünden' mi tüm yaşamını feda etti? 'Gençlik ateşi' miydi onları yakan?
Değildir elbette... Oligarşiye hizmette kusur etmeyen burjuva yazarların, karşı-devrimci ideologların amacı farklıdır tabii ki. Amaçları; Mahir Çayan şahsında 1971 silahlı devrim mücadelesini karalamak, dönemin devrimci ruhunun halka yansımasını engellemektir. Bu amaçlarına ulaşmak için her yolu denemişlerdir. Öyle ki, dönemin devrimcileri olan Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ı kendi kurguları ile karşı karşıya getirmiş, sözde kıyaslamalar yaparak devrimciliği bulanıklaştırmaya çalışmışlardır.
'Deniz Gezmiş saf bir romantikti. Mahir Çayan ise acımasız bir rasyonalist.
'Birisinin devrimciliği insanın hayatının başladığı yerde bitiyor. Ötekinin ise insan canının alındığı nokta başlıyordu.
'Biri 1968'in romantik yanını, öteki ise gaddar tarafını temsil ediyordu.
'İki ayrı genç tipi, iki ayrı kimlik ve iki ayrı izlenim.' (Ertuğrul Özkök,
Ertuğrul Özkök gibi bedenini, ruhunu ve kişiliğini oligarşiye satmış birinin bu sözleri söylemesi amaçsız değildir elbette. Sözde Deniz Geçmiş'e sahip çıkıp, överek Mahir Çayan'a saldırmaktadır. Oysa Özkök ve Özkök gibilerin, Deniz Gezmiş gibi devrimci inanç ve ruhla donanmış, yaşamını emperyalizme ve faşizme karşı savaşarak sürdürüp, halkı ve vatanı için feda etmiş bir devrimciye en küçük bir sevgileri ve övgüleri yoktur, olamaz.
Özkök gibi satılmış uşakların yanısıra, devrimci, solcu, insan hakları savunucusu geçinen bazı grup ve şahıslar da benzer sözler söylemektedirler. 'Deniz Gezmiş insalcıldı', Hiç insan öldürmedi, Bir böceğe bile kıyamazdı, gibi sözlerle, Deniz Gezmiş'i 'masum' göstermeye çalışan bu kesimler için de devrimciliğin, devrimci ruh ve inancın önemi yoktur.
Oysa yaşananlar ve gerçek çok farklıdır ki, bu halklarımızın bilincinde de oturmuştur. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya tarihe, 1971 silahlı mücadele çizgisini yaratan üç devrimci olarak geçmiştir.
Mahir Çayan'ın oligarşi ve uşakları tarafından daha fazla karalanmasına, hakaret ve küfürle anılmasının tek sebebi vardır: Mahir Çayan'ın Türkiye ve tüm yeni sömürge ülke devrimlerinin yolunu netleştiren ve bunu ezilen dünya emekçi halklarına miras bırakan devrimci bir önder olmasıdır. O tüm yeni-sömürge ülkeler için geçerli olan anti-emperyalist, anti-oligarşik halk devrimlerinin stratejisini çizmiş ve bu yanıyla, bilimsel sosyalizme katkı yapan devrimci önderlerin yanındaki yerini almıştır.
Mahir Çayan, kişiliği, eylemleri, ideolojik-politik çizgisi, düşünce sistematiği ile bir bütündür. O'nu tanımlamak devrimciliği tanımlamaktır. O bir kişi olmaktan çıkmış, ülkemiz halklarınına kurtuluş yolunu gösteren siyasi çizginin sembolü olmuştur. Bu anlamıyla oligarşi O'nu katletse de yokedememiştir. Mahir Çayan'ın bıraktığı mirası devralanlar, O'nun tüm özelliklerini yaşatmakta ve idealini gerçekleştirmek için mücadelesini daha ileri taşımaya devam etmektedir.
Korkularının gerçek nedeni budur. Ve bu korku sadece oligarşi ve uşakları tarafından değil, aynı zamanda 'devrimci', sosyalist, komünistsıfatları taşıyan parti, örgüt ve kişiler tarafından da duyulmaktadır.
Oligarşinin uşakları; '(...) '68 kuşağından Mahir Çayan'ın yola çıkarkenki ideallerinden, düzene meydan okuyan 'özgürlükçü' ütopyasından söz etmek bir şeydir. Fakat onu idealize edip bir hareketin bayrağı haline getirmek başka bir şeydir. Mahir'in ölümüne ağıt yakmak bir şeydir. Ama Elrom'u kaçırıp öldürmesini, Sibel'i rehin almasını, İngiliz teknisyenleri kaçırıp öldürmesini, yani şiddet ve terör eylemlerini onaylamak başka bir şeydir.' Hasan Cemal, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım, diyerek Mahir Çayan'ı parçalara ayırmak istemiştir. '
Oysa Mahir Çayan bir bütündür. Bir tarafını yok saymak Mahir Çayan'ı Mahir Çayan olmaktan çıkarmaktır. Bazı sol örgütler de hemen hemen aynı sözleri söylemiştir. İşte bir örnek;
'THKP-C bu eleştiriyi bir atılımda kendini yakarak yapmıştı. Ve bu adımı atmasıyla birlikte de kendi görevini tamamlamış oldu. Artık böyle bir hareketin tekrarlanması özlemi sadece komediye varabilir.'
Evet, Mahir Çayan bir hareketin bayrağıdır, önderidir. O bunu tüm yaşamıyla, savaşıyla, inancı ve kararlılığıyla kazanmıştır. Önderlik birileri tarafından verilen değil, kazanılan bir hak olduğunun somut örneğidir. Bu hakkı O'na atfeden bilimdir, tarihtir, halkımızdır. Hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir...
İşte Mahir Çayan'ın 'Kesintisiz Devrim' isimli kitabından bir alıntı:
'Kemalizm, emperyalizmin işgali altındaki bir ülkenin devrimci-milliyetçilerinin bir milli kurtuluş bayrağıdır. Kemalizmin özü, emperyalizme karşı tavır alıştır. Kemalizmi bir burjuva ideolojisi, veya bütün küçük-burjuvazinin veyahut asker-sivil bütün aydın zümrenin ideolojisi saymak kesin olarak yanlıştır. Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden, Kemalizm soldur; milli kurtuluşçuluktur. Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin, emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.'
Bundan sonra gerek Deniz gerekse de Mahir hakkında araştırmadan, bilmeden Konuşmayalım.
Mahir Çayan'ın oligarşi ve uşakları tarafından daha fazla karalanmasına, hakaret ve küfürle anılmasının tek sebebi vardır: Mahir Çayan'ın Türkiye ve tüm yeni sömürge ülke devrimlerinin yolunu netleştiren ve bunu ezilen dünya emekçi halklarına miras bırakan devrimci bir önder olmasıdır. O tüm yeni-sömürge ülkeler için geçerli olan anti-emperyalist, anti-oligarşik halk devrimlerinin stratejisini çizmiş ve bu yanıyla, bilimsel sosyalizme katkı yapan devrimci önderlerin yanındaki yerini almıştır.
Mahir Çayan, kişiliği, eylemleri, ideolojik-politik çizgisi, düşünce sistematiği ile bir bütündür. O'nu tanımlamak devrimciliği tanımlamaktır. O bir kişi olmaktan çıkmış, ülkemiz halklarınına kurtuluş yolunu gösteren siyasi çizginin sembolü olmuştur. Bu anlamıyla oligarşi O'nu katletse de yokedememiştir. Mahir Çayan'ın bıraktığı mirası devralanlar, O'nun tüm özelliklerini yaşatmakta ve idealini gerçekleştirmek için mücadelesini daha ileri taşımaya devam etmektedir.
Evet, Mahir Çayan bir hareketin bayrağıdır, önderidir. O bunu tüm yaşamıyla, savaşıyla, inancı ve kararlılığıyla kazanmıştır. Önderlik birileri tarafından verilen değil, kazanılan bir hak olduğunun somut örneğidir. Bu hakkı O'na atfeden bilimdir, tarihtir, halkımızdır. Hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir...
Kongra-Gel Lideri son zamanlarda sürekli olarak ”biz Mahirler’in, Denizler’in takipçisiyiz” diye haykırmakla neyi kastediyor? Hernekadar bunlar Marksist-Leninist geçinseler de enerjilerini emperyalist Avrupadan ve ABD den alırlar...Başları sıkışınca o ülkelere kaçarlar...Mahirler bugün faşist PKK ve diğer bölücü Kürt faşist hareketini önderidirler....
1945 yilinda dogan Mahir cayan Türkiye Halk Kurtulus Partisi ve Türkiye Halk Kurtulus cephesinin kurucusu ve önderidir.Siyasal bilgiler fakultesinde okumaya niyetlenmis olan Cayan tipki deniz gezmis gibi ülkenin yaramaz cocuklarindan biri olarak genc yasda ün sahibi olmustur ve ilgincdir ki bu zatin tek silahi vardi o da silah´di.
mahir çayan bence marksizm ve leninizmi tamamen yalnış anlamış biridir.o marksizm ve leninizmi günümüz koşullarına göre geçerli olan ve olmayan olarak ayırmış ve birbirinden tamamen farklı kavramlar olarak bibirlerinin karşısında yer aldıklarını savunmuştur.mahir çayan marksizim leninizmi kendi düşüncelerini sağlamlaştırmak için yalnış yorumlamıştır...marksın ve leninin savaş hakkındaki düşüncelerini yalnış yorumlamıştır.fakat o günkü şartlarda halkı silahlı mücadeleye götürmek için yapabileceği başka bir şey yoktu fakat marksizm leninizmin yalnış yorumlandiğı kesin bir kanıttır....
............ Back im ve track yaratır stres cut yap son anda kurtulur bu protest rap lordu Funk rock jazz punk önemlimi liriklerin peşindeyim ben anlam müzik ve banşı istemekteyim Bu hergün olmasaydı çocuklar hergün ölmeseydi mayınlı tarlalarda hep açardı Çocuklar hep saçardı güngebün çiçek bu dil benim bu rap yetermi banşa Çekilmiş her bir film savaş dolu çocuklara kalaşnikof ve çikolata
Al capone yada MİLİTAN olma evlat hadi banşa doğru koş Nafile uçurum olmuş belki koprü olabilir yıkılmamışsa geçebilirsin hepsi boş.... .........
İnsanların arkasından atmak kolaydır. İnsanı kötülemekle kendine pay çıkarmak yoz insanların kullandığı kolaycı yoldur. Hele bir de işin içinde ipe sapa gelmez iftiralar varsa! Solcular, söylentilerle uğraşmazlar çünkü bu tür bağnazca şeyleri aydınlanma çağı ile aştıklarını bilirler. Solcu sadece gerçeği arar. Eğer siz Mahir Çayan hakkında gerçeği arıyorsanız onun hayatına ve yazılarına bakın
abalı günahı boynuna ama (ki zaten günahı kendisine fazlaca yeter) kgb danışmanlarının finanse edip eğitim verdikleri ölüm akadmelerinde eğitilem arkadaşlrı gibi türkiye'i sırf güç tutkusundan dolayı kana bulayabilecek kadar gözü kara bir teröristten bahsettiğimizi hatırlatmma gerek var mı?
'dünya devrim literatürü' gibi içi boş, süslü cümlelerle yaptıklarını haklı çıkaramayacağımız ve adam öldürmeyi 'silahlı propaganda ' olarak adlandırabilen bir kaatilden bahsettiğimizi de unutmuyoruz umarım.
solcular ondan kurtuldukları içn sevinebilirler.. çünkü iktidarı ele gçirseydi eminim temizliğe önc kendisine rakip gördüğü fraksiyonlardan başlayacaktı.
ben şunu sölemek istiyorum Mahir Çayan bir internet sitesinde 2 satır yazıyla anlatılacak ve anlanılacak birisi değildir. Çayan dünya devrim tarihinde ki ideolojileri gününün Türkiyesine uydurabilmiş ve dünya tarihine geçmiş biridir. Yapmamız gereken şey ise onu okuyarak anlamak ve onun yaptığı gibi 'anladığımızı şuan ki Türkiye ye göre uygulamaktır.' yani 'Mahir silahlı mücadele vermiştir. bizde onun gibi yapalım dersek pekte Çayanist sayılmayız. evet onun yaptığını yapmalıyız ama günümüz koşullarını gözardı etmeden.
KIZILDERE’YE DOGRU Yoldaslarini birer birer kalbine gömer Mahir. Bilir ki artik attigi her adim bu ülkenin kaderine damgasini basacaktir. Bilir ki en çetin kusatmalar savasilarak yarilir.
Bilir ki namusun, onurun, erdemin ve devrimin kitabinda baslanan isi yarim birakmak, yorulmak, tereddüt etmek yoktur. Hem nasil tereddüt edebilir ki;
ON’lar degil midir en sevdiklerini bu çok sevdigi vatan topraklarina bir tohum gibi saçan,
ON’lar degil midir bu ülkeden isgalcilerin ayak izleri silininceye kadar savasa and içen,
ON’lar gözlerini budaktan esirgememistir bir kez bile.
çok merak ediyorum. acaba o donemde onunla birlik olan kurtlerin o zaman solculuk adi altinda kürt faşizanlığı yaptığını hic anlamışmıdır. Acaba bir kere olsun bunlar tarih olacak ve ben hatalarimla başkalarının maşası olarak bu millete bu devlete bela oluyorum demişmidir. Yoksa sacma inançları için macera yolları yerine bende adam olayım, insan gibi konuşarak anlaşayım diye düşünmüşmüdür.
ölüm onları apansız yakalamadı
ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında
kentlerin yoksul mahallelerinde
ve uğuldayan meydanlarında
kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından
sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla
ölümün üstüne yürüdü onlar
tereddüt etmediler yok
“biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik” diyerek
türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü
özgür ve eşit bir gelecek için
canımızdan bir parça koparırcasına
en iyilerimizi verdik toprağa
onlar, yaratılan devrimci değerlerin
onurun, erdemin, inancın simgeleri olarak
yüreklerimizi dolduruyor
bilincimizi aydınlatıyor
bizi kopmaz bağlarla bağlıyor devrime...
devasa bir beyin, müthis bir ideolog ve teorisyen.....tabi mangal gibide bir yürek....VE MAHiR ÇAYAN
Tam bağımsız ve özgür Türkiye!
Sadece silah kurşun değil aynı zamanda fikir adamı
1970'lerdeki devrimcilerden biri.
Yanlış bilmiyorsam öldürülmüştür.
Acaba bugün yaşıyor olsa ve hala genç olsa yine devrimci olur muydu? Hep bunu merak etmişimdir.
mahir çayan bence mert,korkusuz vatanını seven ama vatanın kurtuluşunu yanlış yerde arayan bir kişi.hayatını koyacak kadar bir davaya inanan kişiye saygı duymak lazım.
bu da kimdir
duyduysam arap olayım...
Kızıldere gelir akla, gözler dolar, içler yanar....
Elinde kumanda tv dizisi geyiği yapan, gelin-kaynana muhabbetinden başka herşeyi gereksiz niteleyen, meyhanede masa devirmeyi önemli bir illegal icraat zanneden takımın çenesini ve klavyesini yorma potansiyeli taşıyan DEVRİMCİ kimse.
her sehit! olmus devrimci gibi gereginden fazla yuceltieln ve onder lider kavramlarinin karsi olduklari sistematigin bir parcasini oldugunu anlamayan insanlanlarin cok sevdigi kisidir kendileri. turan feyzi miydi adi tam hatirlamiyorum mahir diye bir kitabi vardir, okunursa sanirim kendileri ve yasanilan donem daha yakindan taninabilir. kitabi oneririm.
onlarkı sımdılerde herkesın kahrolsun emperyalızm dıye haykırdıgı bır donemı onceden gormuslerdı.evet sız hala kurtlar vadısı gıbı dızılerle eglenın! !
bırakın...adamı mezarında rahat...sistemin 'kahramanlaştırdığı'bu adamı...davasını arkadaşlarını ve 'yoldaşlarını'görüyoruz..kalksa Çayan
ilk o ben ondanım onun yolundayım diyenleri vururdu...rahat bırakın...
MAHİR ÇAYAN
BİR DEVRİMCİ
ÖNDERDİR...
Oligarşi Mahir Çayan ve dönemin devrimcilerini katletmekle kalmadı;
tam 30 yıldır onları unutturmaya çalıştı. Mahir Çayan'ın düşüncelerinde ve yaşamında cisimleşen devrimci özü boşaltmak ve kafaları bulanıklaştırmak için kampanyalar düzenledi. Oligarşinin ideolojik hizmetkarlığını yapan burjuva yazarlar bu kampanyalarda şu sözlerle saldırdılar:
'Çayan keşke eline silah alıp insanları öldüreceği bir 'savaş'a kalkışmasaydı. Keşke Çayan ölmeseydi.
'Çayan zamanımızda yaşıyor olsaydı, 'şehir gerillası' mı olacaktı?
'Hayır!
'Belki bir akademisyen, belki meşru bir politikacı, belki bir işadamı, belki bir gazeteci olacaktı! İşi ne olursa olsun, kendini eşinin, çocuklarının geleceğine vakfetmiş bir aile babası olarak hayatını sürdürecekti.
'(...)
'Mahir Çayan, delikanlılıkta kapıldığı bir psikoloji yüzünden, hayatının bu değerlerinin tümünü gözden çıkarmıştır.' (Taha Akyol)
'Mahir Çayan ve onun gibi hedef edilmiş gençler bu ülkenin ızdırabıdır. Yüreği halk için bir şeyler yapma heyecanıyla dolu nice genç adam, kimi zaman heyecan ve cehalet sonucu, kimi zaman tahrikçi ajanların eliyle teröre saptı... Saptırıldı...' (Melih Aşık, Milliyet)
Mahir gerçekten 'delikanlılıkta kapıldığı bir psikoloji yüzünden' mi tüm yaşamını feda etti? 'Gençlik ateşi' miydi onları yakan?
Değildir elbette... Oligarşiye hizmette kusur etmeyen burjuva yazarların, karşı-devrimci ideologların amacı farklıdır tabii ki. Amaçları; Mahir Çayan şahsında 1971 silahlı devrim mücadelesini karalamak, dönemin devrimci ruhunun halka yansımasını engellemektir. Bu amaçlarına ulaşmak için her yolu denemişlerdir. Öyle ki, dönemin devrimcileri olan Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ı kendi kurguları ile karşı karşıya getirmiş, sözde kıyaslamalar yaparak devrimciliği bulanıklaştırmaya çalışmışlardır.
'Deniz Gezmiş saf bir romantikti. Mahir Çayan ise acımasız bir rasyonalist.
'Birisinin devrimciliği insanın hayatının başladığı yerde bitiyor. Ötekinin ise insan canının alındığı nokta başlıyordu.
'Biri 1968'in romantik yanını, öteki ise gaddar tarafını temsil ediyordu.
'İki ayrı genç tipi, iki ayrı kimlik ve iki ayrı izlenim.' (Ertuğrul Özkök,
Ertuğrul Özkök gibi bedenini, ruhunu ve kişiliğini oligarşiye satmış birinin bu sözleri söylemesi amaçsız değildir elbette. Sözde Deniz Geçmiş'e sahip çıkıp, överek Mahir Çayan'a saldırmaktadır. Oysa Özkök ve Özkök gibilerin, Deniz Gezmiş gibi devrimci inanç ve ruhla donanmış, yaşamını emperyalizme ve faşizme karşı savaşarak sürdürüp, halkı ve vatanı için feda etmiş bir devrimciye en küçük bir sevgileri ve övgüleri yoktur, olamaz.
Özkök gibi satılmış uşakların yanısıra, devrimci, solcu, insan hakları savunucusu geçinen bazı grup ve şahıslar da benzer sözler söylemektedirler. 'Deniz Gezmiş insalcıldı', Hiç insan öldürmedi, Bir böceğe bile kıyamazdı, gibi sözlerle, Deniz Gezmiş'i 'masum' göstermeye çalışan bu kesimler için de devrimciliğin, devrimci ruh ve inancın önemi yoktur.
Oysa yaşananlar ve gerçek çok farklıdır ki, bu halklarımızın bilincinde de oturmuştur. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya tarihe, 1971 silahlı mücadele çizgisini yaratan üç devrimci olarak geçmiştir.
Mahir Çayan'ın oligarşi ve uşakları tarafından daha fazla karalanmasına, hakaret ve küfürle anılmasının tek sebebi vardır: Mahir Çayan'ın Türkiye ve tüm yeni sömürge ülke devrimlerinin yolunu netleştiren ve bunu ezilen dünya emekçi halklarına miras bırakan devrimci bir önder olmasıdır. O tüm yeni-sömürge ülkeler için geçerli olan anti-emperyalist, anti-oligarşik halk devrimlerinin stratejisini çizmiş ve bu yanıyla, bilimsel sosyalizme katkı yapan devrimci önderlerin yanındaki yerini almıştır.
Mahir Çayan, kişiliği, eylemleri, ideolojik-politik çizgisi, düşünce sistematiği ile bir bütündür. O'nu tanımlamak devrimciliği tanımlamaktır. O bir kişi olmaktan çıkmış, ülkemiz halklarınına kurtuluş yolunu gösteren siyasi çizginin sembolü olmuştur. Bu anlamıyla oligarşi O'nu katletse de yokedememiştir. Mahir Çayan'ın bıraktığı mirası devralanlar, O'nun tüm özelliklerini yaşatmakta ve idealini gerçekleştirmek için mücadelesini daha ileri taşımaya devam etmektedir.
Korkularının gerçek nedeni budur. Ve bu korku sadece oligarşi ve uşakları tarafından değil, aynı zamanda 'devrimci', sosyalist, komünistsıfatları taşıyan parti, örgüt ve kişiler tarafından da duyulmaktadır.
Oligarşinin uşakları; '(...) '68 kuşağından Mahir Çayan'ın yola çıkarkenki ideallerinden, düzene meydan okuyan 'özgürlükçü' ütopyasından söz etmek bir şeydir. Fakat onu idealize edip bir hareketin bayrağı haline getirmek başka bir şeydir. Mahir'in ölümüne ağıt yakmak bir şeydir. Ama Elrom'u kaçırıp öldürmesini, Sibel'i rehin almasını, İngiliz teknisyenleri kaçırıp öldürmesini, yani şiddet ve terör eylemlerini onaylamak başka bir şeydir.' Hasan Cemal, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım, diyerek Mahir Çayan'ı parçalara ayırmak istemiştir. '
Oysa Mahir Çayan bir bütündür. Bir tarafını yok saymak Mahir Çayan'ı Mahir Çayan olmaktan çıkarmaktır. Bazı sol örgütler de hemen hemen aynı sözleri söylemiştir. İşte bir örnek;
'THKP-C bu eleştiriyi bir atılımda kendini yakarak yapmıştı. Ve bu adımı atmasıyla birlikte de kendi görevini tamamlamış oldu. Artık böyle bir hareketin tekrarlanması özlemi sadece komediye varabilir.'
Evet, Mahir Çayan bir hareketin bayrağıdır, önderidir. O bunu tüm yaşamıyla, savaşıyla, inancı ve kararlılığıyla kazanmıştır. Önderlik birileri tarafından verilen değil, kazanılan bir hak olduğunun somut örneğidir. Bu hakkı O'na atfeden bilimdir, tarihtir, halkımızdır. Hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir...
İşte Mahir Çayan'ın 'Kesintisiz Devrim' isimli kitabından bir alıntı:
'Kemalizm, emperyalizmin işgali altındaki bir ülkenin devrimci-milliyetçilerinin bir milli kurtuluş bayrağıdır. Kemalizmin özü, emperyalizme karşı tavır alıştır. Kemalizmi bir burjuva ideolojisi, veya bütün küçük-burjuvazinin veyahut asker-sivil bütün aydın zümrenin ideolojisi saymak kesin olarak yanlıştır.
Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden, Kemalizm soldur; milli kurtuluşçuluktur. Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin, emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.'
Bundan sonra gerek Deniz gerekse de Mahir hakkında araştırmadan, bilmeden Konuşmayalım.
mahir çayanın müslüman komünist olduğunu bilmiyordum ilginç
mahir çayan ! ! ! devrimci bir önderdir ! ! !
Mahir Çayan'ın oligarşi ve uşakları tarafından daha fazla karalanmasına, hakaret ve küfürle anılmasının tek sebebi vardır: Mahir Çayan'ın Türkiye ve tüm yeni sömürge ülke devrimlerinin yolunu netleştiren ve bunu ezilen dünya emekçi halklarına miras bırakan devrimci bir önder olmasıdır. O tüm yeni-sömürge ülkeler için geçerli olan anti-emperyalist, anti-oligarşik halk devrimlerinin stratejisini çizmiş ve bu yanıyla, bilimsel sosyalizme katkı yapan devrimci önderlerin yanındaki yerini almıştır.
Mahir Çayan, kişiliği, eylemleri, ideolojik-politik çizgisi, düşünce sistematiği ile bir bütündür. O'nu tanımlamak devrimciliği tanımlamaktır. O bir kişi olmaktan çıkmış, ülkemiz halklarınına kurtuluş yolunu gösteren siyasi çizginin sembolü olmuştur. Bu anlamıyla oligarşi O'nu katletse de yokedememiştir. Mahir Çayan'ın bıraktığı mirası devralanlar, O'nun tüm özelliklerini yaşatmakta ve idealini gerçekleştirmek için mücadelesini daha ileri taşımaya devam etmektedir.
Evet, Mahir Çayan bir hareketin bayrağıdır, önderidir. O bunu tüm yaşamıyla, savaşıyla, inancı ve kararlılığıyla kazanmıştır. Önderlik birileri tarafından verilen değil, kazanılan bir hak olduğunun somut örneğidir. Bu hakkı O'na atfeden bilimdir, tarihtir, halkımızdır. Hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir...
Kongra-Gel Lideri son zamanlarda sürekli olarak ”biz Mahirler’in, Denizler’in takipçisiyiz” diye haykırmakla neyi kastediyor?
Hernekadar bunlar Marksist-Leninist geçinseler de enerjilerini emperyalist Avrupadan ve ABD den alırlar...Başları sıkışınca o ülkelere kaçarlar...Mahirler bugün faşist PKK ve diğer bölücü Kürt faşist hareketini önderidirler....
İlk vatan hayinlerindendi, her terörist gibi vuruldu öldürüldü geçmişlerine kavuşturuldu
şu karanalık türkiyden kimler gelip kimler göçmüş
deniz gezmiş yusuf aslan mahir çayan gelip geçmiş
direndiler haksızlığa faşistleri sele vermiş
Türkiye Halk Kurtulus cephesinin kurucusu ve önderidir
mahi çayan değil ÇIYAN olmalıymış
1945 yilinda dogan Mahir cayan Türkiye Halk Kurtulus Partisi ve
Türkiye Halk Kurtulus cephesinin kurucusu ve önderidir.Siyasal bilgiler fakultesinde okumaya niyetlenmis olan Cayan tipki deniz gezmis gibi ülkenin yaramaz cocuklarindan biri olarak genc yasda ün sahibi olmustur ve ilgincdir ki bu zatin tek silahi vardi o da silah´di.
mahir çayan bence marksizm ve leninizmi tamamen yalnış anlamış biridir.o marksizm ve leninizmi günümüz koşullarına göre geçerli olan ve olmayan olarak ayırmış ve birbirinden tamamen farklı kavramlar olarak bibirlerinin karşısında yer aldıklarını savunmuştur.mahir çayan marksizim leninizmi kendi düşüncelerini sağlamlaştırmak için yalnış yorumlamıştır...marksın ve leninin savaş hakkındaki düşüncelerini yalnış yorumlamıştır.fakat o günkü şartlarda halkı silahlı mücadeleye götürmek için yapabileceği başka bir şey yoktu fakat marksizm leninizmin yalnış yorumlandiğı kesin bir kanıttır....
ceza - sabah bastı geceyi.
............
Back im ve track yaratır stres cut yap son anda kurtulur bu protest rap lordu
Funk rock jazz punk önemlimi liriklerin peşindeyim ben
anlam müzik ve banşı istemekteyim
Bu hergün olmasaydı çocuklar hergün ölmeseydi mayınlı
tarlalarda hep açardı
Çocuklar hep saçardı güngebün çiçek bu dil benim bu rap yetermi banşa
Çekilmiş her bir film savaş dolu çocuklara kalaşnikof ve çikolata
Al capone yada MİLİTAN olma evlat hadi banşa doğru koş
Nafile uçurum olmuş belki koprü olabilir yıkılmamışsa geçebilirsin hepsi boş....
.........
İnsanların arkasından atmak kolaydır. İnsanı kötülemekle kendine pay çıkarmak yoz insanların kullandığı kolaycı yoldur. Hele bir de işin içinde ipe sapa gelmez iftiralar varsa! Solcular, söylentilerle uğraşmazlar çünkü bu tür bağnazca şeyleri aydınlanma çağı ile aştıklarını bilirler. Solcu sadece gerçeği arar. Eğer siz Mahir Çayan hakkında gerçeği arıyorsanız onun hayatına ve yazılarına bakın
kim bu adam yaaa...
şimdilerde kendini devrimci sanan sol örgütler tarafından idolleştirilmeye çalışan bi rusya sempatizanı...
abalı günahı boynuna ama (ki zaten günahı kendisine fazlaca yeter) kgb danışmanlarının finanse edip eğitim verdikleri ölüm akadmelerinde eğitilem arkadaşlrı gibi türkiye'i sırf güç tutkusundan dolayı kana bulayabilecek kadar gözü kara bir teröristten bahsettiğimizi hatırlatmma gerek var mı?
'dünya devrim literatürü' gibi içi boş, süslü cümlelerle yaptıklarını haklı çıkaramayacağımız ve adam öldürmeyi 'silahlı propaganda ' olarak adlandırabilen bir kaatilden bahsettiğimizi de unutmuyoruz umarım.
solcular ondan kurtuldukları içn sevinebilirler.. çünkü iktidarı ele gçirseydi eminim temizliğe önc kendisine rakip gördüğü fraksiyonlardan başlayacaktı.
ben şunu sölemek istiyorum Mahir Çayan bir internet sitesinde 2 satır yazıyla anlatılacak ve anlanılacak birisi değildir. Çayan dünya devrim tarihinde ki ideolojileri gününün Türkiyesine uydurabilmiş ve dünya tarihine geçmiş biridir. Yapmamız gereken şey ise onu okuyarak anlamak ve onun yaptığı gibi 'anladığımızı şuan ki Türkiye ye göre uygulamaktır.' yani 'Mahir silahlı mücadele vermiştir. bizde onun gibi yapalım dersek pekte Çayanist sayılmayız. evet onun yaptığını yapmalıyız ama günümüz koşullarını gözardı etmeden.
tokatta bi köyde vurulmuştur vurulduğu köy tikkocudur hali hazırda
KIZILDERE’YE DOGRU
Yoldaslarini birer birer kalbine gömer Mahir. Bilir ki artik attigi her adim bu ülkenin kaderine damgasini basacaktir. Bilir ki en çetin kusatmalar savasilarak yarilir.
Bilir ki namusun, onurun, erdemin ve devrimin kitabinda baslanan isi yarim birakmak, yorulmak, tereddüt etmek yoktur. Hem nasil tereddüt edebilir ki;
ON’lar degil midir en sevdiklerini bu çok sevdigi vatan topraklarina bir tohum gibi saçan,
ON’lar degil midir bu ülkeden isgalcilerin ayak izleri silininceye kadar savasa and içen,
ON’lar gözlerini budaktan esirgememistir bir kez bile.
çok merak ediyorum. acaba o donemde onunla birlik olan kurtlerin o zaman solculuk adi altinda kürt faşizanlığı yaptığını hic anlamışmıdır. Acaba bir kere olsun bunlar tarih olacak ve ben hatalarimla başkalarının maşası olarak bu millete bu devlete bela oluyorum demişmidir. Yoksa sacma inançları için macera yolları yerine bende adam olayım, insan gibi konuşarak anlaşayım diye düşünmüşmüdür.