Güce dayanan kollektif her ideoloji; niyetleri ne kadar iyi olursa olsun sefalet ve zalimliğe yol açmak zorundadır. Güç, özünde iyi olan bireyleri bile iki sebepten ötürü zalimleştirir. 1) Mutlak gücü elinde tutma arzusu. 2) Mutlak gücü elinde tutanlardan kaçınma arzusu.
Bireylerin hayatlarını korkmadan idame ettirmesi için şu ana kadar bulunmuş en iyi yöntem; gücün hiçbir şekilde belirli bir yerde toplanmadığı, bireylerin kendi hayatları ve mülkleri dışında hiçbir şekilde güce ulaşamadığı bir yaşam biçimidir. Bunun adı da bireyciliktir, Liberalizmdir.
19. yüzyıl,(antiemperyalist-özgürlükçü) liberal milliyetçilik dönemidir.Milliyetçilik,20. yüzyılda,libral ilkelerden uzaklaşmış,milli-birlikçi veya faşist nitelik kazanmıştır.Avrupa tarihinde liberalizm,karanlık çağlara karşı,modern çağın aydınlığına doğru kararlı bir gelişmeyi temsil eder.
Özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan düşünce akımıdır. Genel anlamda liberalizm, bireylerin ifade özgürlüğüne sahip olduğu, din, devlet ve kimi zaman kurumların gücünün sınırlandırıldığı, düşüncenin serbest bir şekilde dolaştığı, özel teşebbüse olanak sağlayan bir serbest piyasa ekonomisinin olduğu, hukuğun üstünlüğünü geçerli kılan şeffaf bir devlet modeli ve toplumsal hayat düzeni hedefler.
ferdi hürriyeti esas alan fakat.. bu hürriyeti ortadan kaldıran faktörlerin yanlış teşhisi neticesinde ferdi yüzlerce efendi’ye bağlı, bölünmüş bir köle yapan düşünce sistemi
terakkiperver cumhuriyet fırkası ve serbest cumhuriyet fırkası gerçek anlamda liberalizmi benimseyen ilk partiler arasındadır..serbest piyasa ekonomisini çıkar yol olarak gören türkiyede besim tibuk gibi kişiler de vardır..liberal demokrat partisi bu anlamda her seçimlerde % 1 bile aşamaz...
Su an dunyada en revacta siyasi akim, ekonomide serbest piyasa ekonomisini savunurken siyasette ekonomiye pek karismayan kucuk devletten yana, haklar konusunda siyasi ve sivil haklara onem verirken, ekonomik ve sosyal haklar konusunda eksik kalmistir, liberalizmin en buyuk sorunlarindan biri esitlik ve kaynaklarin adil dagilimi/sosyal refah konularinda yetersiz olmasi, liberalizm ile kapitalizm genelde ortusmekte ise de korporatist ve devlet agirlikli kapitalist sistemler de vardir, Iskandinav ulkeleri ile Japonya gibi
Günümüzde iyice belirginleşen 'güçlü'nün, 'güzçsüz' ü ezmesine düz zemin hazırlayan, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan; ve elbette dünyayı merkezci globalizme sürükleyen canavar.. insan hırsının, sınıfçılıkla birleşip 'özgürlük' şekeriyle kaplanarak halka sunulmasıdır..
-Bırakınız yapsınlar...! -Zengin çok şey yapabilir, İyi ama fakir ne yapabilirki?
Güce dayanan kollektif her ideoloji; niyetleri ne kadar iyi olursa olsun sefalet ve zalimliğe yol açmak zorundadır. Güç, özünde iyi olan bireyleri bile iki sebepten ötürü zalimleştirir.
1) Mutlak gücü elinde tutma arzusu.
2) Mutlak gücü elinde tutanlardan kaçınma arzusu.
Bireylerin hayatlarını korkmadan idame ettirmesi için şu ana kadar bulunmuş en iyi yöntem; gücün hiçbir şekilde belirli bir yerde toplanmadığı, bireylerin kendi hayatları ve mülkleri dışında hiçbir şekilde güce ulaşamadığı bir yaşam biçimidir. Bunun adı da bireyciliktir, Liberalizmdir.
özgürlüğün abartılışı devletin küçültülüşü devlet küçülürse millet küçülür devlet güçsüzleşirse millet güçsüzleşir umutsuz bir düşünce ütopya...
19. yüzyıl,(antiemperyalist-özgürlükçü) liberal milliyetçilik dönemidir.Milliyetçilik,20. yüzyılda,libral ilkelerden uzaklaşmış,milli-birlikçi veya faşist nitelik kazanmıştır.Avrupa tarihinde liberalizm,karanlık çağlara karşı,modern çağın aydınlığına doğru kararlı bir gelişmeyi temsil eder.
Özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan düşünce akımıdır. Genel anlamda liberalizm, bireylerin ifade özgürlüğüne sahip olduğu, din, devlet ve kimi zaman kurumların gücünün sınırlandırıldığı, düşüncenin serbest bir şekilde dolaştığı, özel teşebbüse olanak sağlayan bir serbest piyasa ekonomisinin olduğu, hukuğun üstünlüğünü geçerli kılan şeffaf bir devlet modeli ve toplumsal hayat düzeni hedefler.
bireyin özgür olmasını ekonomik siyasal ve toplumsal faaliyetlerini serbestçe yerine getirmesini savunan anlayıştır.
Bireyin özgür olmasını ekonomik siyasal ve toplumsal faaliyetlerini serbestçe yerine getirmesini savunan anlayıştır.
ferdi hürriyeti esas alan
fakat.. bu hürriyeti ortadan kaldıran
faktörlerin yanlış teşhisi neticesinde
ferdi yüzlerce efendi’ye bağlı,
bölünmüş bir köle yapan
düşünce sistemi
Serbest ekonomide özgürlük istemeleriyle diğer alanlarda nötr kalmaları adı altında birleşen kişilerin uydurduğu bir yapmacık akım.
Liberalizm ve Milliyetçilik elele hep beraber daha güzel günlere...
Bundan güzel seçim sloganı olur ama yinede en iyisi herkese iki anahtar. :))
'Liberalizm, sömürge ülkeler için gelistirilmiştir.'
M.K.ATATÜRK
bilmiyorumki sordum
devletın ekonomıye mudahale etmemesını ve serbest piyasasını
devletın ekonomıye mudahale etmemesını ve serbest piyasasını
solun sağı veya sağın solu
kulakları çınlasın..besim tibuk ;)
özgürlükten nefret edenlerin nefret ettiği sistem.
BURJUVAZİNİN EKONOMİK ÇIKARLARINA GÖRE BELİRLENMİŞ,JOHN LOCKE'NİN KURUCUSU OLDUĞU,ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK KAVRAMLARINI ESAS ALAN AKIM.
özgürlüğü esir eden özgürlük propagandası...
terakkiperver cumhuriyet fırkası ve serbest cumhuriyet fırkası gerçek anlamda liberalizmi benimseyen ilk partiler arasındadır..serbest piyasa ekonomisini çıkar yol olarak gören türkiyede besim tibuk gibi kişiler de vardır..liberal demokrat partisi bu anlamda her seçimlerde % 1 bile aşamaz...
Bakınız: Mehmet Barlas, Cüneyt Ülsever, Fehmi Koru, Ertuğrul Özkök, Cengiz Çandar, Fatih Altaylı, Soli Özel, Sedat Sertoğlu...
Bakınız:Hürriyet, Milliyet, Sabah, Zaman, Yeni şafak, Kanal D, Show TV, atv, Kanal 7, Samanyolu tv
aynı anda hem süper hem berbat olabilen dümen.
Su an dunyada en revacta siyasi akim, ekonomide serbest piyasa ekonomisini savunurken siyasette ekonomiye pek karismayan kucuk devletten yana, haklar konusunda siyasi ve sivil haklara onem verirken, ekonomik ve sosyal haklar konusunda eksik kalmistir, liberalizmin en buyuk sorunlarindan biri esitlik ve kaynaklarin adil dagilimi/sosyal refah konularinda yetersiz olmasi, liberalizm ile kapitalizm genelde ortusmekte ise de korporatist ve devlet agirlikli kapitalist sistemler de vardir, Iskandinav ulkeleri ile Japonya gibi
Günümüzde iyice belirginleşen 'güçlü'nün, 'güzçsüz' ü ezmesine düz zemin hazırlayan, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan; ve elbette dünyayı merkezci globalizme sürükleyen canavar.. insan hırsının, sınıfçılıkla birleşip 'özgürlük' şekeriyle kaplanarak halka sunulmasıdır..
-Bırakınız yapsınlar...!
-Zengin çok şey yapabilir, İyi ama fakir ne yapabilirki?
bireyin yaşam biçimi,
mücadele
mantık
ayn rand
hayek
300 yılı aşkın bir geçmişi olan ve muhafazakarlık/sosyalizm dalaşından adeta faydalanarak bir orta yol tutturan ideolojisizliğin ideolojisi.