Dünya Kupası tarihinde 400. golü atarak kupa tarihine de adını yazdırmıştır. 1954 Dünya kupası'nda Türkiye'nin Güney Kore'yi 7-0 yendiği maçta attığı bu gol, Lefter'e 400. golün sahibi olma şerefini vermiştir.
En büyük o olmalıdır! Fenerbahçeliyim... Yetmişiki yaşım îtibârıyla, Lefter’i de sahada görmüş ve seyretmiş kişiyimdir. O, buraya yazılacak birkaç satırla sınırlı bir kimlik değildir. Kendisi, her şeyden önce iyi insan ve bir centilmendir. Nitekim, diğer kulüp taraftarlarınca da dâimâ sevilmiş ve sayılmıştır. Lefter’in babası, Arnavut aslından olup İstanbul Büyük Adalı balıkçı bir Rumdur. Annesi de Rum biliniyordu. Ancak, bu gece bâzı kaynaklar Türk olduğunu söylemektedirler. Kendisi Ortodoks Hrıstiyan olsa da kızlarını Türkler, yâni Müslümanlarla evlendirmiştir. O, diğer yandan zâten tam bir Türk’tür. Nitekim, özellikle 6-7 Eylül 1955 olayları arkasından Yunanistan’a göçen onbinlerce Rum’a rağmen o Bura’da kalmıştır. Futbolda beyni, yüreği ve iki ayağı vardı. Topa kafayla vurduğu, hele de böyle gol attığı ender olaylardandır. En önemlisiyse… Formsuzluğu tanımaz, sakatlık nedir bilmezdi! Lefter, her maça çıkar futbolunu oynardı. Herhâlde, bütün zamanlar için en büyük futbolcumuz da oydu. Ey gençler! Tuttuğunuz kulüp hangisi olursa olsun, keşki onu bir tanımış olsaydınız! Evet… Maddî Lefter artık aramızda yok, ama mânen gönüllerde yaşamaya devâm edeceği muhakkaktır. Ona, kendi inancı uyarınca “toprağı bol olsun! ” diyelim.
bence kadıköy belediye başkanı altıyoldaki boğa heykelini kaldırıp hemen lefterin heykelini oraya dikmeli.bence lefter bunu hakediyor hemde anasından içtiği o ak süt kadar.ama benin anlamadığım neden fenerbahçe camiası onu bir kez olsun başakan yapmadı
Efsanevi futbolcu Lefter iki takım arkadaşıyla idman sahasında çalışıyomuş. İdman sahası dediysek tarlanın ortasında iki direk, o kadar. Kenarda da inekler otluyo. Bi ara Lefter’in ayağına bi top gelmiş, bi abanmış gavur. GÜMMM! Top dooğru kenardaki ineklerden birinin tamm böğrüne... İnek şöyle bi silkelenmiş, titremiş, ayakları tutmayınca, haaydi yere. Lefter’le iki arkadaşı hemen koşmuşlar ineğin yanına. Etrafta çoban falan da yok. Yahu hayvan mundar gidiyor öte tarafa. Devir de şimdiki gibi değil ki, yokluk zamanı. Bizimkiler zaten sabahtan beri idman yaptıklarından açlıktan geberiyolarmış. Hemen bismillah, ineği kesmişler oracıkta, takmışlar bi kazığa çevirme yapmışlar. Lefter’le iki arkadaşı yarım saatte yemiş koca ineği...
Anlatılan hikayelere bakılırsa Türk futbol tarihinin en büyük futbolcusudur. Aynı dönemde Avrupa'da olsaydı şimdi Pele ve Cruyff la aynı kategoride anılırdı. Efsane Puşkaş ı 2 defa çalımlamış, dalga geçmiş insandır! Ve tarihi Yunanistan ve Macaristan galibiyetlerimizin mimarı...
Dünya Kupası tarihinde 400. golü atarak kupa tarihine de adını yazdırmıştır. 1954 Dünya kupası'nda Türkiye'nin Güney Kore'yi 7-0 yendiği maçta attığı bu gol, Lefter'e 400. golün sahibi olma şerefini vermiştir.
En büyük o olmalıdır!
Fenerbahçeliyim... Yetmişiki yaşım îtibârıyla, Lefter’i de sahada görmüş ve seyretmiş kişiyimdir. O, buraya yazılacak birkaç satırla sınırlı bir kimlik değildir. Kendisi, her şeyden önce iyi insan ve bir centilmendir. Nitekim, diğer kulüp taraftarlarınca da dâimâ sevilmiş ve sayılmıştır.
Lefter’in babası, Arnavut aslından olup İstanbul Büyük Adalı balıkçı bir Rumdur. Annesi de Rum biliniyordu. Ancak, bu gece bâzı kaynaklar Türk olduğunu söylemektedirler. Kendisi Ortodoks Hrıstiyan olsa da kızlarını Türkler, yâni Müslümanlarla evlendirmiştir. O, diğer yandan zâten tam bir Türk’tür. Nitekim, özellikle 6-7 Eylül 1955 olayları arkasından Yunanistan’a göçen onbinlerce Rum’a rağmen o Bura’da kalmıştır.
Futbolda beyni, yüreği ve iki ayağı vardı. Topa kafayla vurduğu, hele de böyle gol attığı ender olaylardandır. En önemlisiyse… Formsuzluğu tanımaz, sakatlık nedir bilmezdi! Lefter, her maça çıkar futbolunu oynardı. Herhâlde, bütün zamanlar için en büyük futbolcumuz da oydu.
Ey gençler! Tuttuğunuz kulüp hangisi olursa olsun, keşki onu bir tanımış olsaydınız!
Evet… Maddî Lefter artık aramızda yok, ama mânen gönüllerde yaşamaya devâm edeceği muhakkaktır. Ona, kendi inancı uyarınca “toprağı bol olsun! ” diyelim.
Mete Esin
fenerbahce
bence kadıköy belediye başkanı altıyoldaki boğa heykelini kaldırıp hemen lefterin heykelini oraya dikmeli.bence lefter bunu hakediyor hemde anasından içtiği o ak süt kadar.ama benin anlamadığım neden fenerbahçe camiası onu bir kez olsun başakan yapmadı
Efsanevi futbolcu Lefter iki takım arkadaşıyla idman sahasında çalışıyomuş. İdman sahası dediysek tarlanın ortasında iki direk, o kadar. Kenarda da inekler otluyo. Bi ara Lefter’in ayağına bi top gelmiş, bi abanmış gavur. GÜMMM! Top dooğru kenardaki ineklerden birinin tamm böğrüne... İnek şöyle bi silkelenmiş, titremiş, ayakları tutmayınca, haaydi yere. Lefter’le iki arkadaşı hemen koşmuşlar ineğin yanına. Etrafta çoban falan da yok. Yahu hayvan mundar gidiyor öte tarafa. Devir de şimdiki gibi değil ki, yokluk zamanı. Bizimkiler zaten sabahtan beri idman yaptıklarından açlıktan geberiyolarmış. Hemen bismillah, ineği kesmişler oracıkta, takmışlar bi kazığa çevirme yapmışlar. Lefter’le iki arkadaşı yarım saatte yemiş koca ineği...
Daha önce de yazdım...bence Türk'den daha Türk! ..
oglunu taniyorum onun adida lefter...bide torunu var adi lenç,sevimli bi çocuk....simdi urlada oturuyorlar...
Anlatılan hikayelere bakılırsa Türk futbol tarihinin en büyük futbolcusudur. Aynı dönemde Avrupa'da olsaydı şimdi Pele ve Cruyff la aynı kategoride anılırdı. Efsane Puşkaş ı 2 defa çalımlamış, dalga geçmiş insandır! Ve tarihi Yunanistan ve Macaristan galibiyetlerimizin mimarı...