blues ile rock müzik arasındaki temel köprü, mil taşı. enstrümanlara olan hakimiyet ve inanılmaz vokalin gücü, müzikteki yaratıcılık doruk noktadadır. şarkılarının her konserde farklı bir uyarlamasını dinliyor olmamız, ve taklit edilemez enstrüman çalma biçemleriyle, müzik tarihinde eşssiz bir duruşa sahiptirler.
ingılız rock grubu.bbc tarafındandarock cagının en etkılı gruplarından bırısı olarak adlandırılmıstır.gıtarda jımmy page,davulda john bonham,bas gıtarda j.paul jones ve solıst olarak robert plant tarafından dort kısılık dev bır grup olarak kurulmuıstur..1968 de gup daha cok hard rock heavy metel muzık onculerı olarak tanındılar.soul,funk,hınt arap ve hatta latın muzık de dahıl olmak uzere bırcok populer muzık ortaya koydular. duyduguma gore dunya uzerınde led zeppelının kasetını aln sahıs kısısı toplam 300 mılyon gıbı acayıp bır rakammıs. grubun hıkayesı gercekten cok ılgınc.70 lı yıllarda fırtına gıbı esen grubun basına 75 den sonra olmadık ısler gelmıyoo.78 de r.plantın olumu....80 de efsane davulcunun otel odasında kendı kusmugundan bogulması...bunun uzerıne dagıldı zaten.97 dede plantla page bıra araya gelerek bır konser albumu cıkarttılar. led zeppelın gunumuzdekı muzık akımlarına yol acmış bır kaç muzık grubundan bırı.
There's a lady who's sure all that glitters is gold And She's buying a stairway to heaven. When she gets there she knows, if the stores are all closed With a word she can get what she came for. Ooh,ooh,and she's buying a stairway to heaven.
Acaba bu şarkı gerçekten tersten dinlendiğinde satanik mesajlar veriyor mu?
bundan sonra ben de nejat işler - harun tekin hayranları gibi.; led zeppelin e olan aşkımı burdan ilan etcem... heyyyyy led zeppelinnnn çok sıkısınız olum ben sizi çok seviyorum hele o; bron yr-aur stomp şarkınız var ya...bitiriyo beniii
as we walk down the country lanes, I'll be singing a song, hear me calling your name. hear the wind within the trees, telling mother nature 'bout you and me.
well if the sun shines so bright, or on our way it's darkest night the road we choose is always right, so fine.
ah can your love be so strong when so many loves go wrong will our love go on and on...
led zeppelin bence müziğin ve gürültünün estetik sunumu, muhteşem bir gitar, muhteşem bir davul,muhteşem bir vokal, muhteşem bir bass neticede muhteşem bir müzik ve gurup,hem mistik hem gizemli hem kışkırtıcı, bence tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi gurubu, yeni gençlerimizin bu guruptan nasibini almadan büyümeleri de bence son derece yazık bir durum. bence çok şanssızlar, ülkemiz de de led zeppeline yakın tarz müzik yapan tek gurup bence duman dır, onları da tebrik ederim. ali kerrar akıncı
Gitar - Jimmy Page (9 Ocak 1944) Vokal - Robert Plant (20 Ağustos 1948) Bass - John Paul Jones (3 Ocak 1946) Davul - John Bonham (1948- 1980) 5. Eleman - Peter Grant (1935 - 1995)
The Yardbirds isimini geride bırakıp, Thames nehrindeki Viktorya devrine ait kayıkhanesinden (boathouse) kalkıp arkadaşı Peter Grant (menejer) yeni grup kurmak için kolları sıvayan Jimmy Page grubu için vokalist olarak düşündüğü isimlerden Terry Reid, Peter Jay, B.J. Wilson gibi kişileri meşgüliyetlerinden dolayı ayarlayamaz. Yinede Terry Reid, o sıralarda Londra'da bulunan Robert Plant adlı genç vokalisti tavsiye eder. Bu arada John Paul Jones, Page'in planlarını duyup hemen Page'i arar ve grubun basçısı baştan belli olur.
Page, Plant'i grubu Hobbstweedle ile konserlerini izleyince etkilenir. Plant Page'in teklifini kabul eder.
Plant davula John Bonham önerir, fakat çok zor bir yap-boz üzerinde meşgül olan Bonham peşinde Joe Cocker ve Chris Farlowe'da vardır. John Bonham Page'in ve Plant'in iyi olduğunu bildiğinden ve de başarılı olmasalar bile eğleneceklerini düşünüp gruba katılır. Sorun burada bitmez, Bonham'ın evinde telefon yoktur, ve bu yüzden 40 tane telegraf atarak ancak grup çalışmalarının başladığını haberi ulaştırabildiler..
İlk başlarda Yardbirds'ren bir kaç şarkı çalan grup, Yeni Yardbirds olarak İskandinav turnesine çıkarlar, İngiltere'de konser solonlarını NewYardbirds olarak doldursalarda halen daha grubun ismini kararlaştırmamışlardır.
The Who grubunun basçısı John Entwistle, arabada Keith Moon ile yolculuk ederken, kendi grubuna isim bulmak için konuşuyorlarmış, ve hemen orada ya demiş neden Led Zepplin olmasın hem ilk albümüzün kapağına da yere alevler içinde düşen Led Zepplin resmi koyarız der. Fakat bu sohbeti duyan şöförleri Richard Cole sonradan Page için çalışmaya başlayınca, Entwistle fikrinin Page'e verdiliğini iddia eder ama Keith'de fikrin esas babası olduğunu söyleyince de işler iyice kızışır. Page, albüm kapağı ayrı olarak düşündük ama ismi Keith Moon'dan aldığını ve bunun için çok müteşekkir olduğunu belirtir, belki de Keith'de Entwistle'dan duymuştur diyerek olayı yumuşatır. Yine fikir kimden çıkmışsa çıkmış esas ad önce Lead Zepplin'dir ve Peter Grant ismi birazcık kısaltarak Led Zepplin yapar...
İlk albümlerini 36 saatlik bir sütudyo çalışmasıyla tamamlarlar. Grubun beşinci elemanı olarak kabul edilen Peter Grant'ın özenli uğraşılarıyla Atlantic şirketiyle sözleşirler. Yardbirds'in şirketi bunu duyunca Columbia kafayı yer... Muzik Piyasasında herhalde en iyi menejer-grup ilişkisinin öreneği olurlar.
Yardbirds gölgesinde kurtulamayan grup, sonunda ABD'ye gitmeye karar vererek ve Grant'in özellikle seçtiği şehirler sayesinde Led Zeplin'inin adı yükselir. Ve uzun ve başarlı yıllar birbirini izler ama alkol, uyuşturucu, kızlar ve sansasyolar peşlerini bırakmaz bu yollar içersinde muzik tarihine geçecek yapıtlar çıkartılar:
1969 LED ZEPPELIN 1969 LED ZEPPELIN II 1970 LED ZEPPELIN III 1971 LED ZEPPELIN (Untitled) 1973 Houses of the Holy 1975 Physical Graffiti 1976 Presence 1976 The Song Remains the Same 1979 In Through the Out Door 1982 Coda
Aldıkları şeytanlı olduğu söylenen şatolarında grubun davulcusu John Bonham'ın 25 Eylül 1980'de uyurken kendi kusmuğunda boğularak ölmesi (asphyxiation) grubun dağılmasına neden olur… Sonra bir kaç kez bir araya gelirler, solo albümler birbirini izler, Led Zepplin'in hikayesi devam eder gider…
70'lerin hard rock efsanesi
blues ile rock müzik arasındaki temel köprü, mil taşı. enstrümanlara olan hakimiyet ve inanılmaz vokalin gücü, müzikteki yaratıcılık doruk noktadadır. şarkılarının her konserde farklı bir uyarlamasını dinliyor olmamız, ve taklit edilemez enstrüman çalma biçemleriyle, müzik tarihinde eşssiz bir duruşa sahiptirler.
isminin kursunla alakasinin olmadigini dusundugum, yonlendirilmis zeplin anlami tasidigini inandigim grup. gec dogdugum fikrini* kafama yerlestiren grup. led zeppelin mukemmel anlamlar iceren uzun sarki sozleri ve muzikalitesi asmis sarkilari ile insanlari baska alemlere tasiyabilmektedir*
Efsane bir ingiliz grup... Kıraç'ın Led Zeppelin'den etkilendiğini dumuştum...
eskı bır grup ama hala cdlerını dınlerım.onlar gıbı muzık yapan yok pıyasada.
ingılız rock grubu.bbc tarafındandarock cagının en etkılı gruplarından bırısı olarak adlandırılmıstır.gıtarda jımmy page,davulda john bonham,bas gıtarda j.paul jones ve solıst olarak robert plant tarafından dort kısılık dev bır grup olarak kurulmuıstur..1968 de gup daha cok hard rock heavy metel muzık onculerı olarak tanındılar.soul,funk,hınt arap ve hatta latın muzık de dahıl olmak uzere bırcok populer muzık ortaya koydular.
duyduguma gore dunya uzerınde led zeppelının kasetını aln sahıs kısısı toplam 300 mılyon gıbı acayıp bır rakammıs.
grubun hıkayesı gercekten cok ılgınc.70 lı yıllarda fırtına gıbı esen grubun basına 75 den sonra olmadık ısler gelmıyoo.78 de r.plantın olumu....80 de efsane davulcunun otel odasında kendı kusmugundan bogulması...bunun uzerıne dagıldı zaten.97 dede plantla page bıra araya gelerek bır konser albumu cıkarttılar.
led zeppelın gunumuzdekı muzık akımlarına yol acmış bır kaç muzık grubundan bırı.
Tek kelimeyle ifade etmemiz gerekirse; Efsane...
Asla eskimeyecek onlar..
stairway to heaven...
led zeppelin.. fenomen! !
oooh caught your smiling at me,that's the way it should be gibisinden satanik mesajlar veren grup=P
ya bunlar nasıl bişeydir ya..
yani nasıl bırıbırılerını buldular nasıl böle oldular. süperler süperler süperler...
There's a lady who's sure all that glitters is gold
And She's buying a stairway to heaven.
When she gets there she knows, if the stores are all closed
With a word she can get what she came for.
Ooh,ooh,and she's buying a stairway to heaven.
Acaba bu şarkı gerçekten tersten dinlendiğinde satanik mesajlar veriyor mu?
dünya üzerinde gelmiş geçmiş en iyi rock grubu..'kahsmir'i ise dinlediğimde uçuyorum sanki...
bundan sonra ben de nejat işler - harun tekin hayranları gibi.; led zeppelin e olan aşkımı burdan ilan etcem...
heyyyyy
led zeppelinnnn
çok sıkısınız olum
ben sizi çok seviyorum
hele o; bron yr-aur stomp şarkınız var ya...bitiriyo beniii
as we walk down the country lanes, I'll be singing a song,
hear me calling your name.
hear the wind within the trees, telling mother nature 'bout you and me.
well if the sun shines so bright, or on our way it's darkest night
the road we choose is always right, so fine.
ah can your love be so strong when so many loves go wrong
will our love go on and on...
bron-y-aur stomp
grup ruhu olan grup.
led zeppelin bence müziğin ve gürültünün estetik sunumu, muhteşem bir gitar, muhteşem bir davul,muhteşem bir vokal, muhteşem bir bass neticede muhteşem bir müzik ve gurup,hem mistik hem gizemli hem kışkırtıcı, bence tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi gurubu, yeni gençlerimizin bu guruptan nasibini almadan büyümeleri de bence son derece yazık bir durum. bence çok şanssızlar, ülkemiz de de led zeppeline yakın tarz müzik yapan tek gurup bence duman dır, onları da tebrik ederim. ali kerrar akıncı
daha çok bilgi için http://www.led-zeppelin.com/
Gitar - Jimmy Page (9 Ocak 1944)
Vokal - Robert Plant (20 Ağustos 1948)
Bass - John Paul Jones (3 Ocak 1946)
Davul - John Bonham (1948- 1980)
5. Eleman - Peter Grant (1935 - 1995)
The Yardbirds isimini geride bırakıp, Thames nehrindeki Viktorya devrine ait kayıkhanesinden (boathouse) kalkıp arkadaşı Peter Grant (menejer) yeni grup kurmak için kolları sıvayan Jimmy Page grubu için vokalist olarak düşündüğü isimlerden Terry Reid, Peter Jay, B.J. Wilson gibi kişileri meşgüliyetlerinden dolayı ayarlayamaz. Yinede Terry Reid, o sıralarda Londra'da bulunan Robert Plant adlı genç vokalisti tavsiye eder. Bu arada John Paul Jones, Page'in planlarını duyup hemen Page'i arar ve grubun basçısı baştan belli olur.
Page, Plant'i grubu Hobbstweedle ile konserlerini izleyince etkilenir. Plant Page'in teklifini kabul eder.
Plant davula John Bonham önerir, fakat çok zor bir yap-boz üzerinde meşgül olan Bonham peşinde Joe Cocker ve Chris Farlowe'da vardır. John Bonham Page'in ve Plant'in iyi olduğunu bildiğinden ve de başarılı olmasalar bile eğleneceklerini düşünüp gruba katılır. Sorun burada bitmez, Bonham'ın evinde telefon yoktur, ve bu yüzden 40 tane telegraf atarak ancak grup çalışmalarının başladığını haberi ulaştırabildiler..
İlk başlarda Yardbirds'ren bir kaç şarkı çalan grup, Yeni Yardbirds olarak İskandinav turnesine çıkarlar, İngiltere'de konser solonlarını NewYardbirds olarak doldursalarda halen daha grubun ismini kararlaştırmamışlardır.
The Who grubunun basçısı John Entwistle, arabada Keith Moon ile yolculuk ederken, kendi grubuna isim bulmak için konuşuyorlarmış, ve hemen orada ya demiş neden Led Zepplin olmasın hem ilk albümüzün kapağına da yere alevler içinde düşen Led Zepplin resmi koyarız der. Fakat bu sohbeti duyan şöförleri Richard Cole sonradan Page için çalışmaya başlayınca, Entwistle fikrinin Page'e verdiliğini iddia eder ama Keith'de fikrin esas babası olduğunu söyleyince de işler iyice kızışır. Page, albüm kapağı ayrı olarak düşündük ama ismi Keith Moon'dan aldığını ve bunun için çok müteşekkir olduğunu belirtir, belki de Keith'de Entwistle'dan duymuştur diyerek olayı yumuşatır. Yine fikir kimden çıkmışsa çıkmış esas ad önce Lead Zepplin'dir ve Peter Grant ismi birazcık kısaltarak Led Zepplin yapar...
İlk albümlerini 36 saatlik bir sütudyo çalışmasıyla tamamlarlar. Grubun beşinci elemanı olarak kabul edilen Peter Grant'ın özenli uğraşılarıyla Atlantic şirketiyle sözleşirler. Yardbirds'in şirketi bunu duyunca Columbia kafayı yer... Muzik Piyasasında herhalde en iyi menejer-grup ilişkisinin öreneği olurlar.
Yardbirds gölgesinde kurtulamayan grup, sonunda ABD'ye gitmeye karar vererek ve Grant'in özellikle seçtiği şehirler sayesinde Led Zeplin'inin adı yükselir. Ve uzun ve başarlı yıllar birbirini izler ama alkol, uyuşturucu, kızlar ve sansasyolar peşlerini bırakmaz bu yollar içersinde muzik tarihine geçecek yapıtlar çıkartılar:
1969 LED ZEPPELIN
1969 LED ZEPPELIN II
1970 LED ZEPPELIN III
1971 LED ZEPPELIN (Untitled)
1973 Houses of the Holy
1975 Physical Graffiti
1976 Presence
1976 The Song Remains the Same
1979 In Through the Out Door
1982 Coda
Aldıkları şeytanlı olduğu söylenen şatolarında grubun davulcusu John Bonham'ın 25 Eylül 1980'de uyurken kendi kusmuğunda boğularak ölmesi (asphyxiation) grubun dağılmasına neden olur… Sonra bir kaç kez bir araya gelirler, solo albümler birbirini izler, Led Zepplin'in hikayesi devam eder gider…