Mevzu aslında beni cidden rahatsız etti.PKK dağda bireysel tercihleri konu olup da aşağılanacak kadar masum değil ki.Aşağılık olduğunu göstermek,anlatmak ve birilerinin gözüne sokmak için bunlara gerek yok arkadaşlar.Herkes herşeyi biliyor!
Asıl söylemek istediğim; kürtlerin hepsinin PKK ile aynı sınıfta değerlendirilmesini biraz ağır buluyorum..Kürt değilim ama çok yakınımda kürt olan insanlar var ve gerçekten yıllardır tanıdığım bu insanların ne PKK'ya destek verdiğine şahit oldum ne de en ufak bir yanlışlarına insan olarak..ve bu ülkenin vatandaşı olarak.
Yıllardır içiçe,yanyana olduğumuz insanlarla nasıl da birbirimize düşürdüler bizi bir bakın allah aşkına yaa..
adem kaptan..sana tarihten bir not vereyim..osmanlılar doneminde osmanlılarla beraber hareket eden bir kürt ordusu ve onun yonetimindeki 'bitlisli idris' komutan..tarihi bilmiyorsanız yorum yapmayın..
saçmalama never selehattin eyyübinin kürt olduğu son on yıldır uydurlmuş bir masaldır :)) tarihte 1 kez şah rıza pehlevinin babası döneminde mahabat kürt devleti kurulmuş ömrü 12 yıl sürmüştür. apo denen köpek bebek katilidir. Bir söz var bilirmisin biliyorsan konuş alim sansınlar bilmiyorsan sus molla desinler. sen ne alim olabildin nede molla boş boş konuşup kendine güldürtme insanları. Hala sorularıma yanıt verecek birini bekliyorum.
dağlarda Türk askerlerinin temizlediği, kürtlerin birbirleriyle irade ettiğini, eti pufu çok sevdiklerini, analdan kürtlerin birbirlerini halletiklerini biliyormuydunuz ayrıca amerikayıda bu aralar çok seviyorlar...)))
1. nicelik değil nitelik önemlidir. olmadı başka kuralım becereksizliğine düşmemiş kürtler. 2. şan, söhret, popülarite umrumda olmasa da. kürtlerin en ünlü komutanı selahaddin eyyubi'dir. kudüs'ü haçlılardan kurtaran 3.politik teorisyen olarak apo bilim adamıdır da zaten! 4. :)) türkçe'den çıkarsak? soba, boru italyanca şapka rusça nerdeyse tüm giyim eşyaları fransızca ceket gibi ingilizce zaten malum! ve latince tüm avrupa dillerini etkilemiştir ayrıca onur fransızca haysiyet arapça şeref farsça kelimeler die türkler gurursuz olmaz! ! !
Mademki binlerce yıldır bir ırk olduğu iddia ediliyor. O zaman; 1. Tarihteki kurulan kürrt devleti kaçtanedir? 2. Ünlü kürt bilim adamı sayabilirmisin? 3. Ünlü bir komutan çıkmışmıdır binlerce yılda? 4. kürtçe dilinden arapça farsça türkçe ve latinceyi çıkarınca kaç tane kelimesi verdır bunu ispatlayın bende kürt ulusu var diyeyim.
Dağda yürürken çalılıklara basılmış ve çıkan sesler kart,kurttan kürt olmuştur.yada onlar dağ türkleridir gibi zırvalıkları artık kise yapamıyor daha düne kadar kürt ün K sine tahammü edemeyenler bügün kürt sorunundan bahs ediyor yani daha önce olduğu kabul edilmiyordu bugün olduğu hatta çözülmesi gereken bir sorun olduğu nu kabul ediyorlar.Evet kürt ırkı binyıllardır vardır ve bu topraklarda yaşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin asırlık düşmanı yunaistanla barış köprüleri kurğu fakak Cok uzun asırlardır bırlıkde yasadıgı ve 80 yılda kötü cocouk ılan ettıgı ınsan.. En sıkı dostlarım 'ötekileştirmeye çalışılan' kürt arkadaşlarımdır...Onları seviyorum.
Kimdir Kürt? Kimlerdendir? Dağdan mı gelmiştir, yoksa bağdan mı kovulmuştur? Kürt kelimesi, bizim toplumsal skalamızda nereye oturuyor?
Bu, kimliği olmayan 'sözde vatandaş' yaşamımızın hangi köşesinde kendinebir yer buluyor? 'Türkiye Türklerindir', 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' vs. cümlelerinin ülkenin dağını/taşını, köyünü/kentini, caddesini/mahallesini, gazetesini/televizyonunu kapladığı bu diyarda, Kürt ne anlam ifade ediyor bizler için, herkes için?
Sahiden 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' derken, 'Türk'ün Türk'ten başka dostu vardır; o da Kürt'tür' diyebilecek olgunluğa erişebilecek mi bu topraklar?
Türkiye'de yaşayanlar, Kürtler üzerine hayata kazınmışları bilirler. İşte onlardan birkaçı: 'İstanbul'a gelmesinler, Ankara ya da başka büyük kentlere de gelmesinler, tatil bölgelerine de gitmesinler, Irak'taki soydaşlarıyla gönül bağı kurmasınlar, kendilerine ait bir dilleri olduğunu öne sürmesinler, DTP'ye oy vermesinler, Meclis'te temsil edilmesinler, işportacılık yapmasınlar, tezgâhtarlık da yapmasınlar, bir araya gelmesinler, sokaklarda çok dolaşmasınlar, aralarında Kürtçe dedikleri şeyi konuşarak alenen ortaklıkta olmasınlar, yurtdışına filan gitmesinler, gidenleri de bir araya gelip dernek filan kurmasınlar, maazallah Irak'a da gitmesinler, oturdukları yerlerdeki ekonomik ve sosyal koşullardan şikâyet etmesinler, dırdır yapmasınlar, mümkünse tiplerini değiştirsinler; sarışın ve yakışıklı olsunlar'. Kürtlerin şehirlerde, dağlarda, Kerkük'te ve dünyanın her yerinde bir sorun olarak karşımıza dikilmesinin ardında ne var sizce?
Farkında mıyız, ötekileştiriyoruz...
'Yahudi Psikanalist' Freud, Slovaj Zizek'in altını çizdiği gibi, Nazi ideolojisinin tırmanış dönemine denk düşen Monoteizm ve Tek Tanrılı Dinler'de Yahudi kimliğinin mihenk taşı olan Peygamber Musa'nın kökeninin gerçekte Mısır olduğunu yazmıştı.
Eğer Musa Mısırlı ise, Yahudi kimliğinin otantikliği yok demektir. Başka bir deyişle, 'Yahudi yoktur' diyor Freud anti-Semitizm'e cevaben. Musa'nın kökenine ilişkin tezin doğruluğu-yanlışlığı bir yana, ilginç soru şu: Niçin bu stratejiyi seçerek en başta Yahudi'yi kimliğinden ediyor Freud? Bu soruyu ilk aşamada Zizek'in milliyetçiliği tartışmak için kullandığı, tren seyahatinde karşılaşan bir Polonyalı ile bir Yahudi'ye dair 'Yahudi fıkrası' ile yanıtlayalım.
Vagonda Yahudi'yle karşılıklı oturan Polonyalı, hazır rastlamışken punduna getirip, Yahudi'den zengin olmanın sırlarını öğrenmek istemektedir ve sonunda merakını yenemeyip, muhabbetin bir yerinde sorar: 'Söyler misin, siz Yahudiler insanların cebini son kuruşuna kadar boşaltıp servet biriktirmeyi nasıl başarıyorsunuz? '
Yahudi cevap verir: 'Tabii söylerim; ama bedavaya olmaz, önce bana 5 zloty ver.' Yahudi bu parayı aldıktan sonra anlatmaya başlar: 'Önce ölü bir balık bul, kafasını kes ve içine içi su dolu bir bardak yerleştir. Sonra gece yarısı, ay tam tepedeyken, bir bardağı bir kilisenin bahçesine göm...' Polonyalı açgözlü bir tavırla, 'Ee' diye sözünü keser, 'Bütün bunları yaparsam, ben de zengin olur muyum? ' 'Öyle hemen olmaz' diye cevap verir Yahudi, 'Daha başka şeyler de yapman lazım; ama geri kalanını öğrenmek istiyorsan 5 zloty daha vermelisin! ' Yahudi parayı aldıktan sonra hikâyesine devam eder: 'Seni aşağılık herif, ne yapmak istediğini anlamadım mı sandın? Bu işin sırrı mırrı yok, sen sadece cebimi son kuruşuna kadar boşaltmaya çalışıyorsun! ' Yahudi sakin sakin, uysal bir tavırla cevap verir: 'İşte şimdi biz Yahudilerin bu işi nasıl yaptığını anladın...'
Bu fıkrada, Zizek'in önemli bulduğu nokta, Yahudi'nin Polonyalıyı aldatmamış olması, sözünü tutup ona insanların cebini nasıl boşaltabileceğini öğretmesi ve Polonyalının farkında olmaksızın gerçeği söylemesidir; bu gerçek orada 'sır' olmadığı gerçeğidir. Çünkü Yahudi'nin 'sırrı', 'Polonyalının Yahudi hakkındaki fantezisinden -ya da 'bizim', 'onların' davranış kalıplarına, kimliğine özgü beklentilerimizden- başka bir şey değil aslında.
Aynı nedenle, Polonyalının aldatıldığını söyleyemeyiz; aldatılıyorsa bile, bunun nedeni Yahudi değil, kendisinin 'ötekine' (Yahudi'ye) ait fantezileridir.' Bizim de Kürtlere karşı beslediğimiz duyguların temelinde, onları ötekileştirip fantezi dünyamıza hapsettiğimiz gerçeği olmasın? Ya da onlara karşı hissettiğimiz şey, tam anlamıyla 'içimizdeki terör'ün bir yansıması olmasın?
İnsanı gıdıkladığı kadar işaret ettiği tuhaf insanlık hali nedeniyle derin derin düşündüren bir fıkra da bizden verelim:
Bir Lazla bir Kürt birlikte idam sehpasına çıkarılır. Cellât, iki kurbanından önce Kürt'e son arzusunu sunar. Kürt, 'Anamı görmek isterim' der. Cellât, 'Kabul' deyip Laz'a döner; 'Senin son arzun nedir? ' Laz cevaplar; 'Kürt, anasını görmesin.'
Bu iki fıkranın bize gösterdiği şu: Semptom yoksa kimlik de yoktur. Yahudi figürü olmasaydı Nazi milliyetçiliğinin söyleyebileceği pek bir şey de olmayacaktı.
Aynı şekilde, Kürtler de olmasaydı, Türklerin söyleyecek hiçbir şeyleri olmayacaktı. 'Kimliğin ardındaki travmatik boşlukla karşılaşmayı semptom sayesinde (ve 'öteki' pahasına!) yapay bir şekilde önleyerek illüzyonlarla yaşayabilir insan; bunu seçmeyenler içinse, semptomu yorumlamak tek çare.' Ve semptomu yorumlamanın mantıki uzantısı, semptomla özdeşleşmek (ki Lacancı etik de bu şekilde beliriyor) : 'Biz hepimiz Kürt'üz' diyebilmek. Ya da: Biz hepimiz zenciyiz, Ermeni'yiz, Alevi'yiz...
Çıkış noktası olarak, toplumu ve toplumsal bağları homojen, antagonizm içermeyen statik bir 'bütünlük' olarak görmekten vazgeçmek gerekiyor.
Vazgeçmemiz gereken bu 'makro' bakış, ister istemez, bir semptom olarak 'öteki' figürüne ihtiyaç duyacaktır. Bunun tersine, sadece Lacan, Zizek değil, Levinas, Derrida gibi birçok başka filozofun da öne sürdüğü gibi, toplumsallığı 'ötekine' karşı duyulan bir sorumluluk çerçevesinde yeniden tariflemek gerekiyor.
Etik/politik tavır da, böylece, 'millet', 'biz' gibi bağların gerektirdiği/dayattığı normları, kuralları ve inançları izlemekte değil, bunları öteki ile karşılaşma çerçevesinde yeniden gözden geçirmekte belirecektir.
'Öteki' sadece yakınımızda oluşandan ötürü bile bizi bu yeniden düşünmeye, 'refleksiyona' zorlayan kişi.
İçimizdeki terörle yüzleşmek...
Etik tavır, 'biz' ya da 'ötekinin' kimliğine ilişkin sorulardan ve hatta 'toplum'dan önce gelen bir tavır. Öteki ile karşılaşma, toplumsal bağın kendisinin kurulması için yapısal olarak gerekli; zira yabancı figürü olmadan ne 'biz'den ne de 'onlar'dan söz edebiliriz.
Öteki olmazsa, tam da varlığını öteki ile karşılaşmaya dayandırdığı için, toplumsal bağ da yok olmaya mahkûm (Bu nedenle Yahudi kıyımı, Nazizm'in de yıkımı ya da toplumsal akışkanlığın kendini yok etmeye yönelen 'ölüm çizgileri'ne dönüşmesi anlamına gelmiyor mu?) .
Kürtler şu anda çıplak ve çıplaklık, gerçek bir kimliğin oluşumu engellendiğinde ortaya çıkar. Bu çıplaklık, toplumsal bağlam tarafından imkânsız kılındığında dağılan performansa dayalı sahte bir kimliğin parçasıdır.
Bu noktadan sonra, Kürtleri sevdiğimizi söylememiz de, bu sahte kimliği yeniden üretmekten başka bir işe yaramayacaktır. Peki, bütün bu belirtilenlerden sonra, içimizdeki terör nereye oturuyor?
Kürtler neden sürekli 'içimizdeki terör'ün ve 'içimizdeki faşizm'in görünür/gönüllü kurbanları oluyorlar? Neden onlardan nefret ediyoruz? Sürekli böyle düşünmekle, Kürtleri ağır ağır öldürmekte olduğumuza inanmıyor muyuz?
En büyük kötülük bu değil mi, insanın ağır ağır ölmekte oluşu? Bu tersine dönüş, ruhumuzun derinliklerine işlemiş durumda. Bunun çözülmesinin tek yolu, ardında gizlenen terörle yüzleşip onu güncelleştirmektir. Çünkü her birimiz, gerçekle karşılaşmaktan duyduğumuz korkunun tutsağıyız.
Bachmann ne demişti: 'İnsanın gerçek ölümü, hastalıklardan değildir, insanın insana yaptıklarındandır.'
İçimizdeki terörle yaşanılacak yüzleşme, kendiliklerin de daha bir güzel ortaya dökülmesini, ifade alanları bulabilmesini sağlayacak.
Kendiliğimizin asıl kurbanı 'içimizdeki terör', 'içimizdeki yabancı' ve 'içimizdeki faşizm' çözülecek.
Bu kendilik, tüm sürecin gerçeğini görmeyi neredeyse imkânsız hale getiren bir itaat tarafından çarpıtılmış bir kendilik olmaktan çıkacak. İşte tam da burada, biz Kürtleri yeniden göreceğiz.
O zaman içimizdeki yabancı olan Kürtlerle ilişki kuracak ve böylece kendimizi yeniden tanıyacağız. Çünkü unutmayalım ki, bir yabancıyı nasıl düşündüğünüz, onunla nasıl ilişkili olduğunuzdan bağımsız değildir; yabancıyla nasıl ilişkili olduğunuz da kendinizle nasıl ilişkili olduğunuzdan bağımsız değildir.
Bir milletin millet olabilmesi için diline kendine has akrabalık, renk, tanrı ismi ve sayı isimleri olması gerekir.. afrikanın en ilkel kabilelerinde bile bunlar var iken kürtçede bunlar neden ya farsça ya arapça ya da türkçedir? Kendine has akrabalık, sayı, renk, tanrı ve sayı isimleri olmayan bir dil dil olabilir mi? Dili olmayan bir topluluk bir halk olabilir mi?
kürtler; türk değil ve orta asya'dan gelmemişlerdir..ben bu konuda yazılmış hiçbir tarihe inanmıyorum..ancak; ingilizce,fransızca,ispanyolc,portekizce,italyanca,iranca(acemce-farsi') ve hintçe kürtçeye benziyor ve kürtçe dili de onların diline benziyorsa- ki çok benziyor-KÜRTLER BU MİLLETLERİN DE ATALARI SAYILIYOR..YANİ DİYORUM; BU SÖZÜNÜ ETTİĞİM UYGARLIKLAR DÜNYA 'YA MEZOPTAMYA 'DAN YAYILMIŞLAR..AyNEN DİNLERİN; BU BÖLGEYE YAKIN OLAN ORTA DOĞU'DAN YAYILMIŞ OLDUĞU GİBİ..MEDLER-PERSLER,ASURİLER VE BUNUN GİBİ BİR ÇOK UYGARLIK SON ZAMANLARIN(2000-3000) KÜRTLERİNİN YAŞATTIĞI UYGARLIKLARDANDIR..KÜRTÇE BİR DÜNYA DİLİ OLDUĞUNA GÖRE; BU İDDİAMIN ARAŞTIRILMASINI TALEP EDİYORUM..KÜRTÇE BAZILARININ DEDİĞİ GİBİ; '30 KELİMELİK BİR DİL DEĞİL'...BÖYLE DÜŞÜNEN VARSA; İNGİLİZCE,KÜRTÇE,HİNTÇE VE LATİNCE ÖĞRENSİN..NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARLAR..! ! ! KÜRTÇE; TÜRKÇE GİBİ TEK HECELİ DİL GURUBUNDA DEĞİLDİR...HABERLERİ OLSUN..ARAŞTIRIP ÖĞRENSİNLER..ÖĞRENDİKÇE DE BANA HAK VERECEKLERDİR...TÜM DİLLERE VE ULUSLARA SAYGILARIMLA.....D.BAKIR
Göen isimli arkadaşa sormak istiyorum siz herhalde Kürtlerle Alevileri karıştırıyorsunuz ama şunun ii bilinmesi gerekiyor bu ülke Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle yaşıyor ve yaşamaya devam edecektir bizim gibi atatürkçüler oldukça...
Kürtler orta asyadan göçüp yerleşmiş hiç asimile olmamış ve olmayacak olan bir ırktır.Ne yazık ki bizim ülkemizde senden olmayanı ayrı görme durumu varsa da bence herkes mutlu mesut birarada yaşayabilir.Kimse kimsenin DİNİNE DİLİNE MEZHEBİNE KARIŞAMAZ yaşasın halkların kardeşliği
bir çok arkadaşın yorumunu okudum saçma sapan yazılar yazmışlar tabiki hepsi cahil insanlar kürtlerher zaman vardırlar varda olacak kürt olduğum için çok gururluyum
aslen bu konunu derinleri -] doğu bölgelerinde çok kar yağdığından dolayı buradaki vatandaşlar kar da yürürken 'kürt kürt kürt! ' diye ses çıkmasından dolayı bu ismi almışlar. olay bu dur böyle biline amma velaakin illaaa olay olay dersenizz yeyin birbirinizi bisss alkolist izz. savaşa bile gelirizz körkütük
Kürt kelimesi ülkemizde sanki bir nefreti temsil eder hale gelmiş. Yüzyıllarca birlikte yaşamış, aynı acıları paylaşmış insanlarımız birer düşman olmuş gibiler. Bana kalırsa bu ülke olarak bizim birliğimizi bozmak için her fırsatı değerlemdiren sözde dost ülkelerin bizim üzerimizde oynadıkları oyunlardan sadece birisi ve belkide en başarılı oldukları düzen. Sadece iki harfin yeri değişti diye iki ayrı toplum mu olduk? Paylaşamadığımız netdide bu kadar düşman kesildik birbirimize. Azıcık düşünsek bu düşmanlığın sözde ayrı iki topluma hiç bir yararının olmadığını açıkça görebiliriz. Kimlerin ekmeğine yağ sürüyoruz. Adı türk olan tüm devletlerin yıkılışına ve yok oluşuna bir bakın hepsinin sonunu buna benzer kavgalar getirmiş. Bizi dışardan yıkamayan devletler bizi bizimle yok etmişler. Hani hep deriz ya tarih tekerrüden ibarettir diye. Niye yine aynı oyuna geliyoruz ki? Gelin bu oyunu birlikte bozalım. Hep birlikte karşı duralım bizi bize kırdırmaya çalışanlara. İki harf değişikliğiyle bölünmeyeceğimizi gösterelim tüm dünyaya.
'dunyada bu kadar rahat yasayan bir azinlik varmi? ' demiş bir insansı. doğrudur... azınlık değil mi vur kafasına al ekmeğini elinden.. benden değil ya canı cehenneme, dilini yasakla, birleşmesinler diye sürgünlere gönder, köylerini yak yık, sonra da kafasını kaldırınca ordularını sür üstüne... büyük balık küçük balığı yutar ne de olsa... unutma büyük balıktan büyük allah var
'dunyada bu kadar rahat yasayan bir azinlik varmi? ' demiş bir insansı. doğrudur... azınlık değil mi vur kafasına al ekmeğini elinden.. benden değil ya canı cehenneme, dilini yasakla, birleşmesinler diye sürgünlere gönder, köylerini yak yık, sonra da kafasını kaldırınca ordularını sür üstüne... büyük balık küçük balığı yutar ne de olsa... unutma büyük balıktan büyük allah var
Irkçılığın islamda yeri yoktur, İslamda üstünlük amelllerle belirlenir, onuda ancak yaratan değerlendirir. Hiç bir kavimin diğer kavimden üstünlüğü olmaz. Çobanla, padişah aynı toprakta yatar. Vatanı ülkesi için, insanlık ve dini için çabalayan teröristlerin oyuncağı olmamış tüm Kürt-Laz-Çerkez-Türkı ve diğerleri kardeştir. Bölünmek bize değil düşmanlarımıza yarar sağlar.
ya anlamıyorum arkadaşlar anlamıyorum? nedir bu ırk ayrımı nedir bu koyu milliyetçilik? sırf bişeyler yazmak için yazılıyosa gerçekten ne kadar komik derim.ama kürt nedir diye bir soru varsa soran önce kendine sorsun o kendisi nedir diye! laz nedir diye bir soru sorulmazken, çerkez diye bir soru sorulmazken,tatar nedir diye bir soru sorulmazken kürt nedir diye bir soru nasıl soruluyor akıl sır erdiremiyorum! önce herkesin kendi içine kardeşliği birliği sindirmesi gerek! asıl bu tarz fenomen çatışmalarını; içine bazı şeyleri sindiremeyip ayrımı isteyen kişiler yaratıyor bildiğim tek şey bu...ya ne istiyolar kendilerinden yada başkalarından anlamıyorumki! buaraya kadar beraber gelindi bundan sonrada beraber gitmeli yani. yokkimisi acıyor yok kimisi kınıyor yok kimisi bilip bilmeden konuşuyor,yok kimisi daha kendini tanımadan başka yerlere çamur atıyor... hayret bişey ya.......
ne demek ki bu soru türk ne demek bir soru sorulabilir mi herkes öncelikle insan ırklar ayrımını yaptğmz asırlar çok geride kalmadı mı biz hala medenileşemedik mi bu dünyada siz biz demeden birbirimize insan olarak değer verdiğimiz zamana kadar biz onlara böyle sözlü saldrmaya onlar da bize saldrmaya devam eder
slamiyet kafesine tıkılmış zavallı halkım...sana bir tanrı yaratarak gözlerini bağlamaları seni durdurmaktan başka birşey için değildi... (bakınız: gözler, tanrı, islam, yara, esin, islamiyet, halk, zavallı, bağlama, seni) Selma Aşkan
türk milleti islamiyete girmekle bu din şereflenmedi,ancak türk milleti şaha kalktı, olması gereken yere geldi.hangi türk boyu ki islamiyetten çıktı,türklüklerini kaybettiler.şimdi türkler islamiyetin elmas kılıncıdır.mabeynimizdeki din ve özgürlük anlayışı tamamen uyuşmakta tarihe basılan her türk damgasının hemen üstünde Bismillah yazmaktadır.Dar düşünceler dar görüşler..
Mevzu aslında beni cidden rahatsız etti.PKK dağda bireysel tercihleri konu olup da aşağılanacak kadar masum değil ki.Aşağılık olduğunu göstermek,anlatmak ve birilerinin gözüne sokmak için bunlara gerek yok arkadaşlar.Herkes herşeyi biliyor!
Asıl söylemek istediğim; kürtlerin hepsinin PKK ile aynı sınıfta değerlendirilmesini biraz ağır buluyorum..Kürt değilim ama çok yakınımda kürt olan insanlar var ve gerçekten yıllardır tanıdığım bu insanların ne PKK'ya destek verdiğine şahit oldum ne de en ufak bir yanlışlarına insan olarak..ve bu ülkenin vatandaşı olarak.
Yıllardır içiçe,yanyana olduğumuz insanlarla nasıl da birbirimize düşürdüler bizi bir bakın allah aşkına yaa..
türk ne ise kürt te o demektir... bu vatan bizim ve beraber yaşamak zorundayız hiç bi farkımız yokk asla bunu kimse unutmasın....
adem kaptan..sana tarihten bir not vereyim..osmanlılar doneminde osmanlılarla beraber hareket eden bir kürt ordusu ve onun yonetimindeki 'bitlisli idris' komutan..tarihi bilmiyorsanız yorum yapmayın..
saçmalama never selehattin eyyübinin kürt olduğu son on yıldır uydurlmuş bir masaldır :)) tarihte 1 kez şah rıza pehlevinin babası döneminde mahabat kürt devleti kurulmuş ömrü 12 yıl sürmüştür. apo denen köpek bebek katilidir. Bir söz var bilirmisin biliyorsan konuş alim sansınlar bilmiyorsan sus molla desinler. sen ne alim olabildin nede molla boş boş konuşup kendine güldürtme insanları. Hala sorularıma yanıt verecek birini bekliyorum.
dağlarda Türk askerlerinin temizlediği, kürtlerin birbirleriyle irade ettiğini, eti pufu çok sevdiklerini, analdan kürtlerin birbirlerini halletiklerini biliyormuydunuz ayrıca amerikayıda bu aralar çok seviyorlar...)))
1. nicelik değil nitelik önemlidir.
olmadı başka kuralım becereksizliğine düşmemiş kürtler.
2. şan, söhret, popülarite umrumda olmasa da.
kürtlerin en ünlü komutanı selahaddin eyyubi'dir. kudüs'ü haçlılardan kurtaran
3.politik teorisyen olarak apo bilim adamıdır da zaten!
4. :)) türkçe'den çıkarsak?
soba, boru italyanca
şapka rusça
nerdeyse tüm giyim eşyaları fransızca ceket gibi
ingilizce zaten malum!
ve latince tüm avrupa dillerini etkilemiştir
ayrıca
onur fransızca
haysiyet arapça
şeref farsça
kelimeler die türkler gurursuz olmaz! ! !
Mademki binlerce yıldır bir ırk olduğu iddia ediliyor. O zaman;
1. Tarihteki kurulan kürrt devleti kaçtanedir?
2. Ünlü kürt bilim adamı sayabilirmisin?
3. Ünlü bir komutan çıkmışmıdır binlerce yılda?
4. kürtçe dilinden arapça farsça türkçe ve latinceyi çıkarınca kaç tane kelimesi verdır
bunu ispatlayın bende kürt ulusu var diyeyim.
Dağda yürürken çalılıklara basılmış ve çıkan sesler kart,kurttan kürt olmuştur.yada onlar dağ türkleridir gibi zırvalıkları artık kise yapamıyor daha düne kadar kürt ün K sine tahammü edemeyenler bügün kürt sorunundan bahs ediyor yani daha önce olduğu kabul edilmiyordu bugün olduğu hatta çözülmesi gereken bir sorun olduğu nu kabul ediyorlar.Evet kürt ırkı binyıllardır vardır ve bu topraklarda yaşıyor.
ben KÜRTüm ama kendimi bi TÜRKten farklı görmüyorum aynı VATAN evlatlarıyız sonuçta
Türkiye Cumhuriyeti'nin asırlık düşmanı yunaistanla barış köprüleri kurğu fakak Cok uzun asırlardır bırlıkde yasadıgı ve 80 yılda kötü cocouk ılan ettıgı ınsan..
En sıkı dostlarım 'ötekileştirmeye çalışılan' kürt arkadaşlarımdır...Onları seviyorum.
Diğer İnsanlar gibi, sadece İnsandır, bu kadar.
harflerin yeri değiştiğinde RTÜK de olabiliyo
Kimdir Kürt? Kimlerdendir? Dağdan mı gelmiştir, yoksa bağdan mı
kovulmuştur? Kürt kelimesi, bizim toplumsal skalamızda nereye oturuyor?
Bu, kimliği olmayan 'sözde vatandaş' yaşamımızın hangi köşesinde kendinebir yer buluyor? 'Türkiye Türklerindir', 'Türk'ün Türk'ten başka dostu
yoktur' vs. cümlelerinin ülkenin dağını/taşını, köyünü/kentini,
caddesini/mahallesini, gazetesini/televizyonunu kapladığı bu diyarda, Kürt
ne anlam ifade ediyor bizler için, herkes için?
Sahiden 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' derken, 'Türk'ün Türk'ten
başka dostu vardır; o da Kürt'tür' diyebilecek olgunluğa erişebilecek mi
bu topraklar?
Türkiye'de yaşayanlar, Kürtler üzerine hayata kazınmışları bilirler. İşte
onlardan birkaçı: 'İstanbul'a gelmesinler, Ankara ya da başka büyük
kentlere de gelmesinler, tatil bölgelerine de gitmesinler, Irak'taki
soydaşlarıyla gönül bağı kurmasınlar, kendilerine ait bir dilleri olduğunu
öne sürmesinler, DTP'ye oy vermesinler, Meclis'te temsil edilmesinler,
işportacılık yapmasınlar, tezgâhtarlık da yapmasınlar, bir araya
gelmesinler, sokaklarda çok dolaşmasınlar, aralarında Kürtçe dedikleri
şeyi konuşarak alenen ortaklıkta olmasınlar, yurtdışına filan gitmesinler,
gidenleri de bir araya gelip dernek filan kurmasınlar, maazallah Irak'a da
gitmesinler, oturdukları yerlerdeki ekonomik ve sosyal koşullardan şikâyet
etmesinler, dırdır yapmasınlar, mümkünse tiplerini değiştirsinler; sarışın
ve yakışıklı olsunlar'. Kürtlerin şehirlerde, dağlarda, Kerkük'te ve
dünyanın her yerinde bir sorun olarak karşımıza dikilmesinin ardında ne
var sizce?
Farkında mıyız, ötekileştiriyoruz...
'Yahudi Psikanalist' Freud, Slovaj Zizek'in altını çizdiği gibi, Nazi
ideolojisinin tırmanış dönemine denk düşen Monoteizm ve Tek Tanrılı
Dinler'de Yahudi kimliğinin mihenk taşı olan Peygamber Musa'nın kökeninin
gerçekte Mısır olduğunu yazmıştı.
Eğer Musa Mısırlı ise, Yahudi kimliğinin otantikliği yok demektir. Başka
bir deyişle, 'Yahudi yoktur' diyor Freud anti-Semitizm'e cevaben. Musa'nın
kökenine ilişkin tezin doğruluğu-yanlışlığı bir yana, ilginç soru şu:
Niçin bu stratejiyi seçerek en başta Yahudi'yi kimliğinden ediyor Freud?
Bu soruyu ilk aşamada Zizek'in milliyetçiliği tartışmak için kullandığı,
tren seyahatinde karşılaşan bir Polonyalı ile bir Yahudi'ye dair 'Yahudi
fıkrası' ile yanıtlayalım.
Vagonda Yahudi'yle karşılıklı oturan Polonyalı, hazır rastlamışken punduna
getirip, Yahudi'den zengin olmanın sırlarını öğrenmek istemektedir ve
sonunda merakını yenemeyip, muhabbetin bir yerinde sorar: 'Söyler misin,
siz Yahudiler insanların cebini son kuruşuna kadar boşaltıp servet
biriktirmeyi nasıl başarıyorsunuz? '
Yahudi cevap verir: 'Tabii söylerim; ama bedavaya olmaz, önce bana 5 zloty
ver.' Yahudi bu parayı aldıktan sonra anlatmaya başlar: 'Önce ölü bir
balık bul, kafasını kes ve içine içi su dolu bir bardak yerleştir. Sonra
gece yarısı, ay tam tepedeyken, bir bardağı bir kilisenin bahçesine
göm...' Polonyalı açgözlü bir tavırla, 'Ee' diye sözünü keser, 'Bütün
bunları yaparsam, ben de zengin olur muyum? ' 'Öyle hemen olmaz' diye cevap
verir Yahudi, 'Daha başka şeyler de yapman lazım; ama geri kalanını
öğrenmek istiyorsan 5 zloty daha vermelisin! ' Yahudi parayı aldıktan sonra
hikâyesine devam eder: 'Seni aşağılık herif, ne yapmak istediğini
anlamadım mı sandın? Bu işin sırrı mırrı yok, sen sadece cebimi son
kuruşuna kadar boşaltmaya çalışıyorsun! ' Yahudi sakin sakin, uysal bir
tavırla cevap verir: 'İşte şimdi biz Yahudilerin bu işi nasıl yaptığını
anladın...'
Bu fıkrada, Zizek'in önemli bulduğu nokta, Yahudi'nin Polonyalıyı
aldatmamış olması, sözünü tutup ona insanların cebini nasıl
boşaltabileceğini öğretmesi ve Polonyalının farkında olmaksızın gerçeği
söylemesidir; bu gerçek orada 'sır' olmadığı gerçeğidir. Çünkü Yahudi'nin
'sırrı', 'Polonyalının Yahudi hakkındaki fantezisinden -ya da 'bizim',
'onların' davranış kalıplarına, kimliğine özgü beklentilerimizden- başka
bir şey değil aslında.
Aynı nedenle, Polonyalının aldatıldığını söyleyemeyiz; aldatılıyorsa bile,
bunun nedeni Yahudi değil, kendisinin 'ötekine' (Yahudi'ye) ait
fantezileridir.' Bizim de Kürtlere karşı beslediğimiz duyguların
temelinde, onları ötekileştirip fantezi dünyamıza hapsettiğimiz gerçeği
olmasın? Ya da onlara karşı hissettiğimiz şey, tam anlamıyla 'içimizdeki
terör'ün bir yansıması olmasın?
İnsanı gıdıkladığı kadar işaret ettiği tuhaf insanlık hali nedeniyle derin
derin düşündüren bir fıkra da bizden verelim:
Bir Lazla bir Kürt birlikte idam sehpasına çıkarılır. Cellât, iki
kurbanından önce Kürt'e son arzusunu sunar. Kürt, 'Anamı görmek isterim'
der. Cellât, 'Kabul' deyip Laz'a döner; 'Senin son arzun nedir? ' Laz cevaplar; 'Kürt, anasını görmesin.'
Bu iki fıkranın bize gösterdiği şu: Semptom yoksa kimlik de yoktur. Yahudi
figürü olmasaydı Nazi milliyetçiliğinin söyleyebileceği pek bir şey de
olmayacaktı.
Aynı şekilde, Kürtler de olmasaydı, Türklerin söyleyecek hiçbir şeyleri
olmayacaktı. 'Kimliğin ardındaki travmatik boşlukla karşılaşmayı semptom
sayesinde (ve 'öteki' pahasına!) yapay bir şekilde önleyerek illüzyonlarla
yaşayabilir insan; bunu seçmeyenler içinse, semptomu yorumlamak tek çare.'
Ve semptomu yorumlamanın mantıki uzantısı, semptomla özdeşleşmek (ki
Lacancı etik de bu şekilde beliriyor) : 'Biz hepimiz Kürt'üz' diyebilmek.
Ya da: Biz hepimiz zenciyiz, Ermeni'yiz, Alevi'yiz...
Çıkış noktası olarak, toplumu ve toplumsal bağları homojen, antagonizm
içermeyen statik bir 'bütünlük' olarak görmekten vazgeçmek gerekiyor.
Vazgeçmemiz gereken bu 'makro' bakış, ister istemez, bir semptom olarak
'öteki' figürüne ihtiyaç duyacaktır. Bunun tersine, sadece Lacan, Zizek
değil, Levinas, Derrida gibi birçok başka filozofun da öne sürdüğü gibi,
toplumsallığı 'ötekine' karşı duyulan bir sorumluluk çerçevesinde yeniden
tariflemek gerekiyor.
Etik/politik tavır da, böylece, 'millet', 'biz' gibi bağların
gerektirdiği/dayattığı normları, kuralları ve inançları izlemekte değil,
bunları öteki ile karşılaşma çerçevesinde yeniden gözden geçirmekte
belirecektir.
'Öteki' sadece yakınımızda oluşandan ötürü bile bizi bu yeniden düşünmeye,
'refleksiyona' zorlayan kişi.
İçimizdeki terörle yüzleşmek...
Etik tavır, 'biz' ya da 'ötekinin' kimliğine ilişkin sorulardan ve hatta
'toplum'dan önce gelen bir tavır. Öteki ile karşılaşma, toplumsal bağın
kendisinin kurulması için yapısal olarak gerekli; zira yabancı figürü
olmadan ne 'biz'den ne de 'onlar'dan söz edebiliriz.
Öteki olmazsa, tam da varlığını öteki ile karşılaşmaya dayandırdığı için,
toplumsal bağ da yok olmaya mahkûm (Bu nedenle Yahudi kıyımı, Nazizm'in de
yıkımı ya da toplumsal akışkanlığın kendini yok etmeye yönelen 'ölüm
çizgileri'ne dönüşmesi anlamına gelmiyor mu?) .
Kürtler şu anda çıplak ve çıplaklık, gerçek bir kimliğin oluşumu
engellendiğinde ortaya çıkar. Bu çıplaklık, toplumsal bağlam tarafından
imkânsız kılındığında dağılan performansa dayalı sahte bir kimliğin
parçasıdır.
Bu noktadan sonra, Kürtleri sevdiğimizi söylememiz de, bu sahte kimliği
yeniden üretmekten başka bir işe yaramayacaktır. Peki, bütün bu
belirtilenlerden sonra, içimizdeki terör nereye oturuyor?
Kürtler neden sürekli 'içimizdeki terör'ün ve 'içimizdeki faşizm'in
görünür/gönüllü kurbanları oluyorlar? Neden onlardan nefret ediyoruz?
Sürekli böyle düşünmekle, Kürtleri ağır ağır öldürmekte olduğumuza
inanmıyor muyuz?
En büyük kötülük bu değil mi, insanın ağır ağır ölmekte oluşu? Bu tersine
dönüş, ruhumuzun derinliklerine işlemiş durumda. Bunun çözülmesinin tek
yolu, ardında gizlenen terörle yüzleşip onu güncelleştirmektir. Çünkü her
birimiz, gerçekle karşılaşmaktan duyduğumuz korkunun tutsağıyız.
Bachmann ne demişti: 'İnsanın gerçek ölümü, hastalıklardan değildir,
insanın insana yaptıklarındandır.'
İçimizdeki terörle yaşanılacak yüzleşme, kendiliklerin de daha bir güzel
ortaya dökülmesini, ifade alanları bulabilmesini sağlayacak.
Kendiliğimizin asıl kurbanı 'içimizdeki terör', 'içimizdeki yabancı' ve
'içimizdeki faşizm' çözülecek.
Bu kendilik, tüm sürecin gerçeğini görmeyi neredeyse imkânsız hale getiren
bir itaat tarafından çarpıtılmış bir kendilik olmaktan çıkacak. İşte tam
da burada, biz Kürtleri yeniden göreceğiz.
O zaman içimizdeki yabancı olan Kürtlerle ilişki kuracak ve böylece
kendimizi yeniden tanıyacağız. Çünkü unutmayalım ki, bir yabancıyı nasıl
düşündüğünüz, onunla nasıl ilişkili olduğunuzdan bağımsız değildir;
yabancıyla nasıl ilişkili olduğunuz da kendinizle nasıl ilişkili
olduğunuzdan bağımsız değildir.
Yani, Kürtleri tanımakla aslında kendinizi tanıyacaksınız. Kürtlere bakın,
onlarda kendinizi göreceksiniz...
ALINTIDIR...
Bir milletin millet olabilmesi için diline kendine has akrabalık, renk, tanrı ismi ve sayı isimleri olması gerekir.. afrikanın en ilkel kabilelerinde bile bunlar var iken kürtçede bunlar neden ya farsça ya arapça ya da türkçedir? Kendine has akrabalık, sayı, renk, tanrı ve sayı isimleri olmayan bir dil dil olabilir mi? Dili olmayan bir topluluk bir halk olabilir mi?
KÜRTler
Öz elestiri yapin,yaptiklariniz ortada
su tarih konusuna gelince
daha oncede sümerlileri kürt yaptilar halbuki sumerce turkceyle akraba, bilinen (aggulunative) ilk bitisikli dildir
sumerliler orta dogu kokenli millet degildir orta asya kokenlidir......hadi bunuda gectik
KÜRTleri en sonunda romali yaptilar....
devlet kurma,ordu kurma gelenegi olmayan,
tarihin hic bir doneminde alfabesi olmamis,
dilinin yuzde 98 i farsca,arapca,turkce,ermeniceden olusan bir milleti mezopotamya uygarliginin mirascisi yaptilar
bakalim daha neler duyacaz?
kürtler; türk değil ve orta asya'dan gelmemişlerdir..ben bu konuda yazılmış hiçbir tarihe inanmıyorum..ancak; ingilizce,fransızca,ispanyolc,portekizce,italyanca,iranca(acemce-farsi') ve hintçe kürtçeye benziyor ve kürtçe dili de onların diline benziyorsa- ki çok benziyor-KÜRTLER BU MİLLETLERİN DE ATALARI SAYILIYOR..YANİ DİYORUM; BU SÖZÜNÜ ETTİĞİM UYGARLIKLAR DÜNYA 'YA MEZOPTAMYA 'DAN YAYILMIŞLAR..AyNEN DİNLERİN; BU BÖLGEYE YAKIN OLAN ORTA DOĞU'DAN YAYILMIŞ OLDUĞU GİBİ..MEDLER-PERSLER,ASURİLER VE BUNUN GİBİ BİR ÇOK UYGARLIK SON ZAMANLARIN(2000-3000) KÜRTLERİNİN YAŞATTIĞI UYGARLIKLARDANDIR..KÜRTÇE BİR DÜNYA DİLİ OLDUĞUNA GÖRE; BU İDDİAMIN ARAŞTIRILMASINI TALEP EDİYORUM..KÜRTÇE BAZILARININ DEDİĞİ GİBİ; '30 KELİMELİK BİR DİL DEĞİL'...BÖYLE DÜŞÜNEN VARSA; İNGİLİZCE,KÜRTÇE,HİNTÇE VE LATİNCE ÖĞRENSİN..NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARLAR..! ! ! KÜRTÇE; TÜRKÇE GİBİ TEK HECELİ DİL GURUBUNDA DEĞİLDİR...HABERLERİ OLSUN..ARAŞTIRIP ÖĞRENSİNLER..ÖĞRENDİKÇE DE BANA HAK VERECEKLERDİR...TÜM DİLLERE VE ULUSLARA SAYGILARIMLA.....D.BAKIR
Göen isimli arkadaşa sormak istiyorum siz herhalde Kürtlerle Alevileri karıştırıyorsunuz ama şunun ii bilinmesi gerekiyor bu ülke Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle yaşıyor ve yaşamaya devam edecektir bizim gibi atatürkçüler oldukça...
kürtler orta asyadan mı göçmüş onu bilmiyorum ama romalılar döneminde falan bugünkü iran ırak topraklarında bulunmuş olan bir ırk
Kürtler orta asyadan göçüp yerleşmiş hiç asimile olmamış ve olmayacak olan bir ırktır.Ne yazık ki bizim ülkemizde senden olmayanı ayrı görme durumu varsa da bence herkes mutlu mesut birarada yaşayabilir.Kimse kimsenin DİNİNE DİLİNE MEZHEBİNE KARIŞAMAZ yaşasın halkların kardeşliği
yaradılanı severiz yaradan ötürü...
bir çok arkadaşın yorumunu okudum saçma sapan yazılar yazmışlar tabiki hepsi cahil insanlar kürtlerher zaman vardırlar varda olacak kürt olduğum için çok gururluyum
Uzun lafın kısası Kürt Türk kardeştir pkk kalleştir
aslen bu konunu derinleri -] doğu bölgelerinde çok kar yağdığından dolayı buradaki vatandaşlar kar da yürürken 'kürt kürt kürt! ' diye ses çıkmasından dolayı bu ismi almışlar. olay bu dur böyle biline amma velaakin illaaa olay olay dersenizz yeyin birbirinizi bisss alkolist izz. savaşa bile gelirizz körkütük
Kürt kelimesi ülkemizde sanki bir nefreti temsil eder hale gelmiş. Yüzyıllarca birlikte yaşamış, aynı acıları paylaşmış insanlarımız birer düşman olmuş gibiler. Bana kalırsa bu ülke olarak bizim birliğimizi bozmak için her fırsatı değerlemdiren sözde dost ülkelerin bizim üzerimizde oynadıkları oyunlardan sadece birisi ve belkide en başarılı oldukları düzen. Sadece iki harfin yeri değişti diye iki ayrı toplum mu olduk? Paylaşamadığımız netdide bu kadar düşman kesildik birbirimize. Azıcık düşünsek bu düşmanlığın sözde ayrı iki topluma hiç bir yararının olmadığını açıkça görebiliriz. Kimlerin ekmeğine yağ sürüyoruz. Adı türk olan tüm devletlerin yıkılışına ve yok oluşuna bir bakın hepsinin sonunu buna benzer kavgalar getirmiş. Bizi dışardan yıkamayan devletler bizi bizimle yok etmişler. Hani hep deriz ya tarih tekerrüden ibarettir diye. Niye yine aynı oyuna geliyoruz ki? Gelin bu oyunu birlikte bozalım. Hep birlikte karşı duralım bizi bize kırdırmaya çalışanlara. İki harf değişikliğiyle bölünmeyeceğimizi gösterelim tüm dünyaya.
'dunyada bu kadar rahat yasayan bir azinlik varmi? ' demiş bir insansı.
doğrudur... azınlık değil mi vur kafasına al ekmeğini elinden.. benden değil ya canı cehenneme, dilini yasakla, birleşmesinler diye sürgünlere gönder, köylerini yak yık, sonra da kafasını kaldırınca ordularını sür üstüne... büyük balık küçük balığı yutar ne de olsa... unutma büyük balıktan büyük allah var
'dunyada bu kadar rahat yasayan bir azinlik varmi? ' demiş bir insansı.
doğrudur... azınlık değil mi vur kafasına al ekmeğini elinden.. benden değil ya canı cehenneme, dilini yasakla, birleşmesinler diye sürgünlere gönder, köylerini yak yık, sonra da kafasını kaldırınca ordularını sür üstüne... büyük balık küçük balığı yutar ne de olsa... unutma büyük balıktan büyük allah var
Irkçılığın islamda yeri yoktur, İslamda üstünlük amelllerle belirlenir, onuda ancak yaratan değerlendirir.
Hiç bir kavimin diğer kavimden üstünlüğü olmaz.
Çobanla, padişah aynı toprakta yatar.
Vatanı ülkesi için, insanlık ve dini için çabalayan teröristlerin oyuncağı olmamış tüm Kürt-Laz-Çerkez-Türkı ve diğerleri kardeştir.
Bölünmek bize değil düşmanlarımıza yarar sağlar.
ya anlamıyorum arkadaşlar anlamıyorum? nedir bu ırk ayrımı nedir bu koyu milliyetçilik? sırf bişeyler yazmak için yazılıyosa gerçekten ne kadar komik derim.ama kürt nedir diye bir soru varsa soran önce kendine sorsun o kendisi nedir diye! laz nedir diye bir soru sorulmazken, çerkez diye bir soru sorulmazken,tatar nedir diye bir soru sorulmazken kürt nedir diye bir soru nasıl soruluyor akıl sır erdiremiyorum! önce herkesin kendi içine kardeşliği birliği sindirmesi gerek! asıl bu tarz fenomen çatışmalarını; içine bazı şeyleri sindiremeyip ayrımı isteyen kişiler yaratıyor bildiğim tek şey bu...ya ne istiyolar kendilerinden yada başkalarından anlamıyorumki! buaraya kadar beraber gelindi bundan sonrada beraber gitmeli yani. yokkimisi acıyor yok kimisi kınıyor yok kimisi bilip bilmeden konuşuyor,yok kimisi daha kendini tanımadan başka yerlere çamur atıyor...
hayret bişey ya.......
ne demek ki bu soru türk ne demek bir soru sorulabilir mi herkes öncelikle insan ırklar ayrımını yaptğmz asırlar çok geride kalmadı mı biz hala medenileşemedik mi bu dünyada siz biz demeden birbirimize insan olarak değer verdiğimiz zamana kadar biz onlara böyle sözlü saldrmaya onlar da bize saldrmaya devam eder
slamiyet kafesine tıkılmış zavallı halkım...sana bir tanrı yaratarak gözlerini bağlamaları seni durdurmaktan başka birşey için değildi...
(bakınız: gözler, tanrı, islam, yara, esin, islamiyet, halk, zavallı, bağlama, seni)
Selma Aşkan
türk milleti islamiyete girmekle bu din şereflenmedi,ancak türk milleti şaha kalktı, olması gereken yere geldi.hangi türk boyu ki islamiyetten çıktı,türklüklerini kaybettiler.şimdi türkler islamiyetin elmas kılıncıdır.mabeynimizdeki din ve özgürlük anlayışı tamamen uyuşmakta tarihe basılan her türk damgasının hemen üstünde Bismillah yazmaktadır.Dar düşünceler dar görüşler..