Neden izin veriyor, sıkıysa yapsın diye, cezası da ona göre, üstelik sadece yakmak da değil, ve bitmiyor, yardım da etmiyor., çünkü güzel, yalnız bırakmış değlidi, ipime sarılın demişti bir kere, ciddiye almadın, sana da gerek yok zaten.
Şimşekler ufkun karanlığında ışıklı zikzaklar çiziyordu.. Yeryüzünde ise bazı insanlar başka gölgelere saklanarak fesatlık ve kötülük karıştırıyorlardı...
Tanrım ne yaptıklarını bilmiyorlar onları affet. - İsa, ve çivilediler, kötülük yeni bir şey değil yani, cezası da ona göre tabii, hayat oyunu, Feriuddin Attar ı da bir moğol askerinin öldürdüğünü belirtelim, ayrıştırma böyle yapılıyor, herkes yerini buluyor. Kolay gelsin.
İnsanlık tarihinin olmazsa olmazı, hiç azımsanmayacak düzeyde küçüklü büyüklü, seçmenin karşıtlar arasında olabilmesi için, seçiminin de. İnsanın yazgısında temel ölçütlerden belki en önemlisi, fark yaratan 19. yüzyıl ikinci yarısında hızlanan endüstrileşme ve şehirleşme ile insan doğasında ki değişim ve artan tüketim seçenekleriyle, paylaşım kavgasının artması, bu özelliğin de ivme kazanmasına sebeb olur, gerçekte, elemenin yeni aşamasında, artan dünya nüfusuyla, - kendini ispat fırsatı verilenlerin sayısı - ölçülerin daha çok can yakacağı anlamına da gelir, istenmeyen, sürgün bir varlığın, imkan verildiği kadar, kendini ispatlama girişimi de güçleştirilir, duyarlı beniyle gidişatı kavrama yeteneği birleşen Baudelaire, en temellendirici örnekleri verir, yani ihtişam ve sefalet, insanın yapısı, hangi yöne gideceğin sana bağlı, geleceğin daha zor geçeceğine dair yetkin bir vizyon, - sanatçı ışığı alnında ilk hissedendir - Atatürk, arkadan gelen dünya kırımları da onu haklı çıkarır, kendi kişisel acıları kadar, bir uyarı fişeğidir aynı zamanda, zaten sanatçı da bunun için yer alır toplumlar da, kötülük onla başlamadı onla da bitmeyecek, insanlar daha önce de harika günler geçirmiyordu, bir ayrıştırma özelliği olarak kalacak, küçüklü, büyüklü, o sadece yeni oluşumu işaret eder, onun için de Literatür de modernitenin başlama vuruşlarından kabul edilir, yakayı kaptırmamak da yarar var, ne olur ne olmaz. Daha detaylandırmak isteyenler İnsanın Yazgısına da bakabilir, Berdyaev. Kolay gelsin.
Sevgili kardeslerim benim icin sahsen Kötülük insanin ta kendi icindedir. Maalesef gitgide Insanlar birbirine daha fazla kötülük yapmaya calisiyor ve bu Prosedur en azami bir sekilde hizla ilerlemektedir. Bugün Dostum bildigin Insan birdenbire hic ummadigin bir zamanda gereksiz bir yere kalbini kiriyor veya Kötülük yapiyor. Problemin birini halledemeden ötekisi cikiyor ortaya ve gitgide büyük bir Problem Dünyasina giriyorsun, neredeyse cikmasi imkansiz veya güc durumlarla karsilasiyorsun. Cok iyi bildigin Insanlar bile degismek üzere. Sebep olarak Ekonomik sartlar ve bazi Insanlarin gözünün hicbir zaman doymadigi gariban, Hak, Nizam tanimayan tavirlarindan gelistigi görüsündeyim. Hadi benim düsüncem böyle, peki kendini sorgula kendinede inanmiyorsan cevrendeki Insanlara sor hemen hemen herkes Hayatindan artik memnun degil. Bütün bu ve buna benzer Problemleri ortaliktan Insanoglunun kaldirabilmesi icin en önce özüne dönmesi lazim yani hangi Dini olursa olsun ona. Bence artik kolay kolay bu olmayacagina göre Insanoglunun cekecegi daha cok kötü günler gelmektedir. Maalesef bu benim sahsi bakis acim. BANA KÖTÜLÜK BUNU CAGRISTIRIYOR.............Ama sonucta Allah´in dedigi olur Insallah
Aslında kötülüük yapan insan kendine kötülük yaptığının farkında bile değildir. Çünkü; Hz. Mevlana'nında dediği gibi; ' Bu dünya yaptıklarımızın yankılanıp yine bize döneceği bir dağdır. ' o halde buyurun istediğinize istediğiniz kötülüğü yapın.
Depremde enkaz altında kalan ölülerin ziynet eşyalarını çalan, benim insanım, Selde sular altında kalan evlerden eşyaları çalan, benim insanım, Trafik kazasında, kaza yapan yaralıyı sedyede taşıyorum numarası ile cep telefonu ve cüzdanını çalıp kaçan benim insanım, 20 bin insanımın canını alan depremin olduğu günün gecesinde, Bodrum'da, Marmaris'te ve benzeri yerlerde hiç bir şey olmamış gibi eğlenceye devam eden benim insanım. . Yunus Emre'lerin, Mevlana'ların yetiştiği bu Anadolu topraklarndaki dostlar, Noluyor bize?
Negatif düşünceler sonucunda ortaya çıkan başkalarına zarar versede başta zararı kendine veren ama çoğu kez bunun farkında olmayan maalesef bir insanlık hali.....
Kötülük yapmamak bir erdemdir elbette, ama kötülük yapmayıp, yapılan kötülüğe karşı çıkmak, kötülük yapanları güç yettiğince engellemeye çalışmak daha büyük bir erdemdir.
Suriye'nin çöllerinde Şeytan öğrencilerine şunları anlatıyordu: 'İnsanoğlu her zaman kendisi için iyi bir şeyler yapacağına başkalarının kötülüğünü istemekle meşguldür.'
Ve söylediklerini öğrencilerine göstermek için çölde dinlenmekte olan iki adam üzerinde bir deney yapmaya karar verdi.
Şeytan, adamlardan birinin yanına yaklaştı ve 'Buraya senin dileklerini gerçekleştirmeye geldim' dedi; 'Benden ne dilersen gerçek olacak. Arkadaşın da bu dilekten aynı senin gibi yararlanacak, yalnız ona her ne dilediysen onun iki katı verilecek.'
Adam uzun bir süre sessiz kaldı ve sonunda şöyle dedi: 'Arkadaşım benden daha mutlu ve kazançlı olacak çünkü ne dilersem dileyim o benden iki kat fazlasını alacak. Bu yüzden ben de ona bir tuzak hazırladım: Tek gözümü kör et, işte senden bunu diliyorum.'(Çev.Mine Akverdi)
Kim senin yasalarını çiğnemedi ki söyle Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle Yaptığım kötülüğü, kötülükle ödersen sen Sen ile ben aramda ne fark kalır ki söyle
Adı üstünde negatif bir sinerji yayar etrafa... İyi sandıklarımız tarafından kandırılabiliriz...Hatta bizim özel ve değerli olduğumuz konusunda yeminler bile ederler...Bu kandırılış bir sefer olursa, onların kötü karakterlerinden olur... Ama bizi ikinci sefer ve daha fazla kandırmalarına müsaade edersek, işte o zaman problem bizde demektir...Çünkü buna müsaaede etmişizdir...İyi insanları etrafımızda barındıralım... Kötü huylu olanlara ise, acımadan kapıyı gösterelim...Bazen bir kırık kalp bile kalsa geriye, o kalp tamir olur zamanla. Ama kötü ile bir ömür geçmez...
Ruhsal dengenin bozulmasıyla başlayan bir yolculuktur.
Neden izin veriyor, sıkıysa yapsın diye, cezası da ona göre, üstelik sadece yakmak da değil, ve bitmiyor, yardım
da etmiyor., çünkü güzel, yalnız bırakmış değlidi, ipime sarılın demişti bir kere, ciddiye almadın, sana da gerek
yok zaten.
https://pin.it/2QroyHf
Şimşekler ufkun karanlığında ışıklı zikzaklar çiziyordu.. Yeryüzünde ise bazı insanlar başka gölgelere saklanarak fesatlık ve kötülük karıştırıyorlardı...
Tanrım ne yaptıklarını bilmiyorlar onları affet. - İsa, ve çivilediler, kötülük yeni bir şey değil yani, cezası da ona göre tabii, hayat oyunu, Feriuddin Attar ı da bir moğol askerinin öldürdüğünü belirtelim, ayrıştırma böyle yapılıyor, herkes yerini buluyor. Kolay gelsin.
İnsanlık tarihinin olmazsa olmazı, hiç azımsanmayacak düzeyde küçüklü büyüklü, seçmenin karşıtlar arasında olabilmesi için, seçiminin de. İnsanın yazgısında temel ölçütlerden belki en önemlisi, fark yaratan 19. yüzyıl ikinci yarısında hızlanan endüstrileşme ve şehirleşme ile insan doğasında ki değişim ve artan tüketim seçenekleriyle, paylaşım kavgasının artması, bu özelliğin de ivme kazanmasına sebeb olur, gerçekte, elemenin yeni aşamasında, artan dünya nüfusuyla, - kendini ispat fırsatı verilenlerin sayısı - ölçülerin daha çok can yakacağı anlamına da gelir, istenmeyen, sürgün bir varlığın, imkan verildiği kadar, kendini ispatlama girişimi de güçleştirilir, duyarlı beniyle gidişatı kavrama yeteneği birleşen Baudelaire, en temellendirici örnekleri verir, yani ihtişam ve sefalet, insanın yapısı, hangi yöne gideceğin sana bağlı, geleceğin daha zor geçeceğine dair yetkin bir vizyon, - sanatçı ışığı alnında ilk hissedendir - Atatürk, arkadan gelen dünya kırımları da onu haklı çıkarır, kendi kişisel acıları kadar, bir uyarı fişeğidir aynı zamanda, zaten sanatçı da bunun için yer alır toplumlar da, kötülük onla başlamadı onla da bitmeyecek, insanlar daha önce de harika günler geçirmiyordu, bir ayrıştırma özelliği olarak kalacak, küçüklü, büyüklü, o sadece yeni oluşumu işaret eder, onun için de Literatür de modernitenin başlama vuruşlarından kabul edilir, yakayı kaptırmamak da yarar var, ne olur ne olmaz. Daha detaylandırmak isteyenler İnsanın Yazgısına da bakabilir, Berdyaev. Kolay gelsin.
Kendime
Hikayemiz olmazdı.
bir insana yapılacak en büyük kötülük... onu UMUDA hapsetmektir...
'ruhun derdi içinde ve kaçamaz kendi kendinden.' diyor horatius. desin.
Sevgili kardeslerim benim icin sahsen Kötülük insanin ta kendi icindedir. Maalesef gitgide Insanlar birbirine daha fazla kötülük yapmaya calisiyor ve bu Prosedur en azami bir sekilde hizla ilerlemektedir. Bugün Dostum bildigin Insan birdenbire hic ummadigin bir zamanda gereksiz bir yere kalbini kiriyor veya Kötülük yapiyor. Problemin birini halledemeden ötekisi cikiyor ortaya ve gitgide büyük bir Problem Dünyasina giriyorsun, neredeyse cikmasi imkansiz veya güc durumlarla karsilasiyorsun. Cok iyi bildigin Insanlar bile degismek üzere. Sebep olarak Ekonomik sartlar ve bazi Insanlarin gözünün hicbir zaman doymadigi gariban, Hak, Nizam tanimayan tavirlarindan gelistigi görüsündeyim. Hadi benim düsüncem böyle, peki kendini sorgula kendinede inanmiyorsan cevrendeki Insanlara sor hemen hemen herkes Hayatindan artik memnun degil. Bütün bu ve buna benzer Problemleri ortaliktan Insanoglunun kaldirabilmesi icin en önce özüne dönmesi lazim yani hangi Dini olursa olsun ona. Bence artik kolay kolay bu olmayacagina göre Insanoglunun cekecegi daha cok kötü günler gelmektedir. Maalesef bu benim sahsi bakis acim. BANA KÖTÜLÜK BUNU CAGRISTIRIYOR.............Ama sonucta Allah´in dedigi olur Insallah
İyilik öğrenmenin yaşı belki vardır,
ama kötülüğü öğrenmenin yaşı yoktur.
Bebekken bile öğrenilebilecek bir davranıştır.
Dünyada bir insana en büyük kötülük yine kendinden gelir.
Kötülük yapan bilmelidir ki; kötünün dünyada iyi eseri kalmaz.
yaramaz çocukların yaptığı yaramazlık
Feridun Attar'da der ki;
' İyiliğe gücün yetmezse bari kötülük yapma '
Aslında kötülüük yapan insan kendine kötülük yaptığının farkında bile değildir.
Çünkü;
Hz. Mevlana'nında dediği gibi; ' Bu dünya yaptıklarımızın yankılanıp yine bize döneceği bir dağdır. '
o halde buyurun istediğinize istediğiniz kötülüğü yapın.
'Yeryüzündeki güç ve etkinliğin temeli kötülüktür.
MaxBeer
Depremde enkaz altında kalan ölülerin ziynet eşyalarını çalan, benim insanım,
Selde sular altında kalan evlerden eşyaları çalan, benim insanım,
Trafik kazasında, kaza yapan yaralıyı sedyede taşıyorum numarası ile cep telefonu ve cüzdanını çalıp kaçan benim insanım,
20 bin insanımın canını alan depremin olduğu günün gecesinde, Bodrum'da, Marmaris'te ve benzeri yerlerde hiç bir şey olmamış gibi eğlenceye devam eden benim insanım.
.
Yunus Emre'lerin, Mevlana'ların yetiştiği bu Anadolu topraklarndaki dostlar, Noluyor bize?
Negatif düşünceler sonucunda ortaya çıkan başkalarına zarar versede başta zararı kendine veren ama çoğu kez bunun farkında olmayan maalesef bir insanlık hali.....
Simyacı isimli kitaptan:
'Kötülük insanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır'
Kötülük yapmamak bir erdemdir elbette,
ama kötülük yapmayıp, yapılan kötülüğe karşı çıkmak, kötülük yapanları güç yettiğince engellemeye çalışmak daha büyük bir erdemdir.
Kötülük yapan, unutmasın ki kimseye kötülük yapmıyor, kendine yapıyordur.
Milyonlarca yıllık gerçek budur.
Kötülük yapan, unutmasın ki kimseye kötülük yapmıyor, kendine yapıyordur.
Milyonlarca yıllık gerçek budur.
Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.
einstein demiş bunu..ne çok utanç var zaten payımıza düşen..seyretmek utancı eklendi birde
Suriye'nin çöllerinde Şeytan öğrencilerine şunları anlatıyordu: 'İnsanoğlu her zaman kendisi için iyi bir şeyler yapacağına başkalarının kötülüğünü istemekle meşguldür.'
Ve söylediklerini öğrencilerine göstermek için çölde dinlenmekte olan iki adam üzerinde bir deney yapmaya karar verdi.
Şeytan, adamlardan birinin yanına yaklaştı ve 'Buraya senin dileklerini gerçekleştirmeye geldim' dedi; 'Benden ne dilersen gerçek olacak. Arkadaşın da bu dilekten aynı senin gibi yararlanacak, yalnız ona her ne dilediysen onun iki katı verilecek.'
Adam uzun bir süre sessiz kaldı ve sonunda şöyle dedi: 'Arkadaşım benden daha mutlu ve kazançlı olacak çünkü ne dilersem dileyim o benden iki kat fazlasını alacak. Bu yüzden ben de ona bir tuzak hazırladım: Tek gözümü kör et, işte senden bunu diliyorum.'(Çev.Mine Akverdi)
Kim senin yasalarını çiğnemedi ki söyle
Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle
Yaptığım kötülüğü, kötülükle ödersen sen
Sen ile ben aramda ne fark kalır ki söyle
Ömer Hayyam
Yeter artık şu bombayı 00:01 saniye kala durdurmayın, bırakın patlasın! ... Yaşasın kötülük..
İtle çuvala girilmez...
Adı üstünde negatif bir sinerji yayar etrafa... İyi sandıklarımız tarafından kandırılabiliriz...Hatta bizim özel ve değerli olduğumuz konusunda yeminler bile ederler...Bu kandırılış bir sefer olursa, onların kötü karakterlerinden olur... Ama bizi ikinci sefer ve daha fazla kandırmalarına müsaade edersek, işte o zaman problem bizde demektir...Çünkü buna müsaaede etmişizdir...İyi insanları etrafımızda barındıralım... Kötü huylu olanlara ise, acımadan kapıyı gösterelim...Bazen bir kırık kalp bile kalsa geriye, o kalp tamir olur zamanla. Ama kötü ile bir ömür geçmez...
bi düşünceye göre kötülük gerçekte yoktur iyiliğin yokluğudur sadece.
aynen karanlığın aslında ışıksız olması gibi.