Ortamını zehirlerken açığa çıkar, ve eş zamanlı çok uzaklarda panzehiri de faaliyete geçer, kayıt altına alınır, süre bitince de, mutlu son, özgür irade yok, ve artık delikten çıkış da, toplam önemli, tövbe bir kere, yalama musluk değil bu.
Pişman olana beyaz bir sayfa açarım, tekrar ederse artık rahmet yolları kapanır. - KENDİ,
Dünya insana kurulmuş mükemmel bir tuzaktır. - BAUDRİLLARD, Fransız Filozof, 2009
Oyun böyle kurulur, ve sepet havası, yan yerine, son fırsat da ateş çöplüğüne.
Kisilik,ilkel toplumlarda sorgulanan bir kavram degildi. Cünkü bireyler var uluslarini dogal iliskiler bütünlügü icinde sürdürüp degerlendiriyodu.Özel mülkiyetin tarih sahnesine cikmasiyla birlikte 'cagdas insan' var olus iliskilerini mülkiyetin dagilimi ve mülkiyet iliskilerine göre, degisik kriterlere dayanarak kisiligi adlandirmaya basladi.Bu nedenle Kisilik görece bir kavramdir; ve degisen toplumsal, ekonomik iliskilere göre sürec icinde anlamini yitirir yeni anlamlar kazani.Yani 'cagdas' insanin kendini degisik gösterme cabasi, aksesuaridir. Nedim
kişilik tam anlamıyla iradesi ne hakim aklı bilinç düzeyine hakim olan, mantık ilkelerine uygun haraket eden insana özgü bir ahlaki davranışlar bütünlüğü dür.
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor.İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor. ‘bakın’ diyor.’Bu kişiliktir.Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…’ Sonra (1) in yanına bir (0) koyuyor: ‘ Bu başarıdır.Başarılı bir kişilik (1) i (10) yapar.’ Bir (0) daha…’Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.’ Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek…disiplin…sevgi. Eklenen her yeni (0) ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca…Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor.Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve hoca yorumu patlatıyor: ‘KİŞİLİĞİNİZ YOKSA, ÖBÜRLERİ HİÇTİR.’
Kişilik; ilginç, ilginç olduğu kadar da karmaşık bir konudur. Hepimiz insanlarla ilgileniriz.Yakınımızdaki insanları çeşitli özelliklerine göre tanımlarız.Örneğin, yakından tanıdığımız bazı insanlar için çok çekingen; atak,tuttuğunu koparan; acımasız,öfkeli; dost canlısı ve sevecen,çalışkan ve dürüst gibi ifadeler kullanırız.Benzer şekilde okuduğumuz dergi,gazete ya da kitaplarda yüz ve beden biçimlerine göre kişilik betimlemeleri ile karşılaşırız.Okuduğumuz bu yazılar, kişiliği bilimsel açılardan ele almıyorlarsa çoğu zaman bizde yanlış saplantılara, ön yargılara yol açar.
Ortamını zehirlerken açığa çıkar, ve eş zamanlı çok uzaklarda panzehiri de faaliyete geçer, kayıt altına alınır,
süre bitince de, mutlu son, özgür irade yok, ve artık delikten çıkış da, toplam önemli, tövbe bir kere, yalama musluk değil bu.
Pişman olana beyaz bir sayfa açarım, tekrar ederse artık rahmet yolları kapanır. - KENDİ,
Dünya insana kurulmuş mükemmel bir tuzaktır. - BAUDRİLLARD, Fransız Filozof, 2009
Oyun böyle kurulur, ve sepet havası, yan yerine, son fırsat da ateş çöplüğüne.
Onlara bir süre tanınmıştır. - KENDİ.
Aynı kaynar su patatesi yumuşatıp, yumurtayı sertleştirebiliyor.
Bütün mesele senin hamurunun ne olduğu, yaşadıkların değil...
Kisilik,ilkel toplumlarda sorgulanan bir kavram degildi. Cünkü bireyler var uluslarini dogal iliskiler bütünlügü icinde sürdürüp degerlendiriyodu.Özel mülkiyetin tarih sahnesine cikmasiyla birlikte 'cagdas insan' var olus iliskilerini mülkiyetin dagilimi ve mülkiyet iliskilerine göre, degisik kriterlere dayanarak kisiligi adlandirmaya basladi.Bu nedenle Kisilik görece bir kavramdir; ve degisen toplumsal, ekonomik iliskilere göre sürec icinde anlamini yitirir yeni anlamlar kazani.Yani 'cagdas' insanin kendini degisik gösterme cabasi, aksesuaridir. Nedim
kişilik kendini bir hiç ya da hiçten biraz fazla olarak kabul edebilmektir
'Her sahis makamindan haber verir.'
Mektubat-i Rabbani
Özü olanın, kendine özgü bir izi olmalı...
H
kişilik tam anlamıyla iradesi ne hakim aklı bilinç düzeyine hakim olan,
mantık ilkelerine uygun haraket eden insana özgü bir ahlaki davranışlar bütünlüğü dür.
.......bozukluğu olanlar çekilmez...
sürekli savaşım içinde olunmasını gerektiren
Kişiliğin de bir giysiden öte olmadığını anlamak gerek… Neyi saklıyor veya neyi gösteriyor, ona bakmak gerek…
Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor.İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor.
‘bakın’ diyor.’Bu kişiliktir.Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey…’ Sonra (1) in yanına bir (0) koyuyor: ‘ Bu başarıdır.Başarılı bir kişilik (1) i (10) yapar.’ Bir (0) daha…’Bu tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.’
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek…disiplin…sevgi. Eklenen her yeni (0) ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca…Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor.Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve hoca yorumu patlatıyor:
‘KİŞİLİĞİNİZ YOKSA, ÖBÜRLERİ HİÇTİR.’
kişilik bence kendini bilendir
İnsanların yalnız yüzlerine değil, içlerine de bakın.
Herkesin üç kişiliği vardır: Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı...
Şahsiyetsiz şahsiyet!
kişinin görebildiklerinin kişiliğine bağlıdır
kişinin kişiliğine bağlıdır belki de
iyi ile kotunun toplami sonucu olusan ve hep kotunun agirbastigi egodan baskasi degildir kisilik
yapmacıktan uzak insanın kendisi olması.
...siz
elbiselik kumaş gibi, renk renk, desen desen...
bazen yırtık pırtık, bazen transparan.
allı güllü veya tek renk.
pamuklu yada keten...
hal
olmayana allah düşürmesin
Bir kişinin kendine ait bir dünya gürüşünün olmasıdır.Özgür olmayı yada başkalarına bağımlı olmayı çağriştırıyor.
Kişilik; ilginç, ilginç olduğu kadar da karmaşık bir konudur.
Hepimiz insanlarla ilgileniriz.Yakınımızdaki insanları çeşitli özelliklerine göre tanımlarız.Örneğin, yakından tanıdığımız bazı insanlar için çok çekingen; atak,tuttuğunu koparan; acımasız,öfkeli; dost canlısı ve sevecen,çalışkan ve dürüst gibi ifadeler kullanırız.Benzer şekilde okuduğumuz dergi,gazete ya da kitaplarda yüz ve beden biçimlerine göre kişilik betimlemeleri ile karşılaşırız.Okuduğumuz bu yazılar, kişiliği bilimsel açılardan ele almıyorlarsa çoğu zaman bizde yanlış saplantılara, ön yargılara yol açar.