Kültür Sanat Edebiyat Şiir

KIRIKKALE KESKİN KAVURGALI KÖYÜ sizce ne demek, KIRIKKALE KESKİN KAVURGALI KÖYÜ size neyi çağrıştırıyor?

KIRIKKALE KESKİN KAVURGALI KÖYÜ terimi tarafından tarihinde eklendi

  • Fatih ÖZHAN
    Fatih ÖZHAN

    HAÇÇA HATUN İLE KARACA KÂ
    Kaynak kişi: Necati TÜRKÖZ
    Gömürgenli Karaca Kâ , Haymana’ya yoz almaya giderken, Keskin’ in Kavurgalı Köyü’nde bir eve misafir olmuş. O gün de Kavurgalı’ da düğün varmış. Karaca Kâ da cırıt oyununu seyrediyormuş. Karaca Kâ’ nın atı kişneyince, misafire cırıt oynaması için teklif gelmeye başlamış. O, her ne gadar “bilmiyom” dese de köylüler:
    — Misafir ağa, sen ne gadar bilmiyom desen de, atın da bildiğini söylüyo. Haydi kalk nazlanma. Ağıda gelen ağalar, düğüne gelen oynar, demişler.
    Karaca Kâ, atına binerek alana çıkmış. Kavurgalı’ da Osman Ağa isimli birisi, bunun peşine düşmüş. Karaca Kâ, Osman Ağa’ ya üzerine fazla gelmemesi için ricada bulunmuş. Osman Ağa:
    — Madem cırıt oyununa katıldın, neden marifetini göstermiyor da bana rica ediyorsun ki? diye karşılık vermiş. Bunun üzerine Karaca Kâ, Osman Ağa’nın peşine düşmüş. Osman Ağa, ciridi yememek için atını hanım seyircilerin içine sürmüş. Buna rağmen Karaca Kâ, Osman Ağa’yı cırıtla vurup atından düşürmüş, gendi si de oyundan çıkmış. Kavurgalı Köyü’nden bazıları, Osman Ağa’nın cırıt ile attan düşürülmesine kızmışlar. Kavga çıkmak üzereyken araya girenler olayı yatıştırmışlar.
    Cırıt oyununu izleyenler arasında, köyün ağasının kızı Haçça Hatun da varmış. Haçça Hatun, Osman Ağa’yı attan düşürene bir anda âşık olmuş. Kim olduğunu öğrenmek için, yaşlı bir gadını misafir kaldığı eve göndermiş.
    Yaşlı gadın, Karaca Kâ’ya nereli olduğunu, nereye gittiğini, evli mi, bekâr mı olduğunu sormuş. Tüm soruları doğru cevaplayan Karaca Kâ, evli olduğu halde şaka olsun diye:
    — Nineciğim, Haymana’ya yoz almaya gidiyom. Bekârım. Münasip bir şey bulursam evleneceğim, gız da alırım demiş.
    Yaşlı gadın, Haçça Hatun’un gendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. Karaca Kâ bu isteği kabul etmiş., Herkes yatınca Haçça Hatun, onun odasına gelerek görüşüp anlaşmışlar. Birbirlerine yüzüklerini vermişler. Karaca Kâ, Haymana’dan döndükten sona gelip Haçça Hatun’u babasından isteyeceğini söylemiş.
    Karaca Kâ, verdiği sözü tutmayıp Gömürgen’e dönmüş. Haçça Hatun, umutla hep beklemiş. Zaman geçtikçe yüreğindeki kıvılcım büyümüş, tüm bedenini kaplayan bir ateş olmuş. O, sevdiğinin başına bir iş gelmiş olabileceği endişesi içindeymiş. Çaresizlik içinde kıvranıp dururken köyün önündeki çayırlığa birkaç çadır kurulmuş. Bunların, düğünlerde çalıp söyleyen çalgıcılar olduğunu öğrenince kalkıp çadırlara gitmiş. Gendi ne gösterilen yere oturarak:
    — Edeler size bir şey soracağım. Telden diyeceğim, sizden de telden cevap isterim, demiş.
    HAÇÇA HATUN:
    Yanmayınca şen olur mu odalar,
    Vermeyince savulur mu gadalar?
    Daraldım da size geldim edeler,
    Nazlı yârin bir haberin ver bana.
    Edelerin başı bağlamasını gucağına alarak, çalmaya başlamış şöyle söylemiş:
    Üç gün bekle şu çadırın içinde,
    Çarh da yok edelerin gıçında
    Belgüzarı var mı sarı saçında?
    Bulayım, geleyim nazlı yârini.
    Haçça Hatun, gendisine verilen altın yüzüğü çıkarıp edeye verirken şöyle demiş:
    Üç gün, beş gün bu çadırda durayım
    Bir yüzüğü vardır sana vereyim.
    Edeler ben size gurban olayım,
    Nazlı yârin bir haberin ver bana.
    Haçça Hatun’un verdiği altın yüzüğü alarak tabakasının içine koyan ede, sazını çalarak cevap vermiş:
    Sarı davul, sarı zurna, bir köçek
    Sineme vurdun da gamzeli bıçak.
    Seher vakti olsun yollara düşek,
    Bulayım geleyim nazlı yârini.
    Haçça Hatun, şöyle devam etmiş:
    Bekçi çeksin gıratının golanın,
    Aşıp gidin Gemerek’in belenin
    Gadanızı belanızı alayım,
    Nazlı yârin bir haberin ver bana.
    Gidecekleri yeri tarif ettikten sona, gendi siyle ilgili bilgi de vermiş:
    Haçça Hatun derler benim adıma,
    Doyamadım ilvanına dadına.
    “Karaca” derler o Türkmen’in adına
    Nazlı yârin bir haberin ver bana.
    Ede, “Karaca” ile Türkmen adı birlikte anılınca Haçça Hatun’un aradığı gişinin nereli olduğunu hemen annamış. Haçça Hatun’na şöyle cevap vermiş:
    Sarı davul, sarı zurna elimde
    Ben de bir abdalım gendi halimde.
    Kuzugüden, Gömürgen’in ilinde
    Bulayım geleyim nazlı yârini.
    Edelerin başı, davulcu, zurnacı ve bir köçekten ekip oluşturup; Haçça Hatun’u da karısı Menevşe’ye emanet ederek yola düşmüş.
    Gömürgen Köyü’nün göründüğü Köygösteren Burnu’na gelince davul ve zurnacıya “çalın”, köçeğe de “oyna” emrini vermiş.
    Çala, oynaya Gömürgen’e girmişler. Şindiki belediye binasının bahçesinde köylüler toplanmışlar. Davul ve zurna çalıyor, köçek oynuyor, köylüler seyrediyormuş. Köylülerden bazıları “çalın edeler” deyince edelerin başı çalmayı ve oynamayı durdurarak:
    — Çalın edeler, oynayın edeler! Edeler aç mısınız, susuz musunuz, cıgaranız var mı diyen yok! Bu ne biçim misafir ağırlamadır ağalar?.. diye çıhışmış.
    Karaca Kâ, edelere yermek hazırlanması için eve bir haberci gönderip, yanlarına oturmuş. Tabakasını edelerin başı olan adama uzatmış. Ede de daha önceden Haçça Hatun’un yüzüğünü koyduğu tabakasını Karaca Kâ’ya vermiş. Tabakayı açan Karaca Kâ, yüzüğü görünce edenin yüzüne bakıp şöyle söylemiş:
    — Ede, bu yüzüğün hikâyesini bu gece anlatacaksın.
    Edeleri gece misafir ederek olup bitenlerden haber almış. Sabahleyin edeleri yolcu ettikten sona arkalarından geleceğini, Haçça Hatun’u Gömürgen’e getireceğini söylemiş.
    Gece plânladıkları gibi hareket ederek Kavurgalı’ ya gitmişler. Haçça Hatun’u oradan alarah Gömürgen’e getirmiş.
    İsteyerek mi, yoksa kaçırarak mı getirdiği bilinmiyor. Haçça Hatun’dan erkek oğlan olmamıştır. Bir kız çocuğu olmuş. Bu kızını da Hacı Abidinler’e verdiği söylenmektedir.

  • Hasan Demirbağ
    Hasan Demirbağ

    kavurgalının tarihi sürecini araştırırken kuzugüdenli olunlu cemaatlarınında keskin kavurgalıda beraber olduklarını görüyoruz

  • Hasan Demirbağ
    Hasan Demirbağ

    Kavurgalı,Kuzugüdenli,Olunlu cemeatlarını tarihlerini beraber inceliyeceğiz

  • Hasan Demirbağ
    Hasan Demirbağ

    Kavuralı köyü tarihi ile ilgili belgeler ve arşiv kaynakları ile on yaşımdan bu tarafa kavurgalının yaşlı ve ileri gelenleriden öğrendiğim bilgileri meraklısı ile burada paylaşacağım

  • Hasan Demirbağ
    Hasan Demirbağ

    Tarihi bölümündeki Dulkadiroğulları beyliğinin en büyük obalarından olduğu kesin ve doğru Kavurgalıoğulları diye bir aşiret yoktur Kavurgalı aşireti vardır Anadolunun çeşitli yerlerine dağıldıkları gibi bir bölümü buraya yerleşmiştir dokuz hane olarak gelmişler bir tanesine kavurgalıoglu ailesi denmiş aşiret değil düzeltirim