Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Çivisi çıkmış dünya her şey karmakarışık
Arapsaçı da laf mı? at iziyle it izi birbirine dolaşık.
A.B
Davası insanın özü olanın kararı sahih olur. Susmak her zaman suçtan değil, asaletten de olur.
Ata kızı
Kamçılı karanlıktı geldin üstüme
Bütün masalları dolaştın
Ay zeytin gece
Ay vurmuştu alnına
Perçemlerin Tokat akıtması
Yorgundu atılmış yılan derisi
Değiştirilmiş güvercin gömleği tende
Nereye gidiyorsun, dedim
Zeytinlerin arasından
Siste silinip giderken yollar
Aydı zeytindi geceydi
Korkmadım bağırdım ardından
Aydaki zeytindeki gecedeki delikanlı
Nereye böyle
Aldı rüzgar sesimi duyurmadı
Vurdu geçti durduğum yeri
Gümüşünü silkeledi yüzüme
Atının kanatları
Ben öldüm, ölüm bulunamadı
Kamçılı bir karanlıktı
Hikayemin gecesini dürdüm de
Kimse çıkamadı dışarı
Ay kaldı zeytin kaldı gece kaldı
Sis kaldı yollar kaldı
Karanlıktı.
Ben
Murathan Mungan
Doğrudur Mehmet bey hoş geldiniz sayfaya.
kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sorusu insanın kendisini en yalın, en sade ve anlaşılır şekilde betimlemesidir.
hayata, ölüme ve ikisinin ortasında olan herşeye meraklıyım.
kuşkuluyum, sorguluyorum, sonsuz gibi görünen bir yoldayım!
hissettiren, hayal ettiren ve düşündüren...
yürüdükçe uzayan ama yürüme isteğini her defasında uyaran...
İstemem eksik olsun
Ve diğer yanda da her zaman gerçekleşemeyecek hayaller var. Eee ama siz de olacak şeyler hayaledin. Desem, olmayacak, çünkü; hayaller sınırsızdır hayata geçtikçe makule döner. Yani siz vazgeçmeyin hayat o hayalleri kendine göre uyumlar.
Saygıyla...
Aslı Birer
Videoda anlatılanların, ne kadarı kime göre doğru? Ne kadarı kime göre yanlış?
Uçmak sadece kanat çırpmak mı? Düşünmekte bir eylemse hayallerle uçabilir insan. Sorun şu ki; hayaller gerçeğe dönüştürülemediğinde yere çakılırsınız. Uçmak, insan İçin kanat çırpmak olamayacağı için. Hayallerdir insana görünmez kanatlar takan. Ve uçmak, bazen resim çizmek, bazen yazmak bembeyaz sayfalara, başarıya ulaşmış herkesin görünmeyen kanatlarıdır, “ hayaller”
Yazan A. Birer
Her şey göründüğü gibi olsa deniz suyu mavi olurdu.
Yaşamak, tam umudun bittiği yerde başlar, belki de hiç ummadığın yerden filizlenirsin.
A.B
Rica ederim:)
En sevdiğim şiirlerden. Yüreğine sağlık Ata kızı yeniden hatırlattığın için teşekkürler.
Ne güzelsin şiir
İster dindar olun ister olmayın şu unutulmamalıdır ki; adalet bir gün herkese lazım olur.
Gandhi," Yürekten inanarak dile getirilmiş bir 'hayır', yalnızca karşındakini hoşnut etmek ya da daha kötüsü, sorun çıkmasın diye söylenmiş bir 'evet'ten daha iyidir" demiştir.
“Sorun çıkmasın diye söylenen evetlerde gizli en büyük adaletsizlik.” Bence:)
Şimdi bu ne demek sadakat kötü bir şey mi? Der gibi kimilerimiz duyar gibiyim. Sadakat dünya üzerinde sayısız canlı için çok güzel bir duygudur. İnsanın yakınlarına, arkadaşına, eşine, dostuna sadık ve güvenilir olması paha biçilmez bir haslettir. Fakat iş devlet yönetimi ve iş sektörü açısından düşünüldüğünde sadakatin yerine liyakati kadrolar seçilmeli. Bir kişiye sadık olmak sizi iyi bir insan yapar, lakin iyi yönetici ya da emekçi yapmaz. Liyakat, profesyonel olmayı işin ehli olmayı gerektirir, adil olmayı gerektirir.” Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58).
Hazreti Muhammed’e (s.a.v) sorulan soru ve cevap:
“–Emanet zâyî edildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular.
Bedevî:
“–Emanet nasıl zâyî olacak?” diye sordu.
Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:
“–Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular. (Buhârî, İlim 2, Rikak 35)[1]
“Emanetin ehil olmayan kimseye verilmesi, bilgiye, tecrübeye ve liyâkate değer vermeyip işleri ehil olmayan kişilere bırakmak demektir. Onlar da üstlendikleri vazifeleri hakkıyla yerine getirmeyip hep kendi menfaatlerinin peşinde koştukları ve pek çok haksızlıklara daldıkları için, kısa sürede her şeyin düzeni bozulur.”
Alıntı.”
Yani; buradan çıkarmamız gereken liyakat yönetim biçimlerinde vazgeçilemeyecek kadar hayati öneme sahiptir. Peki; soru şu neden liyakatli kadrolar yerine sadakatli kadrolar tercih edilmiştir..?
Bu başlı başına hatadır. Doktor hemşirenin işini yapamaz, hemşire de doktorun işini yapamaz. Ülkemizde İlerleyen toplumun temelleri atılmış devamlılığı için doğru perspektiften bakıldığında sonuçta alınacaktır. Temeli sağlam binanın inşaası da sağlam olur yeter ki olması gerektiği gibi işin ehli ustalar ve emekçiler çalışsın.
Her iyilik iyilik olmadığı gibi, her kötülük de kötülük olmayabilir. Tıpkı sadakatin de yerine göre bir topluma zarar verebileceği gibi.
Yazan: Aslı Birer
Liyakatin hak getirdiği, sadakatin kayırmacılığının zirvesi. (profesyonel açıdan)
Aslı Birer
Ruhsatsız evlere dere yataklarına kurulan yerleşim alanlarına, denetimsiz inşaatlara, göz yumsaydın
Niye bastın seccadeye?
Çalakaşık dalmak varken sofraya
Niye bastın seccadeye?
Zamlara gaz basmak varken
Niye bastın seccadeye?
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Ömer Hayyam
Teşekkür ederim şarkı için, seçimlerin çok hoş:)
Edebi dilin de takdire şayan.
Melisa çayı içiyorum:))) (göz kırpan emoji)
Selam :)
Y/Oktum, kendime bile...
Çok hoşbuldum seni Aslıcım...
Hep sürsün bu hallerin dilerim :)
Ayrıca, elim boş gelmedim.
Çok sevdiğim bir şarkıyı bırakıyorum...
Sevgiyle...
Selam güneşli melek...
Epeydir yoktun hoş geldin
İnci ateşi, usta dalgıçla söner,
Usta dalgıçta elbet olmalı hüner,
Malı yârin elinde, canı avuçta
Dibe giderken, başı ayağa döner!
Hayyam
Kırkına kadar kırılır, dökülür, inci gibi her bir duygun ayrı ayrı hayat evrelerine saçılır. Kırkından sonra başlarmışsın herbir inci tanesini saçtığın yerden toplamaya.ne kadar Kırılmışlığın yıpranmışlığın varsa tamir etmeye. Ben bunu Japonların kırılan eşyaları altınla onarmalarına benzetiyorum. “Kintsugi felsefesi” tüm yaşanmışlıklarını altın çağıyla onarıp hataların bize kattığı bilgeliği gösteriyor sanki kırıkları birleştiren altın.
“Kintsugi’nin amacı kırık vazonun yeni gibi görünmesi değil, kusurlarıyla güzelleşmesi, sizin bakış açınızın değişmesi. Yani aslında bir yeniden doğuş anlamı taşıması.”
Mark Twain insanın iki doğum günü olduğunu söylemiş.
“ doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gün”
Köpüğü afili gönül kahvesi, iki bahar arasında içilir.
A.B
Bana ruhundan nağmeler söyle ki gözlerime bahar gelsin gamzemde çiçek açsın sevgili...
A.B