Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Her durakta ölümsüz bir aşk edinecegim
Bir bakıştan bir duruştan
Çağrışımın sonsuz hazından
Unutulmaz bir sevgili daha birakacağım ardımda
Belki de yaşanabilecek en uzun serüveni terk edeceğim
Daha otobüsün ilk basamağında
Kim bilebilir ki?
Sonrayı, sonrasını kim bilebilir?
Gizli gizli veda edeceğim ona, görmeyecek
Ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim
Otobüs camına bağrında kanlı bir ok ile
Bir aşk levhası çizecek, ah min-el!
Bu da ötekiler gibi kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden
Yaşayıp gidecek
Murathan Mungan
Ağlarım ağltamam
Hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin
Bundan nekadar bizarım
M.Akif
Bir şiir döşe altın varaklı sayfaları olsun rengi al üstüne altın yaldızlı kaleminle yaz dudağında kalmış bir tutam aşkı…
Ata kızı
Bir şiir döşe altın varaklı sayfaları olsun rengi al üstüne altın yaldızlı kaleminle yaz dudağında kalmış bir tutam aşkı…
Yalnızlık
Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovadan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
Erselik saatlerde yağar yere
Yüzlerini sabah döndürünce sokaklar,
umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefret içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:
Akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
(Çeviri: Behçet Necatigil)
Gül ey saf çelişki
Bütün göz kapaklarının altında
Hiç kimsenin uykusu olamamanın sevinci…
Kimilerinin ikinci çocukluğu acı verir tıpkı zakkum yemiş gibi… Çünkü ilk çocukluğunda, gençliğinde yapamadığı her şey tıpkı zehir gibi oturur midesine… ve kimsenin mutluluğunu hiçbir şeyi hazmedemez sürekli midesindeki zehri kusar. Kimileri de bu dertten sadece kendilerine zarar verir.,ikincisi daha kabul edilir. İkinci çocukluk böyle insanlar için, yalnızlıktır.
Haklısınız birbirine dünya olacak kadar birbirini anlayanların denk düşmesi kolay değildir. Farklı faktörler ile birleşir dünyalar ama hiçbir zaman bu tam anlamıyla beraberlik olmaz. Fakat insanı aklımızdakine dönüştüremeyiz, bu karşımızdaki insana da kendimize de haksızlık olur. Mutlu olabilmek için, hayatımıza aldığımız kimseleri dönüştürmek yerine oldukları gibi kabullenmek gerekir. Şayet olmuyorsa o ilişkiyi bitirmek en doğrusu olur.
Sizi nasıl anlatsam?
Gökkubbenin kralı yırtıcı Doğan’a kafa tutuşunuz çok saygıdeğer ve akıllıca
Biri öbürüne biraz yaklaşsa az aşağıdan uçar ama! Asla ayrılmaz sürüsünden,
Herbiri diğerinin nasıl davrandığına
Bakar, öyle gider yoluna
hayretler içindeyim
Aklıyla kanat çırpar fezaya
Birlik olmanın hayati önemini çözmüş
Örnek olası insana!
Ne kadar uğraşsa da iri gövdeli avcı
Ayıramaz bir tekini bile guruptan
Öyle ahenkle şekil alır ki!
Görsel şölen, tam anlamıyla
Hayat sahnesinde adeta
Tango yaparcasına,
Nispet ediyor sanki fırtına bulutlarına
Örnek olsan ah, keşke insana!“ birlikten kuvvet doğar” Demiş atalar sözü!
Sanki gökyüzüneden bize kanıtlar özü
Başarabilmekti;
“kazanmak” birlikte alkış tutmayı! Bakmasını bilenle, görmesini bilene
Olanı biteni gösterirken gökyüzünde
Teşekkürler sana da
Sevgiyi öğreten kumrudan sonra Birlik olmayı öğreten,
Sığırcık kuşu!
Ata kızı
Ne değildir peki?
İnsan dünyaya atılmış bir varlıktır
Neden sonra sorgulamaya başladı
İstemeden atıldığı karanlık odalarda
İsteksizce yaşamak dururken bir köşede sarıldı hayata dört elle
İnsan nedir bilmiyorum ama ne değildir galiba biliyorum.
Kendi dünyasından başka, bütün dünyalara bodoslama dalıyor bence insan. “ başkalarının dünyasına girmek engelini açar mısınız biraz? Vaktiniz varsa…
Ömür yolculuğunun yarısını bitirdim, hala kendi yarıma gelemedim. Ne zor atlasmış insan, her gün hiç bilinmedik, henüz keşfedilmemiş kıta çıkıyor önüne iç dünyasında.
Ata kızı
İster seslilikte kararan bir gecede, ister cafcaflı günde,
Ölmeliyiz birlikte, ölüp ölüp dirilmeliyiz…
Sevmeler yakışır bize ölürken,
Ölüp ölüp dirilirken ayrı köşelerde.
Ata kızı
Yeryüzünde keşfedilmeyi bekleyen o kadar peynir dururken, ay da fare aramaya neden bu kadar meraklıyız?
Keşfedip yesek ya onları..!
Ata kızı:)
Yaşam her gün değişir, elinizden gelen en iyi şeyleri güne uyarlayarak yapmaya çalışın.
Kendinize yapacağınız en büyük kötülük kendinizi ( başkalarını da) başkalarıyla kıyaslamanızdır.
İnsan kendini, kendisiyle kıyaslamalı. Yaşam kişiye bahşedilmiş tek kişilik serüvende size uygun eşliklerle güzelleşir. Ama herkes kendine özeldir.
( kişisel alanlara saygı)
Ata kızı
Mütevazi olmak öz saygıdan hiçbir şey eksilmez…
Hayat; insana verilmiş hediyedir, ona önem verin, günlük bakımlarınızı, sağlığınızı, hayatınızı kolaylaştıran şeyleri ihmal etmeyin. Önce kendinize sonra sizi mutlu eden, yolculuğunuzda size eşlik eden mutlu eden insanlara teşekkür edin.
Ata kızı
Dış koşullar yerine kendinize dönüp;
Beni en çok ne mutlu ediyor?
Kendinize bu soruyu sorun ve hedeflerinizi belirleyin. O yolculukta sizin gerçekten önemsediğiniz değerler var.
Ata kızı
Beklenen; önce öz saygı, böyle olunca hayatımızdaki insanlardan saygı ve akabinde de sevgi alınması olağan sonuç.
Bir dörtlükle ifade edemem ki
Yüzbin dörtlük belki önsöz olur...
Damla damla sevgi akmışsa damarlarına elindeki memba diken olur insana!
Gördüğüm en güzel düştün, gülen gözlerinle ömrüme düştün.
(Sevgili annemden alıntı)
O muhteşem yüreğinden parça yaşıyorum bu bana ömrümce yeter. :)
“Tatlı”..? Duygusal zekam yüksek ama siz yine de yazdıklarımı psikoloji ve felsefe açısından değerlendirin Mehmet bey.
Aslının dünya’ya açılan penceresi diyelim.
Bazen hayat bir noktada durur, yani biz öyle hissederiz. Hayatın durduğu falan yok! Bu duraklamaya depresyon durağı diyorum. Neredeyse herkes burada bi iner dolaşır kimi kısa kimi uzun süreli ama illaki ziyaret edilir bu durak. Bazen yıllar geçer hayat otobüsünü son anda yakalayabilir insan. O geç kalmışlık duygusu ve keşkeler sanki yıllarca uyumuş ve uykudan uyanmışçasına hayıflanırsın… neyse ki otobüs hala kaçmamıştır biraz gecikmeli de olsa herkes kendi zamanını yaşar. İllaki her şey belli zaman diliminde yaşanacak diye bir kanun ya da kural yoktur. Dedim ya her birey kendi zamanını yaşar. Boş vermişlik; geç kalmışlık kadar kötü, verimsiz ve gereksiz bir duygudur. ( “çoğu zaman” duruma göre değişir) aman bu saatten sonra ne yapacağım, deyip her şeyden vazgeçmek duraklamanın devamıdır yani o otobüse tekrar binememişizdir ancak durağa kadar gelebilmişiz demektir! Yaşam evre evre ve herbir evresi size ait ve her şey her evrede yapılabilirse yaşamak hayat koşulları son bulana kadar devam eden bir eylemdir. Hem de insan için en değerli eylemdir.
“Hayat tek kişilik bir serüvendir, mezar da tek kişilik hiç kendi isteğiyle biriyle ölen gördünüz mü?” ( gerçek anlamıyla) Bu yüzden hayatınıza aldığınız insanlar sizi dibe çekiyorsa onlardan uzaklaşın! Çünkü ; sevgi asla dibe çekmez! Sevgi; değer görmektir, değer vermektir.
Ata kızı
:)
Sana bir çift sözüm var; kalbini unuttuğun yerden geri al! Bütün “meselen” bu..! al ve kaldığın yerden yaşamaya yeniden başla…
( muhatabına)
İki dirhem bir çekirdek gözümün önünde duruyorsun sabah sabah görünce ağzımın suyu aktı, sarı sarı henüz çıtırcık limonları da pıtırak gibi herbir dalında kilolarca, süslü seni!!
Kokun aklımı başımdan aldı... iştahımı kabartıyorsun:)
Sodanın yanına her an kurban gidebilirsin.
Ama suç bende mi? Ne yapayım sen hem bu kadar güzel kok! Hem de süslenip sarılara bezen yeme de yanında yat şimdi… :))
Ata kızı
Limon ağacının dibinde sabah kahvesini içiyor.
Günaydın Seval hanım.
Günaydın:)