Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Aklı firarda adam
Cebinde yamyam
Bayram mı geldi? Bayram!
Deniz kumla cilveleşirken, rüzgarın da tezahürüne ne demeli? hele yaramaz serçelerin çocuklar kadar şen şakrak oynamaları… benzeri yok bu aşkın, kelimeler kifayetsiz, gözlerim yaz şenliğine tanıklık ediyor.
Öpüyorum doyasıya bal damlıyor dudağımdan, karış karış dolaşırken gözlerinde…
Beni baştan çıkarmayı nasıl başarıyorsun?
Çılgın ve mah’a aşık sarı kız:)
Caretta carettalar yuva yapmış kendilerine (…)sahilini bir an karşımda mile gibi bir çift göz görünce şaşırdım açıkçası biraz da tırstım yani :) birkaç yıldır buradaymışlar… isim taktım onlara:)
Erkek olan Nadir
Bayan da Nadire
:)))
Gecenin kadife sesini işliyorum mavi atlas üzerine yıldız desenli… ay kızın eşliğinde yakamozlar serpiştirdim, su da demlendi bir güzel…
Ata kızı
Ve okuduğum o devrin en entelektüel insanıymış :)
Fatih Sultan Mehmet
Zamanın içinden geçerken geçmişte ütopik görünen çoğu şeyin gerçekleşmesine tanıklık ettik. İlk çağlardan bu güne neler gelişti? Mesela tekerleğin icadından sonra, o günlerde bu gün bindiğimiz araçlar nasıl ütopikse. Bugün hayalini kurduğumuz ve bize imkansız gibi gelen şeyler de gerçek olabilir. Henüz insanın tam olarak keşfedemediği dünya binlerce sırla dolu olduğunu düşünüyorum.
“Akıl tüm dünya için en büyük yatırımdır”
imkansızlığın kabul edilmesi yenilgiyi baştan kabullenmektir.
Tarihten örnek vereyim.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u hayalleri olmasa alabilir miydi?” Hayır alamazdı.” Diyorum Ve yine kendisinin bir sözüyle yazıyı tamamlamak istiyorum;
“İmkanın sınırını görmek için, imkansızı denemek lazım.”
Fatih Sultan Mehmet
Spinoza felsefesine göre Monizm’in tözsel.düşünürlerini kısmen de olsa kabul ediyorsunuz yani?
Sizde hiç görmeyi beklemediğim değişiklikler var. Yunus Emre’ den, Mevlana’dan örnekler veriyorsunuz.
Artık cümlelerin ve sadece adın vardır. Mesela kimse Yunus Emre'nin suretini merak etmez.
İçini dışına çıkaran!
Ve çırılçıplak bırakan; aklını, yüreğini satır satır doğrayıp döken!
“Şiir” artık kelimelerde, cümle aralarında dolaşır kimliğin.
Suretin silinir, cümleler kimliğin olur. Somut bir varlıktan soyuta dönüşür ve büyürsün, dalga dalga dağılır asıl kimliğin seyyah olursun alemde herkes seni birkaç satırdan tanır. Kimse kaşını, gözünü, boyunu posunu merek etmez… artık şiir olmuşsundur… herkes seni şiir bilir. İşte bu! İşte bedeninden taşmak başka dünyalara ulaşmak!
özgürleşmek!
aşk!
Sevmek; hem de gökyüzü kadar sevmek!
Sınırsız! Kuralsız! Sadece sevmek!..
Sevmek ve şiir olmak.
Ata kızı
Ata kızı
Demek ki en güzeli buymuş
Kendimizi bulmuşuz kaybettiklerimizde
Çok aramış çok yorulmuşuz
Demek ki en doğrusu buymuş
Aşkı anladığımızda aşksız kalmışız..
Sakin, abartısız, samimi olmak böyle bir hayatı tercih etmek… kendim gibi insanlar ı dost edinmek yaptığım en iyi işmiş.
Hayatın envanteri :)
Çok güzel bir sabah,
Kuş sesleri ve deniz kokusu bahçemden gelen hanımelinin kokusunu içime çektiğim… mübalağa etmiyorum hakikaten çok güzel bir sabaha uyandım. Herkese gün güzel aysın diliyorum. İyi bayramlar…
Bir fincan acı kahvem ve limon ağacımla selamladık günü.
:)
Bahar olur çiçek çiçek açarım
Kalem olur adını aşk diye yazarım.
Bülbül gibi güle nazarım
Sen yeterki gül
Ben adını hasret koyar susarım.
Ata kızı
Gözlerim bahar oluyor sözlerindeki menevişlerden, notası aşk olan sonat gibi değiyor kulaklarıma… hem de gönlüme.
Seni okumak çok güzel… seni özlemek, seni beklemek…
Tıpkı kumrular gibi.
Ben kim? Zor bir soru.
Ben beni çözemiyor.
Çözmeye çalışan bir deli belki.
Ben bana bakıp soruyor bazen
Kimsin sen?
İnceliyor
Kestane rengi kısa saçlar,
Gerisi yok.
Tarif etmek beni bana zor.
Yüzüm yaşadıklarımı mı çağrıştırıyor
Yoksa bir maske olmaya mı başlamış?
Kim bilir?
Ben daha kendimi bilmiyor.
Uç noktalarda yaşadıkları bazı duyguların patolojik olduğunu çoğu zaman anlamaz insan. Ne yazıktır ki böyle insanlar kendi yaşadıklarını tıpkı bir tülbent gibi hasmı olarak gördüğü kimsenin başlarına örtmeye kalkarlar. Sanki o duyguları hissettiğini saklarcasına, bu gibi durumlarda en çok kendine hatta etrafındakilere zarar verir ve kişinin içinde bulunduğu hal, tedavi edilmesi gerekir. O durumda maalesef dengeler bozulmuştur kişi sağlıklı kararlar veremez. Sürekli yakınma, suçlama, en küçük olayda kasırgalar estirdiğinin farkına bile varmaz. Böyle birinin maduru olmak kişiler için bahtsız bir durum oluşturur. Genellikle de asıl hasta kişiler değil de hasım gördükleri suçlanır. Şanssız bir durumdur ve üzücü sonuçlar çoğunlukla gerçekler ortaya çıktığında anlaşılır. En iyisi bu tip insanlarla yolların hiç kesişmemesi ama olduysa da müdahil olmadan geri çekilip beklemek, imkanı el veriyorsa kişiden uzaklaşmak olmalı.
Ata kızı
Gizemler ülkesinin ne idiği belirsiz mevsimi, getirdiğin kar kadar olur götürdüklerin.
Adını arayan rumuz
Eylüllerden yaz yap bana
Bir dönümlük bir dünyada
Şiirim mıntıka temizliği
Cam şişelere koyduğum
Eylüllerden yaz yap bana
Murathan Mungan
Her durakta ölümsüz bir aşk edinecegim
Bir bakıştan bir duruştan
Çağrışımın sonsuz hazından
Unutulmaz bir sevgili daha birakacağım ardımda
Belki de yaşanabilecek en uzun serüveni terk edeceğim
Daha otobüsün ilk basamağında
Kim bilebilir ki?
Sonrayı, sonrasını kim bilebilir?
Gizli gizli veda edeceğim ona, görmeyecek
Ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim
Otobüs camına bağrında kanlı bir ok ile
Bir aşk levhası çizecek, ah min-el!
Bu da ötekiler gibi kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden
Yaşayıp gidecek
Murathan Mungan
Ağlarım ağltamam
Hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin
Bundan nekadar bizarım
M.Akif
Bir şiir döşe altın varaklı sayfaları olsun rengi al üstüne altın yaldızlı kaleminle yaz dudağında kalmış bir tutam aşkı…
Ata kızı
Bir şiir döşe altın varaklı sayfaları olsun rengi al üstüne altın yaldızlı kaleminle yaz dudağında kalmış bir tutam aşkı…
Yalnızlık
Yalnızlık bir yağmura benzer,
Yükselir akşamlara denizlerden
Uzak, ıssız ovadan eser,
Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
Ve kentin üstüne göklerden düşer.
Erselik saatlerde yağar yere
Yüzlerini sabah döndürünce sokaklar,
umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
Ayrılınca birbirinden gövdeler;
Ve insanlar karşılıklı nefret içinde
Yatarken aynı yatakta yan yana:
Akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
(Çeviri: Behçet Necatigil)
Gül ey saf çelişki
Bütün göz kapaklarının altında
Hiç kimsenin uykusu olamamanın sevinci…
Kimilerinin ikinci çocukluğu acı verir tıpkı zakkum yemiş gibi… Çünkü ilk çocukluğunda, gençliğinde yapamadığı her şey tıpkı zehir gibi oturur midesine… ve kimsenin mutluluğunu hiçbir şeyi hazmedemez sürekli midesindeki zehri kusar. Kimileri de bu dertten sadece kendilerine zarar verir.,ikincisi daha kabul edilir. İkinci çocukluk böyle insanlar için, yalnızlıktır.