Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi

  • Ali Koç Elegeçmez
    Ali Koç Elegeçmez

    Ali Koç Elegeçmez

    İstemeden doğdum
    İstemeden öğretmen oldum
    İstemeden şair ve yazar
    İstemeden öleceğim,hepsi bu kadar

  • Bekir Şahin
    Bekir Şahin



    Kalabalıkları yara yara
    Rengini, kokunu, desenini vursan
    Geçtiğin tüm yollara

    O senin bayram havası atmosferin
    Papatya bahçesi tazeliğinle
    Hakkından gelsen bütün oyunların
    Yaksan bütün planları
    Sırtında küheylanın

    Kartları yeniden karsan
    Dize getirsen karanlıkları
    Dizginlesen simsiyah tuvalleri, kapkara tabloları…

    İklimin sarsa bütün iliklerimi
    Tenine değse elim
    Yalnız seni görse gözlerim
    Seni söylese dilim
    Ah,
    Dilim dilimim…





  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Eğer aklında onlarca düğüm varsa, fiziksel tatilin, ruhsal dinlenmeğe hiç etkisi olmaz.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Günün şiiri

    Bir asal sayı şimdi yüreğim
    Beni bir sen
    Beni birde ben bölüyorum
    Sonuç hep aynı
    Ben bölünce sen
    Sen bölünce ben

    Daha önce bu şiire yorum yapmıştım sildim.

    Bugün tekrar inceledim.

    Şiirin başında asal sayıya benzetilen yürek, yalnızlığı ama bunun yanısıra asaletini de ima etmiş. Yalnızlıkla bir paradoks yaratmış. Yaratmış da! Akabinde sen ben diyerek bir paylaşım da ima ederken bir de çelişki yaratmak istemiş. Burada muhatabını etkisizleştirerek,
    aslında orada sadece görev olarak mı bulunduğunu ima edilmiş?

    He benim aklımda ne yarattı?

    Şiirdeki çelişki beni düşündürdü, sorgulattırdı. Bu çelişki bilinçli bırakılmış belli. Şairin tercihi bu.

    Ama bu kadar kıymetli bir partneri etkisiz elemana benzetirken. Onu başka sayıların böleceğini de gözardı edilmesi ya da sadece hayalinde kalan biriydi de artık orada olmadığı düşüncesi olsa bile! bana çok hoş gelmedi. Bu bağlamda şiirsel bir anlatım olarak mantık hatası gibi görmeyebilirim.


    Çelişki yaratan şu sorulardan dolayı sorguladım;

    Eğer birisi bu kadar önemseniyorsa, neden onun rolü basitleştiriliyor?
    Ve

    Senin asal sayı olarak benzersizliğin vurgulanırken, “bir” neden genel bir “herkes” gibi konumlandırılmış?

    Ya da bu şiirde yaratmak istediğiniz ironi mi?

    Değerin algılayışındaki fark mı bu?

    Cevapları şairin kendisinde…

    Beni her ne kadar rahatsız etse de düşündürdü ve şunu da söylemek isterim asla vasat bir şiirsel anlatım değil.

  • Bekir Şahin
    Bekir Şahin



    Kırk mevsim bekledim bekle deyince
    Mektup yazacakmış eli değince..




  • Muammer Orak
    Muammer Orak

    Kendimi bir dörtlükte anlattım. Bilmem adamlar anlatımdan bir sosyal deney yapmışlar.

    Amaçsız gayesiz ufuksuz, hayat filmi nasıl siyah beyaz sessiz film gibi anlamsızlaşıyorsa...
    Amaçsız gayesiz umutda ümitte anlamsız.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Devlet nizamında totaliter rejimin hakim olduğu ve baskıcı, tek taraflı adaletin hüküm sürdüğü ve düzen diye nitelendirilip halkın gerçek bir kaosun içinde yaşatılması sonucunda o topluluğun isyan çıkarması düzeni bozmak değil, bilakis düzen oluşturmak için gerekli olan ilk adımdır. Birlik olabilmek ve adaletsizliğe karşı mücadele etmek ile ancak düzenli bir “toplum”oluşturmak mümkündür. “Emeklenmeden yürünmez” kendi ayakları üzerinde yürümenin verdiği haz insanda olumlu yönde etkili olur. İçselleşmesi bu minvalde kendiliğinden oluşur.

    Aslı Birer

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ****KUSURLU KALMASIN****
    Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Cumhuriyeti kurduktan sonra da
    şartların olgunlaşmasını hiç beklememeden bir sürü sıralı Devrimler yapmıştır.
    Türk Medeni Kanunu, başlı başına bir devrimdir. İkici sınıf Vatandaş olarak
    görülen ve Nüfustan bile sayılmayan Türk Kadının birinci ve saygın Vatandaş
    yapıyor. Ve hemen akabinde Tekke ve zaviyeleri kapatıp, Laiklik ilkesini Kanun
    hükmünde yasalaştırıyor.
    Ayrıca kılık-kıyafet devrimi. Hemen arkasından Soyadı ve seçme seçilme kanunu.
    Ve en önemlisi de HARF Devrimi. Kısa zamanda ardışık bir çok Devrim birden
    yapılıp, Anayasada hiyerarşi konumunu alıyor. O zamanlar iç isyanlar bir taraftan,
    Tarikat ve Asitane dergâhları bir taraftan, Dış Diplomasi bir taraftan, Büyük Millet
    Meclisinde muhalif çember sakallı ve eli asalılar bir taraftan, Şimal-i Şark'ta, Güney
    ve Doğu Anadolu'da Serfler-Derebeyleri bir taraftan, Hem Cumhuriyete, hem de
    Mustafa Kemallere saldırıyorlar. Hiçte öyle sizin dediğiniz gibi şartlarda olgunlaşma
    ve içselleşme olmuyor. Ve olamazdı da...
    --Zaman ve rejim Mustafa Kemallere değil, Mustafa Kemaller zaman ve kanlı Rejime
    hükmetmiştir. Bunu da yedi Düvele kafa atarak yapmıştır.....VESSELAM

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Vezir Bey, Cumhuriyet devrimi yapılırken halk Osmanlı idi. Bunu kabul ediyorum lakin Osmanlı imparatorluğunun bir şeylerin yanlış gittiğini anlaması ve silkelenmesi aslında 1700'lerin ortalarında başlıyor. 3.Selim, 2.Mahmut döneminde birtakım yenilik çabaları var. Batıdan mühendis, asker, öğretmen falan getirtiyorlar bir şeyleri düzeltmek için. Sonrası malum, tanzimat fermanı, islahat fermanı, 1.meşrutiyet, 2.meşruyiet, ilk anayasa 1876 kanuni esasi imparatora ufak ufak sınırlamalar getirme çalışmaları var yani bu değişim süreci belli ve sonra Atatürk devrimleri ile müthiş bir hızlanma oluyor lakin sonrasında yani 1940'larda tekrar sönümleniyor. Demem o ki sanırım daha asırlar var pişmek için. Avrupaya yeniden bir bakalım. Cumhuriyet 2500 yıl, üniversite geleneği 800 yıl, sekülerleşme çabaları ise 400 yıllık bir maziye sahip. bizde ise yenilik çabalarının mazisi 300 yıl. Cumhuriyetle tanışmamız 100 yıl, üniversiteler 100 yıl (Darül fünunu saymazsak) sekülerleşme de keza 100 yıl. Vezir Bey düşünceleriniz, temennileriniz güzel lakin bence daha çok zamana ihtiyaç var. Saygılar dilerim efendim. İyi geceler.

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    --Beyefendi, ben Osmanlının Cumhuriyet olduğunu söylemedim. Cumhuriyet
    Devrimi yapılırken, Halk Osmanlıydı. Demem o ki, Osmanlı, Cumhuriyet Devrimini
    sizin deyiminizle içselleştirdi mi? O zaman referandum yapılsaydı, Cumhuriyete
    % 10 civarın da oy çıkardı.
    --Devrimler, Bilim ve strateji işidir. Öngörü ve yürek işidir. Dava ve inanç işidir.
    Her şeyden önemlisi LİDER işidir. Eğer ki Kızılcığın olgunlaşmasını beklerseniz
    diğer meyvelerden yoksun kalırsınız...SAYGIYLA

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    1.Osmanlı imparatorluğu cumhuriyet değil monarşi idi ve Anadolu toprakları zaten monarşinin çok daha önceden olgunlaştığı bir coğrafya idi. 2.Fransa'nın o burjuva devrimi mazisi olmayan, ha deyince vuku bulmuş bir olay değildir. Sosyoloji süreç analizidir. Bir olay vuku bulmadan önce o olayı doğuracak sebepler birikmeye başlar. Reform ya da devrim artık topun ateşlenmesidir sadece. Şartlar oluşmadan, ortam kıvama gelmeden vuku bulmaz. Tarihte bir tek örneği yoktur.

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    Bütün Bilimsel Devrimleri devre dışı bırakıp, Fıtrat-ı kaderi ön plana çıkarmışsınız?
    Tam da Metafizik Filozofların varlık ve varoluş Felsefe saçmalığı gibi???
    Tarihsel devinimde yapılan Devrimlerin tamamı şartların olgunlaşmasını beklememiştir?
    Ne Sovyet Rusya'sı Proletarya Devrimini içselleştirmiştir, ne de Osmanlı Cumhuriyet
    Devrimini içselleştirmiştir. Ayrıca hiç bir şart ve koşul olmadan Osmanlı bir çadırda kurulmuş
    ve 600 yıl yedi iklime hükmetmiştir. 1789 Fransa Burjuva Devrimi şartsız ve hükümsüz
    yapılmış ve başarıya ulaşmıştır. Dünya da bunun bir çok örneği mevcuttur.
    ***Ben ce zaman insana değil, insan zamana hükmetmelidir*** VESSELAM

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Her ülke Cumhuriyete layıktır ama Cumhuriyeti içselleştirmek bir süreç meselesidir. Hem de geniş zamana yayılan bir süreç meselesidir. Avrupa'ya baktığımızda krallık, oligarşi ve Cumhuriyet arasında bir gidip gelme görüyoruz. Cumhuriyet, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi kavramlar Avrupa'da 2000 yıldır tartışılmış, fikirler olgunlaşmış ve bugünkü haline ulaşılmıştır. Dünyanın geri kalanının ise cumhurityetle pek de köklü bir geçmişi yoktur. Nasıl ki bir çocuğun doğumu için 9 ay beklemek lüzumu varsa makro düzeydeki beklentilerin vücut bulması için de binlerce yıla ihtiyaç olabilmektedir. Anadolu ve Ortadoğu'da cumhuriyetin içselleştirlmesi için ne yazık ki daha asırlar var belli ki.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Kaotik bir ortam her zaman kötü sonuçlar doğurmaz.
    Bir ülke; “birkaç iyi kaotik güç tarafından” sözde yönetiliyorken, o ülkede halk bunun farkına varıp kökten bir düzen kurmak istiyorsa bu ortamı yaratması isabetli olur. “Savaşmadan barış olmaz” şimdi gücüm yetse, suriye hazır karışmışken kurulacak yeni yönetimin cumhuriyetle demokratik bir düzen olması için tüm kulaklara bağırırdım.

    #cumhuriyeteherülkelayıktır

    Çünkü; “gerçek cumhuriyet” ile yönetim şekli, tüm dünya için barış demektir.

    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Denizler suyunu çekse, gökyüzü küsse, dağlar boşlukta uçsaydı?

    Hayaller ölseydi mesela..?
    İnsan da bir dünyadır dedik ya işte hayaller ölünce insanın da dağları, denizleri, gökyüzü ölür.
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Usulca çıktım gönül evimden, kanatları saklı, rahvan binekli, sağlamca tutundu yola, ağır bilekli, varsın güç olmasın deryanın hazzı, razıyım geç olsun göçüm.

    Aslı Birer

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    "Sızarken sessizliğim yanaklarımdan
    Bulutlu günün sahra kuraklığında izleyeceğim seni "…

    Zerk ederken hasretini damarlarıma
    Korkular içinde visal düşlerini eleyip
    Firak masalları bırakacağım rüzgârlara
    Ey tenim ile ruhum ar’afı..!
    Korkma..!
    Kimseler duymadı ismin ile yankılanan avazlarımı duymayacak da…

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Gökkubbede, sessiz bir tebessümle,
    Bulutlar valste adeta,
    İnceden bir hüzün sezdim rüzgârda
    Toprak kokusu işliyor ruhumu derinden, yağmurdan tazelenmiş ben gibi,
    Sonbahar son sözünü fısıldıyor kışa
    Selam verilmiş çoktan minik deniz yıldızına.

    Aslı Birer

  • Servet Balıbey
    Servet Balıbey

    Ben tabanda pabuçtan
    Tavanda tutam saçtan
    Garip geldim yavaştan
    Mamul garip biriyim

  • Ahde Vefa
    Ahde Vefa

    İnce düşünen insanlar, hep daha çok incinir..

  • Ahde Vefa
    Ahde Vefa

    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur..

  • Ahde Vefa
    Ahde Vefa

    İnsan bilmediği bir acıyı teselli edemez..

    Alexandre Dumas

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    SÖYLESEM, YAZSSAM ALAY EDERLER Mİ? GÜLERLER Mİ BANA?

    Çok değil birkaç yıl önceydi, ilk defa yazmaya başlamıştım burada, sözler, şiir, hikaye kitaplarından alıntılar. Tabii bu arada hiç unutmayacağım anılar da oluştu. Bir gün oldukça yaşını başını almış yıllardır da şiirler yazan adları şair bana göre asla yazar olamayacak kadar sığ düşünceli insanlar. Her neyse gelelim bana ettiği söze. Deli gibi kendi kendine konuşuyor… gerisi de var tabii, yazmıyorum. Çok şaşırmıştım o zaman, düşünüyorum bura bir sayfa ve ben yazıyorum, ee kimle konuşmam gerekiyor? Ya da kitaplar sayfalara yazılırken birileriyle mi konuşmak gerekiyor? Şiirleri yazarken münazara mı etmek gerekiyordu?
    Aslında bu örneği vermemin sebebi bu düşüncenin altında yatan anafikri. “Bize ne derler?”
    Bu düşünceden dolayı, nice bilgi sahibi insanlar bilgilerini paylaşamadan toprak olup gittiler.
    Sosyal ortamlarda konuşamadılar, yazamadılar, kitaplar yazamadılar, şiirler yazamadılar. Bana dediler ki? “Ne işin var sosyal medyada?
    Bunun cevabını da burada vermeyeceğim. Sadece şunu söylemek istiyorum;”çok işim var!” Son yıllarda gözlemliyorum yüzümü güldüren çok güzel ilerlemeler var ve devam edecek. Önceki yıllarda sadece geçmişte yaşayan ün yapmış kişilerin yazıları, sözleri paylaşılırken bugün bakıyorum kendi özlerini, akıllarını çekinmeden yazabilen insanlar var. Hepsi de mantıklı ve kayda değer demiyorum. Fakat düşünmeye ve akıl yürütmeye çalışmak insan için çok önemli bir gelişmedir. Ve bu yolun bağlandığı mükemmel bahçe hayattaki yaşam koşullarının adaletlin sağlanmasıdır. Düşünen insanları yönetmek zordur. Bu yüzden de tüm birimler adalet ile yönetilmeye mecbur olur.

    “Kendiniz için kimseyi taklit etmeyin, çünkü her kişilik kendine özeldir”
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Küstüm çiçeklerini kimsecikler göremezmiş, çünkü onlar sadece yürek topraklarında açarmış.
    Aslı Birer

    ?si=Hp8bd0LljPzIzxpg

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Sadakası kesik tebessümlerimin boynunda orkide gülüşlerin kör hançer
    Dağlanırken kirpiklerim hüznünden
    Nefesindir nefesimde çığ gibi büyüyen
    Sevmeyişlerin kahverengi baharlar serpiştirir iken gönlüme
    Birikti genzime hasretinden zehirler
    Ey her an her lahza durmadan yangını mı körükleyen..!
    Mecnun’un duası var bugün sensiz dilimde
    Rüyaların siyah beyaz
    Firaridir aklım kirpiklerine
    Gel de sürülsün visal topraklarından gam ve elem…

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Taşmalı bir akşam üstü süslü sürahinden, karışmalı, hemen yanıbaşında akan suya… vefalıdır, bulur bir deniz götürür seni.

    Aslı Birer

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Bakışlarımda gözlerin soluksuz yaşanacak bin ömür
    Çıkarsız sevmeler sürgünlüğünde derdest ettiğim düşlerimin gönlü kınalı
    Ay karanlık
    Visal daimi erteli
    Dalgalar hırçın
    Gönlüm parmaklar arası sükûttan ah u zar
    Uçuklar yuvası dudaklarım kem ve elem giysili
    Sitemlerim tebessümlerinden yamalı ve ahraz
    Dilimde hıçkırık güllerinin solgunluğu
    Yaprak yaprak sardı sineme ecel hüznünü
    Ben bana yaban
    Sana gül kokusu
    Ey v'aktimin sancısı..!
    Bitti düş gamzeli gülüşlerim
    Bölündü gül güzeli rüyalarım...

  • Bekir Şahin
    Bekir Şahin



    Bileklerimin üşümesinin...
    ...müsebbibi sensin...





  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Cumhuriyet dişidir, dedim, daha ne olsun..?

    Her daim yenilenir, çünkü doğasında var.

  • Rauf Arabacı
    Rauf Arabacı

    Dört bir yanda öter bülbül gibi dostlarım
    Bilmezler sesi kısık ben utanır üzülürüm
    Yar olmuş birbirine bütün tanıdıklarım
    Benimse payıma kara bir leke düşmüş

    Kötü olmuşum zehr olmuşum bilmem niye
    Gözüm ateş saçar galiba kaçıyor bakışlar
    Şu güzel yuvada herkes bir işi tutmuş da
    ben garib gureba olmuşum bilmem niye

    Sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına
    Bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma
    Dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda
    Hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım

    Küfür de olsa duysam keşke ağzından
    Elin iti kırk gün havlasa kalkmam yerimden
    Ağyara itimadı sileli çok oldu defterimden
    O itler ıssıramadı ben dost elinde öldüm