Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Çok haklısınız, sebepler ne olursa olsun çocuklara aksetmemeli.
Paylaşımınıza ilave etmek istedim: Büyüklere olan öfkelerini, küçüklerden çıkaran 'gözü dönmüş' insanların öldürdüğü masum çocukları maalesef yutkunarak izliyoruz . Ben de çok üzüldüm, üzgünüm.
Narince yağıyor bugün yağmur
Narince geçiyor üzerimden bulut
Narince asılıyor gözüme son, gül
Narince ölüp ölüp dökülüyor eylül
Günlerdir aranan Narin maalesef ölü bulunmuş.
Çok üzgünüm çok.
Bir iz bırak yeter.
?si=xodX2MM-z0V1Mj40
Santrifüj’ün en alt katmanından muzdarip beynini felsefeyle yorma bebemm.
Gereğinden fazla uzunlukta yazılmış laf kalabalıklarını hiç okuyamıyorum. Şiir, sakız gibi uzayınca şiir olmuyor. Cümlenin gözesinden fışkırınca da şiircik olmuyor.
Kapıyı ne zaman çekeceksiniz?
Bir insan kilitli olmayan, ama içeriye doğru açılan bir kapıyı boyuna itiyor, çekmek aklına gelmiyorsa, odada hapistir. / Ludwig Wittgenstein
Bu sessizlik serzeniştir ömrümce
Saklandı surete emareler yüzsüzce
Çark dönüyor cani sırıtıyor edepsizce
Can boğuluyor kimse görmüyor fütursuzca..
T.Y
Üzerimde müthiş bir akım…
Çeperleri zorluyor arzu
Yıkılmak üzere barajlarım…
Eğer sen bir an evvel belirmezsen ufukta
Tüm şehri su basacak
Olan ağaçlara, kuşlara, balıklara olacak !
?si=JvXtQE7PX_t6txv0
Ne yeşil bir zeytin dalı gibi baharlık, ne de bir güvercin kanadı gibi hafiftir barış, bir bebeğin gülüşü gibi aydınlık aşk kadar güçlüdür barış..
Saygılarımla
Harita nereye gitmem gerektiğini göstermiyor,” dedi Küçük Ejderha.
“Senin asıl yolculuğunu hiçbir harita göstermez,” dedi Büyük Panda...aln
Yaşamak dediğin iki kirpik arası.
İnsan ise yaşanmayanların yarası
Öyleyse başka bir yer var yaşanılası
Ne cennet ne cehennem
İki dünya arası.
Aslı Birer
Yapraklar ölüyor," dedi Küçük Ejderha.
"Üzülme," dedi Büyük Panda.
"Sonbahar ,doğanın bize bazı vedaların ne kadar güzel olabileceğini gösterme zamanıdır./aln
-Eylül’ ü sevmez misin? Neden bu suskunluğun?
-İnsan hiç kendini sevmez mi?
Vakit hazana çalınca
Sararıp dökülürüm
Sessiz sedasız.
Aslı Birer
?si=a0nW-FLEA039gj67
O dönme dolaplar tek başına dönmüyor Tubacım, yanlarına gazla çalışan birkaç semazen buluyorlar arada günahsız insanlar pek de güzel kaynayıveriyorlar.
Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür, ona bakın siz.
Bırakın dönsün dönme dolaplar.
Haktan hakikatten yana bakın siz..
(Alıntı)
Afacan cinsinden küçük bir kız varmış evvel zaman içinde. Hiç yaşıtları gibi değilmiş, sürekli bir şeyler okuyup bir de utanmadan yazarmış:)
Daha yedi yaşlarındayken o çoktan okumayı yazmayı öğrenmiş bir de ailesini romana dökmüş şaka gibi. Çok meraklıymış şiirlere, şairlere babası da babaymış hani en fiyakalısından, eski Datça diye bir yer varmış bir gün orada geziyorlarmış, henüz yeni tanıştığı bir yüzle karşılaşmışlar, “bir an içinde” ve bizimki durur mu?
Elini sallamaya başlamış ve babasının tüm müdahalelerine karşı susmamış yüksek bir sesle “ büyüksün baba!” Diye bağırmış. Onun sesine dönüp bakan şiir yürekli adam da; gülümseyerek elini kaldırmış “ sen de büyüyeceksin” diyerek selamlamış bizimkini.
Hayat akıp gider zamanın içinden, çekilen anlar kalır geriye.
İyi ki sen vardın ve bu güzel vatanı canın pahasına savunup bize bıraktın.
30 Ağustos Zafer Bayramı tüm Türkiye’ye kutlu olsun. Değil bir gün her gün bizim. İyi ki Türk milletinin Atası oldun. İyi ki bize nasip oldun. Senin ve silah arkadaşlarının Ruhunuz şad olsun büyük kumandan.
?si=t2UTwOdAhk6B_XNh
Bugün muzip günümdeyim her zaman böyle bulaman:))
Bitmiş tükenmiş Leyla'nın umudu
Bu kadar zulme sessizlik olur mu?
Sevi sevda dedikleri yalan bir kuyu
Düşen o kuyuya hiç kurtulur mu?
T.Y
Saygılarımla
Sen hep dalgalan 30 binlerce semada
Zafer, ufukta doğan bir sabahın hülyası,
Kılıçların değil, aklın çelikten türküsü,
Yüreklerde yanan ateşin, çehresinde mânâ,
İnsanlık mefkûresine yazılan bir destan.
Ben seni hep sevdim
Çıkmazında gecenin.
Karanlığında güneşin.
Bilinmezinde gidişinin.
Ve her damlasında yağmurun.
Ben seni hep sevdim.
Tıpkı ölümle yaşam arasında kalan bir nefes gibi.
Gölgende ki yeryüzü kadar,
Sevdim…
Yok, olmaz!!!
Toplumun elinden alınırsa sevgisi
Bozulur tümden kalplerin ritmi
Kara yumak gibi sarar dünyayı aritmi
Darp olur dudaklar ölür çehresi
Aslı Birer
Akıl denizinde düşünce gemisi,
Her dalga bir soru, her rüzgar izi.
Kaptanı bilgelik, rotası hakikat,
Var mıdır limanı, ya da son izi
Aslı Birer
Şimdi Hülya’ya gömülmüş ölüyüm
Ne gelen var ne giden var ne soran
Istırap yaylasıyım gam çölüyüm
Esiyor sadece gönlümde boran….
Öyle bir sevgi ki sınırsız, hür,
Her yürekte bir kor, bir ateş, bir sur,
İnsanı insan kılan bu özde pür-nur,
Onla örülen dünya, en gerçek düştür.
Çok sevdiğim bir atasözü var;
” keser döner sap döner gün gelir hesap döner”
Ve şuna tüm kalbimle inanıyorum; Allah kendisine samimiyet ile inanan insanları asla mağdur etmiyor, yalnız bırakmıyor.
Allah ona samimiyetle inananları asla yalnız bırakmıyor.
Eskiden medreselerin girişinde şu yazı vardı:
Dünya dört direk üzerine kuruludur:
1) Fazilet sahibi insanların ilmi
2) Devlet erkanının adaleti
3) Sâlihlerin duası
4) Cesurların heybeti
Şu an kaçı kaldı?
Günaydın hayırlı sabahlar sevgili Atakızı
İnsanlar sizi çağırıyorum :
kitaplar, ağaçlar ve balıklar için,
buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.
Nazım Hikmet