Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Uğur melek, onun zaten bilgi aktarımı yapacağı bir eğitim kurumu var... buraya ihtiyacı yok ki, bir daha gelmez adını bile andırmıyor... Aslı buraya kültür sanat sitesi diye girmişti karşılaştığı farklı muameleyle çok bile uğraştı... tek söylediği cümle şu, olduğu gibi aktarıyorum;" benim insanım çok değişmiş, önceden bilgiye değer verir saygı gösterirdi"
Aslı Hanım bir gün dönecek.. Dönmeli...
Beni takip eden güzel yürekli arkadaşlar, şiirlerini beğenip takip eden arkadaşlar hoşçakalın... ben daha fazla burada kalmak istemiyorum. Daha fazla bu seviyesizce sahte kişiliklere hadsizlere katlanmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Allahaısmarladık:)
Öyle sevsem ki;
Gözlerime haps etsem gözlerini
Güvercin kanadına assam yüreğini, saçlarımdan parmaklık yapsam sevdaya ömürlük olsa.
Öyle uçarı aşkların şemalarında gezinmeyelim
Toprağa bassın ayaklarımız, mihrabı olmalı şarap sarhoşluğu... bakışlarının, bakışlarımın...
Aslı Birer
Günaydın :)
İyi haftalar...
Hayat devam ediyor...
Sevgili Aslı Hanım,
Hepsi doğru, yanlış denemez hiç birine.. Çünkü, kim neyi, nasıl hissediyorsa, nasıl görüyorsa, onu tarif ediyor. Sizin yazdıklarınızda da buluyorum kendimden kesitler... Belki sizin de karşılık bulduğunuz noktalar vardır bende. Hepsi iç içe..
Ahh, dünyada ne çok, ne büyük acılar var gerçekten.. Ne bir renge, ne bir yüreğe sığabilir..
Bazen "iyi ki ölüm var" dedirten türden acılar...
Evlat acısı gibi bir acının tarifi olabilir mi hiç?
Çekene sabır ve güç diliyorum..
Herkes hayattan, payına düşeni alıyor...
Acı, her renge bürünür bana göre..
Çünkü beynimiz acıyı renklere göre kodlayabilir.. Sevgilinin verdiği kırmızı güldedir mesela acı, gün gelip de ayrı düşünce. Aşkla bakmış bir çift siyah gözdedir,artık göremez olduğunda anlar bunu Aynı denize huzurla bakmışsa elele, gün gelir o denizin mavisindedir acı... Gecenin karasındadır, yıldız yorgan altında huzurlu olduğun günleri özlerken..
Bir elmanın yeşilinde, bir karış toprağın kahvesindedir acı, emeğinin karşılığını alamadığında..
Havanın grisindesir acı, ölümü düşününce..
Acı hem her yerde, her renkte..
Hem de sığmaz hiçbir şeye..
Acının bir rengi olsaydı, sizce hangisi olurdu?
Baharlarda saklayalım çocuğu, uğramasın güz soğu kuruldukça ruhuna hüzzam makamı
Sen, sen ol da uğratma sırça sarayına avamı
Alır aklını cehaletiyle ağulu böcek
Aslı Birer
Z/Amanı yok bu sevmelerin..
Kimi gözyaşıyla yıkar ellerini
Kimi SÖZyaşıyla besler yüreğini
Z/Amanı yok hiç bu gitmelerin.
Ben ki, bir gölgeyim perdesiz pencerelerde
Arar dururum, yitirdiğim çocukluğumu.
Yüzüm dönük, buğulu camlarda yüzüme,
Bir sis çöker, unuturum unutulduğumu!
Elmayı kokusundan,
Güvercini biçiminden soyutlamaktır,
Yaşamak denilen kavgayı aşksız düşünmek...
H. Hüseyin Korkmazgil
Her şey bizler için..
Ama, yeter ki onursuz olmasın aşk...
Elbette Aslı Hanım, yanılgı, YENİLGİ değildir..
Yanılgı, o saatten sonra tecrübedir... Öğrenilendir.
Ne bir dörtlük, ne de kırk dörtlük...
Tek kelime : YANILGI...
Gülemedim ??
Şu dünyada bir gün olsun
Gülem dedim gülemedim
Dolup taşan gözün yaşın
Silem dedim silemedim
Aşık olan zordur işi
Durmaz akar gözün yaşı
Ayrılığın saçın başı
Yolam dedim yolamadım
Kaderimdir çeşmi kara
Yüreğimde gizli yara
Düşüp yola ardın sıra
Gelem dedim gelemedim
Dayanamam bundan gayrı
Çekerim ben derdi kahrı
Birgün bile senden ayrı
Kalam dedim kalamadım
Ağzı şeker dili tatlı
Yüzü güzel kötü bahtlı
Ömür boyu senle mutlu
Olam dedim olamadım
Canım kurban nazı yare
Ciğerlerim olmuş pare
Dermansız derdime çare
Bulam dedim bulamadım
İçimde var birçok sızı
Yaktı beni ela gözü
Elimdeki dertli sazı
Çalam dedim çalamadım
Varıp gitsem imkan bulup
Geri dönsem bir kez görüp
Nazlı yare name mektup
Salam dedim salamadım
Ahmet arif sensiz yarı
Çeker bunca ahu zarı
Ela gözlü nazli yari
Alam dedim alamadım
Gülemedim ??
Şu dünyada bir gün olsun
Gülem dedim gülemedim
Dolup taşan gözün yaşın
Silem dedim silemedim
Aşık olan zordur işi
Durmaz akar gözün yaşı
Ayrılığın saçın başı
Yolam dedim yolamadım
Kaderimdir çeşmi kara
Yüreğimde gizli yara
Düşüp yola ardın sıra
Gelem dedim gelemedim
Dayanamam bundan gayrı
Çekerim ben derdi kahrı
Birgün bile senden ayrı
Kalam dedim kalamadım
Ağzı şeker dili tatlı
Yüzü güzel kötü bahtlı
Ömür boyu senle mutlu
Olam dedim olamadım
Canım kurban nazı yare
Ciğerlerim olmuş pare
Dermansız derdime çare
Bulam dedim bulamadım
İçimde var birçok sızı
Yaktı beni ela gözü
Elimdeki dertli sazı
Çalam dedim çalamadım
Varıp gitsem imkan bulup
Geri dönsem bir kez görüp
Nazlı yare name mektup
Salam dedim salamadım
Ahmet arif sensiz yarı
Çeker bunca ahu zarı
Ela gözlü nazli yari
Alam dedim alamadım
Bu sayfaya layık olmak da nedir şair
Bu kadar basit mi hayat?
Sayfalara sığmayacak kadar dır ufkum
Ki size iltifatımdan dahi paniklersin kin güdersin
Yazmış olduğunuz yazı dili farklı siz farklısınız
Kendinizi Çek edin lütfen
İyi akşamlar diliyorum
Nice saygılarımla
Kendimi bir dörtlüğe sığdıramadığımı anladım
Mevlana der ki;
İnsan elbisesiyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlâkıyla uğurlanır..
İnsanlığı giyinelim herşeyden önce..
İlmimiz Kur'an-ı azimüşşan üzre olsun..
Ahlâkımız hayâ, edep koksun..
Bizi en iyi bilen bizi yaratandır...
#kısakısainsanca
Ne garip bir zamanda yaşıyoruz, insan dediğimiz varlığın bu denli kibir Hastalığına tutulup her hakkı kendinde görmesi, hep egosunun okşanmasını istemesi, ama kendini aynada yansıyan suretinden başka bir beni olduğunu görmemesi! Oysa bilgelik insanın kendini tanımasıyla başlayan bir yolculuk. Ne kadar verimliyim ? Ne kadar ifade edebiliyorum kendimi? Sorusunu soruyor muyuz kendimize!? Kırgınlıklarımızın ne kadar aslı astarı var? Ya da kırılmış olmak İçin ne kadar kırdık döktük?.. mesela kendimden örnek vereyim, henüz on beş yaşında bir çocuğum ve kız arkadaşımdan okkalı bir Tokat yedim, aklıma geldikçe gülüyorum o zaman çok üzüldüm tabii ki o da çok üzüldü ama artık yapılan hareket geri alınamazdı. Bir kıskançlığa kurban gitmiştim hiçbir suçum günahım olmadan... soru sorup cevap almak yerine hep yargılamayı seçtik. Çünkü korkularımız var küçük düşme korkusu, bir de kibir, bilmediğinizi bilmiyorsanız farketmiyorsanız soru sormaya gerek duymazsınız, çünkü her şeyi bildiğinizi düşünüyorsunuzdur. İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelik düşünmektir ve hala fetüs olarak yaşamaya devam etmiyorsanız gelişmiş insan olarak soru soran bireylere dönüşüp ön yargılardan kurtulabilirsiniz.
Aslı Birer
Kendimi anlatmaktan yoruldum
Kendimi anlatamamaktan yoruldum
İfade özgürlüğü var
Ama özgürlüğümü ifade edemiyorum
Aşk kazara
Aşk kazara olur
Yoksa aklı olan bile bile aşık olmaz
Derler ki aşk ile sarmaşık aynı kelime köküne sahipmiş
Sarmaşık filiz verir ağacın sininde, gövdesini sara sara en tepesine çıkarmış
Dışardan bakınca ağacın etrafı yem yeşil, inanılmaz bir güzellik
Oysa ağacın kökünü saran sarmaşık ağacın öz suyunu emer ağacı içten içe kuruturmuş
Dışardan harika gözükse de ağacı öldürürmüş sarmaşık
Ah minel aşk
gezenti seni:) nerelerdesin yine?
geçen attığın resim efsaneydi hikayede
böyle daha iyi oldu teşekkür ederim:)
Aşk' a zarar
Taze baharları seversin, uslanmadın sultan (aşk)
Papatyadan demlen, feyz al gelincikten
Sevmezsin bilirim kışları
Üşümüş uyuz, pay umarsa kayganaktan
Aklı perişan, rezili rüsva edersin zalimsin sultan
Dr. Güneş utanmasaydı saçındaki aktan
Yoluna paspas olurdu ona aşktan
Sevda nedir ben bilirim yanıp kül olmaktan
Küllerimden yeniden yanmaktan
aşk' a zarar,
Ne varsa attığım, yakıp savurdum küllerini derin okyanuslara
varsa sevda, varsa asil sevda insanda, tamah etmesin gözlerim aşk' a sen varken ey sevda..
Güneş Çetin
ben iyiyim her zamanki işler dün çok üzüldüm ben senin gördüğünü sanıyordum, keşke söylemeseydim.
canım telefona ulaşılmıyor yine, nasılsın?