Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
"Senin için ölebilirim... Ama senin için yaşayamam."
* Hayatın Kaynağı, Ayn Rand
Bu şiirde anlam arayıp da bulamayanları hayretler içerisinde okudum.
Güneş zaptediyor gözlerini
Kar çiçeklerine belenmiş
Balarılarıyla
Döşeğin kara kışta
Bu tahtaboşa seren
Şaşkın şaire meheldir.
Can Yücel
İnsanlara baktığımda uzun süre anlayamadığım oydu.
Kendi benlikleri yok. Başkalarının içinde yaşıyorlar.
Alissa Zinovievna Rosenbaum
Ayn Rand
Ne büyük kayıp koskoca edebiyat sitesinde bu dahi filozof ve edebiyatçının eserlerine rastlamadım. Umuyorum ki bu günden sonra okuyabiliriz.
Silahlar konuşurken, susarsa öz,
Barış, olur düş, umut da bir söz.
Yerleşirse yüzüne korkulu o göz,
Kırılır mı zincirler? Söyle…
Ah, öyle öyle!
Yok yere kimse ölmesin ve haketmediği biçimde hiç kimsenin görünmez kanatları kırılmasın…
Gün, ah, eder! kekik kokusunu bastıran ayak izlerine…
Aslı Birer
Filizler büyüyor içimde,
kökleri asırlara dayalı bir zeytin ağacı. Gün geçtikçe büyüyüp serpiliyor,
engel olamıyorum
dallanıp budaklanıyorum,
bütün organlarımdan zeytinler sarkıyor siyah, yeşil zeytinler sarkıyor irili ufaklı.
Kusmak istiyorum toprağa her yanı kaplamak bir coğrafyayı örtmek için…
Aslı Birer
Dünya yönünü kötülüğe çevirdi. Hiç olmayacak insanların söz sahibi olmaları tesadüf değil. Herbir tepeye bir cani dikmişler. Sanki bütün tepeler birbirine uzakmış gibi gürünür ama her tepeden yuvarlanan kayalar hep aynı noktayı tahrip eder. Bina temelinden, dünya da temelinden yaralanır.
Aslı Birer
https://youtube.com/shorts/ruxXSKsFQIA?si=E_8_V-nFT2mfrzex
Bütün iş, Tahir’le Zühre olabilmekte…
Yani yürekte…
Bir meczupla karşı kayayım ya da iyi bi kurgu. Ama IP diye bir şey var! Bir de savcılık diye bir kurum! Bilmem anlatabildim mi?
İnsandaki çiğliğin kurtarıcısı gibi papatyanın saflığı… Zaman, insan ruhunun aleyhine seyir halinde. İyi ki papatyalar, arı’ cıklar, bebecikler, kuşlar, böcekler, kelebekler var. Unutacaktık belki de yürek denilen şeyin sadece nefes almak olmadığını.
Minik serçenin hayat yudumu
Yaprağına saklanmış
Yüreğini renginden almış
Her nefesinde saklanmış ruhu
Gök yüzlüm, tanem, ay buğu
Can suyum,
Çiğliğe inat, o berrak ruhlu
Sevdalı çiy tanem,
Sevgi kokulum.
Aslı Birer
Umut
Çiy tanesi- Gece, günden koparken gökyüzünün kucağına döneceğim papatyam…
Papatya- yapraklarım seherden yüz çevirmeden gel emi…
Çiy tanesi- buluttan çevirme hiç yüzünü topraktan etme sakın özünü! Dünya döndükçe baharlar bitmez! Her bahar, her seherde yağarım yapraklarına…
Aslı Birer
İnsan ucuz
Hayaller pahalı...
Gülüşler yalan
Acılar gerçek...
Akıl ve kalp aynı yerde
Olursa adı Aşk..
Ruhun ve bedenin özünde
Var Aşk...
Bilmiyor mevsimler yağmayan baharların kaç papatya öldürdüğünü.
Aslı Birer
sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına
bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma
dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda
hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım
Ülkenin geldiği noktaya bütünsel bir bakış atınca, hepimizi havuç gibi görüyorum. Beynlerimiz ülkece toprağın altında sanki..!
#neredenbaşlamalıyaşamakiçin
Okunaksız karmakarışık kelime kalabalığı cümleler gibi hayat, okumaya çalıştıkça gözlerim ağrıdı…
İçimdeki aynalar kırık, kendimi göremiyorum, bakmaya çalıştıkça kalbim ağrıdı... saklambaç oynar gibiyim hayatla
Ne o beni, ne de ben onu sobeleyemedik bir türlü.
Aslı Birer
Her ne kadar arabesk sevmesem de dinlemedim diyemem. Efsaneydi Ferdi baba. Allah rahmet etsin.
?si=2Uir1xvLwZZDq5dY
Bu şarkısı beni çok etkilemiştir..
Yılları bir güne nasıl sığdırdın ?
Bana da söyle
Bana da söyle
Ben de bileyim
Güzel yaşamanın sırrı güzel düşünce olmalı… herkesin umutları yeni yılda yeniden yeşersin.
?si=uq5Ow4hkQrQQlj9_
Ben, beni buldum bulalı
Ağaçlar pembe açtı çiçeklerini
Gözler bir başka yansıttı içindekileri
Hele o sözler yok mu? Silkti, cümle alemi
Aslı Birer
Dolaşıyor alemi,
bozguna uğramış cümlelere inat! soykırımlı dillerden soyutlanmış paradigmalarım.
Ne uyar birinin üç kuruşluk iğnedenlik figürüne!
Ne benzer ahengim, karmakarışık rengine!
Aslı Birer
Ali Koç Elegeçmez
İstemeden doğdum
İstemeden öğretmen oldum
İstemeden şair ve yazar
İstemeden öleceğim,hepsi bu kadar
Ali Koç Elegeçmez
İstemeden doğdum
İstemeden öğretmen oldum
İstemeden şair ve yazar
İstemeden öleceğim,hepsi bu kadar
Kalabalıkları yara yara
Rengini, kokunu, desenini vursan
Geçtiğin tüm yollara
O senin bayram havası atmosferin
Papatya bahçesi tazeliğinle
Hakkından gelsen bütün oyunların
Yaksan bütün planları
Sırtında küheylanın
Kartları yeniden karsan
Dize getirsen karanlıkları
Dizginlesen simsiyah tuvalleri, kapkara tabloları…
İklimin sarsa bütün iliklerimi
Tenine değse elim
Yalnız seni görse gözlerim
Seni söylese dilim
Ah,
Dilim dilimim…
Eğer aklında onlarca düğüm varsa, fiziksel tatilin, ruhsal dinlenmeğe hiç etkisi olmaz.
Günün şiiri
Bir asal sayı şimdi yüreğim
Beni bir sen
Beni birde ben bölüyorum
Sonuç hep aynı
Ben bölünce sen
Sen bölünce ben
Daha önce bu şiire yorum yapmıştım sildim.
Bugün tekrar inceledim.
Şiirin başında asal sayıya benzetilen yürek, yalnızlığı ama bunun yanısıra asaletini de ima etmiş. Yalnızlıkla bir paradoks yaratmış. Yaratmış da! Akabinde sen ben diyerek bir paylaşım da ima ederken bir de çelişki yaratmak istemiş. Burada muhatabını etkisizleştirerek,
aslında orada sadece görev olarak mı bulunduğunu ima edilmiş?
He benim aklımda ne yarattı?
Şiirdeki çelişki beni düşündürdü, sorgulattırdı. Bu çelişki bilinçli bırakılmış belli. Şairin tercihi bu.
Ama bu kadar kıymetli bir partneri etkisiz elemana benzetirken. Onu başka sayıların böleceğini de gözardı edilmesi ya da sadece hayalinde kalan biriydi de artık orada olmadığı düşüncesi olsa bile! bana çok hoş gelmedi. Bu bağlamda şiirsel bir anlatım olarak mantık hatası gibi görmeyebilirim.
Çelişki yaratan şu sorulardan dolayı sorguladım;
Eğer birisi bu kadar önemseniyorsa, neden onun rolü basitleştiriliyor?
Ve
Senin asal sayı olarak benzersizliğin vurgulanırken, “bir” neden genel bir “herkes” gibi konumlandırılmış?
Ya da bu şiirde yaratmak istediğiniz ironi mi?
Değerin algılayışındaki fark mı bu?
Cevapları şairin kendisinde…
Beni her ne kadar rahatsız etse de düşündürdü ve şunu da söylemek isterim asla vasat bir şiirsel anlatım değil.
Kırk mevsim bekledim bekle deyince
Mektup yazacakmış eli değince..
Kendimi bir dörtlükte anlattım. Bilmem adamlar anlatımdan bir sosyal deney yapmışlar.
Amaçsız gayesiz ufuksuz, hayat filmi nasıl siyah beyaz sessiz film gibi anlamsızlaşıyorsa...
Amaçsız gayesiz umutda ümitte anlamsız.