karanlığa söylenen şarkılar sizce ne demek, karanlığa söylenen şarkılar size neyi çağrıştırıyor?
karanlığa söylenen şarkılar terimi Sultan Fatih Yağcı tarafından tarihinde eklendi
karanlığa söylenen şarkılar terimi Sultan Fatih Yağcı tarafından tarihinde eklendi
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Süreceğiz tüm gece boyunca....
sertab - aç sesini
Son dalı yakıyorum!
Bir gün gelir herkes kendi yoluna gider,
Herşey nasıl başladıysa öyle biter.
içinde dünyanın eşitlenmesi ne korkunçtur. kendinin belirginleşmesi. yabancılaşmanın kaçıncı boyutu bu?
kin duymayı bile öfkelenmeyi bile özlemek..
Uzayda söylenen şarkılar
Beni duyuyor musun Tesla:)
Ciğerparemizi Antep sınıra yolladık.Karadan, havadan sınıra ve ötesine giden mehmetçiklere gelsin ve kınasız kuzumuza....
So Close//Alafur Arnalds
Mad World/// Gary Jules
Nereye baksam
İki yüzlü gözler iki yakamda
Allah'ım neden
Nereye gitsem
Satılık merhametler ortalıkta
Haberin olsun yaşanmıyor buralarda
Daha beteri ölünmüyor da
Bir bilsem
Neden kirleniyor aşkım dillerinde
Az durun yeter diyemem
İsyanları dizer bunlar duvarlara
Haberin olsun yaşanmıyor buralarda
Daha beteri ölünmüyorda
Hadi kalk gidelim bir yer var uzak
Bu şerefsizler yollarıma tuzak
Az cesaret melekler var orda
Haberin olsun
Anam babam kardeşimsin
Bilir Allah sevdiğimsin
Buralarda yaşanmıyor artık
Hem ölünmüyor haberin olsun
Sen bezmimize geldiğin akşam seher olmaz
Aşkın beni sermest ediyorken keder olmaz
Ölsem de senin uğruna, canım heder olmaz
Sen saçlarını çözdüğün akşam neler olmaz.
H.A.Y.
sevdasızlığın aralanıp da bir yerlerinden
sevda arayan dudaklara kilit vurulu saatlerde
beton dökülmüş yalnızlık duvarına çağrılı
karanlığın sessiz işçileri çalışır
kalın kabuk bağlamış mutsuzluklar içine gizlenen
mutluluğu çıkartmaya
dört bir koldan yontulur gece
kazıldıkça daha derinleşir
yaşlı çınarların toprağa saldığı köklere benzer
yürek odalarındaki yalnızlığın temeli
vedanın ardında kuruyan gözyaşları
bir martı çığlığı
vapurlara sallanan eller
hüzün dolu birkaç kırık ezgi
düşlerde tamamlanacak yarım sevda
vedasız ayrılığın kırıklığı
bronz bir gecedir eksilen
sevdasız gecenin bu kör karanlığına
ayrılığın hüznü yakışır
saatler paydosu gösterir
nasıl geldilerse beton dökülmüş yalnızlık duvarına
öyle sessiz
ve öyle derinden çeker gider karanlığın sessiz işçileri
kül rengi gece dağılır
bir yanmış konakta
bir kadın var orda
hâlâ soylu.. hâlâ sır..
teninde baharlar,
sevdası kapkara..
hâlâ aynı yanar kor..
efsane kadın kimdi aşkın..
sordular ama, hiç anlatmadın..
efsane kadın kimdi aşkın..
sordular sustun, hiç anlatmadın..
zamansız yıllarda
ismini yazmıştı sanki gül dudağına..
sönse de yangınlar,
yangını körükler uçan avuç avuç kül..
efsane kadın kimdi aşkın..
sordular ama, hiç anlatmadın..
efsane kadın kimdi aşkın..
sordular sustun, hiç anlatmadın..
ırmaklar denizlerde,
denizler sahillerde buldular..
arayanlar hiçbir yerde,
inananlar dualarda buldular..
kim bilir sen
benim halimde, sakinliğimde ne buldun?
bense yoruldum,
kendi kendime sokuldum,
uyuyakaldım,
aklımın iplerini saldım..
o giderken bir an durup peşinden baktım..
ne dersin?
umarım beni affedersin..
ne dersin?
belki de terkedip gidersin..
gider misin?
.............
kalbim senden vazgeçmeyecek
korkma içimde aşkın hiç bitmeyecek
eğer istersen sonsuza dek sürecek
inan bu adam hep seni sevecek
Kelebek kadar ömrümüz var
Sevmek lazım, hemen başlayalım
Kaybedecek daha neyimiz var
Aşk için ne gerekiyorsa hepsi bende var
Nefes bile almadan seviyorum seni
Sarmaşıklar gibi sardın kalbimi
Değiştirdin kanımı koydun zehrini
Örümcek gibi ördün zihnimi
Düşündükçe daha çok isterim seni
Nefes bile almadan seviyorum seni
İçimde dolaşan alkol gibi
Sana gitgide sarhoş oluyorum
Ruhumu kaybetmiş gibi
Sadece senin için yaşıyorum
Nefes bile almadan seviyorum seni
çoğunlukla nedir'de 'yurttan sesler takunyacılar korosu' eşliğinde dinlediğim nağmeler....- ;)) .Pp
'güneş doğacak
açacak çiçek
çavbellla çavbella çavbella çav çav çav...'
not: ideolojik cesaretle karanlık korkusu kesiliverir
Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman
Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
Alıp da başını gitmek istersin
Karanlık sokaklar kör, sağır, dilsiz...
'bazen bir çocuğun
karanlıktan korktuğu gibi
seni sevmekten korkuyorum...'
kayahan
not: korku çocuğa mal edilerek,ben korkmuyorum makamında söylenir! ! ! !
Doğ ey güneş!
erit taştan adamı..
ve kurut taşları diken
elleri..
yusufum yusufffuuum
gözlerinin içine bakamam
yusufum yusufffuuum...
söz-müzik:bora ebeoglu
bkz. karanlık korkusunun söylettiği parçalar