“Dışarıdan bakmak”la “içine girmek” çok farklı kavramlar. Çok gösterişlisin ve seni bir anlık sevmiş olabilirim ama hayat inişleri çıkışları olan bir süreç. İçine girmeden anlayamam ki seni…
Görünme sevdası bir hastalık. Sürekli ben de ben, ben de ben… Gerçek bir başarıyı yakalamış kendinden emin insanların kendilerini gösterme yada başkalarına dayatma isteği yoktur. Görünme sevdası bir eksikliği kapatmaya çalışma çabası mı yoksa ?
Klişe yada sosyal medya cümleleriyle ezbere konuşanlarla acı çeken, ızdırap duyan ve yüreğinden kopup gelen insanların cümleleri bir olmaz. Biri ambalaja girmiş yapay gıda, diğeri Alp dağları’nın eteklerinde sağılmış taze süt, tertemiz bir kaynak suyu… İnanmadan söyleyenle, yaşamış biri bir midir?
Büyük problemlerin çözümü, problemi "sıralı küçük parçalara ayırmak" ve yalnızca "ilk küçük parça"yı halletmek. Daha sonra diğer küçük parçalar sizi kendisine çekecektir...
Keşke başı da sonu da üste perdeden olsa hayatın, aşkın... Üst perdeden verip orta yolda çat diye kırmaktansa, sıfırdan zeminden hatta temelden başlayıp zorlana zorlana üst perdeye varmak daha anlamlı.
Bodoslama, paldır küldür bir başlangıç değil, tüm detayların farkına vararak ağır ağır, demlene demlene...
Ben değişmem diye bir şey yok. İnsan her yaşta nasihat almalı, her yaşta değişime hazır olmalı ve ayak uydurmalı. Eğer bir söz, bir nasihat doğru ise vicdana çarptığında insanı silkeler zaten. O halde hakikatler çarpışmalı ki ilerleme kaydedilebilsin...
Köşede inip biraz sahilde dolaşmak istiyorum.Eteklerimden savursun rüzgar nazar nazar kalbime mıhlanmış ebleh niyetleri. Köşede inip rüzgara karşı koşmak ve sarılmak istiyorum rüzgarla.Gerçekten dosttan daha gerçek içime serinlik veren bu rahmani esinti. Köşede inip gökyüzüne avuçlarımı çevirip meleklerin sevdalarını avuçlarıma doldurmak ve ruhuma saçmak istiyorum Şuracıkta tam şu kuşların özgürlüklerine kanat çırptıkları noktada aşka kanatlanmak istiyorum.Yağan yağmurun Allahla olan sözleşmesi benden taze.O sözleşme hürmetine yağmura yönümü çevirip ıslanmak istiyorum baştan aşağı.Parlamak nurlanmak aşklanmak hatrına.Geceye selam ömrüme derman bir duanın umuduyla Eylül Sen diye biliyor seni Eylüllün ezber bozan sabahlarına çağırıyorum.Bir yudum çay bir lokma simit eşliğinde hoş geldin Eylül hoş geldin nice zaman sonra bahtıma,anıma ,yanıma .Hoş gelmelerin hoş kalışları umuduyla . Eyvallah Eylül gözlüm iyi vallah :)) Pınar Eylül-4 Gemlik )
Saçmaladığım doğru, bi sürü zırva işte Elim ayağıma dolaşmış vaziyette Ne yaptığımı ben biliyor muyum sanki? Ne yapayım, çok net, çok parlak Tıpkı gözlerin gibi Aşkımı saklayamamak
Maalesef aşkım, vicdanına kalmış iki dudağının arasına insafına bir el işaretine jestine mimiğine O an ki halet-i ruhiyene Belki hava durumuna Belki de tepeden tırnağa yıkılmışlığıma Bir bakışınla O an karar vereceksin Hayatımın başına yada sonuna Bilemiyorum nasıl böyle bağladım kendimi sana
Gidiyorsan yıkılmışlığımı da götür Yanlış anlaşılmalarımı Çekip gidişlerimi Kıyılarımı kuytularımı Güneşimin batışlarını Elin boş gitme Gidiyorsan dağılmışlığımı da götür
Sevgiyi ölçecek hiçbir kantar yoktur. Çünkü sevgi maddi terazilerde kıyaslanamaz. O, dağın derinliklerinden geldiği söylenen; aslında kaynağı cennet olan ırmakların fışkırması gibi, gönül tepelerinden aşkın çağlamasıyla kemale erer. Sevgi atomları bir arada tutan mayadır. Maddeye şekil veren, meyveye tat-koku-renk veren, insana hayat veren yücelerden yüce bir iksirdir.
Sevgi, katışıksız öz ve durudur. Hiçbir beklentiye bina edilemez. Gelgitleri yoktur. Karşılıksızdır. Belki de karşılık sızıdır. Gönülsüzdür. Tek çıkan ses, gönül sözüdür.
Sevgi herhangi bir kalıba sığmaz. Şekli şemaili yoktur. Sevmek, bazen ağlamaktır. Bazen susmaktır. Bazen gülmektir. Bazen coşmaktır. Sevmek yer yer hayal kurmaktır yer yer tatmak, tutmak, dokunmaktır. Sevmek anlamaktır.
“Dışarıdan bakmak”la “içine girmek” çok farklı kavramlar.
Çok gösterişlisin ve seni bir anlık sevmiş olabilirim ama hayat inişleri çıkışları olan bir süreç. İçine girmeden anlayamam ki seni…
Görünme sevdası bir hastalık.
Sürekli ben de ben, ben de ben…
Gerçek bir başarıyı yakalamış kendinden emin insanların kendilerini gösterme yada başkalarına dayatma isteği yoktur.
Görünme sevdası bir eksikliği kapatmaya çalışma çabası mı yoksa ?
Klişe yada sosyal medya cümleleriyle ezbere konuşanlarla acı çeken, ızdırap duyan ve yüreğinden kopup gelen insanların cümleleri bir olmaz. Biri ambalaja girmiş yapay gıda, diğeri Alp dağları’nın eteklerinde sağılmış taze süt, tertemiz bir kaynak suyu…
İnanmadan söyleyenle, yaşamış biri bir midir?
Büyük problemlerin çözümü, problemi "sıralı küçük parçalara ayırmak" ve yalnızca "ilk küçük parça"yı halletmek. Daha sonra diğer küçük parçalar sizi kendisine çekecektir...
Bazen hafife aldığın şeyler savurur seni
Gözüne kaçan bir kirpik gibi...
Seni bambaşka dünyalara götürür
Bazen de hiç umursamadığın biri...
B.Ş.
Keşke başı da sonu da üste perdeden olsa hayatın, aşkın... Üst perdeden verip orta yolda çat diye kırmaktansa, sıfırdan zeminden hatta temelden başlayıp zorlana zorlana üst perdeye varmak daha anlamlı.
Bodoslama, paldır küldür bir başlangıç değil, tüm detayların farkına vararak ağır ağır, demlene demlene...
Bulmak, milimetrik bir dengedir. Bulduysan kırıntılarını dahi israf etmeyeceksin...
Ben değişmem diye bir şey yok. İnsan her yaşta nasihat almalı, her yaşta değişime hazır olmalı ve ayak uydurmalı. Eğer bir söz, bir nasihat doğru ise vicdana çarptığında insanı silkeler zaten. O halde hakikatler çarpışmalı ki ilerleme kaydedilebilsin...
Varlığımı varlığında bulduğum, kaderini kaderime bağla...
Dağlar ve ormanlarla kaplı sessiz ve berrak bir göl kenarında çimenlere oturmuş gökyüzünü seyrederken başını omzuma koy…
Köşede inip biraz sahilde dolaşmak istiyorum.Eteklerimden savursun rüzgar nazar nazar kalbime mıhlanmış ebleh niyetleri.
Köşede inip rüzgara karşı koşmak ve sarılmak istiyorum rüzgarla.Gerçekten dosttan daha gerçek içime serinlik veren bu rahmani esinti.
Köşede inip gökyüzüne avuçlarımı çevirip meleklerin sevdalarını avuçlarıma doldurmak ve ruhuma saçmak istiyorum
Şuracıkta tam şu kuşların özgürlüklerine kanat çırptıkları noktada aşka kanatlanmak istiyorum.Yağan yağmurun Allahla olan sözleşmesi benden taze.O sözleşme hürmetine yağmura yönümü çevirip ıslanmak istiyorum baştan aşağı.Parlamak nurlanmak aşklanmak hatrına.Geceye selam ömrüme derman bir duanın umuduyla Eylül Sen diye biliyor seni Eylüllün ezber bozan sabahlarına çağırıyorum.Bir yudum çay bir lokma simit eşliğinde hoş geldin Eylül hoş geldin nice zaman sonra bahtıma,anıma ,yanıma .Hoş gelmelerin hoş kalışları umuduyla .
Eyvallah Eylül gözlüm iyi vallah :))
Pınar Eylül-4 Gemlik )
Gel süzüle süzüle
Üfül üfül ese ese
Vadilerden inince
Bul beni bu gece
Rüzgar kanatlı
Bembeyaz bir atlı
Dolunay bana baktı
Bal gibi tatlı
B.Ş.
Sana seni anlatayım
Parsı bakışlarınla yıkan gözlerin
Aslanları hizaya sokan sözlerin
Parsı gözlerinle yıkan güzelsin
Arslanları kafese tıkan güzelsin
Bekir Şahin
Saçmaladığım doğru, bi sürü zırva işte
Elim ayağıma dolaşmış vaziyette
Ne yaptığımı ben biliyor muyum sanki?
Ne yapayım, çok net, çok parlak
Tıpkı gözlerin gibi
Aşkımı saklayamamak
B.Ş.
Rajon
Diken güle
Aşk bana
Ben de sana
Ne demişsek öyle
Bu alemde rajon böyle
Arı güle
Bal bana
Ben de sana
Aşka aşk, bala bal
Beni bu gece al
Bekir ŞAHİN
17.02.2020
Aşk başka kasabada
Taşlar bir türlü oturmuyor, olmuyor
Şimdi bambaşka biri var karşımda
Halbuki neler konuşmuştuk neler
Saat durmuşsa, boş ver
Söyle ne diyor göstergeler
İşin ciddiyetini görmediysen, boş ver
Hayatına devam et, eğleniver
Bu da geçer, boş ver
Aşk başka kasabada
Gülü çoktan bıraktı
Köprünün altından çok sular aktı
Bekir Şahin
23.02.2020
Maalesef aşkım,
vicdanına kalmış
iki dudağının arasına
insafına
bir el işaretine
jestine mimiğine
O an ki halet-i ruhiyene
Belki hava durumuna
Belki de tepeden tırnağa yıkılmışlığıma
Bir bakışınla
O an karar vereceksin
Hayatımın başına yada sonuna
Bilemiyorum nasıl böyle bağladım kendimi sana
B.Ş.
Hatıra defterimin sinir uçlarında
Ateşler yaktığında sen yoksun
Hamile gözyüzümün damarlarında
Şimşekler çaktığında sen yoksun
Zihnimin yazılı müktesebatında
Fay hatları art arda kırıldığında
Kalbimin en ücra noktalarında
Yangınlar çıktığında sen yoksun
B.Ş.
Elin boş gitme
Gidiyorsan yıkılmışlığımı da götür
Yanlış anlaşılmalarımı
Çekip gidişlerimi
Kıyılarımı kuytularımı
Güneşimin batışlarını
Elin boş gitme
Gidiyorsan dağılmışlığımı da götür
Bekir Şahin
Yırta yırta
Kopa kopa
Kopara kopara
Parçalayarak
Kanata kanata
Tırnaklarımla
Ağlaya ağlaya
Delirttin çıldırttın
Döktün saçtın
Sarstın kırdın
Sana geldiysem
Gülerek eğlenerek
Geldiğimi mi sandın
B.Ş.
bir ara yazmışız, kaybolmasın :)
Gözlerin denizdi
Az gitti uz gitti
Yollar gözlerinde bitti
B.Ş.
Ben bir şeyler anlatayım
Sen de öylece gülümse
Parça parça olmaktansa
Tek parça olalım gel seninle
Durgun bir göl kenarında
Yasla başını dizlerime
Parçalı bulutlara inat
Güneş açalım gel seninle
B.Ş.
Kırılırım
Bir hindiba kalbim
Esmesin rüzgar, dağılırım
Öyle hassas ki bağlarım
Üzülürüm kırılırım
Bir tele bir kuş konsa
Hissederim anlarım
Kuşun kalbi kırıksa
Üzülürüm kırılırım
B.Ş.
Bir hayale aşık olmuşsun
Aşk, değerli bir taş imiş
Kaybolmuşsun...
İnsanlar bir yerlerde kavga ediyor
Ben ise sürtüyorum kaldırımlarda
Kalbim seni istiyor
Otel odaları yalnız ve soğuk
Yeni bir başlangıç lazım ama
Hayallerimin sesi boğuk
B.Ş.
Çok iyi gitmedi belki
Ben de gitmedim
Bak kaybettim herşeyimi
Kaybettim mi seni?
İnancım kale duvarı gibi
Birgün geleceksin
Yadedeceğiz geçmişi
Geleceksin de mi?
B.Ş.
Sana dayadım tüm hayatımı
Sana dayandırdım...
Küsüp gitmek istemiyorum bu şehirden
Unutmak istemiyorum sana söylediğim şarkıları
Ufukta kaybolan o yoldan
Gelecek misin bir ikindi üzeri
Güneşin batmaya yakın kızıllığında
Beni kurtaracak mısın yalnızlıklardan...
Direncimi kaybetmekteyim
Ateşin de bir yere kadar canı
Ömür geçer mi sensiz karanlıklarda
Yetiş sönmek üzereyim...
B.Ş.
Sevgiyi ölçecek hiçbir kantar yoktur. Çünkü sevgi maddi terazilerde kıyaslanamaz. O, dağın derinliklerinden geldiği söylenen; aslında kaynağı cennet olan ırmakların fışkırması gibi, gönül tepelerinden aşkın çağlamasıyla kemale erer. Sevgi atomları bir arada tutan mayadır. Maddeye şekil veren, meyveye tat-koku-renk veren, insana hayat veren yücelerden yüce bir iksirdir.
Sevgi, katışıksız öz ve durudur. Hiçbir beklentiye bina edilemez. Gelgitleri yoktur. Karşılıksızdır. Belki de karşılık sızıdır. Gönülsüzdür. Tek çıkan ses, gönül sözüdür.
Sevgi herhangi bir kalıba sığmaz. Şekli şemaili yoktur. Sevmek, bazen ağlamaktır. Bazen susmaktır. Bazen gülmektir. Bazen coşmaktır. Sevmek yer yer hayal kurmaktır yer yer tatmak, tutmak, dokunmaktır. Sevmek anlamaktır.