Efendim, şikeste malûmunuz kırılmış, yenilmiş, gücenmiş mânâsında kullanılan Farsça kökenli bir terim idir… önüne ve yahut sonuna getirilen terimlerle oluşturulan terkipleri kırıp geçirir… kırıkları toplayalım, bazılarını bir araya getirelim, parçalayalım, bölelim, açıklayalım, örnekleyelim; buyurunuz…
Kalb-i şikeste: kalbi kırık…
Rübâb-ı şikeste: kırık saz…
Dil-şikeste: gönlü kırık…
Hatır-şikeste: Gönlü kırılmış, gücenmiş…
Şikeste-bâl: kanadı kırık, çâresiz…
Ve benzeri örneklerle devam etmektedir… efendim, örneklerle açıkladık gördüğünüz üzere; kırdık, parçaladık, topladık çok şükür iyileştirdik, hizmete sunduk…
Son bir örnek: en zarif, en şık olanı ise: Şikestebeste idir… ama beste şikeste değil idir, üzülmeyiniz…
Var mı bilen başıma seni saranlar arasında adını Mantık mı diyorlar idrak mısın hafıza mı Sahici bir şeysen eğer söyle bakalım Neydi sevgilinin koynuma kaçtığı tarih Yıllardan hangisiydi hangi mevsimdeydik ayın kaçıydı Koynunmuş madem sevgilinin göz diktiği yer kaçmak için İncecik ürperişli gölgesi cismime neden kıydı
Sor gücün sormaya yetiyorsa var mıymış Gönlümü bin parçaya böldüğünün bir sebebi
Bu bana Tevfik Fikret'in, günümüz Türkçesiyle 'Kırık Saz' anlamını taşıyan, 'Rübab-ı Şikeste' adlı eserini çağrıştırdı. çerağ-ı mürde, günümüz Türkçesinde anlam bakımından, nedir acaba?
Kime öğrettimse ok atmayı ben
Sonunda kalbimi etti nişâne...
Sadi Şirazi
çağrışım:
Galip'ten..
'aldım o hevesle kilkideste
bu naz mı dedim şikeste beste'
Efendim, şikeste malûmunuz kırılmış, yenilmiş, gücenmiş mânâsında kullanılan Farsça kökenli bir terim idir… önüne ve yahut sonuna getirilen terimlerle oluşturulan terkipleri kırıp geçirir… kırıkları toplayalım, bazılarını bir araya getirelim, parçalayalım, bölelim, açıklayalım, örnekleyelim; buyurunuz…
Kalb-i şikeste: kalbi kırık…
Rübâb-ı şikeste: kırık saz…
Dil-şikeste: gönlü kırık…
Hatır-şikeste: Gönlü kırılmış, gücenmiş…
Şikeste-bâl: kanadı kırık, çâresiz…
Ve benzeri örneklerle devam etmektedir… efendim, örneklerle açıkladık gördüğünüz üzere; kırdık, parçaladık, topladık çok şükür iyileştirdik, hizmete sunduk…
Son bir örnek: en zarif, en şık olanı ise: Şikestebeste idir… ama beste şikeste değil idir, üzülmeyiniz…
;)
Hani ne demişler..?
'Mümkün mü yapılmak kalb-i şikestim..'
Mümkün Efendim..
..
Var mı bilen başıma seni saranlar arasında adını
Mantık mı diyorlar idrak mısın hafıza mı
Sahici bir şeysen eğer söyle bakalım
Neydi sevgilinin koynuma kaçtığı tarih
Yıllardan hangisiydi hangi mevsimdeydik ayın kaçıydı
Koynunmuş madem sevgilinin göz diktiği yer kaçmak için
İncecik ürperişli gölgesi cismime neden kıydı
Sor gücün sormaya yetiyorsa var mıymış
Gönlümü bin parçaya böldüğünün bir sebebi
.......................
şikest sanırım fars kökenlı bı kelıme
kürtçede kırılmak anlamına gelır
bu söz öbeği de kırık kalp anlamına gelebılır pekala.......
Bu bana Tevfik Fikret'in, günümüz Türkçesiyle 'Kırık Saz' anlamını taşıyan, 'Rübab-ı Şikeste' adlı eserini çağrıştırdı.
çerağ-ı mürde, günümüz Türkçesinde anlam bakımından, nedir acaba?