işvesiyle cilvesiyle kendine aşık ettirip peşinden koşturup hatta evine çağıttırıp evden içeriye adım atar atmaz çığlığı basıp abilerinden dayak yedirten kadın ne ise işte istanbulda odur. bir ton sopa yersin ondan ama yinede bırakamazsın gün olur her şeyi göze alıp para biriktirip yine düşersin istanbulun ve bir istanbul gezmesinin peşine
Istanbulun iki yüzü...biri içerde,biri dışarda.. biri kadavra,biri yaşam,! biri, bir dava uğruna basmıştır ayaklarını, biri,sadece geceleri gündüzlere taşır ıstanbul da.. biri emektedir,biri yemekte... birinin yaşları vardır göz pınarlarında donup kalmış, birinin yaşları çenesinden damlamakta kahkalara karışmış, biri sedyede,biri lüsk özel odada... haklısın ıstanbulun iki yüzü var, ama, birini diğeri hiç tanımıyor.....! ! ! :::::::::::::::::::
İstanbul'un Avrupa tarihinde önemli bir yeri var.. Bin yıldan uzun bir zaman diliminde İstanbul'un bilinen dünyanın merkezi olduğunu bilmeyen yok.. kent, Bizanslılar, Romalılar, Haçlılar ve son olarak Osmanlılar tarafından yakıldı ardından yeniden inşa edildi.. ihtişamlı bir kent!
istanbul aşk demek kaybolan ve bilinmeyen sesiz bir çığlık coşkun bir sakinliktir sevgiliye duyulan özlemdir benim yalnızlığımda bizim şehrimizdir CUMALİ ÖZGÜR istanbul sendirsn sana aşkımdır
önceki sayfalara göz atamadım; ama mutlaka vardır. Orhan Veli'nin İstanbulu Dinliyorum Gözlerim Kapalı şiiri.işte oşiirdeki İstanbulu çok seviyorum.hatta olur olmaz ortamlarda, fırsat çıkar; okurumda hava atarım diye ezberimdedir....tek dileğim istanbulluların istanbulu,gözleri açık sevmeleri
içinde yaşayanların asla ama asla kıymetini bilmedikleri,hatta nerde yaşadıklarının bile farkında olmadıkları,ama ola ki bir gün orda yaşamak şansına sahip olursam,sonuna kadar tadını çıkarmaya ahdim olan,ruhumu, her gidipte ordan ayrılırken,oraya bıraktığım,cananım,gönül telim,göz bebeğim...adını her duyduğumda gözlerimi kapayıp taa içime çektiğim....ISTANBUL'um....
Insani eroin bagimlisi kendine baglayan guzellik. Peygamber efendimizin(S.A.V) Ne kutlu bir sehir dedigi en kutlu sehirlerden biri(digerleri mekke ve medine) .
İki kıtalı güzel şehir Seyri doyumluk demiş şair Tanımıyorum hangi şair demiş ama Anlatıyor herkes uydura uydura Ne demiş atalarımız, Bilmediğin boku git mektebinde oku Ulan güzel odu galiba, bence oldu Lale Şehri İstanbul baharda lale doldu
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? .. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul`da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul…
Hayatının hep ilk baharı,sonu gelmez mutluluk sembolüm,gökkuşağım,sevdiğim,yarim,inci kolyemsin sen benim ey istanbul...
işvesiyle cilvesiyle kendine aşık ettirip peşinden koşturup hatta evine çağıttırıp evden içeriye adım atar atmaz çığlığı basıp abilerinden dayak yedirten kadın ne ise işte istanbulda odur. bir ton sopa yersin ondan ama yinede bırakamazsın gün olur her şeyi göze alıp para biriktirip yine düşersin istanbulun ve bir istanbul gezmesinin peşine
Istanbulun iki yüzü...biri içerde,biri dışarda..
biri kadavra,biri yaşam,!
biri, bir dava uğruna basmıştır ayaklarını,
biri,sadece geceleri gündüzlere taşır ıstanbul da..
biri emektedir,biri yemekte...
birinin yaşları vardır göz pınarlarında donup kalmış,
birinin yaşları çenesinden damlamakta kahkalara karışmış,
biri sedyede,biri lüsk özel odada...
haklısın ıstanbulun iki yüzü var,
ama, birini diğeri hiç tanımıyor.....! ! !
:::::::::::::::::::
yolcusuyum bu gün..bu şehrın....
Pis-tanbul, pisligin baskenti..
İstanbul'un Avrupa tarihinde önemli bir yeri var.. Bin yıldan uzun bir zaman diliminde İstanbul'un bilinen dünyanın merkezi olduğunu bilmeyen yok.. kent, Bizanslılar, Romalılar, Haçlılar ve son olarak Osmanlılar tarafından yakıldı ardından yeniden inşa edildi.. ihtişamlı bir kent!
istanbul aşk demek kaybolan ve bilinmeyen sesiz bir çığlık coşkun bir sakinliktir sevgiliye duyulan özlemdir benim yalnızlığımda bizim şehrimizdir CUMALİ ÖZGÜR istanbul sendirsn sana aşkımdır
Ankara' ya dönüşü sevilmeyecek bir ilimiz...
yine de ışıklar güzelmiş gibi gösteriyor bu şehri geceleri
ben varya ben istanbuldan başka yerde yaşayamamki ya valla düşünemiyorum bilee..istanbul aşk şehri sevgi şehri güzelliklerin şehri...
önceki sayfalara göz atamadım; ama mutlaka vardır. Orhan Veli'nin İstanbulu Dinliyorum Gözlerim Kapalı şiiri.işte oşiirdeki İstanbulu çok seviyorum.hatta olur olmaz ortamlarda, fırsat çıkar; okurumda hava atarım diye ezberimdedir....tek dileğim istanbulluların istanbulu,gözleri açık sevmeleri
suçlu senmisim yoksa benmiyim....neden böyle oldu benmi istedim böyle olmasını istanbul... yoksa beni böyle yapan senmi oldun istanbul....
İstanbul'da doğup orada yaşayarak büyümek...Başlı başına bir üniversite eğitimi almak demektir...Gözünü açanlara tabii...
içinde yaşayanların asla ama asla kıymetini bilmedikleri,hatta nerde yaşadıklarının bile farkında olmadıkları,ama ola ki bir gün orda yaşamak şansına sahip olursam,sonuna kadar tadını çıkarmaya ahdim olan,ruhumu, her gidipte ordan ayrılırken,oraya bıraktığım,cananım,gönül telim,göz bebeğim...adını her duyduğumda gözlerimi kapayıp taa içime çektiğim....ISTANBUL'um....
gelecegim....
İSTANBUL doğup büyüdüğüm şehir.Şimdi çok uzaklardayım ama İstanbul hep içimde bir özlem...BAŞKA İSTANBUL YOK:: :)))
'gel öpeyim gerdanından'
taşı toprağı altın memleketim..en az bir kere uzaklaşmak lazım değerini anlamak için.
Insani eroin bagimlisi kendine baglayan guzellik.
Peygamber efendimizin(S.A.V) Ne kutlu bir sehir dedigi en kutlu sehirlerden biri(digerleri mekke ve medine) .
küçük dünyanın, büyük şehri!
istanbulsuz olmak ondan mahrum olmak düşünemiyorum bile..
dünyanın merkezi
napolyon istanbul a sahip olan dünyaya sahip olur demiş....
ama biz kendimize bile sahip olamazken dünyaya nasıl sahip olalım
sahibim...
gitmem gerek bu şehirden
bir rüya oldum sevdamım gergefinde
ha gayret güzelim sabret...
şimdi istanbuldayım..
Şimdi İstanbul'da olmak vardı.........
İki kıtalı güzel şehir
Seyri doyumluk demiş şair
Tanımıyorum hangi şair demiş ama
Anlatıyor herkes uydura uydura
Ne demiş atalarımız,
Bilmediğin boku git mektebinde oku
Ulan güzel odu galiba, bence oldu
Lale Şehri İstanbul baharda lale doldu
istanbul sevdiğimi bana geri ver çabuk:(((
istanbul süper bi şehir 11 sene orda yaşayıp kocaeliye gelmek çok kötü o yüzden bence her yönyle gzl ne kadr kalabalık olursa olsun :)))
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
Necip Fazıl Kısakürek