Bir damla istemiştim sadece senden... Bütün kirliliğine rağmen, Temiz bir yağmur damlası... Tenimden ruhuma sızan Erimek istemiştim kalabalık sokaklarında... Eriyip yok olmak bilinmezliklerinde...
Sarhoşluğun hala üstümde... Gel desen yine gelirim... Belki martıları birkaç balıkla kandırabilirsin ama ben... Ben kanmam... Bir pazar bırak da uzun uzun bakayım sana Gerisi fazla bana...
Külrengi bulutlarıyla güz günlerinin Sevdiğim İstanbulu gibisin Gene de çağırıyor yüreğin Daha aydınlık bir yeryüzünü Her zaman genc gozlerinde guluyor Su kocamis ve yorgun Istanbul Gene de yasiyor ve sirli aynasinda Bana gosteriyor senin yuzunu Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin Gene de bekliyor yüreğin Uzakta ve elinde olmayanı Sevecen gözlerinde tükeniyor Hasret rüzgarlarıyla Anadolu Gene de üretiyor ellerin Yeni baştan ve umutla sevdanı İstanbulum Anadolum sevdiğim toprak Ne kadar yakınım sana Ve ne kadar uzak
gelsem geldim desem, tanır mısın beni istanbul? hani şarkılar söylerdik sen ve ben gecenin üçünde. sen topkapı surlarının dibinde dolandığım için peşime tinercileri takmıştın korkup dersimi aldığımı görüncede mevlana kapıda bir sabahçı kahvesine saklamıştın. işte ben oyum. o yaramaz akıllanmaz deli çocuk.. korkuyorum gelmeye ya tanımazsan?
bir yıldızı darağacı yapsalar bana dünyayı bir sandalye ayaklarımın altına -son isteğin diye sorsalar ve bende sen desem kapına gelince -bu herif seni istedi deseler sen beni tanır mısın istanbul?
çok sıkıldım daraltıyor bu şehir tüm genişliğine rağmen kaçsam sana ardımda bıraktığım nota seni yazsam.. sadece seni sorsalar -neden gitin cevabım sen olur musun istanbul?
geceden kalma bir yolcun olsam senin adım atsam eminönünden kadıköye altımda boğaz.. eğer sevgilimi terkedecek olsam senin içindeyken yapabilirim bunu.. gayrısına cesaretim yok.. -neden diye sorsa -cevabım sen olur musun istanbul
Çoçukluğa dair zamanlarda hayalini kurduğum oraya ulaşmanın mümkün olmadığına inandığım bahsi geçtiğinde heycanla kulak kesildiğim hayal ve oyun dünyamın tek şehriydi İstanbul.keşkede öle kalsaydı oyun ve hayal dünyamdaki gibi belki daha kolay olurdu alıgalamak ve sindirmek seni.... Belki de o zman daha çok benimdi başka hiç kimsenin değil.Acaba varmıdır senin kadar yaşamları bedeninde taşıyan ruhu teslim alan bir şehir yeryüzünde.....Tutulmaktır istanbul tutkudur kimine göre... Vazgeçememek yada...Oyundur istanbul sahnesinde perdeyi araladığın....
“Saçlarını dağıtır, rüzgar yedi tepe üzerinden Hatıralar tarihin küllerini savurur Kadın gibi kısrak gibi Sarılayım gel ince beline Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından.”
kötülerin eline düşmüş dünyanın engüzeli
Bir damla istemiştim sadece senden...
Bütün kirliliğine rağmen,
Temiz bir yağmur damlası...
Tenimden ruhuma sızan
Erimek istemiştim kalabalık sokaklarında...
Eriyip yok olmak bilinmezliklerinde...
Napolyon bonapartın da dediği gibi dünya tek bir devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu dediği şehir...
Ruhumu eritipte kalıpta dondurmuşlar.
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar..
N.F.K
ne ararsam bulduğum şehir/dünya....
fatih sultan mehmet geliyo sadece vala
ne içindeki sevdiklerim kurtarıyo bu şehri.... ne de tarihi....
ne isterim hakkında yazmak senin....
ne de isterim duymak hakkında senin.....
Sarhoşluğun hala üstümde...
Gel desen yine gelirim...
Belki martıları birkaç balıkla kandırabilirsin ama ben...
Ben kanmam...
Bir pazar bırak da uzun uzun bakayım sana
Gerisi fazla bana...
...'da olmak...bir düş gibi...
Külrengi bulutlarıyla güz günlerinin
Sevdiğim İstanbulu gibisin
Gene de çağırıyor yüreğin
Daha aydınlık bir yeryüzünü
Her zaman genc gozlerinde guluyor
Su kocamis ve yorgun Istanbul
Gene de yasiyor ve sirli aynasinda Bana gosteriyor senin yuzunu Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin
Gene de bekliyor yüreğin
Uzakta ve elinde olmayanı
Sevecen gözlerinde tükeniyor
Hasret rüzgarlarıyla Anadolu
Gene de üretiyor ellerin
Yeni baştan ve umutla sevdanı
İstanbulum Anadolum sevdiğim toprak
Ne kadar yakınım sana
Ve ne kadar uzak
Profösyönel bir fahişe
Hele birde aşıksan
Para dayanmaz
O'da biraz sevdiyse
Senden adam olmaz
gelsem
geldim
desem,
tanır mısın beni istanbul?
hani şarkılar söylerdik sen ve ben
gecenin üçünde.
sen
topkapı surlarının dibinde dolandığım için
peşime tinercileri takmıştın
korkup dersimi aldığımı görüncede mevlana kapıda bir sabahçı kahvesine saklamıştın.
işte ben oyum.
o yaramaz akıllanmaz deli çocuk..
korkuyorum gelmeye
ya tanımazsan?
Bir ben var seni anlamadık
Bir ben var seni anlatmadık
Ve bir bana yabancısın ey koca şehir
Tüm insanlara tanıdık...
Keziban Arpacı
bir yıldızı darağacı yapsalar bana
dünyayı bir sandalye ayaklarımın altına
-son isteğin
diye sorsalar
ve bende
sen desem
kapına gelince
-bu herif seni istedi
deseler
sen beni tanır mısın istanbul?
çok sıkıldım
daraltıyor bu şehir tüm genişliğine rağmen
kaçsam sana
ardımda bıraktığım nota seni yazsam..
sadece seni
sorsalar
-neden gitin
cevabım sen olur musun istanbul?
geceden kalma bir yolcun olsam senin
adım atsam eminönünden kadıköye altımda boğaz..
eğer sevgilimi terkedecek olsam
senin içindeyken yapabilirim bunu..
gayrısına cesaretim yok..
-neden
diye sorsa
-cevabım sen olur musun istanbul
görmek için can attığım şehir.........
şair lerin velinimetii
Çoçukluğa dair zamanlarda hayalini kurduğum oraya ulaşmanın mümkün olmadığına inandığım bahsi geçtiğinde heycanla kulak kesildiğim hayal ve oyun dünyamın tek şehriydi İstanbul.keşkede öle kalsaydı oyun ve hayal dünyamdaki gibi belki daha kolay olurdu alıgalamak ve sindirmek seni.... Belki de o zman daha çok benimdi başka hiç kimsenin değil.Acaba varmıdır senin kadar yaşamları bedeninde taşıyan ruhu teslim alan bir şehir yeryüzünde.....Tutulmaktır istanbul tutkudur kimine göre... Vazgeçememek yada...Oyundur istanbul sahnesinde perdeyi araladığın....
'Dünyayı feth etseydim başkenti İstanbul yapardım.'
Bonaparte Napoleon
hey istanbul sen seni seveni bilirsin...başka bişey demiyorum...
istanbul..
aldırma sen sana asılanlara
hiçbiri benim kadar sevemez seni
gerdan merdan hikaye kanma bunlara..
sen neymişsin be istanbul :)
“Saçlarını dağıtır, rüzgar yedi tepe üzerinden
Hatıralar tarihin küllerini savurur
Kadın gibi kısrak gibi
Sarılayım gel ince beline
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından.”
senin yerin hep belli istanbul....
korkuyorum
sakla beni ey şehir
saçlarının arasına....
bir düş şehri ve düşlarin yokoldu insan dolu boş sokaklar
Yok böyle bir şehir çok seviyorum çok :)
O manayı bul da bul, ille İstanbul'da bul.