devamlı olaylara mekan olarak hergün gazetelerin 3.sayfa manşetlerine çıkan,bazen profesörleri teröristler tarafından öldürülen ve son zamanda birazda olsa iyileşme gsteren kütüphanesini çok kullandığım bir devlet üniversitesi.
Türkiye'de ilk jeoloji bölümünün kurulduğu ve diğer üniversiteledeki bölümlerin de buradan ayrılan hocalar tarafından açıldığı muhteşem bir yer. Diğer bölümlerini bilmem ama jeolojide hiçbir üniversite eline su dökemez.
bu okulda geçireceğim sadece bir günüm kaldı..koca 4 yıl nasıl bitti! ben çok özliycem okulumu..hemde çookk:( artık beni o kapıdan içeri bile almıycaklar! aman Allahım! !
:)))))))) Kurtarılmış insanlardan olduğumu bilmiyordum. Daha doğrusu dışardan bakanların bizim için düşündüklerini.... Anlatırım yabancı dillerin iç yüzünü....
Acayip komik bir yerdir.. Özellikle Edebiyat Fakültesi... Ben oradan mezunum da... Rozetindeki 1453 yılına bakıp gururlanırsınız ama idare aslında daha da eski çağlardan kalmış olmakla (hatta dinazor devri) sizin sevincinizi kursağınızda bırakır... İçeride her yaştan her cinsten insan vardır.Bana çoğu öğrenci gibi gelmezdi...Babamla yaşıt adamlar..Annemden yaşlı teyzeler bile vardı...
Final zamanlarında anormal kalabalık vardır.İstanbul'da bu kadar genç olduğuna şaşarsınız.. Öğrenci işleri inanılmazdır...Anormal mantıksız ve gereksiz kurallarla hareket ederler...Hatta bir sene boyunca transkrip alamayarak bu dalda rekor kırmış olabilirim. Ne kadar kasarsanız o kadar kötü not alırsınız...Ben ekstern gibi sadece sınavlara gelerek okulu bitirdim... Kantini bambaşka bir alemdir...Propaganda ve güç gösterme mekanı.. karmaşık tiplerin içiçe girgiği çay alıp çıkmalık bir yer... Buradaki erkek asistanlar özel olarak seçilmiş antipakik yaratıklardır (hepsi olmasa da...%99 gibi) Hocalara ve bayan öğrencilere karşı kibar erkeklere karşı prensipli ve disiplinli olduklarını görürsünüz.. Hocalar sisteme baş kaldıramamış ve kaderine razı olmuş izlenimi verirler ama her zaman mağrurdurlar ve tavizsiz gibi dururlar... Kapıdaki bekçinin herkesi bildiğini sanırsınız uzun yıllar... Hergele meydanı pek ünlüdür ama içeride adı geçmeyen pek çok hergele meydanı vardır... Anfiler çok hoştur büyük ve heybetlidir, insan kendisini gerçekten üniversitede hisseder... Koridorlar renkli ve kalabalıktır...genelde kuru kalabalık... Her türlü işiniz çok yavaş işler ve her yetkili devleti tümüyle temsil ettiğini zanneder... Acısı tatlısıyla fena bir yer değildir.... Ama acilen reforma ihtiyacı var... Pek çok ilköğretim okulundan bile daha geri kalmış durumda...
Ben de Mühendislik Fakültesi mezunuyum.Mühendislik, veteriner, işletme fakülteleri ve teknik bilimler yüksek okulu da Avcılar kampüsündedir.Bunlardan birisini tercih eden arkadaşlar, Beyazıttaki o ünlü kapıdan yalnız işleri düşünce geçecekler, bir de şenliklerde falan. Bazı zamanlar farklı fakülteden olanları almıyolar çünkü.Saçmalığa bak.
bu sabah öğrencisi olacağım belli olan üniversite..artık ben de istanbul üniversitesindeyim :)
devamlı olaylara mekan olarak hergün gazetelerin 3.sayfa manşetlerine çıkan,bazen profesörleri teröristler tarafından öldürülen ve son zamanda birazda olsa iyileşme gsteren kütüphanesini çok kullandığım bir devlet üniversitesi.
aslın da heyecan verici olan istanbul ben ce üniversite biraz daha geri plan da kalıyo
Kuruluş tarihi 1453 yılına kadar giden devlet üniversitesi
Türkiye'de ilk jeoloji bölümünün kurulduğu ve diğer üniversiteledeki bölümlerin de buradan ayrılan hocalar tarafından açıldığı muhteşem bir yer. Diğer bölümlerini bilmem ama jeolojide hiçbir üniversite eline su dökemez.
istanbul üniversitesi deniz gezmiş'in okulu.hukuk fakültesindeydi.ama darağacı bekçileri bitirmesine izin vermedi.
bu okulda geçireceğim sadece bir günüm kaldı..koca 4 yıl nasıl bitti! ben çok özliycem okulumu..hemde çookk:( artık beni o kapıdan içeri bile almıycaklar! aman Allahım! !
canım okulum...oxford'abile değişmeyeceğim bir üniversite...kapısı yeter...çok özel benim için,tabii okuduğun bölümle de alakalı,sevip sevmemek..
iyi (! ! ? ? ! !) kötü 4 yılımın geçtiği mekan....
Yeni kazandım, akıbetimi bilmiyorum.Gidelim, görelim.
Öğrenmeyi öğrendiğim yer.....
:))))))))
Kurtarılmış insanlardan olduğumu bilmiyordum.
Daha doğrusu dışardan bakanların bizim için düşündüklerini....
Anlatırım yabancı dillerin iç yüzünü....
Acayip komik bir yerdir..
Özellikle Edebiyat Fakültesi...
Ben oradan mezunum da...
Rozetindeki 1453 yılına bakıp gururlanırsınız ama idare aslında daha da eski çağlardan kalmış olmakla (hatta dinazor devri) sizin sevincinizi kursağınızda bırakır...
İçeride her yaştan her cinsten insan vardır.Bana çoğu öğrenci gibi gelmezdi...Babamla yaşıt adamlar..Annemden yaşlı teyzeler bile vardı...
Final zamanlarında anormal kalabalık vardır.İstanbul'da bu kadar genç olduğuna şaşarsınız..
Öğrenci işleri inanılmazdır...Anormal mantıksız ve gereksiz kurallarla hareket ederler...Hatta bir sene boyunca transkrip alamayarak bu dalda rekor kırmış olabilirim.
Ne kadar kasarsanız o kadar kötü not alırsınız...Ben ekstern gibi sadece sınavlara gelerek okulu bitirdim...
Kantini bambaşka bir alemdir...Propaganda ve güç gösterme mekanı..
karmaşık tiplerin içiçe girgiği çay alıp çıkmalık bir yer...
Buradaki erkek asistanlar özel olarak seçilmiş antipakik yaratıklardır (hepsi olmasa da...%99 gibi) Hocalara ve bayan öğrencilere karşı kibar erkeklere karşı prensipli ve disiplinli olduklarını görürsünüz..
Hocalar sisteme baş kaldıramamış ve kaderine razı olmuş izlenimi verirler ama her zaman mağrurdurlar ve tavizsiz gibi dururlar...
Kapıdaki bekçinin herkesi bildiğini sanırsınız uzun yıllar...
Hergele meydanı pek ünlüdür ama içeride adı geçmeyen pek çok hergele meydanı vardır...
Anfiler çok hoştur büyük ve heybetlidir, insan kendisini gerçekten üniversitede hisseder...
Koridorlar renkli ve kalabalıktır...genelde kuru kalabalık...
Her türlü işiniz çok yavaş işler ve her yetkili devleti tümüyle temsil ettiğini zanneder...
Acısı tatlısıyla fena bir yer değildir....
Ama acilen reforma ihtiyacı var...
Pek çok ilköğretim okulundan bile daha geri kalmış durumda...
..eylem..
Ben de Mühendislik Fakültesi mezunuyum.Mühendislik, veteriner, işletme fakülteleri ve teknik bilimler yüksek okulu da Avcılar kampüsündedir.Bunlardan birisini tercih eden arkadaşlar, Beyazıttaki o ünlü kapıdan yalnız işleri düşünce geçecekler, bir de şenliklerde falan. Bazı zamanlar farklı fakülteden olanları almıyolar çünkü.Saçmalığa bak.