Hem yakın hem uzak...çözemiyorum..bu kadar çelişkiyi bu insana bir türlü yakıştıramıyorum..harici olması şart değil.. en büyük çelişki insanın kendisiyle olanı değil mi? ?
bu adamın bir konuşmasına şahit oldum, türk olmayan herkesten nefret ediyor. (açıkça söyleyemesde) insanlardan nefret eden biri nasıl şiir yazabilir ki...herkesin kendi tercihi tabi ama adam şiiriyle kuş tutsa yinede nafile...
Demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim göğsünde hazin ayak izleri eski şubatların onu yaralar kıpırdatıyor ve o sertelmektedir yaralardan kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri saçları bukleli bir çocuğu öperek uyandıran içimize güneşler bırakan nal sesleri...
düşman dağıldı dedikleri bir anda anlaşılıyor baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız incecik yas dumanı herkese ulaşıyor sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda tek başınayız.
Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek belki çocuk ve ihtiyar, belki kadın ve erkek hepimiz, herbirimiz gizli bir isimle adaşız yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı hayatımıza kendi aşkımızla başlardık bilmediğimiz bu isim, hesaptaki bu açık belki dilimi çözer, aşkımı başlatırım aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine adımı aşkın üzerine kendim yazarım.
o zaman senin çardağına çıkarken karıştırırken şarapla kendimi sana varsın gün geçtikçe her şeyde biraz kahır biraz bakır çalığı olsun lokmamızda bana soru sor artık beni kurtarma, konuştur beni yaz geceleri patlayan sağnaklara bağışla.
Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar sevgiyle hatırlansa bile hatta.
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda
yürüyorum.. azarlanıyorum fışkıran başaklarla.. iki bomba gibi taşıyorum koltuğumdaki bir çift somunu. hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından.. gözlerim nemli değil, gözlerim namlu..
Hem yakın hem uzak...çözemiyorum..bu kadar çelişkiyi bu insana bir türlü yakıştıramıyorum..harici olması şart değil.. en büyük çelişki insanın kendisiyle olanı değil mi? ?
yanlış anlaşılmayı bile nimet sayması boşa deilmiş demek...
obskürantizm
Kahkaha atardim lakin bilmemki nasil atilir kahkaha,o yanlis bile anlasilamiyor öyle ya biliyorum biliyorum o bir nun ve aci cekiyor!
bu adamın bir konuşmasına şahit oldum, türk olmayan herkesten nefret ediyor. (açıkça söyleyemesde) insanlardan nefret eden biri nasıl şiir yazabilir ki...herkesin kendi tercihi tabi ama adam şiiriyle kuş tutsa yinede nafile...
kisisel izlenimlerim sairin sairliginin önüne geçemiyor.
bi kaç şiiri dışında hoşuma giden bi yapıtı yok...
Demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim
göğsünde hazin ayak izleri eski şubatların
onu yaralar kıpırdatıyor
ve o sertelmektedir yaralardan
kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri
saçları bukleli bir çocuğu öperek uyandıran
içimize güneşler bırakan nal sesleri...
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde
ey kanıma çakıllar karıştıran isyan...
kocaman bir hamaset..
düşman dağıldı dedikleri bir anda
anlaşılıyor
baştan beri bütün yenik düşenlerle
aynı kışlaktaymışız
incecik yas dumanı herkese ulaşıyor
sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
tek başınayız.
Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar, belki kadın ve erkek
hepimiz, herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi aşkımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim, hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer, aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üzerine kendim yazarım.
o zaman
senin çardağına çıkarken
karıştırırken şarapla kendimi sana
varsın gün geçtikçe her şeyde biraz kahır
biraz bakır çalığı olsun lokmamızda
bana soru sor artık
beni kurtarma, konuştur
beni yaz geceleri patlayan sağnaklara bağışla.
“ölümden kokup da sonunu sayan
ölür gider yar koynuna giremez.”
Hadım tarih, kundakçı matematik, geri kafalı gramer
Evet bunlar gizlice örgütlenerek alnımıza
Verem Olmak Üretimi Düşürür ibaresini çizer
Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına
yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir
ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana
öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar
sevgiyle hatırlansa bile hatta.
Mahcubum...
Oyunu bitsin gidip kulagina dicem ki, hadi gülümse :))
Tek kisilk oynunu izlemekteyim nicedir bitsin gidip sarilicam siirlerine,,ve su enaniyetini kendi ellerimle gericegim carmiha..
gitti...
selametle...
Döndüm döndüm durdum,
Döndüm döndüm durdum... (!)
Ben bu adami seviyorum cünkü cok dengesiz :))
Hakli cikmandan nefret ediyorum:(
Hakli cikmakdan nefret ediyorum...
çıksam...
gök ŞARLAYARAK devrilse ardımdan.
Ölüyoruz, demek ki yaşanılacak.
...
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda
yürüyorum..
azarlanıyorum fışkıran başaklarla..
iki bomba gibi taşıyorum koltuğumdaki bir çift somunu.
hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından..
gözlerim nemli değil,
gözlerim namlu..
Anlasilamayan edebiyat adamimiz zira bu ona ayri bir haz bile veriyor bence...
Aklimda sadece dinmez gülümsemesi kaldi ve aklima geldigindeki üsümelerim...