"Arap Birliği"İslam Peygamberinin ölümünden sonra iktidar mücadelesinde ortaya çıkan iki mezhep ( Şiilik ve Sünnilik) Peygamberin sağlığında olan birlik ve beraberliği yerle bir etmiştir.Bu bağlamda İslam Birliğinden söz etmek mümkün değildir.
Türkler İslamiyet"i kılıç zoruyla kabul etmedikten önce İslam misyoneri İbn Faldan"ın Seyahatnamesinden bir bölüm ///// BİR GÜN bir oğuz'un evinde oturuyorduk. karısı da yanımızdaydı. biz konuşurken kadın bir ara vücudunun görünmemesi gereken bir tarafını açıp kaşıdı... hepimiz gördük. hemen ellerimizle gözlerimizi kapatıp, "Allahım, sen bize günah yazma." diye yakardık. Kocası güldü, çevirmenimize şunları söyledi: "Sizin, önünüzde açılmasının nedeni, gördüğünüz halde kendinizi tutmayı öğrenesiniz diyedir. çünkü ulaşamazsınız; böyle olması, gizli olup da elde edilebilir olmasından daha iyidir." "zina bu insanlara çok yabancı.ama birisinin zina işlediğini öğrenirlerse, onu iki parça ya ayırıyorlar. Bunu yapmak için günahkarı iki ağacın dalına bağlıyorlar, sonra deviriyorlar ağaçları, adam ikiye bölünüyor."
Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
İslamiyeti her fırsatta karalamak için fırsat kolayanlara derim ki; Din özellikle islamiyet acizlik değildir, islamiyet geriliği emretmez, bilimi ve teknolojiyi reddetmez. Bunu şu andaki müslümanların durumuna bakarak söylemek en azından insafsızlıktır. Şu andaki müslümanların içinde bulunduğu durum ile islamiyeti bağdaştırmayınız, unutmayın ki bu gün müslümanlar iyi durumda değillerse bu kendi dinlerini gereği anlayamamak, yaşayamamaktan kaynaklanmaktadır. Zira sahabe döneminde, yada Selçuklu ve Osmanlı döneminde her konuda buna bilimde dahil dünyaya hükmeden islamdı. Lütfen bu günkü manzaraya bakıp insafsızlık yapmayın. . Hastanede hasta yatağında ızdırap içinde yatan bir insana bakıp, bu adam doğduğundan beri böyle hasta ızdırap ve çile içinde diyebilirmisiniz? Belli ki o hasta, bir NEDEN'den ötürü o duruma düşmüştür, o hastalığından önce senin benim gibi sağlam bir insandı. Şimdi bu durumda olması, onun hep başından beri böyle olduğunu göstermez.. .
Son zamanlarda Türkiye' de İslâm güçlendi diye güzel ülkemizi terk etmek istiyenler, şunu iyi bilmelidir! Kuranı Kerim de ' Kafirler ve münafıklar istemesede Allah nurunu tamamlamak istiyor' diye buyuruluyor! Ayrıca Peygamber efendimiz Muhammed (as) pekçok hadisinde İslam ın ahirzamanda (içinde bulunduğumuz şu zamanda) çok güçleneceğine dair müjdeleri var! Tüm dünyada İslam güçlenince bu insanlar Ay' a mı çıkacaklar? Şimdi diyeceklerki ' Biz İslam güçlendiği için değil, İslam' cılar güçlendiği için Türkiye' yi terk edeceğiz' Şunu iyi bilmeliki Türkiye de hakiki İslam' ı İslamcı denilen insanlar uygulamaya çalışmaktadır! İslam' ın güçlenmesini hazmedemeyen insanlarınki diet İslam dır. Yani sulandırılmışından. Hani şu zinanın yasak olmadığı, kadınların açık saçık giyinmesinin teşvik edildiği, alkollü içkilerin ve kumarın yasak olmadığı vede bizzat teşvik edildiği. Hakiki İslami değerlerin kınanıp yasaklandığı diet İslam! Bu tür İslam kendisine tabi olanların karınlarını ahirette çok felaket ağrıtır! Bu anlamda 'hakiki İslam ı nasıl öğreneceğiz? ' diye soranlara; Ömer Nasuhi Bilmen in Büyük İslam İlmihali ni tavsiye ediyorum. Ayrıca Elmalılı Hamdi Yazır ın Kuranı Kerim tefsirini incelemeyi de ihmal etmeyin! Sonsuzluğa uzanan hayat yolumuzun başarılarla dolu olması dileği ile! Bayramınız kutlu olsun. Sevgi ve saygılarım ile! ***Allah a emanet olun! *** Bu bir toplu mesajdır. Binlerce kişiye gönderiyorum. Şahsi değildir!
islamiyet huzur veren kendini arayan insanın kendini bulmasını sağlayan ve en son din olarak PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ MUHAMMED [SAV] İLE TÜM DÜNYAYA TÜM İNSANLIĞA GÖNDERİLEN DİNDİR
Müslüman inancında bazı günler, geceler ve aylar diğerlerine göre daha büyük önem ve anlam taşımaktadır. Ramazan ve kurban bayramları, ramazan günleri, mübarek geceler, üç aylar bunlardan bazılarıdır. Bu zaman dilimleri diğerlerine göre çok daha anlamlı ve önemlidir. Bu günlerin ve gecelerin feyiz ve bereketinden azami derecede yararlanmalıyız.
Allah katında değerli olan zamanlardan birisi de 'Muharrem' ayıdır. Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem'in İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Öyleki Resulullah Efendimiz(sav) Muharrem'i 'şehrullah', yani 'Allah'ın ayı' olarak nitelendirmiştir. Muharrem ayı aynı zamanda 'Eşhürü'l-Hurum'dandır. Yani savaşılması yasaklanmış (haram aylardandır) , kıymeti büyük aylardandır. Eşhürü'l-Hurum'un diğerleri Zilkade, Zilhicce ve Recep'tir. Peygamberimiz bir hadislerinde: 'Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah'ın ayı olan Muharrem'de tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise geceleyin kılınan namazdır.' buyurmuştur. Bunun yanında Peygamberimiz(sav) , bu ayın Aşure günü olarak bilinen onuncu gününü, bir öncesi ve sonrası ile oruçlu geçirmeyi tavsiye etmiştir. Bunu bizzat kendisi titizlikle uygulamıştır.
Muharrem önemli hadiselerin gerçekleştiği bir aydır. Hz. Âdem'in cennetten yeryüzüne indirilmesi, Hz. Nuh (a.s.) 'ın tufandan kurtulması, Hz. Musa (a.s.) ve ona iman edenlerin Firavun'un zulmünden kurtulmaları hep bu ayda vuku bulmuştur. Bunların yanında Muharrem ayı, Hz. Muhammed(sav) 'in torunu, 4. Halife Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'in, o dönemde yaşanan siyasi kargaşa ve çatışmalar sonucunda 10 Muharrem 61'de Kerbela'da öldürülmesi olayının yaşanması nedeniyle İslam tarihinde önemli bir yere sahip bulunuyor. Bu yönüyle Müslümanlar için hüzün ayıdır Muharrem…
Muharrem pek çok yönüyle diğer aylardan ayrılır. Fakat Muharrem ayının bütün Müslümanlar nezdinde en üzücü ve en önemli hadisesi, hiç şüphesiz ki Hz. Peygamberin muazzez torunu Hz. Hüseyin başta olmak üzere ehli beyitten ve Müslümanlardan birçok kimsenin Kerbela'da günlerce aç, susuz bırakıldıktan sonra Hicri 10 Muharrem 61 tarihinde hunharca şehit edilmesidir. Bu hadiselerin hatırası hâlâ bilinçlerimizi yaralamaktadır.
Her şeye rağmen Muharrem, bazı kesimlerin ileri sürdüğü gibi bir intikam ayı değildir. Çünkü Müslüman kin gütmez, intikam hevesi içerisinde olmaz. Bu hadiseler İslam tarihinin talihsiz ve bir o kadar da bedbaht sayfalarıdır. Sağduyulu davranan insanlar bu olaylardan ancak ders alır, geleceğe öylece yürür. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bu hususta bizleri uyararak birlik ve beraberlik içerisinde olmamızı istiyor:
'Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.'(Al-i İmran, 3/103)
Kıymetli zaman dilimlerinden birisidir Muharrem ayı… Aşure günü bu aya apayrı bir manevi zenginlik katmaktadır. Bu günleri hakkıyla ihya etmeliyiz. Rabbimiz Fecr Suresi'nin ikinci ayetinde ' O on geceye yemin olsun' ifadesiyle Muharrem'in ilk on gecesine yemin ediyor. Böylece bu zamana ayrı bir değer verdiğini ortaya koyuyor. Fakat bu mübarek on günün zilhicce ayının ilk on günü olduğu şeklinde kanaat getirenler de az değildir.
Bu ayın ve içindeki ibadetlerin ehemmiyetiyle ilgili olarak Ebû Hüreyre (r.a) 'den edilen rivayete göre Peygamberimiz (SAV) 'e; Farz namazdan sonra hangi namazın ve Ramazan ayı orucundan sonra hangi orucun daha faziletli olduğu soruldu da, Peygamberimiz (sav) : 'Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece yarısı kılınan (teheccüd) namazıdır. Ramazan ayından sonra en faziletli oruç: Allah Teâlâ'nın ayı olan Muharrem'de tutulan oruçtur,' buyurdular. Bu rivayet sanırım Muharrem'in önemini yeterince ortaya koymuştur.
Muharrem'in diğer aylardan ayrı tutularak 'Allah'ın ayı' olarak nitelendirilmesi, içerisinde yapılacak ibadetlerin ve tutulacak oruçların kutsiyetinden dolayıdır. Yoksa bütün aylar Allah'ındır. Bu ifadede söz konusu ayın önemine vurgu vardır. Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Cahiliye döneminde de Araplar tarafından Recep, Zilkade ve Zilhicce ayları ile birlikte haram ay olarak kabul edilen muharrem ayı, Müslümanlar tarafından da saygı gösterilen bir ay olmuştur. Fakat ne yazık ki günümüz insanı bu mübarek günlerden habersiz yaşamaktadır. Bu ağlanacak bir durum değil de nedir? Sözün nihayetinde Müslümanlar olarak inancınızın gereklerini hakkıyla yerine getirmenizi, İslamı şevkle, zevkle ve şuurla yaşamanızı, Muharrem ayının feyiz ve bereketinden fazlasıyla yararlanmanızı temenni ediyorum.
dinleri araştırın böyle mükemmel bir din yoktur ve kesinlikle insan kemali olamaz sadece namazın faziletlerine bir bakın oruç tutmanın zekat vermenin bunlkar bizi dinimizden kopmamamızı sağlar namaz kılmak şarttır ve kılmak için büyük günahları yapmamaya çalışırız küçük günahlardanda arınırız beş vakit Allahı hatırlarız dinimize bağlanırız 5 vakit namaz kılarız sevabı 24 saate yayılır çünkü aralarda yaptığın helal işler sevap sayılır diyelimki biri büyük günahlar işliyor oda ramazanda rahat bir şekilde bunları bırakabilir daha namazın orucun dinimizin binlerce fazileti vardır eğer herkez bunlara uyarsa elem sıkıntı ve hastalıklarda yüzde 90 oranında kurtuluruz düşünsenize herkez temiz olacak 5 vakit el ayak yüz kulak burun ağız temizlenecek az yemek yenilecek yerlerere tükürülmeyecek ve daha binlerce güzel şey
oldu.. dinleri biz uydurduk.. ama dinsizlik gökten indi... dinsizlik hiçliktir, ölüm = toprak = hiçlik ne duruyorsun at kendini denize.. :) yaşamak hiçlikse yaşamam gayrı...
islamiyet de tüm dinler gibi insan uydurması bir sistem. ama terörle en çok bağadaşan bir din oluşu dikkat çekici. bugün dünyadaki en dindar gerçek müslümanlar kimler? en başta herkesin tanıdığı usame bin ladin ve örgütündeki mücahitler, sonra hamas ve hizbullahçılar ve diğer şeriatçılar. zaten şeriatçı olmıyan müslümanda sayılamaz, sayılmamalı.. yaptıkları hep terör ve masum sivilleri öldürmek bunu da kafalarından yapmıyorlar kuran ve hadislerin emriyle bu kıyımları yapıyorlar hrıstiyan ve yahudiler onlardan gerimi kalıyor katliamlarda? tabiki hayır, onlarla yarışıyorlar ve çoğu zaman geçiyorlar tüm dinler savaşların ve terörün sebebi yada aracı değilmi?
Türkiyede islam ne yazık ki sona eriyor.Kendisini avrupalılığa adamış gençler haçlı kolyeler takıyor.Türban dışlanıyor.Cami istendi diye herkes ayağa kalkıyor.Ne yazık ki Türkiyede Türk-İslâm görüşü sona eriyor.20 yıl sonra Türkiyede ben müslümanım demek bile zorlaşacak
oyle mukemmel bır dın kı.Ama bız muslumanlar dınımızı bılmıyoruz eger bılseydık bu kadar gunah ıslemezdık.Aslında o kadar basıt kı musluman olmak allahın bıze verdıgı en buyuk nımetlerden olan aklımıza gereken saygıyı gosterebılsek.....
İslamiyet veren kişi olmaktır, teslim olmaktır. Günümüzde argoya kaymış 'müslümanın malı ortaktır' deyimi de islamiyeti çok iyi anlatır. İslamiyete göre dünya gelip geçicidir. O yüzden bir hırka ile ama doğru dürüst yaşamak insanlarımızda erdem olmuştur.. Tüm bunlar olurken, Osmanlı'nın ekonomik dengeleri yahudilerin elinde kalmış. Yahudiler kendilerine sürekli daha iyi bir hayat biçmiş ve iyi yaşamış.
Sonuç olarak zamanında birileri kendi cennetini kurtarmış belki ama torunlarına (yeryüzünde ve dolayısıyla fakirliğin getirdiği küfürle ahirette) bir cehennem bırakmış. Derken TC kurulmuş. İslamiyet yeni baştan her türlü cahillikten ve saplantıdan arındırılarak devlet güdümünde şekillenmiş.
Tabi kişilerin hırka ile mutlu olma isteğine karşı gelemeyiz ama bu fikri onlara empoze edenleri hala daha asabilmeliydik..
İSLÂMİYET TÜM İLAHİ DİNLERİN SONUNCUSU,RAHMET KAPİSİ,BİR KURTULUŞ VE HAKK KAPİSİ,YÜCE ALLAH(CC) TARAFİNDAN HZ.MUHAMMED(SAV) EFENDİMİZ ARACİLİĞİYLA TÜM İNSANLİĞA GÖNDERİLEN,EN SON EN MÜKEMMEL,EN MÜTHİŞ DİN.ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ MÜSLÜMAN DOĞDUK VE MÜSLÜMAN OLDUK.ALLAH TÜM İNSANLARİ İSLAM İLE ŞEREFLENDİRSİN(AMİN)
İkiye ayrılır. Birincisi kul olmaktır. Diğeri yaratana ulaşmak. Kulun, istediği varmak istediği hedef cennet ve cennette sonsuz mutlu yaşam. Diğerinde ise cennet ve cehennem gibi basit insana yönelik korkulardan ve isteklerden daha çok tanrıya ulaşmak, tanrıyla bütün olmak vardır. .
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslâmiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... inananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için ölmek ve yaşamak. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: Maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz.
"Arap Birliği"İslam Peygamberinin ölümünden sonra iktidar mücadelesinde ortaya çıkan iki mezhep ( Şiilik ve Sünnilik) Peygamberin sağlığında olan birlik ve beraberliği yerle bir etmiştir.Bu bağlamda İslam Birliğinden söz etmek mümkün değildir.
Türkler İslamiyet"i kılıç zoruyla kabul etmedikten önce İslam misyoneri İbn Faldan"ın Seyahatnamesinden bir bölüm ///// BİR GÜN bir oğuz'un evinde oturuyorduk. karısı da yanımızdaydı. biz konuşurken kadın bir ara vücudunun görünmemesi gereken bir tarafını açıp kaşıdı... hepimiz gördük. hemen ellerimizle gözlerimizi kapatıp, "Allahım, sen bize günah yazma." diye yakardık. Kocası güldü, çevirmenimize şunları söyledi: "Sizin, önünüzde açılmasının nedeni, gördüğünüz halde kendinizi tutmayı öğrenesiniz diyedir. çünkü ulaşamazsınız; böyle olması, gizli olup da elde edilebilir olmasından daha iyidir."
"zina bu insanlara çok yabancı.ama birisinin zina işlediğini öğrenirlerse, onu iki parça ya ayırıyorlar. Bunu yapmak için günahkarı iki ağacın dalına bağlıyorlar, sonra deviriyorlar ağaçları, adam ikiye bölünüyor."
Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
İslamiyeti her fırsatta karalamak için fırsat kolayanlara derim ki;
Din özellikle islamiyet acizlik değildir, islamiyet geriliği emretmez, bilimi ve teknolojiyi reddetmez.
Bunu şu andaki müslümanların durumuna bakarak söylemek en azından insafsızlıktır. Şu andaki müslümanların içinde bulunduğu durum ile islamiyeti bağdaştırmayınız, unutmayın ki bu gün müslümanlar iyi durumda değillerse bu kendi dinlerini gereği anlayamamak, yaşayamamaktan kaynaklanmaktadır.
Zira sahabe döneminde, yada Selçuklu ve Osmanlı döneminde her konuda buna bilimde dahil dünyaya hükmeden islamdı.
Lütfen bu günkü manzaraya bakıp insafsızlık yapmayın.
.
Hastanede hasta yatağında ızdırap içinde yatan bir insana bakıp,
bu adam doğduğundan beri böyle hasta ızdırap ve çile içinde diyebilirmisiniz?
Belli ki o hasta, bir NEDEN'den ötürü o duruma düşmüştür, o hastalığından önce senin benim gibi sağlam bir insandı.
Şimdi bu durumda olması, onun hep başından beri böyle olduğunu göstermez..
.
oku oku oku!
Son zamanlarda Türkiye' de İslâm güçlendi diye güzel ülkemizi
terk etmek istiyenler, şunu iyi bilmelidir! Kuranı Kerim de
' Kafirler ve münafıklar istemesede Allah nurunu tamamlamak
istiyor' diye buyuruluyor! Ayrıca Peygamber efendimiz Muhammed (as)
pekçok hadisinde İslam ın ahirzamanda (içinde bulunduğumuz şu zamanda)
çok güçleneceğine dair müjdeleri var! Tüm dünyada İslam güçlenince
bu insanlar Ay' a mı çıkacaklar? Şimdi diyeceklerki ' Biz İslam güçlendiği
için değil, İslam' cılar güçlendiği için Türkiye' yi terk edeceğiz' Şunu iyi
bilmeliki Türkiye de hakiki İslam' ı İslamcı denilen insanlar uygulamaya çalışmaktadır!
İslam' ın güçlenmesini hazmedemeyen insanlarınki diet İslam dır. Yani sulandırılmışından.
Hani şu zinanın yasak olmadığı, kadınların açık saçık giyinmesinin teşvik edildiği,
alkollü içkilerin ve kumarın yasak olmadığı vede bizzat teşvik edildiği. Hakiki İslami
değerlerin kınanıp yasaklandığı diet İslam! Bu tür İslam kendisine tabi olanların
karınlarını ahirette çok felaket ağrıtır! Bu anlamda 'hakiki İslam ı nasıl öğreneceğiz? '
diye soranlara; Ömer Nasuhi Bilmen in Büyük İslam İlmihali ni tavsiye ediyorum.
Ayrıca Elmalılı Hamdi Yazır ın Kuranı Kerim tefsirini incelemeyi de ihmal etmeyin!
Sonsuzluğa uzanan hayat yolumuzun başarılarla dolu olması dileği ile! Bayramınız kutlu olsun.
Sevgi ve saygılarım ile! ***Allah a emanet olun! ***
Bu bir toplu mesajdır. Binlerce kişiye gönderiyorum. Şahsi değildir!
İslamiyyet bulmacasının çözümü Aleviyyet; cevabı ise,Mehdiyyettir...
büyük ve yüce dinimiz
en son ve en mükemmel din İSLAMİYET
hakaret edenler diğer dünyada günlerini görecekler
' Müslüman ' gözü ile bakamayan bir insanın asla ama asla anlayamayacağı bir din...! ! !
Sizin bakış açınız mı...? ? ? ...Amman allah muhafaza... :)
islamiyet huzur veren kendini arayan insanın kendini bulmasını sağlayan
ve en son din olarak PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ MUHAMMED [SAV] İLE TÜM DÜNYAYA TÜM İNSANLIĞA GÖNDERİLEN DİNDİR
ALLAH'IN AYI: MUHARREM
M.NİHAT MALKOÇ
Müslüman inancında bazı günler, geceler ve aylar diğerlerine göre daha büyük önem ve anlam taşımaktadır. Ramazan ve kurban bayramları, ramazan günleri, mübarek geceler, üç aylar bunlardan bazılarıdır. Bu zaman dilimleri diğerlerine göre çok daha anlamlı ve önemlidir. Bu günlerin ve gecelerin feyiz ve bereketinden azami derecede yararlanmalıyız.
Allah katında değerli olan zamanlardan birisi de 'Muharrem' ayıdır. Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem'in İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Öyleki Resulullah Efendimiz(sav) Muharrem'i 'şehrullah', yani 'Allah'ın ayı' olarak nitelendirmiştir. Muharrem ayı aynı zamanda 'Eşhürü'l-Hurum'dandır. Yani savaşılması yasaklanmış (haram aylardandır) , kıymeti büyük aylardandır. Eşhürü'l-Hurum'un diğerleri Zilkade, Zilhicce ve Recep'tir. Peygamberimiz bir hadislerinde: 'Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah'ın ayı olan Muharrem'de tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise geceleyin kılınan namazdır.' buyurmuştur. Bunun yanında Peygamberimiz(sav) , bu ayın Aşure günü olarak bilinen onuncu gününü, bir öncesi ve sonrası ile oruçlu geçirmeyi tavsiye etmiştir. Bunu bizzat kendisi titizlikle uygulamıştır.
Muharrem önemli hadiselerin gerçekleştiği bir aydır. Hz. Âdem'in cennetten yeryüzüne indirilmesi, Hz. Nuh (a.s.) 'ın tufandan kurtulması, Hz. Musa (a.s.) ve ona iman edenlerin Firavun'un zulmünden kurtulmaları hep bu ayda vuku bulmuştur. Bunların yanında Muharrem ayı, Hz. Muhammed(sav) 'in torunu, 4. Halife Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'in, o dönemde yaşanan siyasi kargaşa ve çatışmalar sonucunda 10 Muharrem 61'de Kerbela'da öldürülmesi olayının yaşanması nedeniyle İslam tarihinde önemli bir yere sahip bulunuyor. Bu yönüyle Müslümanlar için hüzün ayıdır Muharrem…
Muharrem pek çok yönüyle diğer aylardan ayrılır. Fakat Muharrem ayının bütün Müslümanlar nezdinde en üzücü ve en önemli hadisesi, hiç şüphesiz ki Hz. Peygamberin muazzez torunu Hz. Hüseyin başta olmak üzere ehli beyitten ve Müslümanlardan birçok kimsenin Kerbela'da günlerce aç, susuz bırakıldıktan sonra Hicri 10 Muharrem 61 tarihinde hunharca şehit edilmesidir. Bu hadiselerin hatırası hâlâ bilinçlerimizi yaralamaktadır.
Her şeye rağmen Muharrem, bazı kesimlerin ileri sürdüğü gibi bir intikam ayı değildir. Çünkü Müslüman kin gütmez, intikam hevesi içerisinde olmaz. Bu hadiseler İslam tarihinin talihsiz ve bir o kadar da bedbaht sayfalarıdır. Sağduyulu davranan insanlar bu olaylardan ancak ders alır, geleceğe öylece yürür. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bu hususta bizleri uyararak birlik ve beraberlik içerisinde olmamızı istiyor:
'Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.'(Al-i İmran, 3/103)
Kıymetli zaman dilimlerinden birisidir Muharrem ayı… Aşure günü bu aya apayrı bir manevi zenginlik katmaktadır. Bu günleri hakkıyla ihya etmeliyiz. Rabbimiz Fecr Suresi'nin ikinci ayetinde ' O on geceye yemin olsun' ifadesiyle Muharrem'in ilk on gecesine yemin ediyor. Böylece bu zamana ayrı bir değer verdiğini ortaya koyuyor. Fakat bu mübarek on günün zilhicce ayının ilk on günü olduğu şeklinde kanaat getirenler de az değildir.
Bu ayın ve içindeki ibadetlerin ehemmiyetiyle ilgili olarak Ebû Hüreyre (r.a) 'den edilen rivayete göre Peygamberimiz (SAV) 'e; Farz namazdan sonra hangi namazın ve Ramazan ayı orucundan sonra hangi orucun daha faziletli olduğu soruldu da, Peygamberimiz (sav) : 'Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece yarısı kılınan (teheccüd) namazıdır. Ramazan ayından sonra en faziletli oruç: Allah Teâlâ'nın ayı olan Muharrem'de tutulan oruçtur,' buyurdular. Bu rivayet sanırım Muharrem'in önemini yeterince ortaya koymuştur.
Muharrem'in diğer aylardan ayrı tutularak 'Allah'ın ayı' olarak nitelendirilmesi, içerisinde yapılacak ibadetlerin ve tutulacak oruçların kutsiyetinden dolayıdır. Yoksa bütün aylar Allah'ındır. Bu ifadede söz konusu ayın önemine vurgu vardır. Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Cahiliye döneminde de Araplar tarafından Recep, Zilkade ve Zilhicce ayları ile birlikte haram ay olarak kabul edilen muharrem ayı, Müslümanlar tarafından da saygı gösterilen bir ay olmuştur. Fakat ne yazık ki günümüz insanı bu mübarek günlerden habersiz yaşamaktadır. Bu ağlanacak bir durum değil de nedir? Sözün nihayetinde Müslümanlar olarak inancınızın gereklerini hakkıyla yerine getirmenizi, İslamı şevkle, zevkle ve şuurla yaşamanızı, Muharrem ayının feyiz ve bereketinden fazlasıyla yararlanmanızı temenni ediyorum.
dinleri araştırın böyle mükemmel bir din yoktur ve kesinlikle insan kemali olamaz sadece namazın faziletlerine bir bakın oruç tutmanın zekat vermenin bunlkar bizi dinimizden kopmamamızı sağlar namaz kılmak şarttır ve kılmak için büyük günahları yapmamaya çalışırız küçük günahlardanda arınırız beş vakit Allahı hatırlarız dinimize bağlanırız 5 vakit namaz kılarız sevabı 24 saate yayılır çünkü aralarda yaptığın helal işler sevap sayılır diyelimki biri büyük günahlar işliyor oda ramazanda rahat bir şekilde bunları bırakabilir daha namazın orucun dinimizin binlerce fazileti vardır eğer herkez bunlara uyarsa elem sıkıntı ve hastalıklarda yüzde 90 oranında kurtuluruz düşünsenize herkez temiz olacak 5 vakit el ayak yüz kulak burun ağız temizlenecek az yemek yenilecek yerlerere tükürülmeyecek ve daha binlerce güzel şey
aydinlik,günes, i$ik..hayatima yön veren $ey
islamiye güneş gibidir üflemekle gece olmaz söndüren yanlızca kendine gece yapar
isteselerde istemeselerde.. bir kuran ayetıyle.'Allah nurunu tamamlayacak'
varlıgımızın tek anlamı
oldu.. dinleri biz uydurduk..
ama dinsizlik gökten indi...
dinsizlik hiçliktir,
ölüm = toprak = hiçlik
ne duruyorsun at kendini denize.. :)
yaşamak hiçlikse yaşamam gayrı...
islamiyet de tüm dinler gibi insan uydurması bir sistem.
ama terörle en çok bağadaşan bir din oluşu dikkat çekici.
bugün dünyadaki en dindar gerçek müslümanlar kimler?
en başta herkesin tanıdığı usame bin ladin ve örgütündeki mücahitler,
sonra hamas ve hizbullahçılar ve diğer şeriatçılar.
zaten şeriatçı olmıyan müslümanda sayılamaz, sayılmamalı..
yaptıkları hep terör ve masum sivilleri öldürmek
bunu da kafalarından yapmıyorlar
kuran ve hadislerin emriyle bu kıyımları yapıyorlar
hrıstiyan ve yahudiler onlardan gerimi kalıyor katliamlarda?
tabiki hayır, onlarla yarışıyorlar ve çoğu zaman geçiyorlar
tüm dinler savaşların ve terörün sebebi yada aracı değilmi?
İslâmiyet...adalet değildir...Teslimiyet'dir...
Türkiyede islam ne yazık ki sona eriyor.Kendisini avrupalılığa adamış gençler haçlı kolyeler takıyor.Türban dışlanıyor.Cami istendi diye herkes ayağa kalkıyor.Ne yazık ki Türkiyede Türk-İslâm görüşü sona eriyor.20 yıl sonra Türkiyede ben müslümanım demek bile zorlaşacak
oyle mukemmel bır dın kı.Ama bız muslumanlar dınımızı bılmıyoruz eger bılseydık bu kadar gunah ıslemezdık.Aslında o kadar basıt kı musluman olmak allahın bıze verdıgı en buyuk nımetlerden olan aklımıza gereken saygıyı gosterebılsek.....
benim anlamadigim madem en dogruydu neden en sonu bekledi....öncekiler hatamiydi...hani hata yapmazdi...nooldu sincik..
İslamiyet veren kişi olmaktır, teslim olmaktır. Günümüzde argoya kaymış 'müslümanın malı ortaktır' deyimi de islamiyeti çok iyi anlatır. İslamiyete göre dünya gelip geçicidir. O yüzden bir hırka ile ama doğru dürüst yaşamak insanlarımızda erdem olmuştur..
Tüm bunlar olurken, Osmanlı'nın ekonomik dengeleri yahudilerin elinde kalmış. Yahudiler kendilerine sürekli daha iyi bir hayat biçmiş ve iyi yaşamış.
Sonuç olarak zamanında birileri kendi cennetini kurtarmış belki ama torunlarına (yeryüzünde ve dolayısıyla fakirliğin getirdiği küfürle ahirette) bir cehennem bırakmış. Derken TC kurulmuş. İslamiyet yeni baştan her türlü cahillikten ve saplantıdan arındırılarak devlet güdümünde şekillenmiş.
Tabi kişilerin hırka ile mutlu olma isteğine karşı gelemeyiz ama bu fikri onlara empoze edenleri hala daha asabilmeliydik..
İSLÂMİYET TÜM İLAHİ DİNLERİN SONUNCUSU,RAHMET KAPİSİ,BİR KURTULUŞ VE HAKK KAPİSİ,YÜCE ALLAH(CC) TARAFİNDAN HZ.MUHAMMED(SAV) EFENDİMİZ ARACİLİĞİYLA TÜM İNSANLİĞA GÖNDERİLEN,EN SON EN MÜKEMMEL,EN MÜTHİŞ DİN.ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ MÜSLÜMAN DOĞDUK VE MÜSLÜMAN OLDUK.ALLAH TÜM İNSANLARİ İSLAM İLE ŞEREFLENDİRSİN(AMİN)
İkiye ayrılır. Birincisi kul olmaktır. Diğeri yaratana ulaşmak.
Kulun, istediği varmak istediği hedef cennet ve cennette sonsuz mutlu yaşam.
Diğerinde ise cennet ve cehennem gibi basit insana yönelik korkulardan ve isteklerden daha çok tanrıya ulaşmak, tanrıyla bütün olmak vardır. .
islamiyet insana oku der cahiliyede ilk kaldırmayı amaçladığı şeylerden biride kölelikti
İslamiyet bütün insaniyete şamildir ve biliyorsunuz ki kıtaları
ikiye bölmüştür.
(Cemil Meriç)
''Gerçeğe ancak tek yoldan gidilir, ama ondan uzaklaştıran binlerce yol vardır.''
La Bruyere
İnananlar Kardeştir
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslâmiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... inananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için ölmek ve yaşamak. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: Maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikayetsiz.
Cemil Meriç
(Bu Ülke - S. 142)
Teslimiyet (Allah'a)