Amerika petrol içiyor karbon monoksit ve sülfür saçıyor.doğa ölüyor, tarih yok ediliyor.sokaklar kan gölü.insanların tavuk ölüsü kadar değeri yok. sözde barış huzur götürüyor. doğmamış nesillerin hakkını bitiriyor. dünyevi yandaşları alkış tutuyor. olsun büyük amerika, özgürlükler ülkesi! ! ! ! ? ? ? ? ? ? ?
Suriye’deki Iraklı Mülteciler Seks Ticaretine Sürükleniyor
Haber: Alistair Lyon 30 Aralık 2007
ŞAM (Reuters) - Dar ve parıldayan giysileri içindeki yirmi kadar genç Iraklı kadın, yan masalarda oturan Körfez kesimi Araplarının aç bakışları altında gece kulübünün dans pistinde bir o yana bir bu yana geziniyor.
Sahnedeki grup, sabahın ilerleyen saatlerine kadar Irak şarkıları çalıyor, masalarda oturanlar dans eden kızlara katılıyor ya da onları oturmaları için yanlarına çağırıyor. Arabayla Şam’ın yarım saat uzaklığındaki neon ışığıyla aydınlatılmış bu loş ortamda neyin alınıp verildiği pek belli değil
Henüz daha ilk gençlik yıllarını yaşayan dansçıların kimisi konuşmaya yanaşmıyor ancak içlerinden birisi ailelerine bakmak için başka bir yol olmadığını söylüyor. “Babam Irak’ta öldürüldü ve elimizdeki para bitti,” diye konuşuyor siyah ve gümüşi renkte bir elbise giymiş esmer kız.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNCHR) bunu, “hayatta kalma seksi” olarak adlandırıyor: Ülkelerindeki vahşetten kaçmalarının ardından, parasız kalan Iraklı mültecilerin hayatta kalmak için başvurdukları umutsuz bir yol.
Bunun düşüncesi bile Suriye’deki 1,5 milyon Iraklının midesinin bulanmasına yetiyor. Ancak geçim derdi, kimilerini Şam’ın varoşlarındaki küçücük apartmanları başka ailelerle paylaşmaya, kimilerini de çocuklarını işe sokup gencecik kızlarını evlendirmeye zorlamış.
Iraklı Kadınların İradesi Derneği başkanı Hana İbrahim’e göre bazen bu tür evlilikler gencecik gelinlerin pazarlandığı fuhuş ortamını maskelemek için kullanılıyor.
Şii Müslümanlarının Muta evliliği olarak kabul ettiği “geçici evliliğin” seks ticaretinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir başka yol olduğunu da sözlerine ekliyor. “Muta (geçici) nikâhı sadece Şiiler için geçerli; ancak Sünnilerin de kendilerine ait başka yolları olmadığını kim söyleyebilir? ”
UNCHR temsilcisi Laurens Jolles, “hayatta kalma seksi”nin artışının, ülkeye gelen mültecilerin yoksullaşmasıyla doğru orantılı olduğunu belirtti.
“Gün geçmiyor ki kendi rızasıyla ya da ailece verilen karar doğrultusunda bir başka kadın aile bütçesine destek olup çocuklarına bakmak için gece kulübünde çalışmaya başlamasın.”
Bazıları gözaltına alınıyor. Çıkanların çoğunun kefaletini onları çalıştıranlar ödüyor. Bunun ardından onları yine sokaklar bekliyor.
Yoksulluk, mültecileri ülkelerine geri dönmeye zorlayan en büyük etken. UNCHR’nin verdiği rakamlara göre, her gün gelen 500 kişiye karşılık 1500 kişi Irak’a geri dönüyor.
Kasımda yapılan bir araştırma %46’lık kesimin maddi zorluk, %26’lık kesiminse dolan vize süresi yüzünden döndüğünü gözler önüne serdi. Suriye son dönemde ülkeye giriş ve ikametgâh kurallarını sertleştirdi.
ONUR SAVAŞI
Yoksullukla cebelleşen yüzlerce Iraklı mültecinin arasında, hayatına onurlu bir şekilde devam etmek isteyen aileler var.
34 yaşındaki yeşil başörtülü Rukiye Fadhil “Kendi geleceğimizi düşünmüyoruz, sadece çocuklarımızın geleceği önemli bizim için,” diyor ve etrafını çevreleyen acı gerçeğe rağmen gülümsemeye devam ediyor.
Kocası Fallah Jaheel, Bağdat’ın güneyinde bulunan Babil’de işlettiği cep telefonu dükkânında vurulmuş, belden aşağısı tutmuyor, Rukiye’nin günleri kocasına bakmakla geçiyor.
Çift, Jaheel’in hastanede yattığı yedi ay boyunca çıkan masrafları ödeyebilmek için evini satmış, ardından da 7 ve 11 yaşındaki çocuklarıyla Suriye’ye kaçmış. Iraklı nüfusunun kalabalık olduğu Şam’ın yoksul mahallesi Seyyid Zeyneb’de bir sene yaşadıktan sonra birikimleri erimiş ve yardıma muhtaç hale gelmişler. Yabancı kuruluşlardan destek almaya çalışırlarken, Jaheel’in tedavisinin yapılması için yurt dışına gitmelerini sağlayacak paranın bir gün ellerine geçeceğini de umut eder olmuşlar.
UNCHR ve kardeş dernekler belirleyebildiği her Iraklı mülteci aileye yiyecek ve nakit yardımı yapmakta.
Gelecek iki ay en az 200.000 kişiye yiyecek paketi vermeyi planlıyorlar. Şu anda bu rakam 51.000. Aralık sonunda 7000 aile ayda her ay 100 dolar alıyor olacak.
Soyadını vermek istemeyen 39 yaşındaki Büşra, mülteci olarak yaşamanın getirdiği zorluklar ve yabancı bir ülkede ailesine bakmak için verdiği mücadelenin onu zaman zaman umutsuzluğa sürüklediğini anlatıyor.
Sorunlar, üç erkek kardeşi Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin’in emriyle öldürülünce başlamış. Bu olaylar kocasının ondan ayrılmasını ve kardeşlerinin eşlerinin de çocukları terk etmesini tetiklemiş.
Böylece Büşra, sadece bir tanesinin kendisinin olduğu dokuz çocuk ve hasta annesiyle kalakalmış. Çocuklardan biri Irak’taki Şii milislerce öldürülmüş. En büyükleri (21) Sufyan ise işkence gördüğünden ötürü çalışamaz halde, gün boyunca oturup sadece televizyon izliyor.
Aile üyelerinin uyuduğu rutubetli, soğuk odada göz yaşlarını tutamayan Büşra “Allahım, öyle yoruldum ki... Bunun adı hayat mı? Saddam zamanında da hayat değildi bizimkisi, ondan sonrasında da olmadı,” şeklinde konuşuyor.
Başını kara bir eşarpla bağlamış annesi ise Bağdat’ta rahat rahat yaşadıkları günleri hatırlayarak, Şam’da oturdukları dairenin, eskiden oturdukları evin holü kadar olduğunu söylüyor.
“Beni Irak’a götürün n’olur, orada ölmek istiyorum,” diye yalvarıyor.
Irak’ta fotoğrafçılık ve kuaförlük yapan Büşra Şam’da işsiz kalmış. Çünkü Iraklı mültecilerin Şam’da çalışma izinleri yok. Büyük oğlanlardan biri, şantiyelerden birinde günlüğü üç dolara işçilik yapıyormuş.
Büşra bir şekilde aileyi bir arada tutmayı başarmış. Ancak benzer koşullardaki mültecilerin çocuklarını nasıl çalışmaya ya da dilenmeye yolladığını; sosyal ve dini tabuların nasıl bir kenara atıldığını; eşlerin nasıl pavyonlara ve tartışmalı evliliklere itilebildiğini bu şekilde kolaylıkla görebiliyoruz.
herkez bu savaşın petrol yada benzeri birşey için yapıldığını sanıyor evet petrolle alakalı ama sandığınız şekliyle değil.. asıl sorun amerikan dolarını korumak adına yapıldı..neden? . amerikan doları dünyada dolaşır her devletin kasasında vardır o yada bu şekilde.devletlerin kasasındaki o doların orda bulunma sebebi petrol satın almak adına bulundurur dünyada petrol satın almak istiyorsanız karşılığında dolarları ödemeniz gerekir ki bu doların karşılığı yoktur ..evet evet yanlış duymadınız yoktur. bir şekilde bu doları birşey satarak elde etmeniz gerekir mal satarsınız yani ihracat yada karşılığınca altın ödeyerek dünyada herşeyi belirleyen şeyle aslında 1ons altın verip karşılığında amerikan doları alırsınız..ırak savaştan evvel sattığı doların karşılığını euro üzerinden istediğini bm ye bildirdi hemen 11 eylül oluverdi..ne tesadüf amerikan yalakası laden birden bu operasyonu yaptı.. şimdide iran euroyla ödenmesini istiyor ve başı dertte rusyada sattığı doğalgaz ve petrol karşılığında ruble olarak isteyecek kısa süre sonra venezüela düşündüğünü söyledi hepsiylede amerika sorunlu ..doları kaybederse sonunun geleceğinin farkında düşünsenize bir parça pamuk verip bir sürü şey satın alabilirsiniz(dolar pamuktan yapılır kağıttan değil) kim bu saltanatı kaybetmek isterki... bir kaç ton pamuk için 1 milyon ıraklı ölse kimin umurunda..bazılarını müslümanlara karşı yaptığını sanabilir..islam büyük bir din gerçekten inanan çok ama hani diyorlar ya kanaat önderleri hepsi gerici islamı anlayamamış kimseler müslümanın müslümandan başka düşmanı yok zaten..
Irak savaşı; Yeni çağın emperyalist güçlerinin,ÇAĞDAŞ HAÇLI SEFERİDİR,İnsanlığın yüz karasıdır. Ve, İslam camiasının aptalca seyrettiği DRAMATİK BİR TİYATRODUR.Irak savaşı; Tüm Dünya için,insanlık ayıbı bir işgal olup,Dünya masonlarının projesidir.Bir taşla iki kuş vurmadır.Hem,Açıkça Haçlı seferi hemde nemalanacakları enerji çıkarları.İslam içinde olup çöplenen işbirlikçi kaz'lar bu sahnenin figüranlarıdır.Sonraki sahnelerde bulunabilecekleride mechuldur.
ırakta olanlarlar savaş değil işgaldir. amerika iğrencliğini bir kez daha kanıtlamişdir. çoluk cocuk demeden katledilen onca insan varken amerika hala israrla özgürtlük ıcın yaptık diyebiliyor. ben boyle ozgurluğu kınıyorum. kahrolsun abd
IRAKTA,EHLİ BEYT AŞIKLARININ CAMİLERİNE,NAMAZ ESNASINDA BASKIN DÜZENLEYEN KATİL AMERİKAN ASKERLERİ HEM CAMİYE HASAR VERDİ,HEMDE DUVARLARA 'NO ISLAM,NO MEHDİ' YAZARAK ASIL HEDEFLERİNİN KİMLER OLDUĞUNU GÖSTERMİŞ OLDU!
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir camiyi basan ABD güçlerinin, duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' gibi yazılar yazdıktan sonra camiye büyük hasar verdiği bildirildi.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir camiyi basan ABD güçlerinin, duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' gibi yazılar yazdıktan sonra camiye büyük hasar verdiği bildirildi. İçişleri Bakanlığı kaynaklarına dayanan bilgilere göre, başkent Bağdat'ın doğusunda yer alan Şii nüfusun yoğun olduğu el-Şaab Mahallesi'ndeki el-Şurufiye Camii'ne baskın düzenleyen Amerikan ordusu, ibadethanenin duvarlarına 'No İslam' ve 'No Mehdi' gibi çirkin yazılar yazarak, Müslümanları kışkırttı. Mübarek Ramazan ayında teravih vaktinde gerçekleştirildiği belirtilen baskında, camiyi talan eden askerlerin, Iraklı Şii din adamı Mukteda el-Sadr'ın fotoğraflarını da yerlere atarak resmin üzerine sprey boya ile çarpı işareti yaptığı kaydedildi. Baskında ayrıca 2 kişinin de ABD askerlerince gözaltına alındığı öğrenildi. örgü tanıklarından Ahmed Cafer, ABD güçlerinin camiye saldırı düzenlediğini söyleyerek, 'Camiye saldırdılar. Her tarafı dağıtıp duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' yazdılar. Kütüphaneyi dağıttılar. Bu olay İslam dünyası için gurur incitici' dedi. Cafer, El-Sadr'ın yerdeki posterini göstererek, Şii din adamının fotoğrafının askeri güçlerce çizildiğini belirtti. Amerikan güçleri geçen yıl da ülkenin batısındaki Sünni direnişin kalbi olarak bilinen Felluce'de bir camiyi hedef almış, saldırıda cemaatten 3 kişi hayatını kaybederken, 7 Iraklı da yaralanmıştı. Gece baskınıyla ilgili ABD ordusundan şu ana kadar herhangi bir açıklama gelmezken, hükümet yetkilileri de sessizliğini koruyor.
Zikr-i Hakikatimizdir... ______________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
Masum insanlar hergün durmadan artarak öldürülürken... İslam dünyası adı verilen ve sözde konsey kuran topluluğun insanı çıldırtan sessizliği ve korkaklığı! ! ! aynı zamanda kardeşlerimiz dedikleri insanların ölümüne direkt olarak ortak olmaları...... ülkelerini üs olarak kullandırarak lojistik katiller olarak anılmaları gerekiyiyor! ! !
Bütün dünyanın gözünün içine bakarak ve sırıtarak yalan söylemektir.Bir sinema filmi vardı. İzleyenler olmuştur. ÇILGIN MARSLILAR.Marslılar dünyayı ziyaret ettikletinde silahlarını insanların üzerine doğrultmuş ve pişkin bir şekilde şu sözleri söylemişlerdi -barış için geldik! ! ! ! ! ! sonra ne mi oldu.dünyayı yerle bir ettiler -barış için geldik.!
Bush'un kovboyculuk oynamayı özlemesinden, ABD filmlerinde olduğu gibi dünyanın kontrolünün Amerikanın elinde olduğunu ispatlamak için ve en önemlisi petrol kaynaklarına konmak için 'ırak'ı özgürleştircez, nükleer silahları var' gibi havadan bahanelerle yapılmış savaştır.
amerikanın petrol sömürüsü ve ilerde gerçekleştirecegi planlara kapı açan bu sebeplerin altında ezilen bir yıgın insanın feryadı kulaklarımda çınlıyor.müslüman müslümanı vuruyor amerikan katillerinin istegiyle.bir sürü günahsız bebekler analar babalar katlediliyor geriye çaresizlik kalıyor
ABD Irak da başarısız oldu diyenlerin hepsi aldanıyor... -ABD ne istedi petrol... Hergün petroller körfezden pompalanarak ABD İSrail ve İngiltereye gidiyor...Petrol bölgelerinde dikkat edin hiç olay olmuyor... -ABD ne istedi Kürdistanı kurmak...zaten Kuzeyde yarı bağımsız bir kürt bölgesi var...bakın kürt şehirlerinde ne çatışma oluyor ne bombalanma olayı... -ABD ne istedi İsrailin ortadoğuda korumak... İsrail doğudan hain Ürdün güneyden hain Suudi tarafından zaten güvende kuzeydoğudan Irakla güvene alındı sadece kuzeyde Lübnan yani dolayısıyla Suriye kaldı... -ABD ne istedi Irak ı parçalamak... Irak zaten şu anda parçalanmış durumda merkezde sünniler kuzeyde kürtler güneyde şiiler zaten egemen durumda ve üç kesimde biribirini hiç sevmiyor... -ABD ne istedi karşısında bütün bir ırak halkı görmemek... eee hergün olaylar katliamlar ve bilanço 4 yılda resmi 600.000 gayri resmi 1 milyondan fazla insan öldü...sünniler şiileri şiiler sünnileri sanki 1000 yıllık düşmancasına acımasızca katlediyor...kuzeyde kürtlere dokunan yok...arasıra etliye sütlüye dokunmadığı için Türkmenlere oluyor... -ABD ne istedi iki işgal ile doğuyu kontrol altına almak... Uzakdoğuda zaten Japonya ve Güney Koreyle kontrol noktaları var...Ortadoğudada Irak la Orta Asyadada Afganistan la oldu...Kafkasyada da zaten Gürcistanla var... ayrıca bilindiği gibi ABD Irak a yüzde yüz petrol için girmedi... girmesinin asıl sebebi İsrailin güvenliğini sağlamaktı...
bence Amerika ırak'ın petrolerini sömürmek için ırak'a savaş açtı çünkü amerikada'da fazla nüfüs oldugu için her geçen gün petrol sıkıntısı daha çok artıyor bu yüzden ırak'a savaş açtı. ırak'ın yer altı kaynakları çok fazla oldugu için ırak'a savaş açmayı tercih etti.bence ırak'la savaşını bitirdikten sonra iran'a yada Türkiye'ye savaş açıcak
Dolar'ın saltanatının sürmesi için çıkarılmış savaş.Amerika'nın son demlerini yaşadığının kanıtı olan savaş.Yahudi'lerin koşmasının gerektiğini hatırlatan savaş.
amerikanın ırakta ne hakkı varsa. bi adamda çıkıp ona kardeşim sanane demedi orda olanlar için. şimdi kalkmış,, ıraktaki insanlara acıyolar...kendi aptallıklarına kim acıyacak.....? ? ? ama yinede ıraklılar koşulsuz işgaldense direnişi tercih ettiler....bu savaşta demek olsa, kapı komşumuzun koşulsuz küçük amerika olmasından iyidir.! ! ! !
ırak savaşı deyince kürtlerin kendi din kardeşlerine ihaneti ve düşmanla iş birliği aklıma geliyor yazık çok yazık müslümanlar kendi kendilerini vuruyorlar kardeş kanı akıyor EFENDİMİZin veda hutbesini okuyun ALLAH ıraklı müslümanların yardımcısı olsun
Bu satırlar belki de dünyanın dengelerini değiştiren Irak'taki savaşın ABD tarafından nasıl kazanıldığı ile ilgili bugüne kadar tam olarak aydınlatılmamış çok önemli noktaların gün ışığına çıkarılmasında önemli katkıda bulunacak. Çünkü bize anlatılanlar 2003 Martı'nda başlayan Irak savaşı öncesi Amerikalıların gizli operasyonlarla neler yaptığını, Irak'ı nasıl çökerttiğini ve bunları yaparken Türk topraklarını nasıl kullandığını gözler önüne seriyor.
Bir bölümü ile ilgili şimdiye dek ufak tefek konular gündeme gelse de, bu anlatılanlar öyle gizli ve hayati operasyonlar ki, Saddam Hüseyin'in o efsane Cumhuriyet muhafızlarının ya da istihbarat örgütü Muhaberat'ın direnişte en ufak bir varlık gösteremediğine dair bir çok şifrelerin kodlarını veriyor. Tabii ki bu olayları ispat edebilmemiz, zaman tüneline girip o günlerde kameralar gezdirmemiz mümkün değil. Belki de, Amerikalılar bu iddiaların doğru olmadığı açıklamasını yapacak. Ama, bu olayları bize anlatanların o günlerde çok kritik noktalarda bulunan ve asla yalan söylemeyecek kişiler olduğunu söylemekte yarar var. Bu olaylar serisi aynı zamanda ABD'ye de aslında bir cevap niteliği taşıyor. Çünkü, Ankara Washington'a her fırsatta Kuzey Irak'ta terör örgütü PKK ile mücadelede ağırdan aldığı konusunda yüklendikçe, ABD'de de doğrudan veya dolaylı Türkiye'ye, 'Siz de 1 Mart 2003'de askerlerimizin Kuzey Irak'a geçişine izin vermediniz. Bu da kuzeyden kuşatma imkanımızı engelledi. Güvenlik zaafı doğdu. Bugün 3 binden fazla kayıp vermemizde bunun da rolü var' yanıtını veriyor. Ama, ABD'nin bu yaptıklarını görünce tezkere ilgili şikayetinin ne kadar havada kaldığı bir kez daha anlaşılıyor. Şimdi gelin, 2003 yılının OcakMart ayları arasında yaşanan bu esrarengiz gelişmeler serisine bir bakalım. Şubat ayı başları... Dünya Irak savaşı ile ilgili tedirgin bir bekleyiş içinde. ABD'nin CIA ve diğer askeri istihbarat birimleri yavaş yavaş bölgeye intikal ediyor. Bir bölümü güneyden Irak'a sızıyor. Diğer bir bölümü de çok yakından tanıdığımız bir yere, İncirlik'e iniyor. Oradan da, takma isimler ve yerel kıyafetleri ile Türkiye üzerinden 'saha çalışmasına' başlamak üzere Irak'a geçiyor.
Tam 45 gün Irak'ta Muhaberat ve Cumhuriyet Muhafızlarının üst düzey isimleri ile gizli pazarlıklar yapılıyor. İkna çalışmasının amacı, bu isimlerin birlikleri ile birlikte savaşa katılmaması. Karşılığında kendilerine, Amerika'da aileleri, yakın kurmayları ile birlikte yeni bir kimlik ve yeni bir hayat teklif ediliyor. Saddam belki de idama giden yolda ilk ihanetle o anda karşılaşıyor. Adamlarının önemli bir bölümü bu teklifi kabul ediyor. Amerikan ordusu Bağdat'a yaklaşıyor. Büyük savaş burada bekleniyor. Ama Irak'ın başkentine girildiğinde Amerikan istihbaratının aslında zaferi çoktan kazandığı ortaya çıkıyor. Çünkü, kayda değer doğru dürüst büyük bir çatışma bile olmuyor. Kritik komutanların ciddi bir bölümü ülkeyi terk ettiği ve askerlerin başıboşlukta dağıldığı anlaşılıyor. O sırada, İncirlik Hava Üssünden kalkan C-5 ve C-17 uçakları daha önce hiç taşımadıkları yolcuları ile Amerika yolunda Atlantik Okyanusu üzerinde. Kimi uçaklar da çoktan bu Arap yolcularını Amerika'ya indirmiş durumda.
Yani, ABD, Irak Ordusu ve istihbaratının çökertilmesinde ikna ettiği Iraklı önemli kurmay isimleri Habur sınır kapısından karayolu ile gizlice İncirlik'e getiriyor. Oradan da, yeni hayatlarına uçuruyor. 300'den fazla Iraklı yetkili ve aileleri bu yolla Amerika'ya gönderiliyor. Büyük bölümü Orta Amerika'da olmak üzere yeni kimlikleri ve gizli devlet koruma sistemi ile önlerindeki hayata yelken açıyor. Bütün bunlar da, Amerikan askerlerinin kuzeyden girmesi veya girmemesinin kazanılan zaferde ne kadar küçük bir detay olduğunu ortaya çıkarıyor. Tüm bu kafa karışıklığını yaşarken, 11 Eylül saldırılarının ardından hassas noktalarda görev yapmış bir Türk yetkili gülümsüyor ve anlatmaya devam ediyor:
'Şaşırmayın, 11 Eylül'ün ardından Türk sınırından Irak'a sızan CIA birliklerinin detayları da var. Hatta, rahmetli İsmail Cem'e ABD'nin bu teklifi yapılıyor. İsmail Bey, Washington'dan gelen bu talebe 'Beni aşar' diyerek yanıt veremiyor. Konu dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit'e intikal ediyor. O da 'Tamam' diyor. Tüm bunlara tanıklık eden diplomat arkadaşlar hala görevde.'
Zaman ilerliyor, gerçekler birer birer ortaya çıkıyor.
Yazık türkmen dostlarıma. Yazık araplara ve Kürtlere. Birbirine düşürdüler herkesi. Olan türkmenlere oldu. Irak direnirken demokrasiyi düşünmek ve konuşmak ne acı.
Irak'a vaktiyle asker göndermeyen türkiye şimdi haline yansın. 2 peşmerge tugayı gönderildi kasaplığa. Tebrikler Erdoğan.
Kürtlere, vatan haini diyen Türk kardeşlerimizden bazıları gidip zamanında incirliğe Türk bayrağını dikeceklerdi.
Sağcı arkadaşlarla da ortak isteklerimiz var bunların başında Irak geliyor.
Duadan başka yapılabilecek birşey yok mu? Allah görmüyor mu bu çekilenleri bu acıları? Niçin hiçbirşey yapmıyor müslümanların böyle mahvolmasına.
Ben kürdüm, hayatımda bununla gurur duydugum kadar hiçbirşeyle gurur duymadım. Ama o pisliklerden değilim. Kan üzerine kurulu bir vatanda yaşayabilecek kadar onursuz değilim.
Ortalama 70 yıl olan bu ömrümüzü kan ile savaş ile geçirmek neden? Allahı kulu olmamızdan-toplumu da ferdi olmamızdan onurlandıracak işler yapmak gerek.
Şimdi 600.000 kürt ırak'a gitti. 20.000 dolar veriliyor gidene. İmkânlar sunuluyor. Kürtleri Türkler ile birbirine düşürenler yarın onları da kendi içinde birbirine düşürecek. Amerikanın getireceği barış belli.
Vaktiyle ıraka asker göndermeyerek ırakta olanlara göz yuman sevgili erdoğanın destek olduğu vahşet. Şimdi 2 peşmerge tugayının kasaplığa gittiği yer ırak. Sağcı'nın ve Solcu'nun sanırım bu ülkede ilk defa ortak dileği IRAKTA BARIŞ...
YAZIK! ! amerika sunnilerle siileri birbirine düsürdü...sonra olmaz böyle sey bu devlete demokrati lazim biseyler yapmamiz gerekiyor bunlar terörist diye memleketlerine girdi...bi güzel temizlediler saddami öldürdüler...eeee amerika bu burnunu sokmadan olurmu? iraklilara insan olmayi ögretti,isgence yaparak insanaliga yakismayan yöntemlerle insanligi ögretti..ahh su kapitalizm hepsi onun basinin altindan cikiyo
Petrol olmasa ABD nin adını hatırlamayacağı bir yer. Iraklı çocuklar babalarına şimdi şunu soruyorlarmış 'Baba demokrasiden sonra hayat varmı? '
Amerika petrol içiyor karbon monoksit ve sülfür saçıyor.doğa ölüyor, tarih yok ediliyor.sokaklar kan gölü.insanların tavuk ölüsü kadar değeri yok. sözde barış huzur götürüyor. doğmamış nesillerin hakkını bitiriyor. dünyevi yandaşları alkış tutuyor. olsun büyük amerika, özgürlükler ülkesi! ! ! ! ? ? ? ? ? ? ?
deriNden bir ahh:( pislik aMerika:(
IRAKTAKİ KADINLAR SURİYEDE FUHUŞA İTİKLENİYOR
Suriye’deki Iraklı Mülteciler Seks Ticaretine Sürükleniyor
Haber: Alistair Lyon
30 Aralık 2007
ŞAM (Reuters) - Dar ve parıldayan giysileri içindeki yirmi kadar genç Iraklı kadın, yan masalarda oturan Körfez kesimi Araplarının aç bakışları altında gece kulübünün dans pistinde bir o yana bir bu yana geziniyor.
Sahnedeki grup, sabahın ilerleyen saatlerine kadar Irak şarkıları çalıyor, masalarda oturanlar dans eden kızlara katılıyor ya da onları oturmaları için yanlarına çağırıyor. Arabayla Şam’ın yarım saat uzaklığındaki neon ışığıyla aydınlatılmış bu loş ortamda neyin alınıp verildiği pek belli değil
Henüz daha ilk gençlik yıllarını yaşayan dansçıların kimisi konuşmaya yanaşmıyor ancak içlerinden birisi ailelerine bakmak için başka bir yol olmadığını söylüyor. “Babam Irak’ta öldürüldü ve elimizdeki para bitti,” diye konuşuyor siyah ve gümüşi renkte bir elbise giymiş esmer kız.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNCHR) bunu, “hayatta kalma seksi” olarak adlandırıyor: Ülkelerindeki vahşetten kaçmalarının ardından, parasız kalan Iraklı mültecilerin hayatta kalmak için başvurdukları umutsuz bir yol.
Bunun düşüncesi bile Suriye’deki 1,5 milyon Iraklının midesinin bulanmasına yetiyor. Ancak geçim derdi, kimilerini Şam’ın varoşlarındaki küçücük apartmanları başka ailelerle paylaşmaya, kimilerini de çocuklarını işe sokup gencecik kızlarını evlendirmeye zorlamış.
Iraklı Kadınların İradesi Derneği başkanı Hana İbrahim’e göre bazen bu tür evlilikler gencecik gelinlerin pazarlandığı fuhuş ortamını maskelemek için kullanılıyor.
Şii Müslümanlarının Muta evliliği olarak kabul ettiği “geçici evliliğin” seks ticaretinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir başka yol olduğunu da sözlerine ekliyor. “Muta (geçici) nikâhı sadece Şiiler için geçerli; ancak Sünnilerin de kendilerine ait başka yolları olmadığını kim söyleyebilir? ”
UNCHR temsilcisi Laurens Jolles, “hayatta kalma seksi”nin artışının, ülkeye gelen mültecilerin yoksullaşmasıyla doğru orantılı olduğunu belirtti.
“Gün geçmiyor ki kendi rızasıyla ya da ailece verilen karar doğrultusunda bir başka kadın aile bütçesine destek olup çocuklarına bakmak için gece kulübünde çalışmaya başlamasın.”
Bazıları gözaltına alınıyor. Çıkanların çoğunun kefaletini onları çalıştıranlar ödüyor. Bunun ardından onları yine sokaklar bekliyor.
Yoksulluk, mültecileri ülkelerine geri dönmeye zorlayan en büyük etken. UNCHR’nin verdiği rakamlara göre, her gün gelen 500 kişiye karşılık 1500 kişi Irak’a geri dönüyor.
Kasımda yapılan bir araştırma %46’lık kesimin maddi zorluk, %26’lık kesiminse dolan vize süresi yüzünden döndüğünü gözler önüne serdi. Suriye son dönemde ülkeye giriş ve ikametgâh kurallarını sertleştirdi.
ONUR SAVAŞI
Yoksullukla cebelleşen yüzlerce Iraklı mültecinin arasında, hayatına onurlu bir şekilde devam etmek isteyen aileler var.
34 yaşındaki yeşil başörtülü Rukiye Fadhil “Kendi geleceğimizi düşünmüyoruz, sadece çocuklarımızın geleceği önemli bizim için,” diyor ve etrafını çevreleyen acı gerçeğe rağmen gülümsemeye devam ediyor.
Kocası Fallah Jaheel, Bağdat’ın güneyinde bulunan Babil’de işlettiği cep telefonu dükkânında vurulmuş, belden aşağısı tutmuyor, Rukiye’nin günleri kocasına bakmakla geçiyor.
Çift, Jaheel’in hastanede yattığı yedi ay boyunca çıkan masrafları ödeyebilmek için evini satmış, ardından da 7 ve 11 yaşındaki çocuklarıyla Suriye’ye kaçmış. Iraklı nüfusunun kalabalık olduğu Şam’ın yoksul mahallesi Seyyid Zeyneb’de bir sene yaşadıktan sonra birikimleri erimiş ve yardıma muhtaç hale gelmişler. Yabancı kuruluşlardan destek almaya çalışırlarken, Jaheel’in tedavisinin yapılması için yurt dışına gitmelerini sağlayacak paranın bir gün ellerine geçeceğini de umut eder olmuşlar.
UNCHR ve kardeş dernekler belirleyebildiği her Iraklı mülteci aileye yiyecek ve nakit yardımı yapmakta.
Gelecek iki ay en az 200.000 kişiye yiyecek paketi vermeyi planlıyorlar. Şu anda bu rakam 51.000. Aralık sonunda 7000 aile ayda her ay 100 dolar alıyor olacak.
Soyadını vermek istemeyen 39 yaşındaki Büşra, mülteci olarak yaşamanın getirdiği zorluklar ve yabancı bir ülkede ailesine bakmak için verdiği mücadelenin onu zaman zaman umutsuzluğa sürüklediğini anlatıyor.
Sorunlar, üç erkek kardeşi Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin’in emriyle öldürülünce başlamış. Bu olaylar kocasının ondan ayrılmasını ve kardeşlerinin eşlerinin de çocukları terk etmesini tetiklemiş.
Böylece Büşra, sadece bir tanesinin kendisinin olduğu dokuz çocuk ve hasta annesiyle kalakalmış. Çocuklardan biri Irak’taki Şii milislerce öldürülmüş. En büyükleri (21) Sufyan ise işkence gördüğünden ötürü çalışamaz halde, gün boyunca oturup sadece televizyon izliyor.
Aile üyelerinin uyuduğu rutubetli, soğuk odada göz yaşlarını tutamayan Büşra “Allahım, öyle yoruldum ki... Bunun adı hayat mı? Saddam zamanında da hayat değildi bizimkisi, ondan sonrasında da olmadı,” şeklinde konuşuyor.
Başını kara bir eşarpla bağlamış annesi ise Bağdat’ta rahat rahat yaşadıkları günleri hatırlayarak, Şam’da oturdukları dairenin, eskiden oturdukları evin holü kadar olduğunu söylüyor.
“Beni Irak’a götürün n’olur, orada ölmek istiyorum,” diye yalvarıyor.
Irak’ta fotoğrafçılık ve kuaförlük yapan Büşra Şam’da işsiz kalmış. Çünkü Iraklı mültecilerin Şam’da çalışma izinleri yok. Büyük oğlanlardan biri, şantiyelerden birinde günlüğü üç dolara işçilik yapıyormuş.
Büşra bir şekilde aileyi bir arada tutmayı başarmış. Ancak benzer koşullardaki mültecilerin çocuklarını nasıl çalışmaya ya da dilenmeye yolladığını; sosyal ve dini tabuların nasıl bir kenara atıldığını; eşlerin nasıl pavyonlara ve tartışmalı evliliklere itilebildiğini bu şekilde kolaylıkla görebiliyoruz.
[Kaynak: Reuters
Çeviren: Solun Doğusu]
WWW.SOLUNDOGUSU.NET
yabancıların İrakta kalmaya kader bu savaşı bitirmek mumkun değil. Her bir kadar batılılar orada kalırsa bu daha tehlikeli olacakdir.
herkez bu savaşın petrol yada benzeri birşey için yapıldığını sanıyor evet petrolle alakalı ama sandığınız şekliyle değil.. asıl sorun amerikan dolarını korumak adına yapıldı..neden? . amerikan doları dünyada dolaşır her devletin kasasında vardır o yada bu şekilde.devletlerin kasasındaki o doların orda bulunma sebebi petrol satın almak adına bulundurur dünyada petrol satın almak istiyorsanız karşılığında dolarları ödemeniz gerekir ki bu doların karşılığı yoktur ..evet evet yanlış duymadınız yoktur. bir şekilde bu doları birşey satarak elde etmeniz gerekir mal satarsınız yani ihracat yada karşılığınca altın ödeyerek dünyada herşeyi belirleyen şeyle aslında 1ons altın verip karşılığında amerikan doları alırsınız..ırak savaştan evvel sattığı doların karşılığını euro üzerinden istediğini bm ye bildirdi hemen 11 eylül oluverdi..ne tesadüf amerikan yalakası laden birden bu operasyonu yaptı.. şimdide iran euroyla ödenmesini istiyor ve başı dertte rusyada sattığı doğalgaz ve petrol karşılığında ruble olarak isteyecek kısa süre sonra venezüela düşündüğünü söyledi hepsiylede amerika sorunlu ..doları kaybederse sonunun geleceğinin farkında düşünsenize bir parça pamuk verip bir sürü şey satın alabilirsiniz(dolar pamuktan yapılır kağıttan değil) kim bu saltanatı kaybetmek isterki... bir kaç ton pamuk için 1 milyon ıraklı ölse kimin umurunda..bazılarını müslümanlara karşı yaptığını sanabilir..islam büyük bir din gerçekten inanan çok ama hani diyorlar ya kanaat önderleri hepsi gerici islamı anlayamamış kimseler müslümanın müslümandan başka düşmanı yok zaten..
Tarihin utanç sahnesi...
Irak savaşı; Yeni çağın emperyalist güçlerinin,ÇAĞDAŞ HAÇLI SEFERİDİR,İnsanlığın yüz karasıdır. Ve, İslam camiasının aptalca seyrettiği DRAMATİK BİR TİYATRODUR.Irak savaşı; Tüm Dünya için,insanlık ayıbı bir işgal olup,Dünya masonlarının projesidir.Bir taşla iki kuş vurmadır.Hem,Açıkça Haçlı seferi hemde nemalanacakları enerji çıkarları.İslam içinde olup çöplenen işbirlikçi kaz'lar bu sahnenin figüranlarıdır.Sonraki sahnelerde bulunabilecekleride mechuldur.
ırakta olanlarlar savaş değil işgaldir. amerika iğrencliğini bir kez daha kanıtlamişdir. çoluk cocuk demeden katledilen onca insan varken amerika hala israrla özgürtlük ıcın yaptık diyebiliyor. ben boyle ozgurluğu kınıyorum. kahrolsun abd
Kimden: Mehdi*nin zuhuru yakındır... (Bay, 34)
Kime: Grup: Alevi Kıyamı Hak-Mehdî Zuhuru Hak...
Tarih: 24.9.2007 12:33 (GMT +2:00)
Konu: 'NO İSLAM,NO MEHDİ'
IRAKTA,EHLİ BEYT AŞIKLARININ CAMİLERİNE,NAMAZ ESNASINDA BASKIN DÜZENLEYEN KATİL AMERİKAN ASKERLERİ HEM CAMİYE HASAR VERDİ,HEMDE DUVARLARA 'NO ISLAM,NO MEHDİ' YAZARAK ASIL HEDEFLERİNİN KİMLER OLDUĞUNU GÖSTERMİŞ OLDU!
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir camiyi basan ABD güçlerinin, duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' gibi yazılar yazdıktan sonra camiye büyük hasar verdiği bildirildi.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir camiyi basan ABD güçlerinin, duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' gibi yazılar yazdıktan sonra camiye büyük hasar verdiği bildirildi.
İçişleri Bakanlığı kaynaklarına dayanan bilgilere göre, başkent Bağdat'ın doğusunda yer alan Şii nüfusun yoğun olduğu el-Şaab Mahallesi'ndeki el-Şurufiye Camii'ne baskın düzenleyen Amerikan ordusu, ibadethanenin duvarlarına 'No İslam' ve 'No Mehdi' gibi çirkin yazılar yazarak, Müslümanları kışkırttı. Mübarek Ramazan ayında teravih vaktinde gerçekleştirildiği belirtilen baskında, camiyi talan eden askerlerin, Iraklı Şii din adamı Mukteda el-Sadr'ın fotoğraflarını da yerlere atarak resmin üzerine sprey boya ile çarpı işareti yaptığı kaydedildi. Baskında ayrıca 2 kişinin de ABD askerlerince gözaltına alındığı öğrenildi. örgü tanıklarından Ahmed Cafer, ABD güçlerinin camiye saldırı düzenlediğini söyleyerek, 'Camiye saldırdılar. Her tarafı dağıtıp duvarlara 'No İslam', 'No Mehdi' yazdılar. Kütüphaneyi dağıttılar. Bu olay İslam dünyası için gurur incitici' dedi. Cafer, El-Sadr'ın yerdeki posterini göstererek, Şii din adamının fotoğrafının askeri güçlerce çizildiğini belirtti. Amerikan güçleri geçen yıl da ülkenin batısındaki Sünni direnişin kalbi olarak bilinen Felluce'de bir camiyi hedef almış, saldırıda cemaatten 3 kişi hayatını kaybederken, 7 Iraklı da yaralanmıştı. Gece baskınıyla ilgili ABD ordusundan şu ana kadar herhangi bir açıklama gelmezken, hükümet yetkilileri de sessizliğini koruyor.
Zikr-i Hakikatimizdir...
______________________
Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah...
Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
Masum insanlar hergün durmadan artarak öldürülürken... İslam dünyası adı verilen ve sözde konsey kuran topluluğun insanı çıldırtan sessizliği ve korkaklığı! ! !
aynı zamanda kardeşlerimiz dedikleri insanların ölümüne direkt olarak ortak olmaları...... ülkelerini üs olarak kullandırarak lojistik katiller olarak anılmaları gerekiyiyor! ! !
Bütün dünyanın gözünün içine bakarak ve sırıtarak yalan söylemektir.Bir sinema filmi vardı. İzleyenler olmuştur. ÇILGIN MARSLILAR.Marslılar dünyayı ziyaret ettikletinde silahlarını insanların üzerine doğrultmuş ve pişkin bir şekilde şu sözleri söylemişlerdi
-barış için geldik! ! ! ! ! !
sonra ne mi oldu.dünyayı yerle bir ettiler
-barış için geldik.!
Bush'un kovboyculuk oynamayı özlemesinden, ABD filmlerinde olduğu gibi dünyanın kontrolünün Amerikanın elinde olduğunu ispatlamak için ve en önemlisi petrol kaynaklarına konmak için 'ırak'ı özgürleştircez, nükleer silahları var' gibi havadan bahanelerle yapılmış savaştır.
amerikanın petrol sömürüsü ve ilerde gerçekleştirecegi planlara kapı açan bu sebeplerin altında ezilen bir yıgın insanın feryadı kulaklarımda çınlıyor.müslüman müslümanı vuruyor amerikan katillerinin istegiyle.bir sürü günahsız bebekler analar babalar katlediliyor geriye çaresizlik kalıyor
ABD Irak da başarısız oldu diyenlerin hepsi aldanıyor...
-ABD ne istedi petrol...
Hergün petroller körfezden pompalanarak ABD İSrail ve İngiltereye gidiyor...Petrol bölgelerinde dikkat edin hiç olay olmuyor...
-ABD ne istedi Kürdistanı kurmak...zaten Kuzeyde yarı bağımsız bir kürt bölgesi var...bakın kürt şehirlerinde ne çatışma oluyor ne bombalanma olayı...
-ABD ne istedi İsrailin ortadoğuda korumak...
İsrail doğudan hain Ürdün güneyden hain Suudi tarafından zaten güvende kuzeydoğudan Irakla güvene alındı sadece kuzeyde Lübnan yani dolayısıyla Suriye kaldı...
-ABD ne istedi Irak ı parçalamak...
Irak zaten şu anda parçalanmış durumda merkezde sünniler kuzeyde kürtler güneyde şiiler zaten egemen durumda ve üç kesimde biribirini hiç sevmiyor...
-ABD ne istedi karşısında bütün bir ırak halkı görmemek...
eee hergün olaylar katliamlar ve bilanço 4 yılda resmi 600.000 gayri resmi 1 milyondan fazla insan öldü...sünniler şiileri şiiler sünnileri sanki 1000 yıllık düşmancasına acımasızca katlediyor...kuzeyde kürtlere dokunan yok...arasıra etliye sütlüye dokunmadığı için Türkmenlere oluyor...
-ABD ne istedi iki işgal ile doğuyu kontrol altına almak...
Uzakdoğuda zaten Japonya ve Güney Koreyle kontrol noktaları var...Ortadoğudada Irak la Orta Asyadada Afganistan la oldu...Kafkasyada da zaten Gürcistanla var...
ayrıca bilindiği gibi ABD Irak a yüzde yüz petrol için girmedi...
girmesinin asıl sebebi İsrailin güvenliğini sağlamaktı...
bence Amerika ırak'ın petrolerini sömürmek için ırak'a savaş açtı çünkü amerikada'da fazla nüfüs oldugu için her geçen gün petrol sıkıntısı daha çok artıyor bu yüzden ırak'a savaş açtı. ırak'ın yer altı kaynakları çok fazla oldugu için ırak'a savaş açmayı tercih etti.bence ırak'la savaşını bitirdikten sonra iran'a yada Türkiye'ye savaş açıcak
Dolar'ın saltanatının sürmesi için çıkarılmış savaş.Amerika'nın son demlerini yaşadığının kanıtı olan savaş.Yahudi'lerin koşmasının gerektiğini hatırlatan savaş.
amerikanın ırakta ne hakkı varsa. bi adamda çıkıp ona kardeşim sanane demedi orda olanlar için. şimdi kalkmış,, ıraktaki insanlara acıyolar...kendi aptallıklarına kim acıyacak.....? ? ? ama yinede ıraklılar koşulsuz işgaldense direnişi tercih ettiler....bu savaşta demek olsa, kapı komşumuzun koşulsuz küçük amerika olmasından iyidir.! ! ! !
bana bu yaz aylarında başlaması muhtemel bir 3.dünya nükleer savaşını hatırlattı muhtemelen hepimiz ölecez en azından
Büyük olayların yetişmesi için ekilen tohum...
Göreceğiz mi bilemeyeceğim ama, çok büyük hadiselere gebe...
Küffarın zilletine şahit olmak dileğiyle....
Az kaldı...
buhs un emperyalizm düşüncesi....
ve müslüman ülkeleri kapsıyor bence...
ırak savaşı deyince kürtlerin kendi din kardeşlerine ihaneti ve düşmanla iş birliği aklıma geliyor yazık çok yazık müslümanlar kendi kendilerini vuruyorlar kardeş kanı akıyor EFENDİMİZin veda hutbesini okuyun ALLAH ıraklı müslümanların yardımcısı olsun
bush un özgürleştireceğim diye katliam yaptığı Irak şu an tsunami felaketinde kaybedilen insanları aşmış durumda
Özgürlük adı altında insanlığa zulüm yapılmakta amaç belli petrol
Tabii Saddam ayrı bir konu
çıkar ugruna masum ınsanların oldurulmesı gunahsız çocukların oksuz yetım kalması emperyalızmın ıgrenç yuzu.
sıra bıze gelıo unutmayalım bunu
Bitince yeni bir savaş başlıycak.O zaman içinde bizde yer alıcaz.
Bu satırlar belki de dünyanın dengelerini değiştiren Irak'taki savaşın ABD tarafından nasıl kazanıldığı ile ilgili bugüne kadar tam olarak aydınlatılmamış çok önemli noktaların gün ışığına çıkarılmasında önemli katkıda bulunacak. Çünkü bize anlatılanlar 2003 Martı'nda başlayan Irak savaşı öncesi Amerikalıların gizli operasyonlarla neler yaptığını, Irak'ı nasıl çökerttiğini ve bunları yaparken Türk topraklarını nasıl kullandığını gözler önüne seriyor.
Bir bölümü ile ilgili şimdiye dek ufak tefek konular gündeme gelse de, bu anlatılanlar öyle gizli ve hayati operasyonlar ki, Saddam Hüseyin'in o efsane Cumhuriyet muhafızlarının ya da istihbarat örgütü Muhaberat'ın direnişte en ufak bir varlık gösteremediğine dair bir çok şifrelerin kodlarını veriyor. Tabii ki bu olayları ispat edebilmemiz, zaman tüneline girip o günlerde kameralar gezdirmemiz mümkün değil. Belki de, Amerikalılar bu iddiaların doğru olmadığı açıklamasını yapacak. Ama, bu olayları bize anlatanların o günlerde çok kritik noktalarda bulunan ve asla yalan söylemeyecek kişiler olduğunu söylemekte yarar var. Bu olaylar serisi aynı zamanda ABD'ye de aslında bir cevap niteliği taşıyor. Çünkü, Ankara Washington'a her fırsatta Kuzey Irak'ta terör örgütü PKK ile mücadelede ağırdan aldığı konusunda yüklendikçe, ABD'de de doğrudan veya dolaylı Türkiye'ye, 'Siz de 1 Mart 2003'de askerlerimizin Kuzey Irak'a geçişine izin vermediniz. Bu da kuzeyden kuşatma imkanımızı engelledi. Güvenlik zaafı doğdu. Bugün 3 binden fazla kayıp vermemizde bunun da rolü var' yanıtını veriyor. Ama, ABD'nin bu yaptıklarını görünce tezkere ilgili şikayetinin ne kadar havada kaldığı bir kez daha anlaşılıyor.
Şimdi gelin, 2003 yılının OcakMart ayları arasında yaşanan bu esrarengiz gelişmeler serisine bir bakalım. Şubat ayı başları... Dünya Irak savaşı ile ilgili tedirgin bir bekleyiş içinde. ABD'nin CIA ve diğer askeri istihbarat birimleri yavaş yavaş bölgeye intikal ediyor. Bir bölümü güneyden Irak'a sızıyor. Diğer bir bölümü de çok yakından tanıdığımız bir yere, İncirlik'e iniyor. Oradan da, takma isimler ve yerel kıyafetleri ile Türkiye üzerinden 'saha çalışmasına' başlamak üzere Irak'a geçiyor.
Tam 45 gün Irak'ta Muhaberat ve Cumhuriyet Muhafızlarının üst düzey isimleri ile gizli pazarlıklar yapılıyor. İkna çalışmasının amacı, bu isimlerin birlikleri ile birlikte savaşa katılmaması. Karşılığında kendilerine, Amerika'da aileleri, yakın kurmayları ile birlikte yeni bir kimlik ve yeni bir hayat teklif ediliyor. Saddam belki de idama giden yolda ilk ihanetle o anda karşılaşıyor. Adamlarının önemli bir bölümü bu teklifi kabul ediyor. Amerikan ordusu Bağdat'a yaklaşıyor. Büyük savaş burada bekleniyor. Ama Irak'ın başkentine girildiğinde Amerikan istihbaratının aslında zaferi çoktan kazandığı ortaya çıkıyor. Çünkü, kayda değer doğru dürüst büyük bir çatışma bile olmuyor. Kritik komutanların ciddi bir bölümü ülkeyi terk ettiği ve askerlerin başıboşlukta dağıldığı anlaşılıyor. O sırada, İncirlik Hava Üssünden kalkan C-5 ve C-17 uçakları daha önce hiç taşımadıkları yolcuları ile Amerika yolunda Atlantik Okyanusu üzerinde. Kimi uçaklar da çoktan bu Arap yolcularını Amerika'ya indirmiş durumda.
Yani, ABD, Irak Ordusu ve istihbaratının çökertilmesinde ikna ettiği Iraklı önemli kurmay isimleri Habur sınır kapısından karayolu ile gizlice İncirlik'e getiriyor. Oradan da, yeni hayatlarına uçuruyor. 300'den fazla Iraklı yetkili ve aileleri bu yolla Amerika'ya gönderiliyor. Büyük bölümü Orta Amerika'da olmak üzere yeni kimlikleri ve gizli devlet koruma sistemi ile önlerindeki hayata yelken açıyor. Bütün bunlar da, Amerikan askerlerinin kuzeyden girmesi veya girmemesinin kazanılan zaferde ne kadar küçük bir detay olduğunu ortaya çıkarıyor. Tüm bu kafa karışıklığını yaşarken, 11 Eylül saldırılarının ardından hassas noktalarda görev yapmış bir Türk yetkili gülümsüyor ve anlatmaya devam ediyor:
'Şaşırmayın, 11 Eylül'ün ardından Türk sınırından Irak'a sızan CIA birliklerinin detayları da var. Hatta, rahmetli İsmail Cem'e ABD'nin bu teklifi yapılıyor. İsmail Bey, Washington'dan gelen bu talebe 'Beni aşar' diyerek yanıt veremiyor. Konu dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit'e intikal ediyor. O da 'Tamam' diyor. Tüm bunlara tanıklık eden diplomat arkadaşlar hala görevde.'
Zaman ilerliyor, gerçekler birer birer ortaya çıkıyor.
Sabah gazetesi / Metehan Demir'in yazısı
aglamayin
savas hayatin gercegi degil midir?
Yazık türkmen dostlarıma. Yazık araplara ve Kürtlere. Birbirine düşürdüler herkesi. Olan türkmenlere oldu. Irak direnirken demokrasiyi düşünmek ve konuşmak ne acı.
Irak'a vaktiyle asker göndermeyen türkiye şimdi haline yansın. 2 peşmerge tugayı gönderildi kasaplığa. Tebrikler Erdoğan.
Kürtlere, vatan haini diyen Türk kardeşlerimizden bazıları gidip zamanında incirliğe Türk bayrağını dikeceklerdi.
Sağcı arkadaşlarla da ortak isteklerimiz var bunların başında Irak geliyor.
Duadan başka yapılabilecek birşey yok mu? Allah görmüyor mu bu çekilenleri bu acıları? Niçin hiçbirşey yapmıyor müslümanların böyle mahvolmasına.
Ben kürdüm, hayatımda bununla gurur duydugum kadar hiçbirşeyle gurur duymadım. Ama o pisliklerden değilim. Kan üzerine kurulu bir vatanda yaşayabilecek kadar onursuz değilim.
Ortalama 70 yıl olan bu ömrümüzü kan ile savaş ile geçirmek neden? Allahı kulu olmamızdan-toplumu da ferdi olmamızdan onurlandıracak işler yapmak gerek.
Şimdi 600.000 kürt ırak'a gitti. 20.000 dolar veriliyor gidene. İmkânlar sunuluyor. Kürtleri Türkler ile birbirine düşürenler yarın onları da kendi içinde birbirine düşürecek. Amerikanın getireceği barış belli.
Vaktiyle ıraka asker göndermeyerek ırakta olanlara göz yuman sevgili erdoğanın destek olduğu vahşet. Şimdi 2 peşmerge tugayının kasaplığa gittiği yer ırak. Sağcı'nın ve Solcu'nun sanırım bu ülkede ilk defa ortak dileği IRAKTA BARIŞ...
YAZIK! ! amerika sunnilerle siileri birbirine düsürdü...sonra olmaz böyle sey bu devlete demokrati lazim biseyler yapmamiz gerekiyor bunlar terörist diye memleketlerine girdi...bi güzel temizlediler saddami öldürdüler...eeee amerika bu burnunu sokmadan olurmu? iraklilara insan olmayi ögretti,isgence yaparak insanaliga yakismayan yöntemlerle insanligi ögretti..ahh su kapitalizm hepsi onun basinin altindan cikiyo