Ne görüyorsun? Bir sürü insan mı? Sence hepsi insan mı? Gerçek göründüğünden ne kadar farklı? Kimbilir içlerinde neler saklı? Kimisi sabıkalı, Kimisi haklı, Kimisi fitne fesat baştan aşağı, Kimisi içmeden sarhoş adamakıllı, Kimisine güvenilmez yalancı, Kimisi kuyunu kazar her fırsatta, Güler yüzüne aldanmamalı. Düşün bir, öküz ölünce kim bırakacak ortaklığı? Her gördüğüne inanmakta kararlı mısın kararlı. Gözle, öğren, incele, düşün önce, Sonra ver kararı, Gözlerine mi inanmalı? Yoksa mantığın mı verir doğru cevabı? Sanırsan dostun her iyi davrananı, Söyle bana kim olur bu oyunun aldananı? Kalır mı sırların saklı? Ya da insanlara güvenin aynı? Dostluğunu da hak edene ver, önce tanı. Bakalım gerçekten dost mu düşman mı? Dört aç gözlerini kulaklarını, Düşün düşün ki doğru atasın adımlarını.
yolculuğumuzda kısa bir süre bile olsa bize eşlik etmeleri onları değersiz kilmadığı gibi yürürken uzun bir dönem yanımızda olmaları da değerli kılmıyor. ben varsam onlar var. sadece yürüyorum
insanın basit bir nedenle doğduğunu düşünmek, insana yapılabilecek en büyük hakaretlerdendir, ve bunu kendi adıma aynıyla iade ederim,
ölüm de keza, yeri gelir alemlerin ölümü gibidir,
hasılı bir insan, leş gibi de yaşar külçe gibi de ve doğumu ve ölümü anlamlandıran nasıl yaşadığımızdır,
. ... ..... ve kaçamak bir gülüşüm belki, ağlıyor yastığımda bir külçe, kesik kesik ve yutkunarak hıç\kırık\sız,
yalnız bir sokak lambasıyım belki, acizim aydınlatmaktan karanlığımı…, ah;
başı olmayan bir duvarım ve, illegal asılmış afişlerini söküyorum üzerimden,
dedim ya…, alnını duvara dayamış, yalnız bir sokak lambasıyım...,
bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle, dikine dikine gidiyorum yüreğimin, tahammülsüzüm; ve eylemci, isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara, dermansızım belki..., ..... ... .
İnsanlar ağaçlardan ders almalıdırlar. Ne üzerlerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan insanların ne de verdikleri yemişlerin hesabini tutarlar.
bir şahıs hakkında hiçbir bilgisi olmaksızın sadece anlık olan hislerinden yola çıkarak insanlar hakkında ileri geri konuşulması.gereksiz yere kırılan kalbi onarma şansı hemen hemen yoktur.ondan sonra işin aslı astarı öğrenildiği zaman da ben ne yaptım dedirtir.her zaman insanlar öncelikle analiz etmelidir.sonrasında ise düşünüp iyice karar verecek hale gelinmelidir.ondan sonra belirli şeyler söylenebilir.fakat toplumumuzda bu durum genellikle işe gelmez.çünkü analiz etmek zor bir iştir ve emek ister.dolayısıyla herşeyi kolaydan almak isteyen bünyelere sahip olduğumuzdan sanırım karşımızdakini acımasızca yargılarız.hatta pişman olsak bile olmamış gibi davranarak daha çok yerin dibine gireriz.bu nedenle de hiçbir zaman uzlaşamayız.sonuç olarak vurgulamak istediğim şey bir şahsın kişiliğine yönelik her suçlama sizi bir yük altında bırakır.ispat edemezseniz gözden düşersiniz.ispat edebilirseniz insanların saygısını kazanırsınız belki ama bir insanı rencide etmiş olursunuz.bu nedenledir ki rahatsız olunmadığı sürece kimse eleştirilmemelidir.
kollarımız kadar kulaç kalplerimiz kadar sahil hiçbir adanın almadığı yalnızlarız, tamamlanmamış haritasında define ve varlık geleceğin tarihe dağıttığı kayıplar bir gün birbirini bulmanın umuduyla...
'halk/İnsanlar toplumsal yaradılışta(fıtratta) sınıfsız tek toplumda başka bir şey değildi,ancak daha sonra sınıflara bölündüler ve birbirinden ayrıldılar.İlk sınıfsız toplumun idaresini bozdular.
insanlar bazen çekirge sürüsü gibi geçtiği yeri yerle bir eden yakıp yıkan dünyayı bazen bir çocuk gülüşü kadar masum suçsuz güçsüz günahsız var mı ki başka böyle bir canlı sevgisi cennet kokan nefretinde savaş çığlıklsrı yükselen
İnsanlar özgür doğmuyorlar,özgür yaşamıyorlar ama özgür olmak istiyorlar,yüzyıllardır bunun için savaşıyırlardı.Doğrusu: İnsanlar özgür doğmalı, özgür yaşamalıdır.
Bazen birilerine bakarsın, kendini onlardan o kadar farklı hissedersin ki;
siz insansanız ben değilim dersin, siz ne iseniz ben o değilim.
Ayrı Gayrı
Ne görüyorsun?
Bir sürü insan mı?
Sence hepsi insan mı?
Gerçek göründüğünden ne kadar farklı?
Kimbilir içlerinde neler saklı?
Kimisi sabıkalı,
Kimisi haklı,
Kimisi fitne fesat baştan aşağı,
Kimisi içmeden sarhoş adamakıllı,
Kimisine güvenilmez yalancı,
Kimisi kuyunu kazar her fırsatta,
Güler yüzüne aldanmamalı.
Düşün bir, öküz ölünce kim bırakacak ortaklığı?
Her gördüğüne inanmakta kararlı mısın kararlı.
Gözle, öğren, incele, düşün önce,
Sonra ver kararı,
Gözlerine mi inanmalı?
Yoksa mantığın mı verir doğru cevabı?
Sanırsan dostun her iyi davrananı,
Söyle bana kim olur bu oyunun aldananı?
Kalır mı sırların saklı?
Ya da insanlara güvenin aynı?
Dostluğunu da hak edene ver, önce tanı.
Bakalım gerçekten dost mu düşman mı?
Dört aç gözlerini kulaklarını,
Düşün düşün ki doğru atasın adımlarını.
Güliz Ardilli
5 Şubat 2013 Salı 16:14 / İstanbul
yolculuğumuzda kısa bir süre bile olsa bize eşlik etmeleri onları değersiz kilmadığı gibi yürürken uzun bir dönem yanımızda olmaları da değerli kılmıyor. ben varsam onlar var. sadece yürüyorum
" Nesneler
bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan ibarettir ,
insanlar da öyle..”
" John Berger / Görme Biçimleri _
insanın basit bir nedenle doğduğunu düşünmek,
insana yapılabilecek en büyük hakaretlerdendir,
ve bunu kendi adıma aynıyla iade ederim,
ölüm de keza, yeri gelir alemlerin ölümü gibidir,
hasılı bir insan, leş gibi de yaşar külçe gibi de ve doğumu ve ölümü anlamlandıran nasıl yaşadığımızdır,
.
...
.....
ve kaçamak bir gülüşüm belki,
ağlıyor yastığımda bir külçe,
kesik kesik ve yutkunarak hıç\kırık\sız,
yalnız bir sokak lambasıyım belki,
acizim aydınlatmaktan karanlığımı…,
ah;
başı olmayan bir duvarım ve,
illegal asılmış afişlerini söküyorum üzerimden,
dedim ya…,
alnını duvara dayamış,
yalnız bir sokak lambasıyım...,
bir körpenin peçeli yüzü kadar saklı bir hüzünle,
dikine dikine gidiyorum yüreğimin,
tahammülsüzüm; ve eylemci,
isyana ve ayaklanmaya sabırsız hazırlıklara,
dermansızım belki...,
.....
...
.
hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza;
kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan..
İnsanlar insancıklar
Binlerce yüzbinlerce
İnsanlar insancıklar
Hepsi yaşam derdinde
Kimi üzgün kimi şen
Kimi sevgiyi arar
Evlerine dönerken
Kalplerinde umut var
Kim bilir belki yarın
Dünden güzel olacak
Özlenen mutluluk
Belki yarın bulacak
Bir gün daha başlıyor
İnsanlar insancıklar
Gözlerinde binbir dert
Kalplerinde umut var
Kimi üzgün kimi şen
Kimi sevgiyi arar
Evlerine dönerken
Kalplerinde umut var
Kim bilir belki yarın
Dünden güzel olacak
Özlenen mutluluk
Belki yarın bulacak
Ya böyle ne biliyim. Korkutucu bi korkakligimiz var abi. Yersiz egolarımız.. Kermekeş yapılarız işte
..........Çoğunlukla acı içinde örüyor duvarlarını..
bir zaman sonra o duvarlar kalelere dönüşüyor ..
acıyı koruyan kaleler geçit vermiyor artık.. ne kendi kralına nede bir başkasına
ilk zaman korunan insan ,zamanla tutsak ..uzaklaşıyor'' huyum benim bu''
diyor..
insan ın çoğulu işte, al birini vur ötekine .
kendimi bilmek için insanlara bakarım
insanları anlamak bilmek içinde kendime bakarım.
Anlaşılması zor varlıklar
Ağır sorumluluğunun farkında olmayanlar..
iyi düşün öyle sevvv
Gökhan güney
Anlamıyorum bazı insanları anlayamıyorum.......
İnsanları tanımak çok zor. Kim dürüst, kim yalancı?
İnsanlar ağaçlardan ders almalıdırlar. Ne üzerlerinde barınan kuşların, ne
gölgelerinde yatan insanların ne de verdikleri yemişlerin hesabini
tutarlar.
İnsanlar üçe ayrılır:
Soğuk kanlı
Sıcak kanlı
Ve kansız. :) :)
bir şahıs hakkında hiçbir bilgisi olmaksızın sadece anlık olan hislerinden yola çıkarak insanlar hakkında ileri geri konuşulması.gereksiz yere kırılan kalbi onarma şansı hemen hemen yoktur.ondan sonra işin aslı astarı öğrenildiği zaman da ben ne yaptım dedirtir.her zaman insanlar öncelikle analiz etmelidir.sonrasında ise düşünüp iyice karar verecek hale gelinmelidir.ondan sonra belirli şeyler söylenebilir.fakat toplumumuzda bu durum genellikle işe gelmez.çünkü analiz etmek zor bir iştir ve emek ister.dolayısıyla herşeyi kolaydan almak isteyen bünyelere sahip olduğumuzdan sanırım karşımızdakini acımasızca yargılarız.hatta pişman olsak bile olmamış gibi davranarak daha çok yerin dibine gireriz.bu nedenle de hiçbir zaman uzlaşamayız.sonuç olarak vurgulamak istediğim şey bir şahsın kişiliğine yönelik her suçlama sizi bir yük altında bırakır.ispat edemezseniz gözden düşersiniz.ispat edebilirseniz insanların saygısını kazanırsınız belki ama bir insanı rencide etmiş olursunuz.bu nedenledir ki rahatsız olunmadığı sürece kimse eleştirilmemelidir.
insan her tür şeyleri düşünebilen anlaşan vs. insan evrendeki en değerli canlıdır.
kollarımız kadar kulaç kalplerimiz kadar sahil
hiçbir adanın almadığı yalnızlarız,
tamamlanmamış haritasında
define ve varlık
geleceğin tarihe dağıttığı kayıplar
bir gün birbirini bulmanın umuduyla...
'halk/İnsanlar toplumsal yaradılışta(fıtratta) sınıfsız tek toplumda başka bir şey değildi,ancak daha sonra sınıflara bölündüler ve birbirinden ayrıldılar.İlk sınıfsız toplumun idaresini bozdular.
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır.Ama, in-san-lar anlaşır!
İnsanların çoğu duvar,çok azı köprü kurar.
İnsanları severim
Haksızlığa bir yumruk gibi
Sıkılan insanları
Hasan Hüseyin Kokmazgil
İnsanlar yaşamak için her kalleşliği yapabilirler.Yaşamak için yapmayacakları rezalet yoktur.Malaperte.
İnsan unutmaz!
insanlar
bazen çekirge sürüsü gibi geçtiği yeri yerle bir eden yakıp yıkan dünyayı
bazen bir çocuk gülüşü kadar masum suçsuz güçsüz günahsız
var mı ki başka böyle bir canlı sevgisi cennet kokan nefretinde savaş çığlıklsrı yükselen
Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil...
Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal...
...
İnsanlar özgür doğmuyorlar,özgür yaşamıyorlar ama özgür olmak istiyorlar,yüzyıllardır bunun için savaşıyırlardı.Doğrusu: İnsanlar özgür doğmalı, özgür yaşamalıdır.