cam kırılıncaya kadar kırılgandır. kırılınca keskinleşir. eee, insan da cam misaliiii demişler ...
o halde alakaya maydanoz diyerekten;
Kınalar yakalım elimize (Kınalar yakalım elimize) Sahip olalım dilimize (Sahip olalım dilimize) Aman dikkat belimize (Aman dikkat belimize) Şimdi müsaadenizle çocuklar Sıra bana geldi çocuklar İş başa düştü çocuklar Hazır mıyız? (Wow)
merakımız, hoş da olsa içi boş sözlere değil efenim :) dejenere olmuş davranışlar silsilesinde üstü tozlanmış olsa da hala ruhunu koruyan , derinliği olan birkaç ‘’ insani ‘’ vasfadır bu düşkünlüğümüz… ne çok yoruyor insanı insan değil mi , en çok da, daldan dala konmaya müptela göçebe ruhlular..
İnsanları tanıma adına net üzerinden biraz bilgi edinim dedim ama düşüncelerin çoğu olumsuz yönde kişiler tanımak ve onlar hakkında düşüncelere sahip olmak için bizler ozaman her zaman yanlış yönlerini görmeye çalışmısız. Bunda dolayı hep istediğimiz mükemmel insanı bulamamışız. Neyse uzatmaya gerek yok kişileri tanımak için dememki her şeyi oluruna bırakmak lazım ve anlamak lazım. Ha derseniz karşı tarafda anı düşünceler içersindemi diye onuda zamana bırakmak lazım yanlış kişiyle iletişim halinde olduğumuzu sezdiğimiz andan itibaren iletişimi kesmek lazım bir şans daha denilen şeye inanmıyorum zaten tanış olmak büyük bir şanstır onuda karşılıklı değerlendirmek lazım.
tanıyamadım şimdiye kadar hiç bir insanı. kendimden çok güvendim her birine. inandım onlara haddinden fazla. pek çok aldanıp pek çok kez vurgun yedim. korkuyorum şimdi hey hat! ! ! yeniden arkamdan vurulmaktan!
Adamın biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumların içinden çıkarmış. 'Niye olmasın, belki bunun da içinden cin çıkar' deyip ovalamış lambayı, gerçekten de koca bir cin çıkmış lambadan. Adam çok şaşırmış, cin baslamış konuşmaya 'Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın vs vs vs...' 'Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkın var! ' Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve 'Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok kötü tutar.Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebileyim' demis. Cin gülmüş ve 'Bu imkansiz. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün Hayır, başka bir dilek düşün' demiş Adam tamam demiş ve gerçekten güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda' Ben bu insanları hiç anlamıyorum. Kendime dost seçiyorum, çok bağlanıyorum, selamı kesiyor. Birini çok seviyorum beni severken sevmez oluyor. Birine güveniyorum önce o aldatıyor. Birine dostluk elimi uzatıyorum, beni düşman sanıyor. kime meramımı anlatsam beni ya anlamıyor ya da yanlış anlıyor. Bana insanları tanımanın yolunu öğret.'
Cin: 'Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi? ' diye yanıt vermiş adama.
'Ey Adam! İnsanlarda gördüğün bir çok zulümler, senin huyundur; sen kendi huyunu onlarda görüyorsun. Senin varlığın, nifakın, zulmün, gafletin onlara aksetmiştir. Sen o sun, sen kendini yaralamaktasın. O anda lanet ipliğini kendine kendin dokuyorsun! O kötülüğü sen kendinde açıkça görmüyorsun. Görsen kendine kendin candan düşman olurdun...........Ahlakının künhüne erişir, hakikatini anlarsan o adam olmamazlığın senden olduğunu bilirsin.'... Ey başkasının yüzünde kötü bir ben gören! Gördüğün kendi beninin aksidir, ondan nefret etme! 'Müminler birbirinin aynasıdır'. Bu haberi Peygamberden rivayet etmediler mi? '..................................................................(*)
' İnsan olduğunun; farkında olup olmadığını bilemeyecek kadar,Şüpheci ve araştırmacı - asi ve doğal olduğu, hakkında demeç veren ve insanın sapık olduğunu zannedecek kadar da, kendisiyle tezata düşecek derecede zavallı bir canlıyı, sözleri ele verirmiş...! ! ! ! ' ne demeli selametle...
bana en son okuduğun kitabın konusunu söyle sana hayat felsefeni söyleyeyim, bana en son okuduğun kitaptan en etkilendiğin cümleyi söyle sana duygularının şeceresini çıkartayım, bana en son okuduğun kitabın sayfa sayısını söyle, senin karakter tahlilini yapayım. ve bana en son okuduğun kitabın ismini söyle ben de sana dünyaya hangi pencereden hangi zaviyeden baktığını söyleyeyim. fakat okuduğun kitap benim okumadığım bir kitapsa eğer biraz bekle; bende okuyayım.. şöyle de olabilir bana şimdiye kadar kaç tane kitap okuduğunu söyle sana kaç tane insan olduğunu söyleyeyim.. kişiyi en son okuduğu kitap kadar etkileyen başka bir şeyler vardır elbet ama beni en çok etkileyen kişinin en son okuduğu kitaptan etkilenip o yazar gibi düşünmesidir... vesselam..
ne olduğunuz ne yaptığınız hangi eyleme hangi tepkileri verdiğiniz korkunca, kızınca, üzülünce ne yaptığınız beni ilgilendirmiyor; CİDDİ MİSİNİZ? önce onu söyleyin
Yaşadığınız her tecrübe size bir çizik atar ve her çizikle yeniden doğarsınız.Bir de bakmışsınızki en büyük yürekli siz olmuşsunuz.Tanımaya layık olanlar zaten kendini tanıtır inanın buna
Bazen insanlar kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar..
iş görüşmelerine gidenler bilirler. mülakatlarda artık farklı yöntemlerle alacakları elemanı tanımaya çalışıyor şirketler.
sınavları var,tuhaf sorular ihtiva eden. mesela adama kendisini anlatan bir resim çizmesi isteniyor. sonra bu resimleri topluyor ve insan kaynakları sorumluları sorguya alıyor resimleri çizmiş olan arkadaşları. işte neden bu resmi çizdin? resimde ne anlatmak istedin? vs.bakış açısını,perspektifini ve çağın neresinde yer almakta onu görmeye çalışıyorlar.
biryerde de şöyle bişey oldu mesela: başvuru için gelenler bekleme salonuna alındı.oturdu hepsi yaklaşık 7 kişi var.kimisi dergilere baktı kimisi telefonuyla uğraştı kimisi de etrafındakilerle sohbet etti. kamera sistemi var ve adamları incelediler :)) sonra içeri ilk girene dergilerden birşey sordular.adam bakmadım dedi.sonra çıktı ve diğerlerine dediki dergiden sordular abi aman bakıverin :))) ama bu arkadaşlara da dergiden sorulmadı elbette :)
işe alınmak için binbir takla atıyor insan yaw.insan tanıma sanatına dair bilgileri en çok kullananlar işte bu alanda gördüklerim. adamın giydiği kıyafetin renginden tutun da ellerini kullanmasına kadar,bakışlarını ne kadar süreli sizin üzerinizde tuttuğuna kadar inceliyorlar.
bunlar genellemeler tabi.ne derece sağlıklı tanırlar böyle kıstaslarla insanları tartışılır.ama genel olarak yanılma çok az.bu da tesbitlerden biri :)
cam kırılıncaya kadar kırılgandır. kırılınca keskinleşir.
eee, insan da cam misaliiii demişler ...
o halde alakaya maydanoz diyerekten;
Kınalar yakalım elimize
(Kınalar yakalım elimize)
Sahip olalım dilimize
(Sahip olalım dilimize)
Aman dikkat belimize
(Aman dikkat belimize)
Şimdi müsaadenizle çocuklar
Sıra bana geldi çocuklar
İş başa düştü çocuklar
Hazır mıyız? (Wow)
((;
merakımız, hoş da olsa içi boş sözlere değil efenim :)
dejenere olmuş davranışlar silsilesinde üstü tozlanmış olsa da
hala ruhunu koruyan , derinliği olan birkaç ‘’ insani ‘’ vasfadır bu düşkünlüğümüz…
ne çok yoruyor insanı insan değil mi ,
en çok da, daldan dala konmaya müptela göçebe ruhlular..
Ülkemizde "Say yayınları" tarafından yayınlanan, Bireysel Psikoloji ekolünün kurucusu Alfred Adler'in bir dizi konferansından derlenen kitap..
İnsanları tanıma adına net üzerinden biraz bilgi edinim dedim ama düşüncelerin çoğu olumsuz yönde kişiler tanımak ve onlar hakkında düşüncelere sahip olmak için bizler ozaman her zaman yanlış yönlerini görmeye çalışmısız. Bunda dolayı hep istediğimiz mükemmel insanı bulamamışız. Neyse uzatmaya gerek yok kişileri tanımak için dememki her şeyi oluruna bırakmak lazım ve anlamak lazım. Ha derseniz karşı tarafda anı düşünceler içersindemi diye onuda zamana bırakmak lazım yanlış kişiyle iletişim halinde olduğumuzu sezdiğimiz andan itibaren iletişimi kesmek lazım bir şans daha denilen şeye inanmıyorum zaten tanış olmak büyük bir şanstır onuda karşılıklı değerlendirmek lazım.
tanıyamadım şimdiye kadar hiç bir insanı. kendimden çok güvendim her birine. inandım onlara haddinden fazla. pek çok aldanıp pek çok kez vurgun yedim.
korkuyorum şimdi hey hat! ! ! yeniden arkamdan vurulmaktan!
İnsan sarrafı olabilmekten geçer zannımca...
İNSANLARI TANIMANIN YOLU
Adamın biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumların içinden çıkarmış. 'Niye olmasın, belki bunun da içinden cin çıkar' deyip ovalamış lambayı, gerçekten de koca bir cin çıkmış lambadan. Adam çok şaşırmış, cin baslamış konuşmaya 'Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın vs vs vs...' 'Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkın var! ' Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve 'Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok kötü tutar.Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebileyim' demis. Cin gülmüş ve 'Bu imkansiz. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün Hayır, başka bir dilek düşün' demiş Adam tamam demiş ve gerçekten güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda' Ben bu insanları hiç anlamıyorum. Kendime dost seçiyorum, çok bağlanıyorum, selamı kesiyor. Birini çok seviyorum beni severken sevmez oluyor. Birine güveniyorum önce o aldatıyor. Birine dostluk elimi uzatıyorum, beni düşman sanıyor. kime meramımı anlatsam beni ya anlamıyor ya da yanlış anlıyor. Bana insanları tanımanın yolunu öğret.'
Cin: 'Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi? ' diye yanıt vermiş adama.
'Ey Adam! İnsanlarda gördüğün bir çok zulümler, senin huyundur; sen kendi huyunu onlarda görüyorsun. Senin varlığın, nifakın, zulmün, gafletin onlara aksetmiştir. Sen o sun, sen kendini yaralamaktasın. O anda lanet ipliğini kendine kendin dokuyorsun! O kötülüğü sen kendinde açıkça görmüyorsun. Görsen kendine kendin candan düşman olurdun...........Ahlakının künhüne erişir, hakikatini anlarsan o adam olmamazlığın senden olduğunu bilirsin.'... Ey başkasının yüzünde kötü bir ben gören! Gördüğün kendi beninin aksidir, ondan nefret etme! 'Müminler birbirinin aynasıdır'. Bu haberi Peygamberden rivayet etmediler mi? '..................................................................(*)
İnsanı tanımak..kişi kendini tanımıyorki..karmaşası her an değişebilen..verdiği tepkiler sabit olmazken..olası değil..
Zordur....zor
' İnsan olduğunun; farkında olup olmadığını bilemeyecek kadar,Şüpheci ve araştırmacı - asi ve doğal olduğu, hakkında demeç veren ve insanın sapık olduğunu zannedecek kadar da, kendisiyle tezata düşecek derecede zavallı bir canlıyı, sözleri ele verirmiş...! ! ! ! ' ne demeli selametle...
şeytan der ki, tanrıya; ! ! ? ?
'''iyi ki insanları- benim gibi- içlerinden geçenlerle deil, yaptıklarıyla yargılıyorsun... eğer içlerinden geçirdikleri ile yargılasaydın, kuşkusuz madam theresa'yı bile çarmıha germen gerekirdi.'''
abarttım galiba :)
bana en son okuduğun kitabın konusunu söyle
sana hayat felsefeni söyleyeyim,
bana en son okuduğun kitaptan en etkilendiğin cümleyi söyle
sana duygularının şeceresini çıkartayım,
bana en son okuduğun kitabın sayfa sayısını söyle,
senin karakter tahlilini yapayım.
ve
bana en son okuduğun kitabın ismini söyle
ben de sana dünyaya hangi pencereden
hangi zaviyeden
baktığını söyleyeyim.
fakat
okuduğun kitap
benim okumadığım bir kitapsa eğer
biraz bekle;
bende okuyayım..
şöyle de olabilir
bana şimdiye kadar kaç tane kitap okuduğunu söyle
sana kaç tane insan olduğunu
söyleyeyim..
kişiyi en son okuduğu kitap kadar etkileyen başka bir şeyler vardır elbet
ama beni
en çok etkileyen
kişinin en son okuduğu kitaptan etkilenip
o yazar gibi düşünmesidir...
vesselam..
ne olduğunuz
ne yaptığınız
hangi eyleme hangi tepkileri verdiğiniz
korkunca, kızınca, üzülünce ne yaptığınız beni ilgilendirmiyor;
CİDDİ MİSİNİZ?
önce onu söyleyin
Yaşadığınız her tecrübe size bir çizik atar ve her çizikle yeniden doğarsınız.Bir de bakmışsınızki en büyük yürekli siz olmuşsunuz.Tanımaya layık olanlar zaten kendini tanıtır inanın buna
ben kendimi tanıyorum sıra sizi tanımaya geldi
insanları tanıyana kadar ömür biter
kendini tanı zaman kazan... :)
Bazen insanlar kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar..
tek cümle yeterli bazen........
bazen bir cilt yetersiz.............
KENDİNİZİ YÖNETMEYİ VE TANIMAYI ÖĞRENİN İLK ÖNCE
antolojide, üyenin, nedir yazılarındaki bir kaç terime bakmak yeterli...
renk değiştirme yeteneği olan bukalemunlar, ne şiş yansın ne kebap mantığını güdenler gibi, bazı istisnalar var tabee ;)
ilk önce kendini tanımak zorundadır..........
yeni bir mafya tanıma sanatı başlıyor.
türk halkı bunu önyargı olarak kullanır.....
ön yargıyı koyar...ben insanları iyi tanırım der....
anahtar kelime 'tevazu' dur.....
karşı cenahın, ne kadar ineceği // çıkacağı öylesine netleşir kii::! !
yazarların çoğu kitap yazarken insanı tanıma sanatını yapıyor insanı tahlil ediyor.........
iş görüşmelerine gidenler bilirler. mülakatlarda artık farklı yöntemlerle alacakları elemanı tanımaya çalışıyor şirketler.
sınavları var,tuhaf sorular ihtiva eden.
mesela adama kendisini anlatan bir resim çizmesi isteniyor. sonra bu resimleri topluyor ve insan kaynakları sorumluları sorguya alıyor resimleri çizmiş olan arkadaşları. işte neden bu resmi çizdin? resimde ne anlatmak istedin? vs.bakış açısını,perspektifini ve çağın neresinde yer almakta onu görmeye çalışıyorlar.
biryerde de şöyle bişey oldu mesela: başvuru için gelenler bekleme salonuna alındı.oturdu hepsi yaklaşık 7 kişi var.kimisi dergilere baktı kimisi telefonuyla uğraştı kimisi de etrafındakilerle sohbet etti.
kamera sistemi var ve adamları incelediler :))
sonra içeri ilk girene dergilerden birşey sordular.adam bakmadım dedi.sonra çıktı ve diğerlerine dediki dergiden sordular abi aman bakıverin :)))
ama bu arkadaşlara da dergiden sorulmadı elbette :)
işe alınmak için binbir takla atıyor insan yaw.insan tanıma sanatına dair bilgileri en çok kullananlar işte bu alanda gördüklerim.
adamın giydiği kıyafetin renginden tutun da ellerini kullanmasına kadar,bakışlarını ne kadar süreli sizin üzerinizde tuttuğuna kadar inceliyorlar.
bunlar genellemeler tabi.ne derece sağlıklı tanırlar böyle kıstaslarla insanları tartışılır.ama genel olarak yanılma çok az.bu da tesbitlerden biri :)
BU KADAR DEĞERLİ BİR ŞEYE BU KADAR AZ YORUM
DEMEKKİ AZ DÜŞÜNÜYORUZ
YADA ARTIK YAZCAK BİR ŞEYİMİZ KALMADI
sanattan çok zanaat gibi
yaşayabilmek için..