Kültür Sanat Edebiyat Şiir

insan sizce ne demek, insan size neyi çağrıştırıyor?

insan terimi Erdal Canbulat tarafından tarihinde eklendi

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Lady Burton tarafindan dorde ayrildigi iddia edilen canli turudur.

    1 - Bilmeyen ve bilmedigini bilmeyenler.
    2 - Bilmeyen ve bilmedigini bilenler.
    3 - Bilen ve bildigini bilmeyenler.
    4 - Bilen ve bildigini bilenler...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Ozdemir Asaf'in 'Yuvarlagin Koseleri' siirinde hakkinda; 'doyduktan sonra da yiyen tek yaratikdir' dedigidir...

  • Sinan Adıgüzel
    Sinan Adıgüzel

    BELKİDE İNSAN OLMAK, EN ÜST KİMLİKTİR,
    Sinan Adıgüzel, Sanatçı ve Yazar
    FARKLI BİR BAKIŞ
    [email protected]

    Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
    Barış güvercini uçsun Dünya da,
    Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün
    Barış güvercini uçsun Dünya da,
    Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
    Son bulsun savaşlar kimse ölmesin

    Dünya cennet olsun yaşasın insan
    Gelin barışalım dökülmesin kan
    Son bulsun savaşlar kesilsin figan
    Barış güvercini uçsun Dünya da,
    Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
    Son bulsun savaşlar kimse ölmesin

    İnsancıl insanlar barıştan yana
    Ancak zalim olan kıyar insana
    Barış aşkı yayılmalı cihana
    Barış güvercini uçsun Dünya da,
    Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
    Son bulsun savaşlar kimse ölmesin

    Nesimi der ki ey füze yapanlar
    Acımasız zalim cana kıyanlar
    Bırak ey yaşasın bütün insanlar
    Barış güvercini uçsun Dünya da,
    Dostluklar kurulsun insanlar gülsün
    Son bulsun savaşlar kimse ölmesin

    Aşık Nesimi Çimen, 1931 yılında, Adana'nın, Saimbeyli ilçesinde dünyaya gelmiştir. Daha sonraları bir süre, Kayseri'de de, yaşadıktan sonra İstanbul'a yerleşmiştir. Önceleri, Şah Hatayi, Pir Sultan Abdal vb. değerlilerin eserleriyle tanınmış, sonradan iyiden, iyiye kendini, kendine has çizgileriyle ortaya koymuştur. Gerek, Nefeslerini ve gerekse de, Türkülerini bağlamadan da, çok göhsünde taşıdığı 'Cura' eşliğinde ortaya koymuştur

    Değerli ustanın övgüye değer yaşamı, 1993 Sivas'taki madımak faciasında son bulmuştur. Tam da, dizelerinin aksine yüreklerin dayanmakta zorlandığı bir yangında ve bin bir tarifsiz acı sonucunda. Allah'tan, kendisine ve onun şahsında, Sivas faciasında yanan tüm canlara, Rahmet dileriz.

    Ve umarız, Sivas vahşetinin tarifsiz acıları, Madımak otelinin müze olmasıyla, az da olsa hafifler. Zira, öbür türlü bu yük, ülkemizin omuzlarına ağır gelir ve yine bu yeni açılımlarında olmazsa olmaz gereklerindendir, düşüncesindeyiz.

    Tanrı insanı en güzel bir şekilde ve kusursuz yaratığı ve onu cümle meleklerden üstün kıldığını, Yüce, Kuran-ı Kerim'in değişik yerlerinde defalarca, yinelemiştir. Ve yine, Anadolu Evliyalarının Serçeşmesi, Hünkar Hacı Bektaşı Veli Hz'leri'de, İnsanı, Hak'kın canlı kabesi diye tarif eder. Ve yine aynı akımdan olan, Yunus Emre Hz'leri de,' Sev yaradılanı, yaradandan ötürü ' diyerek hümanismin doruğundaki duruşuyla, bu sürece katkıda bulunur.

    İşte biraz da, farklı bir yaklaşımla, biz de, dinler insanlar için gelmiştir. En güzel meziyet ve kültürleri de, yine insanoğlu ortaya koymuştur.diyerek insanın bir noktada, Tasavuf ilimlerinin de, işaret ettiği üzere hemen, hemen herşeyin merkezinde bulunduğuna katılmaktan almıyoruz kendimizi.

    İşte tüm bu nedenlerden ötürü, tüm değerlerin ve kıymetlerin gün be gün çürümeye yüz tutmakta olduğu, özellikle günümüz dünyasında, her şeyin ötesinde bizde, insan olmak belkide en üst kimliktir, iddasındayız...





    Yazarın Diğer Yazıları

    Yeni Anayasa çalışmaları ve Cumhurbaşkanlığının süresi
    Ermenistan'la ilişkilerimiz ve 1 Mayıs işçi bayramı
    23 Nisan, Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı
    Ergenekon davası ve Ermenistan’la ilişkilerimiz
    Engellilerin problemlerine, kulak tıkamayalım
    ABD Başkanı Barak Obama'nın, Türkiye ziyareti
    Ülkemiz gündeminde, öne çıkan gelişmeler
    İşte şimdi, ülkemizin gerçek gündemine, dönmenin vaktidir
    Yerel seçim sonuçlarının analizi
    İşte yine bir yerel seçim ve söz hakkı milletin
    Türkiye'nin, yeni dış politika, manevraları
    Nevruz Bayramı
    İki farklı Türkiye resmi
    Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?
    Yabancı atasözlerinden bir demet
    İlerimi, gerimi yoksa bir ileri, iki gerimi?
    ABD - Türkiye, AB - Türkiye, Bölgesel ve Küresel'de Türkiye
    Acaba gerçekten, ne yapmak istediğimizin, farkındamıyız?
    İslam'dan bir kesit (10)
    Türkiye'de, sol ve sol'da birlik
    Aslında olması gerekenler
    Karamsar olmamak eldemi?
    Şu olup bitenlere hak verebilmek gerçekten çok zor
    Şu seçim sürecinde yaşananların, ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış
    Görünen köyde, kılavuza ne hacet, efendi...
    Ülkemiz gündemine farklı bir bakış
    Nasrettin Hoca'nın hayatı ve düşündüren fıkraları
    Dünya ve Dünya gündemine dair izlenimler
    Eğitim sistemimiz ve eğitim sistemimizdeki aksaklıklar
    Hala en büyük problemimiz küresel kriz
    Yerel seçimlere doğru giderken...
    Tüm Dünya ile birlikte ülkemizinde kaybedecek zamanı yok
    Bir ülke deneme tahtasına çevrilmemelidir
    Siyaset her zaman için ince ayar gerektirir
    Şeyh Edebali'nin zamana yenilmeyen öğütleri
    Belkide insan olmak en üstün kimliktir
    İslam'dan bir Kesit (9)
    Küresel dünyanın gereği küresel bakıştır
    Sanat'ta sadece sanat değildir
    Ergenekon yargılaması durmak, durulmak bilmiyor
    Türkiye'nin dünyada ve bölgesinde ki, rolüne dair
    Ülkemizede adım adım değişmesi gerekenler
    Nihayet Başkan Bush, sahneyi, Barak Obama'ya bıraktı
    Global ekonomik kriz ne aşamadadır?
    Avrupa Birliği'ne üyelik en vazgeçilmez önceliğimiz midir?
    Bir ileri iki geri, bir yönetim anlayışımız olamaz
    Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Ortadogu'ya devam
    İslam'dan bir kesit (8)
    Atasözleri'mizden düşündüren bir demet
    Ergenekon çıkmazı ve kan rengi Orta Doğu'da son durum
    Türkiye'de tarım ve hayvancılığın son durumu
    Ergenekon davası aldı başını gidiyor
    Ortadoğu, bu gidişle daha neler görecek
    Filistin, İsrail çekişmesinden düşündüren ayrıntılar
    2009 yeni yılında, dünyanın genel nabzı
    İSRAİL VE FİLİSTİN'İN BİTMEK BİLMEYEN SAVAŞI
    Oldukça ilginç duran, bir Türkiye resmi
    Halk şiiri ve halk şiirinde başkaldırı
    Küresel iklim bozuklukları ve su sorunları
    İslamdan bir kesit (7)
    Dünya gündemine ilişkin özet değerlendirmeler
    1915 Ermeni'lerine ilişkin hız kesmeyen tartışmalar
    Babaerenlerden düşündüren esintiler
    Türkiye kabuğunu kırma yoluna gitmelidir
    Dokuz günlük tatil ve sonrası gündem
    İslamdan bir kesit
    Barışsa her gün bayram, hak için canbaş kurban
    Dünya gündeminde öne çıkanlar…
    Evliyaların sertçesmesinden altın öğütler
    Ülkemize özgü duran gündem maddeleri
    Söz konusu olan seçimlerse gerisi teferuattır
    İslamdan bir kesit (5)
    Dünya ve ülkemiz gündeminde öne çıkanlar
    Bilgelerin dilinden vecizler
    Ortadoğu'dan, Irak'a ve Türkiye'den, Kuzey Irak'a
    Muhalefet'te süt'ten çıkmış ak kaşık değil
    24 Kasım öğretmenler günü
    İslamdan bir kesit (4)
    Resmi oluşturan değişkenler
    2-B Arazilerine ilişkin olarak
    Ne söyleyeceğini bilmiyor insan
    Hayvanlar ve hayvan hakları
    Dünyada ve ülkemizde son durum
    İslamdan bir kesit (3)
    Devlet'i yönetmek zor iştir zor
    Sokak çocuklarının son durumu
    Barak Obama ve etkileşimleri
    Uzlaşı ve hoşgörü
    Hem Mustafa, Hem Kemal, Hem de Atatürk
    AB RAPORU VE NELER DEĞİŞMELİ
    İslamdan bir kesit (2)
    Kriz yönetimi
    ABD,'den, AB.'ye ve Türkiye'den, Kıbrıs' a
    Çatırdayan sağlık sistemi
    Cumhuriyet Bayramı
    Krizler ve öngörü
    İslamdan bir kesit (1)
    Ergenekon ve Türban
    Nereye kadar
    Yine bir kış
    Makul olan
    Yuh yuh
    Küresel ve yöresel
    Büyüteçle Bakmalı (2)
    Büyüteçle Bakmalı (1)
    Kadın hakları
    Aslında herşey çok açık
    Mertlik Bozuldu
    Felaket Senaryoları
    Afalayan Gündem
    Tiyatro ve Yeşilçam
    Bektaşi fıkraları
    Ülkemiz Kanıyor
    Uluslararası arenadaki duruşumuz
    Toki ve inşaatları
    İşte Yine Bir Bayram
    Tespit

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    İnsanlar,sevilmek istemeden sevenleri severler.Sevilmek için büyük iyilikler yapan kişinin cabası boşunadır.Sevilmek için gösterilebilecek tek çaba,sevmek çabasıdır.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Suçluyu kazıyın altından insan çıkar.

  • Başak Baybars
    Başak Baybars

    her insan, yardan'ın dünya üzerindeki yansımasıdır

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    İnsan topraktan yayadılmıştır. Toprak gibi mütevazı olmazsa insanlıktan çıkar.Şirazi

  • Ferhan Gül
    Ferhan Gül

    Allah(c.c) 'ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım...'
    zâriyât sûresi 56. ayet
    yaratılmışların en şereflisi...(eşref-i mahlukat)

  • Türbe Dâr
    Türbe Dâr

    .

    İnsan,

    Allah'ın kendisini bir 'benzeri, dostu, tanıdığı, büyük ve mağrur yalnızlık arkadaşı ' kıldığını...


    Anlamıyor'


    .

  • Levent Kozlu
    Levent Kozlu

    Aynada gördüğün cisminde ve dillerde gezen isminde kalırsan bir zerresin! Gönlünden kendine bir yol bulursan bir Evren!

    Gerçekle Yüzleşmek - Sebahattin Zorlu

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Her ağacın kurdu kendinden olur. İnsanda, insanın kurdudur.

  • Necdet Karasevda
    Necdet Karasevda

    insan, unutan demek. yani nisyan ile malul olan. dün verdiği sözleri bugün hatırlamayan...
    unutmadık mı 'elesti birabbikum! ' ifadesine verdiğimiz 'beli' karşılığını.
    unutmadıksa nedir yaşadığımız ve yaşattığımız kaos!
    insan şairin ifadesinde alemin göz bebeği. hem göz, hem gözün bebeği. türkçe'de bu iki kelimenin taşıdığı tüm çağrışımları getirin yanyana. ve tekrar dinleyin şairi. alemin göz bebeği.küçük bir toplu iğne saplarsanız gözün bebeğine ne olur? karanlığa bürünür her yan. varlık setredilir koca bir karanlıkla. karanlığımız alemin gözbebeğine toplu iğne saplamamızdan olmasın sakın.
    ve ekliyor şair. insan, kainatın özü. yani özeti. o halde insan koca bir kainat, kainat da büyük bir insan. o zaman insanı anlayan kainatı, kainatı anlayan insanı anlamıştır.
    zaten bezm-i ezelde verdiğimiz 'beli' sözünün de 'sürgün ülkedeki' karşılığı bu kainatın ve insanın sırrını çözmek değil miydi?
    insan, unutan!
    insan ala-yı illiyin ve esfel-i safilin uçlarında gezen bir seyyah!
    ve elbette eşref-i mahlukat!
    insan, unutan!
    hatırlamalı insan.
    hayır hatırlamamalı.
    hiç unutmamalı.
    insan, bir emriyodan yaratılan koca bir destan...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Cok tehlikelidir...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Islama gore Allah'a ibadet etmesi icin yaratilmistir ve gunahsizdir. Hristiyanlara gore ise, dogustan gunahkardir. Zeki ya da akilli olduklari da iddia edilir ama, ne yana cekilse o yana gider bir goruntuleri oldugu da cok acik gozlemlenebilen bir varliktir...

    Ilginc yaratiklariz vesselam...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Yuzde yetmisi sudan mutesekkil olan varliktir...

    Bundan olsa gerek, genellikle bulundugu kabin seklini alir.

  • Osmanlim Osmanlim
    Osmanlim Osmanlim

    Yaptigi kötülüklerle hayvanlardan kat-kat asagi,
    yaptigi iyiliklerle meleklerden kat-kat yukari cikabilen varlik...

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    İnsan haklarıyla insandır.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    İnsanı insan yapan huyudur

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Benim kabem insandır. İnsansız ne inanç, ne de inanaçsızlık olur.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    İnsanlık için aşılması en zor engel; ırkçılık ve dogmatizm dir.Zira ikiside insanlar arasında ayrımcılığı körüklerler.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Ben insanın değerini bölemem
    Doğu, batı,gavur,müslim bir bana
    Mahsuni

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Alak Suresi (96 ncı sure) 2 nci ayete göre insan:
    ' O, insanı bir embriyondan yarattı. '

    Abese Suresi (80 nci sure) 19 ncu ayete göre insan:
    ' Onu bir damla meniden yaratmış da biçim vermiştir. '

    Mürselat Suresi (77 nci sure) 20 nci ayete göre insan:
    ' Sizi değersin bir sudan yaratmadık mı? '

    Bu konuda bezer bir çok ayet daha var, herkesin bildiği.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Evrendeki tüm yaratılmışlar içinde,
    bir damla alak'tan yaratılmış varlık.
    Emaneti yüklenmiş, sorumluluk almış üstün kılınmış, yetenekle donatılmış iradeli varlık.

  • Osman Ayhaner
    Osman Ayhaner

    yaratılmışların sultanı

  • Limonî Erz
    Limonî Erz

    içgüdüleriyle hareket etmeyen tek yaratık(çoğunlukla tabii)
    (bknz istisnalar kaideyi bozmaz.)

  • Nizami Alem
    Nizami Alem

    dünyaya misafir olarak gelen imtahanlardan gecirilen varliklar..

  • Orhan Acar
    Orhan Acar

    dünya üzerindeki tek akıllı varlıktır

  • Orhan Acar
    Orhan Acar

    İnsan, dünyadaki en baskın canlı türüdür. insanı; biyolojik, sosyal,kimyasal, ruhsal,fiziksel ve dinsel olarak inceleyebiliriz.İnsanın bilimsel ismi Homo sapienstir, Latince 'akıllı adam' anlamına gelir.Bugün yaşayan insanlar üzerinde yapılan bazı genetik araştırmalar bu türün yaklaşık 130,000 yıl önce Afrika kıtasında ortaya çıktığını ve oradan dünyaya yayıldığını göstermiştir.(KUR-AN'da; Tâhâ 115. Andolsun biz, daha önce Âdem'e (o ağaçtan yememesini) tavsiye etmiştik (bizim tavsiyemizi) unuttu. Biz onda bir azim (ve sebat) bulmadık.
    Tâhâ 116. Meleklere: 'Âdem'e secde edin.' demiştik. Secde ettiler, yalnız iblis diretti.
    Tâhâ 117. Dedik ki: 'Ey Âdem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra (dünyâ işleri olan geçim derdi hastalık, belâ vs. ile uğraşmaktan) yorulursun. (Halbuki burada böyle dertler yoktur.) (Tâhâ 118. 'Şimdi burada susamayacaksın, çıplak kalmayacaksın.'
    Tâhâ 119. 'Ve sen burada susamayacaksın, kuşluk vakti güneşi(nin ısısı) ndan etkilenmeyeceksin.
    Tâhâ 120. Ama şeytan ona vesvese verip: 'Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi? dedi.
    Tâhâ 121. Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvasından yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Âdem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.
    Tâhâ 122. Rabbi yine de onu seçip tevbesini kabul etti, ona doğru yolu gösterdi.
    Tâhâ 123. Onlara şöyle dedi: 'Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Elbet size Benden bir yol gösteren gelir; Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur.'
    ) Bu türün Neandertaller ile aynı zamanda yaşadığı ve bu iki türün birbirleriyle karşılaştığına dair arkeolojik kanıtlar da mevcuttur. Kimi görüşler de, bu iki türün birbirinin farklı olduğunu fark etmeden birlikte üremiş olabileceğini, dolayısıyla da günümüz insanının kökeninde Neandertaller'in de olduğunu iddia etmektedir.Neandertal insanının kemik-iskelet yapısı günümüz insanından oldukça farklıdır.Neandertal insanının çene kemiğindeki mandibular kemik kanalının tipik yapısı ayırt edici bir temel özelliktir.

    İnsan, alet kullanabilmesini sağlayan, kolların serbest olduğu dik bir vücuda sahiptir. Beyni soyut düşünme, anlam verme, konuşma ve kendini gözleyebilme yeteneklerine sahiptir. Alet kullanabilmesi ve zihninin özellikleriyle insan diğer canlılardan ayrılır. İnsan doğaya uyum sağlamak zorunda olmayan tek canlıdır. Doğayı anlayabilir, denetimi altına alabilir ve kendi amaçları doğrultusunda doğanın güçlerini kullanabilir.

    İnsan; maymun, şempanze, goril ve orangutan ile birlikte, Hominioidea üstfamilyasında bulunan çift ayaklı primattır. Evrim teorisine göre bu canlılar ile ortak bir atadan evrilmiştir.(kur-an'da Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şâhid olasınız.
    Elçi de size şâhid olsun. Biz, Elçi'ye uyanı, ökçesi üzerinde geriye
    dönenden ayıralım diye, eskiden yöneldiğin Ka'be'yi kıble yaptık. Bu,
    Allâh'ın yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allâh
    sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allâh, insanlara şefkatli,
    merhametlidir./bkara süresi 143/

    İnsanlar, gelişmiş sosyal yapılar kurmuşlardır. Bu yapılar duruma göre aynı amaca yönelik birlik veya rakip olabilirler. Aile en temel sosyal yapı sayılabilir. Güvenlik ve adalet için devletler kurmuşlardır. Aynı dili konuşanlar milletleri oluşturmuşlardır.

    İnsanlar, dünyayı anlamak ve denetlemek için bilim ve teknolojiyi geliştirdiler. İnançlar, efsaneler, gelenekler, değerler ve toplumsal kurallar insanın hayatında önemli bir etken olan kültürü oluştururlar.

    İnsan zihninin temel özelliği bilinçtir. Bilinç ile birlikte, kendini gözleyebilme, zamanı algılayabilme ve özgür irade insanda bulunan özel niteliklerdir. Psikoloji bilimsel bakış açısı ile insan zihnini incelerken, dinler değer yargıları ile insanı inceler. Yapılan davranışın iyi veya kötü olması ile ilgilenir.

  • Orhan Acar
    Orhan Acar

    İNSAN NEDİR?

    Doğadaki diğer biyolojik canlılarda olduğu gibi varolduğu yaşam serüveninde bir çok evrimsel süreçten geçmiştir insan… Ayakları üzerinde durabilmiş, maddeye şekil verip tasarımlar yapabilmiş, elleri ile üretebilmiş ve tüm bunların sonucunda kendini bir bütün olarak ifade edebilecek sanatı ve kültürünü oluşturmuştur. Belki de bu şekilde yaşamı anlamayı, kendini duyumsayabilmeyi öğrenebilmiştir. Ama asıl önemlisi, kendini bir varlık olarak algılama becerisini gösterebilen bilinen tek varlık olmuştur. Sancılı bir süreçtir bu…Eski Hint kültüründe, insan bütün canlılarla kendini bir algılar. Bu düşünüşe göre doğada canlılar birbirlerine bağlı olarak bir aradadır. Klasik Yunanda ise insanın düşünce ve duyguları ile diğer canlılardan ilk kez ayrıldığı görülmektedir; İnsana özgü olan akıl ile insan kendisini diğer varlıkların önüne çıkarır ve bir noktada tanrılıkla bağlanır (Logos) . Descartes’ da insan aklı ile tanrısallık bir arada algılanır. Dünyanın varlığından tanrıya giden yol bırakılıp, Tanrılıkta kökünü bulan, bilen aklın ışığından dünyanın çıktığı şeklinde bir sonuçlanmaya varılır. İbni Sina’dan Spinoza’ya ve Hegel’e kadar gelen panteizm, insan tini ile Tanrısal tinin özdeşliğini ana öğretilerden biri haline getirmiştir. Artık insanın tinsel farklılığı irdelenmektedir. Leibniz bunu daha da ileri götürmüştür. Ona göre insan kendinde bir tür küçük tanrıdır.

    Tarih boyunca kendi üzerindeki bilincinin gelişip artmasıyla insan artık kendisinin kim olduğu, bu evren içerisinde yerinin ne olduğu sorularını da sormaya başlamıştır. Scheler’e göre insanın bu sorgulamaları onu birçok sonuca götürmüş, bu sonuçların etkileri de kendisini insanlık tarihi olarak ortaya koymuş olduğundan, tarihte ortaya çıkan insanlıkla ilgili ide’leri beş farklı ana madde üzerinde toplamıştır;

    Scheler, özellikle Yahudi ve Hıristiyan geleneğine bağlı olan çevrelerin, dinsel inancın insan üzerindeki ide’si ile algılanan insan düşüncesini dile getirir. Tanımlanan bu ilk ide, Tanrı tarafından yaratılan bir çift insan tasarımının (Adem- Havva) insanlık üzerinde kendisi hakkında bıraktığı etkidir. Bu düşünceye göre, insan daha doğuştan günahkardır. Çünkü aklı ve özgür iradesiyle işlediği günah sonucu Tanrı tarafından cennetten kovulmuştur. İnsanın aklı sayesinde ulaştığı Tanrı kavramı, yine bu aklın, Tanrıyla ama temelde kendisiyle çatışması olarak belki de insanlığın yarattığı ilk mitos biçiminde ortaya çıkmış olması gerçekten çok ilginçtir.

    İnsanlık üzerinde en çok kabul gören ikinci ide “Homo sapiens” ide’sidir. Yunanlıların ulaştığı bu düşünce, insanın bir “akıl varlığı” olduğudur. Bu düşünce ilk olarak Anaksogoras tarafından dile getirilmiş, Platon ve Aristoteles tarafından da felsefi biçimde açıklanmaya çalışılmıştır. Aristoteles’e göre “Anima rationalis” ide’si yani aklın yolundan giderek bilgi ağacını tanıma ve cennetten kovulma düşüncesi sonraları Hıristiyan felsefesinde de insan özünün “Anima rationalis” ide’si ile tanımlanmasını doğurmuş, bilgi ile günah bir arada algılanır hale gelmiştir. Homo sapiens ide’si insanı hayvandan ayıran bir özelliktir. Akıl aracılığı ile insan varolanı olduğu gibi tanımaya, Tanrıyı, evreni ve kendini bilmeye elverişli hale gelebilmiştir. Aristoteles’ten Kant’a homo sapiens ide’sini kabul eden hemen bütün filozoflar için insan Tanrıca bir etmendir. İşte bu etmen, kaosu kozmos’a çeviren şey ile ilkece aynıdır. Bu durum ise “aklın değişmezliği” tartışmalarına neden olmuştur. Hegel tarafından yadsınmış olan aklın değişmezliği ona göre eksik bir bakış açısıdır. Hegel tarihi aklın ürünlerinin bir toplamı olarak değil, insanlık tininin bir biçimlenmesi olarak görür. Tarih ona göre, Tanrılığın insanın ideler dünyasında anlaşılması ve kendi kendisinin farkına varılmasının meydana getirdiği sürecin adıdır.

    İnsan üzerindeki üçüncü ide, naturalist, pozitivist, ve daha sonra pragmatist öğretilerin kabul ettiği “homo faber” ide’sidir. Bu düşünceye göre insan temelde hayvanlardan çok da farklı olmayan bir “içgüdü varlığı”dır. Bacon, Hume, Spencer gibi pozitivistlerin insan anlayışları, onun içgüdü varlığı olduğu yönündedir. Çalışan, konuşan, alet yapan, aklını ve mantığını ancak uğraşları ile kuran bir varlıktır insan. Özde düşünen değil yapabilen, şekil veren, üretebilendir.

    İnsan için ortaya atılan dördüncü ide ise, onun tarih içerisindeki soysuzlaşmasına değinir. Bu görüş, evrimleşme sürecini tamamlayamayan insanın bu eksikliğini giderebilmek üzere varolmak için üretmek zorunda olduğu aletleri kullanma gereksiniminden bahseder. Evrimsel olarak genetik yapılanmasını doğa ile uyumlu hale getiremeyen insan yok olması gereken bir canlı türüdür. Ancak bu yok oluşu o kendi tinsel yapısı ve aklı ile aşmıştır

    İnsan üzerine günümüz felsefesinde ortaya konan beşinci ide Scheler’e göre kendisini öylesine mağrur ve baş döndürücü bir yüksekliğe koymuştur ki artık insan, üst insan kimliği ile karşılaştırıldığında “utanç verici” bir varlıktır. Üst insan tek sorumlu olan bir efendidir. Yaratıcıdır. Tarihin kendisinde anlam bulduğu yegane varlıktır. Özde ortaya konan bu ateizm kavramı, insanın bir kişi olması için teist Tanrı kavramının varolmaması gerekliliği esasına dayanır. Hartman’a göre insanın dışında bir varlığın geleceği belirlemesi özgür ve kendinden sorumlu bir varlık olarak insanı ortadan kaldırır.

    İnsanın insan hakkında düşünce tarihinde söylediği yığınla söz ve ürettiği çok sayıda düşünceden sonra vardığı nokta aslında bir yere varamamış olmasının yarattığı içsel çelişkidir. Tarih boyunca insanın aklı ve tinsel yapısıyla ulaştığı Tanrı kavramı, yine aynı akıl tarafından yok edilebilmektedir. Ama asıl paradoksu oluşturan, Tanrıyı reddedebilen insanın, evrende kendisini farklı bir yere koyarken ve insanı tanımlarken, Tanrıyı algılamasını sağlayan tinsel özelliğini her şeye rağmen ortaya koyma çabasıdır. Dolayısıyla aslında insanoğlu bilir ki, Tanrıyı anlamak insana özgüdür ve insanca bir eylemdir. Özetle, bu bir çıkmaz sokaktır. Bu durum ise yaşadığımız çağda, kendi ürettiği en büyük soruya yanıt bulduğunu kabul eden insanı başka açmazlara götürür. İşte böylesi bir durumda da sorulması gereken temel soru, düşünen insanın felsefi “uyanış” ını reddeden çözümlerin oluşturduğu problemlerin neler olabileceğidir?

    Bir yanda, Tanrıyı sorgulayarak ondan bir şekilde uzaklaşmayı becermiş insan gerçeği vardır. Tanrıyı anlamayı düşünsel boyutta artık gerekli bulmayan insan, varoluşunu anlamak, kendini bilmek adına girdiği bu savaştan vazgeçerek ve tinsel yapısından tekrar koparak bir anlamda insanlığından uzaklaşmakta mıdır? Evet…yanıtlanması zor bir sorudur bu. Ancak insan olma bilinci ve kişi olma sorumluluğu insanı tam anlamıyla tüketmiştir. Belki de bu yüzden vazgeçmiştir günümüz insanı. Yenilmiştir. 19. yüzyıl sonrası ortaya çıkan bilimselci anlayışın faydacı bir bakış açısıyla bütünleşerek değerlendirme ölçütü haline gelmesi başka hangi nedenlerden dolayıdır? Tanrıya insanlaşması için gereksinimi olan insanın onu reddedemeyip göz ardı etme çabasıdır bu. Artık gerçek, sadece denenebilir ve tekrar edilebilir doğruların kendisidir.

    Öte yanda ise, sanki başka bir dünyada aynı süreç, tanrıyı değil kurallarını yaşamak adına koşulsuz ve sorgusuz bir inancı önermektedir. Çünkü yine yanıtın bulunduğu kabul edilmiştir. Ancak sorunun yanıtını kim vermiştir? soruyu soran akıl mı? Yoksa aklın bulduğu Tanrı mı? Neden artık insanın tinselliği bir yerden sonra gereksiz yada yetersiz bulunabilmektedir? Sanırım yanıtımız ne olursa olsun, bu düşüncenin, sonuçları açısından yine benzer bir şekilde, insanı, sorgulamama noktasına getirebilmesi oldukça düşündürücüdür.

    Günümüz dünyasında felsefi eğitim konusunda niçin eksik kalınmıştır? Neden ısrarla felsefi düşünceden bilinçli bir şekilde uzaklaşılmakta, bahis konusu edilmemektedir? Öyle görünüyor ki bu durum günümüz dünyasını belirleyen değerlerle, anlayışlarla ve görme açılarıyla ilgilidir. Artık “insan olma bilincinin” rafa kaldırıldığı 21. yüzyılın başlarında “humanitas” idealinin üst bir noktası olarak insan hakları düşüncesine ulaşabilmiş olan insanın, bu hakların ihlalinin önüne neden geçemediği de kanımca son derece açıktır. Felsefi bilginin temeli olarak bağımsız ve yaratıcı düşünmenin zayıfladığı, kendini dar çevresinden soyutlayarak bir bütün olarak algılayabildiği “theoria” yönünü yitirdiği, bilginin, bütünlüğü olmayan ve birbirinden kopuk uzmanlıklarla sınırlandırıldığı dünyamızda insanın kendini anlama çabası, faydacı anlayışından dolayı son derece gereksiz bulunmaktadır. İşte bu yüzden toplum bilimcilerin ısrarla sorgulamaya ve anlamlandırmaya çalıştığı insanın etik anlayışı yok olma sürecine girmiştir. İşte bu yüzden günümüz Türkiye’sinde temel eğitimin üzerinde böylesine hesaplar yapılmakta, “kişi” olabilecek kuşakların, yönetenlerin faydacı anlayıştan kaynaklanan çıkarları uğruna, sorgulayamayan “sürü insan”lar haline gelebilmesi için elden gelen her çaba sarf edilmektedir. Ve işte bu yüzden, tüm teknolojik avantajlarına rağmen günümüz insanı için “İNSAN OLMA SORUNU” ve “İNSAN NEDİR? ” sorusu daha önemli hale gelmiş, onun insanlaşması için temel gerekliliğin yanıtın kendisinde değil sorulan sorunun oluşturduğu eylemde, yani “ARAMAK” ta olduğu inanıyorum ki daha da belirginleşmiştir.

  • Ben O
    Ben O

    dogar yasar ölür...