inkardır özümüz....inkarla başladık inkar üzre devam etmek nasip olsun inş...Allahtan gayrisini inkar ile...ne demiştik ne de olsa....La ilahe illallah...
O zaman hışmımızı gördüklerinde: 'Allah'ın BiRliğine inandık ve ona ortak koştuğumuz şeyleri inkar ettik! ' dediler.
Dediler ama, hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah'ın kulları hakkındaki süregelen kanunu (bu) , işte hüsrana bu noktada düştü kafirler!
İnkar etmek kolaydır. Kişi gözünü kapar, sonra 'Yoktur' der. Bu konuda bir Avustralya yerlisi ile bir kürsü başkanının, Ebu Cehil ile Darwin'in arasında fark yoktur. Bunların inkar ettikleri şey hakkındaki bilgilerini karşılaştırmak, bir dizi sıfırı birbiriyle mukayese ederek hangisinin daha büyük olduğunu anlamaya çalışmak kadar abes olur. Hatta inkar üzerine bir münakaşa yürütmek dahi imkansızdır; zira olmayan şeyin olmayan unsurlarını kullanarak bir yere varamazsınız. İnkar ehlinin onca deliller karşısında inkarında direnmesine sebep de budur. William G.McAdoo'nun, dediği gibi, 'Cahil bir adamı münakaşada mağlup etmek mümkün değildir.'
Kendi kederlerimi taşımaya alıştım. Ama ya başkalarının kederi? Onu taşımaya alışamıyorum bir türlü. Başkalarına bakan gözlerimin gördüklerine dayanamıyorum. Cehennemim yoruyor beni. Bir boşlukta eriyip gitmeyi özlüyorum artık. O boşluğu hiçbir şey doldurmasın. Bir boşluğa akmayı özlüyorum yalnızca. Aklımda hep o tuhaf cümle: “Siz gidin, ben sonra gelirim.” Herkesten geri kalmak, kervandan kopmak istiyorum. Dostlarımda bir teselli değil artık. Kendi cehennemime neden alayım onları? Onlara verecek neyim var, her şeyi komik bulan kederim, kendinden yorulan gözlerim ve hiç dinmeyen yangınımdan başka? Kendi sesim bana yabancı geldiğinde bitmişti aslında bu iş. Kendi söylediklerim komik geldiğinde bitmişti. Ayrılırken “Allahaısmarladık” demek zorunda kalacağım kimseyi istemiyorum. Kendi cehennemimde yok olup gitmek istiyorum. İnsanların bana vereceği hiçbir şeyi istemiyorum. Hiçbir armağanı taşıyamayacağım. Aşkınızı istemiyorum, sevginizi, dostluğunuzu, öfkenizi, acınızı istemiyorum. Gözlerimi kimseye vermeyeceğim. Onların gözlerini de istemiyorum. Kendimi ne kendi gözlerimle, ne başkasının gözleriyle görmeye tahammülüm yok. Şarkılarla kitaplardan da vazgeçiyorum. Her şeyden ve herkesten vazgeçiyorum. “Cehennem benim” diyorum ben. Kurtarabilir misiniz beni cehennemimden? Gözlerimi size ödünç versem, kaçınız, bana, benim gözlerimle bakmaya tahammül edebilirdiniz? Gördüklerimi size söylemiyorum asıl ihanet bu. Hayat, taşınamayacak kadar ağır, devasa pırlantadan bir heykel. Yaşamak, bu heykeli parçalayıp, kırıntılarından yeni heykeller yapmaya uğraşmak. Hayat taşınamayacak kadar ağır benim için. Parçalamaya ise gönlüm razı değil. Siz heykelinizi kendiniz parçalayın, ben benimkini bütün taşıyacağım! Terk edilmiş bir salonda unutulmuş bir idare lambası fitili gibi tüte tüte erimeyi özlüyorum. Ben kendi kederime alışkınım, ama sizin kederinize alışamıyorum. Nankörün biriyim, her şeyi inkar ediyorum. Aşklarınızı, dostluklarınızı, sevgilerinizi inkar ediyorum. Beni sevinçlere boğduğunuz bütün anları inkar ediyorum. Bana verdiğiniz bütün o mutlulukları inkar ediyorum. Bana dokunuşlarınızı inkar ediyorum. Dokunmayın bana değmeyin! .. Yaptığım her şeyden pişmanım ama bir daha yaşasam gene böyle yaşardım. Cehennem benim ve bir tek şey söylemek istiyorum: Siz gidin ben sonra gelirim...
Hayatı boyunca kafasını yerden kaldırmayan adam, ölürken acı bir şekilde: "yıldızlar hiç var olmadı." dedi.
yaptıysan inkar etme..
inkar edeceksen yapma...
Çaresiz insanların son sığnağıdır 'inkar teknesi...'
'Ben duymadım, ben görmedim, ben neden böyle bir şey okumadım...'
Duysaydın, görseydin, bilseydin...
...
inkardır özümüz....inkarla başladık inkar üzre devam etmek nasip olsun inş...Allahtan gayrisini inkar ile...ne demiştik ne de olsa....La ilahe illallah...
inkar var inkar var inkardan inkara fark var
lailaheillallah
ALLAH ı inkar etmek aklıma bir o geliyor
cezası çok buyuk
korkakların, kendileriyle yüzleşmeye utananların başvurdukları ilk şey..
“inkârın kazancı, kandırdıklarıdır.
ama kandırdıklarına kazandıracağı birşeyi yoktur.”
diye söylenilir
O zaman hışmımızı gördüklerinde: 'Allah'ın BiRliğine inandık ve ona ortak koştuğumuz şeyleri inkar ettik! ' dediler.
Dediler ama, hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah'ın kulları hakkındaki süregelen kanunu (bu) , işte hüsrana bu noktada düştü kafirler!
(Mümin 84.85)
Fakat O kendilerine ilim verilmiş kimselerin sinelerinde parıldayan parlak ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkar eder. (Ankubat 49)
Nihayet geldikleri zaman, Allah: 'Siz, Benim ayetlerimi, onları ilmen kavramadığınız halde yalanladınız mı? (Neml 84)
bir çok defa
inkar edilenler
arasına girer
İnkar etmek kolaydır. Kişi gözünü kapar, sonra 'Yoktur' der. Bu konuda bir Avustralya yerlisi ile bir kürsü başkanının, Ebu Cehil ile Darwin'in arasında fark yoktur. Bunların inkar ettikleri şey hakkındaki bilgilerini karşılaştırmak, bir dizi sıfırı birbiriyle mukayese ederek hangisinin daha büyük olduğunu anlamaya çalışmak kadar abes olur. Hatta inkar üzerine bir münakaşa yürütmek dahi imkansızdır; zira olmayan şeyin olmayan unsurlarını kullanarak bir yere varamazsınız. İnkar ehlinin onca deliller karşısında inkarında direnmesine sebep de budur. William G.McAdoo'nun, dediği gibi, 'Cahil bir adamı münakaşada mağlup etmek mümkün değildir.'
Kendi kederlerimi taşımaya alıştım. Ama ya başkalarının kederi? Onu taşımaya alışamıyorum bir türlü. Başkalarına bakan gözlerimin gördüklerine dayanamıyorum.
Cehennemim yoruyor beni. Bir boşlukta eriyip gitmeyi özlüyorum artık. O boşluğu hiçbir şey doldurmasın. Bir boşluğa akmayı özlüyorum yalnızca. Aklımda hep o tuhaf cümle: “Siz gidin, ben sonra gelirim.” Herkesten geri kalmak, kervandan kopmak istiyorum. Dostlarımda bir teselli değil artık. Kendi cehennemime neden alayım onları? Onlara verecek neyim var, her şeyi komik bulan kederim, kendinden yorulan gözlerim ve hiç dinmeyen yangınımdan başka? Kendi sesim bana yabancı geldiğinde bitmişti aslında bu iş. Kendi söylediklerim komik geldiğinde bitmişti. Ayrılırken “Allahaısmarladık” demek zorunda kalacağım kimseyi istemiyorum. Kendi cehennemimde yok olup gitmek istiyorum. İnsanların bana vereceği hiçbir şeyi istemiyorum. Hiçbir armağanı taşıyamayacağım. Aşkınızı istemiyorum, sevginizi, dostluğunuzu, öfkenizi, acınızı istemiyorum.
Gözlerimi kimseye vermeyeceğim. Onların gözlerini de istemiyorum. Kendimi ne kendi gözlerimle, ne başkasının gözleriyle görmeye tahammülüm yok.
Şarkılarla kitaplardan da vazgeçiyorum. Her şeyden ve herkesten vazgeçiyorum. “Cehennem benim” diyorum ben. Kurtarabilir misiniz beni cehennemimden? Gözlerimi size ödünç versem, kaçınız, bana, benim gözlerimle bakmaya tahammül edebilirdiniz?
Gördüklerimi size söylemiyorum asıl ihanet bu. Hayat, taşınamayacak kadar ağır, devasa pırlantadan bir heykel. Yaşamak, bu heykeli parçalayıp, kırıntılarından yeni heykeller yapmaya uğraşmak. Hayat taşınamayacak kadar ağır benim için. Parçalamaya ise gönlüm razı değil. Siz heykelinizi kendiniz parçalayın, ben benimkini bütün taşıyacağım!
Terk edilmiş bir salonda unutulmuş bir idare lambası fitili gibi tüte tüte erimeyi özlüyorum. Ben kendi kederime alışkınım, ama sizin kederinize alışamıyorum. Nankörün biriyim, her şeyi inkar ediyorum. Aşklarınızı, dostluklarınızı, sevgilerinizi inkar ediyorum. Beni sevinçlere boğduğunuz bütün anları inkar ediyorum. Bana verdiğiniz bütün o mutlulukları inkar ediyorum. Bana dokunuşlarınızı inkar ediyorum. Dokunmayın bana değmeyin! .. Yaptığım her şeyden pişmanım ama bir daha yaşasam gene böyle yaşardım. Cehennem benim ve bir tek şey söylemek istiyorum: Siz gidin ben sonra gelirim...
psikiatride bir savunma mekanizması...
Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma.