Kültür Sanat Edebiyat Şiir

ingiltere sizce ne demek, ingiltere size neyi çağrıştırıyor?

ingiltere terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Futbolla beraber emperyalizmin de beşiği olan ülke..

  • Yaşar Özcan
    Yaşar Özcan

    hüsran

  • Yaşar Özcan
    Yaşar Özcan

    on beş gün kalıp bir gün güneş yüzü gördüğüm ülke.

  • Ra
    Ra

    Öldürdün mü Ingiliz gibi öldüreceksin

    kimsenin sesi cikmayacak
    bir centilmen tavri icerisinde
    ve bütün zamanlarin en kahpe sekliyle
    daima arkadan vuracaksin
    sinsice kahpece....

    öldürdün mü iste böyle öldüreceksin
    islenecek bir karis topragi
    icecek bir yudum suyu olan
    her bir cografyanin senin olmasi için
    kongre kararlari meclis kararlari cikartacak
    oturdugu topragina
    icecegi suyuna göz diktigin insanlari
    zalimce hunharca
    ama mutlaka yasal bir sekilde öldüreceksin
    ölümü yasalllastiracaksin

    öldürdün mü böyle öldüreceksin......

  • Gökhan Çakır
    Gökhan Çakır

    İNGİLİZLERDEN NEFRET EDERİM...

  • Gökhan Çakır
    Gökhan Çakır

    Birinci Dünya Savaşı öncesi Britanya topraklarının 240 katı kadar sömürge sahibi...

  • Gökhan Çakır
    Gökhan Çakır

    Aslında herşeyin sebebi İngiltere'dir...Şu anda Amerika'Yı gaza getiren
    ve Irak'ı güzel güzel sömüren...ve neredeyse hiç savaşmadan...

  • Gökhan Çakır
    Gökhan Çakır

    Dünya'nın huzurunu bozan tek devlet..
    yüzyıllar boyunca..yüzmilyonlarca insanı katleden..

  • Baran Demir
    Baran Demir

    Topraklari uzerinde yasadigim ulke. Okur-yazarlik orani %99

  • Harun Çat
    Harun Çat

    değilse bu enGILiş yazılar neyin nesi...

  • Harun Çat
    Harun Çat

    ...mi burası.....

  • Nuray Yılmaz
    Nuray Yılmaz

    soğuk,kızıl suratlı insanlar ülkesi

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    İnsanlara ünvan verip topraklarını alan dünyanın en büyük sömürge imparatorluğunu kurmuş, gelir seviyes yüksek, muhteşem zengin yağmurlu iklimin soğuk kanlı insanlarının yaşadığı ülke..

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    OSMANLI - İNGİLİZ MÜNASEBETLERİ

    İngiltere'nin Osmanlı Devleti içinde yaşayan Ermenilere karşı ilgi duyması 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra başlar.

    1787'de Osmanlı-Rus Savaşı başlayınca İngiltere Hükümeti'nin başında bulunan William Pitt, Rusya'nın devamlı güneye sarkması ve kuvvetli bir Karadeniz devleti olması halinde, İngiltere için tehlike olabileceği endişesini ilk defa hissetmiş ve Rusya'ya karşı Osmanlı Devleti'ni desteklemek lüzumunu duymuştur. Pitt'in 1783'de başlattığı bu politika değişmeden bir asır, Gladstone'un başbakan olmasına kadar sürmüştür. Pitt 1787-1792 Osmanlı-Rus savaşında Avusturya'yı Rus ittifakından ayırmayı başardığı gibi, özellikle Fransız ihtilalinden sonra Prusya'yı da yanına alarak Rusya'yı tazyike başlamış, hem savaşın sona erdirilmesini, hem de Odesa'nın geri verilmesini temin için işi harbe girmeye kadar götürmüştür. Hükümet içindeki ihtilâf dolayısıyla savaşa katılmak projesi yürümemekle beraber, Rusya harbe son vermeye mecbur kalmıştır.

    İngiltere'nin bu tarihten itibaren 1814'e kadar Fransa ile mücadelesine şahit oluyoruz. Bu mücadele sebebiyle 1806 Fransa-Rus harbinde İngiltere, takip ettiği politikaya rağmen Fransa'ya karşı yalnız kalmamak için Rusya'yı desteklemiş ve hatta donanmasını Marmara'ya sokmuştur. Ancak 1807'de Tilsit'de Rusya ile Fransa anlaşınca Osmanlı-İngiliz dostluğu yeniden başlamış, 1812'de Viyana Kongresi toplandığı zaman İngiltere, Osmanlı hudutlarının Kongrece teminat altına alınmasına çalışmış, Rus tehlikesinden korkmaya başlamış olan Avusturya Şansölyesi Metternich'in de desteklemesine rağmen, Rus Çarı Aleksander buna yanaşmamıştır.

    Yunan isyanında İngiltere'yi Yunanistan'ın yanında görüyoruz. Bununla beraber, İngiliz Başbakanı Caning'in bu tutumunu Rusya ile ittifak olarak görmek doğru değildir. Zira Caning'in, Yunanistan'ın ergeç istiklâlini kazanacağına, bunu Rusya'ya borçlu olmak yerine İngiltere'ye borçlu olursa, Akdeniz'de kendisine dost bir devlet ortaya çıkacağına inandığı kabul edilir.

    Bu isyan sırasında başlayan 1828-1830 Osmanlı-Rus Harbine İngiltere seyirci kalmış, ancak Eflak-Boğdan'ın fiilen Rus nüfuzuna girişi, hem İngiltere'yi, hem Avusturya'yı ciddi endişeye sevketmiş ve Doğu'da Rusya'nın Kafkasya'ya yerleşmeye başlaması, Hind yoluna bir hazırlık olması sebebiyle İngiltere'yi büsbütün huzursuz etmiştir.

    Bu sebepledir ki, İngiltere, 1853 yılında Rus Çarı II. Nikola'nın İngiliz Büyükelçisine 'Kollarımızın üzerinde çok hasta bir adam var, samimiyetle belirtmeliyim ki, gerekli bütün hazırlıklar yapılmadan bu hasta ölüverirse büyük bir felaket olur' şeklindeki, Osmanlı Devleti'ni taksim teklifini kabul etmemiş ve Kırım Harbi'nde Osmanlı Devleti'nin yanında yer almıştı. Rusya'nın İngiltere'ye Girit ve Mısır'ı peşkeş çektiği; Eflâk-Boğdan, Sırbistan ve Bulgaristan'ı ise kendisine istediği bilinmekteydi.

    Kırım Harbi'nden mağlup çıkan Rusya, bir süre doğuya, Asya'ya dönmek zaruretini duymuş, Vladivostok'u ele geçirerek Sibirya'nın işgalini tamamladıktan sonra, Türkistan'ın işgaline girişmiştir. Rusya'nın Asya'daki bu yayılışı, özellikle Türkistan'ın işgaline başlanması, İngiltere'nin Hindistan'daki çıkarları için tabiatiyle bir tehlike teşkil etmekte idi.

    1870'li seneler, Avrupa'da, Almanya ve İtalya'nın millî birliklerini tamamladıkları ve Rusya'nın da 1863'deki Polonya isyanından sonra başlattığı Panislavizm politikasını şiddetlendirdiği yıllardır.

    1877-78 Osmanlı-Rus savaşını Osmanlı Devleti tek başına sürdürdü ve savaşın sonunda çok ağır şartları olan Ayastefanos Antlaşması'nı imzaladı. Ancak, bu antlaşmaya gerek Avusturya, gerek İngiltere şiddetle itiraz ettiler. Bismark'ın da onlara katılması, Berlin Kongresi'nin toplanmasına ve Berlin Antlaşması'nın imzasına yol açtı ve Rusya'nın kazançları büyük ölçüde elinden alındı.[1]

    Berlin Kongresi'nden sonra İngiltere'nin siyasetinde büyük bir değişiklik oldu. 1880 yılında ikinci defa başbakanlığa gelen Gladstone, Pitt'in vazetmiş olduğu ve bir asırdır yürütülen politikayı değiştirerek Osmanlı Devleti'nin coğrafî bütünlüğünü korumaya son verdi. Bu politik değişiklikte dinî faktörlerin ve Gladstone'un konformist görüşleri ile İslâm düşmanlığının büyük rolü olmuştur.[1]

    Berlin Kongresi'nden sonra tekrar Uzak Doğuya yönelen Rusya, Asya'da İngiltere ile yeniden rekabete girdiği gibi, Osmanlı Devleti'ne karşı da bir dostluk siyasetine dönüyordu. Ancak bu da çok uzun sürmedi. 1905'de Japonya'ya yenilince 1907'de İngiltere ile Rusya, Asya'daki nüfuz sahaları üzerinde bir anlaşmaya vardılar. Bu tarihten sonra İngiltere, Rusya ve Fransa ile birlikte Osmanlı Devleti'nin taksimine dair projeler yapmaya başlayacak ve I. Cihan Harbi'nde bu planları gerçekleşecektir.

    http://www.devletarsivleri.gov.tr

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    1455 yilinda ''Iki gul Savasi'' ile baslayan kilometre taslari 1533 Roma'dan kopus gerceklesmis ve Anne Boleyn kralice oldu ve Cagdas ingiltere'nin dogusu resmilestirmistir. Peki sonra ne oldu dersiniz 1535 yilinda Sir Thomas More ve John Fisher idam edilmistir. Sonra 1536 katolik ayaklanmasi. 1540'da Thomas Cromwell idam edilisi. 1549 Cagdas denilen Ingiltere'nin her yerinde dinsel ve toplumsal ayaklanmalar...Sadece ilk 16 yil, yorum yapmiyorum siz dusunun...

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    1750 sanayi devrimi kapitalizmin ve sosyalizmin asıl başlangıç tarihi

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    sonunda yaz geldi ama ne olur ne olmaz yorganları kaldırmayalım...

  • Mehmet Aydın
    Mehmet Aydın

    İngiltere parlemento binasının girişinde 'İngilterenin dostu yoktur,çıkarı vardır' diye yazıyor.
    (ibrahim Refik, Destansı Hüzün)

  • F
    F

    Monarşik bir yönetim yapısına sahip olan İngiltere de; gerçek iktidar, seçimlerde birinci olan partinin lideri ve aynı zamanda Bakanlar kurulunun başkanı olan Başbakan'ın idaresinde bir Krallıktır. Başbakan hükümetin başında bulunur. Devletin başında ise Kraliçe bulunur. Kraliçenin sembolik başkanlık konumuna karşın yasama görevi meclise aittir. Yasama işlevini yerine getiren İngiliz meclisi Lordlar Kamarası ve Avam Kamarası diye iki bölüme ayrılır. Lordlar Kamarası (House of Lords) üyeleri babadan oğula geçen lord unvanı taşıyanlardan ya da Kraliçenin atadığı isimlerden oluşur. Avam Kamarası ise (House of Commons) seçimle işbaşına gelen 650 kişiden oluşan bir meclistir. Yasalar çıkarılırken önce Avam Kamarası'nda ele alınır ardından Lordlar Kamarasında da ele alınmasından sonra Kraliçenin onayı ile yürürlüğe konulur. İngiltere, yazılı anayasasının olmaması ile hemen hemen benzersizdir ve devlet yapısını, genel hukuk, kanunlar, özel kararlar ve uzun vadeli uluslararası anlaşmalar teşkil eder. Muhafazakarlar ve Emek Partisi; başlıca siyasi partiler olsa da, 1980'lerin ortalarında (daha sonra Liberal Demokratlar ismini alan) Liberal ve Sosyal-Demokrat partilerin ittifakı bu dengeyi tehdit etmiştir. İngiltere'de etkin bu iki partiden hiç biri, Unionistler ve SDLP ile ortak yönetilen Kuzey İrlanda'nın Yönetim Meclisi'nde millet vekili koltuğuna sahip değildir. İngiltere Parlamentosu'nda Wales ve İskoçya’nın Milliyetçi hareketlerini temsil eden birkaç millet vekili vardır. Bununla birlikte, partinin ulusal seçimlerde kazandığı başarı, Parlamento'da alacağı koltuk sayısı ile orantılı olduğu için mecliste küçük partilere rastlanmaz. Tarihini tespit etme başbakanın elinde olsa da, seçimler düzenli olarak her beş yıl yapılır.. Şu anda İngiliz hükümetin başında bulunan İşçi Partisi lideri Tony BLAİR, 1997 seçimlerinde çoğunluğu sağlayarak işbaşına gelmiştir.