İftira: Doğruluğundan kesinlikle emin olunmayan bir konuda söz söylemek, bu sözü gerçekmiş gibi aktarmak ve yayılarak halk arasında gerçeklik kazanması.
İftira; bir kişiye haksız yere, yapmadığı halde suçu onun üzerine atmaktır. Yapmadığı halde kötü bir işi birisine yükleme, yalan yere birisine suç isnat etme. Aslı olmayan bir konuda etrafa yalan yanlış bilgiler yaymak.
İftira Olmayan bir şeyi olmuş gibi anlatmak veya nakletmek Hayatta insanoğlunun çeşitli arzu ve beklentileri vardır Bu beklentilerine bazen erişemeyebilir Böyle bir durumda, bazıları kendi kaderine razı olurken; bir kısım insanlar da arzu ettiklerini zorla elde etmeye çalışırlar Bu bakımdan iftira, bir kimseyi veya bir şeyi elde etmek veya o şeyi başkalarından kıskanıp, zarar verme düşüncesinden kaynaklanmaktadır Her halükârda, dünya için önemli olan bir nesneye karşı olan zaafın neticesinde iftira yapılır.
'Kaynağını iftiradan ve yalandan alır.'- N. Hikmet.
İftira ile gıybeti karıştırmayalım. Arkasından konuştuğunuz kişide onun gıyabında bahsettiğiniz kötü özellikler mevcut ise, yaptığınız gıybettir. İftira ise daha ağır bir günahtır. Çünkü iftirada, arkasından konuştuğunuz kişide o kötü özellikler onfda bulunmadığı halde varmış gibi çekişştirme söz konusudur, bu nedenle iftira gıybetten de ağırdır
Birine iftira attıysanız, (yada ileride atacak olursanız)
LÜTFEN UNUTMAYINIZ Kİ;
İftira zinadan daha büyük günahtır. En büyük kul hakkı yemektir. Kurtuluşu ve affı ancak iftira attığınız kişinin sizi afetmesi ve kalbten bağışmaması ile mümkündür.
Hz Ayşe validemize yapılan o asılsız davranışı anımsamaktayım.
Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Bunu, Hz. Âîşe ile ilgili olarak 'Ifk'* olayında görmekteyiz Olay özet olarak şöyle cereyan etmiştir: Hz. Peygamber ashab-ı kirâmla sefere çıkarken, kura ile belirlenen bir eşini de beraberinde götürürdü. Bu usulle, Mustalıkoğulları Gazâsına da Hz. Âîşe katılmıştı. Konaklama yerinde, devenin üzerindeki gölgelikten (mahfel) tuvalet ihtiyacı için çıkan Âîşe (r.anhâ) , dönüşünde gerdanlığını düşürdüğünü farketmiş, aramak için yeniden çıkmıştır. Bu sırada ordu yola çıkmış, Hz. Âîşe, devenin üzerindeki gölgeliğin içinde zannedilmiştir. Dönüşte unutulduğunu anlayan Hz. Âîşe, orada beklemiş, ordunun arka gözcüsü Safvân b. Muattal O'nu devesine bindirerek yolda orduya yetiştirmişti.
Münâfıkların reisi Abdullah b. Ubey ve arkadaşları bunu fırsat bilerek Hz. Âîşe'ye zina iftirasında (ifk) bulundular. Bir aydan fazla bir süreyle bu dedikodu Medîne'de dolaştı. Hz. Peygamber ve Âîşe validemizin yakınları bu olaya çok üzüldü.
Daha sonra Hz. Âîşe Nûr sûresindeki şu ayetlerle temize çıkardı:
'O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu kendiniz için bir ser sanmayın, bilakis o, sizin için hayırdır. Iftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre cezası vardır. Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır.'
'Iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: 'Bu apaçık bir iftiradır' demeleri gerekmez miydi? '
'Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların da kendileridir'
'Eğer Allah'ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.'
'Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır '
'O asılsız sözü duyduğunuz zaman: 'Bunu konuşmak bize yakışmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi? ' (en-Nûr, 24/1116) .
Hz. Peygamber inen bu ayetleri tebliğ ettikten sonra; 'Ya Âîşe, Allah'a hamd et. Allah seni, iftiracıların isnadından kesin olarak berî kıldı' buyurdu. Bunun üzerine Âîşe (r.anhâ) nin annesi: 'Kızım, kalk da Resulullah (s.a.s) 'a teşekkür et' deyince, Hz. Âîşe; 'Hayır kalkmam ve yalnız Allah'a hamdederim' diye cevap verdi (bk. Buhârî, Tefsîru Sûre, 24/6, Meğâzi, 12, 32, 34, Şehâdet, 2, 15, Eymân, 13, 18, I'tisâm, 28, Tevhîd, 35, 52; Müslim, Tevbe, 56; Ebû Dâvud, Salât, 122; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 194, 195, 197; Kamil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Ankara 1984, VIII, 73-97) .
Iftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevî ve uhrevî bakımdan kendisi zararlı çıkar. Nebî (s.a.s) 'Iftira eden kimse zarara uğramıştır' (Ahmed b. Hanbel, I, 91) buyurur.
Iffetli bir kadına zina isnadında bulunup da bunu dört erkek şahitle ispat edemeyen bir kimse kazıf cezasına çarptırılır. Bunlara ceza olarak seksen değnek vurulur ve bundan sonra şahitliklerine güvenilmez (bk. en-Nûr, 24/4; 'kazf' mad.) . Zina isnadında bulunan kimse kadının kocası olur ve dört şahitle bunu ispat edemezse 'mulâane' yoluna başvurulur (bk.en-Nûr, 24/6-9; 'Liân' mad.) .
İster Ağla İstersen Göbek At Bu Beni İlgilendirmez...Ben Oturup Ağlayalım da Demedim Böyle Bir Amacımda Yok..İftiray Günümüzden Bir Örnek Verdim Sadece.
bir sefer dönüşü medine yakınlarında molka verildiği esnada hz aişe ihtiyaç gidermek için kervandan uzaklaşır.geri döndüğünde görür ki kervan hareket etmiş ve oldukça uzaklaşmıştır..geri döberler diye düşünerek olduğu yerde beklemeyi tercih eder. ve uyuyakalır..safvan bin muattal isimli zat ise kervanı geriden takib ederek arkada kalan unutulanları sonrasında kervandakilere teslim etmeyi vazife edinmiştir.sabaha karşı konak yerinde hz.Aişe validemizi görür ve tanır.ve kervana o günün öğle saatlerinde yetişirler.bunu öğrenen münafıklar 'peygamberin ailesi bir adamla gecelemiş'diyerek iftira atarlar...sonrasında ayet-i kerime iner nur suresi 11-25...kısaca ifk hadisesi budur..
İftira: Doğruluğundan kesinlikle emin olunmayan bir konuda söz söylemek, bu sözü gerçekmiş gibi aktarmak ve yayılarak halk arasında gerçeklik kazanması.
İftira; bir kişiye haksız yere, yapmadığı halde suçu onun üzerine atmaktır. Yapmadığı halde kötü bir işi birisine yükleme, yalan yere birisine suç isnat etme. Aslı olmayan bir konuda etrafa yalan yanlış bilgiler yaymak.
Şu iftira atanlara bir tepsi baklava sunmak lazım. Günahlarımı aldıkları için.
İftira
Olmayan bir şeyi olmuş gibi anlatmak veya nakletmek Hayatta insanoğlunun çeşitli arzu ve beklentileri vardır Bu beklentilerine bazen erişemeyebilir Böyle bir durumda, bazıları kendi kaderine razı olurken; bir kısım insanlar da arzu ettiklerini zorla elde etmeye çalışırlar Bu bakımdan iftira, bir kimseyi veya bir şeyi elde etmek veya o şeyi başkalarından kıskanıp, zarar verme düşüncesinden kaynaklanmaktadır Her halükârda, dünya için önemli olan bir nesneye karşı olan zaafın neticesinde iftira yapılır.
'Kaynağını iftiradan ve yalandan alır.'- N. Hikmet.
İftira ile gıybeti karıştırmayalım.
Arkasından konuştuğunuz kişide onun gıyabında bahsettiğiniz kötü özellikler mevcut ise, yaptığınız gıybettir.
İftira ise daha ağır bir günahtır.
Çünkü iftirada, arkasından konuştuğunuz kişide o kötü özellikler onfda bulunmadığı halde varmış gibi çekişştirme söz konusudur,
bu nedenle iftira gıybetten de ağırdır
Asılsız, ahlak dışı bir fiil..
Çekemediğimiz veya hazmediğimiz bireyleri ve toplumları olayların iç ayrıntısı anlatmadan veya gözümüzle görmüşcesine yalan beyanlarla karalamak..
Kafirlerin inananlara yaptığı iftiralar Mekke döneminde gözümüzün önündedir.
Birine iftira attıysanız, (yada ileride atacak olursanız)
LÜTFEN UNUTMAYINIZ Kİ;
İftira zinadan daha büyük günahtır.
En büyük kul hakkı yemektir.
Kurtuluşu ve affı ancak iftira attığınız kişinin sizi afetmesi ve kalbten bağışmaması ile mümkündür.
Böyle bir ağır yükün altına kim girmek ister ki.
İftira:
Bir kimseyi hiç bir suçu olmadığı halde bilerek ve kasıtlı olarak suçlamaktır.
Gömlegi arkadan yırtmak...
günahtır inanışa göre günahtır. ama gözü kararınca insan yalandan inandığı inancı unutuveriyor.
tanımadan, emin olmadan birini elde edemeyince yapılan şerefsizlik.
Doğruluğundan kesinlikle emin olunmayan bir konuda söz söylemek,
ve bu sözün halk arasında GERÇEKMİŞ GİBİ,yayılarak gerçeklik kazanması.
Hz AYŞE VALİDEMİZ'e yapılan çirkin isnad da bir iftiraydı ve bu uğurda AYET indirilmiştir.
Hucurat suresinde/zan/tecessüs/gıybet,bizlere yasaklanmıştır.
KURAN'I-KERİM'i baz alarak onun bir sosyoloji,din,hukuk,tıp literatürü olduğunu kabulenerek,
YASAKLARDAN uzak kalmalıyız.
esenlikler.
--
Hz Ayşe validemize yapılan o asılsız davranışı anımsamaktayım.
Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Bunu, Hz. Âîşe ile ilgili olarak 'Ifk'* olayında görmekteyiz Olay özet olarak şöyle cereyan etmiştir: Hz. Peygamber ashab-ı kirâmla sefere çıkarken, kura ile belirlenen bir eşini de beraberinde götürürdü. Bu usulle, Mustalıkoğulları Gazâsına da Hz. Âîşe katılmıştı. Konaklama yerinde, devenin üzerindeki gölgelikten (mahfel) tuvalet ihtiyacı için çıkan Âîşe (r.anhâ) , dönüşünde gerdanlığını düşürdüğünü farketmiş, aramak için yeniden çıkmıştır. Bu sırada ordu yola çıkmış, Hz. Âîşe, devenin üzerindeki gölgeliğin içinde zannedilmiştir. Dönüşte unutulduğunu anlayan Hz. Âîşe, orada beklemiş, ordunun arka gözcüsü Safvân b. Muattal O'nu devesine bindirerek yolda orduya yetiştirmişti.
Münâfıkların reisi Abdullah b. Ubey ve arkadaşları bunu fırsat bilerek Hz. Âîşe'ye zina iftirasında (ifk) bulundular. Bir aydan fazla bir süreyle bu dedikodu Medîne'de dolaştı. Hz. Peygamber ve Âîşe validemizin yakınları bu olaya çok üzüldü.
Daha sonra Hz. Âîşe Nûr sûresindeki şu ayetlerle temize çıkardı:
'O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu kendiniz için bir ser sanmayın, bilakis o, sizin için hayırdır. Iftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre cezası vardır. Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır.'
'Iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: 'Bu apaçık bir iftiradır' demeleri gerekmez miydi? '
'Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların da kendileridir'
'Eğer Allah'ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.'
'Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır '
'O asılsız sözü duyduğunuz zaman: 'Bunu konuşmak bize yakışmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi? ' (en-Nûr, 24/1116) .
Hz. Peygamber inen bu ayetleri tebliğ ettikten sonra; 'Ya Âîşe, Allah'a hamd et. Allah seni, iftiracıların isnadından kesin olarak berî kıldı' buyurdu. Bunun üzerine Âîşe (r.anhâ) nin annesi: 'Kızım, kalk da Resulullah (s.a.s) 'a teşekkür et' deyince, Hz. Âîşe; 'Hayır kalkmam ve yalnız Allah'a hamdederim' diye cevap verdi (bk. Buhârî, Tefsîru Sûre, 24/6, Meğâzi, 12, 32, 34, Şehâdet, 2, 15, Eymân, 13, 18, I'tisâm, 28, Tevhîd, 35, 52; Müslim, Tevbe, 56; Ebû Dâvud, Salât, 122; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 194, 195, 197; Kamil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, Ankara 1984, VIII, 73-97) .
Iftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevî ve uhrevî bakımdan kendisi zararlı çıkar. Nebî (s.a.s) 'Iftira eden kimse zarara uğramıştır' (Ahmed b. Hanbel, I, 91) buyurur.
Iffetli bir kadına zina isnadında bulunup da bunu dört erkek şahitle ispat edemeyen bir kimse kazıf cezasına çarptırılır. Bunlara ceza olarak seksen değnek vurulur ve bundan sonra şahitliklerine güvenilmez (bk. en-Nûr, 24/4; 'kazf' mad.) . Zina isnadında bulunan kimse kadının kocası olur ve dört şahitle bunu ispat edemezse 'mulâane' yoluna başvurulur (bk.en-Nûr, 24/6-9; 'Liân' mad.) .
SEVGİYLE KALINIZ.
----
NİLGÜN ÇAKICI
birde bunun kuru cinsi var..Allah korusun])
İster Ağla İstersen Göbek At Bu Beni İlgilendirmez...Ben Oturup Ağlayalım da Demedim Böyle Bir Amacımda Yok..İftiray Günümüzden Bir Örnek Verdim Sadece.
Peki Sen Benim Legal Danışmanımmısın?
Adnan Oktara Bir Çok İftira Atılmıştır.Buraya Yazsam Sığmaz.
peygamber efendimize yapılanlar
şu anda bana atılmakta.....
bu saate kadar onunla uğraşmaktayım.....alla allaaaa! .... taktım kafaya yaw! ....................- ;)) ...Pp
New York'da kucuk bir cocuğu azgin bir kopegin dislerinden kurtaran ve
hayvani boğan iri yari delikanlinin yanina kosan gazete muhabiri
sormus:
- 'Kahraman Amerikali cocugun hayatini kurtardi' diye yazabilir
miyim?
- Ben Amerikalı degil Pakistanliyim, demiş adam.
Ertesi gün New York Times'da manşet:
'Köktendinci bir Müslüman, Central Park'ta bir köpeği boğdu. FBI
olayın El Kaide bağlantısını araştırıyor...'
bir sefer dönüşü medine yakınlarında molka verildiği esnada hz aişe ihtiyaç gidermek için kervandan uzaklaşır.geri döndüğünde görür ki kervan hareket etmiş ve oldukça uzaklaşmıştır..geri döberler diye düşünerek olduğu yerde beklemeyi tercih eder. ve uyuyakalır..safvan bin muattal isimli zat ise kervanı geriden takib ederek arkada kalan unutulanları sonrasında kervandakilere teslim etmeyi vazife edinmiştir.sabaha karşı konak yerinde hz.Aişe validemizi görür ve tanır.ve kervana o günün öğle saatlerinde yetişirler.bunu öğrenen münafıklar 'peygamberin ailesi bir adamla gecelemiş'diyerek iftira atarlar...sonrasında ayet-i kerime iner nur suresi 11-25...kısaca ifk hadisesi budur..
Kasıtlı ve gerçekdışı suç yükleme, bir suçtan sıyrılmak adına başka kalpler inciltme, başka insanları kirletme.....
Karalayarak toplumdaki yerini pasifleştirme, değersizleştirme, en sonunda dışlanmaya sebep olacak çıkar hesabıyla üretilmiş yalan.
Yalan yere suçlamak..