İNSANLIĞIN GECESİ Apartmanlardır doğaya çekilen silah İnsanlığın gecesinde Görünmez katran perdelerden Evlerde işlenen günah Kavgadan gürültüden Duyulmaz çekilen ah Kurşuna dizer aydınlığımızı karanlık Yozluklar egemen olur dört bir yana Kara bulutlar kaplar gönülleri, güzellikleri Güneşimiz tutuklanır Bir türlü olmaz sabah İÇİMDEN BUNLAR GELDİ
Yani her koşulda yazar mıydınız? Belirli bir koşulda mı yazardınız -mesleğiniz, boş zamanınız, hobiniz gibi? Bu sitede yazmak size çok şey mi kazandırdı? Belki siz de yazarken kaybetmediğiniz halde bulduğunuz bir şeyleri aradınız, öyle değil mi? Aslında öğrendikçe yazarak çalışmak sadece inancınızı mı size kazandırdı? Yanında çay da olsa yazar mıydınız? Bu sizin yalnızlığınız mıydı? Okurken her açıdan aynı anlamı mı verdi? Size de ilham sağladı mı? Aynı dünyada yaşadığımızı mı hissettirdi?
PARA… Derdi imanı para olanda sen gel de insanlık ara! ** Para söz konusu ise bembeyaz oluverir kara ** Parayla kapanır parasızlığın açtığı her türlü yara ** Para susturur akıllıyı, konuşturur hödüğü ** Para cüzdana girince vicdanın sesi duyulmaz ** Para en iyi dostlukları bile bozar, sahte dostluklar yapar ** Kimi insanlar para harcamayı, kimileri de para için insan harcamayı sever ** Para düşkünleri para için hem kendilerini hem dostlarını paralar ** Para için soyunur kadınlar, soyulur erkekler ** En sevilen yüzmek para içinde yüzmektir ** Sevilmek için boşuna paralama kendini, para kasasında sakla sevgini
Anılar ya bir taşın üzerindeki isimlerde ya da sesini unuttuğumuz yüzlerde; belki de sessizlik en iyisiydi. Sağırlara bağırmanın bir anlamı yokmuş, sonradan anladım...
Yağmurlu bir gecede Gökyüzünün sessizligi Şimşeklerin sesi ile bütünleşiyor.. Karanlık anlık aydınlığı sahipleniyor.. Sonra yine sessizlik bütün evreni sarmaya devam ediyor Kimi insanlar cam kenarında hayal kuruyor Gecenin güzelliğine kapatıp Kimide gözyaşlarını eşlik eden yağmuru izliyor.. Sonrası mı yine tek başına Gecenin sessizliğine kapılıyor insan
Gelmiyor içimden sana yazmak Kalemin arka sayfalarda Kelimelerinse can sıkıcı Bir kâğıt var şimdi elimde Gemi değil uçak yaptım Daha hızlı konsun diye yüreğim bir başka yüreğe
üşüten bir acıydı belki her ayrılık her yolculuk yangınların başladığı yerdi ama vakti olmadı hesabını tutmaya aşkların, ayrılıkların ve anıların (.....) anıları, aşkları ve bir kenti bırakıp gidebilirdi apansız apansız başlardı yolculuklar hangi saatinde olursa olsun günün
ve hep kar yağardı nedense durmadan kar yağardı yol boyunca ve nasılsa yok olup giderdi hüzün
kent görünmez olunca arkada ne bir veda sözcüğü dökülürdü dudaklarından ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun
Vapur iskelesinde buluştuğumuz bir akşam O akşam, erkenden ayrıldık ve sonra Hâlâ hafızamızda devam ediyordu Unutulmuş hayatı maviliklerin Hâlâ hatırımdadır odama son gelişin, Ve gitmeden önce Saçlarını tarayışın hâlâ aynada…
İNSANLIĞIN GECESİ
Apartmanlardır doğaya çekilen silah
İnsanlığın gecesinde
Görünmez katran perdelerden
Evlerde işlenen günah
Kavgadan gürültüden
Duyulmaz çekilen ah
Kurşuna dizer aydınlığımızı karanlık
Yozluklar egemen olur dört bir yana
Kara bulutlar kaplar gönülleri, güzellikleri
Güneşimiz tutuklanır
Bir türlü olmaz sabah
İÇİMDEN BUNLAR GELDİ
Başımı gökyüzüne doğru kaldırdım ve birşey fark ettim; artık O'nunla aynı yıldıza denk gelmek istemiyordum...
Yani her koşulda yazar mıydınız?
Belirli bir koşulda mı yazardınız -mesleğiniz, boş zamanınız, hobiniz gibi?
Bu sitede yazmak size çok şey mi kazandırdı?
Belki siz de yazarken kaybetmediğiniz halde bulduğunuz bir şeyleri aradınız, öyle değil mi?
Aslında öğrendikçe yazarak çalışmak sadece inancınızı mı size kazandırdı?
Yanında çay da olsa yazar mıydınız? Bu sizin yalnızlığınız mıydı?
Okurken her açıdan aynı anlamı mı verdi?
Size de ilham sağladı mı?
Aynı dünyada yaşadığımızı mı hissettirdi?
Ben de beş dakikada yazsam da ömür boyu okurum...
sırf belirli bir amaca hizmet etmiyor diye bazı kuralları veya kavramları silmeden, her şeyin hakkını vererek kendini ifade etmeye çalışmayı
belki de sakladığın bir şey var...
İçimden şiir geliyor bir de sen
Yüreğinden kırılıyor kelimelerim
Hece hece düşüyorum, düşüren yine sen:))
Elif'im noktalandı
Aman
Az derdim çokçalandı
Yetiş anam
Yetiş bubam
Aman
Ah mezerim
Tahtalandı
PARA…
Derdi imanı para olanda sen gel de insanlık ara!
**
Para söz konusu ise bembeyaz oluverir kara
**
Parayla kapanır parasızlığın açtığı her türlü yara
**
Para susturur akıllıyı, konuşturur hödüğü
**
Para cüzdana girince vicdanın sesi duyulmaz
**
Para en iyi dostlukları bile bozar, sahte dostluklar yapar
**
Kimi insanlar para harcamayı, kimileri de para için insan harcamayı sever
**
Para düşkünleri para için hem kendilerini hem dostlarını paralar
**
Para için soyunur kadınlar, soyulur erkekler
**
En sevilen yüzmek para içinde yüzmektir
**
Sevilmek için boşuna paralama kendini, para kasasında sakla sevgini
-hacıcavcav, de bana; her yetiştirdiği büyüttüğü evladunu gözünün yaşuna bakmadan katleden kimdur?
+kimdür?
-Zamandur.
ESAMEN
Yanılıyorsun
Ben aşka aşıktım,
Yazdığım her şiiri üzerine alma.
Sen bahane oldun, karşıma çıktın.
Dedim ya mağrurluk etme,
Sen olmasaydın da yazardım ben.
Ama ben olmasaydım,
Okunmazdı esamen.
Yazılacak adam değildin ama,
Aşka dua et sen!
Şu nefesimdeki ağrı,
Şu ciğerimde geçmeyen ağırlık;
Söylesene!
Değer miydin sen?
Kaç kadın kadar uzaktım sana sarılmaya,
Kaç şehir kadar imkansızdın sen?
Ben dua’larımda bile yalnız seni dilerken?
Söylesene! Onlarla mutlu muydun sen?
Ama bilme çocuk, ama bilme adam,
Bende kaç ömür ettiğini sen.
Kaç ömür, kaç dilek, kaç dua, kaç düş…
Sakın bilme sen!
sen kolay olanı seçtin,terkettin
bu dünyada yada alternatif yaşamda
paralel evrende
neresi olursa olsun
asla
unutmam...
Anılar ya bir taşın üzerindeki isimlerde ya da sesini unuttuğumuz yüzlerde; belki de sessizlik en iyisiydi. Sağırlara bağırmanın bir anlamı yokmuş, sonradan anladım...
koskoca bir hiç...
Yağmurlu bir gecede
Gökyüzünün sessizligi
Şimşeklerin sesi ile bütünleşiyor..
Karanlık anlık aydınlığı sahipleniyor..
Sonra yine sessizlik bütün evreni sarmaya devam ediyor
Kimi insanlar cam kenarında hayal kuruyor
Gecenin güzelliğine kapatıp
Kimide gözyaşlarını eşlik eden yağmuru izliyor..
Sonrası mı yine tek başına
Gecenin sessizliğine kapılıyor insan
Okur yazarız gerekirse çizeriz..... :))) HP
Ben karanlıktan korkarım
Aşkınla aydınlat beni
Gönlüme güller diksin ellerin
Bahçem şiirleşsin
Yandım kavruldum sensizlikten
Gel de bahar yelleri essin
Sevgin içime su serpsin
Kalbimde açtığın yara
Sensiz nasıl iyileşsin
Öpüver geçsin
Anıların bile ürkütsün insanları...
Geldiğin gibi gitme...
Geçip giderken tozu dumana kat...
Birilerinin dudağı uçuklasın...
İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir.
Sana koku sürmese de yanında bulunduğun
müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.
Gecenin en karanlık anı,şafak sökmeden önceki andır.Duaya ve boykota sabırla devam ediyoruz inşallah " Kalbimiz Filistin "
Hiçbir şey düşünmemek
Düşünen herkesin düşüncesi
Şiir, şiir olalı böyle şiirsizlik görmemiştir.
* Didem Madak
Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil... * Adsız
Gelmiyor içimden sana yazmak
Kalemin arka sayfalarda
Kelimelerinse can sıkıcı
Bir kâğıt var şimdi elimde
Gemi değil uçak yaptım
Daha hızlı konsun diye yüreğim bir başka yüreğe
gelmiyor içimizden
hüzünlenmek bile...
gelse de
öyle sürekli değil
bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün...
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar.
* Gelmiş Bulundum, Edip Cansever
Düşünce suçu, cinayete neden olmaz; düşünce suçu, cinayetin ta kendisidir.
* 1984, George Orwell
Bekledim…
İçimde kaldı
Beklemedim…
Yine içimde kaldı
…………
……
saçlarımı okşayan
sabah yeli sanırlardı
içimde eseni senin ardından...
oysa gidişin
fırtınalarıydı sensiz içimin
anılar söz ettikçe adından...
* Ardından, Korhan Ufuk
üşüten bir acıydı belki her ayrılık
her yolculuk yangınların başladığı yerdi
ama vakti olmadı hesabını tutmaya
aşkların, ayrılıkların ve anıların
(.....)
anıları, aşkları ve bir kenti
bırakıp gidebilirdi apansız
apansız başlardı yolculuklar
hangi saatinde olursa olsun günün
ve hep kar yağardı nedense
durmadan kar yağardı yol boyunca
ve nasılsa yok olup giderdi hüzün
kent görünmez olunca arkada
ne bir veda sözcüğü
dökülürdü dudaklarından
ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun
* Soluk Soluğa, Ahmet Telli
Vapur iskelesinde buluştuğumuz bir akşam
O akşam, erkenden ayrıldık ve sonra
Hâlâ hafızamızda devam ediyordu
Unutulmuş hayatı maviliklerin
Hâlâ hatırımdadır odama son gelişin,
Ve gitmeden önce
Saçlarını tarayışın hâlâ aynada…
* Balkon, Necati Cumalı