Siz ki canınızı verdiniz halkımız için Siz ki her şeyinizi verdiniz bu kavga uğruna Göğsümüzde onurla dalgalanan Kavganın bayrağına siz ki al rengi verdiniz Ey, ölümsüz halkımız için toprağa düşenlerimiz Ey, yüce oğulları halkımızın Gururla ve sabırla dinlenin şimdi Kavganızı sürdürüyor yoldaşlarınız...
'18 yasinda bir genc gibi, gelismektedir karanlikta Kimilerine göre kötüdür ölüm Kimilerine göre ecel Kimilerine göre 90 gün örülen direnis Ölüm, canlanan yasamdir KAYPAKKAYA´larda
Bir caglayan, ve yüregimizin isi yani ve bir alev, Munzur bile söndüremez bu yangini
Diyarbakir´da bir Kaya Sanki yükselmis aya Diyarbakirda bir zindan Zindanda, KAYPAKKAYA
Nasil ki sevgiyle kucaklamissa ölümü Nasil ki 90 kere 24 saat katlanmissa aciya Nasil ki haykirmissa kinini Tükürmüsse suratlarina suskunlugunu Bizede anmak düser, coskuyla onu Vurdu gövdesini karanligin zemberegine Ve dogdu isik, yürek penceresine Eeeeey benim cevahirim Eeeeey benim disleri kenetlim, suskun irmagim Ser verip, sir vermeyenim Durmadi coskun akan irmagin Ve namlusuna yüregini sakladigin
Ne o zindandaki sesin Ne de nefesin Hala gitmis degil hücre karanligindan
Her Mayis´ta vurdular bizi Yinede yasattik kendimizi, Attilar bizi hasretin koynuna, Bogmak istediler hasrete
Oysa ne kadarda güzeldir Bizimle hasret sürmüs, filiz vermis icimizde sevda Hani kursun siksan parcalanir gece Hani uzatsan elini aya gölge düser
Iste güclenerek, kivilcimlara yürüyen mazin Ve halkin boynunda bir incir gibi, Büyüyüp gelismektedir ZAFER. Bizde gördük kücük adamlari, Köhnemis silahlariyla saldiranlari Bizde yasadik acilari sevince bogan direnisleri Elbette vardir bir diyecegi, yaptigimiz tarihin Elbette unutulmaz direnisin senin
Cünkü büyüyüp gelismektedir ZAFER Bir yangin gibi tasiyip durduk, zulamizda cevahirini Sanki, okyanusta damla, iskencede denizdir. Eeeeey günü uyandiran, toprakla söyleyen rüzgar Eeeeey halkimin yarali gülü, sol yanimin kivilcimi Eeeeey gökteki ay, dagdaki kaya IBRAHIM KAYPAKKAYA
Onlar yoruldu 90 günü saya saya, Bikan onlardi, onlar sasirdi, can ceksitikte yasamaya Bulutlar yagmura, karanliklar aydinliga, Bugünler yarinlara, yarinlara mahkumdur. Ve yüzleri gülmez, vurduklari ölmez. Gökteki ay, dagdaki kaya
Ölümlerden geliyorum,şarkı söyleyerekten, Geliyorum yaşamak için, Bırak ışıldayan bir yara bağışlasın bana sesini, Yaramın üstünde yürümeyi öğretti bana celladın bıçağı, Yürümeyi, hem de yorulmadan, Direnmeyi öğretti, Direnmeyi! ! !
18 Mayis 1972 de çektirilen onca eziyete ve iskencelere karsin Diyarbakir zindanlarinda fasizme teslim olmayarak ser verip sir vermeyen yigit önder IBRAHIM KAPAKKAYA yi saygiyla aniyoruz. Anisi önderimizdir
'DEVRİM İÇİN HER ZAMAN ÖLECEKLER BULUNUR …gider …gider, nice koçyiğitler gider Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir Ey mavi gök! Ey yağız yer bilesin ki Yüreğimiz kabına sığmamakta Örsle çekiç arasında yoğrulduk Hıncımız derya gibi kabarmakta'
Marksizm in isikli yolunu Turkiye nin ekonomik sosyal ve siyasal gercekligine uygulayarak komunizme varmanin genel rotasini cizen, toplumun ozgur gelecegi ugruna hayatini ortaya koyan devrimci bir lider.
bu ülkenin görebileceği en büyük piyonlardan biri.
moskof aşığı...
sözde halk kahramanı ve eşitlik savunucusu..
kendi yaptıklarına bile inanmayan, unutulup gitmeye mahkum bir insan...
iste ibonun ayak bastıgı toprak dag ve zından iste dırencın karsısında zalımın caresız kalısı ve ıskenceye karsı dırenısıyle efsanelesen bır hayat
şimdi bir rüzgardır o
dağlardan esen
ibrahim yoldaş...
silah kucağında
kanlar içinde
vurulmuş yatıyor
ibrahim yoldaş
yiğitler ölür mü
üç beş kurşunla
doğrulmuş kalkıyor
ibrahim yoldaş
ali haydar yerde
bak yüzü boylu
yiğitçe can verir
yiğidin oğlu
başı duman duman
munzura doğru
tırmanmış gidiyor
ibrahim yoldaş
işkenceler devam ediyor böyle
parça parça kesip
diyorlar söyle
sırları söyle
sır vermeden
ser veriyor seve seve
böyle can veriyor
ibrahim yoldaş
seni anlamak yaşamaktır.
seni yaşamak amansızlığa kavga
ve postal sesleri altında direngenliğe doğmaktır.
seni bilmek, yaşamı bilmek,
silah omuzda toprağa düşmektir.
seni anlatmak eylüllü günleri geçmişe yollamaktır.
halkımız arıyor
seni heryerde
işçiler ocakta
köylüler dağda
dökülen kanların
kalmayacak yerde
hesap soracağız
ibrahim yoldaş
ÖLEN YOLDAŞLAR İÇİN
Siz ki canınızı verdiniz halkımız için
Siz ki her şeyinizi verdiniz bu kavga uğruna
Göğsümüzde onurla dalgalanan
Kavganın bayrağına siz ki al rengi verdiniz
Ey, ölümsüz halkımız için toprağa düşenlerimiz
Ey, yüce oğulları halkımızın
Gururla ve sabırla dinlenin şimdi
Kavganızı sürdürüyor yoldaşlarınız...
İbrahim KAYPAKKAYA
kendisi hemşerimdir(çorumlu) ve herzaman gurur duyduğum büyük devrimcilerdendir..
Canlanan Yasamdir Kaypakkaya´lar da..
'18 yasinda bir genc gibi, gelismektedir karanlikta
Kimilerine göre kötüdür ölüm
Kimilerine göre ecel
Kimilerine göre 90 gün örülen direnis
Ölüm, canlanan yasamdir KAYPAKKAYA´larda
Bir caglayan,
ve yüregimizin isi yani
ve bir alev, Munzur bile söndüremez bu yangini
Diyarbakir´da bir Kaya
Sanki yükselmis aya
Diyarbakirda bir zindan
Zindanda, KAYPAKKAYA
Nasil ki sevgiyle kucaklamissa ölümü
Nasil ki 90 kere 24 saat katlanmissa aciya
Nasil ki haykirmissa kinini
Tükürmüsse suratlarina suskunlugunu
Bizede anmak düser, coskuyla onu
Vurdu gövdesini karanligin zemberegine
Ve dogdu isik, yürek penceresine
Eeeeey benim cevahirim
Eeeeey benim disleri kenetlim, suskun irmagim
Ser verip, sir vermeyenim
Durmadi coskun akan irmagin
Ve namlusuna yüregini sakladigin
Ne o zindandaki sesin
Ne de nefesin
Hala gitmis degil hücre karanligindan
Her düsen, düstügün yere, cikti gögüsünü gere gere
Kesilince bileklerin, sökülünce tirnaklarin,
Ödü koptu pustlarin.
Her Mayis´ta vurdular bizi
Yinede yasattik kendimizi,
Attilar bizi hasretin koynuna,
Bogmak istediler hasrete
Oysa ne kadarda güzeldir
Bizimle hasret sürmüs, filiz vermis icimizde sevda
Hani kursun siksan parcalanir gece
Hani uzatsan elini aya gölge düser
Iste güclenerek, kivilcimlara yürüyen mazin
Ve halkin boynunda bir incir gibi,
Büyüyüp gelismektedir ZAFER.
Bizde gördük kücük adamlari,
Köhnemis silahlariyla saldiranlari
Bizde yasadik acilari sevince bogan direnisleri
Elbette vardir bir diyecegi, yaptigimiz tarihin
Elbette unutulmaz direnisin senin
Cünkü büyüyüp gelismektedir ZAFER
Bir yangin gibi tasiyip durduk, zulamizda cevahirini
Sanki, okyanusta damla, iskencede denizdir.
Eeeeey günü uyandiran, toprakla söyleyen rüzgar
Eeeeey halkimin yarali gülü, sol yanimin kivilcimi
Eeeeey gökteki ay, dagdaki kaya
IBRAHIM KAYPAKKAYA
Onlar yoruldu 90 günü saya saya,
Bikan onlardi, onlar sasirdi, can ceksitikte yasamaya
Bulutlar yagmura, karanliklar aydinliga,
Bugünler yarinlara, yarinlara mahkumdur.
Ve yüzleri gülmez, vurduklari ölmez.
Gökteki ay, dagdaki kaya
IBRAHIM KAYPAKKAYA
Devran geriye dönmez....'
Ölümlerden geliyorum,şarkı söyleyerekten,
Geliyorum yaşamak için,
Bırak ışıldayan bir yara bağışlasın bana sesini,
Yaramın üstünde yürümeyi öğretti bana celladın bıçağı,
Yürümeyi, hem de yorulmadan,
Direnmeyi öğretti,
Direnmeyi! ! !
'başı duman duman Munzur'a doğru,
tırmanmış gidiyor,İbrahim yoldaş..'
Ser verip,sır vermeyen devrimci önder..
güzel bi abimizdi...
büyük hain,marksist şeref mahrumu.
Türklüğünüzden utanın! !
Vartinik'te sert bir kaya. Ser verip, sır vermeyenlerin, baş eğmeyenlerin PİRİ.
tikko'nun kurucusu...
doğu perinçek gibi bir mit ajanından kurtulmayı başarmış... türkleri ve kürtleri kardeşliğe götürebilecek bir marksist önder...
18 Mayis 1972 de çektirilen onca eziyete ve iskencelere karsin Diyarbakir zindanlarinda fasizme teslim olmayarak ser verip sir vermeyen yigit önder IBRAHIM KAPAKKAYA yi saygiyla aniyoruz.
Anisi önderimizdir
'DEVRİM İÇİN HER ZAMAN ÖLECEKLER BULUNUR
…gider …gider, nice koçyiğitler gider
Senin de içinde bir oğlun varsa çok değildir
Ey mavi gök! Ey yağız yer bilesin ki
Yüreğimiz kabına sığmamakta
Örsle çekiç arasında yoğrulduk
Hıncımız derya gibi kabarmakta'
IBRAHIM KAYPAKKAYA
Marksizm in isikli yolunu Turkiye nin ekonomik sosyal ve siyasal gercekligine uygulayarak komunizme varmanin genel rotasini cizen, toplumun ozgur gelecegi ugruna hayatini ortaya koyan devrimci bir lider.
pratiğini zeka ile birleştiren bir deha