"Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi.
''O size kitapta şunu indirmiştir: Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onların alaya alındığını işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze geçmedikçe kendileriyle beraber oturmayın; aksi takdirde şüphesiz siz de onlar gibi olursunuz. Allah elbette münafıkların ve kâfirlerin tamamını cehennemde bir araya getirecektir.'' (Nisâ, 4/140)
Mustafa Kemal Atatürk, Kuran-ı kerimi Elmalı Muhammed Hamdi Yazır'a tercüme ettirdi. Ve halk anlasın diye ücretsiz halka dağıttırdı. Okuduklarının anlamını bilsinler, öğrensinler istedi. Ben yorum paylaşmıyorum Kuran ayetlerinin tercümesini paylaşıyorum.(Parantez içine aldığım surenin ismi surede geçen ayetin mealidir.) Yani tercümesidir. Artık yeter daha size cevap yazmayacağım. BANA SATAŞANLARA DA ( SİZ DE DAHİL) UYMAYACAĞIM.
-----Lütfen okuduğunuzu doğru anlayınız???. 1--Ben Yaşar Nuri Öztürk'ün peşinden gidiyorum demedim. Yazdığınız onun Fetvalarıyla uyuşmuyor dedim. 2--Ben sadece Yüce Mustafa Kemal ATATÜRK'ün izinden giderim. Çünkü ben bir Cumhuriyet çocuğuyum. 3--Meseleye ve ya her hangi bir konuya müdahil olmak sataşma değildir, 4-- Yorumlarınızı kimseyle paylaşmazsanız. burası şahsi ajandanıza dönüşür. 5--Size Yaradan kolaylıklar versin...
Beyefendi, hala idrak edemediniz burası herkese açık bir yer, edebe aykırı olmadığı sürece herkes istediğini özgür bir şekilde paylaşır. Size ne benim paylaşımlarımdan. Ben sizin yazdıklarınızı merak edip bakmıyorum, okumuyorum .Bana ne diyorum.. ÇOK BELLİ Yaşar Nuri ÖZTÜRK Hocanın İZİNDEN GİTTİĞİNİZ.KENDİNİ BİLEN MÜSLÜMAN KİMSEYE SATAŞMAZ.. İnsanlar özgürdür sizin kabul ettiğinizi ben etmek zorunda değilim..
---İSLAM DİNİ, Kutsal ve evrenseldir. Kimsenin tekelinde değildir. Hz. Muhammed Alemi Kainatın bir ve son Peygamberidir. Amenna ve saddakna. Ancak her Takvayım diyen ve edebi ehil olmayan Din ve Mezheplerle ilgili fetva veremez ve vermemelidir diye düşünmekteyim. Çünkü yeni neslimizi yanlış yollara ve telafisi olmayan hatalara sevk ederseniz ---Yazılarınız genelde devşirme. Kaynağının doğru olup-olmadığı belli değil. Mesela Yorumsal yazılarınız, merhum ilahiyatçı büyük alim Yaşar Nuri ÖZTÜRK Hocanın Fetvalarıyla hiç örtüşmüyor. Ayrıca başka edebi yetkin Müftülerin vaazlarıyla da uyuş- muyor. Yoksa medeni cesaretle yazmanızı oldukça cesur bir davranış olarak görüyorum. ---Dini konular da ehli bir yetkin olsanız, şahsımı kastederek,** Yazdığım sizi alakadar etmez diye bir cümle kurmazdınız**. Çünkü Din ve mezhepler kimsenin tekelinde değildir... Metafizik Felsefe kıldan ince, kılıçtan keskindir... ----Haa ne yazdığınız beni bu yaşımdan sonra zaten etkilemez. ancak Zat-i alinizi seven ve takip eden yeni ((Genç)) neslimizi etkiler diye düşünmekteyim, hepsi bu...VESSELAM
Beyefendi, ben Müslümanım. Müslümanların ise kutsal kitabı Kuran-ı Kerimdir. Paylaştıklarım kuran ayetlerinin mealidir. Antoloji üyeleri eklemişler nedir bölümüne dini isimleri, terimleri ben de ben de iz bırakan ayet meallerini, dini sözleri ,hoşuma giden şiirleri, yazıları vs. vs. paylaşıyorum. Ve benim paylaşımlarım sizi alakadar etmez çünkü burası herkese açık. İsteyen edebe aykırı olmadığı sürece istediğini paylaşır. Demem o ki KİMSE KİMSEYE KARIŞAMAZ.
Öz kardeşi Yahuda başta olmak üzere tüm kardeşleri tarafından kıskanılan kâinatın efendisi hatemül Enbiyanın diliyle Kerimoğlu Kerimoğlu Kerimoğlu Kerim olan İbrahim oğlu İshak oğlu Yakup oğludur. Allah bütün müminleri kötü kıskançlıktan muhafaza eylesin amin.Zira aramızda ne Hatemül Enbiya var ne de Yusuf Aleyhisselam Allah'ın rahmeti onların üzerine olsun amin
**Hanımefendi, Hz. Yusuf'un gördüğü rüyayı kim kayda almış. Zat-i alinizin anlattıkları hiç bir konu Din ve mezheple uzaktan, yakından ilgisi yok. Takvalık varsayımlar üzerine inşa edilemez. Kalın sağlıcakla...
“Ey rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da âhirette de beni yönetip himaye eden sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!”(Yûsuf,12/101)
''Anlaşılan böylece rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrâhim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya‘kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.”(Yûsuf,12/6)
'..züleyha yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca yusuf diye başladı, yusuf diye bitirdi. gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. anladı ki, aşkın nâmesinde, ser-nâmeden öte kelam yok. ve züleyha'nın lügatında yusuf'tan öte sözcük yok. bil ki, kelamdan da öte sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, gökkubbe onun hararetiyle döner...'
ağlar yakup ağlar yusufum diye,kardeşleri tarafından kuyuya atılıpta,sonra kurtlar yedi diye babalarına yalan söyleyince kardeşleri,acıdan ve ağlamaktan kör oldu babanın gözleri,cok sevdiği yusufu için her gün kan ağladı,hz.yakup,yusufki önce köle diye götürüldüğü mısırda,hükümdar oldu,zekasıyla,yandı tutuştu hükümdarın karısı olan zeliha yusufa aşkından,çünkü yusuf öyle güzeldiki,allah her peygamberine,bütün yaratılmış inasnlarında zerresi dahi olmayan meziyetler hediye etmiştir,nasılki eyyuba sabır,aliye güc,ömere adalet,ismaile avcılık v.s. gibi...hz.yusufada güzellik engüzel erkek olarak yaratmıştır,zelihayıda en güzel kadın olarak yaratmıştırki,zelihayı gören erkekler değil kadınların dahi gözleri kapanırmış güzelliğinden,eee yusufun kardeşleri yusufu kuyuya atmaları gerekliydi zaten,çünkü ordan köle olarak mısara gidicekti,ve sultan olup halkını büyük kıtlıktan kurtaracaktı,bu allahın emriyle gelişmişti,her şerrin altında hayırlar vardır mutlakki......
yusuf olmak......kardeşleri tarafından hased kuyusuna atılmak, hased kuyusunda birkez daha acizliği tadıp köle olarak satılmak, acizliği kabul ettiğimiz an ise mısıra sultan olabilmek,sultanlık yolunda denenmek üzere yırtılan gömleği tamire çalışmak yıllarca zindanda Allah için insan bekçiliği yapmaya talip olmak....
insana nefs mücadelesine çok güzel bi örnek... ne güzel yüzü vardı... burda bu güzelliği ne şekilde kullandığı önemli... Rabbine hamd ve dua eden bi kul.. hiç bi zaman kibir alameti olmayan güzel örnek..
Hz. Yakup'un oğlu.Birgün rüyasında ay,güneş ve 11 yıldızın kendisine secde ettiğini görmüş,bu rüya ile kendisine peygamberlik müjdelenmiştir.kendisine rüya ilmi verilmiş,güzelliği ile Mısır'ın ikinci adamı Potifar'ın eşi Züleyha'nın kalbine girmiştir.
Züleyha Yusuf'un suretine aşık olup daha sonra gerçek güzelliği,yani ilahi aşkı bulmuştur.Yusuf ise Rabbinin güzelliğinin yansımasını Züleyha'da bulmuştur.Yani Yusuf aslında neye aşık olduğunun farkındayken Züleyha değildir.
Neydi Yusuf'un duası:Rabbim bana istememeyi isteyebilmeyi nasip et! 'İşte Yusuf bu duayı edebilmiş olmanın yürekliliği ile peygamberdi.'
Yusuf ile Züleyha.Nazan Bekiroğlu.Timaş Yayınları.Mükemmel bir kitap.Ben çok şey öğrendim,çok güzel şeyler hissettim.
valla bizim imam bişe demişti dorumudur bilmem artık: allah dünyadaki tüm insanlara güzelliğin yarısını paylaştırdı diğer yarısınıda yusufa ve annesine verdi... bilmiyom artık eğer doruysa züleyhanın yakışıklılığa kanıp elini ayağını kesmesi normal geliyo bana...
zamanının mısır hükümdarının rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görmesi, akabinde rüyayı yorumlatması ve yorumlayıcı tarafından öngörülen 7 yıl bolluktan sonra gelen 7 yıl kıtlığın gerçekleşip zararsız atlatılmasıyla özetlenebilecek olanının başrol oyuncusu olan yusuf, yorumdan sonra esirlikten maliye bakanlığına terfi eder, 7 yıl bolluk süresince depoladığı erzağı 7 yıl kıtlık boyunca halka dağıtır, babasını ve vaktiyle kendini öldürmeye çalışmış kardeşlerini de yanına aldırır, bu şekilde israiloğulları filistin'den ayrılıp mısır'a yerleşmiş olur. durum musa'ya kadar sürecektir.
"Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" dedi.
(Yûsuf, 12/53.)
''O size kitapta şunu indirmiştir: Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onların alaya alındığını işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze geçmedikçe kendileriyle beraber oturmayın; aksi takdirde şüphesiz siz de onlar gibi olursunuz. Allah elbette münafıkların ve kâfirlerin tamamını cehennemde bir araya getirecektir.'' (Nisâ, 4/140)
“kıssaların en güzeli”
Ahsenü'l Kasas
Mustafa Kemal Atatürk, Kuran-ı kerimi Elmalı Muhammed Hamdi Yazır'a tercüme ettirdi. Ve halk anlasın diye ücretsiz halka dağıttırdı. Okuduklarının anlamını bilsinler, öğrensinler istedi.
Ben yorum paylaşmıyorum Kuran ayetlerinin tercümesini paylaşıyorum.(Parantez içine aldığım surenin ismi surede geçen ayetin mealidir.) Yani tercümesidir. Artık yeter daha size cevap yazmayacağım. BANA SATAŞANLARA DA ( SİZ DE DAHİL) UYMAYACAĞIM.
-----Lütfen okuduğunuzu doğru anlayınız???.
1--Ben Yaşar Nuri Öztürk'ün peşinden gidiyorum demedim. Yazdığınız onun
Fetvalarıyla uyuşmuyor dedim.
2--Ben sadece Yüce Mustafa Kemal ATATÜRK'ün izinden giderim. Çünkü ben
bir Cumhuriyet çocuğuyum.
3--Meseleye ve ya her hangi bir konuya müdahil olmak sataşma değildir,
4-- Yorumlarınızı kimseyle paylaşmazsanız. burası şahsi ajandanıza dönüşür.
5--Size Yaradan kolaylıklar versin...
Beyefendi, hala idrak edemediniz burası herkese açık bir yer, edebe aykırı olmadığı sürece herkes istediğini özgür bir şekilde paylaşır. Size ne benim paylaşımlarımdan. Ben sizin yazdıklarınızı merak edip bakmıyorum, okumuyorum .Bana ne diyorum.. ÇOK BELLİ Yaşar Nuri ÖZTÜRK Hocanın İZİNDEN GİTTİĞİNİZ.KENDİNİ BİLEN MÜSLÜMAN KİMSEYE SATAŞMAZ.. İnsanlar özgürdür sizin kabul ettiğinizi ben etmek zorunda değilim..
---İSLAM DİNİ, Kutsal ve evrenseldir. Kimsenin tekelinde değildir. Hz. Muhammed
Alemi Kainatın bir ve son Peygamberidir. Amenna ve saddakna. Ancak her Takvayım
diyen ve edebi ehil olmayan Din ve Mezheplerle ilgili fetva veremez ve vermemelidir
diye düşünmekteyim. Çünkü yeni neslimizi yanlış yollara ve telafisi olmayan hatalara
sevk ederseniz
---Yazılarınız genelde devşirme. Kaynağının doğru olup-olmadığı belli değil. Mesela
Yorumsal yazılarınız, merhum ilahiyatçı büyük alim Yaşar Nuri ÖZTÜRK Hocanın
Fetvalarıyla hiç örtüşmüyor. Ayrıca başka edebi yetkin Müftülerin vaazlarıyla da uyuş-
muyor. Yoksa medeni cesaretle yazmanızı oldukça cesur bir davranış olarak görüyorum.
---Dini konular da ehli bir yetkin olsanız, şahsımı kastederek,** Yazdığım sizi alakadar
etmez diye bir cümle kurmazdınız**. Çünkü Din ve mezhepler kimsenin tekelinde değildir...
Metafizik Felsefe kıldan ince, kılıçtan keskindir...
----Haa ne yazdığınız beni bu yaşımdan sonra zaten etkilemez. ancak Zat-i alinizi seven
ve takip eden yeni ((Genç)) neslimizi etkiler diye düşünmekteyim, hepsi bu...VESSELAM
Beyefendi, ben Müslümanım. Müslümanların ise kutsal kitabı Kuran-ı Kerimdir. Paylaştıklarım kuran ayetlerinin mealidir. Antoloji üyeleri eklemişler nedir bölümüne dini isimleri, terimleri ben de ben de iz bırakan ayet meallerini, dini sözleri ,hoşuma giden şiirleri, yazıları vs. vs. paylaşıyorum. Ve benim paylaşımlarım sizi alakadar etmez çünkü burası herkese açık. İsteyen edebe aykırı olmadığı sürece istediğini paylaşır. Demem o ki KİMSE KİMSEYE KARIŞAMAZ.
Öz kardeşi Yahuda başta olmak üzere tüm kardeşleri tarafından kıskanılan kâinatın efendisi hatemül Enbiyanın diliyle Kerimoğlu Kerimoğlu Kerimoğlu Kerim olan İbrahim oğlu İshak oğlu Yakup oğludur. Allah bütün müminleri kötü kıskançlıktan muhafaza eylesin amin.Zira aramızda ne Hatemül Enbiya var ne de Yusuf Aleyhisselam Allah'ın rahmeti onların üzerine olsun amin
**Hanımefendi, Hz. Yusuf'un gördüğü rüyayı kim kayda almış.
Zat-i alinizin anlattıkları hiç bir konu Din ve mezheple uzaktan,
yakından ilgisi yok. Takvalık varsayımlar üzerine inşa edilemez.
Kalın sağlıcakla...
“Ey rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da âhirette de beni yönetip himaye eden sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!”(Yûsuf,12/101)
''Anlaşılan böylece rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrâhim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya‘kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.”(Yûsuf,12/6)
Babası, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyanı sakın kardeşlerine anlatma, sonra sana tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.”(Yûsuf,12/5)
Bir gün Yûsuf, babasına demişti ki: “Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederken gördüm.”(Yûsuf,12/4)
hz. yusuf... iradesiz erkeklerin işitip ibret almasını gerektirecek bir olay yaşamış olan, bedenen ve ruhen çok güzel , mübarek bir insan.
'..züleyha yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca yusuf diye başladı, yusuf diye bitirdi. gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. anladı ki, aşkın nâmesinde, ser-nâmeden öte kelam yok. ve züleyha'nın lügatında yusuf'tan öte sözcük yok. bil ki, kelamdan da öte sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, gökkubbe onun hararetiyle döner...'
ağlar yakup ağlar yusufum diye,kardeşleri tarafından kuyuya atılıpta,sonra kurtlar yedi diye babalarına yalan söyleyince kardeşleri,acıdan ve ağlamaktan kör oldu babanın gözleri,cok sevdiği yusufu için her gün kan ağladı,hz.yakup,yusufki önce köle diye götürüldüğü mısırda,hükümdar oldu,zekasıyla,yandı tutuştu hükümdarın karısı olan zeliha yusufa aşkından,çünkü yusuf öyle güzeldiki,allah her peygamberine,bütün yaratılmış inasnlarında zerresi dahi olmayan meziyetler hediye etmiştir,nasılki eyyuba sabır,aliye güc,ömere adalet,ismaile avcılık v.s. gibi...hz.yusufada güzellik engüzel erkek olarak yaratmıştır,zelihayıda en güzel kadın olarak yaratmıştırki,zelihayı gören erkekler değil kadınların dahi gözleri kapanırmış güzelliğinden,eee yusufun kardeşleri yusufu kuyuya atmaları gerekliydi zaten,çünkü ordan köle olarak mısara gidicekti,ve sultan olup halkını büyük kıtlıktan kurtaracaktı,bu allahın emriyle gelişmişti,her şerrin altında hayırlar vardır mutlakki......
Sen hangi rüyalara uyanırsın,
Ben hangi uykularda vurulurum,
Ve gömleğim hep kan içinde
Öyle bir Yusuf'um ki
SORMA'
Yüce Rabbim'i.iffeti,sabrı,sevgiyi,vs.vs.anımsatıyor
yusuf olmak......kardeşleri tarafından hased kuyusuna atılmak,
hased kuyusunda birkez daha acizliği tadıp köle olarak satılmak,
acizliği kabul ettiğimiz an ise mısıra sultan olabilmek,sultanlık yolunda denenmek üzere yırtılan gömleği tamire çalışmak yıllarca zindanda Allah için insan bekçiliği yapmaya talip olmak....
insana nefs mücadelesine çok güzel bi örnek...
ne güzel yüzü vardı... burda bu güzelliği ne şekilde kullandığı önemli...
Rabbine hamd ve dua eden bi kul.. hiç bi zaman kibir alameti olmayan güzel örnek..
kuyulara atıldın..panayırlara köle diye sürülürken kim bilebilirdi ki mısıra sultan olacağını? ?
Hz. Yakup'un oğlu.Birgün rüyasında ay,güneş ve 11 yıldızın kendisine secde ettiğini görmüş,bu rüya ile kendisine peygamberlik müjdelenmiştir.kendisine rüya ilmi verilmiş,güzelliği ile Mısır'ın ikinci adamı Potifar'ın eşi Züleyha'nın kalbine girmiştir.
Züleyha Yusuf'un suretine aşık olup daha sonra gerçek güzelliği,yani ilahi aşkı bulmuştur.Yusuf ise Rabbinin güzelliğinin yansımasını Züleyha'da bulmuştur.Yani Yusuf aslında neye aşık olduğunun farkındayken Züleyha değildir.
Neydi Yusuf'un duası:Rabbim bana istememeyi isteyebilmeyi nasip et! 'İşte Yusuf bu duayı edebilmiş olmanın yürekliliği ile peygamberdi.'
Yusuf ile Züleyha.Nazan Bekiroğlu.Timaş Yayınları.Mükemmel bir kitap.Ben çok şey öğrendim,çok güzel şeyler hissettim.
valla bizim imam bişe demişti dorumudur bilmem artık:
allah dünyadaki tüm insanlara güzelliğin yarısını paylaştırdı diğer yarısınıda yusufa ve annesine verdi...
bilmiyom artık eğer doruysa züleyhanın yakışıklılığa kanıp elini ayağını kesmesi normal geliyo bana...
dillere destan bir güzellik,
kuyu,
köle,
züleyha,
sultan...
hangisini, hangisini anlatayım...
Yüce Allah'ın kur-anın da bahsettiği ve kıssaların en güzeli dediği,kölelikten sultanlığa geçen peygamber.
Yakup peygamberin oğludur.
zamanının mısır hükümdarının rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görmesi, akabinde rüyayı yorumlatması ve yorumlayıcı tarafından öngörülen 7 yıl bolluktan sonra gelen 7 yıl kıtlığın gerçekleşip zararsız atlatılmasıyla özetlenebilecek olanının başrol oyuncusu olan yusuf, yorumdan sonra esirlikten maliye bakanlığına terfi eder, 7 yıl bolluk süresince depoladığı erzağı 7 yıl kıtlık boyunca halka dağıtır, babasını ve vaktiyle kendini öldürmeye çalışmış kardeşlerini de yanına aldırır, bu şekilde israiloğulları filistin'den ayrılıp mısır'a yerleşmiş olur. durum musa'ya kadar sürecektir.