pir gerçek veli: (21.yüzyılın:alevi, bektaşi, kızılbaş ozanıdır vesselam?) rabbimiz isa değil allahtır la ilahe illallah? rabbimiz musa değil allahtır la ilahe illallah? rabbimiz ibrahim değil allahtır la ilahe illallah? rabbimiz muhammed değil allahtır la ilahe illallah?
İsa mesih gelecektir bunu incil açık bir şekilde belirtir. işte bazı ayetler
Matta 24:7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak.
Matta 24:9 'O zaman sizi sıkıntıya sokacaklar ve öldürecekler. Benim adımdan ötürü tüm uluslar sizden nefret edecek.
Matta 24:23 Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada', ya da `İşte şurada' derse, inanmayın.
Matta 24:24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.
Matta 24:29 'O günlerin sıkıntısından hemen sonra, `Güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek ve göksel güçler sarsılacak.'
Matta 24:30 'O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Matta 24:31 Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O'nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar.
Bunlar sadece benim buldugum bir kaç tane ayet incildden
”Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü’minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.” Ali imran 49
“Ardımdan gelmek isteyen kendini inkar etsin, her gün çarmıhını yüklenip beni izlesin” dedi, “canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır” (Luka 9:23-24)
Şimdiye kadar izlediğim en ilginç İsa yorumu Günaha Son Çağrı filmiyle William Dafoe olmuştu... tekrar izlemek iyi oldu. (Bu arada müzikler hakikaten çok güzel, ve bazı sahneler müthiş şekilde Çağrı filmini anımsatıyor doğrusu)
...Ben küfürlerin aziziyim, Ben barış için gelmedim kılıçla geldim…diyen insan olan İsa için izlemenizi tavsiye ederim :)
Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.) : - 'Niçin karşılık vermediniz? ' diye sorduklarında: - Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu.
Ve: 'Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük.' Demeleri yüzünden. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. Onda anlaşmazlığa düşenler bundan dolayı şüphe içindedirler, o hususta tahmin peşinde gitmekten başka hiç bir bilgileri yoktur. Kesin olarak O'nu öldürmediler.
Doğrusu Allah, O'nu kendine doğru yükseltti. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Andolsun, kendilerine kitap verilenlerden ölümünden önce ona iman etmeyecek hiç bir kimse yoktur. Kıyamet gününde de aleyhlerine şahit olacaktır. (Nisa 157.158.159)
Şüphesiz o, (isa) kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Hic sübhesiz ben,size Rabbinizdan bir delil ile geldim. Dogrusu ben size camurdan kus sekli bir sey yapip icine üflerim, Allah´in izniyle körü ve sakati iyi ederim,ölüleride diriltirim! Ve evlerinizde ne yiyorsaniz ve ne biriktiriyorsaniz size bildiririm! Eger mümin kimseler iseniz? Süphesiz bunda sizin icin elbette bir delil vardir! (A-li imran 49)
Bence bütün peygamberler sahtekardır.Hepsi menfaat peşinde koşanlardı,Tanrı diye bir şey icat ettiler ve bunu bin yıl kullandılar. Artık bu icat demode oldu.Bozuldu yedek parçasıda yok.
isa tevrat`da geleceği bildirilen yahudilerin kralı mesihtir.kadının soyundan gelir. insanlara kurtuluşu,sonsuz yaşamı ve göklerin emenligini müjdelemiştir.tanrının oğludur,tabi bu bir birleşme sonucu ortaya çıkan oğul anlamında değildir.isa tanrının sözü ve onun yer yüzünde ki yansımasıdır.insanların günahkarı için çarmıha gerilerek büyük acılar içinde ölmüş ve ölümden üç gün sonra dirilmiştir.isa`nın acı çekerek ölmesi tanrının emridir.böylece günahların bedeli ödenmiş ve tanrnın insanları affetmesindeki engel ortadan kalkmıştır.ayrıca göklerin egemenliğinde babanın sağında oturacak olanda ondan başkası değildir.
Esas olarak son dini müjdelemesi müslümanlık açısından bakıldığında olasılık olarak yüksek olan büyük peygamberlerden biri.
Yalnız kafamızı meşgul eden bazı sorular var.Hz.İsa zamanını doldurdumu yani dinini tamamladımı yoksa tamamlamak için yeniden mi gelecek.Yeniden gelecekse Kur'anda neden bu konuyla ilgili açık bir beyan yok.Böyle birşey eğer gerçekse son din olan Kur'an bu konuyu muallaktamı bırakmıştır yoksa muallak insanların düşüncelerindemi? .Bir diğer konu Hz.İsa'nın tekrar geldiğini nerden anlayacağız bunu bize bildiren nedir,böyle ciddi bir konuda rivayetlere güvenilebilirmi,zan niteliğindeki bir konuya inanmak ne kadar doğru.Biliyorsunuz bu konuda müslümanların aklı ikiye ayrılmış durumda.Bir kısım son peygamberle din tamamlanmıştır bunun üzerine eklenecek birşey olamaz derken bir kısımda Hz.İsa'nın tekrar gelip Müslümanlığı vurgulayacağını belirtmektedir.
Bana göre ise Hz.İsa misyonunu tamamlamıştır ve kendisinden sonra gelen bir dini vurgulamak için yeniden dönmeside mantıksızdır.Herkesin kendi zamanında getirdiği dinden mesul olmasının mantığa daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Bakın, Hz.İsa'ya peygamberliği zamanında kendisinden sonra son peygamberin geleceği (ki kendisi ile bizim peygamberimiz hz.Muhammed arasında yaklaşık 600 yıllık bir zaman dilimi vardır.) ve bu peygamberin ümmetinin, kendisinin ve diğer peygamberlerin ümmetlerinden çok daha faziletli, çok daha üstün olacağı Allah tarafından bildirilince İsa (a.s) bu ümmetten olmayı çok arzuladı ve Allah'a bu ümmetten olabilmek için dua etti.Allah da onun bu duasını kabul ederek onu, zamanı geldiğinde (yani kıyamete yakın) yeryüzüne göndermek için göğe kaldırdı.
İşte hz.İsa kıyamete yakın yeryüzüne tekrar geldiği vakit, kendi dini üzere değil peygamberimizin dini üzere yani islam dini üzere ibadet edecek.Dolayısıyla peygamber olmasının yanı sıra hz.Muhammed in ümmetinden biri olma şerefine ve üstünlüğüne erecek.Kendilerini İsa ya bağlı gören basiret sahibi hıristiyanlar kendisinin gerçek hz.İsa olduğunu anladıkları zaman ona uyup tabi olacaklardır.yani hıristiyan olarak kalmıyacaklar müslüman olacaklar demektir bu.Çünkü yukarıda da dediğim gibi İsa (a.s) islam dininin esaslarına göre yaşayıp, ibadet edecek kuvvetli bir rivayete göre de hanefi mezhebinden olacaktır.Daha sonra çeşitli kaynaklarda evleneceği,çocuklarının olacağı, 40 sene yada daha fazla yaşayıp vefat edeceği bildirilmektedir.
Sonuç olarak hz.İsa nın yeryüzüne tekrara gelişi ile bu anlattıklarımdan dolayı kendisine uyan, tabi olan bir topluluk ortaya çıkmış olacak ve bu topluluk da kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.(yine de en doğrusunu Allah bilir)
Teşekkürler...oldukca uzun bir açıklama..amaaa...dediğiniz gibi ya da Kur'anın dili ile...'Sadakallahülazîm'... Pekiii o zaman Hz. Muhammed son peygamber nasıl oluyor? ..Ve de neden İslâmın o an için dışında kalanlar (kitap ehli) ...Hz. Peygambere iman etmeyip Kur'anı kabûl etmeyip de ille de Hz. isa'nın (gökten) inmesini bekliyecekler..Yani anlayamadığım madem ki Mesih İsa idi ve de Kur'an da son kitapdı...O zaman İsa Kur'anla gelirdi...başka bir peygambere de gerek kalmazdı...Ve de Allah yanına aldığı İsa'yı yanında iken öldüremez mi ki ille de Dünya'ya geri göndersin...Evet! 'Sadakallahülazîm' de...Bu inanış şu an Kitap ehli diye bilinen ve de kendilerini İsa'ya bağlı gören hristiyan topluluğuna bir (+) değer olarak gözüküyor...
Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez geleceği konusu Kuran'da çok açık olarak bildirilmiştir. Kuran'da bildirilen bu deliller şu şekildedir:
1. Delil
Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne ineceğine dair işaretler taşıyan ayetlerden ilki Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetidir:
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: 'Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. (Al-i İmran Suresi, 55)
Ayetteki 'sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim' ifadesi dikkat çekicidir. Kuran'da kıyamete kadar inkar edenlere üstün olan ve Hz. İsa'ya gerçekten tabi olan bir grubun varlığından söz edilmektedir. Peki kimdir bu tabi olanlar? Hz. İsa döneminde yaşayan havariler mi, yoksa günümüzde yaşayan Hıristiyanlar mı?
Hz. İsa Allah Katına yükselmeden önce ona uyanların sayısı çok azdı. Ve onun dünyadan ayrılmasının ardından da hızla dinde bozulma başladı. Ayrıca havariler, ciddi bir baskı altında yaşamak zorundaydılar. Sonraki iki yüzyıl boyunca da, Hz. İsa'ya iman edenler aynı baskılara maruz kaldılar; zira hiçbir siyasi güce sahip değillerdi. Bu durumda geçmişte yaşayan Hıristiyanların, inkar edenlere üstün geldiklerini ve bu ayetin onlara baktığını söyleyemeyiz.
Daha sonrasına yani şu anda yaşayan Hıristiyanlara baktığımızda ise zaten Hıristiyanlığın özünün bozulduğunu, Hz. İsa'nın anlattığı hak dinden farklı bir din oluştuğunu görürüz. Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğu şeklindeki sapkın inanç benimsenmiş ve teslis inancı (üçleme; Baba, oğul, kutsal Ruh) kabul edilmiştir. (Allah'ı tenzih ederiz.) Bu durumda, dinin aslından iyice uzaklaşmış olan günümüz Hıristiyanlarını da Hz. İsa'ya vahyedilen hak dine uyanlar olarak kabul edemeyiz. Kuran'da teslis inancının sapkın bir inanç olduğu şöyle bildirilmiştir:
Andolsun, 'Allah üçün üçüncüsüdür' diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir İlah'tan başka İlah yoktur... (Maide Suresi, 73)
Bu durumda 'sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim' ifadesi açık bir işaret taşımaktadır. Hz. İsa'ya uyan ve kıyamete kadar yaşayacak olan bir topluluk olması gerekmektedir. Böyle bir topluluk, kuşkusuz Hz. İsa'nın yeryüzüne tekrar gelişiyle ortaya çıkacaktır. Ve ona tekrar dünyaya gelişi sırasında tabi olanlar, kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.
2. Delil
Konu ile ilgili olarak ele aldığımız Nisa Suresi'nin 156-158. ayetlerinin arkasından Allah, 159. ayette şöyle buyurmaktadır:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır. (Nisa Suresi, 159)
Yukarıdaki ayette yer alan 'ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur' ifadesi oldukça dikkat çekicidir. Bu cümlenin Arapça karşılığı şu şekildedir: '... ve in min ehlil kitabi illa leyüminenne bihi kable mevtihi'
Burada bazı tefsirciler 'o' zamirinin Hz. İsa yerine Kuran'a baktığını düşünmüşler ve ayete Kitap Ehlinin ölmeden Kuran'a iman edeceği şeklinde bir yorum yapmışlardır.
Oysa bu ayet öncesindeki iki ayette de 'o' zamiri tartışmasız bir biçimde Hz. İsa için kullanılmıştır:
Nisa Suresi, 157. ayet:
Ve: 'Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük' demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.
Nisa Suresi, 158. ayet:
Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bu ayetlerin hemen arkasından gelen ayette kullanılan 'o' zamirinin Hz. İsa'dan başka bir kişiyi ya da varlığı kastettiğinin hiçbir delili yoktur. Nisa Suresi, 159. ayet:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır.
Diğer taraftan ayetin ikinci cümlesinde yer alan 'Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır' ifadesi de dikkat çekicidir. Kuran'da kıyamet günü insanın dilinin, ellerinin ve ayaklarının (Nur Suresi, 24, Yasin Suresi, 65) , işitme, görme duyularının ve derilerinin (Fussilet Suresi, 20-23) kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri bildirilmektedir. Kuran'ın şahitliği ile ilgili ise hiçbir ayet yoktur. İlk cümle -gramatik olarak veya mantık açısından hiçbir delil bulunmamasına rağmen- Kuran'a bakıyor kabul edilirse, ikinci cümlede yer alan 'o' zamirinin de Kuran'a baktığı iddia edilmiş olur. Oysa bunu söylemek için açık bir ayet gerekir. Bununla birlikte, bir önceki ayette bildirilen '… Allah onu Kendine yükseltti' ifadesi de, bu ayette işaret edilenin Kuran olmadığını bir kez daha göstermektedir. Kuran 1400 yıldır iman edenlere hidayet rehberidir ve Allah Katına yükseltilmemiştir. Allah Katına yükseltilen Hz. İsa'dır. Bu da ayette haber verilen şahtiliğin, Hz. İsa'nın Kitap Ehli için yapacağı şahitlik olduğunu, ayette 'o' zamiri ile Kuran'a işaret edilmediğini gösteren bir başka delildir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Diğer ayetlerde aynı zamirin, Kuran'ı işaret ettiği durumlarda, (Neml Suresi, 77 ve Şuara Suresi, 192-196'da olduğu gibi) ayetin öncesinde ya da sonrasında Kuran'dan bahsedildiğini görürüz. Ayetin öncesinde, sonrasında veya ayetin içinde Kuran'dan bahsedilmiyorsa, bu ayetin Kuran'ı tarif ettiğini söylemek yanlış olur. Ayet çok açık bir biçimde Hz. İsa'ya inanılmasından ve onun inananlara şahit olmasından bahsetmektedir. Bu ayette ise çok açık bir biçimde Hz. İsa'ya inanılmasından ve onun inananlara şahit olmasından bahsedilmektedir.
Ayetin manası hakkında belirteceğimiz ikinci nokta ise 'ölümünden önce' ifadesinin yorumu ile ilgilidir. Bazıları bu ifadenin 'Kitap Ehlinin kendi ölümlerinden önce' inanması anlamında olduğunu düşünmektedirler. Buna göre Kitap Ehlinden olan her kişi kendisine ölüm gelmeden Hz. İsa'ya mutlaka iman edecektir. Oysa Arapça dilbilgisi, bu iddianın doğru olmadığını göstermektedir. Kuran'da Kitap Ehli ile ilgili tüm ayetlerde, çoğulluğu ifade eden 'hum' eki kullanılmıştır. (Beyyine Suresi, 1 ve 6; Hadid Suresi, 29; Haşr Suresi 2 de olduğu gibi.) Bu ayette ise tekilliği ifade eden 'hu' eki kullanılmıştır. Bu durumda, ayette haber verilen, Hz. İsa'nın ölümünden -yani yeryüzüne ikinci kez gelip biyolojik olarak ölümünden- önce, Kitap Ehli'nin kendisine inanacağıdır. (En doğrusunu Allah bilir.) Ayrıca Hz. İsa döneminde Kitap Ehli tanımlamasına dahil olan Yahudiler ona iman etmemekle kalmamış, onu öldürmek için tuzak kurmuşlardır. Hz. İsa'dan sonra yaşayıp ölen Yahudi ve Hıristiyanların ise Hz. İsa'ya -Kuran'da bildirildiği şekilde- iman etmiş olduklarını iddia etmek mümkün değildir. Sonuç olarak ayeti dikkatle değerlendirdiğimizde, anlamın şu şekilde olduğu sonucuna varmaktayız: 'Hz. İsa ölmeden önce tüm Ehli Kitap ona iman edecektir'.
Ayet gerçek manasıyla ele alındığında ise çok açık gerçeklerle karşılaşırız: Birincisi, ayette gelecekten bahsedildiği açıktır, çünkü Hz. İsa'nın 'ölümü' söz konusudur. Oysa o ölmemiş Allah Katına yükselmiştir. Hz. İsa dünyaya yeniden gelecek ve her insan gibi yaşayıp ölecektir. İkincisi Hz. İsa'ya tüm Ehli Kitabın iman etmesi söz konusudur. Bu da henüz gerçekleşmemiş ancak kesin olarak gerçekleşeceği bildirilen bir olaydır.
Dolayısıyla buradaki 'ölümünden önce' denilerek, zamirle bahsedilen kişi Hz. İsa'dır. Kitap Ehli onu görüp bilecek, ona yaşarken itaat edecek ve Hz. İsa da onların durumlarıyla ilgili ahirette şahitlik edecektir. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
3. Delil
Hz. İsa'nın ahir zamanda yeniden yeryüzüne döneceği ile ilgili bir başka ayet de Zuhruf Suresi'nin 61. ayetidir. Bu surenin 57. ayetinden itibaren Hz. İsa'dan bahsedilir:
Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: 'Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu? ' Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık. Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı. (Zuhruf Suresi, 57-60)
Bu ayetlerin hemen arkasından gelen 61. ayette Hz. İsa'nın kıyamet saati için bir ilim olduğu belirtilmektedir:
Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Bu ayette Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne dönüşü haber verilmektedir. Çünkü Hz. İsa, Kuran'ın indirilişinden yaklaşık altı asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla bu ilk hayatını 'kıyamet saati için bir bilgi' yani bir kıyamet alameti olarak anlayamayız. Ayetin işaret ettiği anlam, Hz. İsa'nın, ahir zamanda, yeniden yeryüzüne döneceği ve bunun da bir kıyamet alameti olacağıdır. (En doğrusunu Allah bilir.) Bu ayette geçen 'O, kıyamet saati için bir ilimdir' kelimesinin Arapça karşılığı şu şekildedir: 'İnnehu le ilmun lissaati.' Bu ifadede yer alan 'hu' zamirini 'Kuran' olarak yorumlayanlar vardır. Ancak Kuran için 'hu' zamiri kullanıldığında mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde Kuran'ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır. Başka bir konu içinde 'hu' zamiri ile Kuran'dan bahsedilmez. Ayrıca öncesindeki ayete bakıldığına orada da açıkça Hz. İsa kastedilerek 'o' zamiri kullanıldığı görülecektir:
'O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık.'
Bu zamirin Kuran'a işaret ettiğini söyleyenler ise ayetin devamında geçen 'Ondan kuşkulanmayın, bana uyun' ifadesini sözde delil olarak gösterirler. Ancak bu ifadenin öncesindeki ayetlerde tamamen Hz. İsa'dan bahsedilmektedir. Bu nedenle 'hu' zamirinin bir önceki ayetlerle ilgili olması ve Hz. İsa'yı anlatması daha uygundur. Nitekim büyük İslam alimleri de bu zamiri gerek ayetlere gerekse sahih hadislere dayanarak Hz. İsa olarak açıklamaktadırlar. Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirinde şu şekilde açıklanmaktadır:
Muhakkak ki o saat için bir ilimdir de –saatin geleceğini ölülerin dirilip, kıyam edeceğini bildiren bir delil ve alamettir. Çünkü İsa gerek zuhuru ve gerek emvati ihya (ölüleri diriltme) mucizesi ve gerek emvatın kıyamını (ölülerin kalkışını) haber vermesi itibarıyla kıyametin vaki olacağına bir delil olduğu gibi hadiste varid olduğuna göre eşratı saattendir (kıyamet alametidir) . (http://www.kuranikerim.com/telmalili/zuhruf.htm)
Çağdaş İslam alimlerinden Seyyid Kutub da tefsirinde, Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden gelecek olmasının önemli delillerinden birinin bu ayet olduğuna dikkat çekmektedir. Kutub'un tefsirinde konu şöyle açıklanmaktadır:
Hz. İsa'nın kıyametin kopmasından önce yeryüzüne ineceğine ilişkin birçok hadis var dilimizde. Nitekim bu ayet de ona işaret etmektedir: 'O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir.' Yani Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu bilinir. İkinci bir okuyuş tarzında ayet şöyle okunur: 'Ve innehu le alemun lissati'. Yani onun inişi kıyametin belirtisidir, alametidir. Her iki okuyuş tarzı da aynı anlamı ifade etmektedirler. Hz. İsa'nın gökten inişi, doğru sözlü ve güvenilir Peygamberin -salat ve selam üzerine olsun- sözünü ettiği ve yüce Kuran'ın işaret ettiği bir gaybtır. Kıyamet gününe kadar değişmeden kalacak bu iki kaynaktan gelen bilgilerden başka, bu meseleye ilişkin olarak herhangi bir insanın söyleyebileceği bir söz olamaz. (Seyyid Kutub, Fizilali'l Kuran, http://www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm)
Kevseri, en eski akaid kitaplarında dahi bu ayetin Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişine delil olarak kullanıldığını söylerken, Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinde ise bu ayet şu şekilde açıklanmaktadır:
Ve kıyametin yaklaşmış olması için İsa Aleyhisselam'ın bir alamet olduğunu ve kıyametin vuku bulacağına şüphe edilmeyeceğini haber veriyor... İsa Aleyhisselam'ın yeryüzüne nüzul edeceği de kıyamet şeriatinden sayılmaktadır... (Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim'in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt VII, 3292)
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Kuran'da hiçbir peygamberin kıyamet için bir ilim olmasından bahsedilmemektedir. Hz. Muhammed (sav) , Hz., İbrahim, Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf, Hz. Davud, Hz. Yakup ve diğer birçok peygamberin hayatı Kuran'da detaylı olarak anlatılmakta, ancak hiçbiri için bu ifade kullanılmamaktadır. Bu da, Hz. İsa'nın -Allah'ın takdiri olarak- diğer peygamberlerden farklı bir özelliğe sahip olduğuna işaret etmektedir. Bu özellik, Hz. İsa'nın Allah Katına alındıktan sonra yeniden yeryüzüne gönderilecek olmasıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)
4. Delil
Hz. İsa'nın ikinci gelişine işaret eden başka ayetler de şöyledir:
Hani Melekler, dediler ki: 'Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır. Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir. 'Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir? ' dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona 'ol' der, o da hemen oluverir. Ona Kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncili öğretecek. (Al-i İmran Suresi, 45-48)
Ayette, Allah'ın Hz. İsa'ya, Tevrat'ı, İncil'i ve bir de 'Kitabı' öğreteceği haber verilmektedir. Aynı ifade Maide Suresi'nin 110. ayetinde de yer almaktadır:
Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun...' (Maide Suresi, 110)
Her iki ayette de geçen 'kitap' ifadesini incelediğimizde, bunun Kuran'a işaret ettiğini görürüz. Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın Kuran olduğu bildirilmektedir. (Hz. Davud'a verilen Zebur da Eski Ahit'in içindedir) Bunun yanında, yine Kuran'ın bir başka ayetinde, Al-i İmran Suresi 3. ayette, 'kitap' kelimesi, İncil ve Tevrat'ın yanında Kuran'ı ifade etmek için kullanılmıştır:
Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitabı Hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil'i de indirmişti. (Al-i İmran Suresi, 2-3)
Kitap kelimesinin Kuran'a işaret ettiği diğer bazı ayetler de şu şekildedir:
Allah Katından yanlarında olan (Tevrat) ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin üzerinedir. (Bakara Suresi, 89)
Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik. (Bakara Suresi, 151)
Bu durumda, Hz. İsa'ya öğretilecek olan üçüncü 'Kitab'ın Kuran olduğu ve bunun da ancak Hz. İsa'nın ahir zamanda dünyaya dönüşünde mümkün olabileceği açıktır. Çünkü Hz. İsa Kuran'ın indirilmesinden yaklaşık 600 sene önce yaşamıştı. Bununla birlikte, Peygamber Efendimiz (sav) 'in hadislerinde Hz. İsa'nın dünyaya ikinci kez gelişinde İncil ile değil Kuran'la hükmedeceği bildirilmiş olması da bunun bir delilidir:
Kırk (40) yıl Allah'ın Kitab'ı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)
Bu ifadeden de açık olarak anlaşıldığı gibi Hz. İsa yeniden yeryüzüne geldiğinde, Kuran'da yer alan hükümler ile hükmedecek, Hz. Muhammed (sav) 'in sünnetini devam ettirecektir. Bu da ayetlerdeki manaya tam olarak uygun düşmektedir. (Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.)
Bu ayetlerde dikkat edilmesi gereken bir başka bilgi de, Hz. İsa için bildirilen söz konusu ifadenin -bir önceki konuda olduğu gibi- başka hiçbir peygamber için bildirilmemiş olmasıdır. Örneğin Hz. Musa'ya Tevrat'ın indirildiği, Hz. İbrahim'e verilen sahifeler olduğu, Hz. Davud'a Zebur'un vahyedilmiş olduğu Kuran'da bildirilir. Ya da peygamberlerin kendi dönemlerinden önce indirilen kitaplar varsa, bu kitapları bildikleri haber verilir. Ancak peygamberlerin hiçbiri için, kendi dönemlerinden sonra indirilecek olan bir kitabın daha onlara öğretildiği haber verilmez. Kendisinden önce indirilen, kendisine vahyedilen ve kendisinden sonra indirilecek olan kitabı bildiği haber verilen tek peygamber Hz. İsa'dır. Bu da, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceğinin ve ikinci kez geldiğinde kendisinden sonra vahyedilmiş olan kitapla yani Kuran'la hükmedeceğinin işaretlerinden biridir. (En doğrusunu Allah bilir.)
5. Delil
Tüm bunların yanında 'Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir...' (Al-i İmran Suresi, 59) ayeti de Hz. İsa'nın dönüşüne işaret ediyor olabilir. Tefsir alimleri genellikle bu ayetin her iki peygamberin de babasız olma özelliğine, Hz. Adem'in Allah'ın 'Ol' emriyle topraktan yaratılması ile Hz. İsa'nın yine 'Ol' emriyle babasız doğmasına işaret ettiğine dikkat çekmişlerdir. Ancak ayetin bir ikinci işareti daha olabilir. Hz. Adem cennetten nasıl yeryüzüne indirildiyse, Hz. İsa da ahir zamanda Allah'ın Katından yeryüzüne indirilecek olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Görüldüğü gibi Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden döneceğine ilişkin olarak Kuran'da geçen ayetler çok açıktır.
6. Delil
Kuran'da Hz. İsa'nın Allah Katına alındığını ifade eden bir diğer ayet ise Meryem Suresi'nde şöyle haber verilmektedir:
'Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.' (Meryem Suresi, 33)
Bu ayet Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetiyle birlikte incelendiğinde çok önemli bir gerçeğe işaret etmektedir. Al-i İmran Suresi'ndeki ayette Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltildiği ifade edilmektedir. Bu ayette ölme ya da öldürülme ile ilgili bir bilgi verilmemektedir. Ancak Meryem Suresi'nin 33. ayetinde Hz. İsa'nın öleceği günden bahsedilmektedir. Bu ikinci ölüm ise ancak Hz. İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi ve bir süre yaşadıktan sonra vefat etmesiyle mümkün olabilir. (En doğrusunu Allah bilir)
7. Delil
Hz. İsa'nın tekrar dünyaya geleceği ile ilgili bir başka delil ise Maide Suresi'nin 110. ayetinde ve Al-i İmran Suresi'nin 46. ayetinde geçen 'kehlen' kelimesidir. Ayetlerde şu şekilde buyrulmaktadır:
Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun…' (Maide Suresi, 110)
'Beşikte de, yetişkinliğinde (kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir.' (Al-i İmran Suresi, 46)
Bu kelime Kuran'da sadece yukarıdaki iki ayette ve sadece Hz. İsa için kullanılmaktadır. Hz. İsa'nın yetişkin halini ifade etmek için kullanılan 'kehlen' kelimesinin anlamı 'otuz ile elli yaşları arasında, gençlik devresini bitirip ihtiyarlığa ayak basan, yaşı kemale ermiş kimse' şeklindedir. Bu kelime İslam alimleri arasında ittifakla '35 yaş sonrası döneme işaret ediyor' şeklinde çevrilmektedir.
Hz. İsa'nın genç bir yaş olan otuz yaşının başlarında göğe yükseldiğini, yeryüzüne indikten sonra kırk yıl kalacağını ifade eden ve İbni Abbas'tan rivayet edilen hadise dayanan İslam alimleri, Hz. İsa'nın yaşlılık döneminin, tekrar dünyaya gelişinden sonra olacağını, dolayısıyla bu ayetin, Hz. İsa'nın nüzulüne dair bir delil olduğunu söylemektedirler. (Muhammed Halil Herras, Faslu'l-Makal fi Ref'I İsa Hayyen ve Nüzulihi ve Katlihi'd-Deccal, Mektebetü's Sünne, Kahire, 1990, s.20)
Kuran ayetlerine bakıldığında bu ifadenin, yalnızca Hz. İsa için kullanıldığını görürüz. Tüm peygamberler insanlarla konuşup, onları dine davet etmişlerdir. Hepsi de yetişkin yaşlarında tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Ancak Kuran'da diğer peygamberler için bu şekilde bir ifade kullanılmamaktadır. Bu ifade sadece Hz. İsa için kullanılmıştır ve mucizevi bir durumu ifade etmektedir. Çünkü ayetlerde birbiri ardından gelen 'beşikte' ve 'yetişkin iken' kelimeleri iki büyük mucizevi zamana dikkat çekmektedirler.
Nitekim İmam Taberi, Taberi Tefsiri isimli eserinde bu ayetlerde geçen ifadeleri şu şekilde açıklamaktadır:
Bu ifadeler (Maide Suresi, 110) , Hz. İsa'nın ömrünü tamamlayıp yaşlılık döneminde insanlarla konuşabilmesi için gökten ineceğine işaret etmektedir. Çünkü o, genç yaştayken göğe kaldırılmıştı…
Bu ayette (Al-i İmran Suresi, 46) , Hz. İsa'nın hayatta olduğuna delil vardır ve ehl-i sünnet de bu görüştedir. Çünkü ayette, onun yaşlandığı zamanda da insanlarla konuşacağı ifade edilmektedir. Yaşlanması da ancak, semadan yeryüzüne ineceği zamanda olacaktır. (Taberi Tefsiri, İmam Taberi, cilt 2, s. 528; Cilt 1, s. 247)
Ancak bazı kişiler 'yetişkin' kelimesini gerçek anlamından uzaklaşarak yorumlamakta ve Kuran'ın genel mantığı içinde değerlendirmemektedirler. Bu kişiler peygamberlerin her dönemde olgun ve kemale ermiş kimseler olduklarını, dolayısıyla bu ifadenin peygamberlerin tüm hayatlarına işaret ettiğini öne sürerler. Elbette peygamberler Allah'ın kemale eriştirdiği, olgun kimselerdir. Ancak Allah Ahkaf Suresi'nde olgunluk yaşının 40 yaş olduğuna işaret etmektedir. Ayette şu şekilde bildirilir:
Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın) a ulaşınca, dedi ki: 'Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım.' (Ahkaf Suresi, 15)
'Kehlen' kelimesinin açıklamaları da, Kuran'da yer alan diğer bilgiler gibi, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne gelişine işaret etmektedir. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
Kutb-u irşad...Bizi bir irşad eylesen de Hz İsa'nın geleceğini belirten şu âyeti bir yazsan adı ile sırası ile (numarası ile) ...biz de irşad olup öğrensek...(sorduğum hadîs değil...)
Maalesef toplumumuzda hz. isa (a.s) nın gelmeyeceğine inanan,bunu mantığına göre değerlendiren ve kaçınılmaz bir sonuç olarak da saçma bulan çok sayıda insan var ve bu da haliyle internet sitelerindeki yorumlara yansımakta.Bu kişilerin itikat konusunda bu kadar bilgisiz,zayıf ve hatalı olduklarını müşahade etmek gerçekten çok üzüntü verici.Gördüğüm kadarıyla bu şahıslar doğruları anlamamak,yanlış görüşlerini düzeltmemek konusunda da bir o kadar inatçılar.Halbuki itikat meselesinin şüphe bile kaldıramaycak kadar ince çizgisi olduğunu bilseler bu kadar rahat hareket edebilirler miydi? diye merak etmişimdir.
Şimdi,herhangi bir zat,imani bir konu hakkında 'acaba' diyerek şek ve şüphesini dile getirse bu kimsenin iman ve islam dairesinden çıkmasından korkulur.örneğin hz.isa nın geleceği konusu.Bir kimse isa(a.s) nın geleceğine bırakın inanmamayı şüphe dahi duysa allah korusun daire-i islamiyyeden çıkmış olur.Niye diye sorulacak olursa şöyle cevap veririz: Çünkü hz.İsa nın kıyamete yakın bir zamanda yeryüzüne geleceği ayet ve hadislerle sabittir.Yeryüzüne geliş konusuna inanmayan kişiler dolaylı olarak bu ayet ve hadisleri inkar etmiş olacaklarından bu kimseler hakkındaki dini hükmün ne olduğu sanırım herkesçe malum olmuştur.konu ile ilgili ayet ve hadisler buraya yazılacak olsa emin olunsun ki sığmaz.Bu nedenle merak eden kimseler etraflıca bir araştırma yaparlarsa sözümüzün doğruluğunu görürler.
Sonuç olarak kendimizi bu yorumu yazmaya zorunlu hissettiren şey sadece dini hassasiyetimizdir.Bunu bir müslümanlık görevi olarak kabul etmemizdir.Bu kardeşlerimizin hatalı görüş ve inanışlarını biran önce düzeltmeleri hususundaki şiddetli arzumuzdur. Measselam...
tüm peygamberlere olduğu gibi Hz. İsa'ya da inanıyoruz.Fakat Hz.İsa 'nın tekrar yeryüzüne ineceği fikirleri çok yayılmış durumda.ben bunları yanlş buluyorum.Ahir zamanda herkesi İslam'a çağıracaksa bi peygamber,o Hz.Muhammed olur mantık olarak bi düşünün.Hz.Muhammed gelecek demiyorum elbette ama illa ki bi peygamber gelecek İslamı anlatacaksa o Da İslam'ın kurucusu olması gerekmez mi?
Onu bunu beklemekten ve boş konuşmaktansa KOŞUN HZ.MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) YOLUNA gerisini boşverin...! Yoluna can feda ya Resullallah, senden Sonra kim gelirse gelsin hiç önemli değil sen gittin Bizi de al yanına Ya Resullallah.
HZ ISA as. 2 kat semada yasiyor ve sagdir kiyamete yakin inecek ve deccali öldürecek kuranda cok ayet vardir isteyene gösterebilirim ben cok kitap okudum ve hepsi aynisini söylüyor HZ ISA as.ineceyini ben inaniyorum cünkü buna mecburum inkar edemem
pir gerçek veli:
(21.yüzyılın:alevi, bektaşi, kızılbaş ozanıdır vesselam?)
rabbimiz isa değil allahtır la ilahe illallah?
rabbimiz musa değil allahtır la ilahe illallah?
rabbimiz ibrahim değil allahtır la ilahe illallah?
rabbimiz muhammed değil allahtır la ilahe illallah?
İsa mesih gelecektir bunu incil açık bir şekilde belirtir. işte bazı ayetler
Matta 24:7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak.
Matta 24:9 'O zaman sizi sıkıntıya sokacaklar ve öldürecekler. Benim adımdan ötürü tüm uluslar sizden nefret edecek.
Matta 24:23 Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada', ya da `İşte şurada' derse, inanmayın.
Matta 24:24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.
Matta 24:29 'O günlerin sıkıntısından hemen sonra, `Güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek ve göksel güçler sarsılacak.'
Matta 24:30 'O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Matta 24:31 Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O'nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar.
Bunlar sadece benim buldugum bir kaç tane ayet incildden
Hz. İsa (a.s.) ve havarilerine selam.....
Ruhul Kudüs'tür....
Melektendir.....
Ruhullah....
”Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü’minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.” Ali imran 49
* hiç domuz eti yemedi...
* hiç şarap içmedi...
* sünnet olmuştu...
Hristiyanlara göre, Allah'ın oğlu...
Allah akıl fikir versin denir ya, işte öyle bir durum bu...
Şu an gök yüzünde çok mutlu olmalı...
“Ardımdan gelmek isteyen kendini inkar etsin, her gün çarmıhını yüklenip beni izlesin” dedi, “canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır” (Luka 9:23-24)
Şimdiye kadar izlediğim en ilginç İsa yorumu Günaha Son Çağrı filmiyle
William Dafoe olmuştu... tekrar izlemek iyi oldu. (Bu arada müzikler hakikaten çok güzel, ve bazı sahneler müthiş şekilde Çağrı filmini anımsatıyor doğrusu)
...Ben küfürlerin aziziyim, Ben barış için gelmedim kılıçla geldim…diyen insan olan İsa için izlemenizi tavsiye ederim :)
Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.) :
- 'Niçin karşılık vermediniz? ' diye sorduklarında:
- Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu.
Ve: 'Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük.' Demeleri yüzünden. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. Onda anlaşmazlığa düşenler bundan dolayı şüphe içindedirler, o hususta tahmin peşinde gitmekten başka hiç bir bilgileri yoktur. Kesin olarak O'nu öldürmediler.
Doğrusu Allah, O'nu kendine doğru yükseltti. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Andolsun, kendilerine kitap verilenlerden ölümünden önce ona iman etmeyecek hiç bir kimse yoktur. Kıyamet gününde de aleyhlerine şahit olacaktır. (Nisa 157.158.159)
Şüphesiz o, (isa) kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Hic sübhesiz ben,size Rabbinizdan bir delil ile geldim.
Dogrusu ben size camurdan kus sekli bir sey yapip icine üflerim,
Allah´in izniyle körü ve sakati iyi ederim,ölüleride diriltirim! Ve evlerinizde ne yiyorsaniz ve ne biriktiriyorsaniz size bildiririm!
Eger mümin kimseler iseniz? Süphesiz bunda sizin icin elbette
bir delil vardir! (A-li imran 49)
Başlangıçta Söz vardı.
Söz Tanrı ile birlikteydi
Ve Söz Tanrı idi.
Söz insan olup aramızda yaşadı
yeniden iman etmemi sağlayan güzide şahsiyet, bazen rüyamda bana gülümsediğini görüyorum
buyuk insan..yaradanin emir ve yasaklarini yeryuzune yaymak icin yaradan tarafindan gorevlendirildi..secilmis insanlardan bir tanesi..
Hıristiyan inancına göre çarmıha gerildiği söylenilsede, gerilmediği -Allah-tarafından bildirilmiştir..
Yani hazreti isa çarmıha gerilmemiştir...
Bence bütün peygamberler sahtekardır.Hepsi menfaat peşinde koşanlardı,Tanrı diye bir şey icat ettiler ve bunu bin yıl kullandılar.
Artık bu icat demode oldu.Bozuldu yedek parçasıda yok.
No! ..(Hayır) Bu kadar da palavra olamaz...pes yani...
isa tevrat`da geleceği bildirilen yahudilerin kralı mesihtir.kadının soyundan gelir. insanlara kurtuluşu,sonsuz yaşamı ve göklerin emenligini müjdelemiştir.tanrının oğludur,tabi bu bir birleşme sonucu ortaya çıkan oğul anlamında değildir.isa tanrının sözü ve onun yer yüzünde ki yansımasıdır.insanların günahkarı için çarmıha gerilerek büyük acılar içinde ölmüş ve ölümden üç gün sonra dirilmiştir.isa`nın acı çekerek ölmesi tanrının emridir.böylece günahların bedeli ödenmiş ve tanrnın insanları affetmesindeki engel ortadan kalkmıştır.ayrıca göklerin egemenliğinde babanın sağında oturacak olanda ondan başkası değildir.
''İsa bana fazladan 1 dolarınız olduğunu söyledi.''
gelecek sözleri safsatadan ibaret kim diyo gelecek hiristiyanlar. öle saçma şey olmaz allah son dinini ve son elçisini yolladı ve bu iş bitti
Esas olarak son dini müjdelemesi müslümanlık açısından bakıldığında olasılık olarak yüksek olan büyük peygamberlerden biri.
Yalnız kafamızı meşgul eden bazı sorular var.Hz.İsa zamanını doldurdumu yani dinini tamamladımı yoksa tamamlamak için yeniden mi gelecek.Yeniden gelecekse Kur'anda neden bu konuyla ilgili açık bir beyan yok.Böyle birşey eğer gerçekse son din olan Kur'an bu konuyu muallaktamı bırakmıştır yoksa muallak insanların düşüncelerindemi? .Bir diğer konu Hz.İsa'nın tekrar geldiğini nerden anlayacağız bunu bize bildiren nedir,böyle ciddi bir konuda rivayetlere güvenilebilirmi,zan niteliğindeki bir konuya inanmak ne kadar doğru.Biliyorsunuz bu konuda müslümanların aklı ikiye ayrılmış durumda.Bir kısım son peygamberle din tamamlanmıştır bunun üzerine eklenecek birşey olamaz derken bir kısımda Hz.İsa'nın tekrar gelip Müslümanlığı vurgulayacağını belirtmektedir.
Bana göre ise Hz.İsa misyonunu tamamlamıştır ve kendisinden sonra gelen bir dini vurgulamak için yeniden dönmeside mantıksızdır.Herkesin kendi zamanında getirdiği dinden mesul olmasının mantığa daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Bakın, Hz.İsa'ya peygamberliği zamanında kendisinden sonra son peygamberin geleceği (ki kendisi ile bizim peygamberimiz hz.Muhammed arasında yaklaşık 600 yıllık bir zaman dilimi vardır.) ve bu peygamberin ümmetinin, kendisinin ve diğer peygamberlerin ümmetlerinden çok daha faziletli, çok daha üstün olacağı Allah tarafından bildirilince İsa (a.s) bu ümmetten olmayı çok arzuladı ve Allah'a bu ümmetten olabilmek için dua etti.Allah da onun bu duasını kabul ederek onu, zamanı geldiğinde (yani kıyamete yakın) yeryüzüne göndermek için göğe kaldırdı.
İşte hz.İsa kıyamete yakın yeryüzüne tekrar geldiği vakit, kendi dini üzere değil peygamberimizin dini üzere yani islam dini üzere ibadet edecek.Dolayısıyla peygamber olmasının yanı sıra hz.Muhammed in ümmetinden biri olma şerefine ve üstünlüğüne erecek.Kendilerini İsa ya bağlı gören basiret sahibi hıristiyanlar kendisinin gerçek hz.İsa olduğunu anladıkları zaman ona uyup tabi olacaklardır.yani hıristiyan olarak kalmıyacaklar müslüman olacaklar demektir bu.Çünkü yukarıda da dediğim gibi İsa (a.s) islam dininin esaslarına göre yaşayıp, ibadet edecek kuvvetli bir rivayete göre de hanefi mezhebinden olacaktır.Daha sonra çeşitli kaynaklarda evleneceği,çocuklarının olacağı, 40 sene yada daha fazla yaşayıp vefat edeceği bildirilmektedir.
Sonuç olarak hz.İsa nın yeryüzüne tekrara gelişi ile bu anlattıklarımdan dolayı kendisine uyan, tabi olan bir topluluk ortaya çıkmış olacak ve bu topluluk da kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.(yine de en doğrusunu Allah bilir)
Teşekkürler...oldukca uzun bir açıklama..amaaa...dediğiniz gibi ya da Kur'anın dili ile...'Sadakallahülazîm'...
Pekiii o zaman Hz. Muhammed son peygamber nasıl oluyor? ..Ve de neden İslâmın o an için dışında kalanlar (kitap ehli) ...Hz. Peygambere iman etmeyip Kur'anı kabûl etmeyip de ille de Hz. isa'nın (gökten) inmesini bekliyecekler..Yani anlayamadığım madem ki Mesih İsa idi ve de Kur'an da son kitapdı...O zaman İsa Kur'anla gelirdi...başka bir peygambere de gerek kalmazdı...Ve de Allah yanına aldığı İsa'yı yanında iken öldüremez mi ki ille de Dünya'ya geri göndersin...Evet! 'Sadakallahülazîm' de...Bu inanış şu an Kitap ehli diye bilinen ve de kendilerini İsa'ya bağlı gören hristiyan topluluğuna bir (+) değer olarak gözüküyor...
Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez geleceği konusu Kuran'da çok açık olarak bildirilmiştir. Kuran'da bildirilen bu deliller şu şekildedir:
1. Delil
Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne ineceğine dair işaretler taşıyan ayetlerden ilki Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetidir:
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: 'Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. (Al-i İmran Suresi, 55)
Ayetteki 'sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim' ifadesi dikkat çekicidir. Kuran'da kıyamete kadar inkar edenlere üstün olan ve Hz. İsa'ya gerçekten tabi olan bir grubun varlığından söz edilmektedir. Peki kimdir bu tabi olanlar? Hz. İsa döneminde yaşayan havariler mi, yoksa günümüzde yaşayan Hıristiyanlar mı?
Hz. İsa Allah Katına yükselmeden önce ona uyanların sayısı çok azdı. Ve onun dünyadan ayrılmasının ardından da hızla dinde bozulma başladı. Ayrıca havariler, ciddi bir baskı altında yaşamak zorundaydılar. Sonraki iki yüzyıl boyunca da, Hz. İsa'ya iman edenler aynı baskılara maruz kaldılar; zira hiçbir siyasi güce sahip değillerdi. Bu durumda geçmişte yaşayan Hıristiyanların, inkar edenlere üstün geldiklerini ve bu ayetin onlara baktığını söyleyemeyiz.
Daha sonrasına yani şu anda yaşayan Hıristiyanlara baktığımızda ise zaten Hıristiyanlığın özünün bozulduğunu, Hz. İsa'nın anlattığı hak dinden farklı bir din oluştuğunu görürüz. Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğu şeklindeki sapkın inanç benimsenmiş ve teslis inancı (üçleme; Baba, oğul, kutsal Ruh) kabul edilmiştir. (Allah'ı tenzih ederiz.) Bu durumda, dinin aslından iyice uzaklaşmış olan günümüz Hıristiyanlarını da Hz. İsa'ya vahyedilen hak dine uyanlar olarak kabul edemeyiz. Kuran'da teslis inancının sapkın bir inanç olduğu şöyle bildirilmiştir:
Andolsun, 'Allah üçün üçüncüsüdür' diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir İlah'tan başka İlah yoktur... (Maide Suresi, 73)
Bu durumda 'sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim' ifadesi açık bir işaret taşımaktadır. Hz. İsa'ya uyan ve kıyamete kadar yaşayacak olan bir topluluk olması gerekmektedir. Böyle bir topluluk, kuşkusuz Hz. İsa'nın yeryüzüne tekrar gelişiyle ortaya çıkacaktır. Ve ona tekrar dünyaya gelişi sırasında tabi olanlar, kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.
2. Delil
Konu ile ilgili olarak ele aldığımız Nisa Suresi'nin 156-158. ayetlerinin arkasından Allah, 159. ayette şöyle buyurmaktadır:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır. (Nisa Suresi, 159)
Yukarıdaki ayette yer alan 'ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur' ifadesi oldukça dikkat çekicidir. Bu cümlenin Arapça karşılığı şu şekildedir: '... ve in min ehlil kitabi illa leyüminenne bihi kable mevtihi'
Burada bazı tefsirciler 'o' zamirinin Hz. İsa yerine Kuran'a baktığını düşünmüşler ve ayete Kitap Ehlinin ölmeden Kuran'a iman edeceği şeklinde bir yorum yapmışlardır.
Oysa bu ayet öncesindeki iki ayette de 'o' zamiri tartışmasız bir biçimde Hz. İsa için kullanılmıştır:
Nisa Suresi, 157. ayet:
Ve: 'Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük' demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.
Nisa Suresi, 158. ayet:
Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bu ayetlerin hemen arkasından gelen ayette kullanılan 'o' zamirinin Hz. İsa'dan başka bir kişiyi ya da varlığı kastettiğinin hiçbir delili yoktur. Nisa Suresi, 159. ayet:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır.
Diğer taraftan ayetin ikinci cümlesinde yer alan 'Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır' ifadesi de dikkat çekicidir. Kuran'da kıyamet günü insanın dilinin, ellerinin ve ayaklarının (Nur Suresi, 24, Yasin Suresi, 65) , işitme, görme duyularının ve derilerinin (Fussilet Suresi, 20-23) kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri bildirilmektedir. Kuran'ın şahitliği ile ilgili ise hiçbir ayet yoktur. İlk cümle -gramatik olarak veya mantık açısından hiçbir delil bulunmamasına rağmen- Kuran'a bakıyor kabul edilirse, ikinci cümlede yer alan 'o' zamirinin de Kuran'a baktığı iddia edilmiş olur. Oysa bunu söylemek için açık bir ayet gerekir. Bununla birlikte, bir önceki ayette bildirilen '… Allah onu Kendine yükseltti' ifadesi de, bu ayette işaret edilenin Kuran olmadığını bir kez daha göstermektedir. Kuran 1400 yıldır iman edenlere hidayet rehberidir ve Allah Katına yükseltilmemiştir. Allah Katına yükseltilen Hz. İsa'dır. Bu da ayette haber verilen şahtiliğin, Hz. İsa'nın Kitap Ehli için yapacağı şahitlik olduğunu, ayette 'o' zamiri ile Kuran'a işaret edilmediğini gösteren bir başka delildir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Diğer ayetlerde aynı zamirin, Kuran'ı işaret ettiği durumlarda, (Neml Suresi, 77 ve Şuara Suresi, 192-196'da olduğu gibi) ayetin öncesinde ya da sonrasında Kuran'dan bahsedildiğini görürüz. Ayetin öncesinde, sonrasında veya ayetin içinde Kuran'dan bahsedilmiyorsa, bu ayetin Kuran'ı tarif ettiğini söylemek yanlış olur. Ayet çok açık bir biçimde Hz. İsa'ya inanılmasından ve onun inananlara şahit olmasından bahsetmektedir. Bu ayette ise çok açık bir biçimde Hz. İsa'ya inanılmasından ve onun inananlara şahit olmasından bahsedilmektedir.
Ayetin manası hakkında belirteceğimiz ikinci nokta ise 'ölümünden önce' ifadesinin yorumu ile ilgilidir. Bazıları bu ifadenin 'Kitap Ehlinin kendi ölümlerinden önce' inanması anlamında olduğunu düşünmektedirler. Buna göre Kitap Ehlinden olan her kişi kendisine ölüm gelmeden Hz. İsa'ya mutlaka iman edecektir. Oysa Arapça dilbilgisi, bu iddianın doğru olmadığını göstermektedir. Kuran'da Kitap Ehli ile ilgili tüm ayetlerde, çoğulluğu ifade eden 'hum' eki kullanılmıştır. (Beyyine Suresi, 1 ve 6; Hadid Suresi, 29; Haşr Suresi 2 de olduğu gibi.) Bu ayette ise tekilliği ifade eden 'hu' eki kullanılmıştır. Bu durumda, ayette haber verilen, Hz. İsa'nın ölümünden -yani yeryüzüne ikinci kez gelip biyolojik olarak ölümünden- önce, Kitap Ehli'nin kendisine inanacağıdır. (En doğrusunu Allah bilir.) Ayrıca Hz. İsa döneminde Kitap Ehli tanımlamasına dahil olan Yahudiler ona iman etmemekle kalmamış, onu öldürmek için tuzak kurmuşlardır. Hz. İsa'dan sonra yaşayıp ölen Yahudi ve Hıristiyanların ise Hz. İsa'ya -Kuran'da bildirildiği şekilde- iman etmiş olduklarını iddia etmek mümkün değildir. Sonuç olarak ayeti dikkatle değerlendirdiğimizde, anlamın şu şekilde olduğu sonucuna varmaktayız: 'Hz. İsa ölmeden önce tüm Ehli Kitap ona iman edecektir'.
Ayet gerçek manasıyla ele alındığında ise çok açık gerçeklerle karşılaşırız: Birincisi, ayette gelecekten bahsedildiği açıktır, çünkü Hz. İsa'nın 'ölümü' söz konusudur. Oysa o ölmemiş Allah Katına yükselmiştir. Hz. İsa dünyaya yeniden gelecek ve her insan gibi yaşayıp ölecektir. İkincisi Hz. İsa'ya tüm Ehli Kitabın iman etmesi söz konusudur. Bu da henüz gerçekleşmemiş ancak kesin olarak gerçekleşeceği bildirilen bir olaydır.
Dolayısıyla buradaki 'ölümünden önce' denilerek, zamirle bahsedilen kişi Hz. İsa'dır. Kitap Ehli onu görüp bilecek, ona yaşarken itaat edecek ve Hz. İsa da onların durumlarıyla ilgili ahirette şahitlik edecektir. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
3. Delil
Hz. İsa'nın ahir zamanda yeniden yeryüzüne döneceği ile ilgili bir başka ayet de Zuhruf Suresi'nin 61. ayetidir. Bu surenin 57. ayetinden itibaren Hz. İsa'dan bahsedilir:
Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: 'Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu? ' Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık. Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı. (Zuhruf Suresi, 57-60)
Bu ayetlerin hemen arkasından gelen 61. ayette Hz. İsa'nın kıyamet saati için bir ilim olduğu belirtilmektedir:
Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Bu ayette Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne dönüşü haber verilmektedir. Çünkü Hz. İsa, Kuran'ın indirilişinden yaklaşık altı asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla bu ilk hayatını 'kıyamet saati için bir bilgi' yani bir kıyamet alameti olarak anlayamayız. Ayetin işaret ettiği anlam, Hz. İsa'nın, ahir zamanda, yeniden yeryüzüne döneceği ve bunun da bir kıyamet alameti olacağıdır. (En doğrusunu Allah bilir.) Bu ayette geçen 'O, kıyamet saati için bir ilimdir' kelimesinin Arapça karşılığı şu şekildedir: 'İnnehu le ilmun lissaati.' Bu ifadede yer alan 'hu' zamirini 'Kuran' olarak yorumlayanlar vardır. Ancak Kuran için 'hu' zamiri kullanıldığında mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde Kuran'ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır. Başka bir konu içinde 'hu' zamiri ile Kuran'dan bahsedilmez. Ayrıca öncesindeki ayete bakıldığına orada da açıkça Hz. İsa kastedilerek 'o' zamiri kullanıldığı görülecektir:
'O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulları'na bir örnek kıldık.'
Bu zamirin Kuran'a işaret ettiğini söyleyenler ise ayetin devamında geçen 'Ondan kuşkulanmayın, bana uyun' ifadesini sözde delil olarak gösterirler. Ancak bu ifadenin öncesindeki ayetlerde tamamen Hz. İsa'dan bahsedilmektedir. Bu nedenle 'hu' zamirinin bir önceki ayetlerle ilgili olması ve Hz. İsa'yı anlatması daha uygundur. Nitekim büyük İslam alimleri de bu zamiri gerek ayetlere gerekse sahih hadislere dayanarak Hz. İsa olarak açıklamaktadırlar. Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirinde şu şekilde açıklanmaktadır:
Muhakkak ki o saat için bir ilimdir de –saatin geleceğini ölülerin dirilip, kıyam edeceğini bildiren bir delil ve alamettir. Çünkü İsa gerek zuhuru ve gerek emvati ihya (ölüleri diriltme) mucizesi ve gerek emvatın kıyamını (ölülerin kalkışını) haber vermesi itibarıyla kıyametin vaki olacağına bir delil olduğu gibi hadiste varid olduğuna göre eşratı saattendir (kıyamet alametidir) . (http://www.kuranikerim.com/telmalili/zuhruf.htm)
Çağdaş İslam alimlerinden Seyyid Kutub da tefsirinde, Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden gelecek olmasının önemli delillerinden birinin bu ayet olduğuna dikkat çekmektedir. Kutub'un tefsirinde konu şöyle açıklanmaktadır:
Hz. İsa'nın kıyametin kopmasından önce yeryüzüne ineceğine ilişkin birçok hadis var dilimizde. Nitekim bu ayet de ona işaret etmektedir: 'O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir.' Yani Hz. İsa'nın yeryüzüne inmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu bilinir. İkinci bir okuyuş tarzında ayet şöyle okunur: 'Ve innehu le alemun lissati'. Yani onun inişi kıyametin belirtisidir, alametidir. Her iki okuyuş tarzı da aynı anlamı ifade etmektedirler. Hz. İsa'nın gökten inişi, doğru sözlü ve güvenilir Peygamberin -salat ve selam üzerine olsun- sözünü ettiği ve yüce Kuran'ın işaret ettiği bir gaybtır. Kıyamet gününe kadar değişmeden kalacak bu iki kaynaktan gelen bilgilerden başka, bu meseleye ilişkin olarak herhangi bir insanın söyleyebileceği bir söz olamaz. (Seyyid Kutub, Fizilali'l Kuran, http://www.sevde.de/Kuran-Tevsiri/Kuran_Tefsiri.htm)
Kevseri, en eski akaid kitaplarında dahi bu ayetin Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişine delil olarak kullanıldığını söylerken, Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinde ise bu ayet şu şekilde açıklanmaktadır:
Ve kıyametin yaklaşmış olması için İsa Aleyhisselam'ın bir alamet olduğunu ve kıyametin vuku bulacağına şüphe edilmeyeceğini haber veriyor... İsa Aleyhisselam'ın yeryüzüne nüzul edeceği de kıyamet şeriatinden sayılmaktadır... (Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran-ı Kerim'in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, Cilt VII, 3292)
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Kuran'da hiçbir peygamberin kıyamet için bir ilim olmasından bahsedilmemektedir. Hz. Muhammed (sav) , Hz., İbrahim, Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf, Hz. Davud, Hz. Yakup ve diğer birçok peygamberin hayatı Kuran'da detaylı olarak anlatılmakta, ancak hiçbiri için bu ifade kullanılmamaktadır. Bu da, Hz. İsa'nın -Allah'ın takdiri olarak- diğer peygamberlerden farklı bir özelliğe sahip olduğuna işaret etmektedir. Bu özellik, Hz. İsa'nın Allah Katına alındıktan sonra yeniden yeryüzüne gönderilecek olmasıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)
4. Delil
Hz. İsa'nın ikinci gelişine işaret eden başka ayetler de şöyledir:
Hani Melekler, dediler ki: 'Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır. Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir. 'Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir? ' dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona 'ol' der, o da hemen oluverir. Ona Kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncili öğretecek. (Al-i İmran Suresi, 45-48)
Ayette, Allah'ın Hz. İsa'ya, Tevrat'ı, İncil'i ve bir de 'Kitabı' öğreteceği haber verilmektedir. Aynı ifade Maide Suresi'nin 110. ayetinde de yer almaktadır:
Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun...' (Maide Suresi, 110)
Her iki ayette de geçen 'kitap' ifadesini incelediğimizde, bunun Kuran'a işaret ettiğini görürüz. Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın Kuran olduğu bildirilmektedir. (Hz. Davud'a verilen Zebur da Eski Ahit'in içindedir) Bunun yanında, yine Kuran'ın bir başka ayetinde, Al-i İmran Suresi 3. ayette, 'kitap' kelimesi, İncil ve Tevrat'ın yanında Kuran'ı ifade etmek için kullanılmıştır:
Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitabı Hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil'i de indirmişti. (Al-i İmran Suresi, 2-3)
Kitap kelimesinin Kuran'a işaret ettiği diğer bazı ayetler de şu şekildedir:
Allah Katından yanlarında olan (Tevrat) ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin üzerinedir. (Bakara Suresi, 89)
Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik. (Bakara Suresi, 151)
Bu durumda, Hz. İsa'ya öğretilecek olan üçüncü 'Kitab'ın Kuran olduğu ve bunun da ancak Hz. İsa'nın ahir zamanda dünyaya dönüşünde mümkün olabileceği açıktır. Çünkü Hz. İsa Kuran'ın indirilmesinden yaklaşık 600 sene önce yaşamıştı. Bununla birlikte, Peygamber Efendimiz (sav) 'in hadislerinde Hz. İsa'nın dünyaya ikinci kez gelişinde İncil ile değil Kuran'la hükmedeceği bildirilmiş olması da bunun bir delilidir:
Kırk (40) yıl Allah'ın Kitab'ı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)
Bu ifadeden de açık olarak anlaşıldığı gibi Hz. İsa yeniden yeryüzüne geldiğinde, Kuran'da yer alan hükümler ile hükmedecek, Hz. Muhammed (sav) 'in sünnetini devam ettirecektir. Bu da ayetlerdeki manaya tam olarak uygun düşmektedir. (Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.)
Bu ayetlerde dikkat edilmesi gereken bir başka bilgi de, Hz. İsa için bildirilen söz konusu ifadenin -bir önceki konuda olduğu gibi- başka hiçbir peygamber için bildirilmemiş olmasıdır. Örneğin Hz. Musa'ya Tevrat'ın indirildiği, Hz. İbrahim'e verilen sahifeler olduğu, Hz. Davud'a Zebur'un vahyedilmiş olduğu Kuran'da bildirilir. Ya da peygamberlerin kendi dönemlerinden önce indirilen kitaplar varsa, bu kitapları bildikleri haber verilir. Ancak peygamberlerin hiçbiri için, kendi dönemlerinden sonra indirilecek olan bir kitabın daha onlara öğretildiği haber verilmez. Kendisinden önce indirilen, kendisine vahyedilen ve kendisinden sonra indirilecek olan kitabı bildiği haber verilen tek peygamber Hz. İsa'dır. Bu da, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceğinin ve ikinci kez geldiğinde kendisinden sonra vahyedilmiş olan kitapla yani Kuran'la hükmedeceğinin işaretlerinden biridir. (En doğrusunu Allah bilir.)
5. Delil
Tüm bunların yanında 'Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir...' (Al-i İmran Suresi, 59) ayeti de Hz. İsa'nın dönüşüne işaret ediyor olabilir. Tefsir alimleri genellikle bu ayetin her iki peygamberin de babasız olma özelliğine, Hz. Adem'in Allah'ın 'Ol' emriyle topraktan yaratılması ile Hz. İsa'nın yine 'Ol' emriyle babasız doğmasına işaret ettiğine dikkat çekmişlerdir. Ancak ayetin bir ikinci işareti daha olabilir. Hz. Adem cennetten nasıl yeryüzüne indirildiyse, Hz. İsa da ahir zamanda Allah'ın Katından yeryüzüne indirilecek olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Görüldüğü gibi Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden döneceğine ilişkin olarak Kuran'da geçen ayetler çok açıktır.
6. Delil
Kuran'da Hz. İsa'nın Allah Katına alındığını ifade eden bir diğer ayet ise Meryem Suresi'nde şöyle haber verilmektedir:
'Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.' (Meryem Suresi, 33)
Bu ayet Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetiyle birlikte incelendiğinde çok önemli bir gerçeğe işaret etmektedir. Al-i İmran Suresi'ndeki ayette Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltildiği ifade edilmektedir. Bu ayette ölme ya da öldürülme ile ilgili bir bilgi verilmemektedir. Ancak Meryem Suresi'nin 33. ayetinde Hz. İsa'nın öleceği günden bahsedilmektedir. Bu ikinci ölüm ise ancak Hz. İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi ve bir süre yaşadıktan sonra vefat etmesiyle mümkün olabilir. (En doğrusunu Allah bilir)
7. Delil
Hz. İsa'nın tekrar dünyaya geleceği ile ilgili bir başka delil ise Maide Suresi'nin 110. ayetinde ve Al-i İmran Suresi'nin 46. ayetinde geçen 'kehlen' kelimesidir. Ayetlerde şu şekilde buyrulmaktadır:
Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun…' (Maide Suresi, 110)
'Beşikte de, yetişkinliğinde (kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir.' (Al-i İmran Suresi, 46)
Bu kelime Kuran'da sadece yukarıdaki iki ayette ve sadece Hz. İsa için kullanılmaktadır. Hz. İsa'nın yetişkin halini ifade etmek için kullanılan 'kehlen' kelimesinin anlamı 'otuz ile elli yaşları arasında, gençlik devresini bitirip ihtiyarlığa ayak basan, yaşı kemale ermiş kimse' şeklindedir. Bu kelime İslam alimleri arasında ittifakla '35 yaş sonrası döneme işaret ediyor' şeklinde çevrilmektedir.
Hz. İsa'nın genç bir yaş olan otuz yaşının başlarında göğe yükseldiğini, yeryüzüne indikten sonra kırk yıl kalacağını ifade eden ve İbni Abbas'tan rivayet edilen hadise dayanan İslam alimleri, Hz. İsa'nın yaşlılık döneminin, tekrar dünyaya gelişinden sonra olacağını, dolayısıyla bu ayetin, Hz. İsa'nın nüzulüne dair bir delil olduğunu söylemektedirler. (Muhammed Halil Herras, Faslu'l-Makal fi Ref'I İsa Hayyen ve Nüzulihi ve Katlihi'd-Deccal, Mektebetü's Sünne, Kahire, 1990, s.20)
Kuran ayetlerine bakıldığında bu ifadenin, yalnızca Hz. İsa için kullanıldığını görürüz. Tüm peygamberler insanlarla konuşup, onları dine davet etmişlerdir. Hepsi de yetişkin yaşlarında tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Ancak Kuran'da diğer peygamberler için bu şekilde bir ifade kullanılmamaktadır. Bu ifade sadece Hz. İsa için kullanılmıştır ve mucizevi bir durumu ifade etmektedir. Çünkü ayetlerde birbiri ardından gelen 'beşikte' ve 'yetişkin iken' kelimeleri iki büyük mucizevi zamana dikkat çekmektedirler.
Nitekim İmam Taberi, Taberi Tefsiri isimli eserinde bu ayetlerde geçen ifadeleri şu şekilde açıklamaktadır:
Bu ifadeler (Maide Suresi, 110) , Hz. İsa'nın ömrünü tamamlayıp yaşlılık döneminde insanlarla konuşabilmesi için gökten ineceğine işaret etmektedir. Çünkü o, genç yaştayken göğe kaldırılmıştı…
Bu ayette (Al-i İmran Suresi, 46) , Hz. İsa'nın hayatta olduğuna delil vardır ve ehl-i sünnet de bu görüştedir. Çünkü ayette, onun yaşlandığı zamanda da insanlarla konuşacağı ifade edilmektedir. Yaşlanması da ancak, semadan yeryüzüne ineceği zamanda olacaktır. (Taberi Tefsiri, İmam Taberi, cilt 2, s. 528; Cilt 1, s. 247)
Ancak bazı kişiler 'yetişkin' kelimesini gerçek anlamından uzaklaşarak yorumlamakta ve Kuran'ın genel mantığı içinde değerlendirmemektedirler. Bu kişiler peygamberlerin her dönemde olgun ve kemale ermiş kimseler olduklarını, dolayısıyla bu ifadenin peygamberlerin tüm hayatlarına işaret ettiğini öne sürerler. Elbette peygamberler Allah'ın kemale eriştirdiği, olgun kimselerdir. Ancak Allah Ahkaf Suresi'nde olgunluk yaşının 40 yaş olduğuna işaret etmektedir. Ayette şu şekilde bildirilir:
Biz insana, 'anne ve babasına' iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın) a ulaşınca, dedi ki: 'Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım.' (Ahkaf Suresi, 15)
'Kehlen' kelimesinin açıklamaları da, Kuran'da yer alan diğer bilgiler gibi, Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne gelişine işaret etmektedir. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
google den rahatlikla bulunabilirr...ha gayrett :))
Kutb-u irşad...Bizi bir irşad eylesen de Hz İsa'nın geleceğini belirten şu âyeti bir yazsan adı ile sırası ile (numarası ile) ...biz de irşad olup öğrensek...(sorduğum hadîs değil...)
Maalesef toplumumuzda hz. isa (a.s) nın gelmeyeceğine inanan,bunu mantığına göre değerlendiren ve kaçınılmaz bir sonuç olarak da saçma bulan çok sayıda insan var ve bu da haliyle internet sitelerindeki yorumlara yansımakta.Bu kişilerin itikat konusunda bu kadar bilgisiz,zayıf ve hatalı olduklarını müşahade etmek gerçekten çok üzüntü verici.Gördüğüm kadarıyla bu şahıslar doğruları anlamamak,yanlış görüşlerini düzeltmemek konusunda da bir o kadar inatçılar.Halbuki itikat meselesinin şüphe bile kaldıramaycak kadar ince çizgisi olduğunu bilseler bu kadar rahat hareket edebilirler miydi? diye merak etmişimdir.
Şimdi,herhangi bir zat,imani bir konu hakkında 'acaba' diyerek şek ve şüphesini dile getirse bu kimsenin iman ve islam dairesinden çıkmasından korkulur.örneğin hz.isa nın geleceği konusu.Bir kimse isa(a.s) nın geleceğine bırakın inanmamayı şüphe dahi duysa allah korusun daire-i islamiyyeden çıkmış olur.Niye diye sorulacak olursa şöyle cevap veririz: Çünkü hz.İsa nın kıyamete yakın bir zamanda yeryüzüne geleceği ayet ve hadislerle sabittir.Yeryüzüne geliş konusuna inanmayan kişiler dolaylı olarak bu ayet ve hadisleri inkar etmiş olacaklarından bu kimseler hakkındaki dini hükmün ne olduğu sanırım herkesçe malum olmuştur.konu ile ilgili ayet ve hadisler buraya yazılacak olsa emin olunsun ki sığmaz.Bu nedenle merak eden kimseler etraflıca bir araştırma yaparlarsa sözümüzün doğruluğunu görürler.
Sonuç olarak kendimizi bu yorumu yazmaya zorunlu hissettiren şey sadece dini hassasiyetimizdir.Bunu bir müslümanlık görevi olarak kabul etmemizdir.Bu kardeşlerimizin hatalı görüş ve inanışlarını biran önce düzeltmeleri hususundaki şiddetli arzumuzdur. Measselam...
tüm peygamberlere olduğu gibi Hz. İsa'ya da inanıyoruz.Fakat Hz.İsa 'nın tekrar yeryüzüne ineceği fikirleri çok yayılmış durumda.ben bunları yanlş buluyorum.Ahir zamanda herkesi İslam'a çağıracaksa bi peygamber,o Hz.Muhammed olur mantık olarak bi düşünün.Hz.Muhammed gelecek demiyorum elbette ama illa ki bi peygamber gelecek İslamı anlatacaksa o Da İslam'ın kurucusu olması gerekmez mi?
Onu bunu beklemekten ve boş konuşmaktansa KOŞUN HZ.MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v) YOLUNA gerisini boşverin...!
Yoluna can feda ya Resullallah, senden Sonra kim gelirse gelsin hiç önemli değil sen gittin Bizi de al yanına Ya Resullallah.
Ahirzamanda Islam dini üzere gelip insanlari islama cagiracak olan Peygamber.
o sadece bir Peygamber hiristiyanlarin inandigi gibi (hasa) ilah degil.
HZ ISA as. 2 kat semada yasiyor ve sagdir kiyamete yakin inecek ve deccali öldürecek kuranda cok ayet vardir isteyene gösterebilirim ben cok kitap okudum ve hepsi aynisini söylüyor HZ ISA as.ineceyini ben inaniyorum cünkü buna mecburum inkar edemem