Bir gün bir kral, ama halkı tarafindan sevilen bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatcıya büyük bir ödül verecegini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatcı katılır. Günlerce çalısılarak birbirinden güzel resimler yaparlar ve sonunda eserleri saraya teslim ederler.
Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoslanir. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir. Resimlerden birisinde sakin bir göl vardir. Göl bir ayna gibi etrafinda yükselen daglarin görüntüsünü yansitmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazi bulutlar gökyüzünü süslemektedir. Resme kim bakti ise onun mükemmel bir huzur resmi oldugunu düsünmektedir. Diger resimde de daglar vardir. Ama engebeli ve çıplak daglar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yagmurlar bosaniyor ve simsek çakıyor, dagin eteklerinde ise köpüklü bir selale çagıldıyordur. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmemektedir. Fakat kral resme bakınca, selalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür..Çaliligin üstünde ise anne bir kusun örttügü bir kus yuvasi görünmektedir. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kus yuvasini kurmuştur... Harika bir huzur ve sükûn örnegidir.
Ödülü kim kazandi dersiniz? ? ? Tabii ki ikinci resim. Kralın açiklamasi söyledir:
^^Huzur, hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorlugun bulunmadığı yer demek degildir. Huzur bütün bunlarin içinde bile yüregimizin sükûn bulabilmesidir.^^
kaçmak istiyorum....görmüyor musun..? yeşil çimlerin üzerini hayal etmek istiyorum artık orada kelebek mi var...ugur böcegi mi diye düşünmek istiyorum.. dünyada ihtiyacım olan tek şey..biraz huzur..umuttan sonra...
ben bir deniz kızıyım bir adada yaşıyorum her sabah deniz kabuklarını topluyorum o engin mavilikten kıyılara vuran her gece yakamozları sayıyorum mutlu olmak için
gün batımlarında yıldızlara her baktıgımda bu gürültülü binalar arkasında saklı yıldızları kaç kişi hala fark edebiliyor acaba diye düşünüyorum
kaç kişi mutludur bu akşam uyumadan önce kaç kişi sabah gözlerini güzel bir güne açacak ve kaç kişi farkındadır bizim dışımızda var olan güzelliklerin diye merak ediyorum
işte ben bunu çok seviyorum inş. birgün bana da uğrarda bende nasıl birşey olduğunu o zaman anlarım ama etrafımda görüyorum ki harika birşeymiş ama şunuda biliyorum bence huzur islamı tam olarak yaşayınca olur. (işte yapamadığım şey bu) :'(
Hayat denen bu vetirede çokça aranılan fakat çoğu zaman yanlış yerde aranılandır.Nihayetinde bulununca da insanın doyamayacağı,tatmaya doyamayacağı bir tattır.Aldanmayalım; tükenmeyen huzuru arayalım,tükeniyorsa o zaten huzur değildir...bir tuzaktır! Rehber mi gerek o bir kitaptır!
Soğuk ve pis otel odalarından başka şehirlere göçler, dönüşler, dönüşün verdiği ıstıraplar, ıstırapların verdiği göz yaşları, ucuz muayenehaneler, muayenehanede dökülen göz yaşlarının ardından bıraktığı gibi bulduğu küçük odasının yatağında kaçıncı defa okuduğunu hatırlamadığı kitabın satır aralarında kendi hayatına dair repliklerin altını çizerken, pc de çalan Pinkfloyd’a rağmen dökülen göz yaşları, kitabın üzerindeki mürekkepleri dağıtırdı. ”Umut, bir yolun dönemecinde var hızla koşarken, birden yertişen kurşunla yere serilivermektir” cümlesinin altını çizerken, o 11. kattan neden hala atlamadığını geçiriverirdi aklından. -Neden atlamıyorum ki? Belki de karlı dağların ardında henüz yere serilmemiş hiç bilmediği bir umut vardı. Bambaşka bir şehirde, farklı iki çift gözden dökülen aynı acı, aynı umutsuzluğun umudu. Belki de onun henüz yere serilmemiş umuduydu kendisi. Düşsel bir gerçekliğin içinde yere serilmemiş umutları hayal ederken bile kaç tanesinin aslında çoktan yıkıldığının farkındaydı... Esasen umut, bazen yok olmaktır. Bazen o yoklukta kaybolmak, kaybolmuş başka bir umutla yeşertmekti… İki umutsuzun yapabilecekleri ise tahmin bile edilemezdi, birbirini çeker bulur ve baştan yaratırdı…Bambaşka bir insan yapardı. Öyle ki o insanı gördüğünde düşünmeksizin onun umutsuzluğunda kaybolmak, beraber yok olmayı dilemek en büyük huzurdu belki de...
huzur kısmen de anı yaşayabilmektir.mesela bulaşık yıkarken eğer aklınız bulaşıktan sonra tüttüreceğiniz sigaradaysa kaybetmişsiniz demektir,huzurlu olamazsınız..
Yagmurun o en islatan haline rastgelmektir huzur,üsümektir serin bir yaz aksaminda denizi keserken,ve sicak bir cayi icilmislige ugratirken,yalnizlik ile hosbese baslamaktir huzur...
bence huzur gercek manada yasamadın farkına varmak kısaca yasamak demek..... bazı kişiler tanıyorum sırf huzur için mallarını mülklerini hatta herseyini hemen bırakmaya hatta bırakmıs kişiler bunlar biliyorum. ...ciddiyim....HUZUR SAĞLIKTAN SONRA EN KIYMETLİ DEĞER OLSA GEREK....
Bir gün bir kral, ama halkı tarafindan sevilen bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatcıya büyük bir ödül verecegini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatcı katılır. Günlerce çalısılarak birbirinden güzel resimler yaparlar ve sonunda eserleri saraya teslim ederler.
Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoslanir. Ama birinciyi
seçmesi için karar vermesi gereklidir. Resimlerden birisinde sakin bir göl vardir. Göl bir ayna gibi etrafinda yükselen daglarin görüntüsünü yansitmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazi bulutlar gökyüzünü süslemektedir. Resme kim bakti ise onun mükemmel bir huzur resmi oldugunu düsünmektedir.
Diger resimde de daglar vardir. Ama engebeli ve çıplak daglar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yagmurlar bosaniyor ve simsek çakıyor, dagin eteklerinde ise köpüklü bir selale çagıldıyordur. Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmemektedir. Fakat kral resme bakınca, selalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür..Çaliligin üstünde ise anne bir kusun örttügü bir kus yuvasi görünmektedir. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kus yuvasini kurmuştur... Harika bir huzur ve sükûn örnegidir.
Ödülü kim kazandi dersiniz? ? ?
Tabii ki ikinci resim.
Kralın açiklamasi söyledir:
^^Huzur, hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorlugun bulunmadığı yer demek degildir. Huzur bütün bunlarin içinde bile yüregimizin sükûn bulabilmesidir.^^
kaçmak istiyorum....görmüyor musun..?
yeşil çimlerin üzerini hayal etmek istiyorum artık
orada kelebek mi var...ugur böcegi mi diye düşünmek istiyorum..
dünyada ihtiyacım olan tek şey..biraz huzur..umuttan sonra...
ben bir deniz kızıyım
bir adada yaşıyorum
her sabah deniz kabuklarını topluyorum o engin mavilikten kıyılara vuran
her gece yakamozları sayıyorum mutlu olmak için
gün batımlarında
yıldızlara her baktıgımda
bu gürültülü binalar arkasında saklı yıldızları
kaç kişi hala fark edebiliyor acaba diye düşünüyorum
kaç kişi mutludur bu akşam uyumadan önce
kaç kişi sabah gözlerini güzel bir güne açacak
ve kaç kişi farkındadır bizim dışımızda var olan güzelliklerin diye merak ediyorum
Eternal
There is no way to peace,
being at peace with yourself is the way.
Nahsti
Huzur bana kendimi çağrıştırıyor.Uzun zamandır bende değildi içimdeki 'ben'.Ona kavuştuğum için gerçekten mutlu ve huzurluyum.
huzur mağazlarının kadıköy şubesini çağrıştırıyor.
içerisinde bulunan koşullara göre değişkenlik gösterir..kimi zaman sevilen bir cd., bir kitap,ekoseli bir battaniyeye dönüşür..
kendini yaradanına bırakmak...
Huzur istiyorum sadece huzur,
Allahsiz bir vakitte herseyde olurmus bir kusur...
işte ben bunu çok seviyorum inş. birgün bana da uğrarda bende nasıl birşey olduğunu o zaman anlarım ama etrafımda görüyorum ki harika birşeymiş ama şunuda biliyorum bence huzur islamı tam olarak yaşayınca olur. (işte yapamadığım şey bu) :'(
Hayat denen bu vetirede çokça aranılan fakat çoğu zaman yanlış yerde aranılandır.Nihayetinde bulununca da insanın doyamayacağı,tatmaya doyamayacağı bir tattır.Aldanmayalım; tükenmeyen huzuru arayalım,tükeniyorsa o zaten huzur değildir...bir tuzaktır! Rehber mi gerek o bir kitaptır!
İslamdadır demek yetmiyor.
İslamı yaşamaktadır dersek sanırım daha doğru olacak.
Yanagindan assagi kivrilan vav dir.
gün uyanmadan uyanmaktır...isteyene denemek bedava...bunu yılda iki kez yaşıyoruz...ramazan ve kurban bayramı sabahları....
bu aralar bende misafir
Soğuk ve pis otel odalarından başka şehirlere göçler, dönüşler, dönüşün verdiği ıstıraplar, ıstırapların verdiği göz yaşları, ucuz muayenehaneler, muayenehanede dökülen göz yaşlarının ardından bıraktığı gibi bulduğu küçük odasının yatağında kaçıncı defa okuduğunu hatırlamadığı kitabın satır aralarında kendi hayatına dair repliklerin altını çizerken, pc de çalan Pinkfloyd’a rağmen dökülen göz yaşları, kitabın üzerindeki mürekkepleri dağıtırdı. ”Umut, bir yolun dönemecinde var hızla koşarken, birden yertişen kurşunla yere serilivermektir” cümlesinin altını çizerken, o 11. kattan neden hala atlamadığını geçiriverirdi aklından.
-Neden atlamıyorum ki?
Belki de karlı dağların ardında henüz yere serilmemiş hiç bilmediği bir umut vardı. Bambaşka bir şehirde, farklı iki çift gözden dökülen aynı acı, aynı umutsuzluğun umudu. Belki de onun henüz yere serilmemiş umuduydu kendisi. Düşsel bir gerçekliğin içinde yere serilmemiş umutları hayal ederken bile kaç tanesinin aslında çoktan yıkıldığının farkındaydı...
Esasen umut, bazen yok olmaktır. Bazen o yoklukta kaybolmak, kaybolmuş başka bir umutla yeşertmekti… İki umutsuzun yapabilecekleri ise tahmin bile edilemezdi, birbirini çeker bulur ve baştan yaratırdı…Bambaşka bir insan yapardı. Öyle ki o insanı gördüğünde düşünmeksizin onun umutsuzluğunda kaybolmak, beraber yok olmayı dilemek en büyük huzurdu belki de...
huzur kısmen de anı yaşayabilmektir.mesela bulaşık yıkarken eğer aklınız bulaşıktan sonra tüttüreceğiniz sigaradaysa kaybetmişsiniz demektir,huzurlu olamazsınız..
verelim.)
bugünlerde çok ihtiyacım var....
huzur annemin kollarındaki günlerimi hatırlatıyor
AH ESKİ GÜNLER AH..
güzel bi haftasonunun ardından; çiçeklerin toprağını değiştirdikten sonra,tırnaklarının arasına giren toprağı bembeyaz lavaboya akıtmak..fonda ezginin günlüğünün sesi,elinde bir fincan kahve (şarap olaydı) doygun kedi bakışıyla terasa kurularak ışıl ışıl istanbulu seyretmek rüzgardan ürpererek... :)
aa mavi boyalı huzurunuzu çok beğendim
acaba bana nerden aldığınızı söyleyebilir misiniz?
Rabb'ime dua ettiğim zamanlar....
Yagmurun o en islatan haline rastgelmektir huzur,üsümektir serin bir yaz aksaminda denizi keserken,ve sicak bir cayi icilmislige ugratirken,yalnizlik ile hosbese baslamaktir huzur...
Huzur, sevgi ve nefretin ötesindeki alemin adıdır.
Olayların ardındaki hakikat noktasını gören kişinin, huzurda olmamasına ihtimal mi vardır?
Dalga, yüzeyde olur... Huzur ve sükun istiyorsanız, derine dalınız! ..
Ahmed HULUSİ
www.AHMEDHULUSI.org
Kuran
tanpınar
evimin bahçesine sebze ekiyorum ve büyümelerini izliyorum...sulamak,temizlemek onlarla ilgilenmek çok huzur verici birşey bence
ruhumun tek ihtiyacı...
BIr giyim magazasi
bence huzur gercek manada yasamadın farkına varmak kısaca yasamak demek..... bazı kişiler tanıyorum sırf huzur için mallarını mülklerini hatta herseyini hemen bırakmaya hatta bırakmıs kişiler bunlar biliyorum.
...ciddiyim....HUZUR SAĞLIKTAN SONRA EN KIYMETLİ DEĞER OLSA GEREK....